Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
“kurt”, “manas, destanında, kavramı

“Manas Destanında “Kurt” Kavramı

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

“Manas Destanında “Kurt” Kavramı







Kurt anlayışına her millette rastlanılır Aynı zamanda kurt motifi dünya edebiyatındaki yaygın motiflerdendir Birçok halkarda, kurt-bozkurt’un totem hayvanı olarak eski zamanlardan günümüze kadar insanların düşüncelerinde muhafaza edilmiş özel bir ilgi görmüş olmasını, kurt kavramının, o halkların menşeleriyle ilgili düşüncelerinde yerleşmiş olmasına, geçtikleri tarihi yola vb bunun gibi hususlara bağlayabiliriz
Kırgız halkının sözlü edebiyatı “Manas” destanının da bulunduğu büyük destanlardan, günümüzdeki Türk Dünyasının yetenekli yazarı Çıngız Aytmatov’un “Kıyamet” romanına kadar kurt motifinin özel edebi motif olarak işlenmesi de gelişigüzel bir olay değildir
Evet dünya folklorundaki destan geleneğinde ileride kahraman olacak olan kimse, genelde her hangi bir büyülü yardımcı güce rastlar, O güç onu, daha sonraki kahramanlık işlerinde destekleyerek manevi olarak her zaman kuvvet kazandırır Böylece düşmanlarının karşısında zafere ulaştırır ve her zaman unu, ister savaş meydanında, ister günlük hayatında olsun takip eder, ona eşlik eder
“Manas” destanını incelediğimizde, bunun bazı örneklerinin korunduğunu fark edebiliriz Büyük manascı Sagımbay Orozbakov’un varyantında ve onun öğrencilerinin icraasında, Manas çocukluğunda kuzu güderken mitik koruyucu olan kurda rastlar
“Ne kurdun, ne de bozkurdun daha,
Ne olduğundan haberi yoktu, hala
Henüz basmıştı ki, dokuz yaşına
Ne de ayrılmıştı, otağından uzaklara
Gördü ki Manas ona baktığında,
Kuzuyu yakaladığı anda,
Sağ bırakmıyordu ama,
Bu da neyin nesidir, hayret? diye,
Çok şaşırdı olan bitenin karşısında
Manas birlikte oynadığı çocukların içinden büyüğü olan Çegebay’nan “Bu da nedir?” Diye sorunca, kurt olduğunu söyler O zaman Manas “Kurtsa kurttur, bana ne, Karnını doyurunca gider, diye” aldırış etmez
Kuzuyu kaçıran Bozkurdun peşine takılıp:
“Buna kurt mu denilirdi?
İnsan kurt yer miydi?” diyerek Manas, kurdun girdiği kaya dibindeki mağaraya girer Manas baktığında, kuzunun sağ salim meleyip durduğunu görür
Mağarada “İşlemeli kaftanlar giyen” kırk adama rastlar Ve onlara kurdun nereye gittiğini sorunca:
“Adamlar o zaman söyle der:
Anla artık, evlat, derler
Kurt olan biziz, dediler,
Yabancı da sizsiniz dediler
Hızır İlyas’tır bilirsiniz,
Sizi arıyordu kırk gündür
Kırklar denir bize dediler
Sayakbay Karalayev’in varyantında ise:
“Kurt olarak kurtulan,
Adıdır onun Aleyhi selam “ denilmektedir
Kırk Çilten (kırklar) mitolojik anlayışta gözle görülemeyen, sihirli güce, özelliğe sahip olan, iyilik ve hayırlar yapan ruhtur! Onlar Manas’a “Hak din olan İslam dinini kabul et” diye öğüt verirler
O an Manas sorar onlara:
“Nasıl olur da siz insanlar
Dönüşe bildiniz kurda?
Kiminiz kurtsunuz ya da?
Söyleyin hemen bana
Hadi, Bozkurt bir bakıyım,
Dikkatimi sonra dağatayım
Manas’a kırklar:
“Tutacak olan kolunuz,
Kadir Allah gücüdür,” diye,
“Haberdar olunuz,
Göğüstedir, kalbiniz ve gönlünüz,
Allah’ın sesiymiş diye,
İşte o zaman biliniz!” Diye dua verdiklerinden sonra biri silkinerek Bozkurda dönüşür
