Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
“çekici”, başarı, erkekleri, yapar

Başarı erkekleri neden “çekici” yapar?

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Başarı erkekleri neden “çekici” yapar?



Arthur Miller kendisine dünya çapında şöhret getiren oyunu “Satıcının Ölümü”nü yazdığında Mary ile evliydi Oyun ilk kez Philadelphia’da sahnelendi

Salon alkıştan yıkıldı





Seyirciler bu deha karşısında hayranlıkla eğilmişlerdi

O büyülü gecenin sonunda eve dönerken eşi Mary arabada yanında oturuyordu

Radyoda bir eleştirmen oyunu methediyordu

Onu dinlediler

Miller daha sonra “Dönenceler” adını verdiği anılarında, hayatının bu gerçek sahnesini şöyle anlatacaktı:

“O akşamki zafere erişmek için tüm yaşamım boyunca mücadele etmiştim İşte erişmiştim ona… Kutlanan adam bendim ve hayret, onun benimle, benim onunla pek az alakamız vardı

Gücün, yabancılaştırıcı etkisi…

Daha ilk akşamdan hissettirmişti kendini…

Bu etkiyi daha da yoğun hissedecek kadın, hemen yanında susuyordu

Başarının yaratacağı iktidar, onu etkiliyor ama aynı zamanda da ürkütüyordu

Sevdiği adamı hem daha çok insanla hem de içinde şişecek “ego” adlı bir virüsle paylaşmak zorunda kalacaktı

Şöyle yazdı Miller:

“Başarmış olmanın o anlatılmaz afrodizyak etkisi ortaya çıkmış ve arabada eşimle aramıza girmişti bile…”


Sermayenin hayranlığı

Türkiye’de yatırıma hazırlanan küresel medya devi Rupert Murdoch, New York’ta buluştuğu Başbakan Erdoğan’ı “Karizmatik olduğu kadar yakışıklı da” diye tarif edince açıldı tartışma…

Murdoch’un Başbakan’ı yakışıklı bulmasında şaşacak bir şey yok; dünyanın her yerinde iktidar, sermayedara albenili görünür

Ama mesele orada kalmadı

Murdoch’un teşhisi farklı kesimden kadınlara soruldu ve çoğundan neredeyse ağız birliği etmişçesine aynı yorum duyuldu:

“Evet… Çok yakışıklı… Korkunç etkileyici… Müthiş karizmatik!”

İçlerinde en samimisi Pakize Suda idi

“Bulunduğu konum insanı yakışıklı ve çekici yapıyor” dedi Suda: “Yoksa Turgut Özal’la Ahmet Mete Işıkara en seksi erkek seçilirler miydi?”


Konum durumundan seksi

Yaşı tutmayanlar için hatırlatalım:

Kadınca dergisinin bir anketinde, o dönem Başbakan olan Özal, “Türkiye’nin en seksi 10 erkeği”arasına girmişti

İktidar büyüsünün kadınların gözünü nasıl kamaştırıp bağlayabildiği, ilkin o zaman fark edilmişti

Suda “Onların da sadece konumlarından dolayı gözümüze seksi göründüklerinin farkındaydık” itirafını yapıyordu

Anlaşılan o ki iktidar, şifalı bir kaplıca suyu gibi, içeni çirkinliklerden arındırıyor; şekilsiz vücutlara şekil, sevimsiz çehrelere şirinlik katıyordu


Erk ve erkek

Kadınların erkekle ilişkisini, “erk”le ilişkisinden bağımsız düşünmek zor…

Hatta kimi durumlarda kendilerini aşağılayan bir dünya görüşüne sahip olanlara hayranlıklarına bakıp “Çaresizliğin son kertesinde cellatlarına aşık olduklarını” söylemek de mümkün…

Erdoğan için “Karizması var ama bıyıkları çirkin” diyenler de oldu; sanki bir tutam kıl, koca bir karizmayı gölgeleyebilirmiş gibi…

Çekiciliğin kaynağı elinde tuttuğu kudret değil de, dudağına astığı bıyıkmış gibi…

Başbakan bıyığını kesse daha yakışıklı olur mu bilmem; bildiğim o ki, iktidar, her türden defoyu gizleyen, parlak bir örtüdür aynı zamanda…

Çirkin sayılan bıyıklara bile hayran bırakabilecek kadar göz kamaştırıcı bir örtü…


ERKEKTE İKTİDAR

Eşim bana eş mi?


