Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
osmanlı, siyasi, tarihi

Osmanlı Siyasi Tarihi

Eski 06-24-2007   #1
virüs
Icon4

Osmanlı Siyasi Tarihi



Kuruluş Dönemi

Osmanlı Devleti'nin Genel Özellikleri

Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4 dönemini oluşturur

Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşanıdır

Türk Devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır

Kültür ve uygarlık alanında en çok ilerleyen Türk Devleti'dir

Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır Ancak, I Ahmet dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir

Şeriat hukuku ile yönetildiğinden Teokratik, mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullandığından Monarşik devlet yapısı görülür

Fetih temeline dayandığından askeri, etnik yapı çeşitli olduğundan çok uluslu bri imparatorluktur

Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı olmuştur


Osmanlıların Kökeni:

1243 Kösedağ Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Moğol hakimiyeti başladı

Bu tarihten önce Kayı Boyu, Anadolu Selçuklu Sultanı I Alaaddin Keykubat zamanında Anadolu'ya gelmişti

Kayı Boyu Anadolu'ya ilk geldiğinde başında Ertuğrul Gazi bulunmaktaydı

Anadolu Selçuklu Sultanı tarafından Kayı Boyu'na Söğüt ve Domaniç kışlak olarak verildi


Kuruluş Sırasında Anadolu ve Çevresi

Kayı boyu Söğüte geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi başlamıştı

Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı Devleti'nin egemenliği altına girmişti

IV Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu

Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hakimiyetindeydi

Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı

Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hristiyan nüfus azaldı, Hristiyanlar şehirlere yerleşti

Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle tarikatlar kurmuştu

Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve siyasal kargaşaya karşı korumuştu

Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla uğraşmıştı

Göçebe yaşamı sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da, Toroslar'ın eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti

Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz'de Rumlar, Kayseri ve Sivas'ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu'da Ermeniler yaşamaktaydı

Anadolu'nun Kuzey Doğu'sunda Altınordu Devleti hüküm sürmekteydi

Doğu Anadolu ve İran Bölgesi'nde İlhanlılar bulunmaktaydı

Trakya Bölgesi ve Marmara'nın güneyi ile Batı Anadolu'da Bizans egemendi

Yakın Doğu'da en önemli siyasi güç Memlük Devleti idi

Balkanlar'da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı, Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel Beyliği bulunmaktaydı



Osmanlı Devleti'nin Büyüme Nedenleri

İslam dini ve İslam dininin öngördüğü cihat inancı

Türkmen desteğinin alınması ve beyliklerle iyi geçinilmesi

Anadolu'ya gelen Türkmenlerin fethedilen yerlere yerleştirilmesi yani düzenli iskan politikası

Balkanlardaki düzensiz siyasi birlik ve Bizans'taki taht kavgaları

Yetenekli ve deneyimli yöneticilerin iş başına geçmesi

Merkezi otoritenin güçlü olması

Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dinsel hoşgörünün olması


Osman Bey Dönemi (1299-1326)

Ertuğrul Gazi'nin 1281 yılında ölümü üzerine boyun başına Osman Bey geçti

1299 tarihinde Osmanlı Beyliği'nin bağımsızlığını ilan etti Bu tarih Osmanlı Devleti'nin kuruluş tarihi olarak kabul edilir

Osman Bey, Yenişehir, Karacahisar, Yarhisar, Bilecik, Mudurnu ve İnegöl'ü aldı

Osman Bey'e en büyük desteği Anadolu ahileri ve Türk beyleri sağladı

Bölgede bulunan Bizans tekfurlarına karşı büyük başarılar kazandı

1308 tarihinde Koyunhisarı'nda Bizans ile ilk savaş yapıldı ve başarı sağlandı

UYARI : 1308'de Anadolu Selçukluları'nın yıkılışı üzerine Osman Bey İlhanlılar'a bağlılığını bildirdi Bu dönemde ilk defa para basıldı

1281 yılında Karacahisar'ı ele geçirdi

1320 tarihinden itibaren ordunun başına Orhan Bey geçti

Orhan Bey 1326'da Bursa'yı kuşattı

Şehir ele geçirildiği gün Osman Bey öldü


Orhan Bey Dönemi (1326-1362)

Orhan Bey 1324 tarihinde Osmanlı Beyliği'nin başına geçti

Bursa şehir alınarak başkent yapıldı

1329'da İznik üzerine yürüdü ve Bizans ile yapılan Maltepe Savaşı'nda İznik ele geçirildi

Kocaeli Yarımadası'nın fethi tamamlandı

1342'de Ulubat ve Mihaliç Kaleleri alınarak Karesioğulları ile komşu olundu

İlk Osmanlı donanması bu dönemde kuruldu

İlk defa 1353 tarhinde Rumeli'ye geçildi

Marmara'nın kuzey ve batı kesimlerinin fethi tamamlandı

Gelibolu'nun tamamı, Malkara ve Keşan ele geçirildi

İlk defa divan teşkilatı kuruldu İlk vezir de bu dönemde atandı

İlk Kaptan-ı Derya (Karamürsel Paşa) bu dönemde atandı


I Murat Dönemi (1362-1389)

I Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır

1362 yılında Sazlıdere Savaşı ile Bizans ordularını yenerek Edirne'yi fethetti

Gümülcine ve Filibe alınarak Bizans'ın Balkanlarla olan bağlantısını kesildi

Bu durum Balkan uluslarının Osmanlı'ya karşı birleşik haçlı ordusu oluşturmalarına sebep oldu

UYARI : 1364 yılında oluşturulan bu Haçlı ordusu tarihte Osmanlı Devleti'ne karşı oluşturulan ilk Haçlı ordusudur

1364 tarihinde Sırp Sındığı savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı

Bu savaş ile Balkanlar'da Macar etkisi kırıldı

1371'de Sırplarla Çirmen Savaşı yapıldı ve Sırplar bozguna uğratıldı

1389 tarihinde ikinci bir Haçlı ordusu Osmanlı Devleti'ne saldırdı

1389 tarihinde Kosova Savaşı ile Haçlı orduları ikinci kez yenildi

UYARI : Bu savaş sonunda, savaş meydanında bulunan yararlıların büyük bir bölümü düşman askeriydi Sultan Murat, savaş sonrası, savaş meydanında dolaşırken uzakta ölüler arasında bir kıpırdanma oldu Ölüler arasında uzun boylu bir Sırplı (Kral Lazard'ın damadı, Miloş) kalkarak padaişaha doğru gelip elini öpmek istediğini söyledi Padişaha yaklaşan Sırplı, aniden hançerini çekerek muhafızlara rağmen I Murat'ı hançerledi Sırplı hemen oracıkta paramparça edildi

Anadolu'da Germiyanoğulları'ndan Kütahya, Simav ve Tavşanlı çeyiz olarak alındı

Ankara ele geçirildi

Çandarlı Halil'in teklifi ile Yeniçeri Ocağı'nın temeli atıldı İlk defa devşirme sistemi uygulanmaya başlandı

Tımar sistemi oluşturuldu

Rumeli Beylerbeyliği kurularak, merkeze bağlı eyalet sistemi oluşturuldu


I Bayezit (Yıldırım) Dönemi (1389-1402)

Beyliklerler mücadele ederek Anadolu'nun siyasi birliğini sağladı

İstanbul iki kez kuşatıldı fakat başarı sağlanamadı

İlk kuşatmada Bizans Avrupa'dan yardım istedi ve Haçlı ordusu harekete geçti

1396 Niğbolu Savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı

UYARI : Bu savaş sonunda Mısır'da bulunan Abbasi Halifesi I Mütevekkil, Yıldırım Bayezit'e gönderdiği mektupta ona "Sultan-ı İklim Rum" diye hitap etmiştir

Bu savaşla Bulgaristan ele geçirildi, Eflak ve Bosna Osmanlı Himayesine girdi

İkinci İstanbul kuşatması sırasında Boğaz'ın Anadolu yakasına Güzelcehisar da denilen Anadolu Hisarı inşa edildi

Bu kuşatma Timur'un Anadolu topraklarına girdiği haberi üzerine kaldırıldı

Ankara Savaşı'nın Nedenleri

1 Timur'un cihan hakimi olma amacıyla büyük bir imparatorluk kurmak istemesi

2 Timur'un, Çin'e yapacağı seferde Batı'da güçlü bir devlet bırakmak istememesi

3 Ahmet Celayir ve Kara Yusuf'un Osmanlı Devleti'ne sığınması

4 Türkmen Beylerinin Timur'a sığınması ve Beylerin Timur'u kışkırtması


Ankara Savaşı (1402)

Timur, 1402 yılında Anadolu'ya girerek, Sivas'ı aldı

Yıldırım Bayezit ve Timur Çubuk Ovası'nda karşılaştı

1402 yılında meydana gelen Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusu yenildi ve Yıldırım Bayezit esir düştü


Ankara Savaşı'nın Sonuçları

1 Yıldırm Bayezit Timur'a esir düştü ve esaret altında öldü

2 Anadolu'da Türk birliği bozuldu ve beylikler yeniden kuruldu

3 Batı'ya olan Türk ilerleyişi yavaşladı ve İstanbul'un fethi gecikti

4 Bizans İmparatorluğu geçici bir süre de olsa kendini toparlama fırsatı buldu

5 Fetret Dönemi başladı


Fetret Devri (1402-1413)

I Bayezit'in oğullarından Süleyman Rumeli'de, Musa Bursa'da, İsa Balıkesir'de ve Mehmet de Amasya'da hükümdarlığını ilan etti

Kardeşler arasında taht kavgası başladı ve Anadolu'nun siyasi birliği sarsıldı

Mehmet Çelebi 1413'te kardeşlerini ortadan kaldırarak Osmanlı tahtına geçti

Osmanlı Devleti, 11 yıl süren Fetret Devri'nde, sağlam devlet örgütü ve yerleşmiş sosyal kurumlar sayesinde yıkılmaktan kurtuldu

UYARI : Fetret Devri'nde Musa Çelebi İstanbul'u kuşattı


I Mehmet (Çelebi) Dönemi (1413-1421)

Anadolu'da siyasi birliği yeniden sağladı

Aydınoğlu Beyliği'nden İzmir'i aldı

Karamanoğlu Beyliği'nden Akşehir ve Beyşehir'i geri aldı

Candaroğlu Beyliği'ni de ortadan kadırdı

Eflak Beyi'ni yenerek bu beyliği hakimiyeti altına aldı

UYARI : Fetret Devri'nde Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da toprak kaybetmemesinin nedeni Balkanlar'da izlediği hoşgörü politikasıdır

Batınilik mezhebini yaymaya çalışan Şeyh Bedrettin Mahmut'un müritlerinden Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal ile birlikte isyan etti Fakat isyan bastırıldı

1420'de Mustafa Çelebi isyan etti


II Murat Dönemi

Bizans'ın desteklediği Mustafa Çelebi hükümdarlığını ilan etti fakat 1422 yılında yakalanarak öldürüldü

İstanbul'u kuşattı fakat kardeşi Çelebi Mustafa'nın isyanı sonucu, kuşatma yarım bırakıldı

Menteşoğulları, Candaroğulları, Aydınoğulları ve Taceddinoğulları Beyliklerine son verdi

Germiyanoğlu Yakup Bey, oğlu olmadığı için topraklarını Osmanlı Devleti'ne vasiyet etti


Osmanlı-Venedik Savaşı (1425-1430)

Ankara Savaşı'nı fırsat bilen Bizanslılar, Eflaklar, Arnavutlar ve Sırplar, Osmanlı aleyhine harekete geçmişti

Osmanlı Devleti'nin Adriyatik ve Ege'nin Batı kıyılarına sarkması, Venediklilerin işine gelmiyordu

Osmanlı Devleti de Balkanlar'da daha güvenli ilerleyebilmek için Venediklilerin elinden Selanik'i geri almak istiyordu

