Nart Efsaneleri |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart Efsaneleri![]() Nart Destanı Nartlar (Нартхэр), Kuzey Kafkasya halkları ile Güney Kafkasya'da yaşayan Svanlar arasında anlatılan ve büyük ölçüde derlenmiş olan yiğitlik destanı Destan, en geniş anlamı ile Adigeler arasında bulunmaktadır Ayrıca Abaza, Abhaz, Vıbıh, Karaçay, Balkar, Oset, İnguş ve Svanların dillerinde söylenen Nart destanı ekstleri vardır, bunların hepsi Adıge destanları ile birlikte büyük bir bütünlük oluşturur Bütün bu destan söylentileri, özellikle şarkı (Adigece:vered/"орэд"), türkü ("пщыналъ"/pşınatl), öykü (хъишъэ/hiş'e), vb türlerde derlenmişlerdir Bu destanların tümü aynı kategoriden sayılsalar da, anlatılar bir topluluktan diğerine farklılıklar da göstermektedirler Örneğin aşk ve ihanet (entrika) ögeleri Kabartay ve Oset varyantlarında daha gelişmiş ve daha belirginleşmiştir "Nart" ya da Şapsığ söyleyişiyle "Nat" sözcüğü Adigece kökenli olup "Gözünü veren, korkusuz kahraman" gibi anlamlar içermektedir:Ne (göz)+tı (verme) =Netı=Nat=Nart=Gözünü veren, Gözünü budaktan esirgemeyen, Korkusuz kahraman (Adıgecede sesli harfler hareketlidir, e-a, e-ı dönüşmeleri gibi) Nart destanının MÖ III-I binyıllar boyunca geliştiği, Bronz Çağı, özellikle Demir Çağı'nda biçimlendiği, o çağlara ve izleyen daha yakın dönemlere özgü izler de taşıdığı görülmektedir Ünlü Adıge yazarı Tembot K'eraş'a göre ise, Nart destanı, bir zamanlar büyük bir destan-epope bütünlüğü oluşturuyordu [1] Bütün bu gelişim süreci içinde anaerkil aileden ataaerkil aileye, sınıfsız toplumdan sınıfların belirdiği aşamalara geçiş durumları izlenebilmektedir Bu kısa açıklamalardan sonra, bazı destan kahramanlarına, olaylara ve içeriğe ilişkin birkaç örnek ve özet bilgi daha sunabiliriz:Nart Setenay-guaşe ve Setenay-guaşe oğlu Nart Savsırıko Destan kahramanı bilge kadın Setenay-guaşe (Сэтэнай-гуащэ, Kabartayca:Сэтэней-гуащэ;Ubıhça:Сэтэнай, Сэтэнай-Гуаща, Сэтэнэй;Karaçayca:Сэтэнай-бийче;Balkarca:Сатанай;Abhazca:Сэтэни-гуаща; Osetçe:Шъэтэна; İnguşça: Сиэла-Сата, Сели-Сата) Nartların akıl danıştığı bir anaerkil kadını tipidir "Setenay" Adigece "Сэ/Se(Kılıç)+тэн/ten, тын/tın (veren)=Kılıç veren" anlamına gelmektedir ("ay" eki aidiyet, "гуащэ"/guaşe eki de "kadın, hanım" anlamında fazladan eklerdir) Onun kişiliğinde anaerkil düzenin özellikleri görülebilmektedir Örneğin, Setenay-guaşe'nin taş içinden doğmuş olan oğlu Setenayko Savsırıko'nun (Сэтэнайкъо Саусырыкъо, Setenay-guaşe oğlu Savsırıko; Kabartayca: Sosrıko, Sovsırıko; Abhazca: Sasrıqua;Karaçayca:Sasrıko, Sosruko, Sosurqua, Sosurqa; Osetçe: Шъожъырыкъо / Ş'ojırıko, Sozrıko, Sosırko, İnguşça: Seska- Solsı, Cьексы Солсы/ S'eksı Solsı; Çeçence: Сьеска-Солса / S'eska-Solsa, Соьска/So'ska) doğuşu üzerine yirmiden çok tekst vardır, ama babası, biri dışında belli değildir Setenay-guaşe'nin belirgin bir eşi de yoktur