![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDivan Edebiyatı Türklerin İslâm dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dininin benimsenmesinden sonra,Kuran’ın Arapça olmasından dolayı pek çok toplumun kültür dili değişime uğradı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
Divan Edebiyatı'nda nazım birimi Nazım sözlük anlamıyla "sıra", "düzen" demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şairi bu konuları, aruz ölçüleri içinde ve çok yaygın biçimiyle beyitlerle yazmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() divan edebiyatını sikiyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aruz ölçüsü nazım şekillerine göre değişik kalıplarda kullanılır ![]() ![]() ![]() Bir Osmanlı bahçe eğlencesi: şâir, misâfir ve sâki betimlemesi ![]() ![]() ![]() Divan Şiiri'nin nazım biçimleri Ölçülü ve kafiyeli söz ya da yazıya "manzum" ya da "manzume" denir ![]() ![]() ![]() ![]() Divan Şiiri'nin konuları ve özellikleri Divan şiirinde en çok işlenen tema kadındı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevgili ise hemen her zaman aşığa ilgisiz davranır, onu tanımazlıktan gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu geleneksel sevgili tipinin boyu servi gibi uzun, beli ince, saçları uzun ve siyah, yanakları gül kırmızısı, gözleri siyah, bakışları kılıç gibi keskin, ok gibi yaralayıcıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şiirinde aşk 2 türlü işlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yunan düşünürü Platon’a kadar uzanan bu yaklaşımda, en saf ve en gerçek aşk önemlidir; tensel zevkler, cinsellik söz konusu edilemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünya nimetlerine bağlı divan edebiyatı ozanları, bu nimetlerden zevk alarak yararlanmasını bilmişlerdir ![]() ![]() ![]() Divan şirinde yaygın işlenen konulardan biri de doğadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baharı anlatan şiirlere bahariye, kışı anlatanlara da şitaiye denmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şiirinde, işlendiği biçimiyle doğa belli öğelerle sınırlı kalmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Divan Şiiri'nde söz sanatları Divan şairinin başarılı olabilmesi için dilin inceliklerini bilmesi gerekirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan Edebiyatında Nesir Divan edebiyatında üç tür düzyazı biçimi vardır ![]() ![]() ![]() Süslü düzyazıda hüner ve marifet göstermek amaçlanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orta düzyazı ise, divan edebiyatının hemen hemen bütün klasik yazarlarının yazdığı bir türdür ![]() ![]() ![]() Divan Edebiyatı'nın tarihsel gelişimi Divan edebiyatının ilk örnekleri 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bâkî ve Fuzuli Divan şiirinin en iyi örneklerini verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan edebiyatı böylece önemini yitirmekle birilikte, Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı, Türk edebiyatının aruz ölçüsüyle son şiirlerini yazdılar, denilirse de zamanımızda da bu vezni kullanabilen şâirler vardır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDivn Edebiyatı Şairlerinden Fıtnat Hanım Fıtnat Hanım (1842-1911) ünlü