|  | Narnia Günlükleri Prens Kaspiyan |  | 
|  06-28-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Narnia Günlükleri Prens KaspiyanNarnia Günlükleri: Prens Kaspiyan ( 2008 ) Vizyon Tarihi: 6 Haziran 2008 Yönetmen: Andrew Adamson Senaryo : Andrew Adamson, Christopher Markus Oyuncular: Ben Barnes,Liam Neeson,Warwick Davis,Georgie Henley,Anna Popplewell Müzik: Harry Gregson-Williams Görüntü yönetmeni: Karl Walter Lindenlaub Tür: Macera, Aile, Fantastik Yapım: ABD 2008 (Renkli) Dil: İngilizce Andrew Adamson’ın yönettiği ve William Moseley, Georgie Henley, Skandar Keynes ile Anna Popplewell’in oynadığı Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan 11 Temmuz'da vizyona çıkıyor  Narnia’nın büyülü dünyasında zaman bizim dünyamızdan daha hızlı akmaktadır  Bu yüzden İngiltere’deki tren istasyonundan hareket eden Pevensey kardeşler kendilerini bir sonraki durak olan Büyücü Kral Mirax’ın hüküm sürdüğü adada bulurlar  Narnia’nın eski güzel günlerini geri getirebilmek için adanın genç prensi Caspian ve güçlü Aslan’la ittifak yaparlar  | 
|   | 
|  | 
|  | Narnia Günlükleri Prens Kaspiyan |  | 
|  06-28-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Narnia Günlükleri Prens Kaspiyan The Chronicles of Narnia: Prince Caspian Yönetmen Andrew Adamson Oyuncular William Moseley, Anna Popplewell, Georgie Henley, Skandar Keynes, Ben Barnes, Sergio Castellitto, Tilda Swinton Senaryo Andrew Adamson, Christopher Markus, Stephen McFeely Yapımcılar Andrew Adamson, Mark Johnson, Perry Moore Görüntü Yönetmeni Karl Walter Lindenlaub Prodüksiyon Tasarımı Roger Ford Kostüm Tasarımı Isis Mussenden Kurgu Sim Evan-Jones Set Dekorasyonu Kerry Brown Özgün Müzik Harry Gregson-Williams Yapımcı Stüdyolar Walt Disney Pictures, Walden Media Türkiye Dağıtımı UIP Filmcilik Gösterim Tarihi 11 Temmuz 2008  Bildiğiniz herşey sonsuza kadar değişmek üzere    Dolap şimdi yok  Beyaz Cadı öldü  Aslan neredeyse 1000 yıldır ortada yok  Narnia ülkesine geri dönen Peter, Susan, Edmund ve Lucy Pevensie kardeşler, orada çok değişik bir dünyayla karşılaşırlar  Yeni bir düşman ortaya çıkmış, Narnia'nın sevimli ve iyiniyetli yaratıkları yok olma noktasına ulaşmışlardır  Walt Disney Pictures'ın sunduğu “The Chronicles of Narnia: Prince Caspian”ın yönetmenliğini Andrew Adamson üstlendi  Senaryosunu, ilk filmin de senaryosunu yazan Emmy ödüllü Christopher Markus ile Stephen McFeely yazdı  Yapımcılığını Mark Johnson ile Philip Steuer üstlendi  C  S  Lewis'in yazdığı kitaplardan uyarlanan “Narnia” serisinin 2005 yılında gösterime giren birinci filmi “The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe”un dünya hasılatı 475 milyon doları bulmuş, elde ettiği hasılatla tüm zamanların en başarılı filmlerinden birisi ünvanını kazanmıştı  “Narnia” serisinin ilk filminin başrollerinde yer alan genç İngiliz oyuncuların hepsi ikinci filmde de aynı rollerini tekrarlayarak kamera karşısına geçtiler  Pevensie kardeşlerin en küçüğü Lucy rolünde Georgie Henley oynadı  İlk macerada kardeşlerine ihanet eden Edmund rolünde Skandar Keynes kamera karşısına geçti  Tedbirli ve pratik zekaya sahip Susan rolünde Anna Popplewell oynarken Narnia ülkesini ele geçiren Kral Miraz'ı safdışı etmeye çalışan Peter rolünde William Moseley yer aldı  İkinci “Narnia”ya ismini veren yeni bir karakter daha var  Ülkesini şeytan ruhlu Kral Miraz'dan kurtarmak için Pevensie kardeşlerle güçbirliği yapan Prens Kaspiyan rolünde 26 yaşındaki genç İngiliz aktör Ben Barnes'ı izleyeceğiz  Geçtiğimiz sezon Türkiye sinemalarında gösterime giren “The History Boys” adlı filmdeki oyunuyla adını duyuran Ben Barnes, son dönemde Noel Coward'ın “Easy Virtue” adlı eserinden yapılan aynı adlı ilk film uyarlamasında Jessica Biel ve Colin Firth'e karşı oynamış; “Bigga Than Ben” adlı filmde rol almış; Matthew Vaughn'un fantastik filmi “Stardust”ta da yer almıştı  Yeni filmde ayrıca Pevensie kardeşleri yeni yolculuklarında eşlik eden Kızıl Cüce Trumpkin rolünde Peter Dinklage (“The Station Agent”, “Death at a Funeral”, “Elf”); şüpheci ruhlu Kara Cüce Nikabrik rolünde Warwick Davis (“Willow”, “The Hitchhiker's Guide to