Prof. Dr. Sinsi
|
Endişe Ve Korku
gereksiz korkular - endişe ve korkuların kişilik üzerine zararları - endişe ve gereksiz korkularımızdan nasıl kurtulabiliriz - özgüven duygusu - özgüvenin başarıdaki etkisi
Robert Herrick "Sonuna dek çaba gösterin ve asla kuşkuya düşmeyin Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter " demektedir
Endişe: Zihinde oluşan ince bir korku akıntısıdır, ne kadar uzun sürerse bıraktığı izler de o kadar derin olur
Endişe ve korku; insanı başarı merdivenlerine tırmanmaktan alıkoyan en önemli unsurlardandır Korku ve endişe, ölçülü olduğu müddetçe insana zararlı değildir; ama ölçü aşıldığında hayat çekilmez olur
Bizler zihnimizi olumlu ya da olumsuz şekilde kullanabiliriz Beynin en olumsuz kullanma şekli; korku ve endişe ile yaşamasıdır Endişe ve korku çıkmaz bir sokaktır O sokağa girenler asla çıkış yolunu bulamazlar Hayatta başarılı olmak isteyen ve hedefine kilitlenen insanların en büyük düşmanı: korku ve endişedir Nice insan korku ve endişe yüzünden hedeflerinden, ideallerinden, sevdiklerinden mahrum kalmıştır
Endişe ve korku, bulaşıcıdır Bir hareketimize yansıdığı an bütün hayatımızı sarar Endişe ve korku hastalığına yakalanmak; hayatın anlamını yitirmesi demektir
Endişe ve korkudan kurtulmanın ilk adımı; Endişe ve Korkunun bize hiçbir şey kazandırmadığına kendimizi inandırmamızdır
İkinci adım; Bizi ideallerimizden alıkoyan en önemli etken olduğuna inanmamızdır
Üçüncü adım; Endişe ve korkunun uzun sürmesinin hayatımıza olumsuz etkilerinin olacağının farkında olmamızdır
Bugünden yarının endişesine düşmek bizi yıpratır Gelecek endişesi, sağlık endişesi, ölüm endişesi, geçim korkusu, başarısızlık korkusu, ihtiyarlık korkusu, mutsuzluk korkusu, bu ve buna benzer endişe ve korkuları düşünmek bu günümüzü ve yarınımızı yok etmektir
Öyleyse; gelecek madem gelmemiş; onun endişesini yaşamamalıyız Geçmiş geride kalmış; geçmişe takılıp kalmamalıyız, içinde bulunduğumuz zamanı en iyi şekilde kullanıp gelecekte bizi bekleyen endişe ve korkulardan kurtulmalıyız
Başarısız olma korkusu insanın ölümü demektir Hem de bin kez Korku ve endişelerine yenik düşenler asla başarılı olamazlar Bugün endişe ve korku içinde olup; atılım yapmayanlar gerçekte kendi başarılarını baltalayan zavallılardır Çünkü "Korkaklar bin kez ölür " Onların her korkusu küçük bir ölümdür Unutmamalıyız ki; başarının en korkunç düşmanı korkunun kendisidir korkuyu ve endişeyi kendi içinde yenen insanlar başarıyı hayat tarzı yaparlar Korku; başarılı insanların bir numaralı düşmanıdır Onun için, başarılı insanlar korku düşmanını cesaret silahıyla yok etmişlerdir Cesaretle tarihte yaşayanların etkisi bugün bile sürmektedir Korkuyla yaşayanlar ise hiç hatırlanmamaktadır
Şimdi içindeki korku ve endişeyi yenen bir insan portresi; Sudaki girdaplardan çok korkan bir adam, nehir kıyısında dikilmiş, bir girdabı gözlüyordu Girdap tarafından yutulup birkaç saniye sonra tekrar ortaya çıkan bir kütük dikkatini çekmişti Kendine sordu: "insan neden girdaptan korkar?" Birkaç dakika düşündükten sonra soyundu ve suya daldı Korkusunu yenip suyun kendisini taşımasına izin verdi Döndü durdu Sonra kollarını yana açıp nefesini tuttu ve aşağıya doğru battı Birkaç dakika sonra girdabın biraz ötesinde, güvenle su yüzeyine çıktı Kıyıya doğru yüzerken kendisini zafer kazanmış gibi görüyordu Artık girdaptan korkmasına gerek yoktu Kendi kendine şöyle düşündü "Bir şey hakkındaki gerçeği bildin mi korkacak bir şey kalmaz "
