kızılderiliden beyaz adama |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
kızılderiliden beyaz adamaKIZILDERİLİLER Onlar geleceği gördüler Bu yazı için bir girişe gerek yok Sadece okuyun ve sonra oturup düşünün İkinci Dünya Savaşı´nda yaşanan ve utanç olarak adına herşeyin yapıldığı soykırımın on kat fazlasını düşünün Doğa ile bu kadar bütünleşmiş evrensel bir saygı ve iletişimi düşünün Ve onların yok edilirlerken, geleceği nasıl gördüklerini düşünün İşte size gerçek uygarlığın göstergeleri "Toprak için Manifesto" Washington´daki Büyük Şef denen Beyaz Şef, bize selamlarını, dostluğunu ve iyi dileklerini yolluyor Bu onun tarzı ve biz onun dostluğumuza çok az ihtiyacı olduğunu biliyoruz Onun halkı pek çok, sonsuz bozkırı örten otlar kadar çoklar Benim halkım çok az, fırtınanın süpürdüğü ovaya dağılmış ağaçlara benziyorlar Büyük ve iyi Beyaz Şef bana sözlerini yollamış, topraklarımızı satın olmak istiyor ve bizim rahat yaşamamıza izin vereceğini söylüyor Vatanımızı satın almak için yaptığınız teklifi düşüneceğiz "Bizler bu dünyanın bir parçasıyız" Beyaz adamın toprağımızı satın almayı bize sorması ne demek? Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz Birisi nasıl olur da havayı, toprağın sıcaklığını satmaya veya satın almaya çalışır? Bunu hayal etmekte güçlük çekiyoruz Eğer, tatlı havanın ve fokurdayan suların sahibi biz değilsek, bunları bizden nasıl satın alabileceksiniz? Her çam ağacı güneş altında parlıyor, her kumsal ışıldıyor, karanlık ormanlarda sisler asılı, her boşluk, her sinek kuşu halkımın hafızasında ve düşüncelerinde kutsaldır Kızıl adamın hafızasında ağaçların özsuları yükseliyor Bizler dünyanın bir parçasıyız ve dünya bizim bir parçamız Güzel kokulu çiçekler bizim kızkardeşlerimiz, geyikler, atlar ve büyük kartal erkek kardeşlerimiz Irmaklardaki köpüklü dalgalar, çayır çiçeklerinin öz suları, atların ve insanların teri birdir, bütündür ve aynı ırktır yani bizim ırkımızdır Böylece, Washington´daki Büyük Şef topraklarımızı satın almak için bize sözler yolladığında, bize büyük bir anlaşmanın sorulduğunu anlıyoruz Ne oluyor bu dünyaya? Beyaz adamın bizim yaşam yolumuzu anlamadığını biliyoruz Ona göre bir parça toprak, ötekinden farksızdır O, gece gelen ve ihtiyacı olduğu toprağı alan bir yabancı gibi; toprak onun kardeşi değil, aksine düşmanı, onu fethediyor ve üzerinde hareket ediyor Toprağa hiç aldırmıyor, atalarının mezarlarını ve çocuklarının mirasını unutuyor Annesi olan toprağa ve kardeşi olan göğe, ticari bir eşya gibi davranıyor Acıkınca toprağı yeyip, çıplak bırakıyor ve ardında bir çöl bırakıyor Anlayamıyorum; bizim yolumuz sizinkinden farklı Eğer toprağımızı satacaksak, havanın da bizim için değerli olduğunu bilmelisiniz O hava, yaşamımız sürdükçe, soluklarımızdan geçecek Büyükbabamın rüzgarla bana verdiği ilk solukla beraber, onun son iç çekişini de aldım Ve rüzgar yaşamı çocuklarımıza getiriyor, bütün herşey hep beraberdir, bir