1425-1430 yılları arasında meydan gelen savaşta Osmanlı Devleti Selanik, Yanya ve Serez'i ele geçirdi

Orta ve Güney Arnavutluk'ta Osmanlı egemenliği sağlanmış oldu

1444 yılında Osmanlı ordusu Haçlılara karşı yenilgiler aldı

Osmanlı Devleti, 1444 yılında kendi lehine olmayan Edirne Segedin Antlaşması'nı imzaladı


II Kosova Savaşı (1448)

1444 Varna yenilgisinden sonra yeni bir haçlı ordusu oluşturuldu

Jan Hunyad önderliğindeki Haçlı ordusu Mora seferine çıkmış bulunan II Murat'ın ordusuna saldırdı

1448 tarihinde meydana gelen Kosova Savaşı'nda Haçlı Ordusu bozguna uğratıldı

Balkanlardaki Osmanlı hakimiyeti kesin olarak sağlanmış oldu

Bu tarihten itibaren, Avrupalılar, Osmanlı Devleti'ne karşı bir daha Haçlı ordusu oluşturma cesareti bulamadı

Bu tarihten sonra Avrupalılar sürekli savunmada kalmış, Osmanlı saldıran taraf olmuştu


Yükselme Dönemi


II Mehmet (Fatih) Dönemi

İstanbul'un Fethi


Nedenleri ve Hazırlıkları


İstanbul'un Fethinin Nedenleri

1 Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi

2 Bizans'ın Balkanlar'da bulunan Osmanlı topraklarına asker sevkinin engellenmek istenmesi

3 Bizans'ın Osmanlı taht kavgalarını desteklemesi

4 Hz Muhammed'in fethi teşvik edici hadisi

5 İstanbul'un dünya ticaret yolları üzerinde bulunan önemli bir kent olması


Fetih Hazırlıkları


Hristiyan aleminin Bizans'a yardım etmesini engellemek için bazı Avrupa ülkeleri ile antlaşmalar yapıldı

Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı yapıldı

UYARI : Bu hisarın yapılma nedeni Balkanlar'dan karadeniz yolu ile yapılabilecek yardımları kesmek ve Boğazları kontrol altında tutmaktır


400 parçalık bir donanma meydana getirildi

Muslihiddin, Saruca Sekban ve Macar Urban'a büyük kuşatma topları döktürüldü


İstanbul'un Fethi (1453)


Bizans İmparatorluğu İstanbul şehri ile civardaki birkaç kasabaya hakim bir durumdaydı

Bizan elindeki donanmayı Haliç'e çekerek, Haliç'in ağzını zincirle kapattı İstanbul, hem karadan hem de denizden çok sağlam surlarla çevrilmişti

6 Nisan 1453 sabahı kuşatma başladı

21-22 Nisan gecesi 72 parça donanma karadan Haliç'e indirildi

29 Mayıs 1453 sabahı İstanbul'a girildi


Fethin Tarih Açısından Önemi


İstanbul'un Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi

1 İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı

2 Fetih ile Osmanlı Devleti için için İmparatorluk dönemi başladı

3 Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü sağlandı

4 Dünya ticaret yollarının önemli noktası Osmanlıların eline geçti

UYARI : Bu durum Akdeniz ve Karadeniz ticaretinde etkili olan Venedik ve Ceneviz'e zarar verdi

5 İstanbul'da bulunan Ortodoks Kililsesi'nin koruyuculuğu Osmanlıların eline geçti

UYARI : Böylece Osmanlı Ortodoksların lideri konumuna gelmiştir Bu kilisenin denetim altına alınması, Hristiyan birliğini parçalama amacı taşımaktadır


İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi


1 İstanbul'un fethi ile Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı

2 Doğu Roma imparatorluğu sona erdi

3 Savaş toplarının üstünlüğü anlaşıldı, sur ve kalelerin önemi azaldı

4 Feodalizmin yıkılış süreci hızlanmış oldu

5 İstanbul'un Türkler'in eline geçmesi üzerine Avrupalılar yeni ticaret yolları aramaya başladı

UYARI : Bu durum Coğrafi Keşifler'in zorlayıcı nedenini oluşturdu

Anadolu'daki Fetihler


İlk önce 1459'da Cenevizliler'den Amasra alındı

1460 yılında Candaroğulları Beyliği'ne son verildi

1461'de Trabzon Rum İmparatorluğu ortadan kaldırıldı

UYARI : Böylece Büyük Selçukluların başlattığı Anadolu'yu Türkleştirme politikası tamamlandı

1466'da Karamanoğulları Beyliği'nden Konya ve Karaman alındı



Otlukbeli Savaşı (1473)


Osmanlılar ile Akkoyunlu Devleti arasında Anadolu'da egemenlik kurma mücadelesi bulunmaktaydı

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Karakoyunlu Devleti'ni yıkarak, Sivas'a kadar gelmişti

Candaroğulları ve Karamanoğlu beyleri de Uzun Hasan'a sığınmıştı

1473 tarihinde yapılan Otlukbeli Savaşı ile Akkoyunlu Devleti yenildi


UYARI : Bu savaş Akkoyunlu Devleti'ni zayıflatmış ve onun Şah İsmail tarafından yıkılmasına neden olmuştur


Batıdaki Fetihler


1454 - 1459 arasında Sırbistan'a üç sefer düzenlendi, Sırbistan ele geçirildi

1460'ta Mora despotları ortadan kaldırıldı

1462 yılında Eflak, 1476 yılında da Boğdan Beyliği alındı

1463 yılında Bosna, 1465'te de Hersek Osmanlı Devleti'ne bağlandı

UYARI : Bu fetih hareketi ile Balkanlar'da siyasi birlik sağlanmıştır


Denizlerdeki Fetihler


Ege'de 1456 yılında Taşoz, Bozcaada, Semadrek, ve Limni, 1462 yılında Midilli, 1470 yılında da Eğriboz adaları alındı

1475 yılında Kefe, Azak ve Menküp kaleleri alınarak Kırım Osmanlı topraklarına katılıp Osmnalı'ya bağlı hanlık haline getirildi


Kırım'ın Alınması'nın Sonuçları :

1 Gedik Ahmet Paşa tarafından Kırım alındı ve Osmanlılara bağlı hanlık haline getirildi

2 İpek Yolu'nun kontrolü tamamen Osmanlıların eline geçti

3 Karadeniz bir Osmanlı gölü haline geldi

4 Cenevizlilerin Karadeniz'deki etkinliğine son verildi

5 Rusya'ya karşı tampon bölge yaratıldı ve Rusya'nın Karadeniz'e inişi bir süre engellendi

6 Kırım'ın bağlı hanlık olmasıyla Osmanlılara savaşlarda asker ve ekonomik kaynak sağlandı



Osmanlı-Venedik Savaşları (1463-1479)


Nedeni :

Osmanlı Devleti'nin İstanbul, Ege Adaları , Amasra, Kırım, Mora Yarımadası ve Yunan Adaları'nı elegeçirmesi ile Venedik ve Cenevizlilerin ticari darbe yemesi

Sonuçları :

Venediklilerin denizde, Osmanlılar'ın ise karada üstün olması nedeniyle taraflar birbirine üstünlük sağlayamadı Venediklilerin barış istemesi sonucu 1479'da Venedik Antlaşması imzalandı

UYARI : Fatih'in Venediklilere kapitülasyon vermekle ulaşmak istediği amaçlar şunlardır: Birincisi ticareti canlandırmak ikincisi ise Avrupa Hristiyan birliğini parçalamaktır


Otranto Kuşatması (1480)

1 Büyük bir imparatorluk kurmak isteyen Fatih'in, Batı Roma topraklarına sahip olmak istemesi

2 Avrupa'ya yapacağı seferlerde önemli bir üs kazanmak istemesi

3 Roma'ya ulaşarak Katolik kilisesini denetleyip Avrupa Hristiyan Birliği'ni parçalamak istemesi


Sonuçları :

1 1480'de Otranto şehri ve kalesi, Napoli Krallığı'ndan alındı

2 Fatih'in ölümünden sonra Otranto Napoli Krallığı tarafından ele geçirildi



Fatih Kanunnamesi

Sınırların genişlemesi ve ihtiyaçların artması üzerine düzenlenmişti

İki bölümden oluşur :

Birinci Bölüm : Şehzadelerin hükümdar olması ile ilgilidir Burada kardeş katli yasallaşmış ve şehzadelerin sancaklara gönderilmesi zorunlu tutulmuştu

İkinci Bölüm : Devlet memurlarının görev ve sorumluluklarıyla ilgilidir Ayrıca bağlı beylik sistemi uygulamaya geçirilmiştir Sadrazamlar Divan toplantılarına başkanlık etmeye başlamıştır


II Bayezit Dönemi

Cem Sultan Olayı


Fatih'in ölümü üzerine Amasya sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti

KOnya sancağında bulunan ve Türkmenlerin desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine taht mücadelesine başladı

Memluklerin'de desteklediği Cem Sultan, Bursa'yı aldı ve adına para bastırıp hutbe okuttu

1481'de Yenişehir Ovası'nda yenilen Cem, Konya'ya kaçtı

II Bayezit'in gönderdiği kuvvetlere yenilen Cem Sultan, önce Mısır'da Memlüklülere, ardından da Rodos şövalyelerine sığındı

Yıllarca Avrupa'da dolaştırılan Cem Sultan, 1495 yılında Napoli'de öldü

UYARI : Cem Sultan'ın Avrupalılara sığınması Osmanlıların bu iç sorununu uluslararası bir sorun haline getirdi II Bayezit Cem'i ellerinde tuttukları için Papalığa -1495'te Cem Sultan'ın ölümüne kadar- vergi ödedi Bu dönemde İspanyolların saldırısına uğrayan Beni Ahmer Devleti'ne destek gönderilemedi


Osmanlı-Memluk İlişkileri

Osmanlı-Memluk ilişkileri II Bayezit Dönemi'nde tamamen gerginleşti

UYARI : Memluk sorunu ileride kesin bir şekilde Yavuz Sultan Selim tarafından çözümlenecektir

Fatih Dönemi'nde Memlüklüler, Osmanlı Devleti'nin Hicaz su yolları teklifini reddetmiş ve Dulkadiroğulları Beyleri arasında çıkan iç çekişmelere karışmıştı

Memlükler, Cem Sultan'ı ve Karamanoğlu Beyi'ni de himaye etmişti

II Bayezit 1485'te Memlükler üzerine sefere çıktı

Bu savaşlar genel olarak Osmanlıların aleyhine sonuçlandı

Ramazanoğulları Beyliği alındı



Osmanlı-Venedik İlişkileri

1499'da Venediklilerin elinden İnebahtı, Modon ve Koron alındı

Navarin Limanı Osmanlıların eline geçti

Karadeniz kıyılarında Kili ve Dinyester Irmağı'nın ağzında bulunan Akkerman kaleleri alındı



Osmanlı-İran İlişkileri

1501'de Akkoyunlu Devleti toprakları üzerinde Safavi Devleti kuruldu

Safavi hükümdarı Şah İsmail, Anadolu ve çevresinde Şii birçok taraftar topladı

Doğu Anadolu'da Şahkulu Baba Tekeli tarafından Şii kökenli bir ayaklanma çıkarıldı ve bastırıldı

II Bayezit'ın izlediği gevşek politika ve devlet işlerinden iyice elini çekmesi, Şehzade Selim'i kızdırdı

Selim, 1512'de Osmanlı tahtına geçti



I Selim (Yavuz) Dönemi

Çaldıran Savaşı (1514)

Doğu Anadolu'ya sahip olmak isteyen Şah İsmail bölgedeki Şii Türkmen aşiretlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandırıyordu

Yavuz İran seferi öncesi Dulkadiroğlu Alaüddevle'den yardım istedi fakat isteği reddedildi

