Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
doğa

Doğa Nedir?

Eski 06-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğa Nedir?



DOĞADA SAVURGANLIK VE ANARŞİ Mİ

YOKSA

DÜZEN VE DAYANIŞMA MI VAR?



Evrim teorisi taraftarlarının yaratılış gibi karşıt teoriler aleyhine buldukları kanıtlardan birisi canlıların gerektiğinden fazla çoğalma eğilimde oldukları iddi-asıdır Charles Darwin'de bu konuyu işleyen Malthus’un Nüfus isimli kitabından oldukça etkilenmiş, canlıların anormal çoğaldıkları iddiasını doğal seleksiyonun dolaysıyla evrim teorisine kanıtı olarak göstermiştir Gerçektende canlıların hesapsız çoğalmaları Dünyanın canlıları besleme kapasitesinin sabitliği nede-niyle canlılar arasında bir yer kapma telaşına, ardından müthiş bir yaşam sava-şına neden olmakta mıdır?

Bir balık milyonlarca yumurta bırakır Bir meyve ağacı binlerce meyve verir Bir balığın milyonlarca yumurta bırakması ya da bir ağacın binlerce meyve vermesi şüphesiz üremeye yöneliktir Hiç bir balık bıraktığı yumurtalardan çıka-cak milyonlarca yavrudan büyük bölümünün diğer balıklar tarafından yenilerek besine dönüşeceğini, çok az kısmının büyüyerek erginleşeceğini bilmez Bitki-ler içinde, diğer canlılar içinde bu böyledir Her canlı üremek için elinden geleni yapar Ne kadar çok yavru verirse üreme (neslini devam ettirme) garantisinin o kadar çok olacağını çok iyi bilir Bir bakıma canlıların nesillerini devam ettirme çabaları doğa kanunların en önemlilerinden biridir

Evrim teorisi taraftarlarına göre canlıların gerektiğinden fazla çoğalma eği-limleri bir savurganlık örneğidir Yaratılış felsefesiyle bağdaşmamaktadır

Darwin’e göre canlıların gerektiğinden fazla üremesi dünyanın belirli bir kapasiteye sahip olması nedeniyle mantıklı değildir Gerektiğinden fazla üreyen canlılar arasında amansız bir yaşam savaşı verilmesinin ana nedeni budur

Doğayı ve doğa içindeki canlıları gerektiği gibi ve tarafsızlıkla inceleyen bilim insanlarının canlılar hesapsız mı ürüyor sorusuna verdikleri yanıt kesin bir hayırdır

Doğada çok ince bir düzen vardır Her canlı bir başka canlının ya da canlı-ların besinidir Bu bir besin zinciri oluşturur Ölüp, ceset haline gelmiş her orga-nizma börtü böceğin, kurdun kuşun sonunda mikropların bakterilerin besini haline gelir Her şey yerli yerini bulur Hiç bir şey israf olmaz Hiç bir şeyin israf olmaması var olan düzenin ne kadar ince ve hassas olduğunun bir başka kanı-tıdır


Canlılardaki ekolojik denge: Doğada en çok üreyen canlılar bu besin zinci-rinde en çok kıyıma uğrayan canlılardır Doğa canlıların nüfuslarını birbirleriyle kontrol ettirerek tam bir denge ve uyuşum sağlamıştır Canlılar arasında aman-sız bir yaşam savaşı var gibi görünürse de bu gerçekte tam bir dayanışmadır Her canlı bu düzenin ve bu düzendeki görevlerinin farkındadır Yaşamının diğer canlıların varlığıyla yakından ilgili olduğunu çok iyi bilir Bir geyik sürüsü karnı doymuş bir aslan ailesinin yakınlarına kadar gelir ve orada otlamaya devam eder Hiçbir canlı –insan dışında- gereksiz yere bir başka canlıyı öldürmez, katliam yapmaz

Dünyada milyonlarca farklı canlı türü yaşamaktadır Bu canlılar içinde sade-ce bitkiler topraktan doğrudan besin alabilme mekanizmalarına sahip oldukla-rından kendi besinlerini üretebilirler Bu nedenle bitkiler besin zincirinin birinci-sidir, temelidir ve en önemli halkasıdır

Hayvanlar ise ya bitkileri veya diğer hayvanları besin olarak kullanırlar Bu besin dengesi o kadar iyi kurulmuştur ki, hiçbir canlı türü aşırı derecede çoğalıp yeryüzünü istila etmez, edemez Ekolojik denge denen bu sistem yapay müda-haleler olmadıkça bozulmaz

Ekolojik denge o kadar hassas bir düzene sahiptir ki, insanlar tarafından tüm modern gelişkin teknolojiye rağmen taklit edilememektedir Yapay ekolojik denge kurma çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır

ABD Columbia Üniversitesinde bilim adamları tarafından Biosphere 2 adı verilen deney buna en güzel örnektir

Sözü edilen deneyde dev bir sera kurulmuş, bu sera dış dünyadan tama-men izole edilmiş, dışarıdan sadece güneş ışığı alan bu dev seranın içinde, sayı ve türleri daha önceden tespit edilmiş bitki ve havyanlar yerleştirilmiş ve bu yapay dengenin korunmasına çalışılmıştır Ancak ilerleyen aylarda dengenin giderek bozulduğu görülmüş, türler ölmeye başlamış ve çalışma başarısızlıkla sonuçlanmıştır Bu başarısızlığın nedeni de bu konuda yeterli bilginin olmama-sı, ekolojik denge de rol sahibi mikroorganizmalar gibi bazı canlıların ortamda bulunmamasıdır

Ekolojik denge öylesine ince, geniş ve çok dengeler içerir ki yapay olarak bu dengeyi kurabilmek mümkün değildir Kaldı ki bir zamanlar hiçbir canlının bulunmadığı bir dünyada böylesine bir düzenin kurulabilmesi ilginç, ilginç oldu-ğu kadarda ibret vericidir


Canlılarda dayanışma: Canlılardaki dayanışma ekolojik sistemin temelidir Ekolojik sistemin madde boyutundan daha önce bahsetmiştik Yaşam boyutu da madde boyutu kadar önemlidir Öylesi önemlidir ki ekolojik düzenin yaşam boyutunu ayrı bir bölümde ele almayı uygun bulduk

Charles Darwin ekolojik düzenin farkındadır Türlerin Kökeninde şunları yazmaktadır

-Yukarı hayvanlarda en yaygın karşılıklı hizmet hepsinin duygu birliği ile birbirlerini yaklaşan tehlikeye karşı uyarmalarıdır Dr Jaegerin belirttiği gibi bir sürüdeki ya da kümedeki hayvanlara yaklaşmanın ne kadar güç olduğunu bütün avcılar bilir

Öyle sanıyorum ki yaban atları ve sığırları herhangi bir tehlike işareti vermemektedir ama düşmanı ilk sezenin hali öbürlerini uyarmaktadır

Yaban tavşanlarının tehlike işareti art ayaklarını pat, pat yere vurmak-tır

Koyunlar ve dağ keçileri aynı işi ön ayakları ile yapar ve o sırada ıslı-ğımsı bir ses çıkarır

Kuşların birçoğu ve memelilerin bazıları gözcüler çıkarmaktadır Söy-lendiğine göre foklarda gözcülüğü genellikle dişiler yapmaktadır

Bir maymun kümesinin önderi gözcülük de yapmakta, tehlikede ya da güvenlikte olduklarını bildiren çığlıklar atmaktadır

Toplumsal hayvanlar birbirleri için ufak tefek işler görürler Atlar bir-birlerinin kaşınan yerlerinin hafifçe ısırır, sığırlarsa yalar Maymunlar bir-birlerinin dış asalaklarını ayıklar

Brehm bir küme saba maymunu dikenli bir alandan geçtikten sonra her maymunun bir dala uzandığını ve başka bir maymunun onun yanına oturup kürkünü özenle incelediğini ve dikenleri birer, birer çıkardığını anlatmaktadır

…………

Toplumsal hayvanların birbirlerine karşı toplumsal olmayan hayvanla-rın duymadığı bir sevgi duyduğu kesindir

……………

Bununla birlikte hayvanların birçoğu birbirinin acılarını ve sıkıntılarını elbette paylaşmaktadır

………………

Habeşistan’da babuinler bir bahçeyi yağma ederken önderlerini ses-sizce izlerler Tedbirsiz bir yavru gürültü ederse sessiz ve eslek olmayı öğrenmesi için tokatlanır

……………

Belirli hayvanların bir arada yaşamalarına ve birbirlerine türlü yollar-dan yardım etmelerine yol açan içtepiye gelince pek çok halde öbür içgü-düsel davranışlarda bulunurken tattıkları kıvanç ya da hoşlanma duygu-sunun ya da öbür içgüdüsel davranışlarını engellenmesi sırasındaki aynı kıvançsızlık duygusunun onları hareket geçirdiği sonucunu çıkarabiliriz

…………

Duygudaş üyelerinin sayısı en çok olan topluluklar en iyi serpilip geli-şir ve en çok sayıda döl yetiştirir Bununla birlikte örneklerin birçoğunda belirli toplumsal içgüdülerin doğal seçme ile kazanılıp kazanılmadığına ya da duygudaşlık, sağduyu yaşantı ve benzenme yönsemesi gibi başka içgüdülerin yetilerin dolaylı sonuçları olup olmadığına ya da yalnızca uzun sürmüş alışkanlığın sonucu olup olmadığına karar vermek olanak-sızdır