bütündür ve birbiriyle ilişkilidir Ne oluyor dünyaya ve onun çocuklarına? İnsanoğlu, yaşamın ağlarını dokumadı, sadece bir iplikle bağlı Ağa yaptığı şeyi, kendisine de yapıyor Sizin halkınız, kayalardan aşağıya dökülen bir çağlayandan oluşan nehrin toprakları sular altında bırakması gibi, kısa zamanda seller gibi akacak Bu kader kızıl adamın sırrıdır Kabileler uzun zaman sonra yas dolu anılar olacaklar Eğer beyaz adamın rüyalarını, umutlarını ve uzun kış gecelerinde çocuklarına anlattığı beklentileri ve kalbine oyduğu hayalleri bilirsek, belki sizi anlayabiliriz Çünkü onlar geleceğe bu şekilde bakacaklar Ötelerdeki gök konuşulamayan yüzyıllardan beri gözyaşlarını acıyarak halkım için döküyor, bizim onu değişimsiz ve ebedi sanmamıza karşın değişebiliyor Bugün iyi gün değil, yarın belki ufukta bulutlar olacak, sözlerim yıldızlar gibi ve asla değişmeyecek Her ne kadar Şef Seattle, Washington´daki Büyük Şef´e güvense de, o güneşin veya mevsimlerin dönüşü gibi davranacak Bir zaman gelecek ve o zaman halkım, rüzgarın denizi buruşturarak, deniz kabuklarıyla zemini kapladığı gibi örtülecek Uzun zaman geçtikten sonra şimdiki kabilelerin büyüklüğü, yas dolu anılar olacaklar Halkımın anılardaki deneyimleri, tümüyle kutsal olacak Bizler aynı aileye aitiz Yaşamın sonu, kurtulanların başlangıcı Irmaklar bizim kardeşimiz, susuzluğumuzu gideriyorlar, kanolarımızı taşıyorlar ve çocuklarımızı besliyorlar, siz de ırmaklara kardeşiniz gibi davranmalı ve şefkatli davranmalısınız Buffaloların tümü öldürüldüğünde, tüm vahşi atlar ehlileştirildiğinde, koyu ormanların sır dolu köşelerine insan kokusu dolduğunda ve olgun tepeler konuşan tellerle kirlendiğinde çalılar ne olacak? Yok olacaklar Kartal nereye gidecek? Yok olacak Ve avlanmaya nasıl veda edilecek? Bunlar yaşamın sonu ve kurtulanların başlangıcı olacaklar Son kızıl adam vahşetle yok olduğunda ve bozkırı geçen bir bulutun gölgesi gibi sadece bir anı olduğunda, orada halkımdan geriye kalan bir ruh olacak mı? Sizler çok uzaklardasınız Ne bu zamansız çürümenin ve bozulmanın üzerinde duracağım, ne de acele eden solgun yüzlü kardeşlerimi ayıplayacağım, ancak kendimizi biraz sorumlu kılabilirim Aramızdaki uyum çok az Atalarımızın kutsal külleri ve istirahat ettikleri yerler bize topraktaki boşlukları anımsatıyor Siz atalarınızın mezarlarından ve göründüğü kadarıyla pişmanlıktan çok uzaklardasınız Doğal yapınız ve sevginiz ölü, kısa zamanda mezarlara girecekler ve yıldızların ötesine kadar uzaklaşacaklar Ölülerimiz, asla kendilerine verilen güzel dünyayı unutmadılar Yeşil vadileri, mırıldanarak akan ırmakları, büyülü dağları, yeşil çizgili gölleri ve körfezleri hala seviyorlar ve mutlu bir avdan sonra yalnız bir kalbi okşamak için dönüyorlar ziyaret ediyorlar, birleştiriyorlar ve onlara rahatlık veriyorlar Beyaz adamın sonu gelecektir Gece ve gündüz beraber olamaz Kızıl adam, beyaz adamın her görünüşünde sabah sisinin gündoğumundan önce