Galaxy”, “Return of the Jedi”) kamera karşısındaki yerlerini aldılar  Yarı insan - yarı boğa canavar Asterius rolünde “Lord of the Rings” üçlemesi ve “The Lion, the Witch and the Wardrobe”dan tanıdığımız Yeni Zelandalı aktör Shane Rangi; insan başlı atların lideri Glenstorm rolünde İngiliz müzikal tiyatro starı Cornell S  John oynadılar  Filmin kadrosunda çok sayıda uluslararası oyuncu da yer aldı  Şeytani ruhlu Kral Miraz rolünde ünlü İtalyan aktör-yönetmen Sergio Castellitto kamera karşısına geçerken Telmarine ordusunun komutanı General Glozelle rolünde İtalyan sanatçı Pierfrancesco Favino; Miraz'ın ordusundaki yüksek rütbeli subay Lord Sopespian rolünde Meksikalı yıldız Damian Alcazar; Miraz'ın sadık karısı Kraliçe Pruniprismia rolünde İspanyol oyuncu Alicia Borrachero; yaşlı bilge doktor Cornelius rolünde deneyimli Fransız aktör Vincent Grass kamera karşısına geçtiler  Filmin çekimlerine 12 Şubat 2007'de Yeni Zelanda'nın kuzey ve güney adalarının ikisinde birden başlandı  Kullanılan mekanlar arasında ilk “Narnia”nın da çekildiği ünlü Henderson Stüdyoları'nın yanısıra Kuzey Adası'ndaki Coromandel Yarımadası'nda yeni kurulan siteler de vardı  Güney Adası'nda ise Tazmanya Denizi kıyısındaki Haast River Vadisi ile Queenstown yakınlarındaki Paradise Valley ile Glenorchy ormanları kullanıldı  Çekim takviminin Yeni Zelanda ayağını Mart ayında tamamlayan prodüksiyon ekipleri, Doğu Avrupa'ya geçerek Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da kurulu Barrandov ve Modrany Stüdyoları'nda çalışmaya başladılar  Bu ülkedeki diğer mekanlar arasında Kuzey Bohemya bölgesindeki Usti kenti de vardı  Filmin destansı savaş sahneleri bu kentte çekildi  Ayrıca Polonya ve Slovenya'da da çekim yapıldı  Narnia'ya Dönüş: Prens Kaspiyan'ın Öyküsü C  S  Lewis'in sevilen kitaplarındaki büyüleyici karakterler, “The Chronicles of Narnia: Prince Caspian”da bir kez daha karşımıza çıktılar  2  Dünya Savaşı dönemi İngiltere'sinde yaşayan Peter, Susan, Edmund ve Lucy Pevensie kardeşler, hatırlanacağı gibi ilk filmde efsanevi Narnia ülkesine bir dolap içerisinden geçiş yapmışlardı  Yeni filmde dolap içerisinden değil, Londra'daki Trafalgar Meydanı yakınındaki bir metro istasyonundan geçecekler  Narnia ülkesinde onları bu kez eskisinden daha büyük inanç ve cesaret sınavı gerektiren tehlikelerle dolu yepyeni maceralar bekleyecek  “The Lion, the Witch and the Wardrobe - Aslan, Cadı ve Dolap”taki inanılmaz olayların üzerinden bir yıl geçtikten sonra Narnia'ya dönen kahramanlarımız, Narnia zaman ölçütüyle 1  300 yıldan fazla süre geçmiş olduğunu keşfederler  Onların yokluğunda Narnia'nın Altın Çağı sona ermiş, artık bir efsane olarak anılmaya başlamıştır  Ülkenin büyüleyici konuşan hayvanları ve mistik yaratıklarından geriye bir avuç kalmıştır  Artık ülkenin her yerinde acımasız Lord Miraz'ın liderliği altındaki Telmarinler adlı yeni bir insan ırkı türemiştir  Ülkenin kudretli ve ihtişamlı Aslan'ı da binlerce yıldır ortalıkta gözükmemiştir  Pevensie kardeşleri Narnia'ya geri çağıran kişi, ülkenin yeni insan ırkı olan Telmarine'lerin tahtının genç varisi Prens Kaspiyan'dır  Şeytani ruhlu amcası Miraz'a karşı mücadelesinde dört kardeşin desteğine ihtiyacı vardır  Kahraman ruhlu ama huysuz cüce Trumpkin, cesur konuşan fare Reepicheep ve güvenilmez Kara Cüce Nikabrik'in yardımını alan Pevensie kardeşler, Narnia ülkesini eski büyüleyici ve muhteşem günlerine geri döndürmek için büyük bir maceraya atılacaklardır  Narnia Kitaplarını Tanıyalım C  S  Lewis'in yazdığı “Prince Caspian”, yedi kitaptan oluşan “Chronicles of Narnia” serisinin ikinci kitabıdır  2005 yılında filme çekilen “The Lion, the Witch and the Wardrobe” ile başlayan serinin diğer beş kitabının isimleri ise sırasıyla “The Voyage of the Dawn Trader”, “The Silver Chair”, “The Horse and His Boy”, “The Magician's Nephew” ve “The Last Battle” şeklindedir   1950 ile 1956 yılları arasında yayınlanan “Narnia” serisi, edebiyat dünyasının en uzun ömürlü ve yaratıcı kitap serileri arasında yer aldı  Bugüne kadar 35 farklı dile çevrilen kitapların toplam satışı 100 milyonu geçerken dünya çapında en