Türk Divan şairi ![]() Genel kanı 1842'de doğduğuna yönelik olsa da, çeşitli kaynaklarda 1830lu yıllarda doğduğu belirtilmektedir ![]() ![]() ![]() Küçük yaşlarda ailesiyle beraber İstanbul'a taşındılar, Fıtnat Hanım burada iyi bir eğitim gördü ![]() ![]() ![]() ![]() Fıtnat Hanım zekası ve güzelliği ile ün salmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son dönem Osmanlı edebiyatının en ünlü kadın isimlerinden olan Fıtnat hanım 1911 yılında İstanbul'da vefat etmiştir ![]() ![]() Fıtnat Hanım, bir diğer divan edebiyatı şairi Zübeyde Fıtnat ile karıştırılmamalıdır ![]() Eserlerinden örnekler Gazel Eylesin tesir-i derdin cânâne Allah aşkına Girmesin gam hâneme bîgâne Allah aşkına Kim bilir dert ehlinin hâlin yine yâri bilir Kıl tarrahhum dîde-i giryâne Allah aşkına Bezm-i cânânım uzak bi sûziş-i hasret ile Gel seninle yanalım pervâne Allah aşkına Bî-harâb-âbâd- ı aşkındır unutma rahm edüp Fıtnat’ı gel eyleme dîvâne Allah aşkına |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDivn Edebiyatı Şairlerinden Esrar Dede Esrâr Dede, (1748-1797) ünlü TürkDîvân edebiyatı şairi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arapça ve Farsça başta olmak üzere Rumca, Latince ve İtalyancabilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() "Esrâr" mahlasını da, Şeyh Gâlip'e arz edip talebelerinden olunca almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezar taşında Şeyh Gâlip'in şu cümleleri yer almaktadır: "Esrâr Dede çileyi hatm ettiği dem Sırr oldu serin hırka-i tâbûta çeküp Gâlib dedi târihin efsûs efsûs Hemdemlerini hayrân kodı Esrâr göçüp ![]() Bunun dışında bizzat Şeyh Gâlip, Esrâr Dede'nin ölümü üzerine bir mersiye kaleme almıştır ![]() Bu mersiye şöyledir: Kan ağlasın bu dide-i dür-bârım ağlasın Ansın benim o yâr-ı vefâ-dârım ağlasın Çeşm ü dehân u ârız u ruhsârım ağlasın Baştan başa bu cism-i siyeh-kârım ağlasın Ağyârım ağlasın bana hem yârim ağlasın Gûş eyleyen hikâyet-i Esrâr'ım ağlasın Nâ-dide bir güher telef etdim dirîg u âh Hâk içre defnedüp gerü gitdim dirîg u âh Zât-ı şerifi âleme bir yâd-gâr idi Fakr u fenâ vü aşk u hüner-ber-karâr idi Her şeb misâl-i şem' benim ile yanar idi Sâye gibi yanımda enis-i nehâr idi Hakkaa tamâm âşık idi yâr-ı gaar idi Birkaç zaman muammer olaydı ne var idi Allah verdi aldı yine kurb-i Hazrete Biz kaldık intizâr ile rûz-i kıyâmete Âhir nefesde sohbeti oldu mahabbet âh Bir yâre urdu bağrıma âh derd-i firkat âh Gelmezdi hiç kalb-i fakire bu sûret âh Ey kâş etmeyeydim o âşıkla sohbet âh Yakmazdı belki cânımı bu nâr-ı hasret âh Telh etdi kâmımı o zehr-nâk şerbet âh Eyvâh elden o gül-i handânım aldı mevt Esrâr'ım aldı cümle dil ü cânım aldı mevt Olsun mübârek ol mehe kabr-i saâdeti Mevlâ müyesser ede makaam-ı şefâati Bitmiş ne çâre dâne vü gelmişdi sâati Dehrin budur hemişe muhîbbâna âdeti Tefrik içündür etse de izhâr vuslatı Zehri yutulmaz ağza alınmaz harâreti Ben gördüğüm bu dâr-ı fenânın fenâsıdır Baakî Hûudâ rızâsı bekaa Hâk bekaasıdır Meydân-ı Mevlevide nişân âşikâr edip Pervâz ederdi şevk ile Ankaa şikâr edip Eylerdi nây u defile semâ' âh u zâr edip Bulmuşdu kân-ı matlabı Hak'da karâr edip Almışdı müjde kûyuna yârın güzâr edip Gitdi ne çare Gaalib'i