Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel > Bebek & Çocuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilinen, çocuk, doğru, neler, terbiyesinde, yanlışlar

Çocuk terbiyesinde doğru bilinen yanlışlar neler?

Eski 06-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk terbiyesinde doğru bilinen yanlışlar neler?



Çocuk terbiyesinde doğru bilinen yanlışlar neler?


Çocuklara 'kendine güvenmeyi' öğretmek doğru mu? Otonom çocuk yetiştirmek ne gibi sorunlar oluşturur? Kendine güvenen çocuk yetiştirmeyin:


2008-07-19




Kürşat Erkal'ın haberi


Çocuğumuz var ve canımızdan daha kıymetli Ve en büyük amacımız çocuğumuza iyi bir eğitim ve terbiye verebilmek Çünkü o üzerine titrediğimiz, masum yüzlü, sevimli yavrularımız büyüdükçe üzüntülerimizin nedeni olabilir Bu sebeple onların zihinsel ve karakteristik gelişimlerinin ilk dönemlerini çok iyi tahlil etmemiz ve tüm büyüme evrelerinde yerinde ve doğru müdahaleler yapmamız gerekir Peki bu doğru müdahaleler nelerdir, ne zaman ve nasıl yapılır?


Son yıllarda çocuk eğitimi üzerine bir hayli kafa patlatılıyor Konu ile ilgili yazılan makaleler ve yayınlanan kitaplar, çocuğunun eğitimi konusunda endişe ve kaygı duyan ebeveynler için adeta bir rehber niteliğinde Ancak yayınlanan bu çoğu kaynak kitap ve makaleler maalesef kendi kültür mecramızın bir hayli dışında Özellikle batı toplumlarının çocuk eğitimi konusundaki çalışma ve tecrübelerine dayanan bu yaklaşımlar maalesef çoğu zaman parlak ve tatmin edici sonuçlar vermiyor Bunun yanı sıra çocuğumuza kendi kültür değerlerimiz çerçevesinde uyguladığımız eğitim ve terbiye de toplumsal gelişim ve etkileşimlerine nazaran geri ve yetersiz kalabiliyor İşte bu iki nedenden ötürü süreç içerisinde çocuk eğitimi konusunda birçok yanlışı doğru olarak sistemleştirmiş bulunuyoruz O zaman bu doğru bilinen yanlışları nasıl tespit edecek ve uygulama sahasından arındıracağız? İşte bu soruya Pedağog Adem Güneş yanıt bulmaya çalışmış ve “Çocuk Eğitiminde Doğru Bilinen Yanlışlar” adlı bir kitaba imza atmış


Adem Güneş’in Nesil Yayınları’ndan çıkan kitabında ilginç tespitler yer alıyor Örneğin “çocuk bağımlılığı” Yazara göre çoğu anne baba çocuklarına karşı besledikleri yoğun sevgi nedeni ile bağımlı hale geliyor ve bu farkında olunmayan bağımlılık çocuğun gelişim evresinde riskli bir takım kalıtsal sorunlara neden oluyor Tabi biz bunun farkında bile olmuyoruz


İşte kitaptan birkaç çarpıcı bölüm…


Hiçbir çocuk bir diğeri ile aynı değildir Nasıl ki gökyüzünden dökülen milyarlarca kar tanesi birbirine benzediği halde, hiçbiri birbirinin aynı değilse her bir çocuk da bir diğe*rinden farklıdır Hepsi ayrı karaktere sahiptir Bu kardeş bile olsa

Eğer çocukların bu farklılıkları göz önüne alınmadan, karakterleri tanınmadan çocuk terbiyesine soyunulur ise şahin karakterli bir çocuk, bir süre sonra korkak bir kargaya dönüşme riski taşır Nasıl mı?



Yaralı şahin kuşu, bir yaşlı kadının bahçesine kondu Yaşlı kadın perişan görünümlü şahine acıdı, merhamet etti ve ya*nına aldı

Aç şahinin önüne çocukları için hazırladığı hamur bulamacını koydu Şahinin birden önüne konan tasa gagasını daldırmasıyla başını sallayarak geri çekmesi bir oldu Çünkü şahin et yerdi; bu yüzden de hamur bulamacını yiyemedi

Yaşlı kadın, şahinin bu halini görünce üzüldü; “Vah!” dedi “Gagan uzamış, kıvrım kıvrım olmuş Yumuşacık bir ha*mur bulamacını bile yiyemez olmuşsun Senin önceki sahibin hiç mi Allah’tan korkmazdı ki şu gaganı düzeltmemiş” dedi ve eline aldığı kör makas ile şahinin gagasını kes*me*ye çalıştı

