Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayatı, kaşgarlı, mahmudun

Kaşgarlı Mahmudun Hayatı

Eski 06-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kaşgarlı Mahmudun Hayatı



Ünlü türk büyüğü kaşgarlı mahmut u yeteri kadar tanıyormuyuz?



Kaşgarlı Mahmud’un hayatı hakkındaki bilgilerimiz eserinin önsözünde belirttiklerinden öteye geçemiyor Babası ve dedesi Barsganlı olmasına rağmen Mahmud Kaşgar’da doğmuştur Babasının buraya daha sonraları göç ettiği anlaşılıyor
Onun ne zaman doğup, ne zaman öldüğü ise kesin olarak belli değildir Bununla beraber bazı varsayımlar yaparak; mesela eserin yazılış ve halifeye sunuluş tarihini esas alarak (464-466/1072-1074) onun 11 yüzyılın birinci yarısında dünyaya gelip, ikinci yarısında vefat ettiğini söyleyebiliriz Ama bu bir varsayım olmaktan öteye geçemez

Eserinin önsözünde belirttiğine göre adının Mahmud, babasının adının Hüseyin, dedesinin adının ise Mehmed olduğunu anlıyoruzYine eserinde belirttiğine göre soylu bir aileden gelmekte, iyi silah kullanmakta ve dilin gramerini iyi bilmektedir
Sözlerinden öyle anlaşılıyor ki, eserini yazmak için iyi bir hazırlık devresi geçirmiş ondan sonra eserini yazmaya başlamıştır
Onun böyle bir eser yazdığına bakılırsa; iyi bir eğitim aldığı, Arapça’yı ve Türkçe’yi en ince detaylarına kadar -bir sözlük yazabilecek kadar- bildiği söylenebilir
Kaşgarlı Mahmud’un ne zaman ve nerede öldüğü kesin olarak bilinmemektedir
ESERLERİ
Kaşgarlının günümüze kadar ulaşan eserinin adı Divânü Lügâti’t-Türk’tür O, bir eseri daha olduğunu divanında söylemekle beraber bu eser henüz bulunamamıştır Bulunamayan bu eserin adı Kitâbı Cevâhir el-Nahvi fî Lügâti’t-Türk’tür Kaşgarlı Divânü Lügâti’t-Türk’ü yazış amacını eserinin önsözünde şöyle belirtiyor: “Türk dili ile Arap dilinin at başı beraber yürüdükleri bilinsin diye…” yani o eserini yabancılara, özellikle de Araplar’a Türkçe’nin üstün bir dil olduğunu ve diğer dillerle yarışabilecek seviyede olduğunu belirtmek için yazmıştır
Eserini yazmak için Türklerin bir çok şehrini gezmiş, dolaşmış ve birçok not aldıktan sonra eserini yazmaya koyulmuştur İyi bir hazırlanma ve çalışma neticesinde ortaya çıkan bu eser bize XI yüzyıldaki Türklerin tarihi, coğrafyası, kültürü, folkloru, yaşayışı, edebiyatı, belli başlı yerleri, belli başlı kişileri, günlük hayatta sık sık kullanılan kelimeleri vb birçok özelliğini yansıtmaktadır
Bu yönüyle eser, Türk tarihinde bir “hazine” sayılmaktadır Yazar, yukarıda saydığımız özellikleri lügatine seçmiş olduğu kelimeleri örneklerken kullanmıştır ve bunda da çok başarılı olmuştur Normalde eser bir sözlük olmasına rağmen seçtiği örneklere baktığımızda gerek savlar (atasözleri), sagular (ağıt), beyitler, çeşitli şiir parçaları, deyimler ve gerekse de çeşitli yer adlarına ve kişi adlarına rastlamaktayız
Bizim konumuz divanda geçen savlar, halk edebiyatı unsurları, beyitler ve çeşitli şiirlerdir Kaşgarlı lügatine almış olduğu sözcükleri açıkladıktan sonra onları daha anlaşılır kılabilmek için sözcükleri cümle içerisinde örnekleme yoluna gitmiştir Bu yola başvurduğunda ise örnek olarak da sıradan cümleler değil, o zaman halk arasında kullanılmakta olan savlar (atasözü), sagular (ağıt), destanlar, beyitler, dörtlükler, koşuklar, deyimler veya çeşitli edebî cümleleri almıştır Bu yolla sözcüklerin daha kolay anlaşılmasını ve aynı zamanda akılda daha çok kalmasını sağlamıştır
SONUÇ