hasretle yâr edip Olsun visâl-î Hazret-i pirânla kâm-yâb Kıldı karîn'i kabri Fasîh-i felek-cenâb Eserleri Kuşkusuz her açıdan olduğu gibi edebî açıdan da Esrâr Dede'yi en çok Şeyh Gâlip etkiledi ![]() ![]() ![]() Şiirlerini topladığı Dîvân'ı en önemli ve bilinen eseridir ![]() ![]() ![]() Mübâreknâme-i Esrâr, Fütüvvetnâme-i Esrâr ve daha önce de zikrettiğimiz Lugat-ı Tilyan`dır ![]() ![]() ![]() ![]() Eserlerinden Örnek Gazel (Gece Kandilli`de) Gece Kandilli’de gök kandil olup ol meh-rû Mâhitab eyleyerek eyledi azm-i Göksu Ol şehen-şâh-ı hüsn basdı kadem şevketle Hele Beylerbeyi’nin başına devletdir bu Boğaz içinde bu şeb mey vererek muğbeçeler İtdi sâgar gibi lebrîz bizi tâ-be-gelû Gel çelipa içün itme bizi hicrana dûçar Nola İstavroz’a gitme bu gice kâfir-hu Subha dek eyleyelim şevk ile zevk-i mehtâb Mestdir çeşm-i siyeh meste yeter bu uyku |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıBâki (şair) Bâki, (1526-1600) ünlü Dîvânedebiyatı şairi ![]() Hayatı 1526 yılındaİstanbul'da doğan Bâki'nin asıl ismi Mahmud Abdülbâki'dir ![]() ![]() ![]() ![]() Gayretleri ile iyi bir eğitim görmüş, dönemin ünlü müderrislerindenders almıştır ![]() ![]() Eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Bâki Saray'a hep bir yakınlığı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çalışmaları Bâki Osmanlı'nın en güçlü devirlerinden birinde yaşamıştır, bu da pekâla onun şiirlerine ve şiirlerinde kullandığı temalara yansımıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri Dîvân - (4508 beyitlik, en önemli eseri) Fazâ’il-cihad - (Cihad üzerine bir eseri) Fazâ’il-Mekke - (Tercüme) Hadîs-i erbain - (Tercüme) |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıBağdatlı Ruhî Bağdatlı Ruhî, (?-1605) TürkDivan edebiyatı şairi ![]() ![]() Hayatı Bağdat doğumlu olduğu bilinen şairin doğum tarihi bilinmemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çalışmaları Bağdatlı Ruhi'nin en çok etkilendiği şair hiç kuşkusuz Fuzuli'dir, Fuzuli'nin oğlu Fazlı ile de arkadaşlık kurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Eserlerinden örnek Terkib-i Bend'in birinci bendi Sanmam bizi kim şîre-i engûr ile mestüz Biz ehl-i harabâtdanuz mest-i Elest’üz Ter-dâmen olanlar bizi alûde sanur lîk Biz mâil-i bûs-i leb-i câm ü kef-i destüz Sadrın gözedüb neyleyelim bezm-i cihânın Pâ’yi hum-i meydir yirimüz bâde-perestüz Mâil değiliz kimsenin âzârına ammâ Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne şikestüz Erbâb-i garez bizden ırağ olduğu yeğdir Düşmez yare zirâ okumuz sâhib-i şeştüz Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyuz A’lâlara a’lâlanuruz pest ile pestüz Hem-kâse-i erbâb-ı dilüz arbedemiz yok Mey-hânedeyüz gerçi velî ışk ile mestüz Biz mest-i mey-i mey-kede-i âlem-i cânuz Ser-halka-i cem’iyyet-i peymâne-keşânuz |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıHayr-âbâd, Baltacı Mehmed Paşa adına, 1705-1706civarında Nâbî tarafından kaleme alınmış ünlü bir mesnevidir ![]() ![]() Hayrabad'ın konusu kısaca şöyledir: "Cavid adlı bir gence Hurrem Şah isimli bir şah aşık olur ![]() ![]() ![]() Cürcan padişahı Hurrem Şah'ın sarhoş olduğu için böyle davrandığını, ertesi gün ayıldığında Cavid'i geri