Manas “yarısı kurt, yarısı insan mı?” diyerek şaşkın şaşkın orda dururken, Çegebay peşinden gelip, kırkları ve meleyip duran kuzuyu görünce o da şaşırır Kırklar Çegebay’ı da sınarlar ve ona “Manas’a, derdine deva olsun, her zaman ona kut getirsin, diye” Kutu(Kut) Bey ismini verirler
Kırkların reisi kuzuyu kaçıran kurdu Manas’a tanıtırken:
“Kovarak geldiğin işte bu kurt,
Kıyamete kadar sana olur dost,
Manas mısın sen kaplanım,
Kıyamet kopuncaya dek,
Sana verdiğim yoldaşım
Suy-i kastı olan düşmanın,
Peşine takıldı yine diye,
Haberdar edecektir diye,
Köse kuyruk, kök dangıt (büyümüş erkek köpek),
Peşine takıldı yine diye,
Haykırırsan önce girecek diye,
…” kaybolurlar
S Karalayev’in varyantında da Kırklar “Kurt olarak”, Manas’a rastlar, ok geçirmez, yakası altın, yeni bakır olar zırhı hediye ederek, dua verirler:
“Ateşe koyarsa yanmazsın,
Sel kaplarsa akmazsın
Ruhun sağlam, bakışın güç,
Sana karşı gelenlerin,
Allah izin verirse, hepsini
Yerle dümdüz edersin
Her şeye kadir olanın
Tek Allah-ü Teala’nın
Bendesi olarak yaratıldın,
Altı şirden farklısın
En küçüğüsün onların,
Kadınperest Bozkurdun
Ereni olarak yaratıldın,
Halk Paşasıdır kaplan
Ereni olarak yaratıldın,
Hem sultan, hem de kağansın,
Armağanısın tek Tanrının,
Ruh-u ala, ism-i azamsın,
Büyüksün Manas hoşgörülü olan
Belimsin sen bel bağladığım
Allah-ü Teala emriyle yaratılmış olan
Büyük Bozkurt, aslanımsın,”
Manas büyüdüğünde, düşmanlar ile çarpışırken, onunla birlikte savaş meydanına kaplan, aslan, vb yırtıcı hayvanlar gibi kurt da gelir ve ona destekçi olur, kollar Kurt vahşi hayvanların içinden en heybetli olanıdır Eğer başka hayvanlar, örneğin, kaplan, aslan, panter gibileri avını elde etmek için, ilk önce ön ayaklarını kullanıyorsa, kurt direk ağzını kullanmaktadır
Edebiyatta daha çok destanlarda, kurt, kahramanlı tasvir ederken bir teşbih unsuru olarak çok kullanılmaktadır Bu Manas destanında da böyledir, örneğin; “Kahraman Manas’ı soruyorsan”, ” O bir Bozkurt döbör (Erkek kurt) idi”, “Kıranın Manas Bozkurda”, “Büyük Bozkurt, aslanımsın” gibi benzetme mısralarına rastlanmaktadır “Köse kuyruk, Kök-Börü, Bozkurt, milletinin cökörüdür” gibi sıfatlar Manas, Almambet ve Çubak, Sırgak ve Semeteylere yönelik sıkça kullanılmaktadır
Kısacası, totem dünya görüşünün “Manas” destanında bulunması, destanın eskiliğine işaret etmektedir
Gerçekten de epik motif olarak Kök-Börü motifi, Türk ve Moğol halklarının destanlarında yaygındır
Eskinin bir yankısını, yine yukarıda belirttiğimiz gibi Çıngız Aytmatov’un “Kıyamet” romanındaki Börü-ana tipinden açıkça görebeliriz
Yavrularından ayrılan Akbara (Asena) çaresizce, sızlayıp, içindeki ukdesini kimseye anlatamıyor, “öleyim derse can tatlı” olduğu sırada aynı yüzündeki kurtların tanrıçası, Börü-Ana ilk defa apaçık görülüyordu Akbara aydaki tanrıçaya sesinin ulaşabileceğini hissetti: “Ey, tanrıca, Börü-Ana, bana bak, işte ben, Akbara, soğuk dağların arasında terkedilmiş vaziyette, tek başınayım Yandım, tükendim! Göz yaşlarım göl olduğunu görüyorsundur? İçim acı acı yanıyor, memelerim sütün taşkınlığından patlamak üzere, kime emzireceğim, yavrularımdan ayrıldım Nerede yavrularım, başlarına bir şey mi geldi, acaba ne günü görüyorlar? İn aşağı Börü-Ana, bana gel, benim yanıma otur, birlikte uluyalım, beraberce ağlayalım Gel buraya, yere İn, kurtların Ana Tanrısı, ben seni doğup büyüdüğüm çöle götüreyim, orada bize, kurtlara yer kalmadı Gel buraya, bu kayalı dağların arasına inerek gel Burada da bize artık yer yok; bize hiçbir yerden yer bulunamayacak gibi geliyor bana… Eğer inmezsen, Börü-Ana, o zaman, işte beni, zavallı bir duruma düşmüş olan ana kurt-Akbara’ nı yanına al, buralardan götür Ben de seninle ay yüzünde yaşayım, yer hakkında ağıt söyleyip, ağlayıp oturayım Ey, Börü Ana-a-a, beni, sesimi duyuyor musun? Dinle dinle, Börü –Ana, dinle benim intizar-ı hararetimi
