Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hurufîlik

Hurûfîlik

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hurûfîlik






Hurûfîlik

Hurûf, harfler ve rakamlarda tabiat ve hadiseleri etkileme gücünün bulunduğu veya bunların gaybdan haber vermede yararlı olduğu iddiasına dayanan sözde bir ilimdir Literatürde daha çok ilmü’l hurûf olarak geçmektedir, Gizli anlamlar içerdiği kabul edilen harf ve rakam gizemciliğine eski Mısır, Yakındoğu ve Hint uygarlıklarında daha sonra da Yahudi, Hrıstiyan ve İslâm kültürlerinde rastlanmaktadır(36)
Hurûfîlik; harflerden dinsel anlamlar çıkaran bir Alevi tarikatıdır İran’lı Şihâbeddin Fazlullah Esterâbâdî (1339-1394) tarafından kurulmuştur Bu inanca göre “yaratıcı olan harftir” Bu inanç, Yunan Pitagorasçılığına/Pisagorculuğuna ve Yahudi Kaba-lasına dayanan fikirlerden etkilenerek gelişmiştir Hurûfilik konuşan insanı tanrılaştırır Burada insan, konuşan tanrı (Kelâmullah-ı Nâtık)dır Bâtınî’lerin Hurûfîlik etkisi altındaki görüşleri şöyledir; Kelime-i Tevhid (Lâ İlâhe İllâllah) sözü Arap harfleriyle üç harfle yazılır
Bunlar, Lam, Elif ve He harfleridir Bu üç harf, aklı, nefsi ve feleki gösterir Dört kelime oluşu, insanın dört tabiatı olduğunu gösterir Yedi hecedir Bu heceler, insan başının iki gözü, iki kulağı, iki burn deliği ve bir ağzı olmak üzere yedi delikli organlarına işarettir On iki harfle yazılışı da, insanın oniki organını belirtir Demek ki, Kelime-i Tevhid, aslında insanı dile getirir ve Allah’ın insanda belirdiğini kanıtlar Hurûfîlik anlayışında varlık, harflerle açıklanılır Bu tutum, antikçağ Pitagorasçılığının varlığı sayılarla açıklamasının başka bir biçimidir Bâtınî’liğin temel düşüncesini sürdüren Hurûfîlik’te amaç, insandır İnsanın açıklanması Allah’ı da açıklar (37)

Harflerin esrarına dayanan Hurûfilik, gerçek anlamıyla milâttan önce IV ve III Yüzyıllardan itibaren Ortadoğudaki Helenistik-Gnostik izler taşıyan dinlerde ortaya çıkmaya başlamıtır Helenistik-Gnostik literatürde Sibyline Oracles (m Ö V-III Yüzyıllar arası) adı verilen Yahudi-Grek kaynaklı kehanetler koleksiyonunda Grek harflerine sayısal değerler verilerek geleceğe yönelik kehanetlerde bulunulmaktadır Yahudi geleneğinde apokaliptik literatürde (m ö III yüzyıl) ortaya çıkan hurûfi anlayış İbrânice’de “gematria” şeklinde adlandırılır(38)