isteyebileceğini düşünür; bu nedenle Cavid'i bir kuyuya saklar, iki tane de kâfûr mumu yakar ![]() Şah ayılınca cidden de Cavid'i arar, fakat kuyuya girildiğinde Cavid orada olmadığını mumların da bittiğini görürler ![]() ![]() ![]() Yolları güzel bir bahçeye düşer, bahçede bir dev ve güzel bir kız vardır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıHüsrev ü Şirin Hüsrev ü Şirin, İkinci Murat'ın ricası üzerine, onun adına Şeyhîtarafından kaleme alınmış bir mesnevi ![]() 640beyitten oluşan Hüsrev ü Şirin'de Sasani hükümdarlarından Hürmüz'ün oğlu Hüsrev-i Perviz, bir Ermeni prensesi olan Şirin ve Ferhat arasında geçen olayları konu edinmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ünlü tema, çoğu zaman aynı isimle bazen de Ferhad ü Şirin ismiyle bir çok ünlü edebiyatçı tarafından tekrar kaleme alınmıştır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıHüsn ü Aşk Hüsn ü Aşk (Güzellik ve Aşk) adlı mesneviŞeyh Galip'in (1757-1799) başyapıtıdır ![]() ![]() ![]() Kendisi bu eseri, 1782'de girdiği bir iddia üzerine 6 ayda yazmıştır ![]() ![]() ![]() Eserin her bir satırında tasavvufi simgeler bulmaktayız, kişi isimlerinden, yer isimlerine ve benzetmelere kadar ![]() ![]() Eserin Yazılışı Şeyh Galib eserin, Der beyân-ı sebeb-i te'lîf kısmında, bir oturumda Nâbî'nin Hayr-âbâd isimli eserinin fazla övülmesinden rahatsız olarak eseri yazmaya karar verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyh Galib bu eseri özgün olmadığı için kınamış ve kendisi hem edebi anlamda gelişmiş hem de özgün olan bir eser kaleme almak istemiştir ![]() ![]() Eserin Konusu Hüsn ü Aşk, kurgusal anlamda Hüsn (Güzellik) isminde bir kız ile Aşk isminde bir erkeğin aşkını anlatan, tasavvufi bir tema ve temele sahip bir mesnevidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Faka, Hayret isimli kudretli bir kişi Hüsn ile Aşk'ın görüşmesine mani olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aşk ile Gayret Kalb ülkesine yola koyulurlar ve başlarından birçok badire geçer ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıHarname Harnâme; Ünlü divan edebiyatçısı Şeyhi tarafından kaleme alınmış mesnevi ![]() ![]() Köye doğru yola koyulan Şeyhi, yolda eşkiyalar tarafından soyulmuş ve dövülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Eser 126 beyitten oluşmaktadır ![]() Divan edebiyatında hiciv eserlerinin ilk önemli örneklerindendir ![]() Harname Zevk içinde cihân velî ŞEYHî Yatur uş minnet ü belâda dahı Bahtı zengî yüzü tek agarmaz İşi başmaklayın başa varmaz Râhat umdukça gördü zahmetler Devlet isteyü buldu mihnetler Fikr olurken hâletün sıfatı Geldi bu kıssanun münâsebeti Münasebet-i Hikayet Bir eşek var idi zâif ü nizâr Yük elinde kat'i şikeste vü zâr Gâh odunda vü gâh suda idi Dün ü gün kahr ile kısuda idi Ol kadar çeker idi yükler ağır Ki teninde tü komamışdı yağır Nice tü kalmamışdı et ü deri Yükler altında kana batdı deri Eydür idi gören bu sûretlu Tan degül mi yürür sünük çatlu Dudağı sarkmış u düşmiş enek Yorılur arkasına konsa sinek Toğranur idi arpa arpa teni Gözi görince bir avuç samanı Kargalar dirneği kulağında Sinegün seyri gözi yağında Arkasından alınsa pâlanı Sanki it artuğıydı kalanı Birgün