|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
ayırırdı, çocuklarına, peygamberimiz, zaman |
![]() |
Peygamberimiz çocuklarına ne kadar zaman ayırırdı? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Peygamberimiz çocuklarına ne kadar zaman ayırırdı?İştesiniz, hizmettesiniz… “Çocuğunuz kaza geçirdi” diye bir haber gelse işe mi devam edersiniz, hizmete mi eğilirsiniz? Cevap açık ve tartışmasızdır: Çocuğunuza koşarsınız… Şayet “tartışmasız” seçeneğiniz yoksa ve gerçekten de öyleyse, ki öyledir, o zaman “dünyevi” bahaneler ve “uhrevi” gerekçeler ileri sürülerek evin ve çocukların ihmali neden ciddiye alınmıyor? İş hayatı mı, çocuklar mı? Toplantılar mı, evdekiler mi? Hizmet mi, aile mi? Hangisi öncelikli, hangisi önemli, hangisi ilk sırada? Sıralamaya geçmeden önce, tek cevaplık bir soru? Bir an için düşündüğümüzde, bunlardan hangisi hayatımızı durduruyor? Dışarıdakiler mi, içeridekiler mi? Evin içindekiler mi, dışındakiler mi? Daha açık soralım? İşimiz, toplantımız ve hizmetimiz mi yoksa çocuğumuz, oğlumuz, kızımız mı? Cevap, tartışmasız olarak tektir: Çocuğumuz ![]() İştesiniz, toplantıdasınız, hizmettesiniz ![]() “Çocuğunuz kayboldu… Kızınız kaza geçirdi… Oğlunuz nefes almakta zorlanıyor…” İşe mi devam edersiniz, toplantıyı mı sürdürürsünüz, hizmete mi eğilirsiniz? Cevap açık ve tartışmasızdır: Çocuğunuza koşarsınız… Neden mi? Bu soruyu sormaya bile gerek yoktur ![]() ![]() Şayet “tartışmasız” seçeneğiniz yoksa ve gerçekten de öyleyse, ki öyledir, o zaman dünyevi bahaneler ve “uhrevi” gerekçeler ileri sürülerek evin ve çocukların ihmali neden ciddiye alınmıyor? İş işten geçtikten, “tavşan yamacı aştıktan”, yangın bacayı sardıktan ve artık yapılacak bir şey kalmadıktan sonra gayret göstermek neleri geri getirir, hangi kayıpları telafi eder? Edilen “ah, vahlar”, diz-döş dövmeler, pişmanlıklar, kendimizi suçlamalar, “keşke”ler ve daha bir sürü itiraflar ve ağlamalar ne gibi faydalar sağlar? Peygamberimiz çocuklarına ne kadar zaman ayırırdı? Her konuda en şaşmaz örneğimiz, her meselede yol göstericimiz, her alanda rehberimiz, Efendimizin (a ![]() ![]() ![]() Üstelik çektiği zahmetler, gördüğü eziyetler, karşılaştığı sıkıntılar, taşıdığı sorumluluklar ve üzerindeki ağırlıklar bizlerle kıyaslanmayacak kadar çoktu ve sürekli üst üste geliyordu ![]() Peygamberimizin çocuklarıyla hayatı nasıl paylaştığını, onlara ne kadar zaman ayırdığını, birlikteliğinin sınırı ve ölçüsünü bir an için düşündüğümüzde şöyle bir kanaati belirtmek hiç de abartılı olmayacaktır: Savaş günlerinde de, barış zamanlarında da Efendimizi “Fatıma’sız” düşünemeyiz ![]() ![]() ![]() ![]() Torunları onun “oğlu”ydu, onlara “oğlum, oğullarım” diyordu ![]() ![]() ![]() Mescid-i Nebevi ağzına kadar dolu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahabenin endişe ve merak dolu sorusu üzerine de şu tatlı cevabı veriyor: “Sırtımda oğlum vardı, onu rahatsız etmek istemedim ![]() Söze ve davranış biçimine bakın: Bir Peygamber, arkada sahabe cemaati, camide namaz ve bir çocuk… Öncelik ve önem sırası nerede? Hangisi bozulur? Namaz mı, çocuğun kalbi ve psikolojisi mi? Mescid-i Nebevi’den ikinci çocuk manzarası… Efendimiz minberde hutbe okuyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevgili Peygamberimiz hutbeden sonra namaza dururken, kıyamdayken çocuğu kucağında tutuyor, secdeye vardığında ise yere bırakıyor ![]() ![]() Şimdi bir kere daha düşünün ve hayal edin: Kucağında bir kız çocuğuyla namaz kıldıran bir Peygamber! Siz hayatınızda bir kerecik olsun bu şekilde bir namaz kıldığınız/kıldırdığınız oldu mu? Peygamberimizin oğlu İbrahim Bunların yanında bir de Peygamberimiz kendi öz oğlu İbrahim’le olan baba-oğul yakınlığına bakalım: O dönemde sütannelik geleneği vardı ![]() ![]() ![]() Oğlu bebekti, çok küçüktü, ama kendisi baba olmanın sorumluluğunu, gereğini ve lezzetini yaşıyordu ![]() Bu birkaç örnekle birlikte bir an için şöyle bir başa dönün, Saadet Asrı’na gidin ![]() ![]() Peygamberimizi evin içinde, evin dışında, çocuklarının yanındayken, eşleriyle birlikte olduğu zamanlar hayatının her anı sahabiler ve annelerimiz tarafından sürekli gözlem altında tutuluyor, en küçük bir ayrıntıyı bile “kaçırmıyorlar” ![]() ![]() ![]() Çünkü Peygamberimizin 24 saatinin bütünü ümmet için bir örnektir ![]() ![]() ![]() Bu kadar yoğun tebliğ/davet/risalet vazifesi içinde, hiçbir şekilde Efendimizin çocuklarını ve kızlarını ihmal ettiği, onlardan uzak ve ayrı kaldığı, aralarında bir sorunun çıktığı, bir problemin yaşandığı görülmüş, duyulmuş mudur, kitaplarda bu konuda bir kayıt ve bilgi var mıdır? Peygamberlerin evlatlarına ayırdıkları zaman Peygamberimizden önceki peygamberlerin hayatını okuduğumuzda da çok çarpıcı örnekler ve gerçek hayattan kesitler görüyoruz ![]() Kur’an’ın anlattığı ve verdiği örneklerde başta Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tufan öncesi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Gemi dev dalgalar arasında seyre başladı, fakat Kenan gemiye yanaşmıyordu ![]() ![]() Kenan Allah’a asi olmasına, babasını tanımamasına rağmen, baba yine ona olan ilgisini kesmiyor, “Yavrum, oğulcağızım, evladım” an*lamında “Ya büneyye!” diyerek sürekli dil döküyor, el uzatıyordu ![]() Kenan babasının bütün teklifleri reddetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat onu kurban etme emri aldı ![]() ![]() Hayatının baharında bulunan “salih oğul”, “Baba*cığım, sana emredileni yap!” sözleriyle tevekkü**lünü dile getiriyordu ![]() Baba “alttan” alıyor, “oğulcuğum” diyor, evlat boyun eği*yor, “babacığım” karşılığını veriyordu ![]() Hz ![]() ![]() Yusuf elinden çıkar, kaybolur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuklarının bütün isyanlarını, tersliklerini ve huysuzluklarını anlayışla karşılayan “Yakub Baba”, “Sizin için Rabbimden af dileyeceğim” diyerek baba büyüklüğünü gösteriyordu ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüz hizmetleri ve çocuklarımızın durumu Benzer örnekleri bütün Allah dostlarının hayatlarında görmek ve okumak mümkün ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çağımızın bir iman ve Kur’an hizmeti olan ve bir asra yakındır devam eden Risale-i Nur hizmetinde yer alan ve Bediüzzaman’ın yakınında ve çevresinde bulunan “Nur Talebeleri”nin hizmet hayatlarında, çocuklarını genellikle yanlarında, yakınlarında görürüz ![]() Lahika mektuplarında okuduğumuz, son zamanlarda hayatlarını konu alan kitaplara baktığımızda güzel örnekler fark ederiz ![]() Tahiri Mutlu’nun ailesi ve çocuklarıyla, Rafet Barutçu’nun bütün ev halkıyla, Barla ve Sav köyünde, daha sonraları Emirdağ’da özellikle “Çalışkanlar Hanedanı”nın çoluk çocuklarıyla o kadar ağır şartlara ve zorlamalara rağmen hep birlikte “hizmet”te görev aldıklarını öğrendiğimizde şaşkınlığımızı gizleyemeyiz ![]() Bu insanların işleri de vardı ![]() ![]() ![]() Ne yapıyorlardı? Dengeyi ve ölçüyü muhafaza ediyorlardı sadece ![]() ![]() Diğer hizmet insanları da farklı değildi haliyle… Gerek tarikat ve gerekse değişik vakıf çatısı altında hizmet eden himmet ve hizmet gönüllüleri benzer örnekler göstererek yollarına devam ediyorlardı ![]() Bunun için hiçbir iş ve hizmet yoğunluğu, hiçbir koşuşturma ve gayret ekseni, aileyi, özellikle çoluk çocuğu ihmale gerekçe gösterilmemelidir ![]() ![]() İşini ve evini ihmal edercesine, bir yerde gözden ırak tutarcasına, görmezden gelircesine dünyaya, işe ve daha çok kazanmaya yönelenler; manevi olarak da “hizmet”e dalanlar, çok geçmeden bunun acı bedelini, ağır faturasını, geriye dönüşü olmayan pişmanlığını fazlasıyla yaşıyorlar ![]() Peygamberimiz çocuklarına ne kadar zaman ayırırdı? Son örnek yine Peygamberimizden… Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz gününü üçe ayırıyordu ![]() ![]() ![]() Kendi adıma söylemek istiyorum: Tembelliğimizi, plan ve programsızlığımızı, daha açık itiraf edecek olursak, beceriksizliğimizi bahane ve gerekçe ikilemi içinde hapsetmeyelim ![]() Çevremize, ailemize ve özelde çocuklarımıza fedakârlık yapıp kendimizden ne verirsek, ilgi kalitemizi ne kadar üst düzeyde tutar ve artırırsak, karşılığında o kadar geri dönüşler alırız ![]() Yoksa başkalarını kurtarırken “hane gemisi”nin su almasına aldırış etmez, başkalarını doyururken evdekilerin “açlığını” fark etmezsek, iş işten geçtikten sonra yapılacak bir müdahalenin ne kadar neticesiz kaldığını görmekte gecikmeyiz ![]() Kur’an demiyor mu: “Ey iman edenler, kendinizi ve ehlinizi/ailenizi koruyun!” (Tahrim, 66:6) En büyük imtihanın mal ve evlat imtihanı olduğunu hatırlatıyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|