Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atçalı, kel, mehmet

Atçalı Kel Mehmet

Eski 04-18-2007   #1
Ergenekon
Varsayılan

Atçalı Kel Mehmet



EFELER
Atçalı Kel Mehmet Efe

Aydın ile Nazilli arasındaki Atça kasabasında bugün Atçalı'nın anısına bir "Atçalı Kel Memet" heykeli bulunmaktadır Heykelin kaidesinde, su elin, çeşme elin, tekne Atçalı Kel'in yazmaktadır
Aydın İsyanı

1829'da Kuyucak'ta başlayan Kel Memet'in önderliğindeki Aydın ayaklanması bir halk ihtilali özelliklerini taşır görünmektedir Osmanlı İmparatorluğu'nun girdiği savaşların vergi yükünden bunalan halka bu vergiyi kaldırdığını ilan etmiş, mültezimlerin, voyvodaların ve zabitlerin halktan keyfi olarak topladıkları vergileri kaldırmıştır Bunlarla da yetinmeyerek, ' vali-i vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Memet ' şeklinde imzaladığı fermanlarda hükümetten serbest ticaret ve tarımın korunmasını, kanunların değiştirilmesini, daha eşit kanunlar yapılmasını ve askerliğin yeni esaslara bağlanmasını istemiştir Aydınlıların yanısıra, Kütahya, Manisa, Burdur ve Denizli 'nin bazı kazaları, onun ileri sürdüğü fikirleri sevinçle karşılamış, ona kapılarını açmış ve kendilerine efendi yapmışlardır İlk ayaklanmasında Aydın mütesellimi ve yanındaki adamlarıyla girdiği çatışmalar hariç, diğer kasabalarının hiç birisinde ona karşı silah atılmamıştır Aksine, adamlarıyla birlikte bu kasabalara birer kurtarıcı gibi girmiştir İdaresi altında bulunan yerlerde halkının malına, canına ve ırzına saygı gösterdi Seyahat hürriyetine engel olmamıştır Zulmü ve adaletsizliği ortadan kaldırmak, yeni bir düzen kurmak için çalışmıştır
Savunduğu fikirlerin II Mahmut 'un reformları ve sonrasındaki Tanzimat ilanı ile paralellikler arzettiği ileri sürülebilir Öte yandan, Aydın İhtilali döneminin, Osmanlı İmparatorluğu'nun pek çok bölgesinde bir önder etrafında toplanarak yerel idareleşmeye (veya derebeylik kurmaya) yönelen hareketlerle eşzamanlı olduğu unutulmamalıdır Boyut ve tarzları farklılıklar göstermekle birlikte, Manisa'da Karaosmanoğulları, Çukurova 'da Ramazanoğulları, Yanya 'da Tepedelenli Ali Paşa]], Tuna boyunda Pazvantoğlu, hatta Mısır 'da Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanları aynı dönemin hadiseleridir Osmanlı Devleti, uğradığı kayıplara rağmen, bunların hepsini aşmıştır

Molla Ahmet Efe

Git ve: kullan, ara
Aslen Babadağ'lıdır Genç, yiğit, yakışıklı bir delikanlıdır Serde erkeklik var ya!Ailesine küser tutar gurbetin yolunu Gelir Şuhut ilçesine Güçlülüğü ve cesaretinden ötürü delikanlılar arasında kendini hemen sevdirir Efeler alayının başı olurSesinin güzelliğinden dolayıda müezzinlik yapar ara sıraBu yüzdende kendisine Molla lakap'ını takarlar Molla Ahmet aynı zamanda kasabada kahvecidir Kasabanın zenginlerinden birinin kızı bu özellikleri bulunan Molla Ahmed'e tutulur Molla Ahmed'de bu kızı sever
Anadolu'da böyle zengin ve güzel kızların gönlüne girmek için delikanlılar arasında rekabet bir görenektir "Macar" lakaplı namert de kıza tutkundur Arkadaşlarıyla birlikte Molla Ahmet'i bir kır alemine davet ederler Mola Ahmet iyi yüreklidir, arkadaşlarının namert çıkacaklarına hiç ihtimal vermez Kısa bir eğlenceden sonra ansızın Ahmet'i kıskıvrak bağlarlar Hiç acımasız elini, kolunu , bacağını parça parça edip sazlığın oraya bırakır uzaklaşırlar
Yakın köylerin köpekleri ağızlarında et parçalarıyla dolaştıklarında köylüler Molla Ahmet'i çoraplarından tanırlar Suçlular yakalanır adalete teslim edilirler Olay halk içinde nefretle anılır Olay, türküde bütün inceliğiyle dile getirilmiştir