……………

İnsan toplumsal bir hayvan olduğuna göre arkadaşına bağlı olma ve boyunun önderine boyun eğme yönsemesini soyaçekimle kazandığı aşağı yukarı kesindir Nitekim bu nitelikler toplumsal hayvanların birçoğunda ortaktır

………………………

Eyleme geçmeden önce korkusunu ya da duygudaşlık konusundaki eksikliğini yenmeye zorlanan kimse bir bakıma doğuştan yetenekli olduğu için iyi bir işi hiç çaba göstermeksizin yapan birinden yinede daha çok güvenilmeye değerdir

* * * *


Evrim teorisi taraftarları doğada pek çok canlının ergenlik çağına gelmeden öldüğünü, örneğin pek çok yumurtadan çıkan yavrulardan çok az bir kısmının hayatta kaldığını dolaysıyla canlılık yönünden doğada bir savurganlığın söz konusu olduğunu belirtmekte sonra da bunun bilinçli tasarımla (yaratılış teori-siyle) çeliştiğini iddia etmektedirler

Bilinçli tasarım evrim teorisi gibi canlıların nasıl ortaya çıktığı konusuna cevap veren bir varsayımdır Ekolojik denge ve sonuçları evrim teorisini ilgilen-dirdiği kadar bilinçli tasarım teorisini de çok daha yakından ilgilendirir

Bilinçli tasarım teorisi evrim teorisinin öne sürdüğü doğadaki savurganlık iddiasını ekolojik düzeni kanıt göstererek ret ve inkâr eder

Doğada savurganlık olduğunu iddia etmek var olduğu kesin bilimsel kanıt-larla gösterilmiş olan ekolojik dengeyi ret etmekle aynı şeydir

Yukarıdaki bölümlerde açıklamaya çalıştığımız gibi canlılardaki nüfus kont-rolünün ekolojik düzenle mükemmel olarak yapıldığı bilimsel bir gerçekse; bir bilimsel gerçeği en az evrim teorisi kadar bilimsel olduğunu iddia eden bir var-sayımının da sahip çıkarak, öngörüleriyle aynı paralellikte olduğunu iddia etme-lerinden daha doğal bir şey olamaz Doğada savurganlık olduğunu iddia eden evrim teorisi her şeyden önce ekolojik dengenin var olmadığını kanıtlamak zorundadır

Evrim teorisi taraftarlarının yaptıkları gibi ekolojik dengeyi bir canlı kıyımı (savurganlığı) olarak göstermeye çalışmak ret ve inkâr edilmeyen ekolojik den-genin ruhunu anlamamakla eşdeğerdir

Dünyada milyonlarca farklı canlı türü yaşamaktadır Bu canlılar içinde sadece bitkiler besinlerini ya topraktan doğrudan alabilir ya da fotosentez dedi-ğimiz harika sistemlerle üretebilirler

Hayvanlar ise besinlerini doğrudan üretme mekanizmalarına sahip değiller-dir Bitkileri veya diğer hayvanları besin olarak kullanmak zorundadırlar Bu besin zinciri o kadar iyi kurulmuştur ki oldukça karmaşık bir sistemin sonucu olan bu denge dış müdahalelerle bozulmadığı müddetçe hiçbir tür aşırı derece-de çoğalıp yeryüzünü istila edemediği gibi hiç bir canlı türünün nesli de tüken-mez Bunun nedeni de her canlı türünün bu sitemde bir görevinin olması, sis-temin kendini kendi mekanizmalarla koruyabilmesidir Hiç bir canlı boşuna var edilmemiştir Her türün kendine mahsus özellikleri bu mekanizmanın vazgeçil-mez bir parçasıdır


Alıntı Yaparak Cevapla

Doğa Nedir?

Eski 06-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğa Nedir?



Doğa Nedir?


Doğa; kendini sürekli olarak yenileyen ve değiştiren, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlıkların hepsini kapsarİnsani faktörler etkin değildir Madde ve enerji unsurlarından oluştuğu kabul edilir İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç; canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın tümü, tabiat İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış doğal güzelliklerini koruyan, genellikle kent dışı kesim Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü

Aynı zamanda insanın yaşaması bakımından önemli bin mekandırAslında bir hayal olarak görülen doğada yaşama fikri gerçekleştirilebilirDoğanın bize kucak açması için;onun içinde kendimizede bir yer bulmamız için ve onun bizi kabul etmesi için kendimizi ona affettirmemeiz gerekir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.