Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşk, çocuktum, eylülde

12 Eylülde Aşk Ve Ben Çocuktum

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

12 Eylülde Aşk Ve Ben Çocuktum



12 Eylülde Aşk ve Ben Çocuktum Yazısı - Aşk Hikaye Örneği - Yaşamdan Hikayeler - Yalnızlık Hikayesi - Hayat Hikayeleri


Doğan ORMANKIRAN

Ne günlerdi onlar, o gün için macera, bugün ise anlatılan ne acıklı dönemlermiş Ne kayıpmış ömrümüzdeİnsanların birbirini kasıp kavurduğu bir dönemde çocuk olmayı öğreniyordum O zamanlar, aşk ne demekti, nerden alınırdı Bir çocuk bedenine ağır, bir


:ADHA:

Kavuşamayan köprülere, yollara döndü son zamanlarda aşklar, yada iki inatçı keçinin karşılaşmasına döndü Ne gitmek, ne kalmak ve ne de yol vermek mümkündü bu sevdada

Unutulmaya yüz tutmuş albümleri çıkardım sandıklardan, tozlanmış resimleri gördümÇocukluğuma ait bır sıyah beyaz fotograf o donemde çekilmiş Çizgili pijamalarla, yelekli bir erkek çocuğuymuşum , hala gözlerinde bugünün saflığı dolu Galiba o günden bu güne değişmeyen tek şey gözlerim olmuş


Ne günlerdi onlar, o gün için macera, bugün ise anlatılan ne acıklı dönemlermiş Ne kayıpmış ömrümüzdeİnsanların birbirini kasıp kavurduğu bir dönemde çocuk olmayı öğreniyordum Adını sonradan beynime kazıdığım isimleri ilk o zaman duymuştum Silah, jandarma, polis, politika hep o zaman girdi yaşamıma 12 eylülün çocuğuydum çok sonra anlıyordum o günlerin ne olduğunu da


Çünkü çocuksu oyunlarım vardı Jandarmaydım, polistim, kaçandım , kovalayandım Çünkü gördüklerimi oyunlarıma döküyordum Ve aşkı da o zaman çocuksu tanıyorduk oynadığım kız arkadaşımdı Aşk Ona duyulan özlemdi Birlikte geçirilen saatlerde oynanan çizgi oyunuydu Kör ebe, Aç kapıyı bezirgan başıydı aşk ama adının aşk olduğunu şimdiki gibi bilmiyordum Tanımıyordum


Ekmek 25 kuruştu, gofret 1 lira bir aspirin 25 liraydı Hayat bir çocuğa göre çok ucuzdu Annemin başı ağrıdığı gün, karların içinde kaybetmiştim 25 lirayı, o zamandan kalma karlara karşı bir soğukluğum vardı Birde Asprin alamadığım için, anneme karşı elimden gelmeyen ezikliğimDelice bir dünyaydı hayat, kavgalar silah sesleri, gün ve gün koşturmalar ve kovalamacalar oluyordu Ben çocuksu bir oyun sanıyordum hayatın henüz bilmediğim gerçeklerini, yine annemin kulaklarımda çınlayan sözleri ne sağcıyım, ne solcu yoldan geçen yolcu yumdu Bilmeden tamam anne dediğim


O zamanlar, aşk ne demekti, nerden alınırdı Onu bilmiyordum çocuk zamanlardı Mavi uzun, kulaklarıma inen annemim ördüğü başlık vardı hep kafamda Anne eli gibi sıcak tutuyordu beni Bu sevgi, olabilir miydi Fakat yine hayat kendi oyununu oynamaya devam ediyordu Çocuk halimle müdahale edemediğim günlerdi Bayramları bile hatırlamaz olurduk Oysa bayramlar bizim para kazanma zamanımızdı, şeker topladığımız, el öptüğümüz, pırıl pırıl bayramlıklarımızı giydiğimiz günlerdi Ama şekerli, çikolatalı günlerdi cebimize doldurduğumuzGeçici sevinçti, kandırmacaydı Gece gelen kurşun seslerini teksas, tommiks, hikayeleri zannederdik Ve hep örümcek adamın yada mandrakenin kötülerle savaşacağını beklerdim


Bilmiyordum polislerin her iki günde bir arkadaşımın babasını niçin gece yarısı evden alıp götürdüklerini Polis, jandarma ve komşumuz ama kızgınlık vardı Aralarında sürtüşme niçin olduğunu bilmiyordum çocuksu dünyamda Eski sinemanın bahçesinde oynamaya başlardık Polisliği, abim ve ablamın gelmesine kadar geçen zamanda Okulu merak ederdim Gizlice giderdim okul bahçesine niçin beni içeri almıyorlar diye ağlardım


