Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, muhammed, sav

Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında



HZ MUHAMMED (SAS)


Hz Muhammed (sas) Mekke'de doğdu 40 yaşında Peygamber oldu 23 yıllık Peygamberlik hayâtının 13 yılı Mekke'de, 10 yılı da Medine'de geçti Medine'de 63 yaşında vefât etti Bu sebeple:

Hz Muhammed (sas) 'in hayâtı (571-632):

a) Peygamberliğinden Önceki Hayâtı (571-610),

b) Peygamberlik Devri (610-632) olmak üzere iki kısma ayrılır

Peygamberlik devri de:

a) Mekke devri (510-622)

b) Medine devri (622-632)

olarak iki döneme ayrılır

Bu sebeple Siyer ve İslâm Târihi ile ilgili kitaplarda, Rasûlullah (sas)'in hayâtı, "Peygamberlikten (Bi'setten) öncesi" ve "Peygamberlik devri" diye iki devreye ayrılarak incelenmiştir Peygamberlikten önceki hayatını da:

1- Çocukluk devresi (8 yaşına kadar olan süre),

2- Gençlik çağı (8-25 yaşına kadar olan devre),

3- Evlilik dönemi (25-40 yaşı arasındaki devre) olmak üzere genellikle üç bölüme ayırmışlardır

Peygamber olduktan sonra, "Mekke Devri"nde geçen olayları incelerken, târihbaşı olarak, Peygamberliğin (Nübüvvetin) l 2 veya 5 inci yılı gibi, Nübüvvetin başlangıcını; "Medine devri" olaylarında ise,-Hicretin, 1, 2 veya 3 üncü yılı şeklinde Rasûl–i Ekrem (sas)'in Hicret olayını esâs almışlardır

Bu kitapta da aynı usûle uyulacaktır


İSLÂMİYETTEN ÖNCE ARABİSTAN


1— ARABLARIN DURUMU


Peygamberimiz Hz Muhammed (sas) Arap yarımadasının Hicaz bölgesinde, Mekke şehrinde doğdu O'nun hayâtını ve insanlık târihinde yaptığı büyük inkılâbı kavrayabilmek için, yaşadığı asırda Arabistan'ın genel durumunun ve Arapların yaşayışlarının, ana hatları ile de olsa, bilinmesinde fayda vardır

İslâmiyet'ten önce Araplar, henüz millet hâline gelemedikleri için; kabîleler hâlinde yaşıyorlardı Her kabîle, diğerlerinden ayrı bir devlet gibiydi Kabîle başkanına "Şeyh" deniyordu Hicaz ve Yemen bölgelerinde bazı şehirler kurulmuşsa da, genellikle çöllerde çadır ve göçebe hayâtı geçiriyorlardı Hicaz bölgesinde üç önemli şehir, Mekke, Yesrib (Medine) ve Tâif'ti Mekke'de Kureyş Kabîlesi, Tâifte Sakîf Kabîlesi, Yesrib (Medine) de Evs ve Hazreç adlı Arap kabîleleri ile Kaynukaoğulları, Nadîroğulları ve Kurayzaoğulları olmak üzere üç yahûdi kabîlesi bulunuyordu Diğer kabîleler genellikle göçebe idiler

Kabîleler arasında kan davası ve sınır anlaşmazlıkları gibi sebepler yüzünden savaş eksik olmazdı Yalnızca yılın dört ayında (Muharrem, Recep, Zilka'de ve Zilhicce aylarında) harbetmezlerdi Bu aylara "eşhür-i hurum"(1) (savaşılması, kan dökülmesi haram olan hürmetli aylar) denir Bu esnâda, bütün kabîleler güvenlik içinde seyâhat edebildikleri için, genellikle büyük panayırlar bu aylarda kurulurdu Mekke'nin hâkimi, Kâbe ve civârındaki putların koruyucusu oldukları için Kureyş kabîlesi, diğer bütün kabîlelerden saygı görürdü Bu sebeple Kureyşliler, senenin her mevsiminde diledikleri yere seyâhat edebiliyorlardı(2)

Hicaz bölgesindeki panayırların en önemlileri, Mekke civârında kurulmakta olan Ukaz, Mecenne ve Zülmecaz panayırlarıydı Bu panayırlara ülkenin dört bir yanından akın akın gelenler arasında satıcılar, iffetsiz kadınlar, şâirler, hatipler, kâhinler ve çeşitli dinlere mensup kimseler de bulunuyordu Tâif'le Nahle arasında kurulmakta olan Ukaz panayırında, şiir yarışmaları yapılır; beğenilip derece alan şiirler, Kâbe'nin duvarlarına asılırdı Bu şekilde Kâbe duvarında asılmış olan yedi ünlü kasideye "el-Muallekatü's-seb'a" (Yedi Askı) denilmiştir