Bu adamın deneyimi ona yalnızca girdaplardan korkmayı değil, aynı zamanda hayatı nasıl karşılamak gerektiğini de öğretti Evet insanoğlu bilmediği şeylerden korkar Korku; insanın kendinde olan bir hastalık değildir  Güven eksikliğinden ortaya çıkar Kontrol altına alınmazsa, insanın bütün benliğini sarar Böylece korkularının esiri haline gelir insanoğlu  Korku düşmanlarımıza güç verir Onlar bizim korktuğumuzu gördükçe; korku silahını kullanmaya devam ederler  
Korku ve endişeden kurtulmanın yolu; öncelikle korku ve endişeleri tanımlamaktır Tanımlamayı bitirdikten sonra cesaretle korku ve endişelerimizin üstüne gitmeliyiz Elimizde olmayanların korku ve endişesiyle yaşamamalıyız  "Başarısız olacağım" korku ve endişesiyle çalışmayı bırakan hedeflerinden vazgeçen milyonlarca insan vardır Bu insanlar korku ve endişe gibi hayali düşmanlardan çekinerek istikballerini kafartan zavallılardır  Başında korku yelleri esen, buluttan nem kapanlar için, Allah'tan yardım dilemekten öte yapılacak bir şey yok ne yazık ki!
Başarının önündeki en önemli engel olan, yersiz endişe ve korkulardan kurtulmamız gerekmektedir
Aslında böyle korkular ruhsal yapımızla ilgilidir Hayatını bu tür boş kaygılarla heba eden milyonlarca insan vardır Bakın bu konuda Prof Casson ne diyor; "Lütfen elinize bir kağıt ve kalem alın ve her gün sizi sıkıntıya sokan, üzen, endişeye sevk eden ne kadar neden varsa hepsini sıralayın Ve olabildiğince içtenlikle yazın Canınızı sıkan en küçük bir şeyi bile ihmal etmeden yazın Sözgelimi yağmurlu bir havada şemsiyenizi evde unutmuşsunuz ve buna çok içerlemiştiniz; unutmayın, yazın hadi  ya da evet ya da çocuğunuz yemeğini örtüye dökmüştü ve siz çok kızmıştınız ona  Evet onu da yazın  Bir hafta içinde küçük büyük yaşadığınız bütün can sıkıcı şeyleri alt alta sıralayın "
Yazdıktan sonra özenle saklayın ve tam bir hafta sonra kara listeye aldığınız sıkıntı ve üzüntü veren durumları bir bir gözden geçirin Bu arada önemsiz gördüklerinizin üzerini çizin
Bu işi soğukkanlılıkla yaptığınızda listede geriye pek bir şey kalmadığını göreceksiniz Hayatta başarılı olmak istiyorsak; gereksiz korku ve endişelerden kurtulmalıyız Korku ve endişeler, başarımızı prangalar Bu prangalardan kurtulmadan, başarılı olmak mümkün değildir
En zor şartlarda bile korkmayan, soğukkanlılığını yitirmeyen ve iradesini koruyan insanlar hayatta her zaman başarılı olurlar Yaşamımızda; ciddi korkular, gündelik korkular ve geleceğe ait endişe ve korkularla yaşarız Ciddi kaygılar hepimiz için geçerlidir Ama gündelik ve geleceğe ait korkularla hayatımızı heder etmeye hakkımız yoktur Ayrıntılarda boğularak ve olur olmaz her şeyden korkarak, endişelenerek bütün yaşamımızı zindana çevirmek doğru değildir
Başarı; korkakların elde edeceği bir kavram değildir Başarı cesaretle çalışan, gündelik problemlerle boğulmayan azimli ve kararlı insanların hakkıdır Bizler bu hakkı elde etmek için; korku ve endişe gibi iki azılı düşmandan kurtulmalıyız  