1514'te Osmanlı orduları İran ordularını Çaldıran Savaşı'nda yendi

UYARI : Yavuz Sultan Selim Trabzon sancağında valilik yaparken Şah İsmail'le savaşmış ve Şah İsmail'in savaş taktiğini öğrenmiştir Bu savaş sırasında Osmanlılar hareketli topları kullanmışlardır Bu durum, teknolojik ilerlemenin savaşların sonucunu nasıl etkilediğini göstermektedir

Bu savaş Osmanlı Devleti'ne Doğu Anadolu'yu kazandırdı

Şah İsmail kaçtığı için Safavi Devleti yıkılamadı

Tebrize kadar olan bütün topraklar Osmanlı Devleti'nin eline geçti

Şii sorunu geçici olarak çözümlendi ve Doğu Anadolu güvenlik altına alındı

Safavi hazinesi Osmanlı hazinesine aktarıldı



Turnadağ Savaşı (1515)

Yavuz'un Çaldıran Savaşı öncesi Dulkadiroğullarından istediği yardım reddedilmişti

Yavuz, Çaldıran zaferinden sonra 1515 yılında Dulkadiroğulları'nı yendi ve bu beylik yıkıldı

Turnadağ Savaşı sonunda Maraş, Mardin, Elbistan ve Diyarbakır Osmanlı topraklarına katıldı

Anadolu'da siyasal birlik tamamlanmış oldu



Mısır Seferi

Yavuz'un İran seferi sırasında Şah İsmail ile Memlüklüler Osmanlı'ya karşı bağlaşma yapmıştı

Yavuz, 1516 yılında Mısır üzerine sefere çıktı 1516 yılında Mercidabık Savaşı ile Memluk ordusu bozguna uğratıldı

Mercidabık zaferi ile Osmanlı Devleti, Suriye ve Filistin'i ele geçirdi

Yavuz Sultan Selim, 1517 yılında tekrar Mısır seferine devam etti



Rıdaniye Savaşı ve Memlük Devleti'nin Yıkılışı

Kansu Gavri'nin yerine geçen Tomanbay Osmanlıları Mısır'dan atmak istiyordu

1517 yılında yapılan Ridaniye Savaşı ile Mısır Ordusu bir kez daha yenildi

Rıdaniye Savaşı sonunda Memlük Devleti yıkıldı ve Mısır Osmanlı hakimiyeti altına alındı


Mısır Fethi'nin Sonuçları

1 Memlük Devleti yıkıldı

2 Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı topraklarına katıldı

3 Doğu Akdeniz Osmanlı hakimiyetine girdi

4 Kutsal Topraklar (Mekke ve Medine) Osmanlı hakimiyetine girdi

5 Kutsal emanetler ve Mekke ile Medine'nin anahtarları Yavuz'a yollandı

6 Halifelik makamı Osmanlılara geçti

UYARI : Halifelik böylece Kureyş kabilesinden çıkarak Osmanlı soyuna geçti Ayrıca Osmanlı'nın teokratik yapısı tamamlandı

7 Memlük hazinesi, İstanbul'a getirildi

8 Kıbrıs adasını ellerinde bulunduran Venedikliler, Osmanlı'ya vergi ödemek zorunda kaldı

9 Baharat yolu Osmanlıların eline geçti

UYARI : Bu durum Osmanlılar için büyük bir ekonomik kazançtır Ancak Portekizliler Ümit Burnu'ndan Hindistan'a ulaştığı için Osmanlılar buradan kazanç sağlayamadı



I Selim (Yavuz) Dönemi Genel Özelliği

Türk ve İslam alemini tek bir çatı altında toplamaya çalıştı

Sadece doğu ülkelerine seferler düzenlendi

Bunun nedeni; Yavuz'un Türk-İslam devletlerini tek çatı altında birleştirmek istemesi ve devlet bütünlüğünü sarsacak tehlikeyi Doğu'da görmesiydi



I Süleyman (Kanuni) Dönemi

İç ayaklanmalar

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde güçlü devlet otoritesi sayesinde saltanat kavgaları olmamış, ancak bir takım iç isyanlar çıkmıştı

İlk isyanı 1520 yılında Şam valisi Camberd Gazali çıkarmıştı

1524 yılında sadrazam olamdığı için ikinci vezir Ahmet Paşa isyan etti

Bu sırada Yozgat civarında, vergi yüzünden Baba Zennun isimli bir şaki isyan etti

1527 yılında da, Şiiliği yayma iddiasıyla Kalenderoğlu isyan etti



Batıya Yapılan Seferler

Batı'da en zor rakip Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu idi

Şarlken Avusturya ve Macaristan'ı da yanına çekti

Fransa bu ittifaka karşı cephe aldı

Kanuni, Şarlken'e karşı Fransa kralı I Fransuva'yı destekledi

Fransızlara kapitülasyonlar verildi


Belgrat'ın Fethi (1522) ve Mohaç Meydan Savaşı (1526)

Macaristan'ın Balkan milletlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtması ile 1521'de Macaristan'a sefer düzenlendi

1521'de Osmanlı ordusu Belgrat şehrini ele geçirdi

Kanuni, 1526 yılında Macaristan'a bir sefer daha düzenledi

29 Ağustos 1526'da Mohaç Meydan Savaşı ile Macar Ordusu bozguna uğratıldı

Osmanlı Ordusu Macaristan'ın başkenti Budin'i (Budapeşte) ele geçirdi

Macaristan toprakları Osmanlı Devleti'ne katıldı

UYARI : Bu durum Macaristan toprakları üzerinde emelleri olan Avusturya'yı rahatsız etmiş, böylece Osmanlı Avusturya savaşları başlamıştır


I Viyana Kuşatması (1529)

Osmanlı Devleti 1522'de Macaristan'ı fethetmişti

Şarlken ve Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, Macaristan'dan Türkleri atmak istiyordu

1529 yılında Ferdinand Macaristan'a saldırdı, Macar kralı Yanoş'da Kanuni'den yardım istedi

Osmanlı ordusu 1529 yılında tekrar Macaristan seferine çıktı

Avusturya topraklarına giren Osmanlı ordusu başkent Viyana'yı kuşattı fakat kış nedeniyle kuşatma kaldırıldı


Almanya Seferi (1533)

Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, İstanbul'a elçi göndererek kendisinin Macaristan kralı olarak tanınmasını istedi

İsteği reddedildi ve Ferdinand Budin'i işgal etti

Kanuni, yeniden Macaristan seferine çıktı ve Almanya içlerine kadar ilerledi

Karşısına çıkan kimse olmayınca İstanbul'a döndü

Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında İstanbul Antlaşması imzalandı


Macaristan Seferi

1533 İstanbul Antlaşması'na rağmen 1540'ta Macar kralı Yanoş'un ölmesi üzerine Kral Ferdinand, Avusturya Macaristan topraklarında hak iddia ederek tekrar Budin'i işgal etti Kanuni 1541 yılında Macaristan topraklarına yeniden girdi Avusturyalıları Macaristan'dan attı

Macaristan'ın Osmanlılar tarafından alınan bölgesi Budin Eyaleti adıyal Osmanlı topraklarına katıldı

UYARI : I Süleyman, Macaristan'ı ele geçirdiği zaman iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı'ya bağlı duruma getirmişti Fakat bu durumda Macaristan üzerinde tam bir egemenlik sağlanamamış, Avusturya vakit kaybetmeden Macaristan topraklarını işgal etmişti Bunun üzerine I Süleyman Macaristan'ı Budin ve Temeşvar eyaleti bir de Erdel Beyliği olarak üçe ayırdı Böylece Macaristan doğrudan merkeze bağlandı

Kanuni, 1566'da Avusturya üzerine tekrar bir sefer düzenledi ve Zigetvar Kalesi'ni aldı

UYARI : Zigetvar seferi Kanuni'nin son seferidir Bu savaş esnasında ölmüştür Askerlerin morali bozulmasın diye ölümü bir süre gizlenmiştir


Kapitülasyonlar

Fransa'ya Kapitülasyonların Verilmesinin Siyasal Nedenleri


Kanuni'nin, Avrupa'da Şarlken'e karşı giriştiği mücadelede, Fransa'yı yanına çekmek istemesi

Kanuni'nin Avrupa Hristiyan birliğini parçalamak istemesi

Avrupa'da bir bağlaşık elde etmek isteği

Fransa ile 1535 tarihinde bir antlaşma imzalandı



İran Seferleri (1533-1555) ve Amasya Antlaşması

Nedenleri :

1 Kanuni'nin daha çok Batı'ya sefer yapıp, Doğu'yu ihmal etmesi

2 İran'ın Şiilik propagandasına devam etmesi

3 İran'ın Bağdat, Basra ve Basra Körfezi civarında yaşayan Sunni halka baskı yapması ve halkın Kanuni'den yardım istemesi

Kanuni, 1533-1553 tarihleri arasında İran üzerine topam üç sefer düzenledi

Bu seferlerde başarı sağlanamadı Çünkü seferlerde İran şahı Osmanlı Padişahının karşısına çıkmadı

1555 yılında İran ile Amasya Antlaşması imzalandı


Amasya Antlaşması (1555)

Bu antlaşma ile Erivan, Tebriz, Bağdat ve Doğu Anadolu Osmanlılara bırakılmıştı Amasya Antlaşması İran ile Osmanlı arasında imzalanan ilk resmi antlaşma oldu


Deniz Seferleri


Rodos'un Fethi (1522)

Rodos Adası'nda St Jean Şövalyeleri hüküm sürmekteydi

Rodos adası, Papalığın Doğu Akdenizdeki ileri karakolu görevini yapmakta idi

Şövalyeler Müslüman ticaret gemilerine saldırmakta ve Hristiyan korsan gemilerine yataklık yapmaktaydı

Rodos Adası, 1522 yılında fethedildi



Cezayir'in Alınması

Kanuni, Şarlken'i Akdeniz'de zor duruma düşürmek için Cezayir Beyi Barbaros'u İstanbul'a davet etti

Barbaros, Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı donanmasının başına getirildi

Barbaros Hayrettin Paşa Cezayir'i Osmanlı Devleti'ne hediye etti ve Cezayir savaşsız Osmanlı himayesine geçmiş oldu

Barbaros Cezayir'e beylerbeyi olarak atandı



Preveze Deniz Savaşı

Avrupalılar Osmanlı'nın Akdeniz'deki üstünlüğüne son vermek amacıyla Papa'nın önderliğinde Haçlı donanması hazırladılar

Haçlı donanması Andre Dorya komutasında, Osmanlı donanması ise Barboros Hayrettin Paşa komutasındaydı

27 Eylül 1538 tarihinde meydana gelen Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Haçlı donanmasını bozguna uğrattı

Bu savaşla Akdeniz egemenliği tamamiyle Osmanlıların eline geçti



Hint Seferleri

Portekizliler Ümit Burnu yolunu keşfederek Hint Okyanusu'na ulaşıp, bu bölgeyi ele geçirerek hem Hindistan'ı ekonomik açıdan kullanmak, hem de Hristiyanlığı yaymak istemişti

Portekizliler aynı zamanda Müslüman ticaret gemilerine ve hacca giden Müslüman gemilerine zarar vermeye başlamıştı

Hindistan'daki Gücerat Müslümanları Kanuni'den yardım istemişti

Osmanlılar 1538-1553 yılları arasında Hindistan'a dört sefer düzenledi

Osmanlılar Hindistan'a yaptıkları bu seferlerde başarı gösteremediler Bunun nedenleri :

1 Osmanlıların bu seferlerde siyasi veya ekonomik amaç taşımamaları

2 Dönemin devlet adamlarının Hindistan'ın ekonomik önemini kavrayamaması

3 İç denizlere göre yapılmış Osmanlı gemilerinin, Okyanus'ta Portekiz Donanması ile başedememesiydi



Sokullu Mehmet Paşa Dönemi

Sokullu Mehmet Paşa; Kanuni, II Selim ve III Murat dönemlerinde sadrazamlık yaptı

