![]() |
Şeyh Galib |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şeyh GalibŞeyh Galib (1757 - 1799) Şeyh Galib 1757 yılında İstanbul´da doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk şiirlerinde Esad mahlasını kullandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yenikapı mevlevihanesinde yeniden çileye girdikten sonra hücreye çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gazellerden Mısralar 1 Bizi kat´-ı recâ bahş ile memnun eylemişlerdir 2 Ne kadar bilmese de halk hüner-mendi tanır 3 Vakt-ı şâdî de gelir mevsim-i mihnet de geçer 4 Fikr etse hâl-i âlemi âdem garibser 5 Da´vâya düşdü şimdi bizimle güvâhımız 6 Su uyur düşman uyur haste-i hicran uyumaz 7 Feyz-i ezelî merd-i küleh-dâra mı mahsûs 8 Başı ucunda bî-hüde şem´-i mezara yûf 9 Sen bu bâzîçeyc aldanma temaşasına bak 10 O Neler görür ser-i güre şarâb oluncaya dek 11 Gel arif ol ki ma´rifet olsun tecâhülün 12 Gül mevsimi gül-âb hem olsun hem olmasın 13 Dedi kim zâlim-i hûn-hâr değilsin de nesin 14 Böyle şeylerden beğim kan olduğun bilmez misin 15 Bade sâf olsun da zerrin sâgar olsun olmasın 16 Çekme gam dest-gîrdir Allah 1 ![]() ![]() Kat´-ı recâ, ümit kesmek, yalvarmaktan, istemekten vazgeçmek demektir ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() 8 ![]() ![]() ![]() 9 ![]() ![]() 10 ![]() ![]() 11 ![]() ![]() ![]() Burada "tecâfıül-i arif" söz konusudur ![]() bilmezlikten gelme sanatıdır ![]() 12 ![]() 13 ![]() 14 ![]() 15 ![]() ![]() 16 ![]() ![]() TERCİ-İ BEND 1 ![]() Gökleri ağlata hasretle giden feryadım Nice bir canı yaka nâle-i âteş-zâdım Müstaid kıl yoğısa lûtfuna isti´dâdım Sana güçlük mü var ey şâh-ı kerem-mu´tâdım 2 ![]() Âb isem gevher-i yek-dâne kılup eyle kabul Seng isem Kâ´be vü kâşane kılup eyle kabul Müstaid kıl yoğısa lûtfuna isti´dâdım Sana güçlük mü var ey şâh-ı kerem-mu´tâdım 3 ![]() Yeniden ver bana sermâyeyi bî-hâsıl isem Hâlimi kaale bedel eyle eğer nâkil isem Müstaid kıl yoğısa lûtfuna isti´dâdım Sana güçlük mü var ey şâh-ı kerem-mu´tâdım 4 ![]() Şâkir et lûtfına ger münkir isem ni´metini Dahi efzûn et eğer kemter isem rahmetini Müstaid kıl yoğısa lûtfuna isti´dâdım Sana güçlük mü var ey şâh-ı kerem-mu´tâdım 5 ![]() Keremin beste-i ser-rişte-i illet değile Bî-garez lûtfun ümîd etme kabahat değile Müstaid kıl yoğısa lûtfuna isti´dâdım Sana güçlük mü var ey şâh-ı kerem-mu´tâdım 6 ![]() O da olsun kerem ü cûduna lâyık bâri Bî-nevâdır deyü reddeyleme bu nâçârı Müstaid kü yoğısa lûtfuna isti´dâdım Sana güçlük mü var ey şâh-ı kerem-mu´tâdım Açıklaması 1 ![]() Lûtfuna nail olmaya istidadım yoksa istidat sahibi et beni; ey kerem ve ihsan etmeyi âdet edinmiş pâdişâhım, sana güçlük mü var? 2 ![]() ![]() ![]() Lûtfuna nail olmaya istidadım yoksa istidat sahibi et beni; ey kerem ve ihsan etmeyi âdet edinmiş pâdişâhım, sana güçlük mü var? 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Lûtfuna nail olmaya istidadım yoksa istidat sahibi et beni; ey kerem ve ihsan etmeyi âdet edinmiş pâdişâhım, sana güçlük mü var? 