isviçre / isviçre hakkında / isviçre |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
isviçre / isviçre hakkında / isviçreİsviçre & Confoederatio Helvetica & Schweizerische Eidgenossenschaft & Confédération suisse & Confederazione Svizzera & Confederaziun svizra & İsviçre Konfederasyonu Bayrak Arma omnes pro uno Türkçe: "Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için" Ulusal marş: Swiss Psalm Fransızca İtalyanca Romanş Hükümet: Doğrudan demokrasi Federal cumhuriyet ( yani Bundesrat'Lar: 7 Sene Süresince devLeti yönetenLer) - Moritz Leuenberger - Pascal Couchepin - Samuel Schmid - Micheline Calmy-Rey - Eveline Widmer-Schlumpf - Hans-Rudolf Merz - Doris Leuthard Yüzölçümü: 41285 km² Sular: (%) 42 Nüfus: 7507000 Satın alma gücü paritesi - Toplam 2641 milyar$ - kişi başına 32300$ Para birimi: İsviçre frangı (CHF) Saat dilimi: CET (UTC+1) İnternet alan adı: ch Telefon kodu: +41 İsviçre (Almanca: die Schweiz Fransızca: la Suisse İtalyanca: Svizzera ve Romanş: Svizra) resmî adıyla İsviçre Konfederasyonu Orta Avrupa'da Alp Dağlarında yer alan ve denize kıyısı bulunmayan bir ülke Kuzeyinde Almanya batısında Fransa güneyinde İtalya ve doğusunda Avusturya ile Lihtenştayn'a komşu olan ve tarihsel olarak bir konfederasyon olan ülke 1848 yılından beri bir federasyondur Bankacılık ve finans sektörlerinde çok güçlü bir ekonomiye sahip olan İsviçre uzun süredir siyasi ve askerî tarafsızlık geleneğine sahiptir Bu nedenlerden ötürü birçok uluslararası örgüte evsahipliği yapmaktadır Ülkenin resmî Latince adı olan Confoederatio Helvetica Helvetler Konfederasyonu anlamına gelmektedir Dört resmî dilden herhangi birine öncelik vermemek amacıyla Latince kullanılmaktadır Ülke kısaltması olarak (CH) kullanılmasının nedeni de budur Fransızca (Confédération suisse) İtalyanca (Confederazione Svizzera) ve Romanş (Confederaziun svizra) resmî adları "İsviçre Konfederasyonu" olarak çevrilirken Almanca resmî ad olan Schweizerische Eidgenossenschaft "İsviçre Ant Kardeşliği" ya da "İsviçre Sözleşme Ülkesi" anlamına gelir Tarihçe Ana madde: İsviçre tarihi Erken dönem 1291 yılında Uri Schwyz ve Unterwalden kantonlarının oluşturduğu üç orman kantonu temsilcileri bir Federal Beyanname altına imza attı Beyanname'ye imza atan taraflar o zamanlar Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nda Avusturya Düklüğünü elinde tutan Habsburg hanedanının hükmüne karşı çıkabilmek için birleşmeyi taahhüt ediyorlardı 15 Kasım 1315 günü Morgarten Çarpışması’nda Habsburg ordusunu yenen İsviçreliler Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde İsviçre Konfederasyonunun varlığını güven altına almıştır 1353 yılına gelindiğinde ilk birleşen üç kantona ek olarak Glarus ve Zug kantonlarıyla Lüzern Zürih ve Bern şehir devletleri de birliğe katılarak 15 yüzyıla kadar varlığını sürdüren (Zürih bir toprak anlaşmazlığı nedeniyle 1440 yılında konfederasyondan atılmıştır) ve sekiz eyaletten oluşan "Eski Federasyonu" kurdular 1470’lerde Bourgogne dükü I Charles’a karşı kazandıkları zaferler ve İsviçre paralı askerlerinin başarılarıyla federasyonun hem gücü hem de zenginliği arttı İsviçre kantonları sıralaması