Çakırcalı Mehmet Efe, 1871'de İzmir'in Ödemiş ilçesi'ne bağlı Türkönü Köyü'nde doğmuş Ege efelik kültürünün en ünlü simalarından biridir
Ege Bölgesi'nde efe kültürü (efelenmeler) 17 yüzyıla dayanır Osmanlı İmparatorluğu'nun yapısında meydana gelen askeri ve sosyal değişikliklerin süvari ve kervancı olarak geçimini sağlayan eski akıncıları işsiz bırakması, hükümetler tarafından vergi tahsilatında kullanılan ayanların derebeyi eğilimleri, bitmeyen savaşlar, sonu gelmeyen asker istekleri ve giyim kuşam yasağı zeybek lerin birer ikişer dağa çıkmasına sebep olmuştur Anadolu'yu Türkleşmesinde temel rol oynayan akıncı torunu zeybekleri zaman böylece kanunun dışına itmiştir
Ayrıca, Büyük Menderes Nehri, Küçük Menderes Nehri ve Gediz Nehri'nin uygarlıklar beşiği vadilerinde savunması kolay, kaçış yolları açık dağ köylerinin bulunması, bunları yörenin efeleri ve onların zeybekleri için barınma yerleri haline getirmiştir Vadilerin verimli ovalarını çeviren engebeli dağlar takip kuvvetlerine yakalanmadan yaşamayı kolaylaştırmıştır Bazı zeybekler zamanla sivrilerek, devletin otorite boşluğunda kendi otoritesini kurarak, yöre halkının çare aradığı bir merci haline gelmiştir Efelerin yerini öğrenerek kapılarını aşındıran halkın başlıca şikayetleri ayanların baskısı olmuştur Bunun dışında cami, yol, çeşme ve düğün yardımı gibi istekler efelere iletilmektedir Çözümüne katkıda bulunulan her sorun efenin ününe ün katmış, otoritesini sağlamlaştırmiştir Bunlar bir süre sonra öykülere, türkülere konu olmuşlardır
Ege'de efeler başlangıçta genellikle namus ve gururun yol açtığı olaylar nedeniyle dağa çıkmışlardır Haksızlık, kişisel gurur ve hırslarından dolayı işledikleri bazı suçlar unutulmuş, geriye onları kahraman yapan olaylar kalmış, eklemelerle efsaneleşerek dilden dile dolaşan serüvenleri zamanın gençlerinde bir efeye kızan olarak üne ve saygınlığa kavuşma arzusu uyandırmıştır Çakırcalı Mehmet Efe de efelerin en önemlilerinden biridir Çakırcalı birçok kurallar getirerek efeliğe şan ve onur kazandırmıştır Kendisinden önce Atçalı Kel Mehmet Efe gibi gerçek bir siyasi düzen kurma yolunda ilerlememiş olsa da, belli bir adalet anlayışını herzaman temsil etmiştir Kendisinden sonra Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe ve diğerleri bu etik değerlere bağlı kalarak Kurtuluş Savaşı'nda de efeliğe şan ve şeref getirmişlerdir
Bir zaptiye çavuşunca öldürülen (ve kendisi de efe olan) babası Çakırcalı Koca Ahmet Efe'nin öcünü almak amacıyla, 1893'te dağa çıkmıştır Yanında, babasının da kızanlarından olan tecrübeli Hacı Eşkiya vardır Dağa çıktıktan bir süre sonra ilk olarak zalimliği ile tanınan Mustafa Ağa'nın evini basar Ağayı halka zulüm etmemesi için uyararak 200 altınına el koyar Ardından da Kızoğlu Mehmet Ağa'yı dağa kaldırarak, yüklü oranda fidye alır Eylemlerinden elde ettiği parayı halka cömertçe dağıtır Özellikle Ödemiş dolayında köylerde genç kızlara çeyiz parası verir, giysisi olmayanı giydirir, evi olmayana ev yaptırır Hatta köprüler, yollar inşa ettirilmesine önayak olur Halkın sempatisini kazanması sayesinde köyler ve yörük obaları ona yataklık ederler
İzmir'den fidye için kaçırdığı bir İngiliz leydisinin de, fidye ödendikten sonra, bir süre daha kendi arzusuyla Çakırcalı'nın yanında dağda kaldığı rivayet edilir
Adını kullanarak eşkıyalık yapanlara veya efeliğin adını kirletenlere de acımasızca davranır Bu çerçevede, Çakırcalı’nın adını kullanarak bir köyü basan ve köylünün kızını kaçıran Arnavut çetesine verdiği ceza, halka zulmedenlere duyduğu öfkenin örneğidir Dokuz kişilik bu çeteyi saldırdıkları köye getirerek yaptıklarını halkın önünde söyletir, sonra ateşe atarak yakar (Bu arada, Çakırcalı Mehmet Efe'nin babası Çakırcalı Koca Ahmet Efe'nin Abdülaziz döneminde İstanbul'a giderek padişahın sevgisini kazanan, onunla güreşe tutuşan, ondan payeler alan efelerden biri olduğunu belirtmek gerekir Abdülaziz'e duydukları sempati ile devlete bir dönem boyunca ısınan efeler 93 Harbi'nde müstakil taburlar oluşturarak savaşmışlardır )
Sonraları Kayaköy'de eşraf kızı Fatma Hanım'la ikinci evliliğini yapan Çakırcalı, bu beldede Rum inşaat ustalarına bir konak inşa ettirmiştir
10 Aralık1910 günü Nazilli'de Karıncalı Dağları'nda Rüştü Kobaş komutasındaki Düzce ve Adapazarı yöresinden toplanmış Kafkas göçmenlerinden oluşan bir gönüllü zaptiye birliğiyle girdiği bir çatışmada öldürülmüştür
