![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıKemalettin Kamu Yaşamı 1901 yılında Bayburt'ta doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kemalettin Kamu, Ankara'da Matbuat Genel Müdürlüğü'nde çalıştı ![]() ![]() ![]() ![]() 25 yaşında aşık olduğu genç kız ile evlenme hazırlığında iken bir anlaşmazlık sonucu evlilikten vazgeçti ve ömrü boyunca yalnız yaşadı ![]() Anadolu Ajansı temsilcisi olarak gittiği Paris'te Siyasal Bilimler alanında eğitim gördü ![]() ![]() ![]() ![]() 1939'da Rize milletvekili olarak meclise girdi ![]() ![]() Bir süre sonra annesini kaybedince tüm sevgisini yeğenlerine verdi ![]() ![]() Şiirleri Kemalettin Kamu, şiire 1919'da Büyük Mecmua'da şiirlerini yayımlatarak başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstiklâl Marşı adayı şiiri Gözyaşına veda et ey güzel Anadolu Hakkını korur elbet Türk'ün bükülmez kolu Cenk ederiz genç koca bugün değil yarın da Yadımız ağladıkça İzmir ezanlarında Hakk yolunda kan olur dünyalara taşarız Ya şerefle vurulur ya efendi yaşarız Her gün yeni bir hile arkasından satıldık Her gün yeni bir dille yurdumuzdan atıldık Yeter ey Kâbe'mizi elimizden alanlar Alıkoyamaz bizi yolumuzdan yalanlar Hangi alçak el alır el zinciri boynuna Kim Yunan'ı bırakır Türk kızının koynuna GURBET Gurbet o kadar acı Ki ne varsa içimde, Hepsi bana yabancı, Hepsi başka biçimde! Eriyorum git gide, Elveda her ümide, Gurbet benliğimi de Bitirmiş bir içimde!, Ne arzum, ne emelim, Yaralanmış bir elim, Ben gurbette değilim, Gurbet benim içimde!” |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıNÂZIM HİKMET 15 Ocak 1902’de Selanik’te doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üniversiteyi bitirince 1924'te sınırdan gizlice geçerek Türkiye'ye girdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1932'de bir bildiri nedeniyle başlatılan tutuklamalar sırasında gözaltına alındı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() NÂZIM HİKMET’İN BÜTÜN ESERLERİ Nâzım Hikmet’in ilk şiir kitabı Güneşi İçenlerin Türküsü, 1928’de Bakû’de yayımlandı ![]() ![]() ŞİİR: 835 Satır (1929) Jokond ile Sİ-YA-U (1929) Varan 3 (1930) 1+1=1 (1930) Sesini Kaybeden Şehir (1931) Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) Gece Gelen Telgraf (1932) Portreler (1935) Taranta-Babu’ya Mektuplar (1935) Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936) OYUN: Kafatası (1932) Bir Ölü Evi (1932) Unutulan Adam (1935) DİĞER: Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl, Millî Gurur (1936) İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla fıkralar, 1936) Alman Faşizmi ve Irkçılığı (inceleme, 1936) Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936) 1949’da, Nâzım Hikmet cezaevindeyken, Ahmet Halit Kitabevi, Ahmet Oğuz Saruhan takma adıyla La Fontaine’den Masallar’ı yayımladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Piraye ile Nâzım Hikmet’in üvey kardeşi Metin Yasavul'un sahibi oldukları, Memet Fuat’ın yönetimindeki De Yayınevi ise, şairin Bursa Cezaevi’ndeyken basıma hazırlayıp Piraye’ye bırakmış olduğu kitapların yayımına başladı ![]() ![]() ![]() Saat 21-22 şiirleri (1965) Dört Hapisaneden (1966) Rubailer (1966) Ferhad ile Şirin (1965) Sabahat (1965) Memleketimden İnsan Manzaraları (5 cilt, 1966-1967) Bütün bu kitapları basıma Memet Fuat hazırlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilgi Yayınevi, 1968’de, Cevdet Kudret’in basıma hazırladığı Kuvâyi Milliye’yi yayımladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine 1968’de Bilgi Yayınevi Kemal Tahir’e Mapusaneden Mektuplar’ı; De Yayınevi Cezaevi’nden Memet Fuat’a Mektuplar’ı yayımladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1975-1980 arasında Cem Yayınevi Nâzım Hikmet’in Tüm Eserleri dizisini yayımladı ![]() ![]() 1980’de Kemal Sülker Yazko Yayınları’nda Nâzım Hikmet’in Bilinmeyen İki şiir Defteri’ni yayımladı ![]() 1988-1990 arasında Adam Yayınevi Nâzım Hikmet’in bütün yapıtlarını 28 kitaplık bir dizide topladı ![]() ![]() ŞİİR: 835 Satır (835 Satır; Jokond ile Sİ-YA-U; Varan 3; 1+1=1; Sesini Kaybeden şehir) Benerci Kendini Niçin Öldürdü (Benerci Kendini Niçin Öldürdü; Gece Gelen Telgraf; Portreler; Taranta-Babu'ya Mektuplar; Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı; şeyh Bedreddin Destanı'na