yapılırken geleneksel olarak şehir devletlerini takiben kurucu kantonlar ilk sekiz "Eski Kanton" olarak önde anılır 1481 yılından sonra federasyona katılan diğer kantonlar tarih sırasına göre dizilir Kutsal Roma Cermen İmparatoru I Maximilian’a karşı İsviçrelilerin 1499 yılında kazandığı zafer sonucunda İsviçre Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan ayrılıp de facto bağımsızlığını kazanmıştır 1506 yılında II Julius günümüzde hâlâ Vatikan’ı koruyan İsviçreli Muhafızları işe aldı Federasyonun genişlemesi ve ilk savaşlarda elde edilen yenilmezlik ünü 1515 yılında Marignano Çarpışması’ndaki İsviçre yenilgisi ile ilk kez durakladı Bazı kantonlarda Huldrych Zwingli’nin Reformunun başarılı olması 1529 ve 1531 yıllarında kantonlararası savaşların (Kappeler Kriege) çıkmasına neden oldu Katolik ve Protestan kantonlar arasında anlaşmazlığın devam etmesi üzerine 1656 ve 1712 yıllarında Villmergen Çarpışmaları ile karşılıklı şiddet devam etmiştir 1648 yılında Westfalya Barış Antlaşması ile Avrupalı ülkeler İsviçre’nin Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan ayrılmasını ve tarafsızlığını tanıdı 1798 Fransız işgali 1798 yılında Fransız Devrimi orduları İsviçre’yi işgal ederek zorla yeni bir anayasayı uygulattırdı Bu anayasa ile ülkenin hükümeti merkezîleştiriliyor ve kantonlar ortadan kaldırılıyordu Helvet Cumhuriyeti olarak bilinen yeni devletin halk arasında hiç desteği yoktu Yabancı işgal kuvvetleri tarafından zorla kabul ettirilen bu hükümet dinsel inanç özgürlüğü de dahil olmak üzere yüzyıllarca süren gelenekleri yıkmıştı Bu devlet İsviçre’yi Fransa’nın bir uydusundan başka bir şey yapmamıştı Sık sık ortaya çıkan ayaklanmalar Fransız birliklerinin varlığı nedeniyle başarıya ulaşamamıştı Eylül ayında Nidwalden isyanının Fransızlar tarafından kanlı bir şekilde bastırılması çok iyi karşılanmamıştı Fransa ile diğer ülkeler arasında savaş çıktıktan sonra İsviçre Avusturya ve Rusya gibi başka kuvvetler tarafından da işgal edilmişti İsviçreliler merkezî hükümeti destekleyen "Cumhuriyetçiler" ve kantonların özerkliğinin tekrar verilmesini isteyen "Federalistler" arasında ikiye bölünmüştü Napolyon Bonapart her iki tarafın önde gelen politikacılarını 1803 yılında Paris’te biraraya getirdi Bu toplantının sonucunda İsviçre’nin özerkliğini büyük oranda geri veren ve 19 kantondan oluşan bir Konfederasyonu kuran Aracılık Yasası çıkmıştır Bu tarihten sonra İsviçre politikasının en önemli konusu kantonların kendi kendini yönetme geleneği ile merkezî bir hükümet gerekliliği arasında geçecektir 1815 yılında Viyana Kongresi ile İsviçre’nin bağımsızlığı ve tarafsızlığı tüm Avrupa güçleri tarafından tanınmıştır Bu tarihte Valais Neuchâtel ve Cenevre kantonlarının federasyona katılmasıyla birlikte İsviçre tarihteki en son genişlemeyi gerçekleştirmiştir 1848 anayasası 1845 yılında katolik ve protestan kantonlar arasında bir iç savaş (Sonderbundskrieg) patlak verdi O zamanlar hükümette olan Radikal Partinin yaymaya çalıştığı daha üniter bir İsviçre fikrinden hoşlanmayan katolikler Sonderbund adını verdikleri özel bir antlaşma ortaya çıkardılar Radikallerin de bu antlaşmaya