“Akbara niçin aydaki tanrıça, Börü-Anaya yalvarıyor?” gibisinden bir soru sorarak cevaplamaya çalıştığımızda yine bir ilginç bir husus dikkatimizi çekmektedir Meğer, Akbara boşuna Börü-Ana’ya insanların acımazlığını, şefkatsizliğini şikayet etmemiş, inlememiştir!
Belki, bu Akbara Börü Anaya “bir zamanlar insanlar da kurtlardan meydana gelmemiş miydi”diye önemli bir soru sormakta, Bazarbay, Koçkorbayev gibilerinin, ecdatlarını unutup, daha gözlerini açmamış kurt yavrularını göz kırpmadan annelerinden ayırdıkları vahşetini anlatıyordur!
Türklerin kurttan geldiklerine dair efsanelerin bulunduğunu biliyoruz
LGumilev Türklerin yaradılışıyla ilgili örnekler vermiştir Örneğin, düşmanlar tarafından soykırıma tabi tutulan topluluktan sadece 13 yaşındaki çocuk, kolları ve bacakları kesilerek, bataklığa atılar Onu kurt bulur ve ona “şefkat” göstererek onu et ile besler, böylece ölümden kurtarır Bunu öğrenen düşmanları kurdu öldürmek isterler Ancak, kurt, kendisini ve çocuğu kurtarmayı başarır Sonra da Altay dağlarına kaçar Kurt ondan on oğlan doğurur, ve onlar daha sonra kendilerince bir boyu meydana getirirler
Türk milletinin edebi yazılı, anıtlarında, folklorunda, destanlarında (“Oğuz-nâme”, “Ergenekon“, “Huuniyey”, “Albınji” vs) kurdun insan oğlunu kurtarması, ona yardım etmesi, birlikte yaşaması vb düşünceleri vazıh bir şekilde yansıtılmıştır
Ç Aytmatov’un “Kıyamet” romanının finalini hatırlıyoruz:
Ne sebepten Akbara, Kenceş’i çiğnemeden kendisiyle beraber götürmek istedi?! Niçin Akbara insanoğluna canı ısındı, kendi yavruları gibi sevesi geldi?!
Aytmatov bu epizodu folklordan veya gerçek hayattaki olaylardan almış da olabilir Fakat, en önemlisi, yazının kurtları romanda başından sonuna kadar tasvir etmesinin maksadı, Türk milletinin menşei hakkındaki bir tezdir diye düşünecek olursak, o zaman finalin tesadüfi olarak ortaya çıkmadığını, tabii olarak eserin iç yapısından gelişerek trajedinin doruk noktasına ulaştığını göreceğiz Aytmatov’un, kurtları, (Akbara ile Taşçaynar’ı), tamamen bambaşka, orijinal bir şekilde tasvir etmesi, eski milli anlayışa dayanıyor Dolayısıyla, Türk milletinin kurt hakkındaki efsaneleri yazarın evrensel ve felsefi olarak düşünmesine ilham kaynağı olmuştur Sonucunu elde etmekteyiz
Demek “börü-karışkır, kurt kavramı”, Türk boylarının mitlerinde, rivayetlerinde ve efsanelerinde rastlanılabilecek, iyilik ve şans getirecek bir “totem” olarak kabul edilebilir


Prof Abdıldacan AKMATALİYEV
Kırgız İlimler Akademisi, Manas Taanuu ve Edebi Kültür Milli Merkezi Müdürü, Bişkek- KIRGIZİSTAN
Türkiye Türkçesine çeviren
Kalmamat KULAMSHAEV
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Öğrencisi, Ankara – TÜRKİYE
KAYNAKLAR
Orozbakov, S, Manas, Bişkek, Kırgızistan, 1995, 1 Cilt, s 179
Age, s 183
Age, s 184
Aytmatov, Ç, Kıyamat, Frunze, Adabiyat, 1988, s, 287
Manas Ansiklopedisi, Bişkek 1995
Karalayev S, Manas, Bişkek 1996, s 317
Gumilev L N, Drevnıye Tyurki, Nauka 1967, s 23


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.