06-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölü Dil
Ölü dil,daha önce konuşulmuş olup artık konuşulmayan ve konuşanı da kalmayan dildir Trakca,Sumer,Elam,Hatti,Hitit ve kısmen Ubıhça,yani Vıbıh dili gibi
Dilin ölmesi süreci
Bir dili, anadili olarak konuşan kitle ikinci bir dil öğrenir, ikinci dili anadilinden daha geçerli ya da önemli bir dil olarak görmeye başlarsa, zaman içinde birinci dil (anadili) gücünü ve işlevini yitirmeye ve konuşulmamaya başlanır, sonunda da konuşulmaz olur Bu olgu bir süreç içinde dozu artarak gelişir ve toplumsal anlamda süreç hemen hemen aynı sıralarda, dilin artık konuşulur olmaktan çıkması biçiminde tamamlanır Bazı bireysel direnmeler görülse bile, güçlü bir müdahale olmadığı sürece, bu tür bireysel çıkışlar süreci kesintiye uğratamaz Anadilini konuşmayı bırakmış ve asimile olmaya başlamış olan ana kitlenin dışında ve ana kitleden ayrı yerlerde izole olmuş halde yaşayan, yani ana kitlenin terk ettiği dili, bu olgudan habersiz olarak izole yerlerde konuşmayı sürdüren gruplar varsa, bunlar ana kitle ile yakın ilişki içinde olmadıklarından anadilini konuşmayı bir süre daha sürdürebilirler Örneğin Türkiye'de, 12 Mart 1971 askeri müdahalesinin bastırdığı bir politik atmosferde,Adigece vb gibi bazı küçük diller, özellikle yoğun nüfuslu adalarda terk ettirilirken, bir ya da iki köy biçiminde dağılmış, unutulmuş ve politik baskılardan kısmen uzakta kalabilmiş izole yerlerde, varlıklarını daha fazla koruyabilmişlerdir ve halen bu gibi yerlerde kendilerini yeniden üretebilmektedirler Diğer yerlerde ise, kökler kurutulduğundan, kendini yeniden üretme gücü sona ermiş gibidir Bu tür örneklerden de anlaşılabileceği gibi asimilasyon sürecinde karışık ve kompleks durumlar sözkonusudur
Dilin yaşaması ya da korunması sorunu
Anadilinin yaşaması, yani ölü dil haline gelmemesi için, günümüz koşullarında bir devlet desteği bulunması ya da en azından anadiline yönelik ve devlet makamlarından gelme baskıların olmaması, özellikle anadilinin kamu yaşamına da taşınabilmesi gerekir Örneğin İsrail'de sadece iki köyde konuşulan Adıgece, bir okul eğitimi dili yapıldığı, Adıgece devletçe koruma altına alındığı ve genel anlamda devletçe asimilasyon politikası da benimsenmediği için, varlığını korumuştur Ama asimilasyona karşı çıkılmayan Arap ülkelerinde-özellikle asimilasyonun en yoğun bir biçimde görüldüğü ve desteklendiği Türkiye'de-İsrail'dekinin tam tersi bir durum sözkonusudur
Asimilasyon (ölüm) süreci içine giren bir dil, önlem alınmadığı takdirde yok olur Anadilini yitiren ana (büyük) kitle, kendinden ayrı ya da ana kitleden kopuk olarak başka yerlerde ve izole biçimde henüz anadilini konuşmakta olan küçük kalıntı gruplarını da, temas kurması halinde olumsuz anlamda etkileyebilir, o küçük yerlerde de anadilinin bırakması sürecini hızlandırabilir Örneğin Düzce'de 1972 yılında Adigece (Şapsığca) çoğu köylerde birden bire bırakılmış, Adıgeceyi konuşmayı sürdüren köyler de bir iki yıl içinde dili bırakmış, ama durumdan habersiz olarak başka yerlerde yaşayan ailelerin çocukları Adıgece konuşmayı sürdürmüş, bu çocuklar Düzce'ye geldiklerinde şoka uğramış, dilin konuşulmamasına tepki göstermiş, bir süre sonra, onlar da topluma uyarak Türkçe konuşmaya başlamışlardır Sonunda birinci dili (anadilini) bilen, ama konuşmayan ve çocuklarına da öğretmek istemeyen ya da öğretemeyen bireylerin ölümüyle de, anadili ölü bir dil haline gelir
|
|
|