Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fenomeni, hayat, maymun, yüz

Yüz Maymun Fenomeni Ve Hayat

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüz Maymun Fenomeni Ve Hayat



100 Maymun Fenomeni - Kişisel Gelişim Yazıları - Yüzüncü Maymun Fenomeni Hakkında



“Başkalarının mutluluğundan kendine pay çıkaran insan, en mutlu insandır (Goethe)


Size gerçek bir hikâye anlatacağım:

Yüzüncü Maymun’un hikâyesini…


Pasifik Okyanusu’nda irili ufaklı birçok ada Bu adalarda Macaca Fuscata türü Japon maymunları yaşıyor Bu adalardaki maymunların doğal ortamları içindeki davranışları otuz yılı aşkın bir süre bilim insanları tarafından gözleniyor


1952′de Koshima Adası’nda bilim insanları maymunların beslenmesi için kumların içine tatlı patates bırakıyorlar Bu adanın maymunları da tatlı patatesin tadından hoşlanıyor ama yiyeceklerinin kumlu olması hiç de hoşlarına gitmiyor Ama can boğazdan gelir diyerek kumlu da olsa tatlı patatesleri yemeye devam ediyorlar


Bir gün, on sekiz aylık İmo isimli dişi maymun bu soruna bir çözüm buluyor, İmo, tatlı patatesleri en yakın su birikintisinde yıkayarak yemeyi akıl ediyor Bu buluşunu annesine de öğretiyor, İmo’nun arkadaşları da patateslerini yıkayarak yemeyi öğreniyor ve kendi annelerine de öğretiyor Bu yeni davranış biçimi bilim insanlarının gözleri önünde, yavaş yavaş maymunlar arasında yayılıyor


1952 ve 1958 yılları arasında genç maymunlar, beslenmelerini daha zevkli hale getirmek için, kumlu tatlı patateslerini yıkamayı öğreniyorlar Bu daha sağlıklı ve zevkli yeni davranış biçimini çocuklarını taklit ederek onlardan yeni bir şey öğrenen yetişkin maymunlar da kazanıyor Yeniliklere açık olmayan, çocuklar ve gençlerden de öğrenilebileceğini düşünmeyen, kendi bildiklerini tekrar eden yetişkin maymunlar ise kumlu patates yemeye devam ediyor 1958′in sonbaharında çok şaşırtıcı bir şey oluyor Koshima maymunlarının bir kısmı (diyelim ki 99 maymun) artık patateslerini suda yıkayarak yemeyi öğrenmiş oluyor


Bir sabah, gün doğarken yüzüncü maymun da patateslerini yıkayanlar arasına katılıyor İşte o an her şey değişiyor Aynı günün akşamı, adadaki hemen hemen tüm maymunlar, patateslerini yemeden önce yıkamaya başlıyor Yüzüncü maymunun ilave enerjisi her nedense devrim yaratıyor!


Ama hikâye bitmedi Bilim insanlarını şaşırtan asıl sürpriz, bu adayla doğrudan bir ilişkileri olmadığı halde, diğer adalardaki maymun kolonilerinin de aynı anda patateslerini yıkamaya başlamaları… Yeni bir düşünce ve davranış tarzı, toplumları oluşturan fertlerin belirli bir oranı tarafından benimsendiği an, bu yenilik, mesafenin önemi olmaksızın zihinden zihine aktarılabiliyor Yani, “Yüzüncü Maymun Fenomeni” denilen bu fenomen şunu gösteriyor: Yeni bir düşünce, yeni bir yol, toplumda sadece belirli sayıda insanlar tarafından biliniyorsa, bu yenilik sadece o kişilere ait bir şey oluyor


Ama “bilenlerin” sayısı belli bir kritik noktaya ulaştığı an, sadece bir kişinin daha “yeni yol”a katılması, toplum bilincinin aşama geçirmesine yol açıyor Yeni düşünce, birdenbire herkes tarafından düşünülmeye başlanıyor Niceliğin niteliğe dönüşme noktası…


“Yüzüncü Maymun Fenomeni”, Duke Üniversitesi’nden Doktor JB Rhine tarafından değişik deneylerde tekrarlanıyor Sonuç her seferinde aynı Bugüne dek mutsuz, huzursuz, bencil, korku dolu, karamsar bir dünya süre geldi Zihinlerde hala taş devri korkularmı taşıyoruz Yeniliklere açık, farklı düşünenler ise aşağılanıyorlar, alay ediliyorlar, toplum dışına itiliyorlar Cesaretleri takdir edilmek bir yana söndürülmeye çalışılıyor bu insanların… Einstein bile teorisini ilk ortaya attığında meslektaşları tarafından kınanmış Sıradan insan asla büyük insan olamaz Doğar, yaşar ve ölür Buna yaşamak denirse! Dünyada mutlu, huzurlu, sevecen, aydınlık dolu insanlar yok mu? Cesur bir dünya isteyen ve bu uğurda çaba göstermekten çekinmeyen, her şeyi göze alan insanlar yok mu? Elbette var Sayıları gittikçe de çoğalıyor İnsanın, insanlık boyutunda devrim yapabilmesi için yüzüncü maymunun aralarına katılmasını bekliyorlar “Yüzüncü Maymun” belki de sizsiniz


100 maymun’da olduğu gibi bizler bu yolda Başarılı bir şekilde kendimizi istediğimiz seviyeye çıkarttıkça daha mutlu ve huzurlu bir dünyanın oluşabilmesine katkı sağlamış olacağız


Bunun olması için farkındalığımızı arttırarak bizi istediğimiz yaşamı yaşamaktan alıkoyan bilinçaltı kodlamalarımızı değiştirmemiz gerekmekte


Basit fakat bir o kadar da etkili olduğunu deneyimleyeceğiniz bu çalışma da yaşamınızı oluşturan kodlarımızın dilimize nasıl yansıdığının farkındalığını kazanmış olacağız


Kullandığımız kelimeler sadece bir ses değil çok büyük bir güçtür Kendimizi ifade etme, iletişim kurma gücü


Peki, iletişimi neden kurarız?


