06-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yaşlanma
Yaşlanma, diğer biyolojik süreçlerde olduğu gibi, evrim süresince korunmuş yolaklarda yer alan genler tarafından regüle edilen bir durumdur İnsulin/IGF-1 yolağı, mTOR yolağı ve p53 yolağı, kanser gibi yaşlanma ile ilgili hastalıklar ve ömür uzunluğunu etkileyen korunmuş yolaklar arasında bulunurlar Kanserlerin çoğunun, hayatın son çeyreğinde ortaya çıkmasının nedenleri zamanla frekansın katlanarak artması, bir ömür boyunca p53 gibi kritik genlerde mutasyonların birikmesi olabilir Yaşlanmanın olası bir nedeni de telomerlerdeki kayıplardır Hücreler bölünmelerini sürdürdükçe telomerler kısaldıkça kısalır Caenorhabditis elegans’da insulin-benzeri sinyalleşmenin baskılanması ömrün uzamasını (Age) ve dayanıklı larva (Daf-c) oluşumu için gereken yapılanmayı indükler Bu durum oksidatif strese (Oxr) ve diğer stres uyaranlarına direnç oluştururken, mitokondride reaktif oksijen türlerinin yok edilmesini sağlayan Mn superoksit dismutaz (SOD) gibi birçok stres-savunma-ilgili enzimin sentezlenmesini de arttırır C elegans’da, insan IGF-1 reseptör geni ile kıyaslanabilen bir gen olan, daf 2 gen mutasyonu, bu gen antioksidatif etkili olduğundan bulunduğu türlerde ömrün %30 uzamasını sağlar İnsanda tespit edilen şudur: 100 yaşını aşmış kadınların IGF1 ve IGF1 reseptör (IGF1R) genlerinin sekans analizi transforme lenfositlerde ölçüldüğü gibi, yüksek serum IGF1 düzeyleri ve azalmış IGF1R aktivitesi olan kontrollerle akraba asırlık kişiler arasında IGF1R genindeki heterozigos mutasyonların aşırı gösterimini ortaya çıkarmıştır Böylece, değişmiş IGF sinyalleşme yolağında ortaya çıkan insan IGF1R’deki genetik değişiklikler, insan ömrünün modulasyonunda bu yolağın bir rolü olduğunu düşündürecek şekilde, insan ömrünün uzamasına yatkınlıkta bir artış sağlar Yaşlanma, yaşlanma sürecinin hızını etkileyen ve bireylerarası genetik varyantlarla (değişikliklerle) belirlenen farklı mekanizmalarla kontrol edilir Genlerdeki genetik varyantlar nedeniyle oluşan insülin ve lipid metabolizma hastalıkları, metabolizmanın bu kısımlarında yüksek düzeyde görülen glikolizasyon ile doku hasarı nedeniyle ortaya çıkarlar Mayalar, Caenorhabditis elegans ve Drosophila’daki Sirtuin genleri antiaging (yaşlanma karşıtı) genler olarak işlev yaparlar Mitokondrideki proteolitik yarığın üzerinde SIRT3’ün bulunduğunu bildiren raporlara göre, SIRT3 mitokondriyal hedeflerin çoğuna karşı aktif bir protein deasetilaz olarak görev yapar Memelilerde SIR2 ortolog’un substratlarından biri olan SIRT1, PGC-1 alfanın mitokondriyal biogenezinin bir regülatörüdür Gerçekte, SIRT1 aktivatör temsilcisi resveratrol’ün denek farelerde mitokondriyal biogenezi stimüle edip sağlık açısından yararlı sonuçlar oluşturduğu gösterilmiştir Sirtuinler NAD+ bağımlı enzimler olup; bunların diyabeti, kanseri, ömür uzunluğunu ve Parkinson hastalığını etkileyen yolaklar dahil, hücresel süreçlerin çoğunda etkili oldukları bilinmektedir
|
|
|