karşı çıkması üzerine ortaya çıkan savaş bir aydan az sürdü ve yaklaşık yüz kayıp verildi Küçük başkaldırılar dışında bu çarpışma İsviçre topraklarında yaşanan son silahlı çatışmaydı İç savaştan sonra İsviçre referandum uygulamasına geçti ve 1849 yılında federal anayasa kabul edildi Bu anayasa ile merkezî otorite kuruluyor ve kantonlar yerel konularda kendi kendilerini yönetebiliyorlardı Nüfus artışı Sanayi Devrimi ve tek para birimi kullanılması nedeniyle 1872 yılında bu anayasa önemli oranda düzeltilmiştir Bu anayasayla savunma ticaret ve yasal konularda federal sorumluluk da düzenlenmişti 1893 yılında anayasa olağandışı bir şekilde doğrudan demokrasinin uygulanmasına yönelik olarak düzenlenmiştir ve günümüzde de tek örneği teşkil etmektedir 20 yüzyıl İsviçre 1920 yılında Milletler Cemiyeti’ne ve 1963 yılında da Avrupa Konseyi’ne katıldı I Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını açıklayan ülke askerî olarak savaşa katılmadı II Dünya Savaşı’nda da tarafsızlık açıklanmış bir Alman müdahalesi planlansa da bu gerçekleşmemiştir Bu müdahalenin gerçekleşmemesinin nedenlerinden birisi olarak General Henri Guisan önderliğinde İsviçre Silahlı Kuvvetlerinin seferberliğe geçmesi gösterilir Bazı İsviçre vatandaşlarının Yahudi Soykırımı esnasında elde edilen paraların yıkanmasına yardımcı oldukları dolayısıyla da İsviçre’nin tarafsızlığına gölge düştüğü iddialarının [3] yanısıra İsviçre Almanya ve Mihver Kuvvetlere karşı yürütülen casusluk faaliyetlerinin bir merkezi hâline gelerek yenilmelerine yardımcı olmuştur 1959 yılından itibaren kantonlarda kadınlara oy hakkı verilmeye başlandı 1971 yılında federal düzeyden sonra en son 1990 yılında Appenzell Innerrhoden kantonunda kadınlara oy hakkı verilmiştir 1979 yılında Bern kantonunun bazı kısımları bağımsızlıklarını kazanarak yeni Jura kantonunu kurmuştur 18 Nisan 1999’da İsviçre halkı ve kantonlar tamamen gözden geçirilmiş ve yenilenmiş bir federal anayasanın kabulü yönünde oy kullanılmıştır 21 yüzyıl İsviçre 2002 yılında Birleşmiş Milletler’e tam üye oldu EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Alanı)’nın kurucu üyesi olan ülke EEA (Avrupa Ekonomik Alanı)’nın bir parçası değildir Avrupa Birliği’ne üye olmak için Mayıs 1992 tarihinde başvuru yapılmış olsa da Aralık 1992’de EEA için yapılan referandum sonucunda (EEA konusunda referandum yapan tek ülke İsviçre’dir) halkın EEA’ya girişi kabul etmemesi üzerine bu konuda başka bir girişimde bulunulmamıştır Bu tarihten sonra AB konusunda çeşitli referandumlar yapılmasına rağmen bunlar ülke içindeki marjinal gruplar tarafından başlatılmış ve hükümetin desteğini almamıştır Yine de İsviçre yasaları AB yasalarıyla uyumlu hâle gelmek üzere yavaş yavaş düzenlenmektedir ve hükümet Avrupa Birliği ile bir dizi karşılıklı antlaşma imzalamıştır Avusturya’nın 1995 yılında AB’ye girmesiyle birlikte İsviçre ve Lihtenştayn tamamen AB ile komşu olmuştur 5 Haziran 2005’te İsviçreliler %55’lik çoğunlukla Schengen antlaşmasına katılmayı kabul etmişlerdir AB yorumcuları bu sonucu geleneksel olarak izolasyonist bir ülke olarak nitelendirilen İsviçre’nin bir iyiniyet gösterisi olarak