Şahin yaşlı kadının elinden kurtulmak için çırpınsa da nafile, kaçamadı Sonunda yaşlı kadın şahinin gagasını kesti

Şahin çırpınırken yaşlı kadın, şahinin kanatlarını gördü “Vah” dedi “Senin eski sahibin sana hiç bakmamış, şu kanat*ların ne hale gelmiş? Kimi uzun kimi kısa kalmış…”

Bu düşünceyle eline makası alarak şahinin güzelim kanatlarını düzeltmeye başladı Şahin acı ile kıvrandı, çırpındı Çaresizce pençelerini kadının koluna attı ve tırnaklarını kadının koluna geçirdi Yaşlı kadın şahinin kanatlarını –güya– düzeltirken koluna batan tırnakları gördü “Vah, vah! Önceki sahibin ne kadar merhametsizmiş Bir kere bile tırnaklarını kesmemiş Tırnakların ne de çirkin olmuş” dedi ve elindeki makas ile şahinin av avlamakta kullandığı pençelerini söktü attı

Cahil, yaşlı kadının elinde rezil olan şahinin gözleri doldu

Yaşlı kadın, şahinin bu hali görünce hiddetlendi:

“Kimseye iyilik yaramıyor ki… Ben iyilik yapıyorum, kuş ağlıyor” dedi ve elindeki kuşu “Git hadi bildiğin yere” diyerek kaldırdı, havaya attı

Şahin çırpındı uçmak için; ama kanatları kesilmişti bir kere, uçamadı Acı ile yere inmek istedi, tırnakları sökülmüştü ye*re de konamadı Kendini yan üzeri bir kulübeciğin arkasına attı

Koca koca avları, gökyüzünde süzüle süzüle avlayan cesur şahin kuşu, cahil kadının elinde korkak bir kargaya dönüş*müştü…

İşte birçok anne baba da –bu bilgisiz kadın gibi– çocukları*nı yeterince tanıyamadıkları için ellerindeki “şahin” bakışlı ço*cukları, kargaya çeviriyorlar ve bunu fark etmiyorlar Hâl*bu*ki ço*cuk terbiyesinin birinci ve en önemli maddesi çocuğu tanı*mak*tır


Çocuğu tanımada, “başarı” mı “başarısızlık” mı ölçü* olma*lı?


Çocuğunun eğitimi konusunda tavsiyeler isteyen bir anne:

– Kızım Tarih ve İngilizcede çok zayıf İstemeye istemeye özel derse gönderiyorum Bu da onu çok yoruyor Onu motive edebilmem için ne tavsiyelerde bulunursunuz, diye sormuştu…

Bense bu kız çocuğunun hangi derslerde iyi olduğunu merak etmiş ve sormuştum Anne:

– Matematikte çok başarılıdır kızım, demişti

– Peki, neden kızınızı matematikte özel derse yazdırmıyorsunuz, diye sorduğumda ise anne, omuz silkerek:

– Gerek görmüyoruz, çünkü kızım çocukluğundan beri matematik dersinden hep on üzerinde on alır, demişti…

Şaşırmıştım annenin “Gerek görmüyoruz” deyişine… Çünkü bu anne, kızının başarısız olduğu derslere verdiği önemi, başarılı olduğu derse göstermiyordu Hâlbuki bu çocuğun kabiliyeti, matematik sahasında ayan beyan ortaya çık*mıştı Anne kızının bu başarısını “Gerek yok” diye geçiştiriyordu…

Hem kendinize hem de etrafınızdaki ebeveynlere bakın, aynı örnekteki bu anne gibi davrandığınızı fark edersiniz Genelde çocukların başarısız oldukları alanlarda daha fazla yardıma ihtiyaç duydukları düşünülür ve bu sahalar takviye edilir Oysa asıl önemli olan başarılı olduğu alanlarda destek görmesidir

Ne yazık ki günümüz eğitim sistemi, her şeyden bir şey öğretmeye yönelik olduğu için bir şeyden her şeyi bilmeye yönelik kabiliyet taşıyan çocuklar arada kaybolup gitmekteler Hâlbuki anne babalar, çocuklarının başarısızlığına dikkat çektiği ve özen gösterdiği kadar (ve hatta daha da fazla) çocuklarının başarılı oldukları sahalara da eğilmeli, onların meyillerini takip etmeli, o konularda yollarını açmalı, destek vermeliler…


Çocuklara “Kendine Güvenmeyi” Öğretmek Doğru mu?