Müslümanlıktan önce, Arapların çoğunluğu putperestti Yapmış oldukları bir takım heykellere ilâh diye tapıyorlardı En önemli putlar, Hubel, Lât, Menât, Uzzâ, Vedd, Suva', Yeğûs, Yeûk ve Nesr adlarını taşıyanlardı Mekke'de Kâbe ve civârına 360 kadar put yerleştirilmişti Her kâbîlenin ayrı bir putu, her putun özel bir ziyâret günü vardı Böylece yılın her gününde putlarını ziyârete gelenlerle dolup taşan Mekke, bir ticâret merkezi olduğu kadar, putperestliğin de merkezi hâline gelmiş bulunuyordu

Arabistan'da putperestlerden başka, Mûsevî, Hıristiyan, Mecusî (ateşe tapan) ve Sâbiî dinlerine mensup kimseler de vardı Bunlardan başka, çok az sayıda, Hz İbrahim'in tebliğinden o devre ulaşan dinî esasları benimsemiş tek Tanrı inancında olan "Hanîf"ler vardı Nevfel oğlu Varaka, Cahş oğlu Abdullah, Huveyris oğlu Osman ve Sâide oğlu Kuss bunlardandı

İslâmiyetten önce Arap Yarımadasının kuzeyinde (Sûriye'de) "Nebtî", güneyinde (Yemen'de) "Himyerî", Irak'ta ise "Süryânî" yazıları kullanılıyordu Hicaz Arapları Sûriye ve Irak'a ticâret için yaptıkları seyâhatlarda Arapça'yı Nebtî ve Süryânî yazıları ile yazmayı öğrendiler Daha sonraki asırlarda, Nebtî yazısından "Nesih"; Süryânî yazısından da "Kûfî" denilen yazı sitilleri doğmuştur Ancak, Araplar arasında okuyup yazma bilenlerin sayısı son derece azdı Cömertlik, konukseverlik, sözde durma, düşmanları bile olsa kendilerine sığınanları himâye, cesâret gibi bazı iyi hasletleri yanında, soygunculuk, faizcilik, zenginleri üstün, fakirleri hor görme, içki ve kumar düşkünlüğü, kabilecilik gayreti ile kan dökme gibi son derece çirkin âdetleri de vardı Hele köle ve kadınlara insan değeri vermezlerdi Kadınlar, ölen kocasından, babasından ve diğer yakınlarından mirâs alamadıkları gibi, kendileri mirâs malları arasında, mirâscılara kalırdı Erkekler istedikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi Fuhuş âdeta meslek hâline gelmişti Bu yüzden bazı kimseler kız çocuklarını diri diri kumlara gömecek derecede vahşet göstermişlerdi(3)

İslâmiyetin doğuşu sırasında yalnız Araplar ve Arabistan değil, bütün dünya, zulüm, sefâhet ve cehâletin karanlığı içindeydi Maddî ve rûhî sıkıntılar içinde bunalmış olan insanlık, bir mürşit, bir kurtarıcı beklemekteydi

Kur'ân-ı Kerîm "Câhiliyet Devri" denilen bu karanlık dönemi, "İnsanların kendi elleriyle işledikleri kötülükler yüzünden, fesat (her tarafı kapladı) karada ve denizde yayıldı"(4) ifâdesiyle en vecîz bir şekilde anlatmaktadır



--------------------------------------------------------------------------------


(1) "Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah' a göre ayların sayısı onikidir Bunlardan dördü hürmetli aylardır (et-Tevbe Sûresi,36)

(2) "Kureyş kabîlesinin yaz ve kış yolculuklarında uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır Öyleyse, kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren şu Beyt'in (Kâbe'nin ) Rabbine kulluk etsinler" (Kureyş Sûresi, 1-4)

(3) Bkz Sünenü'd-Dârimî, 1/3, Beyrut, ts

"Aralarında birine bir kızı olduğu müjdelendiği zaman, içi gamla dolarak yüzü simsiyah kesilir Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır Şimdi onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hüküm veriyorlar" (en-Nahl Sûresi, 58-59 Ayrıca bkz ez-Zuhruf Sûresi, 17; et-Tekvîr Sûresi,8-9)

(4) Bkz er-Rum Sûresi, 41



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.