04-22-2007
|
#1
|
Ergenekon
|
İntihar Üzerine bir Yazı
İntihar imgesi ve eylemi, hiçbir toplumda kabul görmemesine rağmen, bıraktığı etki bütün insanları içine alacak kadar geniş kapsamlıdır Özellikle sanatçıların tarihin belleğinden günümüze aktardıkları bu ürkütücü eylemleri, modern dünyada çok daha önemli bir soru(n) hâline gelmiştir Plânlı veya ani kararlarla hayatlarına son veren sanatçılar, bu noktada bizleri şu soruyla karşı karşıya bırakmışlardır: Hayatın güzelliğinden, her nefeste yenilenen tazeliğinden söz açan sanatçılar böyle bir eyleme neden girişirler?
İntihar olgusu ürkütücü olmasına rağmen, ciddî bir akrabalık bağıyla kurbanlarını belirlemekte Bu gizli akrabalığın barındığı zeminde ilerleyerek, yaşadıkları çağa damgasını vuran nice şair ve yazarın neden böyle bir son seçtiklerini biraz da olsa anlamak mümkün
“Şimdi, hepten benimsin ey ölümsüzlük” diyen Alman şair Heinrich Von Kleist (1777-1811), intihar olgusunu trajik yaşantısıyla bütünleştiren bir sanatçı Hastalığın ölüme sürüklediği sevgilisi Henriette Vogel, Kleist’ten onu öldürmesini ister Sanatçı bu teklifi kendi hayatı için de bir çıkış yolu olarak görür ve önce Henriette’yi daha sonra kendini vurur Dönüşü olmayan yola adım atan Kleıst, bu olay ile hayatının trajik akışına son noktayı koymuş olur Karısına bıraktığı mektupta “…yeryüzünde artık öğrenip edineceğim hiçbir şey kalmadığı için ölüyorum” der Kleist’in intihar ettiği yıl dünyaya gelen Avusturyalı yazar Stefan Zweig(1881-1942), Kleist’in biyografisini çarpıcı anekdotlarla kaleme aldığı eserinde, onun intiharı için “ölümsüz bir anıt” nitelemesinde bulunur Ne yazık ki Zweig da köşe bucak kaçtığı Gestapo korkusundan ve içine düştüğü derin ümitsizlikten kurtulamayarak eşi Lotte’yle birlikte yüksek dozda ilâç alarak intihar eder Kleist’in biyografisinde aynı zamanda kendi intiharını yazdığını, üzerine eğildiği hayatın kaderiyle benzeşeceğini kim bilebilirdi ki? “Her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor…”
|
|
|