Başbakan bıyığını kesse daha yakışıklı olur mu bilmem; bildiğim o ki, iktidar, her türden defoyu gizleyen, parlak bir örtüdür aynı zamanda… Çirkin sayılan bıyıklara bile hayran bırakabilecek kadar göz kamaştırıcı bir örtü…


“İktidarın kadınları etkileme gücü” tartışıldı; ama yazının girişinde örneklediğim konu ihmal edildi

O konu, başarının, zaferin, iktidarın, baş döndüren, kişilik öldüren yan etkisi…

Pek az iktidar sahibi Miller gibi “Alkışlanan adamla benim aramda hayli mesafe var” itirafını göze alabilir

Çünkü alkışlar, zaafları kapamaya bire birdir

Birbirine hızla çarpan, kendisine gıptayla uzanan ellerin şehvetiyle muktedir, kısa zamanda körleşir

Kendini fazlaca ciddiye almak, kalıcı bir iktidar sorunudur

İktidar kasılması, acıdan ziyade haz veren bir kramp gibi, gerer adamın bedenini… Yürüyüşünü değiştirir

Zamanla aynalara sığmazsınız; konuşmanıza bir bilmişlik gelir Bindiğiniz arabalar, yaşadığınız odalar, doğup büyüdüğünüz coğrafyalar dar gelir

Eşinizi kendinize eşdeğer bulmamaya başlarsınız

İktidar hapının yan etkilerinden biri şımarma ise, diğeri boşanmadır

Nitekim Miller, alkışların baş döndürücü etkisiyle çok kısa zamanda eşinden ayrılıp “Amerika’nın yarısının arzuladığı şey”e, yani Marilyn Monroe’ya koşmuştur


Ego balonu patlatılmazsa

İşin acıklı yanı, alkışların gürültüsü, sağduyulu uyarıların duyulmasını da engeller

Eleştirileri çekememezlikten sanırsınız

İltifatları gereğinden fazla ciddiye alırsınız

Methiyelerin kürkünüze, koltuğunuza, cüzdanınıza değil, kendinize yapıldığı zannına kapılır, aldanırsınız

Şişmiş egonuz, yanınızda inat ve cesaretle onu patlatacak aklı başında birisi yoksa, yavaş yavaş ayağınızı yerden kesmeye başlar

Uçarsınız

Onca “ego parlatıcı”nın yanında, “ego patlatıcı”nın da işi zordur

Herkes hayranlıkla gaz verirken, umursamazca gazını alan biri, bir süre sonra iktidar sahibine katlanılmaz gelir

Kontrolden çıktığı an, o andır

Koltuğumu mu seviyor, beni mi?

Aslında muktedir de bir bakıma iktidarının kurbanıdır

Zamanla samimi sevgiyi, yalakalıktan ayırmakta zorlanacaktır

Acaba kim koltuğuna, kim kendisine aşıktır?

Kutlanan adamla kendisi aynı insan mıdır?

Aynada gördüğü adam gerçekten yakışıklı mıdır; yoksa bu yalanlar iktidarının ömrüyle mi sınırlıdır?

Bunu, devrilmeden anlayamayacaktır

O halde fazla kafa yormanın anlamı yoktur

Pohpohlanmanın konforunda bu yakıcı sorunun stresinden derhal kurtulur ve bu türden “önemsiz ayrıntı”larla ilgilenmez olur

İlginin kendisine değil, unvanına olduğunu, ancak unvanını yitirdiğinde anlayacaktır


İktidar yüzüğünü ateşe atmak


Ondan sonrası, iktidarsızlaşma dönemidir

Bu bunalım döneminde, mevkisiz de bir değerinin olup olmadığı sorusuna cevap arayacaktır


Varsa, yani kadınlar hâlâ kendisini yakışıklı buluyor, fırça bıyıklarının yüzüne uyup uymadığını tartışıyor, insanlar iltifatlarını esirgemiyorsa, yaşamak kolaylaşacaktır

Yok, devrilir devrilmez “yakışıksız” bir şekilde yalnızlığa terk edildiyse, iktidar döneminin anılarıyla düşmüş halini kıyaslayıp çileden çıkacaktır


En iyisi, Frodo gibi iktidar yüzüğü aklınızı başınızdan almadan, adamı yoldan çıkarmadan, onun cazibesini kontrol altına alabilmek ve şakşakçıların itirazına kulak asmaksızın onu zamanlıca bir yanardağın lavları arasına atabilmektir

Bunu yapabilenlerin o kalender yakışıklılığını kimse tartışamaz bile…



Yazan : Can Dündar

Kaynak : Milliyet

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.