değerlendirdiler Siyasi yapı [IMG]http://uploadwikimediaorg/wikipedia/commons/thumb/3/37/Curia_Confoederationis_Heleticae_-_Swiss_parliament_and_governmentjpg/300px-Curia_Confoederationis_Heleticae_-_Swiss_parliament_and_governmentjpg[IMG] Federal Saray BernÇift meclisli İsviçre parlamentosu Federal Meclis Federal Konsey’den ayrı olarak temel iktidar merkezidir Federal Meclisi oluşturan Eyaletler Konseyi ve Ulusal Konsey yasa çıkarmak da dahil olmak üzere her açıdan eşit güce sahiptir 1999 anayasasına göre federasyona özel olarak delege edilmemiş tüm güçler kantonların elindedir Eyaletler konseyinin 46 üyesi (her kantondan iki ve yarım kantondan bir olmak üzere) doğrudan her kantonda seçilir Ulusal Konsey’in 200 üyesi ise nispi temsil esaslarına dayanarak seçilir Her iki meclise seçilenlerin görev süresi 4 yıldır Referandumlar yoluyla her yurttaş federal hükümet tarafından kabul edilmiş yasaların geçerliliğini sorgulayabilir ve federal anayasaya düzeltme yapılmasını isteyebilir Bu haklar İsviçre’yi doğrudan demokrasi uygulanan bir ülke yapmaktadır Yürütme erki ve devlet başkanlığı görevi yedi üyeden oluşan Federal Konsey’de toplanmıştır Her ne kadar anayasaya göre Meclis Konsey üyelerini seçse ve denetlese de yasama sürecini yönlendirme ve federal yasaları uygulama konusunda Federal Konsey yavaş yavaş önde gelen bir role kavuşmuştur Özel temsil görevlerini yürütmek üzere konseyi oluşturan yedi kişi içinden bir kişi bir yıllığına İsviçre Konfederasyon Başkanı olarak seçilir 1959 yılından Aralık 2003’e kadar Federal Konsey’de İsviçre’nin dört önemli siyasi partisi federal meclisteki temsil oranlarına göre oluşan "sihirli formüle" göre temsil edilmiştir: 2 üye Hristiyan Demokratlardan (CVP/PDC) 2 üye Sosyal Demokratlardan (SPS/PSS) 2 üye Liberal Demokratlardan (FDP/PRD) ve 1 üye de İsviçre Halk Partisinden (SVP/UDC) Konseydeki bu geleneksel üye dağılımı herhangi bir yasa ile tanımlanmamıştır ve 2003 seçimlerinden sonra Hristiyan Demokratlar ikinci sandalyelerini o yıl meclis seçimlerinde en güçlü parti olarak çıkan İsviçre Halk Partisine kaptırmıştır Federal Yüksek Mahkeme’nin görevi kanton mahkemelerinden gelen temyizlere ve federal yönetimin idarî kararlara bakmaktır Yüksek Mahkeme yargıçları altı yıllık görev süresi için Federal Meclis tarafından seçilir Doğrudan demokrasi 1848 federal anayasanın uygulanmaya başlandığından beri İsviçre Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir hükümet sistemine evsahipliği yapmaktadır: Doğrudan demokrasi Parlamenter demokrasi’nin vazgeçilmez ögeleri olan meclis ve konseyler de bulunduğundan kimi zaman bu sistem yarı-doğrudan sistem olarak da adlandırılır İsviçre doğrudan demokrasisinin federal düzeydeki araçları halkın hakları denilen anayasal girişim ve referandumdur Kanton ve belediye düzeyinde de bu araçlar daha geniş ve farklı olarak uygulanmaktadır Meclis tarafından onaylanmış bir yasanın geçerliliğini sorgulamak isteyen bir grup yurttaş eğer yasanın çıkmasından sonraki 100 gün içinde yasaya karşı 50000 imza toplayabilirlerse federal bir referandum isteğinde bulunabilirler Bu durumda yasanın kabulu ya da reddi için ulusal