Bu dönemde 1566'da Sakız Adası Cenevizliler'den alındı

Yemen'in egemenliği sağlandı

1571 yılında Venediklilerden Kıbrıs Adası alındı

UYARI : Sokullu bu fethin arkasından kendisini ziyarete gelen bir Venedik elçisine şu sözleri söylemişti ;

"Ziyaretinizin sebebini anlıyorum, İnabahtı yenilgisinin üzerimizdeki etkisini anlamaya çalışıyorsunuz Fakat unutmayın ki, biz sizden Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik Halbuki siz donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı traş etmiş oldunuz Kesilen kol yerine gelmez Lakin traş edilen sakal eskisinden daha gür çıkar

1571'de İnebahtı Savaşı'nda Haçlı donanmasına yenildi

Tunus Osmanlı topraklarına katıldı

Lehistan 1575'te Osmanlı himayesine girdi

1577'de Fas Portekizlilerden alındı


Sokullu Mehmet Paşa'nın Projeleri

Sokullu sadrazamlığı süresince Doğu Avrupa Türkleri ile Kafkasya bölgesini Osmanlı Devleti'ne bağlamak istedi

Don ve Volga Irmaklarını bir kanalla birleştirerek, Karadeniz'den Hazar'a geçmeyi planladı

1579 yılında Süveyş Kanalı'nı açmayı düşündü, böylece, Hindistan ve Endonezyadaki Müslümanlara yardım etmeyi planladı

Sokullu 1579 yılında hançerlenerek öldürüldü, projeleri de uygulamaya konulamadan yarım kaldı


Duraklama Dönemi

Duraklamanın Nedenleri

A İç Nedenler :

1 Merkezi Yapıdaki Bozulmalar :

Padişahlık Makamının Bozulması

I Ahmet ile birlikte şehzadelerin sancak eğitimi uygulaması kaldırıldı, şehzadeler sarayda kapalı bir hayat yaşamaya başladı

Saraya kapanan şehzadelerin ruhsal yapılarında bozulmalar görüldü

UYARI : III Mehmet; son kez sancağa çıkan Osmanlı padişahıdır

I Ahmet Dönemiyle hanedanın en yaşlı üyesi tahta geçmeye başladı

UYARI : I Ahmet, sancağa çıkmadan tahta çıkan ilk padişahdır


Sadrazamalık Makamının Bozulması

Sadrazam padişahtan sonra en etkili olan ikinci kişi idi

Sadrazamlar, önceleri eğitim ve tecrübelerine göre seçilirken, daha sonraki dönemlerde rüşvet ve iltimas yolu ile göreve gelmişlerdi

UYARI : Duraklama Dönemi'nde 61 sadrazam göreve gelmiştir

Duraklama Dönemi'nde yeteneksiz kişiler sadrazamlık görevine getirildi

Bu durum halkın devlete olan güvenini azalttı, isyanların çıkmasına neden oldu



Saray Kadınlarının Yönetime Katılması

Kimi padişahların zamansız ölümü üzerine geride tahta geçecek çocuk yaşta kişiler kalıyordu

Veraset sisteminden dolayı çocuk da olsa bu kişi tahta geçebiliyordu

Bu çocuk hükümdarların tahta geçmesi ile anneleri devlet yönetiminde etkili olmaya başlıyordu

Kadınların devlet işlerinde etkinliği Kanuni Dönemi'nde Hürrem Sultan ile başladı

Valide Kösem Sultan ve Turhan Sultanla devam etti

UYARI : Duraklama Dönemi'nde IV Murat'ın annesi Kösem Sultan ile, IV Mehmet'in annesi Turhan Sultan yönetimde oldukça etkili olmuşlardı

Zamanla saray kadınları devlet adamlarının atanmasında da söz sahibi oldu

Bu da bilgi ve beceriden yoksun kişilerin iş başına gelmesine neden oldu



2 Orduda Meydana Gelen Bozulmalar :


Yeniçeri Teşkilatındaki Bozulmalar

Askeri kanun ve geleneklere saygı gösterilmemeye başlandı

Yeniçerilerin ve Kapıkulu Ocağı'nın bozulması ile orduya olan güven kayboldu

Kanun-i Kadim'e aykırı askere alım işlemleri yapılmaya başlandı

UYARI : Yeniçeri Ocağı'na usülsüz asker kaydeden ilk padişah III Murat'tır


Devşirme sistemi bozuldu

Yeniçeriler çeşitli nedenlerden dolayı sık sık ayaklanmaya başladı

Merkeze her istediklerini yaptırabilen Yeniçeriler, bazan padişahları bile tahttan indirmişti


Eyalet Ordusundaki Bozulmalar

XVII yüzyılda Tımar dağıtımındaki adaletsizlik ve haksızlık Eyalet ordusunun itibarını zedeledi

Dirlik araziler askerlikle ilgisi olmayan kişilere verilmeye başlandı

UYARI : Yükselme Dönemi'nde Eyalet Ordusu Yeniçeri Ocağı'na karşı önemli bir denge unsuruydu XVII yüzyılda eyalet askerlerinin sayısının azalması ile, Yeniçeri Ocağı güç kazanmış ve devlet yönetiminde Ocağın etkinliği artırmıştır

Bir kısım dirlik arazi de peşin vergi amacıyla iltizama çevrildi


Donanmadaki Bozulmalar

Osmanlı donanması Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde en üst düzeye ulaşmış, Barbaros Hayreddin Paşa'nın ölümüyle de giderek önemini kaybetmişti

Denizcilikle ilgisi olmayan kişiler kaptan-ı deryalığa getirilmişti


Ekonomideki Bozulmalar

Savaş ganimetlerinin azalması

Uzun süren ve genelde yenilgiyle sonuçlanan savaşlar

Eskisi gibi yabancı devletlerden vergi ve hediye alınamaması

Artan saray masrafları ve devlet ihtişamına paralel olarak lüks ve israfın artması

Sık sık padişah değişiklikleri yüzünden ödenen cülus bahşişleri

Tımar sisteminin bozulması

Kapıkulu askerlerinin sayısının artması




Eğitimdeki Bozulmalar

Osmanlı Eğitim sistemi Avrupa'nın oldukça gerisinde kalmıştı

Osmanlı Devleti'nde en önemli eğitim kurumu medreselerdi

Medreselerin başında bulunan ulemalar gelişmeye ayak uyduramadı

Medreselerde zamanla pozitif bilimler askıya alındı

Medrese eğitimi yapmamış bir çok insana diploma ve ve rütbe verildi

Yeni doğmuş çocuklara müderris ünvanı verilerek beşik uleması zümresi meydana geldi

Ulemalar zamanla askerle birlike isyanlara katılıp saraya hücum etti



Toplum Yapısındaki Bozulmalar

Siyasi, sosyal ve ekonomik yapının bozulması ile Anadolu'da Celali İsyanları çıktı

Celali isyanları ile merkezi otorite tamamen sarsıldı

İsyanların artması üzerine Anadolu'da yaşayan halk şehirlere göç etmeye başladı

İsyanların bastırılmasında kullanılan yöntemler, halkla devletin arasının açılmasına neden oldu



B Dış Nedenler :

İmparatorluğun Doğal Sınırlarına Ulaşması

Osmanlı Devleti, XVI yüzyılın sonunda yaklaşık 20 milyon kilometre kare sınır ve 100 milyon nüfus ile en geniş sınırlarına ulaşmıştı

Üç kıtaya yayılan bu sınırların korunmasında zorluk çeken Osmanlı Devleti, bazen birçok cephede savaşıyor ve bu nedenle mevcut gücü bölünüyordu



Avrupa'da Merkezi Krallıkların Kurulması

Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi'nde Batı'da çok rahat ilerledi, çünkü Avrupa'da derebeylik rejimi (küçük kırallıklar) hüküm sürmekteydi

XV yüzyıl ile birlikte Avrupa'da güçlü merkezi krallıklar kuruldu

Avrupa, XV ve XVI yüzyıllarda Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform ile önemli adımlar atmış, Osmanlı Devleti'nde ise aynı gelişmeler görülmemişti


XVII Yüzyıl Siyasi Tarihi


Osmanlı-İran Savaşları


III Murat Dönemi (1577-1590)

III Murat, 1579'da İran şahı Tahmasb'ın ölümü ile ortaya çıkan taht kavgalarından faydalanarak İran üzerine sefere çıktı

Osmanlı Ordusu, Hazar Denizi'ne kadar ilerledi fakat, 1590'da İranlılar'ın barış İstemesi Üzerine Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı


Ferhat Paşa Antlaşması (1579)

Bu antlaşma ile Azerbeycan, Luristan, Gürcistan ve Dağıstan Osmanlılara bırakıldı Osmanlı İmparatorluğu, bu antlaşma ile doğuda en geniş sınırlara ulaşmış oldu


I Ahmet Dönemi (1603-1611)
İran SAvasları
Nedeni : Osmanlı Devleti'nin Batı'da Avusturya ile savaşta bulunmasını ve Anadoludaki Celali İsyanlarını fırsat bilen İran'ın Ferhat Paşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti'ne verilen yerleri geri almak istemesi

Şah Abbas, 1603'te Tebriz ve Erivan'ı alarak Diyarbakır ve Musul'a kadar ilerledi

1611 yılında Nasuh Paşa Antlaşması imzalanarak bu savaşa son verildi

Nasuh Paşa Antlaşması (1611)

1 Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, Ferhat paşa Antlaşması ile aldığı toprakları geri verdi

2 İran her sene Osmanlı Devleti'ne ikiyüz deve yükü ipek verecekti

Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin elde ettiği toprakları geri verdiği ilk antlaşmadır


I Mustafa Dönemi (1617-1618)
İran Savasları
Nedeni : İran'ın antlaşmalarda verdiği sözü tutmayıp Osmanlı Devleti'ne söz verdiği ekonomik yükümlülüğü yerine getirmemesi

1617-1618 tarihleri arasında devam eden bu savaşlarda önemli bri çatışma olmadı, 1618'de İran ile Serav Antlaşması imzalandı

1618 yılında imzalanan Serav Antlaşması ile Nasuh Paşa Antlaşması'nın koşulları her iki ülke tarafından da yeniden kabul edildi



IV Murat Dönemi (1622-1639)

İran Savasları
Nedeni : İran'ın hile ile Bağdat'ı işgal etmesi

IV Murat, İran'a iki sefer düzenledi Bu seferler sonunda Revan ve Bağdat'ı tekrar ele geçirdi

1639 yılında İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı ve altmış yıldır süren İran savaşları sona erdi


Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639)

1 Azerbaycan ve Revan İran'a bırakıldı

2 Bağdat Osmanlı Devleti'ne bırakıldı

3 Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu

Bu antlaşma ile XVII yüzyıl Osmanlı-İran savaşları sona erdi ve bugünkü Türkiye-İran sınırı büyük ölçüde çizildi

Genç Osman Dönemi (1618-1622)


Osmanlı-Lehistan Savaşları

Nedeni : Lehistan'ın Boğdan'ın iç işlerine karışması

Genç Osman 1618 yılında Lehistan seferine çıktı

Leh ordusunu yendi ve Hotin Kalesi'ni kuşattı

Bu sefer, yeniçerilerin gevşek davranması üzerine, 1620 yılında Hotin Antlaşması imzalanarak son buldu


Hotin Antlaşması (1620)

1 Lehliler ve Osmanlılar birbirlerinin topraklarına saldırmayacaktır

2 Lehistan, Kırım Hanı'na 40 bin düka altını vergi olarak ödemeye devam edecektir

Hotin seferi'nde Yeniçerilerin yetersizliği anlaşılmış ve ilk defa Genç Osman, Yeniçeri Ocağı'nı kaldırmak istemişti



IV Mehmet Dönemi (1672-1676)
Lehistanla savas
Nedeni : Lehistan'ın, Türk himayesinde bulunan Ukrayna Kazakları'nın iç işlerine karışması