çok satılan kitap serilerinden birisi oldu  C  C  Lewis'in bıraktığı mirasın sahibi olan ve kurduğu C  S  Lewis Company'nin kreatif direktörlüğünü yapan Douglas Gresham (yazarın üvey oğludur), Lewis'in kitaplarının sinemaya uyarlanması için 20 yıllık uğraş sergilemişti  2005'te çekilen ilk filmin çarpıcı başarısının ardından “hayatımın en büyük hayalinin ikinci perdesi” olarak tanımladığı ikinci film üzerinde odaklandı  “İlk filmin 2005 yılında dünya çapında büyük patlama yapmasıyla bir hayalimin gerçekleşmesine tanıklık ettim  Filmin keyifli olacağını ve dünya izleyicisinin hoşuna gideceğini hep beklemiştim ama açıkçası o kadar yüksek başarı düzeyi hayal etmemiştim” diyor Gresham… Yapımcı Mark Johnson da, ikinci filmin birçok açıdan ilkini geride bırakacağına inandığını belirterek şöyle konuşuyor: “Öncelikle bu film birincisinden çok daha büyük çaplı bir yapım oldu  Kamera arkasında çalışan ekip sayısı açısından daha büyük… Kamera önünde görev yapan oyuncu sayısı açısından daha büyük… Hepsinden önemlisi dramatik açıdan daha büyük… Ele aldığımız temalar ve ilişkiler, ilk filme kıyasla daha büyük ve kapsamlı boyutlarda…” Yönetmen Adamson ise şu açıklamayı getiriyor: “Yeni maceramız `Prince Caspian'da, Pevensie kardeşlerin Narnia ülkesini terk etmesinden 1  300 yıl sonrasının öyküsü anlatılır  Narnia'nın yönetimini Telmarin'ler ele geçirmiş ve sevimli yaratıklarımızı ormana sürmüştür  Kraliyet tacının mirasçısı Prens Kaspiyan olduğu halde hain ruhlu amcası Miraz tarafından dışlanmıştır  Pevensie kardeşleri Narnia'ya geri getirmekteki amacı, Narnia için doğru bir kral olmayan Miraz'dan ülkeyi kurtarmaktır  ” İlk filmin bilerek küçük ölçekli tutulduğunu, ikinci filmde destansı savaş sahneleri olduğunu belirten Adamson, “Şimdi o destansı dünyayı görüyoruz  Bu nedenle bu filmin başlangıcında en görkemli sahnelerle başlamalıydık  Daha fazla dış mekan kullandık  Narnia ülkesinin yeni ırkı Telmarin'ler için kaleler ve kraliyet sarayları yaptık  Kısacası yepyeni bir dünya dizayn ettik  Ayrıca bu film ilkine kıyasla biraz daha esrarengiz ve yiğitlik içeren bir film oldu  Böyle olmasında çocukların artık daha büyük olmasının da payı vardır  Böylece öykümüz doğası gereği daha yetişkinlere yönelik oldu  ” Birinci filmde de bazı kasvetli sahneler olduğunu söyleyen Adamson, “Örneğin Aslan'ın ölümü sahnesi kesinlikle en kasvetli ve üzücü sahnelerden birisiydi  Bu filmin ise daha tekinsiz olma potansiyeli taşıdığını düşünüyorum  Miraz karakteri benzerini gerçek yaşamda da görebileceğimiz türden acımasız ve hain birisidir  Bu da öykümüzü daha korkutucu kıldı” diyor  Yönetmen açıklamalarını şu sözlerle devam ediyor: “İlk filmin, kendini bir davaya kurban etme, fedakarlık ve affetme üzerine bir öyküsü vardı  İkinci filmimiz ise daha kişisel bir öykü içeriyor  Sevdikleri ülkeye geri dönen ama o ülkenin artık var olmadığını gören çocukların öyküsü var  Bu açıdan bakınca ikinci filmin ergenlik, büyüme ve macera anlamına geldiğini söyleyebilirim  ” Bu fikrin kişisel düzeyde bazı çağrışımlar yaptığını ifade eden yönetmen, “Ben Yeni Zelanda'da doğduğum halde çocukluk yıllarım Papua Yeni Gine'de geçti  Geçenlerde o ülkeye gittiğimde çocukluk yıllarımdaki ülkeyle alakası bile olmadığını gördüm  Dolayısıyla bu dört çocuğun Narnia'ya geri dönüşünde oradaki ortamın ilk gidişleriyle aynı olmadığını görmelerine benzer deneyim yaşadım” diyor  Andrew Adamson sözlerini şöyle noktalıyor: “Kitap serisinin ilki olan `The Lion, the Witch and the Wardrobe'u çocukken ilk okuduğumda sonuna gelince şöyle düşündüğümü anımsıyorum: `Bu çocuklar Narnia'da kral ve kraliçe oldular  Narnia'ya 15 yıl hükmettiler  Savaşlar yaptılar  Devlere karşı verilen mücadeleyi kazandılar  Tüm bunların üstüne şimdi bir de okula mı dönecekler?' Kendi kendime bu soruları sorduğum için bir sonraki kitapta ne olacağını bir an önce görmek istemiştim  ” “Prince Caspian”da anlatılan öykünün ilk filmden tamamen farklı olduğunu söyleyen yapımcı Johnson ise şu açıklamayı getiriyor: “Narnia'dan dönen çocuklar, İngiliz okullarındaki sisteme bir miktar uyum sağlamayı başarmışlardır  Ancak Narnia'yı