Zeyl) Kuvâyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat 21-22 şiirleri; Dört Hapisaneden; Rubailer) Yatar Bursa Kalesinde Memleketimden İnsan Manzaraları Yeni Şiirler Son Şiirleri İlk Şiirler La Fontaine’den Masallar (İlk Şiirler, Nâzım Hikmet’in çocukluk şiirleriyle hece şiirlerini içeriyor ![]() ![]() ![]() OYUN: Kafatası (Ocak Başında; Kafatası; Bir Ölü Evi; Unutulan Adam; Bu Bir Rüyadır) Ferhad ile şirin (Yolcu; Ferhad ile şirin; Sabahat; Enayi) Yusuf ile Menofis (Allah Rahatlık Versin; Evler Yıkılınca; Yusuf ile Menofis; İnsanlık Ölmedi Ya; İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?) Demokles’in Kılıcı (İstasyon; İnek; Demokles’in Kılıcı; Tartüf - 59) Kadınların İsyanı (Kadınların İsyanı; Yalancı Tanık; Kör Padişah; Her şeye Rağmen) ROMAN-ÖYKÜ-MASAL: Kan Konuşmaz Yeşil Elmalar Yaşamak Güzel şey Be Kardeşim Hikâyeler Çeviri Hikâyeler Masallar (Nâzım Hikmet yalnızca Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim adlı romanıyla Sevdalı Bulut adlı masallar kitabını kendi adıyla yayımlamıştı ![]() ![]() YAZILAR: Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil Yazılar (1924-1934) Yazılar (1935) Yazılar (1936) Yazılar (1937-1962) Konuşmalar (Nâzım Hikmet’in bu kitaplarda yer alan yazılarının büyük çoğunluğu çeşitli takma adlarla gazetelere yazdığı köşe yazılarıdır ![]() MEKTUPLAR: Nâzım ile Piraye Cezaevinden Memet Fuat’a Mektuplar (1998'de Adam Yayınevi’nin Piraye’ye Mektuplar adıyla iki cilt olarak yayımladığı yapıt da bu bölüme eklenmelidir ![]() Ayrıca yine Adam Yayınları arasında Memet Fuat’ın hazırladığı Nâzım Hikmet’in Seçme Şiirler kitabı da yer almaktadır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıCAHİT KÜLEBİ 20 Aralık 1917'de Tokat’ta doğdu, 20 Haziran 1997 tarihinde Ankara’da öldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ ŞİİR: Adamın Biri (1946) Rüzgâr (1949) Atatürk Kurtuluş Savaşında (1952) Yeşeren Otlar (1955) Süt (1965) Şiirler (1969) Türk Mavisi (1973) Sıkıntı ve Umut (1977) Yangın (1980) Bütün Şiirleri (1982) Güz Türküleri (1991) Bütün Şiirleri (1997) ANI: İçi Sevda Dolu Yolculuk 1986 DÜZ YAZI: Şiir Her Zaman 1985 ÖDÜLLERİ: 1955 Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülü Yeşeren Otlar ile 1981 Yeditepe Şiir Armağanı Yangın ile Hikaye Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde Ceviz ağaçları yoktu, Ben bu yüzden serinliğe hasretim Okşa biraz! Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt saçlarını bebek Savur biraz! Benim doğduğum köyleri Akşamları eşkiyalar basardı ![]() Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem Konuş biraz! Benim doğduğum köylerde Şimal rüzgarları eserdi, Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır Öp biraz! Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin! Benim doğduğum köyler de güzeldi, Sen de anlat doğduğun yerleri, Anlat biraz! Cahit Külebi |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıAHMET MUHİP DIRANAS 1908'de İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ ŞİİR: Şiirler (1974) Kırık Saz (Bugünkü dille Tevfik Fikret’in şiirleri) 1975 Şiirler (yaşam öyküsünü de içeren bir incelemeyle birlikte 1982) OYUN: Gölgeler (1947) Çıkmaz (O Böyle İstemezdi’nin ilk yazımı) O Böyle İstemezdi (1948) Oyunlar (Gölgeler ve Çıkmaz birarada) (1977) Fahriye Abla Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, Kapanırdı daha gün batmadan kapılar ![]() Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla! Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi, Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi; Güneşin batmasına yakın saatlerde Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede ![]() Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede; Bahçende akasyalar açardı baharla ![]() Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye Abla! Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı; Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı ![]() İçini gıcıklardı bütün erkeklerin Altın bileziklerle dolu bileklerin ![]() Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin; Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla ![]() Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye Abla! Gönül verdin derlerdi o delikanlıya, En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya ![]() Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın, Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın? Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın; Hâtırada kalan şey değişmez zamanla, Ne vefalı komşumuzdun sen, Fahriye Abla! |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıAHMET HAMDİ TANPINAR 23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ ŞİİR: Bütün Şiirleri (1976-1981) ROMAN: Mahur Beste (tefrika 1944 - basım 1975) Huzur (1949-1983) Sahnenin Dışındakiler (tefrika 1950- basım 1973) Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961-1977) Aydaki Kadın (ölümünden sonra 1987) ÖYKÜ: Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943-1983) Yaz Yağmuru (1955-1983) Hikayeler (Kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte tüm öyküleri, 1983) DENEME: Beş Şehir (1946-2001) Edebiyat Üzerine Makaleler (1969-1977) Yaşadığım Gibi (1970-1977) ANTOLOJİLER: Tevfik Fikret (1937-1944) Namık Kemal (1942) Yahya Kemal (1940-1982) 19 ![]() Her Şey Yerli Yerinde Her şey yerli yerinde; havuz başında servi Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan, Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan, Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak, Serpilen aydınlıkta dalların arasından Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak ![]() Biliyorum gölgede senin uyuduğunu Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin Hazların aleminde yumulmuş kirpiklerin Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu ![]() Belki rüyalarındır bu taze açmış güller, Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde, Bitmeyen aşk türkusü kumruların sesinde, Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner ![]() Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan, Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgarda ![]() Ahmet Hamdi Tanpınar |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıHan Duvarları Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı Bir dakika araba yerinde durakladı ![]() Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar ![]() ![]() ![]() Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya, Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık! Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık, Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı ![]() ![]() ![]() Arkada zincirlenen yüksek Toros dağları, Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler, Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler ![]() ![]() ![]() Ellerim takılırken rüzgarların saçına Asıldı arabamız bir dağın yamacına, Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık, Yalnız arabacının dudağında bir ıslık, Bu ıslakla uzayan, dönen kıvrılan yollar ![]() Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu ![]() Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu ![]() Serpilmeye başladı bir rüzgar ince ince, Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine Yol, hep yol, daima yol ![]() ![]() ![]() ![]() Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali Sonunda ademdir diyor insana yolun hali, Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor, Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor ![]() ![]() ![]() Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine, Bir sarsıntı ![]() ![]() ![]() Geçiyordu araba yola benzer bir sudan Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu, Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu; Ağır ağır önümden geçti deve kervanı, Bir kenarda göründü beldenin viran hanı ![]() Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya ![]() Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı, Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor, Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor, Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı Her yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı, Gitgide birer ayet gibi derinleştiler Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki çizgiler ![]() ![]() ![]() Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı, Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı; Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler, Aygın baygın maniler, açık saçık resimler ![]() ![]() ![]() Uykuya varmak için bu hazin günde, erken, Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı; Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı Ben garip çizgilerle uğraşırken başbaşa Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa; "On yıl ayrıyım Kınadağı'ndan Baba ocağından yar kucağından Bir çiçek dermeden sevgi bağından Huduttan hududa atılmışım ben" Altında da bir tarih ![]() ![]() ![]() Gözüm imza yerinde başka ad görmedi ![]() Artık bahtın açıktır, uzun etme arkadaş! Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş; Araya gitti diye içlenme baharına, Huduttan götürdüğün şan yetişir yarına! Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk Soğuk bir mart sabahı ![]() ![]() ![]() Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor, Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor ![]() ![]() ![]() Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar, Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar Biz bu sonsuz yollarda varıyoz, gitgide, İki dağ ortasında boğulan bir geçide Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu Burada son fırtına son dalı kırıyordu Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla Savrulmaya başladı karlar etrafımızda Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü; Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü ![]() ![]() ![]() Gönlümde can verirken köye varmak emeli Arabacı haykırdı *İşte Araplıbeli* Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana Biz menzile vararak atları çektik hana ![]() Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor Kimi haydut kimi kurt masalı anlatıyor Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor "Gönlümü çekse de yarin hayali Aşmaya kudretim yetmez cibali Yolcuyum bir kuru yaprak misali Rüzgarın önüne katılmışım ben" Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık Bir han yorgun argın tatlı bir uykudaydık Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım ![]() Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım! "Garibim namıma Kerem diyorlar Aslı'mı el almış harem diyorlar Hastayım derdime verem diyorlar Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben" Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında Korkarım yaya kaldın bu gurbet çıkmazında Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı! Bahtına lanet olsun aşmadıysan bu dağı! Az değildir, varmadan senin gibi yurduna Post verenler yabanın hayduduna kurduna! Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu? Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende, Dedi Hana sağ indi ölü çıktı geçende! Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti ![]() ![]() ![]() Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi ![]() Aradan yıllar geçti işte o günden beri Ne zaman yolda bir hana raslasam irkilirim, Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar! Ey garip çizgilerle dolu han duvarları Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları! ![]() ![]() ![]() Faruk Nafiz Çamlıbel |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıFARUK NAFİZ ÇAMLIBEL 18 Mayıs 1989'da İstanbul’da doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ: ŞİİR: Şarkın Sultanları (1919) Gönülden Gönüle (1919) Dinle Neyden (1919) Çoban Çeşmesi (1926) Suda Halkalar (1928) Bir Ömür Böyle Geçti (1933) Elimle Seçtiklerim (1934) Akarsu (1937) Tatlı Sert (Mizah Şiirleri, 1938) Akıncı Türküleri (1938) Heyecan ve Sükûn (1959) Zindan Duvarları (1967) Han Duvarları (Seçme Şiirler, 1969) OYUN: Canavar (1925) Özyurt (1932) Akın (1932) Kahraman (1933) Yayla Kartalı (1945) ROMAN: Yıldız Yağmuru (1936) |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıCAHİT SITKI TARANCI 4 Ekim 1910’da Diyarbakır’ın Camiikebir Mahallesi’nde doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ ŞİİR: Ömrümde Sükût (1933, 1968) Otuz Beş Yaş (1946, 1982) Düşten Güzel (1952, 1969) Sonrası (Ölümünden sonra 1957, 1962) MEKTUP: Ziya’ya Mektuplar (Ölümünden sonra 1957 ![]() ÖYKÜ: Cahit Sıtkı'nın Hikayeciliği ve Hikayeleri (Ölümünden sonra Selahattin Ömerli derledi, 1976) Bütün Şiirleri (Asım Bezirci derledi, 1983) 35 Yaş Şiiri Yaş otuz beş! yolun yarısı eder ![]() Dante gibi ortasındayız ömrün ![]() Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider ![]() Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim ![]() Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan ![]() Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir ![]() Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız ![]() Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu ![]() Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış ![]() Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim ![]() Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? Neylersin ölüm herkesin başında ![]() Uyudun uyanamadın olacak ![]() Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında ![]() Cahit Sıtkı Tarancı |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıNamık KEMAL ![]() 21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğdu, 2 Aralık 1888’de Sakız Adası’nda öldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sürgünler dönemi Namık Kemal, İstanbul’dan uzak olması için Erzurum’a vali muavini olarak atandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Edebiyatı'nda İlkleri 1876’da I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ OYUN: Vatan Yahut Silistre (1873, yeni harflerle 1940) Zavallı Çocuk (1873, yeni harflerle 1940) Akif Bey (1874, yeni harflerle 1958) Celaleddin Harzemşah (1885, yeni harflerle 1977) Kara Bela (1908) ROMAN: İntibah (1876, yeni harflerle 1944) Cezmi (1880, yeni harflerle 1963) ELEŞTİRİ: Tahrib-i Harâbât (1885) Takip (1885) Renan Müdafaanamesi (1908, yeni harflerle 1962) İrfan Paşa’ya Mektup (1887) Mukaddeme-i Celal (1888) TARİHİ KİTAPLAR: Devr-i İstila (1871) Barika-i Zafer (1872) Evrak-ı Perişan (1872, yeni harflerle 1973) Kanije (1874) Silistre Muhasarası (1874, yeni harflerle 1946) Osmanlı Tarihi (1889, ölümünden sonra, yeni harflerle 3 cilt, 1971-1974) Büyük İslam Tarihi, (1975, ölümünden sonra) |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıNecip Fazıl'dan KALDIRIMLAR Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum ![]() Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum ![]() Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar ![]() İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık ![]() Biri benim, biri de serseri kaldırımlar ![]() İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler ![]() ![]() ![]() Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler ![]() Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır ![]() Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır ![]() Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler ![]() Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler ![]() Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları ![]() Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi ![]() Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi ![]() ![]() ÇİLE ![]() ![]() Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde ![]() ![]() ![]() Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı! Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı Ateşten zehrini tattım bu okun, Bir anda kül etti can elmasımı ![]() Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un, Kustum, öz ağzımdan kafatasımı Bir bardak su gibi çalkalandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk ![]() Al sana hakikat, al sana rüya! İşte akıllılık, işte sarhoşluk! Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare diye ![]() Bir kanlı şafakta, bana çil horoz, Yepyeni bir dünya etti hediye Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Makâni bir satıh, zamanı vehim ![]() Bütün bir kainat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim ![]() Nesin sen, hakikat olsan da çekil! Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam! Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam! Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, Benliğim bir kazan ve aklım kepçe, Deliler köyünden bir menzil aşkın, Her fikir içimde bir çift kelepçe ![]() Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? Zamanın raksı ne bir yuvarlakta? Sonum varmış, onu ögrensem asıl? Bir fikir ki sıcak yarad kezzap, Bir fikir ki, beyin zarında sülük ![]() Selam sana haşmetli azap; Yandıkça gelişen tılsımlı kütük ![]() Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol! Ey yedinci gök, esrarını aç! Annemin duası, düş de perde ol! Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç! Uyku, katillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak ![]() Teselli pınarı, sabır memesi; Size şerbet, bana kum dolu çanak ![]() Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet, Sırrını ararken patlayan gülle? Yeşil asmalarda depreniş, şehvet; Karınca sarayı, kupkuru kelle ![]() ![]() ![]() Akrep nokta nokta ruhumu sokmus, Mevsimden mevsime girdim böylece ![]() Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence ![]() Evet, her şey bende bir gizli düğüm; Ne ölüm terleri döktüm, nelerden! Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, Yetişir çektiğim mesafelerden! Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz; Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık ![]() Her gece rüyamı yazan sihirbaz, Tutuyor önümde bir mavi ışık ![]() Büyücü, büyücü ne bana hıncın? Bu kükürtlü duman, nedir inimde? Camdan keskin, kıldan ince kılıcın, Bir zehir kıymak gibi, beynimde ![]() Lugat, bir isim ver bana halimden; Herkesin bildiği dilden bir isim! Eski esvaplarım, tutun elimden; Aynalar söyleyin bana, ben kimim? Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa, Arzı boynuzunda taşıyan öküz? Belâ mimarının seçtiği arsa; Hayattan mühacir; eşyadan öksüz? Ben ki, toz kanatıi bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerrecigim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı! Ne yalanlarda var, ne hakikatta, Gözümü yumdukça gördüğüm nakış ![]() Boşuna gezmişim, yok tabiatta, İçimdeki kadar iniş ve çıkış ![]() Gece bir hendeğe düşercesine, Birden kucağına düştüm gerçeğin ![]() Sanki erdim çetin bilmecesine, Hem geçmis zamanın, hem geleceğin ![]() Açıl susam, açıl! Açıldı kapı; Atlas sedirinde mavera dede ![]() Yandı sırça saray, ilahi yapı, Binbir avizeyle uçsuz maddede ![]() Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik; Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur ![]() Içiçe mimari, içiçe benlik; Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur! Nizam köpürüyor, med vakti deniz; Nizam köpürüyor, ta çenemde su ![]() Suda bir gizli yol, pırılıtılı iz; Suda ezel fikri, ebed duygusu ![]() Kaçır beni ahenk, al beni birlik; Artık barınamam gölge varlıkta ![]() Ver cüceye, onun olsun şairlik, Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta ![]() Öteler öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman madenim ![]() Gökte saman yolu benim olmalı; Dipsizlik gölünde, inciler benim ![]() Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak ![]() Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıNecip Fazıl Kısakürek Necip Fazıl Kısakürek (d ![]() ![]() ![]() Hayatı [değiştir] Necip Fazıl Kısakürek (NFK)yazdığı "Kaldırımlar" adlı şiir çok beğenildiği için ona bu şiirine ithafen "Kaldırımlar Şairi" denmektedir Kayıtlı bir şecereyle, Alaüddevle devrinin Şeyhülislamı Mevlâna Bektut'a dayanan ve Dulkadiroğulları'na bağlı "Kısakürekler" soyuna mensuptur ![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri 12 yaşında şiire başlayan Necip Fazıl'ın ilk şiir kitabı daha 17 yaşında iken yayınlandı ve şiirleri M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olur ![]() ![]() Daha sonraları onun için; “Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız!” diyeceği bu büyük insan, onun hayatında yeni bir devrin başlamasına vesile olur ve Üstat, hayatında meydana gelen bu değişikliği şu mısralarla özetler: “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum ![]() ![]() ![]() Bu tanışma onun hayatında dönüm noktası oldu ![]() ![]() ![]() Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih gibi piyesleri büyük ilgi görür ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük Doğu Hareketi'ni başlattığı Büyük Doğu dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi ![]() ![]() ![]() 1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, İman ve İslam Atlası adlı eseriyle fikir dalında Millî Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almıştır ![]() ![]() Türk devleti tarafından, "bir mısrası Türk milletini ihya etmeye yeter" denilerek övülmüş; Şair Hasan Sami Bolak tarafından da, "Şiirin süzme balı, tadı Necip Fazıl'dır - Fikir, san'at ve çile ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vasiyeti Vasiyetinin bir kısmı