Onlarca anlamı olan iletişim kelimesini yaşamlarımızda en çok isteklerimizi gerçekleştirmek için taleplerimizi karşı tarafa bildirmek anlamında kullanırız işte bunun için kelimeler bizim için büyük bir güçtür Kelimelerimizle düşünür kelimelerimizle yaratırız bu büyük güç tıpkı iki tarafı keskin bir bıçağa benzer


Örneğin; tek bir sözle karşınızda ki insanı mutlu edebilir yine tek bir sözünüzle karşınızda ki insanı bedbaht edebilirsiniz


Şimdi kendinize bir sorun; elinizde ki bu gücü hem kendiniz hem başkaları için ne şekilde kullanıyorsunuz?


Liderlerin tek bir sözü ile büyük kitleler savaşlara katılabilir

ya da barışı ve sevgiyi yayabilir Mevlana ve Hitler de buna örnektir


Bizlerle kendi yaşamlarımızda başta kendimiz olmak üzere etkileşimde olduğumuz kişilerin liderleriyiz Bir kelimenin gücünü anladığınızda ağzınızı her açtığınızda çıkan etkili gücün farkına varırsınız


Zihinlerimiz verimli topraklar gibidir Sözlerimiz ise ektiğimiz tohumlar Bu tohumlardan aldığımız ürün ise yaşamın içerisinde ki yaratımlarımız yani ilişkilerimiz, işimiz, sağlığımız vb


Ektiğimiz her tohum, yinelenme sayısı kadar güçlenir…

Örneğin bir kere kendime ben çirkinim dersem dünyanın en güzel kadını olsam da içimde bir ben çirkinim tohumu taşımaya başlarım bunu her yinelediğimde bu tohumlar tarlamda çoğalır karşılık olarak da güzellik tohumlarım azalır hasat zamanlarımda topladığım ürünlerde değişmeye başlar yaşamımda bana ne kadar güzel olduğumu söyleyen dostlar yerine çirkinliğimi yüzüme vuran insanlar ya da olaylar olmaya başlar


Her inandığım söz kuvvetlenmeye sonsuz bereketli tarlamda büyümeye başlar Bunu bildiğim için ağzımdan çıkan her kelimeye koşulsuz sevgiyi, kendim ve bütünüm için iyi dilekleri yüklerim


Haydi, şimdi birlikte bu çalışmayı yapalım Bir ay boyunca ağzımızdan sadece güzel ve iyi olanın çıkmasına izin verelim Bu harika oyunda bize en yakınlarımızın da eşlik etmesini sağlayalım


Yalanı değil doğruyu konuşalım


Dedikodu yapmayalım Yanımızda olmayan bir insan hakkında konuşurken sadece iyi dileklerimiz dudaklarımızdan dökülsün


Kendimizi eleştirmeyelim bunun yerine kendimizi her gün daha iyiye daha güzele taşıyacak olan güzel sözler söyleyelim Ben diye kurduğumuz her cümle yaşam kalitemizi belirlemekte Öyleyse ben dedikten sonra kendimizin dostu olduğumuzu hatırlayalım


Gerçekleşmesini istediğimiz niyetlerimizle ilgili güzel şeyler düşünelim ve konuşalım Hatırlayalım ki düşünmek sessiz konuşmaktır İyi bir işimiz olmasını istiyor olabiliriz ancak gün içerisinde kaç sefer iş bulmanın zor olduğunu, patronların ya da şirketlerin acımasız olduğunu, ekonomik kriz vb durumları değerlendiriyoruz? Bunun yerine evrende her şeyin bol ve sınırsız olduğunu, yaşamın bereketli olduğunu, herkese her şeyin yeteceğini hatırlayalım Bu düşüncenizi ve sözlerinizi kuvvetlendirmek içinde etrafınızı incelemeniz yeterli


Aldığınız her nefes sonsuz ve sınırsızlığın göstergesi değil mi?

Milyarlarca insan her an nefes alıyor ve bu milyonlarca yıldır devam ediyor üstelik sadece insanlar değil… hayvanlar bitkiler de


Kahvaltıda yediğiniz zeytinin çekirdeğinin içerisinde her yıl hasat zamanında binlerce zeytin verecek bir ağaç yok mu? Aynı durum meyveler ve bitkiler içinde geçerli değil mi?


Bunca bolluğun içerisinde bizi kısıtlayan yokluk bilincinde demirlenmemize sebep olan kısıtlayıcılığımız, prangalarımız kelimelerimiz ve onu kullandığımız alanlarımız değildir de nedir?


Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar (Goethe)


Daima kendinizin ve bütününüzün çözümlerinde yer almayı hatırlayın en çok neyi konuşursak onun bir parçası oluruz


Her nefeste her seste yaşamınızın her yeni günde bir öncekinden daha fazla sağlık sıhhat bolluk ve neşe içerisinde geçmesi dileklerimle…”

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.