yeniden kurtarmaları gereği ortaya çıkınca aniden bu ülkeye geri dönmek durumunda kalırlar  ” “Prince Caspian”ın Eski ve Yeni Karakterleri İkinci “Narnia”nın öyküsü hakkında bilgi verirken, “Olağanüstü güzel nostaljik bir öykümüz var” diyen Andrew Adamson, filmin genel akışıyla ilgili olarak şöyle konuşuyor: “Genel olarak söyleyecek olursak, çocuklar bir zamanlar 15 yıl hükmettikleri ama artık var olmayan ülkeye geri dönerler  Herşey değişmiştir  Cair Paraval harabe halindedir  Bildikleri insanların hepsi vahşi doğaya sürülmüştür  Aslan'ı neredeyse bin yıldır gören olmamıştır  Böyle bir tabloyla karşılaşınca Narnia'yı bildikleri haline geri döndürmek için mücadeleye başlarlar  ” Adamson'un sözünü ettiği bu tema, senaryo yazarlarının da ilgisini çekti  Senaryo yazarı Christopher Marcus düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: “Bu filmde ele aldığımız alan, Lewis'in yapıtında büyük oranda dokunmadan bıraktığı alandır  Lewis yazdığı kitapta 1940'lı yıllarda okul çocuğuyken Narnia ülkesine kral olan çocukların durumunu değerlendirmişti  Bununla beraber Narnia'da kral olduktan sonra 1940'lı yıllarda öğrenciliğe geri dönmenin nasıl bir şey olduğuna fazla değinmemişti  ” Bu noktada sözü devralan yazım ortağı Stephen McFeely şunları ekliyor: “Narnia dönüşü sonrasında Londra'daki ilk yılları beceriksizliklerle doludur  Uyum sağlama zorluğu çekerler  Pevensie kardeşlerin hepsinin farklı kişilik yapısı olduğu için zoru başarmaları da farklı düzeylerde gerçekleşir  Narnia'ya ani geri dönüşlerinde ise, hepsi farklı yöntemle mücadele edecektir  ” Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan Anna Popplewell'i Narnia Günlükleri  Prens Kaspiyan'da Susan Pevensie rolünde izliyoruz   Peki, filmde Pevensie kardeşleri oynayan dört genç İngiliz aktör, ilk ve ikinci filmler arasında ne gibi deneyimler yaşadı? Dört kardeşin en büyüğü olan Peter Pevensie rolünde kamera karşısına geçen 21 yaşındaki William Moseley, aynı rol için ikinci kez kamera karşısına geçme deneyimini şu sözlerle dile getiriyor: “Portresini çizdiğim Peter karakterinin Narnia ülkesinde 15 yıl krallık yaptıktan sonra okuluna geri dönüşünün getirdiği duyguları ben de yaşadım  Benzer beklenti ve endişeler bende de oluştu  Yeni öyküde Narnia'ya geri dönüşünün getirdiği heyecanı da hissettim  İlk filmi tamamlamak büyüleyici bir deneyim olmuştu  Sonra sanki herşey uçup gitti  Peter ile aynı tepkileri vermemiş olsam da, neler hissettiğini gerçekten iyi anlayabiliyorum  ” Genç aktör, oynadığı karakterin Narnia'ya geri dönüşünde nasıl davrandığını, ne gibi yaklaşımlar sergilediğini ise şu sözlerle açıklıyor: “Peter eskiye kıyasla biraz daha küstahtır  Grup içerinde bir mücadele vardır  Prens Kaspiyan'ın varlığını Peter kabullenemez  Planları ise yüreğinden değil, egosundan gelir  Kendi kendisinden kuşku duysa bile, hatalı olabileceğini kabullenmek, geri adım atmak için inatçı davranır  Sonuçta da bu inatçılığının bedelini en ağır şekilde ödeyecektir  ” Oynadığı karakterin süreç içerisinde ergenlikten çıkıp erkek haline geldiğini ifade eden Moseley, “Narnia'ya geri döndüğünde aradan 1  300 yıl geçmiştir  Narnia halkı onun bir zamanlar ülkenin kralı olduğunu bilmez  Sadece bir çocuk gibi görürler  Peter bu durumda Narnia'lılara kendisinin kim olduğunu kanıtlamak zorundadır” diyor  Andrew Adamson'un genç aktörle ilgili yorumu şöyle: “Peter rolünü William'a ilk verdiğimizde henüz 15 yaşındaydı ve daha önce hiçbir filmde oynamamıştı  William'ın dönüşüm sürecinin, öyküdeki 17 yaşındaki çocuktan genç bir erkeğe dönüşen Peter karakterininkine benzerlik gösterdiği söylenebilir  Bize ilk geldiğinde hiç film seti bile görmemişti  Dört kardeşin ağabeyi olmak isteyen harika bir çocuktu  Şimdi o artık yakışıklı bir genç erkeğe dönüştü  ” William Moseley'in rol arkadaşı Anna Popplewell ise şu yorumu yapıyor: “William şu anda 21 yaşında olduğu halde 16-17 yaşında bir genci oynadı  Ancak o artık olgun bir erkektir  İlk film için girdiğimiz deneme sınavında ben de 13 yaşımdaydım  Aradan geçen süre boyunca beraber büyüyüp olgunlaştık  Herkes bir miktar olgunlaştı, bir miktar