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Lûtfuna nail olmaya istidadım yoksa istidat sahibi et beni; ey kerem ve ihsan etmeyi âdet edinmiş pâdişâhım, sana güçlük mü var? 5 ![]() ![]() ![]() ![]() Lûtfuna nail olmaya istidadım yoksa istidat sahibi et beni; ey kerem ve ihsan etmeyi âdet edinmiş pâdişâhım, sana güçlük mü var? 6 ![]() ![]() Lûtfuna nail olmaya istidadım yoksa istidat sahibi et beni; ey kerem ve ihsan etmeyi âdet edinmiş pâdişâhım, sana güçlük mü var? GAZEL Kemâl-i zâtının na?tı anılmaz yâ Rasûlallah! Kalır levh ü kalem mislin yazılmaz yâ Rasûlallah! Senin medhinde şirket eylesem Mevlâ?ya ma?dûmum Bu babda cürm ü isyâna bakılmaz yâ Rasûlallah! Ne hâkim ben ki nâ-şüste kalam deryâyı cûdunda Habâb-ı Nün felak hîçe sayılmaz yâ Rasûlallah! Şafâk-veş her ki dâğ-ı âteşîn?i aşkını açmaz Gül-i maksûd billâhî açılmaz yâ Rasûlallah! Gabâr-ı âsitânın pertevinden âb olan hâtır Fürüğ-i pençe-i mihre kapılmaz yâ Rasûlallah! Ümîd oldur ki Galib çâker-i evlâd ü âlindir Gürûh-i ehl-i hüsrâna katılmaz yâ Rasûlallah! NÂT-I ŞERİF Sultân-ı rüsûl, şâh-ı mümeccedsin efendim Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim Dîvân-ı İlâhîde ser-âmedsin efendim Menşûr-ı le?amrüke mü?eyyedsin efendim Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Tâbiş-dih-i ervâh-ı mücerred güherindir Mâlişgeh-i ruhsâr-ı melik hâk-i derindir Ayîne-i dîdâr-ı tecellî nazarındır Bû Bekr Ömer, Osmân ü Ali yârlarındır Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâda Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-i cezâda Gül-bâng-i kudûmun çekilir Arş-ı Hudâda Esmâ-i Şerîfin anılır arz u semâda Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrân Nefsî deyü dehşetle kopa cümleden efgân Ye?s ile usâtın ola ahvâli perîşân Destûr-ı şefâ?atle senindir yine meydan Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Bir gün ki dalıp bahr-ı gama fikrete gittim İlden yitirip kendimi, bî-hodluğa yitdim İsyânım anıp, âkıbetimden hazer itdim Bu matlâ?ı yâd eyledi bir seyyid işitdim Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Ümmîddeyiz ye?s ile âh eylemeyiz biz Ser-mâye-i îmânı tebâh eylemeyiz biz Bâbın koyup ağyâre penâh eylemeyiz biz Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Bî-çâredir ümmetlerin isyânına bakma Dest-i red urup, hasret ile Dûzâha kakma Rahm eyle amân, âteş-i hicrânına yakma Ez-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakma Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed?sin efendim Hakdan bize sultân-ı mü?eyyedsin efendim Sultân-ı rüsûl: Peygamberlerin sultanı Şâh-ı mübecced: Yenileyen şah Bî-çâre: Çaresiz, zavallı Sermed: Başta gelen Ser: Baş, başkan Âmed: Gelen, geliş, merkezde bulunan il memuru Menşûr: Yayılmış Le?amrüke: Senin ömrüne andolsun (Peygamberimize hitaben Hicr Sûresi, âyet 72) Mü?eyyed: Doğrulanmış Tâbiş: Parıldayan, ışık yayan Dih: Köy Ervâh: Ruhlar Mücerred: Katışıksız, yalnız Güher: Cevher, mücevher Mâlişgeh: Yüz sürülecek yer Ruhsâr: Yanak Hâk-i derin: Derin toprak Ayîne:Ayna Didâr: Yüz, çehre Tecellî: Görünme, bilinme Nazar: Bakış Minber: Camilerde hatiplerin hutbe okudukları merdivenli yüksek kürsü Bekâ: Sonsuzluk Rûz-i cezâ: Cezâ günü Gül-bâng-i kudûm: Dualarla geliş Esmâ-i Şerîf: Şerefli isimler Dem: An Efgân: Feryat, çığlık Ye?s: Üzüntü, keder Usât: Âsiler Ahvâl: Haller Destûr-ı şefâ?at: Şefaat izninle Bahr-ı gam: Keder denizi Fikret: Düşünceler Bî-hodluk: Kendinden geçme, bilinçsizlik Hazer: Bin Matlâ: Güneş veya yıldızların doğdukları yer Ser-mâye: Ana mal, ömür Tebâh: Buhar Bâb: Kapı Ağyâr: Yabancılar Penâh: Sığınmak Nigâh: Bakmak Dest-i red: Elini vermemek, yüz çevirmek Dûzâh: Cehennem Ez-cümle: Mesela, bunun gibi Pür-cürmü: Günahla |
![]() |
![]() |
|