yaptığı gibi daima aldanacak Birkaç ay daha, birkaç kış daha ve sonra düşen büyüleyici ev sahiplerinin hiçbirisi kalmayacak; onlar bu geniş toprakların üzerindeki mutlu evlerinde yaşadılar ve Büyük Ruh tarafından korundular; geriye sadece mezarların üzerinde bir toplumun yası kalacak Onlar, bir zamanlar sizlerden daha güçlü ve umutluydular Fakat halkımın zamansız kaderi için niçin yas tutmalıyım? Kabileler, kabileleri izlerler, uluslar, ulusları, dalgaların peşpeşe gelişi gibi gelirler Bu doğanın yapısıdır, üzülmek ve acımak gereksizdir Sizin çürüme zamanınız uzak olabilir fakat doğal olarak beyaz adamın bile sonu gelecektir Kimin tanrısı, onunla dost gibi, dostça yürüdü ve konuştu ki? Bütünün kaderi örneklenemez ve bilinemez Bunlardan sonra kardeş olabiliriz, göreceğiz Her yer kutsanmıştır Teklifinizi uzun uzun düşüneceğiz ve zamanı geldiğinde siz bileceksiniz Fakat kabul edersek, ben buradayım ve şimdi bir koşulum var Bir ayrıcalık olmamak kaydıyla ve rahatsız etmeden gerektiğinde atalarımızın, dostlarımızın ve çocuklarımızın mezarlarını ziyaret edeceğiz Her tepenin eteği, her vadi, her ova ve koru yitirilmiş bazı mutlu veya mutsuz olaylar tarafından kutsanmıştır Hatta sessiz sahil boyunca anılarla heyecanlanan, halkımın yaşamlarındaki olaylarla güneşin altında harekete geçerek kabaran dilsiz ve ölü görünen kayalar dahi bizimle bağlantılıdır ve tozların üzerinde şimdi sen duruyorsun, daha sevecen olabiliriz onların ayak izlerinde sizinkilerin de var çünkü atalarımızın görkemli tozları çıplak ayaklarımızın ve sevimli temasımızın farkındalar Cesaretimizi terk ettik, düşkün annelerimiz, memnunluğumuz, kalbi mutlu bakirelerimiz ve hatta küçük çocuklarımız burada yaşadılar ve kısa bir zaman için sevindiler, bu yalnızlığı hala seviyorlar, olaylar gelip giderken eski ruhların gölgeleri büyüyorlar Sen kendi cöplüğünün içinde boğulacaksın Son kızıl adam öldüğünde ve kabilemin anısı beyaz adamın arasında bir mit olduğunda, bu kıyılarda kabilemin görülmeyen ölüleri toplanacaklar ve sizin çocuklarınızın çocukları kendilerini kırlarda, ambarlarda, dükkanlarda, yollarda veya patikasız ormanların sessizliğinde yalnız sanacaklar ama onlar yalnız olmayacaklar Tüm dünyada yalnızlığa adanmış bir yer olmayacak Gecelerde, köylerinizin, şehirlerinizin caddelerinde, sessizlik olacak ve siz kendinizi çölde sanacaksınız ama bir zamanlar bu ülkenin ev sahipleri olanlar, buraları dolduracaklar ve bu güzel toprakları hala sevecekler Beyaz adam asla yalnız olmayacak Yatağını kirletmeye devam edecek ve sen bir gece kendi çöplüğünün içinde boğulacaksın Bizim bu toprakların bir parçası olmamız gibi sen de bu toprakların bir parçasısın Bu dünya bizim için çok değerli, senin için de değerli olmalı Sadece halkıma merhametli ol, ölüler güçsüz değildirler Ölüm mü dedim? Ölüm yoktur Sadece dünyaların değişimi vardır Şef Seattle´ın ABD Başkanı Pierce´e yazdığı mektuptan (1854) Öğreti • Yaşarken ölüm