düzeyde ve basit çoğunluk ile karar verilen bir oylama yapılır Federal bir yasaya karşı sekiz kanton birleşerek de referandum isteğinde bulunabilir Benzer şekilde yurttaşlar bir anayasal değişikliği 18 aylık bir süre içinde destekleyen 100000 imzaya ulaşabilirlerse federal anayasal girişim ile ulusal oylamaya gidebilirler [4] Meclis anayasal değişiklik isteğini tamamlayıcı olarak karşı öneri getirebilir ve seçmenler her iki önerinin kabulu durumunda seçeneklerini oy pusulalarında işaretler Anayasal değişikliklerin ister meclis tarafından getirilmiş ister anayasal girişimle sunulmuş olsun kabul edilmesi için hem ulusal düzeydeki oylamanın sonucunun çoğunluğu hem de kantonların sonuçlarının çoğunluğu olmak üzere çifte çoğunluk aranır İsviçre’de bulunan uluslararası örgütler Özellikle İsviçre’nintarafsızlığı nedeniyle hatırı sayılır bir miktarda uluslararası örgütün merkezi İsviçre’de bulunmaktadır 1863 yılında İsviçre’de kurulan Kızıl Haç’ın merkezi hâlâ buradadır İsviçre Avrupa Birliği’nin bir üyesi değildir ve 1990’ların başında yapılan referandum sonucunda İsviçre halkı AB’ye katılmayı reddetmiştir 2002 yılında Birleşmiş Milletler’e katılan İsviçre bu örgüte en son katılan ülkelerden biridir Enerji politikası İsviçre’de üretilen enerjinin %40’ı nükleer enerji ve %60’ı hidroelektrik kaynaklıdır 18 Mayıs 2003 tarihinde Moratorium Plus adındaki halk girişimi yeni nükleer enerji santrallerinin yapımını yasaklayan yasanın uzatılmasını istedi Ancak hem Moratorium Plus hem de Electricity Without Nuclear girişimleri bu sefer kabul görmedi: Moratorium Plus 416% evet ve 584% hayır oyu; Electricity Without Nuclear 337% evet ve 663% hayır oyu 10 yıldır yeni nükleer enerji santrallerinin yapımı konusundaki moratoryum 1990 yılında oylanan ve 545% evet oyuna karşı 455% hayır oyuyla kabul edilen bir halk girişiminin sonucuydu Kantonlar (eyaletler) Valais Ticino Graubünden Cenevre Vaud Neuchatel Jura Berne Thurgau Zürih Aargau Lucerne Solothurn Basel-Land Schaffhausen Uri Schwyz Glarus St Gallen Appenzell Innerrhoden Appenzell Ausserrhoden Obwalden Nidwalden Zug Fribourg Basel Stadt İsviçre’nin Kantonlarıİsviçre Konfederasyonu 26 kantondan oluşmaktadır: *Bu kantonlar Eyaletler Konseyi’nde tek üye ile temsil edilir Kantonların nüfusu 15000 (Appenzell Innerrhoden) ile 1253500 (Zürih) arasında ve yüzölçümü de 37 km² (Basel-Stadt) ile 7105 km² (Graubünden) arasında değişir Kantonlarda toplam 2889 belediye bulunmaktadır İsviçre içinde iki anklav (kuşatılmış toprak) bulunur: Almanya’ya ait olan Büsingen ile İtalya’ya ait olan Campione d'Italia Avusturya’nın Vorarlberg eyaletinde 11 Mayıs 1919 tarihinde yapılan referandum sonucunda halkın %80’i eyaletin İsviçre Konfederasyonuna katılması önerisini destekledi Ancak Avusturya Hükümeti’nin Müttefik kuvvetlerin İsviçre liberallerinin İtalyan İsviçrelilerin ve Fransız İsviçrelilerin karşı çıkmasıyla bu gerçeklerşmedi [6] Coğrafya 4 milyonluk nüfusa sahip olan ülkede nüfus yoğunluğu kilometrekareye 182 kişidir [7] İsviçre’de üç ana topografik alan bulunur: İsviçre Alpleri İsviçre platosu ve Jura Dağları Alpler ülkeyi orta ve güneyinden kateden yüksek