![]() |
Ev Ekonomisi ve Feminist İktisat |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ev Ekonomisi ve Feminist İktisatEv Ekonomisi ve Feminist İktisat Üşür (2003), “Ekonomi Politik: Zarif Mezar Taşları” başlıklı yazısında “ekonomi politik” deyiminin etimolojisine değinirken “ekonomi” sözcüğünün Grekçe ev (oikos) ve yasa (nomos) sözcüklerinden oluştuğu bilgisini veriyor ![]() ![]() Feminist iktisadın çıkış noktalarından biri süreç içerisinde “evin ekonomisi”nin ve onu oluşturan birimlerin, yani aile, kadın ve çocukların deyim yerindeyse “tuhaf bir biçimde” ekonomi tartışmalarının dışına atılmış olduğu gözlemidir ![]() ![]() Büyük çoğunluğu kadın tarafından gerçekleştirilen hane-içi üretim de öyle ![]() ![]() Bu yazı, “evin ekonomisi” deyiminin geçirdiği dönüşüme ve yukarıdaki gözlemler ışığında “feminist iktisat”a duyulan meraktan ortaya çıkmıştır ![]() ![]() İktisat disiplinine “cinsiyet-farkındalık” (gender awareness) getirme ve bu konudaki metodoloji tartışmaları genel olarak iktisatçılar tarfından ya “bilimsel” bulunmamakta ya da “ikincil” kabul edilmektedir ![]() ![]() ![]() Feminist iktisat, 1960’larda disiplini oluşturan iki ana paradigmanın, “geleneksel” neoklasik ve “geleneksel” Marxist paradigmaların “kadının sosyal rolü” ve “cinsiyet” açısından “yeniden değerlendirilmesi” ile ortaya çıkmıştır ![]() ![]() ![]() Aile ve toplum içerisinde cinsiyete bağlı işbölümü ve kadın emeğinin maruz kaldığı “eşitsizlik” her iki okulun temsilcileri tarafından “veri” alınmakta, “aile” tamamen “işbirliği” (cooperation) ve “diğerkâmlık” (altruism) içerisinde işleyen bir birim olarak varsayılmaktadır ![]() Ancak, “toplumsal cinsiyet”lerin “doğal cinsiyet”lerden (sex) kaynaklanmadığı, toplum tarafından yapılandırılmış sosyal oluşumlar olduğu göz önünde bulundurulmaya başlanırsa aile içi “iş bölüşümü”nün de doğal olmadığı, basitçe varsayılan “çıkar ortaklığı” ve “aile harmonisinin” de aslen “çiftler arası güç eşitsizliği” ve “çıkar çatışması” deyimleri çerçevesinde yeniden inşaasının mümkün olduğu görülür ![]() Bu açıdan aile içi iş bölüşümü ve bu bölüşümdeki eşitsizliğin feminist iktisat yazınındaki eleştirisi her iki paradigmanın “geleneksel” anlayışına bir meydan okuma olarak görülebilir: “Hem neoklasik hem de Marxist iktisat “hane içi eşitsizlik” konusunda neden bu kadar sessiz kalmaktadır? Bir tarafta piyasa-harici üretim üzerine sağlam temelli bir teori sunan ama “çelişki” ile hiçbir ilgisi olamayan, diğer tarafta da sağlam temelli bir “çelişki” teorisi sunan ancak piyasa-harici üretimin dinamikleri ile çok da ilgilenmeyen iki paradigma ![]() Tarihsel olarak neoklasik iktisat, “iktisadi” davranışlar için evrensel bir birey (tüketici, firma) teorisi sunar ![]() ![]() ![]() ![]() Neoklasik iktisat kabaca şunu söylemektedir: Eğer “iktisadi” anlamda “kadın” açısından bir eşitsizlik var ise bu durum kadının kendisi tarafından “bağımsız” ve “rasyonel” bir şekilde tercih edilmiştir ![]() ![]() ![]() Neoklasik iktisadın “ev ekonomisi” alanındaki en önemli başvuru kaynağı, daha sonra bu alandaki çalışmalarından dolayı 1992 yılında Nobel iktisat ödülünü alan Gary S ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanenin tercihi deyimi aslen, neoklasik iktisadın dayandığı temeller açısından sorun teşkil etmektedir çünkü piyasada hiçbir “hayırseverlik” tanımayan iktisadi birey piyasa benzeri modellenen hane içerisinde birden “ortak fayda”yı benimsemektedir ![]() 6 Son aşamada ikilemin “mucizevi” çözümü bulunur: hayırserver diktatör ![]() ![]() ![]() Marxist iktisat tarihsel olarak çelişki, güç eşitsizliği, ve sömürü ilişkilerinin teorisidir ![]() ![]() “Marxizm ve feminizmin evliliği geleneksel ataerkil evliliği andırmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihsel olarak Marx ve Engels’den başlayarak, çoğu Marxist ve sosyalist düşünür kapitalist sistem altında “kadın”ın statüsü ile ciddi biçimde ilgilenmişlerdir ![]() ![]() ![]() Bu anlamda aynı sınıf içerisindeki kadın ve çocuklarla erkekler arasındaki farklar çoğu zaman geleneksel Marxist teorinin dışında kalmıştır (Hartmann, 1981b) ![]() Benzer şekilde “ev içi üretim” de temel gereksinimleri karşılayan üretim olarak, piyasa üretim döngüsünün devamında “ikincil” konumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İktisadi analizin tarihi ne bakıldığında çok “genç” sayılabilecek feminist iktisat kendi bakış açısı ile, özetlenmeye çalışılan “geleneksel” paradigmaları “toplumsal cinsiyetin farkında” bir disiplin yaratma konusunda etkilemektedir ![]() ![]() (Manser ve Brown, 1980; Parsons 1984) Ancak feminist iktisat kendi bakış açısı ile gerçek dünya ve teori arasındaki ilişkiyi kurmada kendi ajandasını yaratmaktadır ![]() ![]() Kaynak: Ebru Voyvoda/bagimsizsosyalbilimciler ![]() |
![]() |
![]() |
|