Kitapları Hikâyelerim [*]Cinnet mustatili (Yılanlı Kuyudan) [*]Nam-ı Diğer Parmaksız Salih [*]Bir Adam Yaratmak [*]Çile [*]Kafa Kâğıdı [*]O ve Ben [*]Yunus Emre - Kanlı Sarık [*]At'a Senfoni [*]Para - Mukaddes Emanet [*]Sahte Kahramanlar - İman Ve Aksiyon - Özlediğimiz Nesil - İslam Ve Öbürleri [*]Hazret-i Ali [*]Tanrı Kulundan Dinlediklerim [*]İhtilal [*]Moskof [*]Tohum - Künye [*]Aynadaki Yalan [*]Reis Bey - Parmaksız Salih [*]Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu [*]Babıali [*]Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık [*]Hitabeler [*]Peygamber Halkası [*]İbrahim Ethem - Abdülhamid Han - Siyah Pelerinli Adam [*]Hesaplaşma - Tarihte Yobaz Ve Yobazlık - Türkiye Ve Komünizm [*]Esselam [*]Dünya Bir İnkılap Bekliyor - Yolumuz, Halimiz, Çaremiz - Ruh Muvazenesi - Her Cephesiyle Komünizm [*]Hac [*]Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar [*]Türkiye'nin Manzarası [*]Çerçeve - 1 [*]Nur Harmanı [*]İman ve İslam Atlası [*]Müdafaalarım [*]Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar) [*]Benim Gözümde Menderes [*]İdeolocya Örgüsü [*]Mümin Kafir - Vecdimin Penceresinden - Bir Pırıltı Binbir Işık [*]Senaryo Romanlarım: Sen Bana Ölümü Yedirdin - Deprem (Çile) - Katibim - Villa Semer - Vatan Şairi Namık Kemal - Canım İstanbul - Ufuk Çizgisi - Son Tövbe - En Kötü Patron [*]Çöle İnen Nur [*]Son Devrin Din Mazlumları [*]Öfke ve Hiciv [*]Sabır Taşı - Ahşap Konak [*]Ulu Hakan II ![]() ![]() Utansın
|
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıPeyami Safa Hayatı Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa'nın oğludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hastalık ve savaşın yol açtığı maddî sıkıntılar dolayısıyla öğrenimini sürdürememiş, o sıralar Maarif Nazırı olan Recaizade Ekrem Bey (Recaizade Mahmut Ekrem), bu görevinden ayrılınca onu Galatasaray Lisesi'nde okutma vaadini yerine getirememiş, Peyami Safa da hayatını kazanmak ve annesine bakmak için Vefa İdadisi'ndeki öğrenimini yarıda bırakmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 1918 yılında ağabeyi İlhami Safa'nın isteğine uyarak öğretmenlikten ayrılmış ve birlikte çıkardıkları "20 ![]() ![]() ![]() ![]() 1960'lı yıllara kadar başta Milliyet olmak üzere birçok gazete ve dergide yazan Peyami Safa 27 Mayıs'tan sonra Son Havadis gazetesinde yazmaya başlamıştır (1961) ![]() ![]() Edebî Hayatı Yazı hayatına 20 ![]() ![]() ![]() ![]() İlk romanlarında sola yakın görüşler taşıyan Peyami Safa, bir hastanın psikolojisini anlattığı otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu (1931) Nazım Hikmet’e ithaf etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk uzun hikâyesi Gençliğimiz'i 1922 yılında neşreden Peyami Safa, para kazanmak amacıyla yazdığı kitaplarında, ilk defa ağabeyi İlhami Safa'nın takma ad olarak kullandığı, annesi Server Bedia Hanım'ın adından uyarladığı Server Bediî müstear adını kullanmış, bu takma adla yüzlerce eser vermiştir ![]() ![]() Yalnız romanında insanlığı materyalizmin kör çenberini kırmağa, kendini kaybettiği ruhunu bulmaya çağırmaktadır ![]() ![]() ![]() Sözde Kızlar da ise mütareke döneminin bunalımlı günlerinde, babasını aramak amacıyla İstanbul'a gelen bir genç kızın macerası çerçevesinde, yüksek tabakanın içinde bulunduğu ahlaki çöküşü ele alır ![]() ![]() ![]() ![]() Peyami Safa, Türk kültür yaşamında yayımlandığı yıllarda hayli etkili olmuş Hafta, Kültür Haftası (1936, 21 sayı) ve Türk Düşüncesi (1953-1960, 63 sayı) dergilerini çıkarmıştır ![]() Asıl ününü romancı olarak yapan Peyami Safa, bazı uzun öyküleri ile de dikkati çekmiş, yazar Batılı kaynakların bir "Zalim" olarak tanıttıkları hun hükümdarı Atilla'yı aklamak amacıyla aynı adda bir de tarihsel roman yazmıştır ![]() Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beşir Ayvazoğlu'nun yazar (Peyami Safa) hakkında Ötüken Yayınları'ndan çıkmış, biyografik bir eseri bulunmaktadır ![]() Eserleri Hikâye Bir genç (1921)
Mahşer (1924)
Gün Doğuyor (1937) Fikrî Eserleri Zavallı Celal Nuri Bey (1914)
Ders Kitapları Cumhuriyet Mekteplerine Millet Alfabesi (1929),
|
