|  | Sosyal Bilgiler Nedir |  | 
|  06-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Sosyal Bilgiler NedirSosyal Bilgiler Nedir sosyal bilimler dünyanın ve yaşamın insanî ve toplumsal yönlerini inceleyen bir akademik disiplinler grubuna verilen addır  türkiye'de zaman zaman sözel bilimler olarak da anılırlar  sosyal bilimler sanat ve beşeri bilimlerden insanlığı incelerken, nitel ve nicel metotlar dahil olmak üzere daha ziyade bilimsel metotların kullanımını içermesidir  inter-disipliner dalların çoğalmasıyla, sosyal bilimler ve sosyal bilimler dışındaki bilimler arasındaki sınırlar büyük oranda muğlaklaşmıştır; nöropsikoloji dalı buna örnek teşkil edebilir  sosyal bilim dalları, sosyal bilimler başlığı altında genellikle aşağıda listelenen bilim dalları incelenir  antropoloji iletişim bilimi ekonomi eğitim bilimi coğrafya tarih uluslararası ilişkiler dilbilim siyaset bilimi psikoloji sosyoloji müzikoloji psikoloji, sosyoloji, sosyal antropoloji, tarih ve siyaset bilimi sos- yal bilimler ya da insan bilimleri grubuna girerler  bu bilimlerin ortak özellikleri insan davranışını çeşitli yönleriyle ele almalarıdır  örneğin psikoloji tek tek bireylerin davranışı üzerinde dururken, sosyoloji sosyal grupların davranışları üzerinde durur  sosyal bilimlerin konusunu anlamak için insan davranışını anlamak gerekir  çünkü sosyal bilimler, insanı fiziksel ve biyolojik yönden değil "davranışlar" yönünden ele almaktadır  insan davranışları değerler, inançlar, istekler, fiziksel ve sosyal ihtiyaçlar, kültürel normlar, eğitim, alışkanlıklar gibi genel unsurlarca belirlenir  öyleyse sosyal bilimler, insan davranışının bu unsurlarca nasıl yönlendirildiğini veya etkilendiğini anlamaya yönelik bir çalışmadır   insanlar benzer fiziki çevrede yaşıyor olsalar bile bu fiziki çevrede bulunan nesnelere veya varlıklara farklı anlamlar verebilirler  örneğin, birçok insan için kartal sadece bir kuş olarak algılanırken, bir klan grubu için kutsal bir varlık olarak görülebilir  totemi kartal olan bir klan toplumu için kartal sadece sıradan bir kuş değil, klanın üyelerinin tapındığı ve onların davranışlarını belli şekilde etkilediği olağanüstü bir varlıktır  demek ki, insan davranışlarını anlamak ve açıklamak için ona etki eden her çeşit unsuru tanımak ve bilmek gerekir   sosyal bilimlerin inceledikleri konular itibariyle evrensel değerler taşımalarının mümkün olmayacağını, bu nedenle sosyal bilimlerde genelleme yapmanın zor olacağını söylemiştik  max weber’ e göre genellilik sadece doğa bilimleri için arzu edilen bir özelliktir  sosyal bilimlerde bir bilimsel ifade ne kadar genelse o oranda içerikten yoksundur  çünkü her sosyal grup ayrı bir gerçekliktir  bir sosyal grupta elde edilen bulgular daha çok o gruba ait gerçekliklerdir  ancak zaman zaman bilim adamları belli toplumlarda elde edilen bilgileri veya olguları diğer toplumları da içine alacak şekilde genelleme eğilimine girmişlerdir  bazen de bir topluma ait kavram ve değerlerle başka toplumlara ait değer ve olguları açıklamaya çalışmışlardır  c  w  mills bu gerçeği şöyle dile getirmektedir: sosyal bilimlerin ele aldığı değerler, batının sosyal hayatında ortaya çıkmış değerlerdir  diğer sosyal gruplardaki sosyal bilimlerin kavramları batıdan ithal edilmiştir  [1]  mesela bizde “aile”, baba-anne ve çocukları, içine alan biyolojik ve sosyolojik bir gerçekliği ifade eder  ancak, evdeki devamlı çalışanlarda aileden sayıldığı gibi bazen bağlı olduğumuz sülaleyi ya da erkeğin hanımını ifade etmek içinde aile kavramını kullanırız  diğer yandan insan kavramı da bizde farklıdır  mesela batıda insan alet kullanabilen ve yapan havyanken, bizde insan allah’ın yarattığı yeryüzündeki en değerli yaratılandır  ayrıca “insanı kâmil” ya da “adam olmak” kavramı bizim kültürümüze has