Osmanlı ordusu 1672'de Lehistan seferine çıktı Lehliler birçok defa yenildi ve 1676'da Bucaş Antlaşması imzalandı


Bucaş Antlaşması (1676)

a) Ukrayna Osmanlıların koruması altında kalacak

b) Podolya Osmanlılara verilecek

c) Lehistan her sene vergi ödeyecek

Bucaş Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır Bu antlaşma ile Osmanlı İmaparatorluğu Batı'da en geniş sınırlarına ulaşmıştı

Not : Lehistan Diyet Meclisi, Bucaş Antlaşması'nın vergiyle ilgili üçüncü maddesini kabul etmedi Savaş yeniden başladı Osmanlılar vergiyle ilgili maddeyi kaldırınca 1676 yılında Bucaş Antlaşması yenilendi


Osmanlı-Venedik Savaşları (1645-1669)

Nedeni : Venediklilerin Osmanlı ticaret gemilerine saldırması ve Osmanlı Devleti'nin Girit Adası'nı almak istemesi

1645'te Girit yüzünden Osmanlı-Venedik savaşları başladı

25 yıl alınamayan Kandiye Kalesi'nin alınması ile Venedikliler barış isteğinde bulundu



Osmanlı-Avusturya Savaşları (1593-1606)

Nedeni :

1 Avusturya ile Osmanlı arasındaki sınır mücadelesi

2 1593 tarihinde Bosna Beylerbeyi Hasan Paşa'nın Avusturyalılar tarafından pusuya düşürülerek öldürülmesi

III Murat Dönemi'nde Avusturya savaşları başladı

1573 yılında Estergon ve Kanije kalelelerini Avusturya'ya kaptırdı

III Mehmet Dönemi'nde Avusturya'dan Eğri Kalesi alındı

1596'da Haçova Savaşı ile Avusturya ordusu bozguna uğratıldı

1596'da Estergon ve Kanije Kaleleri geri alındı

İran sorunu ve Celali İsyanları yüzünden Osmanlı Devleti barış istedi ve 1606'da Zitvatorok Antlaşması imzalandı


Zitvatorok Antlaşması (1606)

1 Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlılarda kalacaktır

2 Avusturya Kuzey Macaristan topraklarını elinde tuttuğu için her sene Osmanlılara ödediği vergiyi artık ödemeyecektir

3 Avusturya bir defaya mahsus olmak üzere savaş tazminatı ödeyecektir

4 Avusturya arşidükası protokol bakımından Osmanlı padişahına denk olacaktır

Not : 1533 İstanbul Antlaşması'na göre Avusturya arşidükası Osmanlı sadrazamına denkti

Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu Orta Avrupa'daki üstünlüğünü kaybetmiş, Avrupadaki devletlerle eşit seviyeye gelmişti


Osmanlı-Avusturya Savaşları (1622-1664)

Avusturya'nın Erdel Beyliği iç işlerine karışması

1662'de Avusturya seferine çıkan Osmanlı ordusu Uyvar, Zerinvar ve Novigrat kalelerini aldı

Bu savaşlar 1664 yılında imzalanan Vasvar Antlaşması ile son buldu



Vasvar Antlaşması (1664)

a) Uyvar ve Novigrat kaleleri Osmanlılara bırakılacak, Zerinvar Avusturya'da kalacaktır

b) Erdel Osmanlı Devleti'nde kalacak, Osmanlı Devleti ve Avusturya, Erdel'den askerlerini çekecektir

c) Avusturya, Osmanlıların Erdel Beyi adayını tanıyacaktır

d) Avusturya savaş tazminatı ödeyecektir


Bu antlaşmadan sonra Avrupalılar, Osmanlıların eski gücünü kazandığını zannederek büyük bir paniğe kapılmıştı


II Viyana Kuşatması (1683)

Nedenleri :

1 Koyu katolik olan Avusturya'nın, Protestan Macarlara baskı yapması,

2 Macarların Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dan yardım istemesi,

1682'de Osmanlı Devleti Avusturya'ya savaş ilan etti

1683'te Avusturya üzerine sefere çıkıldı

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1683'te Viyana'yı kuşattı

Haçlı ordusunun yardıma gelmesi üzerine Osmanlı ordusu Viyana önlerinde bozguna uğradı


Bozgunun nedenleri :

UYARI : II Viyana bozgunu ile, Kosova Savaşı'ndan sonra Avrupa'da taarruza geçen Osmanlılar, artık savunmaya geçmiştir

Osmanlıları Avrupa'dan atmak amacıyla "Kutsal İttifak" oluşturulmuştur


1 Merzifonlu'nun deneyimli komutan ve devlet adamlarının sözünü dinlememesi

2 Merzifonlu'nun şehrin yağmalanmasına izin vermemesi,

3 Viyana'nın güçlü surlarla çevrili olması,

4 Kırım Hanı'nın zamanında yardım göndermemesi



Kutsal Bağlaşma ve Savaşlar (1683-1699)

Nedeni : Osmanlı Devleti'nin Viyana önünde bozguna uğraması ve bu fırsattan yararlanmak isteyen Hristiyan Avrupa'nın Papa'nın önderliğinde kutsal ittifak kurarak, Türkleri Avrupa'dan atmak istemesi

Avusturya, Macaristan ve Erdel'i alıp Bulgaristan'a girdi,

Osmanlı Devleti ile Haçlı ittifakı arasında 1683'te dört cephede savaş başladı

Lehistan, Podolya ve Boğdan'ı, Venedik, Mora ve Dalmaçya'yı aldı

1687 yılında II Süleyman, 1695'de de II Mustafa tahta geçti

Yenilgilerin devam etmesi üzerine Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi


Karlofça Antlaşması (1699)

Avusturya, Lehistan, Venedik ve Osmanlı Devleti arasında imzalandı

1 Temeşvar ve Banat Yaylası dışında kalan bütün Macaristan ve Erdel Avusturya'ya verildi

2 Hırvatistan'ın bir bölümü Avusturya'ya verildi; Sava ırmağı sınır oldu

3 Podolya ve Ukrayna Lehistan'a verildi

4 Dalmaçya kıyıları ve Mora, Venedik'e verildi Korint Osmanlılarda kaldı

5 Antlaşmanın süresi 25 yıl olacak ve Avusturya'nın garantisinde bulunacaktı

Not : Rusya, Karlofça Antlaşması imzalanırken iki yıllık bir ateşkes imzalamış ve barışa yanaşmamıştır Amacı Kırım'a doğru ilerlemektir Ancak, Avrupalı Devletlerin baskısıyla 1700'de antlaşma masasına oturmuştur

Osmanlılar, Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları'yla ilk defa toprak kaybına uğradı

Bu antlaşmalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun XVIII yüzyıl genel politikasında belirleyici rol oynadı ve Osmanlı Devleti'nde Gerileme Dönemi Başladı


Gerileme Dönemi

XVIII Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti

Osmanlı Devleti, 1699'da imzalanan Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izledi

UYARI : Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması'ndan sonra sürekli toprak kaybetmesine rağmen uzun süre varlığını koruyabilmiştir Bunun nedeni, Avrupa Devletleri arasındaki çıkar çatışmalarıdır

Osmanlı Devleti bu dönemde başarılı olamadı, toprak kazanmak yerine, yeni toprak kayıpları yaşadı

Osmanlı Devleti'nde "Gerileme Dönemi" 1792'de imzalanan Yaş Antlaşmasına kadar sürdü



Edirne Olayı

II Mustafa (1695-1703) Karlofça Antlaşması'ndan sonra Edirne'ye çekilip, devlet yönetimini FEyzullah Efendi'ye bırakıp, kendini av ve eğlenceye vermişti

Bu durumdan memnun olmayan ve Edirne'nin başkent olacağı söylentilerine inanan bir grup İstanbul'da isyan etti

Asiler 1703 yılında Edirne'ye yürüyüp Feyzullah Efendi'yi idam ettikten sonra, II Mustafa'yı tahttan indirerek, yerine III Ahmet'i tahta geçirdi


XVIII Yüzyıl Dış Siyasal Gelişmeleri


Prut Savaşı ve Prut Antlaşması (1711)

Nedenleri : I Petro'ya Poltova Savaşı'nda yenilen XII Şarl'ın Osmanlı Devleti'ne sığınması üzerine Rusların Osmanlı topraklarına saldırması

1711' de Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa Eflak'a girdi

UYARI : Baltacı Mehmet Paşa'nın ileriyi göremeyen bir vezir olması ve çevresindekilerin paraya düşkün olması nedeniyle bu seferden istenilen sonuç alınamamıştır

Baltacı Mehmet Paşa'nın Rus ordusunu sıkıştırdığı bir sırada Rusya'nın barış istemesi üzerine Prut Antlaşması imzalandı


Osmanlı-Venedik, Avusturya Savaşları ve Pasarofça Antlaşması (1715-1718)

Nedenleri : Osmanlı Devleti'nin Karlofça Antlaşması ile kaybettiği Mora ve Dalmaçya kıyılarını tekrar ele geçirmek istemesi ve Venediklilerin Mora Rumlarına baskı yapması ile Mora Rumlarının Osmanlıdan yardım istemesi

Osmanlı Devleti, 1751 yılında Mora'yı yeniden aldı

Osmanlı Devleti'nin Korfu Adası'nı kuşatması üzerine Avusturya, Mora'nın tekrar Venediklilere verilmesini istedi

Osmanlı Devleti, 1716'da Avusturya'ya savaş ilan etti

Osmanlı ordusunun Petervaradin'de yenilmesi üzerine, Avusturyalılar Belgrat'ı ele geçirdi

Osmanlı Devleti'nin barış istemesi üzerine 1718'de Pasarofça Antlaşması imzalandı


Pasarofça Antlaşması (1718)

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında imzalanan bu antlaşma ile :

1 Yukarı Sırbistan, Belgrat, Sırmiyum, Batı Eflak ve Banat Yaylası (Temeşvar) Avusturya'ya bırakıldı

2 Venedik'ten alınan Mora ve Grit Osmanlılarda kaldı

3 Arnavutluk ve Dalmaçya kıyılarındaki bazı kaleler Venedik'e verildi


Antlaşmanın Önemi :

1 Osmanlı Devleti, Batı'nın üstünlüğünü tamamen kabul etti ve toprak kurtaramayacağını anladı

2 Osmanlılar, Ortodoksları koruma görevini son kez yerine getirdi

3 İngiltere ve Hollanda'ya verilen ayrıcalıklar Kapitülasyona dönüştürüldü

4 Pasarofça Antlaşması'nın yarattığı barış ortamında Lale Devri'ne girildi ve ilk defa Batı tipinde ıslahatlara gidildi


Osmanlı-İran Savaşları (1722-1746):

Nedenleri : Safavi Devleti'nin Sunni Müslümanları Şiiliğe zorlaması üzerine Kafkasya ve Azerbaycan'da bulunan Sunnilerin isyan ederek Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi

Sunnilerle İran arasında çıkan savaşı fırsat bilen I Petro Kafkasya'ya girip, Bakü taraflarını işgal etti

Osmanlı Devleti, 1724'te Kafkasya'ya girdi

Fransa'nın araya girmesi ile İstanbul Antlaşması imzalandı

İran tahtına geçen Şah Tahmasb, Şahkulu'nunda desteğini alarak , tekrar Osmanlı üzerine yürüdü

1730 yılında İstanbul'da Patrona Halil İsyanı çıktı

İsyancılar III Ahmet'i tahttan indirerek yerine I Mahmut'u tahta geçirdi

I Mahmut Dönemi'nde İran ile 1732'de Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı

1639'da İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı



İstanbul Antlaşması (1724) :

1 Derbent, Bakü Kaleleri ve Dağıstan Rusya'ya bırakıldı

2 Gence, Karabağ, Revan ve Tebriz Osmanlı Devleti'ne verildi

İstanbul Antlaşması (1724) Osmanlılarla Ruslar arasındaki ilk dostluk antlaşmasıdır