sıradağlardır İsviçre Alpleri’nin yüksek dorukları arasında (en yüksek zirvesi 4634 metrelik Dufour Zirvesidir) bazılarında buzul bulunan sayısız vadi yeralır Buralarda doğan Ren Rhône Inn Aare ve Ticino gibi Avrupa’nın başlıca nehirleri Cenevre Gölü Zürih Gölü Neuchâtel Gölü ve Konstanz Gölü gibi göllere dökülür Ülkenin daha yoğun nüfusa sahip olan kuzey kısmı daha düzlük de olsa kuzeybatıda bulunan daha küçük Jura Dağları gibi dağlık da olabilir İsviçre’nin iklimi genel olarak ılıman olsa da yüksek dağlardaki zorlu şartlardan İsviçre’nin güney ucundaki sıcak Akdeniz iklimine kadar bölgeden bölgeye değişiklik gösterir Yüksek dağlarla ayrılan birçok vadinin varlığı nedeniyle İsviçre’nin ekosistemleri çok hassastır ve hemen hemen her vadide kendine özgü ekolojiler oluşmuştur Dağlık bölgelerde de diğer yükseltilerde bulunmayan zengin bir bitki örtüsü bulunur Ekonomi Güney İsviçre’den bir görünüş: sağda Saas-Grund ve solda Saas-FeeZengin ve kararlı bir pazar ekonomisine sahip olan İsviçre kişibaşı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da Amerika Birleşik Devletleri Japonya ve büyük Avrupa ekonomilerinin önünde yer alırken alım gücü paritesinde onuncu sırada gelir 20 yüzyılın çok önemli bir döneminde açık ara ile Avrupa’nın en refah ülkesi olan İsviçre 1990’lardan beri ağır bir büyüme dönemine girmiş ve 2005’e gelindiğinde kişi başına GSYİH’da nüfusu bir milyondan büyük Avrupa ülkeleri arasında İrlanda Danimarka ve Norveç’in ardından dördüncülüğe düşmüş ve satınalma paritesine göre de onunculuğa gerilemiştir İsviçre Avrupa Serbest Ticaret Alanı üyesidir Son yıllarda İsviçreliler uluslararası rekabet güçlerini arttırmak için ekonomik uygulamalarını büyük bir oranda Avrupa Birliği ile uyumlu hâle getirmiş olsalarda güçlü bir büyüme oranına ulaşamadılar Avrupa Birliği’ne tam üyelik İsviçre hükümetinin uzun dönem hedefleri arasında yer alsa da İsviçre halkı önemli ölçüde buna karşı çıkmaktadır İsviçre’nin Avrupa’nın geri kalanından izole olmasının olumsuz etkilerini azaltmak için Bern ve Brüksel arasında ticaret bağlarını daha da liberalleştirmek için karşılıklı yedi sektörel anlaşma imzalanmıştır 1999 yılında imzalanan ve 2001 yılında yürürlüğe giren bu anlaşmaların arasında serbest dolaşım hakkı da bulunmaktadır Dokuz farklı alanı kapsayan ikinci bir dizi sektörel anlaşma 2004 yılında imzalanmıştır ve hükümetler tarafından bu anlaşmaların kabulü beklenmektedir Bu ikinci dizi anlaşma arasında Şengen antlaşması ve Dublin anlaşması bulunmaktadır İki taraf arasında diğer alanlarda karşılıklı işbirliği konuları görüşülmektedir Dört yeni alanda hazırlık görüşmelerine başlanmıştır: elektrik enerjisi pazarının açılması Avrupa Galileo GPS sistemine dahil olma Avrupa hastalık önleme merkezi ile işbirliği ve yiyecek ürünlerinin kaynak sertifikalarının tanınması İsviçre Aralık 1992’de Avrupa Ekonomik Alanı’na üye olmama yönünde oy kullandığı için hem Avrupa Birliği ile hem de Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini ikili sektörel anlaşmalarla sürdürmektedir Mart 2001’de yapılan referandumla İsviçre halkı ülkenin AB’ne tam üye olmasına karşı yönde oy kullanmıştır