Prof. Dr. Sinsi
|
Helva Satan Çocuk Mesnevi
HELVA SATAN ÇOCUK
Bir şeyh vardı Cömertlikle anılmıştı o yüzden de daima borçluydu Büyüklerden on binlerce lira borç almış, alemdeki yoksullara harc etmişti Borçlu birde tekke kurmuş, canını da,malını da tekkesini de Tanrı uğruna feda etmişti Tanrı, Halil’e nasıl kumu un etmişse onun da borcunu her taraftan öderdi Peygamber dedi ki: “pazarlarda iki melek daima dua eder
Ey tanrı sen verenlere ihsan edenlere fazlasıyla ver; nekeslerin malını da telef et! Bilhassa canını bağışlayan, kendisini Tanrıya kurban eden, İsmail gibi boynunu veren kişiye fazlasıyla ver!” Hiç o boyna bıçak işler mi? Şehirler de bu yüzden diridirler, bu yüzden zevk ve sefa içindedirler Sen kafir gibi yalnız kalıba bakma! Çünkü Tanrı onlara karşılık olarak ebedi ve gamdan, mihnetten, kötülükten emin bir can vermiştir Borçlu Şeyh, yıllarca bu işte bulundu, vazifesi buymuş gibi halktan borç almakta,halkça vermekteydi
Ölüm gününde ulu bir bey olmak için ölümüne kadar bu çeşit tohumlar ekmekteydi Şeyhin ömrü sona erip de vücudunda ölüm alametlerini görünce Borçlular etrafında toplandı Şeyh, mum gibi kendi kendisine eriyip gidiyordu Borçluların ümidi kesildi, suratları ekşidi,dertlerine dert katıldı Şeyh “ Şu kötü şüpheye düşenlere de bak! Tanı’nın dört yüz dinar altını yok mu ki?” dedi
Bu sırada dışarıdan bir çocuk, birkaç para kazanmak ümidiyle “Helva” diye bağırdı Şeyh, hizmetçiye “git helvanın hepsini al, Borçlular yesinler de bir müddetçik olsun bana acı, acı bakmasınlar” diye başıyla işaret etti Hizmetçi, helvanın hepsini almak üzere hemen dışarı çıktı Helvacıya “Bu helvanın hepsi kaça?” diye sordu
Çocuk “Yarım küsur dinar” dedi Hizmetçi “yoo Sofilerden çok isteme Sana yarım dinar veriyorum, artık söylenme” dedi Helvayı bir tabağa koydurdu ve tabağı getirip Şeyhin önüne koydu Sır sahibi Şeyhin esrarına bak! Borçlulara “Buyurun, şu mübarek helvayı helalinden bir güzelce yiyin” diye işaret etti Tabak boşalınca, çocuk tabağını aldı “ Ey Kamil kişi ,paramı ver” dedi Şeyh dedi ki: “parayı nereden bulayım? Ben borçlu bir adamım,aynı zamanda da ölüyorum!”
Çocuk, deddinden tabağı yere vurdu, feryat figana başladı Eleminden hayhayla ağlamaya koyuldu, “Keşke iki ayağım da kırılaydı, keşke külhana gideydim de bu tekkenin kapısından geçmez olaydım” diyordu Boğazına düşkün,yemeye alışkın sofiler, köpek gönüllüdürler,fakat kedi gibi yüzlerini yıkarlar, temiz görünürler
Çocuğun feryadından hırlı, hırsız birçok kişi başına toplandı Çocuk “Ey kötü Şeyh, beni ustam muhakkak öldürür Eğer yanına eli boş gidersem beni keser, buna razı mısın?” diyordu Borçlular inkara düşüp Şeyhe yüz çevirerek “ Bu ne oyun ki?” Bizim malımızı yedin, Borçlu gidiyorsun Böyle olduğu halde neden başka bir zulümde daha bulundun?” diyorlardı
Çocuk ikindi namazı vaktine kadar ağladı Şeyhe gelince gözlerini yummuş, ona hiç bakmıyordu Bu cefaya bu aykırı işe aldırış etmemekteydi Ay gibi yüzünü yorganın içine çekmişti Ezelle hoş, ecelle sevinçli  havas ve avamın kınamasından, dedikodusundan el ayak çekmiş! Can, bir adamın yüzüne gülerse ona halkın ekiş suratlı oluşundan ne zarar Can birisini öperse felekten ve feleğin hışmından gam yer mi?Mehtaplı gecede ay, simak burcundayken köpeklerden, köpeklerin havlamasından ne korkusu olur?