değişti  ” Oynadığı Susan karakterinin ne kadar değiştiğini senaryoyu okurken fark edemediğini söyleyen Anna Popplewell, bu konuda şöyle bir yorum yapıyor: “Susan karakterinin rol kapsamında bu kez daha fazla aksiyon var  Dövüş sahnelerini yapmak hoşuma gitti  Akrobatik hareket gerektiren aksiyon sahnelerinde kendim oynayıp mücadelelere katılmayı çok sevdim  Açıkçası ilk filmde bu kadar aksiyon yapma fırsatım olmamıştı  ” “Prince Caspian”ın William Moseley ve Anna Popplewell açısından çok özel bir önemi var  Bundan sonra çekilecek yeni “Narnia” filmlerinde yaşları 20'yi bulduğu için bu oyuncuların ikisi de yer almayacak  Bir başka deyişle Pevensie kardeşlerin en büyük ikisini canlandıran iki oyuncu için Narnia yolculuğunun sonu geldi  Bu durumu kabullenmiş gibi görünen Anna Popplewell, duygularını şu sözlerle dile getiriyor: “Narnia filmleri sayesinde böyle bir deneyim yaşadığım için kendimi inanılmaz şanslı hissediyorum  Açıkçası üçüncü filmde burada olmamaktansa olmayı tercih ederdim  Ancak aynı zamanda gerçeği kabullenmem gerekiyor  Bir daha burada olmayacağımı bilmek gerçekten üzücü…” İki “Narnia”da da Lucy Pevensie rolünü üstlenen küçük oyuncu Georgie Henley ise, C  S  Lewis'in hayali dünyası, öyküsü ve karakterleriyle ilgili şu yorumu yapıyor: “Narnia kitaplarının asıl büyüsünün C  S  Lewis'in yazım tarzında olduğunu düşünüyorum  Çok detaylı tanımlamalar yapmadığı için Narnia'nın nasıl bir yer olduğu tamamen bizim hayal gücümüze kalır  Nasıl istersek öyle yorumlayabiliriz  Okuyuculardan büyük kısmının bu kitaplara ve karakterlere kendi yorumunu getirdiğine inanıyorum  ” George Henley, oynadığı Lucy karakterinin ikinci filmde geçirdiği iki değişikliği şöyle açıklıyor: “Geçen filmde ben küçük ve tatlı Lucy'dim  Şimdi daha hareketli, daha espriliyim  Ayrıca bu defa at binmeyi ve hançer kullanmayı öğrendim  Ayrıca Lucy karakteri geçen filme kıyasla inandığı şeylerin arkasında durmasını bilen bir karakter haline geldi  Örneğin Aslan'a inancı daha da sağlamlaştı  O artık daha cesur bir kızdır ve doğru olduğunu düşündüğü konularda kendine özgü bakış açısı vardır  Böyle olduğu için de Aslan'ı diğer kardeşlerinden önce o görür  Bu da Lucy'nin Aslan'a duyduğu inancın öbür kardeşlerden daha güçlü olduğunu gösterir  ” Edmund Pevensie'nin portresini çizen Skandar Keynes, ilk filmin çekimleri başladığında 12 yaşındaydı  “Prince Caspian”ın çekimi bittiğinde 15 yaşını bitirip 16'ya başladı  Oynadığı Edmund karakterinin ilk filme kıyasla bu kez daha güçlü olduğunu; ağabeyinden beş yaş küçük olduğu halde kardeşlerin lideri konumuna soyunduğunu belirten Skandar Keynes, iki kardeş arasındaki ilişkiye şöyle bir yorum getiriyor: “Edmund ilk filmde daima Peter'ın bir adım gerisindeydi  Ona her zaman yardımcı olduğu halde hak ettiği övgüleri alamadığı için morali bozuluyordu  Bu konu, -Edmund'un Peter'a daima yardımcı olma konusu- filmde süregelen temalardan birisidir  İlk filmde `Edmund günü kurtardı' anlamına gelen tek sahne bile yoktu  Bunu hiç unutmadım  Bu defaki sahneler arasında `Edmund günü kurtardı' diyen bir sahne görünce çok hoşuma gitti  ” Peter rolündeki William Moseley ise, “Prince Caspian”da izleyicinin Pevensie kardeşleri yepyeni bir bakış açısıyla göreceğine inandığını belirterek şöyle konuşuyor: “Özellikle Peter ve Susan arasındaki ilişki modeline dikkat çekmek isterim  İlk filmde de bu ikisi arasında bir meydan okuma vardı ama bu düzeyde değildi  Karakterler arasında meydana gelen duygusal ve fiziksel mücadelelerin izleyiciyi şaşırtıp ilgisini çekeceğini düşünüyorum  ” Filmdeki Yeni Karakterler Artık çok değişmiş Narnia ülkesini kontrol altında tutmak isteyen dört karakteri oynayan dört aktöre yeni filmde Hollywood'a dışarıdan gelen yeni simalardan iki tanesi daha katıldı  Bunlardan birisi, filme adını veren Prens Kaspiyan rolündeki genç ve karizmatik İngiliz oyuncu Ben Barnes, diğeri ise şeytani ruhlu amcası Kral Miraz rolünü üstlenen deneyimli İtalyan film yıldızı Sergio Castellitto'ydu  C  S  Lewis imzalı edebiyat klasiği “Narnia”nın yabancısı olmadığını ifade eden Ben Barnes, “Çocukken sıkı bir Narnia hayranıydım  