korkusunun kalbine girmesine asla izin verme • İnancının karşısında, keder bir hiçtir • Başkalarının görüşlerine saygı göster ki, onların da sana saygı göstermesini isteyebilesin • Yaşamı sev; eksiksiz yaşa, yaşamındaki tüm şeyler güzel olsun • Yaşamını uzun yaşamak için gerekeni yap ve başkalarına da aynı amaç için yardımcı ol • Büyük ayrılış günü bir gün geldiğinde, soylu bir ölüm şarkısı hazırla • Bir dostla karşılaştığında veya uzaktan gördüğünde hatta yalnız bir yerde bir yabancı önüne çıktığında bir söz söyle veya muhakkak selam ver • Tüm insanlara saygı duy ama asla yaltaklanma • Sabah güneş doğduğunda, ışık için, yaşamın ve sağlığın için, şükret • Bulduğun besinler ve yaşam sevincin için şükret • Şükredecek bir neden bulamıyorsan, içindeki kusuru ara • Asla zehirli ateş suyuna (İçki) dokunma, o seni bilgelikten aptala çevirir ve görüşünün ruhunu çalar • Ölüm zamanı geldiğinde, kalbin ölüm korkusuyla dolmasın; böyle olanlar zamanları geldiğinde birazcık daha yaşamak için ağlayıp, dua ettiler ve bu yüzden farklı bir yaşamı yaşadılar • Kendi ölüm şarkını söyle ve bir kahramanın eve dönüşü gibi öl • Dünyaya bağlan ve orada saygıyla yaşa • Daima Büyük Ruh´a yakın ol • Seni izleyenlere daima saygılı davran • Daima tüm insanlığın hayrına çalış • Gereken her yerde yardımcı ve şefkatli ol • Doğru olmak için ne yapacağını bil • Düşüncelerine ve bedenine iyi bak • Emeğini en iyi amaca yönelt • Daima inançlı ve dürüst ol • Yaptıklarının tümünden sorumlu ol Şef Tecumseh/Nez Perce Kabilesi ___________________________________________ Bir dua, • Oh, Büyük Ruh! • Rüzgarlarla kimin sesini işitiyorum ve kim tüm dünyaya yaşam soluğunu veriyor? Beni işit Ben, küçük ve zayıfım, senin gücüne bilgeliğine ihtiyacım var • İzin ver güzelliklerde yürüyeyim; gözlerim kızıl ve mor günbatımını görsün • Bana el ver ki, senin yarattıklarını tutup saygı duyayım, kulaklarımı keskin kıl ki, sesini işiteyim • Beni bilge kıl ki, halkım için ne düşündüğünü anlayabileyim • Her yaprak ve kayada saklı olanı öğrenmem için gerekli dersleri öğret • Güce ihtiyacım var ama bir kardeşimden fazla değil; güç bana en büyük düşmanım olan kendimle savaşmak için gerekli • Sana temiz ellerle ve dürüst gözlerle gelmem için beni daima hazır kıl • Yaşam bir günbatımı gibi solarken, ruhum sana utançsız gelsin Şef Yellow Lark, Lakota Kabilesi ____________________________________________ Beyaz adama cevap: Belki seni Yaratıcı´nın seni buraya bizi düzenlemek için gönderdiğini sanıyorsun Eğer ben senin Yaratıcı tarafından düşündüğünü düşünseydim, seni teşvik ederdim Ancak o zaman beni düzenlemeye hakkın olurdu Beni anlamıyorsun fakat iş bu ülkedeki etkime gelince kendince beni anlıyorsun Ben asla bu ülkenin benim olduğunu ve bunun için seçildiğimi söylemedim Bizi yönlendirmeye hakkı olan birisi yaptı ve bunu yapan bizi Yaratan güç olmalı Benim iddiam benim toprağımda yaşama hakkımdır Şef Joseph, Nez Perce Kabilesi |
|