Hurûfîliği kurarken Bâtınîler’in te’vil usullerini başarılı bir şekilde kullanan Fazlullah rüya yoluyla gerçeği bulduğunu, bazı sırların kendisine bu yolla bildirildiğini ileri sürmüştür Kur’an’ı Kerim’de geçen bütün “fazl” (fadl) kelimeleriyle Fazlullah’ın kastedildiğine inanan, onu Allah’ın zuhuru şeklinde gören Hurûfîler, Fazlullah’ın baş eseri ve ana kaynağı olan Câvidânnâme’yi ilâhî kitap olarak tanırlar; ayet-leri, cennet, cehennem ve âhiret hallerini ve bütün dini hükümleri yirmi sekiz veya otuziki harfe irca ederek te’vile tâbi tutarlar Hurûfîliğe dair eserlerden edinilen bilgilere göre bu akımda âhiret ve dinî mükellefiyetlerin çoğu inkâr edilmektedir (39)
Bâtınîyye olarak da bilinen İsmâilîlerin bâtınî-hurûfî yorumlarında en sık kullanılan sayı, öteden beri kutsal bir sayı olduğuna inanılan yedidir (seb’) Bu sayıya Pisagorcu gelenekte de çok özel bir önem verilmişitr Keza, İbranîlerin, bazı inançlarına temel ittihaz ettikleri yedi sayısına eski Hint, İran, Sümer, Babil ve Mısır medeniyetlerinde de bir takım bâtınî ve mistik anlamlar yüklenmiştir Yedi ve yedinin katlarına Eski Ahit’te de sıkça rastlanılması dikkat çekicidir İsmâilîlerin yedi sayısı ekseninde ürettikleri hurufi te’viller, Fazlullah Hurufi’nin tesis ettiği Hurufilikte daha da zenginleştirilmiştir İsmâilîlerin bâtınî-hurufi te’villerinde kullandıkları bir diğer rakam da on iki sayısıdır
İsmaililer, yedi ve on iki sayılarının toplamından oluşan on dokuz sayısı üzerinde de durmuşlardır Bu sayıya özel bir anlam atfetme telakkisi bilahare Bahâilik mezhebine intikal etmiştir İran’da Mirza Huseyn Ali Nûri (ö 1309/1892) tarafından kurulan bu mezhep, ondokuz sayısına kûdsi bir anlam yüklemiştir Bu kurgu ile de, tıpkı Karmatî düşüncede olduğu gibi, besmelenin on dokuz harften ibaret olmasına özel bir önem atfedilmektedir (40) Batınîlik, Hurufilik nev’inden başvurulan hurafelerin büyük bir kısmının İsrailiyattan ümmetin kültürüne geçtiği açıktır Batıda yüzyıllardır var olan, “Tevrat kodu” (41) adı verilen sihrî yaklaşım, bizde ‘Kur’an’da 19 mucizesi’ vs adıyla yapılmaktadır Tek fark onların ‘Yahudi’ bizdekilerin ise isimlerinin ‘Müslüman’ olmasıdır
Hurefenin mantığı heryerde herçağda aynıdır Uydurduğunuz hurafeye uymadı diye hurafenizden vazgeçmek yerine ayetten vazgeçeceksiniz Buna “Kur’an’a iman etmek” değil 19’a iman etmek” derler Allah’ın Peygamberine dahi bildirmediği kıyametin tarihini bildiğini söyleyecek kadar aklını ve nefsini putlaştıran bir mantığın ürünü, “Bu hesaba göre kıyamet 1710 hicri (2280 miladi) yılında kopacaktır Bunu da Kur’an’da ki tüm huruf-u mukatta’nın cifr hesabındaki rakamsal karşılığını alt alta toplayarak bulduklarını söylemektedirler”(42)

Arap dilinde daha çok kesretten kinaye olarak kullanılan; dolayısıyla, farklı bir anlam içeren belli rakamlar, hurufilikte, istenen anlamlara ulaşmanın mutî birer argümanı haline getirilmişlerdir Bu tutum, sahiplerini, öylesine sınır tanımaz bir gizem avcılığına sevk etmiş ki, Tevbe suresinin son iki ayetinin kurguya uymadığı iddiasıyla Kur’an’dan sayılmaması gerektiği hezeyanına kadar götürmüştür
İslâm tasavvuf felsefesinde harflerin metafizik yorumları ve insan-kâinat ilişkilerinin bu perspektifle açıklanışı ile “Hurufilik” adı verilen Fazlullah Hurûfî tarafından tesis edilmiş tarikatla temelden ve doğrudan bir alâka kurmanın yanlış olduğunu söyleyenler olmuştur Ne var ki bunu söyleyenler dahi bazı mutasavvıf şairlerin bu kültürden etkilenerek şiirler yazdıklarını yine de Hurufîlik ile tasavvufî ve felsefî yorumların arasında mahiyet farkı olduğunu söylemişlerdir (43) Fakat diğer taraftan bazı araştırmacılar da, Bâtınîliğin müesses tasavvuftaki Hurûfilik, Bektâşilik gibi bazı tarikatlara belli ölçüde etki ettiğini söylemişlerdir (44)


36 Tarık Mümtaz Sözengil, Tarih Boyunca Alevilik, Çözüm Yayınları, İstanbul
1991, s 49; Öztürk, s 408
37 Bozhüyük, “Hurûf” mad; Hüsamettin Aksu, “Hurûfîlik” mad, TDV İslâm
Ansiklopedisi, İstanbul 1998, c: 18
39 Bkz: Öztürk, s 402, 408-410
40 Bkz: Yeni Şafak Gazetesi, 15 Haziran 1997
41 Mustafa İslamoğlu, Yahudileşme Temayülü, Denge Yayınları, İstanbul 1995,
s 232-234 38 Aksu, “Hurûfîlik” mad; Yakıt, s 33
42 Yakıt, s 33
43 Bkz: Öztürk, s 40
44 Süleyman Uludağ, “Bâtın İlmi” mad, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul
1992, c 5

Telik Hakkı © 2008 Open Source Matters Tüm Hakları Saklıdır Joomla! GNU/GPL lisansı altında ücretsiz bir yazılımdır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.