Sekiz yaşındaki bir çocuğun abartılı heyecanıyla kitapları ilk keşfettiğim günü hatırlıyorum  O kitaplar kesinlikle çocuğumun en önemli parçalarından birisi oldu  Prens Kaspiyan rolünü aldığım gün hemen kitapçıları dolaşıp Narnia kitabı aramaya başladım  Sonunda sekiz yaşındayken okumuş olduğum 1989 yılı baskısını bulmayı başardım” diyor  Ben Barnes'ın filmle ilgili çalışması hemen başladı  Öncelikle kostüm çalışması yapıldı  Ardından at binme eğitime geçildi  Diyalekt dersleri aldı  Eskrim kurslarına başladı  Yeni Zelanda'daki çekimlerin ilk günlerinden itibaren sıkı bir çalışma düzeni içerisine girdi  Bir yandan rolüne hazırlanırken bir yandan da kendisine filmdeki ailesi içinde yer bulmaya çalıştı  Yeni Zelanda'ya ilk geldiğinde Pevensie kardeşleri canlandıran dört oyuncuya nasıl uyum sağlayacağını bilemiyordu  Dört aktör de uyum konusunda en az onun kadar endişeli ve heyecanlıydılar  25 yaşındaki genç aktör Ben Barnes, filmde portresini çizdiği Prens Kaspiyan'ın özelliklerini şu sözlerle tanımlıyor: “Pevensie kardeşlerle tanışmadan öncesinde Kaspiyan'ın zalim ruhlu amcasıyla başa çıkabilmek için destek arayışında olduğunu görürüz  Telmarin'ler onu öldürmeye çalışmaktadır  Sonunda çareyi büyülü boynuzu üfleyip Pevensie kardeşleri Narnia'ya geri çağırmakta bulur  Ülkenin eski kralı olan Peter, bu işi başaracakları konusunda ona teminat verir  Şeytani ruhlu amcayı nasıl altedecekleri konusunda ikisinin farklı fikirleri vardır  Bu da ikisi arasında çatışmaya yol açar  ” Filmdeki yetişkin karakterlerin bu filmde daha ürkütücü olduğunu söyleyen William Moseley, bu konuda Kral Miraz örneğini vererek şu yorumu yapıyor: “İlk filmdeki Beyaz Cadı da ürkütücüydü ama Miraz'ın yanında solda sıfır kalır  Her ikisiyle de birebir dövüştüm  Miraz adeta soluğumu kesti  O rolde oynayan Sergio'nun Miraz'a dönüşümünü izlemek gerçekten ilginç oldu  Kamera karşısında tamamen yepyeni bir kişiliğe büründüğünü gördüm  ” Şeytani ruhlu Miraz için oyuncu arama çalışması esnasında yapımcıların ilgisini en çok çeken aday Sergio Castellitto oldu  Yapımcı Mark Johnson bu tercihin gerekçesini şöyle açıklıyor: “Sergio günümüzün en başarılı ve saygın Avrupalı aktörlerinden birisidir  Onun deneme bantını ilk izlediğimizde `Aman bunu elimizden kaçırmayalım  Mutlaka keşfedelim' dediğimizi hatırlıyorum  ” Yaklaşık 25 yıldır ülkesi İtalya'nın en iyi filmlerinde boy gösteren Sergio Castellitto'nun rol aldığı önemli filmler arasında Luc Besson'un “The Big Blue” adlı çalışmasıyla, İtalya'dan en iyi yabancı film Oscar'ına aday gösterilen “La Familia” ve “L'Uomo Delle Stelle” gibi yapımlar vardı  Andrew Adamson'a büyük saygı duyduğunu söyleyen Sergio Castellitto'nun yönetmeniyle olan ilişkisine getirdiği yorum şöyle: “Performans ve karakter boyutlarının psikolojik görünümüne gösterdiği özen nedeniyle kendisini çok takdir ediyorum  Onunla yaptığımız konuşmalarda karakterlerden adeta gerçek bir insanmış gibi söz ettik  Gençler ile yaşlılar arasındaki çatışmadan bahsettik  Sözünü ettiğim bu çatışmanın en güzel örneği, Miraz ile Prens Kaspiyan arasındaki iyi ile kötünün mücadelesiydi  ” Miraz'ın psikolojik profili belirlenmesinin ardından sıra fiziksel dönüşümüne geldi  Filmin insan kadrosunun fiziksel görünümleri, iki kez Oscar adayı makyaj sihirbazı Paul Engelen (“Greystoke: The Legend of Tarzan”, “Lord of the Apes”, “Casino Royale”) ile saç tasarımcısı Kevin Alexander'ın (“Casino Royale”) sorumluluğu altındaydı  40 yıldır film endüstrisinin içinde olan Paul Engelen, Adamson ile yaptığı işbirliği sonucunda Telmarin karakterler için Akdenizli görünüm yaratmayı uygun gördü  Miraz karakterinin sakallı olması gerektiğini hisseden ünlü makyajcı, bu karakteri getirdiği yaklaşımı şöyle açıklıyor: “Miraz karakterinin başarılı olması güçlü ve tedirgin edici görünmesine bağlıydı  Bunu gözönüne alarak üçgen şeklinde tasarım kullanma kararına vardık  Özellikle çene bölgesine uzantılar yaparak genişlettim  Abartılı kaşlar ekleyip göz çevresine koyu renkler koymak suretiyle karakterin tedirgin edici olmasını sağladık  Ayrıca Miraz karakterinin simgesi haline gelen küpeleri