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıAtilla İlhan'dan Şiirler Kimi Sevsem Sensin her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet sarışın başladığım esmer bitiyor anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli dudakları keskin kırmızı jilet bir belaya çattık / nasıl bitirmeli gitar kımıldadı mı zaman deliniyor kimi sevsem sensin / hayret kapıların kapalı girilemiyor * * * kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum ELDE VAR HÜZÜN söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde var hüzün o şehrayin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam aşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün SEN BENİM HİÇBİR ŞEYİMSİN Sen benim hiçbir şeyimsin Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmem ki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbir şeyimsin Varlığın yokluğun anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok çığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykumun arasında çağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıAtilla İlhan ![]() 15 Haziran1925'te Menemen'de doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Paris Yılları 1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul - Paris - İzmir Üçgeni 1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sanatta Çok Yönlülük 1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra, tekrar İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan sinema çalışmalarına ağırlık verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul'a Dönüş 1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu ![]() ![]() Hazırlık ve Arayış Dönemi Romanda 'hazırlık ve arayış dönemi' diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır ![]() Olgunluk Dönemi Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Politik Araştırma ve Düşünceleri Attilâ İlhan, vefatından önceki son yıllarını tarih araştırmalarına vermişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ölümü Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi ![]() ![]() ![]() Tüm Eserleri Müzik Albümleri An Gelir / Kendi Sesinden Şiirleri (2006) Şiir kitapları Duvar (1948)
Sokaktaki Adam (1953)
Yengecin Kıskacı (1999) Deneme-Anı [değiştir]
Hangi Sol (1970)
Bir Sap Kırmızı Karanfil (1998)
|
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Edebiyatının Unutulmazları |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Edebiyatının UnutulmazlarıAŞK RESMİ GEÇİDİ* (Orhan Veli'den bir şiir) * Şairin ölümünden sonra, bu şiirin elyazması, diş fırçasına sarılı bir kâğıtta bulunmuştur ![]() ![]() Birincisi o incecik, o dal gibi kız ![]() Şimdi galiba bir tüccar karısı ![]() Ne kadar şişmanlamıştır kimbilir ![]() Ama yine de görmeyi çok isterim, Kolay mı? ilk gözağrısı ![]() ………………… çıkar ……………… ![]() …………………… ![]() …… ![]() ![]() ………………… yangın yerlerinde ![]() Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları Gülmekten katılırdı, okudukça ![]() Bense bugünmüş gibi utanırım O mektupları hatırladıkça ![]() Dördüncüsü azgın bir kadın, Açık saçık şeyler anlatırdı bana ![]() Bir gün de önümde soyunuverdi Yıllar geçti aradan, unutamadım, Kaç defa rüyama girdi ![]() Beşinciyi geçip altıncıya geldim Onun adı da Nurünnisa ![]() Ah güzelim Ah esmerim Ah Canımın içi Nurünnisa ![]() Yedincisi Aliye, kibar bir kadın Ama ben pek varamadım tadına, Bütün kibar kadınlar gibi, Küpe fiyatına, kürk fiyatına ![]() Sekizinci de o soyun soyu: Sen elin karısında namus ara, Kendinde arandı mı, küplere bin ![]() Üstelik kendinde de Yalanın düzenin bini bir para ![]() Ayten'di dokuzuncunun adı, Barlarda göbek atar İş başında şunun bunun esiri, Ama bardan çıktı mı, Kiminle isterse onunla yatar ![]() Onuncusu akıllı çıktı Bıraktı gitti beni Ama haksız da değildi hani, Sevişmek zenginlerin harcıymış İşsizlerin harcıymış ![]() İki gönül bir olunca Samanlık seyranmış ama, İki çıplak da —olsa olsa— Bir hamama yakışırmış ![]() İşine bağlı bir kadındı on birinci Hoş, olmasın da ne yapsın? Bir zalimin yanında gündelikçi; Adı Luksandra ![]() Geceleri odama gelir, Sabahlara kadar kalır Konyak içer, sarhoş olur, Sabahı da, işbaşı yapardı şafakla ![]() ![]() Gelelim sonuncuya ![]() Ona bağlandığım kadar Hiçbirine bağlanmadım ![]() Sade kadın değil, insan ![]() Ne kibarlık budalası, Ne malda, mülkte gözü var ![]() Eşit olsak, der, Hür olsak, der ![]() İnsanları sevmesini de bilir, Yaşamayı sevdiği kadar ![]() (Son Yaprak, 1 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|