Patrona Halil İsyanı

Lale Devri'nde Avrupa tarzında yapılan ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın kişiliği ile özdeşleştirilen ıslahatlar, ulemadan ve yeniçerilerden bir takım kişilerin çıkarlarına ters düşmüştü Lale Devri ile birlikte artan Lüks yaşantı, fakir halkın tepkisine yol açmıştı

O yıllarda İran ile yapılan savaşlar da devam etmekteydi

Sadrazam Damat İbrahim Paşa'nın İran seferine gitmek istememesi, ona karşı olanlara bulunmaz bir fırsat vermiş, Bayezit Hamamı tellaklarından Patrona Halil ve Muslu Beşe ismindeki iki Arnavut önderliğinde bir grup 1730 yılında isyana başlamışlardı

Vergilerden şikayet eden halk ve İran Seferi'ne katılmak istemeyen Yeniçeriler de isyana katılınca, isyan giderek büyümüş, saraya giden asiler, padişah III Ahmet'ten Damat İbrahim Paşa'nın kafasını istemişlerdi Kendilerine teslim edilen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'yı idam eden asiler, tekrar saraya yürüyerek, padişah III Ahmet'i tahttan indirerek yerine I Mahmut'u geçirdiler Bu isyanla Lale Devri sona ermiş oldu


Ahmet Paşa Antlaşması (1732)

İran ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan bu antlaşma ile;

1 Gence, Tiflis ve Dağıstan Osmanlılarda kaldı

2 Tebriz, Kirmanşah ve Hemedan Eyaletleri İran'a verildi


Osmanlı-Rusya, Avusturya Savaşları ve Belgrat Antlaşmaları (1736-1739)

Nedenleri :

1 Rusya'nın İran savaşları sırasında Kırım Hanı'nın İran'a gidişini engellemesi

2 Rusya'nın Lehistan'ın iç işlerine karışması

3 Avusturya ile Rusya arasında bağlaşma yapılması

Osmanlı Devleti, 1736 yılında Rusya ve Avusturya ile savaşa girdi

1739 yılında, Avusturya ile Belgrat Antlaşması imzalandı

UYARI : Belgrat Antlaşmaları'ndan sonra Avusturya ve Rusya aralarındaki bağlaşmayı yenileyip, Osmanlı Devletine bildirdiler Buna karşılık Osmanlı Devleti İsveç'te bir bağlaşma yaparak Avusturya ve Rusya'ya bildirdi Böylece, Batı'da uzun süren barış dönemi başladı

Rusya ile de Belgrat'ta ikinci bir antlaşma imzalandı


Osmanlı-Rus Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması (1768-1774)

Nedenleri : Rusya'nın geleneksel Karadeniz'e inme, Boğazlardan geçerek sıcak denizlere açılma politikası

Bu politikanın sonucu olarak Rusya, 1768 'de Lehistan'ın iç işlerine karıştı

III Mustafa, 1768'de Rusya'ya savaş ilan etti

Osmanlı ordusu birçok cephede yenilgiye uğradı

Rus donanması, 1770'te Çeşme'de Osmanlı donanmasını yaktı

1774 yılında III Mustafa'nın yerine I Abdülhamit tahta geçti

1774 yılında, Rusya ile Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı


Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)

Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin o güne kadar imzaladığı en ağır koşullu antlaşmadır Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları zedelenmiştir Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin büyük devlet olma özelliği sona ermiş ayrıca Rusya, Akdenize inme politikasını gerçekleştirmiştir Yine Rusya, ilk defa Osmanlıların iç işlerine karışma hakkını elde etmiş, Ortodoksları koruma görevi Rusya'ya geçmiştir


Kırım Olayı

Ruslar, Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra, Kırım'ı kendilerine bağlamak istediler

Ruslar 1778 yılında Kırım'a girerek, kendi yandaşı olan Şahin Giray'ı han seçtirdi

Osmanlı Devleti bu hanlığı onaylamadı

1779 tarihinde Fransa'nın devreye girmesi ile Rusya ile Aynalıkavak Tenkinamesi imzalandı



UYARI : Böylece, Kırım Rusya'ya bağımlı hale getirildi 1783'te Şahin Giray'la anlaşan II Katerina, Kırım'ı Rus topraklarına kattı, Osmanlı Devleti bu olayı ancak protesto edebildi







Osmanlı-Avusturya, Rusya Savaşları, Ziştovi ve Yaş Antlaşmaları (1787-1792)



Nedenleri : Rusya'nın, Aynalıkavak'a rağmen, Kırım'ın iç işlerine karışması ve 1783 yılında Kırım'ı işgal etmesi



Osmanlı Devleti, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasını kabul etmedi ve 1787 yılında Rusya'ya savaş açtı

Kısa bir süre sonra Avusturya ile de savaşa girildi

1789'da Rusların Ozi Kalesi'ni alarak halkı kılıçtan geçirmesi üzerine I Abdulhamit üzüntüden öldü

1789 yılında III Selim tahta geçti

1789 yılında Fransız İhtilali oldu

Osmanlı Devleti Avusturya ile Ziştovi Rusya ile de Yaş Antlaşmasını imzaladı







Ziştovi Antlaşması (1791)



Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı

1 Avusturya, savaşta aldığı toprakları Osmanlı Devleti'ne geri verecektir

2 Orsova ve Unna Irmakları arasındaki topraklar Avusturya'ya bırakılacaktır







Yaş Antlaşması (1792)



Rusya ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı



1 Kırım'ın Rusya'ya ait olduğu kabul edildi

2 Dinyester Irmağı Rusya ve Osmanlı Devleti arasında sınır olarak kabul edildi

3 Rusya, Boğazlar'dan geçip serbestçe ticaret yapabilecekti







Osmanlı-Fransız İlişkileri



Fransa, Rusya'nın ve Avusturya'nın Osmanlı toprakları üzerinde yerleşmesini istemiyordu

Lale Devri'nde Osmanlı-Fransız dostluğu iyice arttı

I Mahmut zamanında 1740 yılında imzalanan antlaşma ile Fransa'ya kapitülasyonlar verildi

1789 İhtilali ile Fransa'da başa geçen Drektuvar hükümeti döneminde Osmanlı-Fransız ilişkileri bozuldu

1789 yılında Napolyon Bonapart Mısır'ı işgal etti



Fransa ile 1801 yılında El-Ariş Mukavelesi imzalandı



UYARI : Osmanlı devlet adamları, XVIII yüzyılın sonlarında var olan topraklarını korumak için denge siyaseti izlemeye başlamıştır Denge siyaseti, Avrupalı devletler arasındaki çıkar çatışmalarından faydalanarak toprak bütünlüğünün korunmasıdır

III Selim Dönemi'nde ağırlık kazanmıştır Öncelikle Akdenizdeki Osmanlı varlığını korumaya yönelik bir amaç izlenmiştir







El-Ariş Mukavelesi (1801)



Fransa ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı Bu mukaveleye göre ;

1 Fransızlar Mısır'ı boşaltacaklar

2 İngilizler deniz yolu ile Fransız askerlerini ülkelerine götüreceklerdir



Dağılma Dönemi



Ulusçuluk Eylemleri



Sırp İsyanı (1804)



Nedenleri :

1 Osmanlı Devleti'nde merkezi otoritenin zayıflaması

2 Sırbistan'ı yöneten Yeniçeri kodamanlarının halka baskı yapması

3 Rusya ve Avusturya'nın kışkırtması

4 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan "ulusçuluk" akımlarının Sırplar arasında yayılması

5 XVIII yüzyılda Osmanlı-Avusturya, Rusya arasında çıkan savaşların Sırp topraklarında yapılması

Sırplar , 1804'te, Kara Yogi önderliğinde ayaklanma başlattı

1812'de imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalık verildi

Sırp ayaklanması, 1813'te Miloş Obronoviç önderliğinde yeniden başladı

1829'da Edirne Antlaşması ile Özerk Sırbistan Prensliği kuruldu

1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan bağımsızlığını elde etti



UYARI : Sırp Ayaklanması, Fransız Devrimi'nin getirdiği ulusçuluk akımının Osmanlı Devleti'nde görülen ilk etkisidir





1789 Fransız İhtilali



Yalnız Fransa'da değil bütün dünyada etkileri görülen Fransız İhtilali, dünya tarihinde yeni bir çağın başlangıcı olmuştur Avrupa'da mutlakiyet idarelerinin yıkılışını başlatan bu olay, Fransa'nın XVIII yüzyılın başlarından itibaren sürüklendiği ekonomik ve sosyal bunalımların doğal bir sonucu idi 14 Temmuz 1789 tarihinde Fransız Kralı XVI Lui'nin meclisi dağıtmak istemesi üzerien halk ayaklandı ve Bastille Hapisanesi'ni bastı Mahkumlar serbest bırakıldı ve isyan giderek büyüyerek bütün Avrupa'ya yayıldı



Bükreş Antlaşması (1812)



Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1812 tarihinde imzalandı

Antlaşma maddeleri şu şekildeydi:

1 Eflak ve Boğdan Osmanlı Devleti'ne geri verilecek, ancak Osmanlı Devleti, Eflak ve Boğdan beylerini görevine iade edecektir

2 Beserabya Rusya'ya verilecek, Prut ırmağı sınır olacaktır

3 Osmanlı Devleti, Sırbistan'a ayrıcalık verecektir

Bükreş Antlaşması ile Osmanlı Devleti ilk defa kendisine bağlı bir ulusa ayrıcalık verdi







Edirne Antlaşması :



1 Yunanistan bağımsız olacaktır

2 Eflak ve Boğdan özerkleştirilecektir

3 Sırbistan Prensliği kurulacaktır

4 Tuna Irmağının kenarındaki bazı kaleler Rusya'ya verilecektir

5 Rus ticaret gemileri Boğazlar'dan serbestçe geçecektir

6 Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir

7 Doğu Anadolu'da bazı kaleler Rusya'ya bırakılacaktır



Antlaşmanın Önemi :

1 Edirne Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra imzaladığı en ağır koşullu antlaşmalarından biridir

2 İlk defa Osmanlı Devleti'ne bağlı bir ulus bağımsızlık kazanmıştır

3 Rusya, Orta Avrupa ticaretini denetlemeye başlamıştır

4 Bugünkü Romanya'nın temelleri atılmıştır

5 Mısır Sorunu'nun başlamasına neden olmuştur

Osmanlı Devleri, bu antlaşmadan sonra Rusya'ya karşı tek başına olamayacağını anladı ve kendi varlığını sürdürmenin Avrupa devletleri arasındaki denge politikasına bağlı olduğunu gördü







Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878)



1 Sırbistan, Karadağ ve Romanya'ya bağımsızlık verilecektir

2 Bulgaristan 3 Bölüme ayrılacak; Makedonya Osmanlı Devleti'ne verilecek, Doğu Trakya özerkleştirilecek, Bulgaristan Prensliği kurulacak Böylece, Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesi ve Balkanlar üzerinden Akdeniz'e inmesi engellendi

3 Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya verilecek, Doğu Bayezit Osmanlı Devleti'ne kalacaktır

(Kars, Ardahan ve Batum Brest Litowsk Antlaşmasıile Osmanlı Devleti'ne geri verildi)

4 Bosna Hersek, Osmanlı Devleti'ne bağlı olacak, Avusturya tarafından yönetilecektir (1908'de Avusturya, Bosna Hersek'i işgal etti)

5 Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacaktır

6 Teselya Yunanistan'a bırakılacaktır

7 Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir



Antlaşmanın önemi :

1 Osmanlılara bağlı pek çok ulus bağımsızlığını kazandı

2 Osmanlılarda çoküş dönemi başladı

3 Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları zedelendi

4 Ermeni sorunu başladı

5 Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesi ve Akdeniz'e inmesi engellendi

6 İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı Devleti'ni korumaktan vazgeçtiği anlaşıldı