kavramlardır  aynı gerçeği ş  mardin şu ifadelerle dile getirmektedir: "gelişmekte olan ülkelerin önemli toplumsal özelliklerinden biri, aydınlarının bütün diğer toplum unsurlarından önce batı çağdaş düşüncesini öğrenmesidir  gelişmekte olan ülkenin aydını, böylece bir taraftan kendi kültürünü geri bulmaya başlar ve halk ile bağlarını koparırken, diğer taraftan yeni bir toplum düzenine ihtiyacı şiddetle hisseder”  bu anlayıştaki bilim adamları daha çok "toplum mühendisleri" olarak nitelendirilirler  oysa bilim adamının esas amacı sosyal hayatı değiştirmek değil, onu anlamak ve açıklamaktır  sosyal hayatı değiştirmeye yönelik her uğraş bir değer yargısı taşır  bilim adamının amacı değer üretmek değildir  bu nedenle bazıları toplum mühendisliği kavramına eleştirel bir gözle bakarlar  c  w  miıls kendi sosyal bilim anlayışını "toplumsal sorunlar üzerinde duruyor gibi görünüp de ’metodolojik’ bir örtü altında bürokratik tekniklerden ibaret bir sosyal bilimcilikten başka bir şey yapmayanların anlayışından bütünüyle farklı" bir anlayış olarak niteler  demek ki sosyal olaylar, ne doğa bilimleri yöntemiyle ne de bir mühendis bakış açısıyla anlaşılamaz ve açıklanamaz   sosyal bilimlerde açıklama yöntemi doğa bilimlerindekinden de farklıdır  ancak daha önce de ettiğimiz gibi doğa bilimlerinden sosyal bilimlere uyarlanan doğalcı (naturalist) yaklaşım uzun süre sosyal bilimlerde egemen olan açıklama modeli olmuştur  bu anlayışa göre bir sosyal olayın bilimsel açıklamasını vermek, tıpkı doğa bilimlerinde olduğu gibi, genel yasa veya yasalara dayanarak söz konusu olayın gerçekleşme koşularını da göz önünde bulundurarak tümdengelimsel bir yolla çıkarım yapmaktır   dikkat edilirse genel yasalara dayanarak bir sosyal olayı açıklamak sosyal bilimlerde istisnası olmayan yasaların varlığını kabul eder  oysa sosyal bilimlerde istisnası olmayan yasaların varlığını kabul etmek oldukça tartışmalıdır  hatırlanacağı gibi sosyal bilimlerde, doğa bilimlerinde olduğu gibi genelleme yapmanın oldukça güç olduğunu söylemiştik  her olayın kendine özgü şartları olabilir  örneğin, sosyal bilimci gelir ve eğitim durumu düşük, genç yaşta evlenmiş, kadının erkeğe oranla daha fazla geliri olan, oldukça farklı sosyal gruplardan gelen evli çiftlerde boşanma riskinin yüksek olduğunu gözlemleyebilir  ancak boşanma riski yaratan şartlara bakarak bir çiftin nedennedenli olmaları onların doğalcı bir yaklaşımla açıklanabilmelerini engellemektedir   yorumcu yaklaşıma göre ise sosyal bilimin amacı davranışların ve sosyal ilişkilerin anlamını anlamak, metodu ise yorumlamaktır  çünkü bu anlayışa göre, sosyal fenomeni oluşturan kurumlar, aktiviteler, davranışlar özü gereği anlamlıdırlar  bu nedenle sosyal fenomen, onu ger- çekleştiren kişilerin görüş noktasından hareketle anlaşılmalı ve açıklanmalıdır  bir başka deyişle, anlamak ve açıklamak sosyal grubun veya bireyin iç dünyasına girmekle olur  oysa doğa bilimlerinde bir nesnenin iç dünyasına girme diye bir şey söz konusu değildir  özetle, yorumcu yaklaşım sosyal bilimlerin hem konusunun, dolayısıyla, hem de metodolojisinin doğa bilimlerinden farklı olduğunu vurgulamaktadır   sosyal bilimlerde kısmen yaygın olan bir başka anlayış da eleştirel yaklaşımdır  daha çok marksist gelenek içerisinden gelen bu yaklaşımcılara göre, sosyal bilimlerin amacı sadece sosyal olayları anlamak değil, sosyal grubu istendik yönde değiştirmek için soysal olayları eleştirmektir  dikkat edilirse eleştirel yaklaşım değer yüklü bir metodoloji özelliği göstermektedir  boşandığını her zaman doğru bir şekilde açıklayamayız  bunun için o çifte özgü koşulları bilmek gerekir  bunun içinde çiftlerin sadece fiziki ve sosyal şartlarını değil, onların iç dünyalarını da anlamak gerekir  demek ki, sosyal olayların çok | 
|   | 
|  | 
|  |