Unutmamalıyız ki; bizi zorluklar mahvedemez Hedefimizin büyüklüğü ve zorluğu da bizi alt edemez; ancak yersiz endişe ve korkularımız yüzünden başarılı olamayız Hayatımız değer kazansın istiyorsak; endişe ve korkuya hayır diyelim Gereksiz şeylere kaygı ve korku duyanlar, bunlara kafa yoranlar, hayatın kıyısında hayatın tadına varamayan insanlardır
Hayatta en büyük tehlike bizim kendi korku ve endişelerimizi oluşturmamızdır Kendi korkusunu oluşturanlar hayattan hiçbir tat alamazlar Büyük hedef tespiti yapanların küçük ve yersiz korkularla uğraşmaları gülünçtür Korku içinde yaşayanlara mutluluk çok uzaktır Onlar hemen yanlarında olan mutluluğu korku ve endişe yüzünden fark edemezler Bizler kuluçkaya yatmışçasına üzüntü, korku ve kaygı içinde yaşamamalıyız Böyle yaşamaya devam edersek mutlu olamayız  olmamız da imkansızdır Bu nedenle korku ve endişe içinde bocalamaktan vazgeçmeliyiz Korku ve endişe; zayıf bünyeli insanları bulur ve onların bünyesine yerleşir Zayıf bir bünyeye yerleşen korku ve endişe, insana zayıf kararlar aldırır Bu kararlardan sonra başarısız olan, hayatlarındaki bütün güzellikleri kaybeden birçok Asanımız vardır
Korkaklar devamlı hayatın gerisinde kalır Onlar geride kalmaya mahkûmdurlar Çünkü onlar, karşılarındaki zorlukları olduğundan daha büyük görürler, zorlukların kendisinden değil, gölgesinden korkarlar Korkak kişi sürekli geriler, ileri adım atamaz Halbuki, yürümek bütün endişe ve korkulardan kurtulmaktır, korkuyu yenmenin en kolay yolu korkunun üstüne üstüne gitmektir İçimizdeki korkuyu kovmalı ve kendimize güvenmeliyiz Korkaklık; bütün güzellikleri yok eder Cesaret ise bütün güzellikleri ortaya çıkarır
Ömrünü istemek ve korkmak arasında geçirenler hayatta istediklerine ulaşamazlar Hintlilerin çok güzel bir sözü vardır "Cesurlar bir kez, korkaklar bin kez ölür "
İşte sizlere küçük yaşta korkuyu yenen bir çocuk portesi Dan Millman, beş yaşındaki bir çocuğun, yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla küçük kardeşi için gösterdiği şaşırtıcı cesareti anlatıyor
Stanford Hastanesi'nde gönüllü olarak çalıştığım yıllardı Oldukça nadir rastlanan ciddi bir hastalığı olan Liza adlı minik kız vardı Tek iyileşme şansı, aynı hastalıktan kurtulmayı başaran ve hastalıkla mücadele etmeye yarayan antikorları vücudunda barındıran beş yaşındaki erkek kardeşinden kan nakli yapılmasıydı Kız kardeşinin durumunu beş yaşındaki erkek kardeşine anlatan doktor, çocuğa, kız kardeşine kan verip veremeyeceğini sordu Çocuk, birkaç saniyelik bir tereddütten sonra derin bir nefes aldı ve "Evet, Liza'yı kurtarmak için tek çare buysa kanımı veririm " dedi
Küçük çocuk, kan nakli için, kız kardeşinin yanındaki yatağa uzandı Kan verme işlemi başladı Çocuk ilk başta mutlu görünüyordu; fakat biraz sonra yüzündeki mutluluk kaybolmaya başladı Baş ucunda duran doktora dönerek ürkek bir sesle "Hemen şimdi mi öleceğim?" dedi
Çocuk, yaşı küçük olduğundan doktoru yanlış anlamıştı Kanının hepsini kız kardeşine vereceğini düşünmüş, hayatını kız kardeşi için feda etmeyi kabul ederek o yatağa uzanmıştı
Dann Milman "Evet, cesaretin ne olduğunu iyi öğrendim " diye ekledi Çünkü hayatta karşıma iyi öğretmenler çıktı
Keşke korku ve endişelerle karşılaşınca bu çocuk gibi cesaretli olabilsek  
O zaman başarı kendiliğinden gelecektir
|