| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| batıl, hikayeler, hikayeleri, ilgili, inanç, inançla | 
|  | Batıl İnanç Hikayeleri - Batıl İnançla İlgili Hikayeler |  | 
|  06-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Batıl İnanç Hikayeleri - Batıl İnançla İlgili HikayelerAyna Kırarsanız Ne Olur Ayvayı yediniz demektir zira ya 7 yıl herşey çok kötü gidecektir ya da yakınlarınızdan birisi öte tarafa geçiş yapacaktır  Evde ayna kırıldığında hemen kırıklar evden uzaklaştırılmalı ve olabildiğince çabuk toprağa gömülmelidir  Böylece kötülük geldiğinde ayna parçalarını evin dışında bulacağından, ev halkı paçayı kurtaracaktır  Aynanın icat edilmediği bilinmediği çağlarda insanlar parlak yüzeylere, göllere, havuzlara bakarlar ve öte yandaki kendilerini hayretle izlerlerdi  Görüntülerinin dalgalanması veya titreşmesi kötüydü, felaket geliyor demekti  Eski Mısır ve Yunan´da salt bu nedenle kırılmaz metal aynalar yapılıyordu, böylece öte yandaki görüntülerinin bozulmamasını garantiye alıyorlardı  Roma´da ise camcılık ileri olduğundan ayna kırılmaları tabii ki daha çoktu ve kırık aynaların kötü talihin işareti olduğu kabul gördü  7 yıl ise önemli bir süreç çünkü yine Antik Çağ´da her yedi yılda bir insanın tüm bedeninin yenilendiği düşünülürdü, işte bu yüzden ayna kırıldıktan sonra ancak yeni beden oluşana kadar kötülük sürecekti  Büyü sanatında ise ayna geçit veya geçiştir yani bir başka boyuta veya insandışı varlıkların yaşadığı yere ayna ile geçilir ve onlar oradan bu tarafa geçebilirler  Ya ayna kırıldığında, bu tarafa gaçmiş kötü bir varlık varsa? O zaman durum vahim olabilir zira geri dönemeyecek ve başınıza kalacaktır  "Hapşuuu!   Çok Yaşa"  "Çok yaşa", "İyi ve uzun yaşa", "Sağlıklı yaşa","God bless you", "Gesundheit" ve diğerleri    Dünyanın her yerinde hapşıran insana söylenen bazı sözcükler  Eski insanlar nefesin veya soluğun ruh olduğuna veya yaşamın özü olduğuna inanırlardı  Tanrı insanı yarattığında soluğunu insanlara üflemişti ve o soluk bedende bulunduğu sürece yaşam sürüyordu  Bu inancın doğrultusunda hapşırınca nefesin durması veya o kasılma hareketinin sonucunda soluğun dışarıya kaçıp gideceğinden korkuluyordu  Bir başka Roma kaynağında ise hapşırma sırasında beyinde oluşan vakumun, içeriye kötü ruhların girmesine neden olacağına veya fırsat vereceğine inanıldığına raslanıyor  Roma´da hapşırmadan çok korkulur ve salgın hastalıkların ortaya çıkacağı düşünülürdü  Daha sonralarda Papa Büyük Gregory döneminde Roma´yı kasıp kavuran veba salgını sayısız insanın canına maloldu ve Papa Gregory ilk kez hapşıran insanlara karşı "God bless you/ Tanrı sizi kutsasın" sözcüğünü kullandı  Sonrası malum Kara kedinin şerri var mı?  Yolunuza bir kara kedi çıktı diyelim, özellikle de evinize giderken, şimdi başınız ciddi olarak dertte, peki niye? Eski Mısır´da kedi kutsal hayvandı ve bir kedinin ölümüne neden olmak kafanızı kaybetmeniz için çok yeterli bir nedendi  Orta çağlarda ise kara kedi özellikle engisizyon döneminde büyücülük ve satanizmle ilişkili olarak kabul gördü  Ruhunu şeytana satmış kişinin ruhu kara bir kediye geçiyordu ve kara kedi o andan sonra kötülükleri yapmaya başlıyordu  Buradan yola çıkarak görüyoruz ki, kara bir kedinin yolunuza çıkması sizin büyücü taifesi ile haşır neşir olarak telef olacağınızın ta kendisidir  Eyvah merdivenin altından geçtim!  Eğer bir merdivenin altından geçerseniz yandınız, zira tanrıların gazabı üzerinizde olacaktır  Geçtinizse artık geri dönüş yok, sakın yine geçmeye kalkmayın, parmaklarınızı düğümleyin veya bildiğiniz hayır dualarını okumaya başlayın  Neden mi? Merdiven geometrik olarak duvarla veya dayandığı yüzeyle ve de tabanla bir üçgen oluşturur  Bu üçgen Hıristiyan inancındaki "Teslis" in yani kutsal ruh´un veya üçlemenin simgesidir, öyleyse bu kutsal alanın içine girmek günahtır ve uğursuzluk getirir  Kara büyüde de kullanılan içiçe iki üçgen koruma alanını oluştururlar  Bu alanın dışına bilinçsizce veya hazırlıksız çıkarsanız şeytani güçler sizi ham yaparlar  Şaka bir yana, bunun ciddi kanıtları da yok değil  Ve de şemsiye inancı   Şemsiyeler dışarda yağmura karşı kullanılmak için icat edilmiştirler, evlerin içinde yağmur yağdırılamadığından kapalı mekanlarda kullanılmazlar  Ama eğer oturma odanızda tv seyrederken şemsiyenizi açarsanız, başınız derde girebilir haberiniz olsun  Niye mi? Basit, şemsiye ilk kez Uzak Doğu´da MÖ 11  yy´da kullanılmaya başlandı  Sadece ve sadece politik ve dinsel hiyerarşinin tepesinde bulunanlar şemsiye kullanabilirlerdi, onlar güneşin sıcak ve yakıcı ışınlarından korunma hakkına sahiptiler veya bu hak yanlız onlara verilmişti  Sıradan kulların veya vatandaş makulesinin böyle bir anayasal pardon güneşyasal hakkı bulunmamaktaydı  Daha da ötesi şemsiyeler şimdikiler gibi standartize değildiler, kişinin ruhsal hakediş belgesine göre şemsiyenin çapı belirleniyordu  Yani şapka gibi, kafana göre yani ruhsal çapına göre  Demek o zamanlarda kafana göre takıl yerine ruhunun çapı kadar konuş deniliyormuş  Ayrıca şemsiyenin kutsallığı elbette ki Güneş Kültü´ne dayanmakta, güneş evlerin içine tecavüz edemediğinden boş yere şemsiye açmak uğursuz oluyor  Unutmamak gerek, maji veya batıl inanç evreninde herşey dümdüz ve doğru, ne ne içinse onun için kullanılacak, öyle insansal varyasyonlar yasak vesselam  Batıl inançlarımızın açıklamaları bu | 
|   | 
|  | 
|  |