Güncel ekonomik gelişmeler İsviçre'den bir inek resmiİsviçre ekonomisi 2001 yılından bu yana genel bir durgunluk içindedir Atalete yol açan tekelci yaklaşımın da etkisiyle ekonomik yapıda zaman içinde ortaya çıkan sorunların çözümü için geniş kapsamlı idari ve sosyal reformlara ihtiyaç bulunduğu genel kanıdır İsviçre’nin idari yapısı itibarıyla uzun bir süreç içereceği anlaşılan yapısal reformlar için Federal Hükümet bazı çalışmalar başlatmıştır İç pazardaki yapısal sorunların aşılmasının zaman alacağının bilincinde olan Federal Hükümet dış dünya ile ekonomik ilişkilere özel bir önem atfetmektedir Bu çerçevede ilk kez 2005 yılında dış ekonomik ilişkiler stratejisi oluşturulmuş ve uygulamaya konmuştur Dışa dönük stratejinin bir sonucu olarak İsviçre’nin çok uluslu nitelikteki uluslararası alanda yatırım ve faaliyette bulunan UBS gibi bankaları ile Roche Novartis Nestle gibi şirketleri son dönemde tarihi kârlar elde etmektedirler Bununla birlikte ülkedeki iç piyasadaki daralma aşılamamaktadır Bunu aşmak için devlet inşaat sektörü gibi istihdam ve çeşitli sektörlerde zincirleme olumlu katkı sağlayan alanları teşvik etmektedir Bunlara ilave olarak AB ile ikili anlaşmalarla artan ekonomik ilişkilerin de etkisiyle iç piyasa komşu AB ülkelerinin tüketim sektöründe (çoğunlukla gıda süpermarketler giyim ve ev eşyaları) faaliyet gösteren mağazalarına açılmış ve böylece ülke içindeki tekelci yaklaşımlar azalmaya başlamıştır Bunun hem fiyatlara hem de istihdama olumlu etkisi olmaktadır Bu gelişmelerin etkisiyle 2006 yılının ilk altı ay verileri itibariyle ekonomi olumlu ilerleme kaydetmiştir Son yıllarda en büyük sorun olan işsizlik 2006 yılında düzenli olarak azalarak yüzde 31’e gerilemiştir Keza artan petrol fiyatlarına ve faiz oranlarının yükselmesine rağmen enflasyonda görece az bir artış olmuştur Bu artış da petrol fiyatlarına bağlı üretici fiyatlarındaki artışın etkisiyle olmuştur Ekonomideki genel iyileşmenin bir göstergesi de Hükümetin 2006 yılı büyüme tahminini Haziran ayında yüzde 2 oranında yükselterek yüzde 27 olarak açıklaması olmuştur Keza OECD de İsviçre için 2006 yılı büyüme tahminini yüzde 17’den yüzde 24’e çıkarmıştır İsviçre’nin 2005 yılı Ocak-Haziran döneminde 64 milyar ABD Doları olan ihracatı 2006 yılının aynı döneminde yüzde 750 artarak 688 milyar Dolar’a yükselmiştir 2005 yılında 61 milyar Dolar olan ülke ithalatının 2006 yılında yüzde 901 artarak 665 milyar Dolar’a yükseldiği görülmüştür NOT:isviçre bu kadar gelişmesinin en büyük sebebi:kirli paradırkağıt üzerinde olmayan bankalar ülkeleri dolandıran kişiler tarafından paraları isviçre bankalarına yatırmaktalarBöylece bankalar da inanılmaz para kazanıyorlarO yüzden de Avrupa Birliği üyesi olmamaktadır Nüfus yapısı İsviçre’de başlıca diller: Almanca Fransızca İtalyanca Romanşİsviçre Avrupa’nın bazı önemli kültürlerinin kavşak yerinde yer alır Bu kültürler ülkenin dillerini ve kültürü önemli ölçüde etkilemiştir İsviçre’nin dört resmî dili vardır: kuzeyde ve Orta İsviçre’de Almanca(64%); batıda Fransızca (204%); güneyde İtalyanca (65%); ve güneydoğuda Graubünden kantonunda küçük bir azınlık tarafından konuşulan