ıssı ider himâyet ana Ya’ni kim gösterür inayet ana Aldı pâlanını vü saldı ota Otlayurak biraz yüridi öte Gördi otlakda yürür öküzler Odlu gözler ü gerlü göğüzler Sömürüp eyle yirler otlağı Ki çekicek kılın tamar yağı Boynuzı ba’zısınun ay bigi Kiminün halka halka yay bigi Böğrişüp çün virürler âvâze Yankulanurdı tağ ü darvâze Har-ı miskîn ider iken seyrân Kaldı görüp sığırları hayrân Geh yürürler ferâgat ü hoş-dil Gâh yaylâ vü kışla geh menzil Ne yular derdi ne gâm-ı pâlân Ne yük altında haste vü nâlân Acebe kalur u tefekkür ider Kendü ahvâlini tasavvur ider Ki birüz bunlarunla hilkatde Elde ayakda şekl ü sûretde Bunlarun başlarına tâc neden Bize fakr ü ihtiyâc neden Bizi ger arpa ok u yây itdi Bunlarun boynuzun kim ay itdi Didi bu müşkilümi itmez hal Meger ol bir falân har-i a’kal Var idi bir eşek firâsetlû Hem ulu yollu hem kiyâsetlû Çok geçürmiş zamâneden çağlar Yükler altında sızırup yağlar Nûh Peygamber’ün gemisinde ol Virmiş İblîse kuyruğıyla yol Dir imiş ben döşedimdüm döşeği Dirilürken ölüp ’Üzeyr eşeği Hoş-nefesdür diyü vü ihl ü fasîh Hürmet eyler imiş humâr-ı Mesîh Kurd korkar idi kulağından Arslan ürker idi çomağından Ol ulu katına bu miskîn har Vardı yüz sürdi didi iy server Sen eşekler içinde kâmilsin Âkıl ü şeyh ü ehl ü fâzılsın Anda k’ıslâh ide tapun şer ü şûr Har-î Deccâle diyeler ker ü kûr Menzil-i mü’minîne rehbersin Merkeb-i sâlihîne mazharsın Nesebündür mesel hatîblere Nefesün hoş gelür edîblere Sen eşeksin ne şek hakîm-i ecell Müşkilüm var keremden itgil hall Bugün otlakda gördüm öküzler Gerüben yürür idi göğüzler Her biri semîz ü kuvvetlü İçi vü taşı yağlu vü etlü Niçün oldu bulara enzâni Bize bildür şu tâc-ı sultanî Yok mıdur gökde bizüm ılduzumuz K’olmadı yir yüzinde boynuzumuz Her sığırdan eşek nite ola kem Çün meseldür ki dir benî âdem Har eger hâr ü bî-temîz oldı Çünkü yük tartar ol azîz oldı Bâr-keşlikde çün bizüz fâik Boynuza niçün olmaduk lâyık Böyle virdi cevâb pîr eşek K’iy bilâ bendine esîr eşek Bu işün aslına işit illet Anla aklunda yog ise kıllet Ki öküzi yaradıcak Hallâk Sebeb-i rızk kıldı ol Rezzâk Dün ü gün arpa buğday işlerler Anı otlayup anı dişlerler Çün bular oldu ol azîze sebep Virdi ol izzeti bulara Çalab Tâc-ı devlet konıldı başlarına Et ü yağ toldı iç ü taşlarına Bizüm ulu işimüz odundur Od uran içümüze o dûndur Bize çokdur hakîki buyrukda Nice boynuz kulağ u kuyruk da Döndi yüz derd ile zaîf eşek Zâr ü dil-haste vü nahîf eşek Didi sehl ola bu işün aslı Çünki şerh oldı bâbı vü faslı Varayın ben de buğday işleyeyin Anda yaylayup anda kışlayayın Nice yiyem odun ile letler Bulayın buğday ile izzetler Gezerek gördi bir gögermiş ekin Sanki dutardı ol ekin ile kîn Aşk ile değdi girdi işlemeğe Gâh ayaklayu gâh dişlemeğe Arpa gördi gögermiş aç eşek Buldı cân derdine ilâç eşek Değme kerret ki şevk ile karvar Toprağın bile götürür harvar Eyle yidi gök ekini terle Ki gören dir zihî kara tarla Yiyürek toydı karnı çağnadı Yuvalandı vü biraz ağnadı Başladı ırlayup çağırmağa Anup ağır yükin ağırmağa Dimiş ol âdemî ki hoş-demdür Niam oldukda bî-nagam gamdur Pes idüp cûş içinde eşvâkı Rast düzdi nevâ-yı uşşâkı Çeker âvâze tîz ider perde Hoş ser-âğaz ider muhayyerde Nice düzmek ki bozdı âhengi