Köpek vazifesini yerine getirir, ay da ışığını yere döşeyip durur Herkes kendi işceğizini görür Su bir çöp için durulduğunu terk etmez Çöp, çöpçesine su üstünde yürür durur, saf su da bulanmadan akıp gider Mustafa, gece yarısı ayı ikiye böler; Ebuleheb, kininden saçma sapan söylenir! İsa ölüyü diriltir; Yahudi hiddetinden sakalını yolar Köpeğin sesi ayın kulağına girer mi? Hele o ay, Tanrı hası olursa
Padişah, sabaha kadar musiki alemi yapar, su kenarın da şarap içer, kurbağaların seslerinden haberi bile olmaz Çocuğun parası, orada bulunanlara Mütesaviyen takdim edilseydi herkese birkaç akça düşerdi, çocuk da parasını alırdı Fakat Şeyhin himmeti bu cömertliği de bağladı Bu suretle kimse çocuğa bir şey vermedi Pirlerin kuvveti, bundan da fazladır
İkindi vakti oldu Hizmetçi, Hatem gibi cömert birisinin verdiği bir tabak altını getirdi Mal sahibi halli bir kişi,Şeyhin halini biliyordu, ona hediye göndermişti Tabağın bir köşesinde dört yüz dinar vardı, bir tarafında da kağıda sarılı yarım dinar
Hizmetçi gelip Şeyhi ağırladı, o misli bulunmaz Şeyhin önüne o tabağı koydu Tabağın üstünden örtü kaldırılınca halk Şeyhin kerametini gördü Hepsinden de feryat yüceldi: “ Ey Şeyhlerin de başı, şahların da bu neydi?” Bu ne sır, bu ne sultanlık? Ey sır sahiplerinin efendisi! Biz bilemedik affet; saçma sapan, uluorta hayli söylendik
Körcesine sopa sallamaktayız, elbette kandilleri kırarız Sağırlar gibi bir tek söz duymadan kendi aklımızca cevap vermeye kalkıştık, hezeyanlarda bulunduk Biz Musa’dan da ibret almadık O bile Hızır’ı kınadı da yüzü sarardı Hem gözü o kadar yüceleri gördüğü gözünün nuru göklere bile nüfuz ettiği halde!
Ey zamanın Musa’sı değirmendeki farenin gözü, ahmaklıktan senin gözünle bahse kalkıştı”dediler Şeyh “ Bütün o sözleri size helal ettim Bunun sırır şuydu, ben Tanrı dan bunu diledim Tanrı da bana doğru yolu gösterdi O, dinar gerçi az para bir paraydı Fakat gelmesi çocuğun ağlamasına bağlıydı Helva satan çocuk ağlamasaydı rahmet denizi coşmazdı” dedi Kardeş, çocuk senin cisim çocuğundur İyice bil ki muradına erişmen de ağlamana bağlı O libası elde etmek istersen cesedindeki göz çocuğunu ağlat
Bir zahide, çalışıp savaşan bir dostu “ az ağla ki gözün bozulmasın” dedi Zahit dedi ki: iş iki halden dışarı olamaz Göz ya o yüzü ya görür, ya görmez Eğer Tanrı nurunu görürse ne gam? Tanrı visaline erişmek için iki gözden olmak pek değersiz bir şey! Yok eğer Tanrı nurunu, Tanrı ziyasını görmeyecekse böyle kötü gözün kör olması daha iyi” Gözden dolayı gam yeme ki İsa, senindir
Eğri yürüme de sana iki doğru göz bağışlasın Ruhunun İsa’sı senin yanındadır, ondan yardım dile Çünkü o, yardım etti mi adamakıllı yardım eder Fakat ey temiz can kemiklerle dolu olan tenle İsa’nın gönlüne, saldırma onun gönlünü çiğneme! Doğru kişilere anlattığımız hikayedeki ahmağa benzeme
İsa’dan ten diriliği arama, Musa’dan Firavunluk muradı dileme! Gönlüne geçim kaygısını az koy, sen kapıda oldukça rızkın azalmaz Bu beden, ruha bir otağdır Yahut da Nuh’un gemisine benzer Türk sağ oldukça mutlaka kendisine bir otağ bulur, hele Hak kapısının azizi olursa
|