koyunca Sergio için son derece iyi bir karakter görünümü ortaya çıkmış oldu  ” Engelen'in yaptığı makyajın yanısıra filmin kostüm tasarımcısı Mussenden de 15  yüzyıl İspanyol askerlerinden esinlenerek hazırladığı sofistike görünümlü barbar korsan kostümleriyle destek verdi  Buna Weta Digital bünyesinde hazırlanan büyüleyici askeri kıyafet ve silahlar da eklenince Miraz karakteri en keskin ve korkutucu şekilde hayata geçti  Narnia Yeniden Yaratılıyor C  S  Lewis'in yazdığı “Prince Caspian”, şu paragrafla başlar: “Bir zamanlar Peter, Susan, Edmund ve Lucy adlı dört kardeş vardı  `The Lion, the Witch and the Wardrobe' adlı önceki kitapta onların ne kadar olağanüstü maceralar yaşadığı anlatılmıştı  ” Yönetmen Andrew Adamson ve sayıları 2000'i bulan teknik ekipleri ve aktörlerinin ikinci olağanüstü macerası, aslında ilk “Narnia”nın henüz post-prodüksiyon aşamasında olduğu günlerde başlamıştı  Senaryo yazarları Markus ve McFeely'nin senaryo üzerinde yoğunlaştığı sırada pre-visualization (ön-görselleştirme) sanatçısı Rpin Suwannath da 12 kişilik ekibiyle birlikte bilgisayar başında çalışarak ikinci filmin ön-görselleştirme çalışmasının startını vermişti  İlk filmde de aynı görevi yapmış olan Rpin Suwannath, “Pre-visualization” tekniğinin getirdiği yararları şu sözlerle özetliyor: “Bu teknik, bilgisayar çıkışlı birtakım animasyon görüntüleri yaratma süreci olup, filmin bütçesini belirleyenler için son derece yaratıcı bir araçtır  Böylece Adamson çekeceği sahnelerin nasıl olacağını aylar öncesinden görme fırsatını elde etti  ” Yönetmenin bu konudaki yorumu ise şöyle: “Bu ölçekte bir filmi yapabilmek için pre-visualization süreci hayati önem taşıyordu  Dev sahnelerin çekileceği gün orada olmayan bulmacanın parçalarını görmeme yardımcı oldu  Pre-viz tekniğini kullanmadan böyle bir filmi çektiğimi hayal bile edemem  ” Suwannath ve ekibinin kendi bilgisayarlarında Narnia dünyasını görselleştirmeye başladığı günlerde film yapımcıları da global düzeyde mekan arayışına giriştiler  Mekan seçerken amaçları, “The Lion, the Witch and the Wardrobe”da tasvir edilen kış dünyasından daha farklı görünüm verecek yerler bulmaktı  Yapımcı Mark Johnson, mekan konusundaki kriterlerini şu sözlerle ifade ediyor: “Aslında Narnia diye bir ülke yok  Orası sadece C  S  Lewis'in hayal gücünde vardır  Bir de Andrew Adamson'un vizyonunda    Fiziksel Narnia'yı oluşturmak için çekimlerden önceki bir yıl boyunca dünyayı dolaşarak uygun mekanlar bulmaya çalıştık  Narnia'nın portresini çizmek için kullanabileceğimiz yerler aradık  ” İlk filmde de mekan menejeri olarak çalışan James Crowley, ikinci film için ekibiyle birlikte altı kıtadaki yirmi ülkeyi kapsayan bir geziye çıktı  “Sadece Yeni Zelanda konusunda önceden kararlılık vardı” diyor Crowley, “Avrupa kıtası da tartışıldı ama belirli bir ülke ismi geçmedi  Nedeni ise kısmen mevsimlere bağlı olmasıydı  Bu öykü için sonsuz bir yaz görünümüne ihtiyacımız vardı  Bu nedenle filmin mekanlarının belirlenmesinde mevsimler ve kuzey-güney yarımküre faktörü çok önemli rol oynadı  ” Film yapımcıları son noktada dört ülke üzerinde karar verdiler  Bunlar sırasıyla, Çek Cumhuriyeti (Prag, Usti ve Dobris yakınlarındaki Brdo bölgesi); Polonya (Kudowa-Zdroj yakınlarındaki Stolowe Ulusal Parkı ve Szklarska Poreba'daki Kamiencyka Gorge); Slovenya (ülkenin ulusal parkı Triglavski Narodni Park yakınındaki Bovec'te bulunan Soca Irmağı) ve Yeni Zelanda oldu  Aslen Yeni Zelandalı olan yönetmen Andrew Adamson, ikinci film için kendisini bu ülkeye çeken sebepleri şu sözlerle açıklıyor: “Böyle bir film için Yeni Zelanda'nın sunduğu en büyük özellik, balta girmemiş ormanlarıdır  Avrupa kıtasında bu kadar yoğun ormanlık alan bulamazsınız  Eski orman bulmak ise neredeyse imkansızdır  Yeni Zelanda'da özellikle Güney Adasının batı sahilinin tamamı çok eski ve gür ormanlarla kaplıdır  ” Filmin çekimlerine Yeni Zelanda'daki Coromandel Yarımadası'nda bulunan Mercuy Körfezi'ndeki soluk kesici doğal mekanlarda başlandı  Burada Pevensie kardeşlerin Narnia'ya geri dönüşünde ilk adım attıkları yerlerle ilgili çekimler gerçekleştirildi  Özellikle