Perdesin açdı ol cihân nengi Çıkarur har çün enker-ül esvât Ekin ıssına arz olur arasât Ağaç elinde azm-i râh itdi Tarlasını göricek âh itdi Dâneden gördi yiri pâk olmış Gök ekinliği kara hâk olmış Yüreği sovumadı söğmeg ile Olımadı eşeği dögmeg ile Bıçağın çekdi kodı ayruğını Kesdi kulağını vü kuyruğını Kaçar eşşek acıyaruk cânı Dökilüp yaşı yirine kanı Uğrayu geldi pîr eşek nâgâh Sordı hâlini kıldı derd ile âh Yermürü inleyü didi iy pîr Har-ı rûbâh bigi pür-tevzîr Bâtıl isteyü haktan ayrıldum Boynuz umdum kulakdan ayrıldum Benem ol gâm yükinde har-ı leng Gussalar balçığında vâlih ü deng Ne yüküm bir nefes giderici var Ne biraz çekmeğine yarıcı var Har gedây-iken arpaya muhtâç Gözedürem k’urıla başuma tâc İster iken halâldan rûzî Varım itdüm haramîler rûzî Ger tonuzlara olmaya buyruk Âh gitdi kulağ ile kuyruk Hükm-i sultâna k’ola pâyende Çarh çâkerdürür felek bende Kim ola bâri bir iki eclâf K’ide tevk-i pâdişâha hilâf Şâh kahrı ne’ûzü-billâh eger Çarh baş çekse ide zîr ü zeber Göklere irdi nâle vü feryâd Dâd iy pâdişâh-ı âdil dâd Şeyhî uzatma nâle vü âhun Nüktedândur bilür şehen-şâhun Ger inâyetden istesen tevfîr Kılma devlet duâsını taksîr Nice kim bu zamâne-i nâ-sâz Câhile nâz vire ehle niyâz Ne kadar kim cihân-ı bî-ihlâs Ârifi hâric ide âmiyi hâs Ol şehün işi izz ü nâz olsun Düşmeninün gam ü niyaz olsun (Vezin: Feilâtün mefâilün feilün) |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıHAMSE Bir şairin 5 mesnevisinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan yapıttır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nergisi hamseye düzyazıyı sokan ilk yazardır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDÜNYEVİ VeTANRISAL AŞK Divan şiirinde aşk büyük yer tutar ![]() ![]() ![]() ![]() Bir güzele aşık olan şair, duygularını daha sonra soyutlama yoluyla tanrısal aşka dönüştürerek tanrıya kavuşmak için çabalar ![]() ![]() ![]() Dil konusunda Arapça ve Farsça''nın etkisinde kalan divan edebiyatında sözcükler çok büyük önem taşır ![]() ![]() ![]() ![]() Şairler, teşbih, istiare, hüsn-i talil, ilham, kinaye, leff ü neşr, tecahül-ü arif, telmih, mecaz, mecaz-ı mürsel teşhis ü intak gibi söz ve anlatım sanatlarını kullanarak özgün şiirler oluşturmaya çalışır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDİVAN EDEBİYATI TARİHÇE Divan edebiyatı, Türklerin, 13 ve 19''uncu yüzyıllar arasında Anadolu''da yarattıkları İslam kültürünün ortak özeliklerini yansıtan, geniş ölçüde Arap ve Fars edebiyatının etkisini taşıyan yazılı edebiyat türüdür ![]() ![]() ![]() Tarihsel süreçte dindışı ve dini tasavvuf olmak üzere iki kolda gelişti ![]() ![]() ![]() Divan edebiyatında başlangıcından beri şiir, düz yazıdan daha önde gitmiş ve daha gelişmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan edebiyatı yazarlarının beslendikleri kaynaklar, başta dinsel inançlar, yani İslami inançlar olmak üzere İslami ilimler, İslam tarihinin olayları, tasavvuf, Hint-İran kökenli söylenceler, peygamber kıssaları, evliya menkıbeleri, çağın bilimleri, günlük olaylar, gelenek ve görenekler, terimler, deyimler, atasözleri ile zenginleşen bir dildir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDivan şiirinin nazım