Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başimda, boyunca, duman, gençlik, insanlığın, insanlık, tarihi, şiddet

Gençlik ve Şiddet GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN İnsanlık tarihi boyunca şiddet, insanlığın

Eski 06-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gençlik ve Şiddet GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN İnsanlık tarihi boyunca şiddet, insanlığın



Gençlik ve Şiddet


GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN

İnsanlık tarihi boyunca şiddet, insanlığın gündeminden hiç eksik olmamıştır Kimi zaman problemlerin çözümü için şiddetten bir vasıta olarak yararlanma yoluna gidilirken, kimi zaman da toplumdan şiddeti söküp atmanın çareleri üzerinde durulmuştur Türk toplumu da, diğer tüm toplumlar gibi kendisini bazı tarihsel durum ve koşulların sonucunda, şiddet problemlerinin içinde bulmuş ve bu problemleri çözebilmek için çareler aramıştır Örneğin 1970-1980 yılları, toplumumuzun böyle bir şiddet karabasanına gömüldüğü ama bir biçimde bundan sıyrılmasını bildiği yıllar olarak toplumsal hafızamıza kaydedilmiştir


1970-1980 yılları arasında yaşanan ve kendini daha çok siyasi biçimlerde ifade eden şiddet, toplumun tüm kesimlerinde belirgin bir etki yapmış ama özellikle bir gençlik problemi olarak ortaya çıkmıştı Bu dönemde bir gençlik problemi olarak siyasi şiddet, ülkemizin çözmek zorunda olduğu problemler içinde, tartışmasız bir biçimde birinci sıraya yerleşmiş; başta yüksek ve orta öğrenim görenler olmak üzere, birçok gencimiz menfur olaylarda yaşamlarını yitirmişler veya çeşitli bedensel, ruhsal, toplumsal sorunlarla başetmek durumunda kalmışlardı 1970-1980 dönemi, gençliğin şiddetle ilgili problemlerinin, bazı durum ve koşullar bir araya geldiğinde, hangi noktalara varabileceğinin çok tipik bir örneğini göstermektedir Üstelik bu hal, yalnızca bizim ülkemize mahsus değildir Hangi ülkenin tarihine bakarsak bakalım, gençliğin şiddetle ilgili problemlerinin bazan çok ileri safhalara vardığını ve hatta 1968'li yıllarda olduğu gibi, dünya çapında bir boyuta ulaştığını gözlemleyebiliriz


1994-1995 öğrenim yılının özellikle ikinci yarısında, başta İstanbul metropol kentimizin liselerinde olmak üzere, orta öğrenim gençliğimizin şiddetle ilgili yeni tipte bir problemle karşı karşıya olduğuna dair, kamuoyumuzda haklı bir telaş ve kaygı ortaya çıkmıştır Bu olayların nedenleri tam olarak anlaşılamamış, fatura "kredili sistem"e kesilmiştir 1996-1997 öğrenim yılının başlangıcından itibaren bu kez genç yaş grubunda yaşanan şiddet olayları, yeniden üniversitelere "siyasi şiddet" kılığında girmiştir Tüm bunlar olup biterken kamuoyu ve yetkililer hep aynı bildik tavrı almakta, somut ve belirgin veriler sunan bilimsel araştırmalar yapılmaksızın, bir an evvel, aceleyle suçlular aranması yoluna gidilmektedir Her kişi, her toplumsal ve siyasi kesim, kendi tarz ve anlayışına göre, problemin bir yanına el atmakta, ortada bilimsel araştırma bulguları olmadığından, toplumumuzu çok derinden etkileyen bu sorunun nedenleri ve çözüm yolları hakında bir fikir birliği sağlanamamaktadır Hatta bazıları, gençliğimizden tümüyle umutlarını kesecek kadar ileri ölçülere varan değerlendirmeler yapmaktan çekinmemektedirler


Biz ise, çözümünde belki bir ışık olur umuduyla, bu çok önemli toplumsal soruna bilimsel olarak yaklaşmayı deneyeceğiz Öncelikle şiddet ve saldırganlık üzerinde durmalıyız