Romanş (< 1%) Federal hükümet dört resmî dili de kullanmak zorundadır Federal Meclis’te bu dört dilde simültane tercüme yapılmaktadır İsviçre’de konuşulan Almanca diyalekt grubuna genel olarak İsviçre Almancası denir ancak yazılı iletişimde ve radyo-televizyon yayımcılığınd standart Yüksek Almanca kullanılır Benzer şekilde İsviçre’nin diğer bölgelerinde de İsviçre Fransızcası ve Ticino diyalekti kullanılır Ayrıca resmî diller (Almanca Fransızca ve İtalyanca) diğer dillerden İsviçre dışında anlaşılmayan bazı terimleri (Fransızca’dan geçen Almanca Billette [9]) ve diğer dillerdekine benzer kelime kullanımlarını (İtalyanca azione eylem anlamında değil Almanca Aktion gibi indirim anlamında kullanılır) ödünç almıştır Her İsviçrelinin okulda kendi anadilinden başka İsviçre’nin resmî dillerinden birini öğrenmesi zorunludur Bu nedenle İsviçrelilerin çoğu en azından iki dil bilmektedir Ülkede ikamet eden yabancılar ve geçici yabancı işçiler nüfusun %21’ini oluşturur Ortalama 100000 Türk vatandaşimizin isviçre'de yaşadığı bilinmektedir Din Eski Katolik ya da İsviçre Reform Kiliseleri desteklenir İsviçre’de en yaygın din %44 ile Roma Katolik Kilisesi’dir Ardından %385 ile protestanlık gelir Göçmenlik ile birlikte %43’lük bir müslüman nüfus ile %18’lik bir ortodoks nüfus da yerleşmiştir [11] Farklı dillere sahip bir nüfusa sahip olan İsviçre’nin istikrarlı ve müreffeh bir ülke olması bu ülkenin bir konsensus ya da ahenk devleti olarak tanımlanmasına yol açmıştır Tarihsel olarak ülke katolikler ve protestanlar arasında yaklaşık eşit olarak dağılmıştır Hatta Appenzell gibi bazı kantonlar resmî olarak katolik ve protestan bölümlere ayrılmıştır ve bir çok köyün girişinde baskın olan din "bu köy katoliktir/protestantır" tabelalarıyla belirtilmiştir Ancak bazı genel modeller de bulunur Büyük şehirler arasında başkent Bern bankacılık merkezi Zürih ve Basel’de protestanlık baskınken Lüzern gibi diğer şehirler çoğunlukla katoliktir Cenevre ilk Calvincilik merkezi olarak tanınmıştır ve dünya üzerinde Fransızların çoğunluğunun katolik olmasına karşın Fransız İsviçresinin çoğunluğu protestandır Diğer yandan İsviçre’nin kuruluşunda bulunan Almanca konuşulan Schwyz Uri ve Unterwalden kantonlarıyla İtalyanca konuşulan Ticino kantonu genelde katoliktir Kültür Lozan’da bir halk dansları gösterisiİsviçre’nin kültürü komşuları tarafında çok etkilendiyse de yıllar boyunca önemli bölgesel farklılıklar gösteren kendine özgü bir kültür oluşmuştur Özel olarak Fransızca konuşulan bölgelere Fransa’ya Almanca konuşulan bölgeler Almanya’ya ve İtalyanca konuşulan bölgeler de İtalya’ya ülkelerindeki diğer bölgelerden daha yakındır İsviçre’deki kuvvetli bölgecilik nedeniyle homojen bir İsviçre kültüründen söz etmek oldukça zordur Kültürel olarak aktif olan bir çok İsviçre ülkelerindeki kısıtlı olanaklar nedeniyle yurtdışına çıkmayı tercih etmiştir Aynı zamanda İsviçre’nin tarafsızlığı ve düşük vergi oranları da tüm dünyadan bir çok yaratıcı insanı bu ülkeye çekmiştir Savaş zamanlarında siyasi sığınma geleneği bir çok sanatçının bu ülkeye gelmesinde yardımcı olurken günümüzde bunu düşük vergi oranları sağlamaktadır |
|