7 Osmanlı-Alman yakınlaşması başladı







Yunan İsyanı (1820-1829)



Nedenleri :

1 Osmanlı Devleti'nde merkezi otoritenin zayıflaması

2 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan "ulusçuluk" akımlarının Yunanlılar arasında yayılması

3 Rönesans ve Hümanizm hareketleri ile Avrupa'da Yunan hayranlığının başlaması

4 Rumlar'ın, gemicilik sayesinde Avrupa ile iyi ilişkilere girmesi

5 Rumlar'ın, bağımsızlık amacıyla Etnik-i Eterya Cemiyeti'ni kurması

Rumlar 1820'de Eflak'ta isyan etti

1821 yılında Mora Yarımadası'nda isyan çıktı

Mora isyanı, Mehmet Ali Paşa'nın yardımı ile bastırıldı

İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı Devleti'nin Yunanistan'a bağımsızlık vermesi için 1827'de Navarin'de Osmanlı donanmasını yaktı

1829'da Edirne Antlaşması ile Yunanistan bağımsızlığını elde etti



UYARI : Ulusçuluk akımının etkisiyle Osmanlılardan bağımsızlığını elde eden ilk ulus Yunanlılar (Rumlar) olmuştur







Etnik-i Eterya Cemiyeti



Bu cemiyet 1814'te Odessa'da ikisi Rum, biri Bulgar üç kişi tarafından kurulmuştur Cemiyetin asıl amacı eski Bizans İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmaktı İstanbul Patriği ile Rus Çarı'nın da desteklediği bu derneğin başında Rus Çarı'nın yaveri olan Aleksandr Ipsillanti bulunuyordu Cemiyet kısa sürede güçlenmiş, Yunanistan ve İstanbul'da şubeler açmıştır







Kavalalı Mehmet Ali Paşa



1769'da Kavala'da doğdu 1799'da Fransızlar'ı Mısır'dan çıkarmak üzere gönderilen orduda bayraktar olarak görev aldı Kısa sürede "başıbozuk alayı" komutanlığına atandı Mısır'da çıkan Kölemen ayaklanmalarını bastırdı 1805'te Mısır valiliğine atandı Mısır'da Avrupalı uzmanların denetiminde kuvvetli bir ordu kurdu Ayrıca Batı eğitim sistemine dayalı bir eğitim sistemi ve toprak reformunu gerçekleştirdi Bu arada İstanbul ile iyi geçinmeye de dikkat etti Hicaz'da çıkan Vahhabi İsyanı'nı bastırdı 1820'de Sudan'ı ele geçirdi 1824'te Mora ayaklanmasının bastırılmasında Osmanlı ordusuna çok yardımı oldu Oğlu için istediği Suriye valiliği yerine Girit valiliği verilince devlete karşı ilk Müslüman isyanı başlattı 1841'de Suriye elinden alındıysa da Mısır'da kendi hanedanını kurdu







Eflak-Boğdan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek İsyanları (1875-1878)



Nedenleri :

1 1789 Fransız İhtilali'nin getirdiği uluşçuluk akımı

2 Rusya'nın Panislavizm politikası

İlk ayaklanma 1875 yılında Bosna ve Hersek'te meydana geldi

Aynı yıl Bulgarlar da ayaklandı

Kargaşadan yararlanan Sırplar ve Karadağlılar da Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti

Avrupa devletleri Balkanlardaki barışı sağlama amacıyla İstanbul'da bir konferans düzenledi

Osmanlı Devleti, Avrupa'nın iç işlerine karışmasını engellemek amacıyla 1876 yılında Kanun-ı Esasiyi ilan etti





Osmanlı-Rus Savaşları



1807-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması



Nedeni : 1804 Sırp isyanında Rusya'nın Sırpları kışkırtması ve çıkan isyanı desteklemesi



Osmanlı Devleti, 1806 tarihinde Boğazlar'ı Rusya'ya karşı kapattı

1806 tarihinde Rusya Eflak ve Boğdan'ı işgal etti

1807 tarihinde de Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti

Fransa'ya güvenerek bu savaşa giren Osmanlı Devleti, Fransa'nın iki yüzlü politikası sonucu 1812'de Bükreş Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi







1827-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması



Savaşın Nedenleri :



1 Rusya'nın 1820 tarihindeki Yunan isyanını desteklemesi

2 1827 yılında da Navarin'de Osmanlı ve Mısır donanmasını yakılması olayına katılması

1827'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti

Osmanlı Devleti'nin savaşa hazır olmaması nedeniyle, Rusya, Batı'da Edirne'yi, Doğu'da da Erzurum'u ele geçirdi

Osmanlı Devleti, 1829 tarihinde Edirne Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi







Kırım Savaşı (1853) ve Paris Antlaşması



Savaşın Nedenleri :

1 Rusya'nın Akdeniz'e inme emelleri

2 Rusya'nın, Eflak ve Boğdan'ı işgal edip, Sinop'ta Osmanlı donanmasını yakması

1853 yılında İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile ittifak yaparak Rusya'ya savaş ilan etti

1856'da Kırım'ın Sivastopol ve Malakof şehirleri ele geçirildi

1856 yılında Paris Antlaşması imzalandı





Paris Antlaşması (1856)

Koşulları :

1 Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, Avrupa Devletler Hukukundan yararlanacaktır Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü Avrupa devletleri tarafından korunacaktır

2 Karadeniz, tarafsız hale getirilecek, savaş gemisi bulunmayacak, yalnızca ticaret gemileri geçecektir

3 Rusya ve Osmanlı Devleti, Karadeniz'de savaş gemisi bulundurmayacaktır

4 Eflak ve Boğdan'a özerklik verilecek, Avrupa devletleri'nin garantisinde olacaktır

5 Tuna ırmağında ticaret gemileri serbestçe dolaşacak ve Avrupa Devletleri tarafından denetlenecektir

6 Boğazlar, 1841 Londra Senedi'ne göre düzenlenecektir

7 Osmanlı Devleti'nde 1856 Islahat Fermanı izlenecek, ancak iç işlerine müdahale edilmeyecektir



Antlaşmanın Önemi :

1 Osmanlıların XIX yüzyılda kazanan devlet olarak imzaladıkları tek antlaşmadır

2 Osmanlı Devleti'nin kendi toprak bütünlüğünü koruyamayacağı anlaşıldı

3 Osmanlı Devleti, bir Avrupa devleti olmanın diyetini Islahat Fermanı ile ödedi

4 Osmanlı Devleti, savaşı kazanan devlet olmasına rağmen yenik devlet durumuna düşürüldü

5 Karadeniz tarafsız bir deniz haline getirildi

6 Rusya'nın Akdeniz'e inmesini engelleyerek İngiltere ve Fransa Akdeniz'de güvenliklerini sağladı

7 Rusya'nın Balkanlar'da egemenlik kurması engellendi

8 Rusya, 1774'te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile elde ettiği haklarını kaybetti, bundan sonra Pan-Slavizm politikasını ortaya attı







1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve Ayastefanos Antlaşması



Nedenleri :



1 Paris Konferansı'nda çıkarları zedelenen Rusya'nın Pan-Slavizm politikasına ağırlık vermesi

2 Rusya'nın Balkan uluslarını Osmanlı'ya karşı ayaklanmaya kışkırtması



Osmanlı Devleti, 1876'da toplanan Berlin, İstanbul ve Londra konferanslarında alınan, kendi aleyhindeki kararları kabul etmedi

Bunun üzerine 1877'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti

Ruslar, Doğu'da Kars, Ardahan, Batum ve Erzurum'u, Batı'da da Edirne'yi aldı

Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenilince, 1878'de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imzalandı



UYARI : Ayastefanos Antlaşması, İngiltere ve Avusturya karşı çıktığı için uygulanmadı İngiltere, Rusya'nın Doğu Akdeniz'de; Avusturya da, Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesini istemediğinden, bu antlaşmaya karşı çıktı







Ayastefanos Antlaşması (3 Mart 1878) :



1 Sırbistan, Karadağ ve Romanya'ya bağımsızlık verilecektir

2 Büyük Bulgaristan Krallığı kurulacaktır

3 Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Bayezıt Rusya'ya bırakılacaktır

4 Bosna ve Hersek özerkleştirilecektir

5 Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacaktır

6 Teselya, Yunanistan'a bırakılacaktır

7 Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir





Mısır Sorunu



Mehmet Ali Paşa İsyanı



Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Napolyon'un Mısır'ı işgali sırasında Kahire'ye geldi

1804 yılında Mısır valiliğine getirildi

Mısır'da birçok ıslahatlar yaptı

1821'de Mora'da ortaya çıkan Rum isyanını bastırdı

Mora valiliği isteği reddedilince, Suriye ve Çukurova'ya girerek Kütahya'ya kadar ilerledi

Bunun üzerine II Mahmut, Rusya'dan yardım istedi



UYARI : Osmanlı Devleti, ilk defa kendi valisi ile savaştı Mısır sorunu bir iç sorunken zamanla uluslar arası bir sorun haline geldi



1833 yılında Rus donanması İstanbul'a geldi

1833 yılında Kütahya Antlaşması imzalandı

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 06-24-2007   #2
Ergenekon
Varsayılan


çok sade olmasına rağmen eksiksiz ve çok doğru bilgilerle hazırlanmış bir konu teşekkürler tamamı okunduğunda Osmanlı'nın tüm tarihi hakkında önemli ve gerekli bilgilere sahip olmak mümkün oluyor
Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlı İmparatorluğu Siyasal Tarihi

Eski 09-16-2009   #3
Şengül Şirin

Osmanlı İmparatorluğu Siyasal Tarihi



Osmanlı İmparatorluğu Siyasal Tarihi



Osmanlı İmparatorluğu (12991922), üç anakaraya (Asya, Avrupa, Afrika) yayılan topraklarıyla, barındırdığı nüfusla ve 600 yılı aşan yaşam süresiyle tarihin en büyük imparatorluklarından biridir


Siyasal Tarih

Osmanlı İmparatorluğu'nu kuran Türkler, 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya yerleşmeye başlayan Oğuzlar'ın Kayı boyundandır Bir Kayı aşiretinin başkanı olan Ertuğrul Gazi, i Alaeddin Keykubad döneminde (122037) akıncı beyi olarak Anadolu Selçuklularına hizmet etmiş, karşılığında da SöğütDomaniç yöresinin uçbeyliğine atanmıştı




Ertuğrul Gazi birkaç yerel savaşta çevredeki Bizans tekfurlarına gücünü gösterdikten sonra uçbeyliği görevini daha çok sınırları koruma yolunda sürdürmüştü 1281'de ölümünden sonra aşiretin başına geçen oğlu Osman Gazi, başka aşiret beylerinin de desteğini alarak yeni topraklar kazanmaya, siyasal güç elde etmeye girişti Anadolu Selçukluları ile Bizans İmparatorluğu'nun içinde bulundukları bunalımlar da onun için uygun ortam yaratıyordu Osman Gazi 1299'da bağımsızlığını ilan ettikten sonraki 20 yıl içinde hem Bizans'a hem de komşu beyliklere gücünü kabul ettirdi {bak Osman Gazi) Yerine geçen oğlu Orhan Gazi babasının siyasetini sürdürdüğü gibi, Bizans'la kurduğu dostluk ilişkisinden de yararlanıp beyliğin gelişmesinde en önemli adımlardan birini gerçekleştirerek Rumeli'ye ayak bastı {bak Orhan Gazi)




Edirne'yi alan Osmanlılar I Murad (Hüdavendigâr) döneminde de Rumeli yönünde ilerlemelerini sürdürdüler Burada elde ettikleri güç Anadolu'daki komşu beylikler üzerinde de etkili olmalarını sağladı Bazı beylikleri akrabalıklar kurarak topraklarına kattılar Karamanoğulları gibi güçlü beyliklerle de zaman zaman savaştılar Balkanlar'da karşılarına çıkan güçlere karşı sürekli üstünlük sağlayan I Murad'ın 1389'da I/Kosova Savaşı'nda ölmesi durumu fazla değiştirmedi {bak Murad)