Yaşın küçük derlerdi Niye ben büyüğüm derdim hatta ben yüze kadar saymayı biliyordum o zamanlar, aşıdan korkmuyordum Çat-patta patlatabiliyordum korkmadan Kalem açmayı da biliyordum Ama okula niye alınmadığımı bilmiyordum Ağlamalar ve sızlamalar fayda etmiyordu Annem bir gofret parası verince susuyor, sevinçten okulu da unutuyordum Babam hep uzaktı bana Belki ev halkının hepsine de uzaktı ama ben daha çok içerliyordum yalnızlığımı


Aslında o zamandan kalma bir alışkanlıktı her şeyi kendi başına bulmayı öğrenme teorileri, maytapları tellere bağlayıp patlatmaktı keşifler Annemin buradan bir yere gitmeyin dediği yerlere gidip dönmekti maceralar Yunus balığı Fliperı seyretmekti televizyonda siyah beyaz dünyada, bir çocuğun dünyasını birleştirmekti Ve ben ne zaman onu görmeye gideceğim diye düşlerdim Devrim kelimesi bile o günden kalmıştı aklımda arkadaşımın ismiydi Ve kalemlerle onu çizmeye kalkışırdım kağıtlara, acaba jandarmalar duysa beni de götürürler miydi Sen düzene karşı geliyorsun devrim yapıyorsun diye


Yine bir kış günü o adımı koyan dedemin Aramızdan ayrılışı çok acı gelmişti bilmesem de nere gittiğini, Ve hep gelecek diye bekleyişim çocuksu yollara göz dikişim ama dedemin gelmeyişi, anneme her sorduğumda dedem nerde diye gelecek oğlum derken gözlerinden akan yaşlara anlam veremeyişimi şimdi çözüyorumilk kaybedişimdi o hayatta sevdiklerimive sonra bir gece baskınını hala unutmuyorum Amcamın Kıbrıs’tan getirdiği oyuncak tabancamı almışlardı ne olur ne olmaz diye O zaman bir daha öğrenmiştim çocukça kaybetmeyi dedemin ölümünden sonra bu ikiydi çocukça yüreğime ağır gelen Bu acıların tohumuydu ekilen


Bir çocuk bedenine ağır, bir çocuk yüreğine maceraydı o günler anlam veremediğimiz, ama bir o kadarda heyecanlıydı Caddelerde jandarmalar gezerken ben onu hikaye kitaplarımdaki dünyama benzetiyordum Kimin niçin savaştığını ve niçin ağladığını bilmiyorum Komşumuz zeynep teyzenin oğlu için neden göz yaşı döktüğünü de bilmiyordum Özo gelin filminde de böyle ağlamıştı Zeynep teyze yusuf askerden dönmediği zaman özo gelin içinde böyle ağlamıştı Ama 12 eylülle yada o günle bağlantısını kuramıyordum


Çocuktum 12 Eylül’de ilk Demirel, Ecevit adı bile o zaman kazınmıştı beynimde Bugünlere geldim aynı isimler hala yine zirvede, Bahçe duvarının üstünden atlamaya çıkardık Ve o kurşunun ağabeyimin saçlarını yalayıp geçişini görmek vay be diye sevinç çığlıklarıydı korkusuzca oyundu çünkü her şey bize göre, bizde elimizle tabanca yapıp dışın dışın diye ateş ediyorduk


Şimdi bakıyorum geçen günlere her şey daha normal olmasına karşın, çocuksu dönemlerimde daha mutluymuşum 12 eylül yaşanan en acımasız günler olsa da geçmişte Ben hep bir çocuksu yön buluyordum o geçen günlerde Komşu kızı sevgi ablanın, Murat ağabeyle yazdığı mektupları taşırdık Çok gizli derlerdi ve büyük bir sorumlulukla taşırdık ne için yazılmış olduğunu bilmediğimiz mektupları, Oyun gibi gelirdi Sonra iki ailenin görüş yüzünden sağ ve sol yüzünden kavga ettiği günleri de gördük anlam veremediğim ne için kavga ettiklerine Murat ağabey mahalleye gelirken sevgi ablanın elini bırakıyorduköşe başında Aşk’tı bu galiba ama yasaktı 12 eylül’de


Şimdi hala aşk kelimesi gelince dilime hep yüreğimin bir köşesini korku kaplıyor acıtır diye, yasak diye, 12 eylül değil şuan günlerden ama öyle öğrenmiştik ya bir kere, hep dönüp dolaşıp geliyor bir yerlere


Şimdi zaman geçti ve öğrendik galiba Aşk her zaman güzeldi 12 Eylül'de bile


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.