de yarımadanın doğu kıyısında bulunan Cathedral Cove adlı görkemli sahildeki yüzlerce metre yüksekliğindeki uçurum önemli bir mekan oldu  Dört kardeşin Cair Paravel'i keşfettiği sahneler burada çekildi  Prodüksiyon ekipleri daha sonra Yeni Zelanda'nın Güney Adasına geçerek büyüleyici mekanlarda çalışma yaptılar  Çekimler için burada üç bölge seçilmişti  Bunlardan iki tanesi Tazmanya Denizine dökülen Westland Irmağıyla Glasswater Irmağıydı  İkincisinin seçilme sebebi, yaklaşık 65 metre yüksekten dökülen şelale sayesinde ulaşılan dramatik nehir görüntüleriydi  Güney Adasında seçilen üçüncü mekan ise, Queenstown yakınlarındaki Paradise Valley (Cennet Vadisi) adlı bir at çiftliği oldu  Yapımcı Johnson'un yorumu şöyle: “Bu film için sadece Yeni Zelanda'nın sunabileceği mekanlardan birisi bu çiftlikti  Yeni Zelanda birçok açıdan insanların ağzını hayretten açık bırakacak türde mekanlara sahip bir peri masalı ülkesi gibidir  Narnia'nın büyüsünü bize ancak Yeni Zelanda gibi bir ülke sağlayabilirdi  ” Yeni Zelanda'daki çalışmayı tamamlayan prodüksiyon ekipleri, daha sonra Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a giderek oradaki çekimlere başladılar  “100 kuleli kent” olarak bilinen Prag kenti, özellikle siluetini boydan boya kaplayan çok sayıda kilise kulesi ve kaleleriyle ünlüydü  “Prag film çekimleri için popüler bir yerdir” diyor Johnson, “Bunun birkaç nedeni vardır  Öncelikle orada çok iyi film ekiplerini, gerek duyduğunuz her türlü donanımı ve stüdyoları bulabilirsiniz  Ayrıca çekim için de göreceli olarak ucuz bir yerdir  Kaldı ki ucuzluk, günümüzün en gerçek faktörüdür  ” Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da, İkinci Dünya Savaşı İngiltere'sini temsil eden çekimler yapıldı  Bu da sanat departmanının gayretleriyle kostüm ve ulaşım aracılığıyla gerçekleştirildi  Kentin en büyük konser salonlarından birisi olan Praha Rudolfinum'un önündeki yol, VFX süpervizörü Wright'ın da yardımları sayesinde 1941 yılının Trafalgar Meydanına dönüştürüldü  Prag kenti ayrıca efsanevi Barrandov Stüdyolarının da bulunduğu yerdi  Sözkonusu stüdyolar son on yıllık dönemde büyük ölçekli birçok prodüksiyona ev sahipliği yapmıştı ama bu film en büyüğü oldu  1931 yılında kurulan Barrandov Stüdyolarının özelliği, aralarında Milos Forman, Jiri Menzel ve Jan Kadar gibi ünlü Çek yönetmenlerinin kariyerlerine başladığı yer olmasıydı  Son dönemde Hollywood da “Casino Royale”, “The Brothers Grimm”, “The Bourne Identity” gibi dev yapımlarını bu stüdyolara getirerek çekmişti  “Narnia” serisinin ilk filmi “The Lion, the Witch and the Wardrobe”ın çekimlerinde de Barrandov Stüdyoları kullanılmıştı  Prodüksiyon tasarımcısı Roger Ford'a bağlı ekipler, daha sonra Slovenya'nın Bovec bölgesine geçerek iki aylık çalışma yaptılar  Buradaki Soca nehri üzerinde inşa edilen dev köprü, filmin en unutulmaz anlarından olan Nehir Tanrısı sahnesi için ev sahipliği yaptı  Tasarımcı Ford, bu köprünün filmdeki işlevini şöyle tanımlıyor: “Kitapta Beruna nehri üzerindeki köprünün yüzyıllar önce Telmarinler tarafından inşa edildiği yazılıdır  Narnialılar zafere ulaştığında Aslan, Nehir Tanrı'sına seslenerek köprüyü imha etmesini ve nehri serbest bırakmasını ister  ” Ford'un ekibinin hayata geçirdiği bir başka set, Yeni Zelanda'daki Henderson Stüdyolarında yapılan Hazine Odası seti oldu  Burası iki katlı bir denizaltı mağarası şeklinde hazırlandı  Dev hazine koleksiyonunu yaratmakla görevli olan set tasarımcısı Kerrie Brown, aradığı esin kaynağını Londra ve Paris'teki çeşitli müzeleri ziyaret ederek buldu  Çeşitli ülkelerin onuruna sunulan pahalı hediyelerin resimlerini çektikten sonra onlara bakarak filmdeki hazine odasını hayata geçirdi  Set tasarımcısı Kerrie Brown, bu konuda uyguladığı yaklaşımı şu sözlerle açıklıyor: “Narnia'nın kral ve kraliçeleri oldukları günlerde farklı ülkelerden insanlar tarafından Peter, Edmund, Susan ve Lucy'e sunulan hazinelerin konulduğu odayı mümkün olduğunca görkemli şekilde göstermek istedik  Bunu da Londra ve Paris'teki müzelerdeki hediyeliklerden aldığımız görüntülerden esinlenerek yaptık  ” | 
|   | 
|  | 
|  |