Elimizdeki bu eser yabancılara özellikle de Araplar’a Türkçeyi öğretmek için yazılmıştır Kimi dilcilerimize göre de bu eser şuurlu bir milliyetçi olan ve Türk dilinin zenginliğini bilen Kaşgarlı’nın onun bu özelliğini başkalarına da anlatmak istemesidir
Her ne amaçla yazılmış olursa olsun bu eser Türk dil ve kültür tarihimizin bir “hazinesi” konumundadır Görünüşte bir gramer kitabı olan Divânü Lügâti’t-Türk içerik olarak çok zengindir Divanda o zamanki Türk dünyasının dili, kültürü, folkloru, tarihi, coğrafyası, vb özelliklerin verilmiş olması onu daha da önemli kılmaktadır
Eseri asıl önemli kılan da budur zaten Bu eser aynı zamanda Türk dilinin ilk Türkçe sözlüğü olmasıyla da önemlidir Eserin tanıtımı daha iyi yapılmalı ilköğretimde, ortaöğretimde ve yükseköğretimde öğrencilerin kapasitelerine göre yavaş yavaş verilmeli, bu kültür hazinemiz herkese öğretilmelidir
Yukarıda belirttiğimiz türleri örneklendirerek konumuzu sonlandırmak istiyoruz Eserde geçen sav, sagu, koşuk, destan parçalarından ve deyimlerden bazıları şunlardır
Her dörtlüğün altında kalın yazılarla türkçesi verilmiştir
SAGU (Alp Er Tonga Mersiyesi)
Alp Er Tonga öldi mü
Issız ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Yiğit Er Tonga öldü mü?
Fâni dünya kaldı mı?
Zaman öcünü aldı mı?
Şimdi yürek yırtılır
Uluşıp eren börleyü
Yırtın yaka ırlayu
Sıkrıp üni yurlayı
Sığtap közi örtilür
Erenler tıpkı kurt gibi uluşuyorlar
Yaka yırtarcasına bağrışıyorlar
Seslerinin tüm kuvvetleriyle haykırarak
Gözleri örtülünceye kadar ağlıyorlar
Bardı közüm yarukı
Aldı özüm konukı
Kandı erinç kanıkı
Emdi udın udgarur
Gözümün feri söndü
Onunla birlikte ruhum da gitti
Şimdi o kim bilsin nerelerdedir
Şimdi o, uykudan uyandırıyor
DESTAN (Uygurlara Karşı Bir Savaş destanından)
Kemi içre olturup
Ila suvın keçtimiz
Uygur tapa başlanup
Mınglak ilin açtımız
Gemi içerisinde oturarak
Ila suyunu geçtik
Uygurlara karşı durmakla
Mınglak ilini fethettik
Ağdı kızıl bayrak
Toğdı kara toprak
Yetişü kelip oğrak
Tokışıp anın geçtimiz
Kızıl bayrak yükseldi
Kara toprak canlandı
Oğrak binicileri de yetişip
Savaşa tutuşarak geciktik
KOŞUK
Keldü esin esneyü
Kadka tükel osnayu
Kirdi bodun kasnayu
Kar bulut kükreşür
Kara buz kamu erüşdi
Taglar suvı akışdı
Kökşin bulıt örüşdi
Kayguk bolıp ögrişür
Tümen çiçek tizildi
Bükünden ol yazıldı
Üküş atıp özeldi
Yirde kopa adrışur
Günümüz Türkçesiyle:
Rüzgar eserek geldi
Kar tipisine benziyordu
Halk titreyerek (evlere)girdi
Kara bulutlar gürlüyor
Karlar ve buzlar hep eridi
Dağların suyu (seller halinde) aktı
Mavimtırak bulutlar belirdi
(Bunlar, deniz üstündeki) kayıklar gibi (Havada sallanıp duruyor)
SAVLAR
1 Aç ne yimes, tok ne times
2 Alın arslan tutar, küçin sıçgan tutmas
3 Bir karga birle kış kelmes
4 Böri koşnısın yimes
5 Ermegüke bulıt yük bolır
6 Efdeki buzagı öküz bolmas
7 İt ısırmaz, at tepmes time
8 Tag taga kavuşmas, kiş kişike kavuşur
9 Yılan kendi egrisin bilmes, tefi boynın eğri tir
10 Kanıg kan bile yumas

Günümüz Türkçesiyle:
1 Aç ne yemez, tok ne demez
2 Al (Hile) ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
3 Bir karga ile kış gelmez
4 Kurt komşusunu yemez
5 Tembele bulut yük olur
6 Evdeki buzağı öküz olmaz
7 İt ısırmaz, at tepmez deme
8 Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur
9 Yılan kendi eğrisini bilmez, deve boynun eğri der
10 Kanı kanla yıkamazlar






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.