Yıldırım Bayezid 1393'te Bulgaristan'ı tümüyle Osmanlı topraklarına kattıktan ve 1396'da Niğbolu'da Haçlı ordusunu yenilgiye uğrattıktan sonra, doğudan gelen yeni bir güç karşısında Anadolu'ya dönmek zorunda kaldı 1390'lardan beri Ortadoğu'yu tehdit eden Timur'un 1402'de Orta Anadolu'ya kadar ilerleyip 1402'deki Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'i yenerek tutsak etmesi, Osmanlı Devleti'ni parçalanma noktasına kadar getirdi {bak YILDIRIM Bayezid) Bundan sonraki 10 yıl şehzadeler arasındaki taht kavgalarıyla geçti ve Osmanlılar Anadolu Beylikleri üzerindeki denetimlerini yitirdiler {bak Fetret Dönemİ)






1413'te I Mehmed'in (Çelebi) kardeşlerini alt ederek tahta tek başına egemen olmasından sonra devlet yeniden toparlanmaya başladı {bak Mehmed) I Mehmed'in oğlu II Murad Rumeli'deki ilerlemeye yeni bir hız kazandırırken, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u alarak Bizans İmparatorluğu'na son vermesi Osmanlı Devleti'ni yeniden güçlü bir devlet konumuna getirdi {bak Fatih Sultan Mehmed; İstanbul; Murad) Fatih Sultan Mehmed Anadolu Beylikleri'nin birçoğunu da Osmanlı topraklarına katarak hem doğu hem batı yönünde daha güvenli hareket etme olanağını elde etti


Osmanlılar II Bayezid ve Yavuz Sultan Selim döneminde daha çok doğuya önem verdi Yavuz Sultan Selim önce İran'da yeni bir güç olarak ortaya çıkan Safeviler'i yenilgiye uğrattı (bak ÇALDIRAN Savaşi) Bunu Suriye ve Mısır'a egemen olan Memlûk yönetimine son verilmesi izledi (bak Memlûklar) Yavuz Sultan Selim'in Kahire' de oturan halifeyi İstanbul'a getirip halifeliği devralması Osmanlılar'ın İslam dünyasındaki konumunu güçlendirdi (bak Bayezİd II; Yavuz Sultan SELİM)


Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu en parlak yıllarını yaşadı 11 kez sefere çıkılan Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğumun sınırları batıda Avusturya'ya, doğuda Hazar Denizi'ne, Afrika'da Fas'a kadar uzanıyordu Osmanlılar denizlerde de parlak başarılar elde ettiler Barbaros Hayreddin Paşa ile Turgut Reis, Akdeniz'i bir "Türk gölü" durumuna getirdiler (bak BARBAROS HAYREDDİN Paşa; Prezeve Denİz Savaşi; Turgut ReIs) Şeydi Ali Reis de Kızıldeniz, Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'nda önemli etkinlik gösterdi (bak ŞEYDİ Al! REİS) Kanuni Sultan Süleyman dönemi kültür ve sanat bakımından da bir doruk noktası olarak kabul edilir (bak Kanunİ Sultan Süleyman)

Kanuni'den sonraki yıllarda Osmanlı İmparatorluğu batıda ve doğuda elde ettiği topraklan korumak ve Avrupa'daki en güçlü düşmanı Avusturya ile savaşı sürdürmek için yoğun çaba harcadı Öte yandan, başlangıcı Kanuni dönemine kadar uzanan Celali Ayaklanmaları iç düzeni büyük ölçüde sarstı (bak CELALİ AYAKLANMALARI) Sokullu Mehmed Paşa gibi güçlü vezirlerden sonra devlet yönetiminde de bozulma belirtileri görüldü (bak SOKULLU Mehmed Paşa)

17 yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorlu ğu dıştan bakıldığında gücünü koruyor gib gözüküyor, hatta batıda ve doğuda yeni top raklar bile kazanıyorsa da, iç düzendek bozulma artarak sürüyordu Özellikle merke zi yönetimin zayıflaması, İstanbul'da yeniçeri lerin ve kapıkulu askerlerinin çıkardıkları ayaklanmalar devleti sık sık güç duruma düşürüyordu (bak Genç Osman) IV Murad' in sert önlemlere başvurarak yönetime egemen olma çabaları da kalıcı sonuçlar sağlamadı (bak Murad) IV

Murad'dan sonraki padişahlar Deli İbrahim ve çocuk yaşta tahta çıkan IV Mehmed döneminde, valide sultanların ve harem ağalarının yönetimdeki etkileri arttı ve başıbozukluk sürüp gitti Bu durum ancak 1656'da büyük yetkilerle sadrazamlığa getirilen Köprülü Mehmed Paşa'nın yoğun çabalarıyla bir ölçüde düzeldi Birbiri ardı sıra sadrazamlık yapan Köprülüler devlete son parlak dönemini yaşattılarsa da 1683'teki Viyana bozgunu askeri gerilemenin başlangıcı oldu (bak Köprülü Ailesİ; Mehmed) Bunu izleyen 15 yılda toprak kayıpları önlenemez boyutlara ulaştı ve Osmanlı İmparatorluğu 1699'da Karlofça Antlaşması'nı imzalayarak bu durumu kabul etti (bak Karlofça Antlaşmasi) 18 yüzyıla girilirken kuzeyde yeni bir güç olarak beliren Rusya da artık Osmanlı İmparatorluğu için ciddi bir tehdit oluşturuyordu 1711'de Prut'ta Rusya'ya karşı kazanılan basan bu durumu değiştirmedi; 1718'de, Avusturya ve Venedik karşısında uğranılan yenilgiyi belgeleyen Pasarofça Antlaşması imzalandı (bak Pasarofça Antlaşmasi)

Lale Devri olarak adlandırılan 171830 arasındaki yıllar Osmanlı İmparatorluğu için göreli de olsa bir barış dönemi oldu Bu dönemde geleneksel yapının değişmesi yolunda atılan adımlar İstanbul dışına pek taşmadığı gibi, 1730'daki Patrona Halil Ayaklanması döneme kanlı biçimde son verdi (bak Lale DEVRİ) Lale Devri'ni izleyen yılların padişahları I Mahmud (173054), III Osman (175457) ve III Mustafa (175774) dönemlerinde de gerileme sürdü 1774'te başa geçen I Abdülhamid Rusya ile ağır koşullar içeren Küçük Kaynarca Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı (bak Küçük Kaynarca AntlaşMASI)

I Abdülhamid'in askeri alanda başlattığı yenilikler 1789'da başa geçen III Selim tarafından daha büyük bir kararlılıkla sürdürüldü Ama III Selim'in Nizamı Cedid adıyla başlattığı yenilikler, başta merkezi yönetimin zayıflamasıyla ortaya çıkan ayanlar olmak üzere, güçlerini yitireceklerinden korkan devlet adamlarının, ulemanın ve varlıklarına son verileceğine inanan yeniçerilerin direnişiyle karşılaştı (bak AbdülhamİD I; NtZAMl CEDİD; Selim III) Nizamı Cedid dönemi 1807'de Kabakçı Mustafa Ayaklanması'yla son bulduysa da 1808'de başa geçen II Mahmud yenileşme hareketine yeni bir hız kazandırdı 1826'da Yeniçeri Ocağı'nı kapatarak askeri yenileşmenin önündeki en büyük engeli kaldırdığı gibi devlet kurumlarında da köklü reformlara girişti (bak Mahmud II)
Gerçi askeri alanda yenilgiler ve toprak kayıpları sürüyordu, ama yönetim bunları önlemenin ancak devleti bütünüyle çağdaş bir yapıya kavuşturmaktan geçtiğini anlamıştı

1839'da başa geçen Abdülmecid bu yöndeki ilerlemenin ilk temel programı olan Tanzimat'ı ilan etti (bak AbdülmecİD; TanzImat) Bu dönemin önde gelen devlet adamları olan Mustafa Reşid Paşa ile Âli Paşa birçok güçlüğe karşın Tanzimat reformlarını gerçekleştirmede önemli adımlar attılar (bak ÂLİ Paşa; Mustafa Reşİd Paşa)




Bu arada Osmanlı tarihinde ilk kez yöneticilerin dışında bir grup olarak ortaya çıkan aydınlar da devlet yönetimiyle ilgili görüşler açıklamaya, eleştirilerde bulunmaya başladılar Gene bu dönemde ortaya çıkan basın ilk kez kamuoyunun gücünü göstermeye başladı Aydınların basın yoluyla giriştiği muhalefet zaman zaman yöneticilerin sert tepkisine yol açtıysa da gittikçe güçlendi (bak Jön Türkler) Yöneticiler arasında da yandaşlar bulan aydınların hareketi 1876'da, meşrutiyet rejimine geçilmesini öngören Kanunı Esasi'nin ilanıyla temel amacına ulaştı (bak BİRİNCİ VE İKİNCİ MEŞRUTİYET)


Ama I Meşrutiyet 187778 OsmanlıRus Savaşı'nda uğranılan ağır yenilgi ortamında ve bu rejime inanmayan II Abdülhamid'in kararıyla son buldu Bundan sonraki 30 yıl II Abdülhamid'in,"İstibdat devri" olarak anılan mutlakıyetçi yönetimiyle geçti (bak AbdülhaMÎDlI) Ama yurtdışında örgütlenen aydınların kararlı muhalefeti bu kez de başarıya ulaştı Genç subayların da katılmasıyla iyice güçlenen hareket 1908'de II Abdülhamid'i meşrutiyeti yeniden yürürlüğe koymak zorunda bıraktı

II Meşrutiyet döneminin siyasal gelişmelerine damgasını vuran başlıca kuruluş İttihat ve Terakki Cemiyeti idi Ama 191112 Trablusgarp Savaşı, 191213 Balkan Savaşı ve 1914'te başlayan I Dünya Savaşı askeri olayları gene öne çıkardı Talat, Enver ve Cemal paşaların önderliğindeki İttihat ve Terakki 1913'te yönetime el koyarak ülkeyi tek başına yönetti (bak Cemal Paşa; Enver Paşa, İttIhat ve TerakkI Cemîyetî; Talat Paşa) Osmanlı ordusu başta Çanakkale olmak üzere birçok cephede başanlı savaşlar verdiyse de müttefikleri olan Almanya ve AvusturyaMacaristan ile birlikte İtilaf Devletleri karşısında yenilmekten kurtulamadı (bak BİRİNCİ Dünya Savaşi; Çanakkale SavaşlarI)

Savaşın sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi tam bir teslim belgesiydi (bak MONDROS MÜTAREKESİ) Ülkeyi galip devletlerin eline bırakan bu belgeye dayanarak başlatılan işgaline karşı gösterilen tepki kısa sürede bir diren} örgütlenmesine dönüştü Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçmesiyle askeri örgütlenme de başarıldı ve yabancı işgaline karşı Kurtuluş Savaşı başlatıldı (bak KURTULUŞ SAVAŞI) Bu arada işgal altındaki İstanbul'da oturan Padişah Vahideddin galip devletlerle siyasal bir uzlaşma sağlayarak tahtını koruyabileceğini sanıyor, ama karşısında devletin sonu demek olan Sevr Antlaşması'nı buluyordu (bak SEVR ANTLAŞMASI; VAHİDEDDİN)

Üç yıl süren Kurtuluş Savaşı başarıya ulaşıp galip devletler de bu durumu kabul etmek zorunda kalınca, Anadolu'da yeni bir siyasal güç olarak beliren Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) karşısında İstanbul dışında varlığı kalmayan Osmanlı yönetiminin fiilen son bulduğu açıkça gözüküyordu Nitekim TBMM 1 Kasım 1922'de aldığı bir kararla saltanatı kaldırınca Osmanlı İmparatorluğu da resmen tarihe karışmış oluyordu

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.