Genel olarak şiddet ve saldırganlık

Tüm soyut kavramlar gibi saldırganlık ve şiddet kavramlarının da tanımlanması, hem zor hem de çok kolaydır Zorluk ve kolaylık, bu kavramların sınırlarının kolaylıkla genişletilerek, içeriklerinin bulanıklaştırılabilmesinden gelmektedir Kavramlar konusunda özensiz bir tutum, işimizi zorlaştırmakla kalmayıp bir kavram kargaşasına yol açarak şiddeti, nedenlerini ve sonuçlarını net bir şekilde ele almamıza da engel olabilir Bu nedenle biz, saldırganlık ve şiddet derken bu kavramların bilinen ve çoğu bilimci tarafından paylaşılan tanımlarını kullanacağız Buna göre saldırganlık, "başka bir insana zarar vermeye, acı çektirmeye veya yaralamaya yönelik herhangi bir tür davranışa verilen ad"dır Şiddet de benzer anlamda kullanılan bir kavram olarak "güç kullanmak, baskı uygulamak, başka insanlara zarar vermeye ve yaralamaya dönük hareketler" anlamına gelmektedir


Şiddet, sadece birey ölçeğinde ele alındığında, bireyin artmış saldırganlık dürtüleri ile içsel kontrol düzenekleri arasındaki denge bozulduğunda gündeme gelir Bireyin saldırgan eğilimleri ve şiddet fantazileri olabilir, fakat bunlar kişi kontrolünü yitirmedikçe eyleme dönüşmezler; böylelikle bir şiddet problemi ortaya çıkmamış olur Organik veya sinirsel bozukluklar ile çevresel ortamdan gelen uyaranlar, saldırganlığı ortaya çıkaran dürtüleri şiddetlendirirken, beyindeki kimi kimyasal bozukluklar ve kişinin ruhsal dünyasının kolayca kırılabilme özelliği göstermesi, kontrol sistemini zayıflatır


Birçok araştırmacı, şiddet eylemlerini biçimleyen güçleri anlamaya ve bu yolla kimin şiddet gösterebileceğini öngörmeye çalışmışlardır Şiddeti öngörmekte kullanılan ve bu araştırmalarda elde edilen tek tek bireylere ait bulguların en bilinenleri şunlardır:


1) Yüksek düzeyde zarar verme niyeti,


2) Kurbanın varlığı,


3) Sık ve açık tehditlerde bulunma,


4) Somut plan yapma,


5) Şiddet araçlarına kolaylıkla ulaşabilme imkanı,


6) Kontrolü yitirmeye dair önceki yaşamından sağlanan bilgi,


7) Devamlı öfke, düşmanlık veya küskünlük duyguları,


8) Şiddeti seyretmekten hoşlanma,


9) Merhametsizlik,


10) Kendisini kurban olarak görme,


11) Otoriteye küsme,


12) Çocuklukta kötü muamele ve yoksunluk,


13) Evde sıcaklık şefkat ve ilgi azlığı,


14) Erken anababa kaybı,


15) Çocuklukta yangın çıkarma, yatak ıslatma ve hayvanlara zalim davranma,


16) Daha önceden şiddet eylemlerinde bulunmuş olma,


17) Dikkatsiz ve tedbirsiz araba kullanma


Şiddet davranışının sıklığı ve özellikleri

Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan istatistiklere göre 1992 yılında 1,932,274 adet şiddete yönelik suç işlenmiştir Bunlardan 109,062'si tecavüz, 23,760'ı cinayettir Şiddet suçları metropol bölgelerde kırlık kesimlere göre daha fazladır


Cinayetler en fazla birbirini tanıyan insanlar tarafından gerçekleştirilmektedir Cinayetlerin %50 den fazlası ateşli silahlarla yapılmıştır ABD'nde cinayet, 15-24 yaş arasında en sık ikinci ölüm nedenidir Zencilerde bu oran iki kat daha fazladır Cinayet oranı İngiltere, İsveç, Japonya ve Kanada gibi silah taşımanın daha sıkı kurallara bağlı olduğu ülkelerde daha düşüktür Cinayet, düşük sosyoekonomik grupta daha yaygındır ve daha çok erkekler tarafından gerçekleştirilir ABD'nde lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada erkeklerin %28'i , kız öğrencilerin ise %7'si bir önceki ay içinde fiziksel bir kavgaya karıştıklarını belirtmişlerdir Araştırmaya katılan gençlerin %35' i, yaşamları boyunca en az birkez tıbbi yardım gerektirecek denli yaralandıkları fiziksel bir kavga yaptıklarını belirtmişlerdir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.