Çakırcalı, öldürüldüğü dönemde, Aydın bölgesinin meşhur ağa ailesi Arpazlılar dan Arpazlı Osman Ağa'nın yıkılmış bulunan ve halkın kullandığı Menderes Köprüsü'nü tamir ettirmemesi üzerine Nazilli yakınlarındaki Arpaz köyünü basar, ağanın evini ateşe verip, ağayı kaçırmış bulunmaktaydı (Çakırcalı köprüyü tamir ettirmesini evvelce ağaya tembih etmiş, hatta bir keresinde, rivayete göre, namaza durarak, kızanlarına ağayı sille tokat dövdürmüş, ağa tamir sözü vermedikçe de namazı kesmemiş, ağanın tamir için belirttiği süreyi -6 ay, 5 ay, 4 ay- beğenmedikçe de, iki rekat daha namaz kılmış, ağanın "Çakırcalı, ne bitmez namazmış bu! Tezi yok, hemen tamir ettireceğim!" sözünü aldıktan sonra da "Es-selâmü aleykum ve rahmetüllah" diyerek namazı bitirerek, ağayı salıvermiştir)
Kılavuz olarak kullandığı bir çobanın takip edilmesi (kimi kaynaklara göre ihbarı) üzerine Karıncalı Dağı kuşatılır Çıkan çatışmada Çakırcalı ölür Çakırcalı'nın cesediyle birlikte, halka zulmeden Osman Ağa'nın cesedi de bulunur Çakırcalı ölüme giderken bile halka zulmedenleri cezasız bırakmamıştır Çakırcalı'nın ölümüne ilişkin olarak ise, Rüştü Kobaş kardeşi Osman Kobaş tarafından öldürüldüğünü raporunda belirtmişse de, kızanı Hacı Mustafa'nın öldürdüğünü, veya çatışma esnasında bir serseri kurşuna kurban gittiğini öne sürenler de bulunmaktadır
Belirtildiğine göre, zaptiyelerle başlayan müsademede kendi kızanı (arkadaşı, adamı) tarafından yanlışlık sonucu öldürülmüştür Cesedi ilk karısı Iraz (Raziye) Hanım tarafından tanınmıştır Cesedi günlerce Ödemiş belediye meydanında asılı kalmış, daha sonra orada gömülmüştür Aradan 15 yıl geçtikten sonra karısı Raziye Hanım tarafında köyünde defnedilmiştir Mezarı ziyarete giden yöre halkı için, mezar mahalline girmeden önce Çakırcalı'dan "destur" istemek adet haline gelmiştir
Efelik kariyeri boyunca tam 159 kişiyi bizzat öldürdüğü öne sürülür Adına yakılmış meşhur Ödemiş'in Kavakları türküsünde ( sonradan İzmir'in Kavakları olarak değiştirlen ve yöresinde hala Ödemiş Kavakları olarak bilinip söylenen ) Çakıcı olarak anılan Çakırcalı Mehmet Efe 'dir (türküde "Kamalı Zeybek" şeklinde anılan da bir başka efedir) Türkünün sözleri şöyledir:
İzmir’in kavakları
Dökülür yaprakları
Bize de derler Çakıcı
Yar fidan boylum
Yakarız konakları
Selvim senden uzun yok
Yaprağında düzüm yok
Kamalı da zeybek vuruldu
Yar fidan boylum
Çakıcı’ya sözüm yok
Yörük Ali Efe, 1895 yılında, Aydın İli Sultanhisar İlçesi Kavaklı köyünde dünyaya gelmiştir Babası Sarıtekeli aşiretinden İbrahim oğlu Apti, annesi yine Yörüklerin Atmaca aşiretinden Fatma’dır
Yörük Ali 19 yaşına geldiğinde, Aydın (il) dağlarında dolaşan Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin gurubuna katılmak istedi Ağır bir sınavdan geçirilerek guruba alındı Kısa zamanda Efe’nin ve tüm zeybeklerin güven ve sevgisini kazanarak gurupta ikinci adam konumuna yükseldi Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin BozdoğanKavaklıdere baskınında ölmesi üzerine Yörük Ali Efe olarak gurubun başına geçti Dört yıldan fazla dağlarda dolaşan Yörük Ali Efe, bu süre içinde daima ezilenin mağdur edilenin, güçsüzün yanında oldu Haklı olarak halk tarafından sevildi, itibar ve destek gördü
Yörük Ali Efe 1919 senesinde dağdan indi O sıralar düşman İzmir’i, ardından Aydın ve Nazilli’yi işgal etmişti Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ve bazı arkadaşları, Aydın İli’nin Çine ilçesi Yağcılar köyünde toplanarak, Sultanhisar ilçesine iki kilometre uzaklıkta Malgaç demiryolu köprüsü yanındaki güçlü ve tam teçhizatlı düşman karakoluna baskın yaptılar Tarih:16 Haziran 1919 karakol tümüyle imha edildi Oldukça önemli cephane ve erzak ele geçirildi Bu baskın Batı ve Güney Anadolu’da düzenli, bilinçli, ve milli şuurla düşmana yapılan ilk baskındır Bu önemli başarı halka ümit ve cesaret vermiş, düşmanın yurttan kovulabileceğine olan inancını arttırmış ve Yörük Ali Efe’nin liderliğini perçinlemiştir Düşman beklemediği bu baskın karşısında paniğe kapılmış, Nazilli’deki kuvvetlerini Aydın istikametine çakmıştır Ne yazık ki çevreyi yakarak, yıkarak, masum insanları öldürerek Daha sonra 7 Tümen kumandanı Şefik Aker’in başkanlığında kurulan halk meclisinde oy birliğince alınan karar uyarınca Aydın, Yörük Ali Efe emrindeki kuvvetler tarafından kurtarılmıştır Ancak takviye kuvvetlerle güçlenen düşman ordusu Aydın’ı ikinci kez işgal etmiştir Artık kanlı savaşlar başlamıştır Köşk, Umurlu ve Dörtyol cephesi kurularak olağanüstü cesaretle, donanımlı ve sayıca çok fazla olan düşman kuvvetleri büyük kayıplara uğratılmıştır Böylece düzenli ordu kurulana kadar yirmi aylık bir süre düşman kuvvetlerinin Aydın kanadından Anadolu içlerine ilerlemesi engellenmiştir