Anne-babaların en büyük isteğidir geride kalan çocuklarının kendi ayaklarının üzerinde durabilecek kabiliyete eriş*me*si Kimi zaman “öz güven” kimi zaman da “kendine güven” diye tarif edilen bu terbiye yöntemi ne kadar doğrudur? Birçoğu yabancı eser olan, “Kendine güvenen çocuk nasıl yetiştirilir?” konulu kitaplar, bizim terbiye metodumu*za ne kadar uygundur? Ya da soruyu farklı bir biçimde sorar*sak kendine güvenen çocuk yetiştirmek doğru mudur?

Batı kaynaklı pedagoglar, terbiye açısından sağlıklı bir çocuğu tarif ederken “kendi ayakları üzerinde durabilen ve hayatının geri kalan kısmını kimseye muhtaç olmadan yürütebilecek cesareti kendinde bulan çocuk, sağlıklı yetiştirilmiş çocuktur” diye tarif etmektedir

Ne yazık ki günümüzdeki çocuk terbiyesinin hedefi de bu mantık üzerine şekillenmekte!


Otonom çocuk yetiştirmek, bela yetiştirmektir


Anne babalar çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırken bir yandan onları kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik ettikleri gibi diğer yandan da onları otonom (bağımsız) olmaya yönlendirmektedirler

Uzun yıllar üniversitelerde ders vermiş bir psikolog, otonom çocuk yetiştirmeyi “başa bela” yetiştirmekle eş değer görüyordu “Hayatı benmerkezci olarak algılayan çocukların ne zaman, ne yapacağı ve kimin başına hangi belayı açacağı bilinmez” diyordu

Böylesi bir çocuk için hayatın anlamı, zevktir

Hayatın anlamı, özgürlüktür

Hayatın anlamı, “ben”dir

Ona göre, “problem çözmek ve başkalarının derdi ile dertlenmek bir ahmaklıktır

Belki çocukluklarda, bebeklik yıllarındaki o sempatik ve sevimli hal, bu davranışın çirkinliğinin görünmesine engel olabilir Ancak yetişkin olmaya başladıkça ve ergenliğe doğru adımlar attıkça otonom çocuklar, anne ve babaları için birer kâbus halini alabilirler

Örneğin trafikte arabalar her ne kadar birbirinden bağım*sız hareket ediyor olsalar da her bir trafik kuralı, her bir sürücüyü bir diğerine bağlı hale getirmektedir Siz; trafikteki bir araba sürücüsü olarak ben bağımsızım ve kim*seye uymak zorunda değilim, diyerek dönüşlerde sinyal vermeden dö*nebilir misiniz? Kırmızı ışıklarda durmadan yolunuza de*vam edebilir misiniz? Hız sınırı konulmuş yollarda “hiç umu*rumda bile değil” diyerek sürat yapabilir misiniz? Tabii ki yapamazsınız Yaparsanız trafik canavarı olursunuz O hal*de nasıl ki trafikte bağımsız olunamıyorsa sosyal yaşantıda da bağımsızlık diye bir şeyden söz edilemez Eğer bir ço*cuk bu düşünce ile yetiştirilmeye çalışılırsa tıpkı trafik canavarının trafiği kâbusa çevirdiği gibi, böylesi bir çocuk da sosyal yaşantıyı kâbus haline getirebilir Bundan da en başta, anne ve babalar zarar görür

O halde, anne-babalar çocuk terbiyesinde hedef olarak otonomiyi ve bağımsızlığı değil, vicdan kültürünü ve bağlılığı seçmelidirler


Kendine güvenen çocuk yetiştirmeyin



Güçlünün her zaman kazanacağı düşüncesi ile hayata alıştırılan çocuklar, genellikle kendilerinden güçlü kişilerin gücü altında ezilmeye de mahkûm olmaktadırlar Her şeyi güç ve kendi başarısı ile elde ettiğini düşünen çocuklar, bunun böyle olmadığını ve olamayacağını anladıkları an, büyük bir ruhî çöküntü ile karşılaşmaktadırlar

Hayat zordur İnsan ise zayıf Bu zayıf insanın ihtiyacı sınırsızdır Sınırsız ihtiyaç sahibi insanın imkânları ise sınırlıdır

Tüm bu zafiyet içindeki insanın kendi sınırlı güç ve kuvvetine güvenerek değil, Allah’a güvenerek yaşaması onu ruhen daha da mutlu edecektir

O halde, anne ve babalar, kendine güvenen değil, Allah’a güvenen çocuklar yetiştirmelidirler Tüm prensip ve terbiye yöntemlerini bu doğrultuda kullanmalıdırlar


Çocuk üzerine daha birçok farklı görüş, değerlendirme ve öneriyi kitapta bulacaksınız…

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.