Prof. Dr. Sinsi
|
Ölümü Öldür de Gel
Bir asker hayal et  Savaş meydanında  İki yanında iki derin yara var  Arkasında büyük bir aslan  Pençesini kaldırmış, her an vurabilir  Önünde bir idam sehpası, sevdiklerini asıp öldürüyorlar  Biliyor, sıra kendisine de gelecek  Bir yandan da yolculuk etmek zorunda, uzun bir yola gidiyor ister istemez  O çaresiz adam, korku içinde beklerken bir nurani adam geliyor  Diyor:
“Ümidini kesme  Sana iki tılsım öğreteceğim, güzelce kullanırsan arkandaki aslan senin emrinde bir at olur, biner gidersin  O idam sehpası da hoş bir salıncağa döner  Biner, keyif edersin  Bir de, sana iki ilaç vereceğim  Kullanırsan yaraların güzel kokulu güllere döner  Sana bir de bilet  Onunla, bir yıllık yolu bir günde gidersin, tıpkı uçar gibi  İnanmıyorsan bir dene, anlarsın  ” Asker, bir parça denedi  Hak verdi o hayırlı adama 
Sonra sol tarafından başka biri çıkageldi  Şeytan gibi aldatıcı, sinsi, ayyaş bir adam  Yanında içkiler, süslü suretler, çekici görüntüler, ayartıcı fanteziler  Ona dedi:
“Arkadaş! Bizimle gel  Yiyelim, içelim, şu hoş şarkıları dinleyelim, çılgınca dans edelim  Gülelim, eğlenelim, kam alalım dünyadan  ”
Baktı, askerin dudakları kıpırdıyor 
“Ne okuyorsun?” dedi
“Bir tılsım” dedi asker
“Bırak şu anlaşılmaz işi, keyfimizi bozmayalım  ”
“Elindeki ne?”
“Bir ilaç ”
“At gitsin  Neyin var  Eğlenme zamanıdır  ”
“Elindeki kâğıt ne?”
“Bir bilet  Yolculuk sırasında yayan ve aç kalmamak için  ”
“Yırt gitsin! Şu güzel günde yolculuk nemize gerek!”
Buna benzer aldatıcı sözlerle onu kandırmaya çalıştı  O da ona aldanıp gidecekti ki, sağ tarafından gök gürültüsü gibi bir ses geldi:
“Sakın aldanma! O aldatan sersem herife de ki: Önce arkamdaki aslanı öldür  Önümdeki idam sehpasını kaldır  Bana acı veren yaralarımı tedavi et  Zorunlu yolculuğumu bitir  O zaman de, gel keyif sürelim  Yoksa sus! Ben, o Hızır gibi hayırlı adamı dinlemek istiyorum  ”
Nasıl, güzel mi öykü  Bizim hayatımız aslında  O asker sensin  Yani insan  Aslan ise, eceldir  Her an gelebilir  İdam sehpası ise, ayrılıktır, ölümdür  Geceler gündüzleri izlerken sevdiklerin de gider bir bir  Sıra sana da gelecek  İki yara ise, sendeki acizlik ve fakirlik  Elin ermez, gücün yetmez  Neyin varsa emanet, senin hiçbir şeyin yok  Verilmiş, alınacak  İstersin, ama yaratamazsın  Yolculuk ise, ruhlar âleminde başlar  Dünyadan, çocukluktan, ihtiyarlıktan geçer  Sonra kabir, berzah, haşir, sırat, ahiret  Zamanı durduramazsın  Gitmek zorundasın 
İki tılsım ise, Allah’a iman, ahirete iman  İmanı olana ölüm güzel gelir  İnsanı cennete ***üren, sevdiklerine kavuşturan bir binek olur  Ölümün hakikatini bilenler ölümü sevmişler, daha ölüm gelmeden ölmek istemişler  Zamanın geçmesi olgun mümini korkutmaz  Yalnız ayrılık görmez o  Sinema makinesi gibi dönen dünya yeni manzaralar gösterir ona  Güzellikler tazelenir  Keyif veren sahneler birbirini izler  Gidenler yok olmadılar, bilir  Yerine gelen var  Çünkü yapan, yaratan bakidir, kalımlıdır, yine yaratır 
Öbür ilaç ise  Biri, sabır ile Allaha tevekkül etmek  Elinden geleni yaptıktan sonra sonsuz merhamet sahibine güvenmek, dayanmak  Tıpkı annesine koşan bir bebek gibi, Allahın rahmet kucağına sığınmak  İkinci ilaç, verilen nimetlere şükürdür  Çalışmasının sonucuna kanaat ederek Allahtan istemek  Yalnız ona minnet duymak  Allaha karşı kendini sonsuz fakir hissetmek 
Kaldı bilet  O bilet ise, başta namazdır  Sonra öbür buyruklar  Bir de, büyük günahlardan uzak durmak  Kuran’ın dediklerini yapmak ebediyete giden yolda bize lazım  Işıktır, azıktır, binektir onlar 
Şimdi düşün! Beş vakit namazı kılmak pek kolay  Yedi günahı terk etmek gayet hafif  Ya sonuçları  Neticesi, meyvesi, faydası  Sana sonsuza kadar lazım 
Birileri seni günaha davet ederse, de onlara: “Benim sonsuza uzanan arzularım var, sen tatmin edebilir misin? Manevi yaralarıma deva bulabilir misin? Ölümü öldürebilir misin? Kabir kapısını kapatabilir misin? Uzun bir yola gitmek zorundayım, durdurabilir misin? Elinde bir çare varsa, söyle  Yoksa sus! Bak, Kuran kâinatı okuyor  Ben, onu dinlemek, o nur ile nurlanmak, bu dünyada huzur bulmak, öbür dünyada kurtuluşa ermek istiyorum  ”
|