Yörük Ali'nin Yenipazar'daki evinden hayat hikayesi
Düzenli ordunun kurulması üzerine Yörük Ali Efe, emrindeki savaş deneyimi çok iyi olan büyük bir gurubu her ferdinin istek ve sevgisiyle orduyla bütünleştirmiştir Kendisi de Milli Aydın Cephesi Komutanı olarak savaş sona erene kadar vatani görevini sürdürmüştür
Yörük Ali Efe alçakgönüllü bir insandı Kurtuluş Savaşı'ndaki rolü ile ilgili olarak yapılan övgülere verdiği şu cevabı her zaman hatırlanacaktır:
"Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin bir çoğunu bana ve başkalarına mal ederler Bu yanlıştır Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki? Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur Milli mukavemette aslan payını kendine ayırmakta hata vardır Bir elin şamatası olur mu ki?"
Cumhuriyet döneminde Yörük soyadını alan Ali Efe, Kurtuluş Savaşından sonra altı sene İzmir’de yaşadı, 1928 senesinde, Kurtuluş Savaşında bir süre karargahı olan Yenipazar’a taşındı 1951 senesinde, şanssız bir kazada bacaklarını kaybetmiştti ve 1953 yılında tedavi için gittiği Bursa’da vefat etti
Yörük Ali Efe vasiyetinde Yenipazar’da toprağa verilmesini istedi Ayrıca "Halkı iyidir, toprağı sever, toprağı seven insan sever Ben orada rahat ederim dedi"
Kuvayı Milliye’nin bu değerli komutanı TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir Ayrıca Türk halkının onun adına yaktığı bir türkü de vardır
Yörük Ali Efe’nin Aydın1997’de Aydın Belediyesi’nce yaptırılan heykeli, efelerin bıyıksız olamayacağı gerekçesiyle kaldırıldı ve 1998’de bıyıklı olarak yeniden dikildi Ayrıca Yenipazar'da Yörük Ali Efe Müzesi'de yapılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 04-18-2007   #2
mate
Varsayılan


Teşekkürler
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.