biçimleri Ölçülü ve uyaklı söz ya da yazıya "manzum" ya da "manzume" denir ![]() ![]() ![]() Gazel, Divan şiirinin en yaygın nazım biçiminden biridir ![]() ![]() ![]() Kaside, gazel gibi Divan şiirinin en yaygın nazım biçiminden biridir ![]() Kıta, dört dizeden ya da iki beyitten oluşur ![]() ![]() ![]() Mesnevi, Divan şiirinde çok kullanılmış bir nazım biçimidir ![]() ![]() Muhammes, her bölümü beş dizeden oluşur ve bu bölümlere bent denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Murabba, bent adı verilen dört dizelik kıtalardan oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Musammat, murabba, şarkı, muhammes, terkibibent ve terciibent gibi nazım biçimlerinin ortak adıdır ![]() Müseddes, her bölümü altışar dizeden oluşur ve bu bölümlere bent denir ![]() ![]() ![]() Müstezat, gazelin özel bir biçimidir ![]() ![]() ![]() Rubai, aynı vezinle söylenen dört dizeden oluşur ![]() ![]() Şarkı, biçimsel açıdan bir tür murabbadır ![]() ![]() ![]() Taştir, bir şairin, başkasının gazelinin iki dizesi arasına bir beyit eklenmesine taştir denir ![]() ![]() ![]() ![]() Bent denen bölümlerden oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buradaki bb ve dd dizelerine vasıta beyti denir ![]() ![]() Divan şiiri, döneminin zevklerini, sanat anlayışını, inançlarını ve bilgilerini yansıtır ![]() ![]() ![]() Sevgili hem ay, hem de güneştir ![]() ![]() ![]() ![]() Âşığın bir yandan rakibi, bir yandan da acı çektiren sevgilisi vardır ve bu nedenle başı beladan hiç kurtulmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğa, daha çok kasidelerin ve mesnevilerin konusu olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şairine göre bahar yaşam ve canlılığın kaynağıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şairinin başarılı olabilmesi için dilin inceliklerini bilmesi gerekirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şairi için benzetilenler, daha doğrusu neyin neye benzetileceği belliydi ve kalıplaşmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDin konulu düz yazı Evliya tezkiresi Din ulularının gerçek ya da efsaneleştirilmiş yaşam öyküleri ile kerametlerini anlatan yapıtlardır ![]() ![]() ![]() Kısas-ı enbiya Peygamberlerle ilgili kıssaları içeren yapıtların genel adıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Siyer Hazreti Muhammed’in yaşam öyküsünü ya da halifeler ve hükümdarların savaş ve barış dönemlerindeki uygulamalarını, ululararası ilişkileri konu edinen düz yazı biçimidir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Divan Edebiyatı |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Divan EdebiyatıDin dışı konularda düz yazı Seyahatname Yazarların gezip gördükleri yerlerden edindikleri izlenim ve bilgileri aktardıkları edebi eserlerin tümüne seyahatname denir ![]() ![]() ![]() ![]() Siyasetname Devlet adamlarına yöneticilik sanatına ilişkin bilgiler veren edebi yapıtların genel adıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Münazara Karşıt iki öğenin ya da karşıt iki görüşün karşılaştırıldığı yapıtlardır ![]() ![]() ![]() Münşeat Mektuplardan ya da çeşitli konulardaki düzyazılardan oluşan yapıt ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|