![]() |
Narsisizmin Dönüşümü Üzerine |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Narsisizmin Dönüşümü ÜzerineNARSİSİZMİN DÖNÜŞÜMÜ ÜZERİNE Özden Terbaş Salvador Dali'nin "Narkissos'un Dönüşümü" (Metamorphosis of Narcissus, 1937) adlı tablosunda Narkissos sudaki yansısına bakmakta, onun hemen yanında onunla aynı boyutta bir elin içinde bir koza bulunmakta ve onun içinden de bir nergis çiçeği çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Sadece nesne sevgisinin öncülleri olarak değil, bağımsız psikolojik durumlar olarak narsisizmin değişik biçimleri bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() "Büyüklenmeci Kendilik" ve "İdealleştirilmiş Ebeveyn İmagosu" Bilindiği gibi Freud (1914), libidonun yatırımlarına göre değişik biçimlerde adlandırılabileceğini öne sürmüş, benliğe yatırıldığında narsisistik libido, nesneye yatırıldığında ise nesne libidosu olarak nitelendirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Narsisistik libidonun gelişim hattında yer alan ilk libidinal yönelim, narsisistik libidonun büyüklenmeci-teşhirci kendiliğe yatırılmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniden idealler ile ihtiraslar arasındaki ilişkiye dönelim ve aralarındaki farklılıkları gözden geçirelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece bir yanda çocuksu idealizasyonun olgunlaşmasından oluşan ideallerden; diğer yanda çocuksu büyüklenmeciliğin olgunlaşmasından oluşan ihtiraslardan ibaret olan iki kutuplu bir kendilik kavramıyla karşılaşmış oluyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Narsisizmin Dönüşümü Üzerine |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Narsisizmin Dönüşümü ÜzerineNarsisizmin Dönüşümleri Yaratıcılık Kohut (1966), sanatsal ve bilimsel yaratıcılığın pek çok amaca hizmet ettiğini, bir dizi psikolojik yapıyı, dürtüleri ve bütün kişiliği ilgilendirdiğini düşünür ![]() ![]() ![]() Yaratıcı bireyin ihtirasları, diğer insanlarla ilişkisinde önemli bir role sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() Yaratıcı kişinin kendi çalışmasına yönelik tutumu, annenin henüz doğmamış olan fetüsünü sevmesi ve doğduktan sonra onu genişleyen kendiliğe dahil etmesi, ona eşduyumlu yanıtlar vermesine benzetilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kohut çalışmasında, K ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eşduyum Eşduyum diğer kişiler hakkında psikolojik veri toplama yoludur ![]() ![]() ![]() Kohut psikanalistlerin eşduyumlu anlama sürecine girebildikleri kadar, bu süreçten çıkabilmelerinin de gerekli olduğunu düşünür ![]() ![]() ![]() Kohut, başarılı bir analizden sonra hastanın eşduyum alanında bir genişlemenin gerçekleştiği inancındadır ![]() ![]() ![]() Mizah Kohut analiz sürecinde analizanlarda mizahın birdenbire ortaya çıktığını vurgular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kohut narsisistik yatırımın kendilikten, birey üstü ve zamansız varoluş kavramına doğru değiştiğini, ancak bunun nihai olarak ölümün tümüyle fark edilmesi sayesinde mümkün olabildiğini öne sürer ![]() ![]() ![]() Bu bağlamda Can Yücel'in şiirlerini anımsayabiliriz ![]() ![]() "Konser oldum, Bitmemiş senfoniyi bitirdim" "Postmortem" isimli şiirinde ise şöyle der: " ![]() ![]() ![]() Sırtüstü uzandım derin sulara ![]() ![]() ![]() Denizin parçasıyım gayrı Polanski'nin Sudaki Hançeri gibi Ölümün parçasıyım" Şair, ayrıca doğayla, canlı-cansız tüm varlıklarla bir tür kaynaşma deneyimi yaşar ![]() ![]() ![]() Mizah ve evrensel narsisizm, sonluluğun fark edilmesine dayanmayı sağlayarak narsisistik kendiliğin taleplerine üstünlük kurmayı sağlarlar ![]() ![]() ![]() Bilgelik Kohut'a göre bilgeliğe dönüşmemiş narsisizmin üstesinden gelebilme yeteneği sayesinde ulaşılır ve bilgelik, kişinin fiziksel, entelektüel ve duygusal güçlerinin ve sınırlarının kabulüne dayanır ![]() ![]() İdeallere yönelik yatırım çoğunlukla gençlik döneminde olurken, mizah kapasitesinin gelişmesi genellikle olgunlaşma döneminde zirveye ulaşmakta ve geçiciliğin kabulü ise daha ileriki yıllarda mümkün hale gelebilmektedir ![]() ![]() İdealleştirilen değerlerin eksikliği ve zevk arayışı içinde olan tümgüçlü kendiliğe aşırı yatırım yapmak yoluyla narsisistik sınırların duygusal öneminin küçümsenmesi sonucunda alay (istihza) ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() Kohut (1971), iyi bir analizin sonlanma evresinde hastanın kendisiyle ilgili kavrayışının bilgeliğe dönüştüğünü öne sürer ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Narsisizmin Dönüşümü Üzerine |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Narsisizmin Dönüşümü ÜzerineKAYNAKLAR Freud, S (1914), Narsizm Üzerine Bir Giriş , Narsizm Üzerine ve Schreber Vakası içinde, çev ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kohut, H ![]() ![]() ![]() ![]() Kohut H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kohut, H ![]() ![]() ![]() Laplanche, J ![]() ![]() ![]() ![]() Tura, S ![]() ![]() ![]() ![]() Tura, S ![]() ![]() ![]() Yücel C ![]() ![]() Kohut utanca eğilimi şu üç durumla ilişkilendirir: 1) üstbenin kusurlu olarak idealleştirilmesi, 2) büyüklenmeci kendilikte narsisistik libidonun yoğunlaşması ve 3) hırslı, devamlı başarı peşinde koşan kişilerde büyüklenmeci kendilik kavramının ve narsisistik-teşhirci gerilimlerin yeterince bütünleşmemiş olması ![]() ![]() Benin çevresiyle etkileşiminde, dengesini sürdürebilmesi için kendine (otoplastik) ya da dış dünyaya yönelik (alloplastik) bir uyum çabasına yönelmesi (Laplanche ve Pontalis 1988) ![]() |
![]() |
![]() |
|