Babalı anlatıya göre, Savsırıko, Kuban Irmağı (Пщызэ) kıyısında çamaşır yıkarken, ırmağın öte yakasında bulunan Nartların çobanı (чэмэхъожъ) Tlıptsemıko Zertıj (Л1ыпц1эмыкъо Зэрт1ыжъ) kendisine vurulur;okunu göstererek, Setenay-guaşe'ye doğru "Göndereyim mi?" diye seslenir, Setenay-guaşe de "Gönder" der Bunun üzerine çoban aşk okunu (хъопсащэ) atar, ok kadının yanındaki bir taşa düşer ve taşı döller Setenay-guaşe taşı bir beze sarıp evine götürür ve fırına koyar Taş yavaş yavaş büyümeye başlar, 9 ay 10 gün sonra taş iyice irileşir, sallanmaya ve içinden ses vermeye başlar, taşı hemen Ateş Tanrısı ve hekim olan demirci Tlepş'in (Лъэпшъ) atölyesine götürür ve yardırır Taşın içinden kıvılcımlar saçan kızgın bir oğlan çocuğu çıkar Setenay-guaşe bebeği eteği ile tutmak ister, ama bebek annesinin eteğini yakarak yere düşer Tlepş bebeği dizlerinden maşayla tutup yedi kez suya daldırır ve bebeğe, gelenek gereği, Adigece "Kızgın Oğlan" (Сао[Шъао]-сыр-ы-къо/Save [Ş'ave] - sır-yı-ko ve "Kılıçla Saldıran" (Сао[Сэуэ]/Save [Seve]) anlamlarına gelen "Savsırıko" adını verir (bk A M Гадагатль, Памят нации, Майкоп, 2002, s 309) Maşa ile tutulduğundan suya değmeyen ve yumuşak kalan dizleri dışında, Savsırıko'nun çelikleşmiş vücuduna artık silah işlemiyordu; bu yönüyle topukları dışında vücuduna silah işlemeyen Grek Akhilleus'u (Aşil) ile Savsırıko birbirine benzemektedir Başka anlatılarda ise, Savsırıko'nun babası tamamen belirsizdir ve Savsırıko'nun babasının belli olmaması, Setenay-guaşe'nin umurunda bile değildir [2] Nartlar arasında erkek ve kadınların birlikte katıldığı Nart kurultayı (Хасэ) yanında, bir de sırf kadınların alındığı Analar Kurultayı da (Ныхасэ) vardır Kurultay kararlarına herkes uymak zorundadır, örneğin karara uymayan ve Peterez'in koruma altındaki kocamış analığı Yisp-guaşe'yi ya da gerçek adıyla Joko-nan'ı (Жъокъо-нан) yağmalayan Yınıj Şhabğo'nun (Иныжъ Шъхьабгъо) oğlu yargılanmış ve yüz suç (yüz günah;псэк1одишъэ) işlediği kanısına varılarak, cezasını çekmek üzere dağa zincirlenmiştir (bk Нартхэр адыгэ эпос, том 1, Мыекъуапэ, 1968, Къушъхьэм нартымэ радыгъэ иныжъыр, s 250-252;Türkçesi için bk "Nartların Dağa Zincirlediği Yınıj", internet) Zincire vurulmuş Nart Nesren-jak'e ve korkusuz bir savaşçı Nart Peterez Ünlü Nart kahramanlarından biri olan Nesren-jak'e (Несрэн-жак1э), doğruluğu, adaleti ve dürüstlüğü simgeleyen, Nart Kurultayı (Хасэ) Başkanı da olan yaşlı bir Nart'tır "Nesren" sözcüğü, Adigece "En önce erişen", "Uzağı gören" gibi anlamlar içermektedir (Нэс-рэн) Nartlardan ateşi çalıp insanları ateşsiz ve karanlıkta bırakan, üstelik tanrılığa da kalkışan Pak'o'yu (Пак1о) kızdırdığından Kafkas Dağına, bir anlatıya göre de Elbrus tepesine (5 642 m;"1ошъхьамафэ" ya da Haramoşha/"Хьарам1уашъхьэ") zincirlenmiş, tıpkı Prometheus efsanesinde olduğu gibi, başına bir kartal dikilmiştir Kartal geceleri Nesren-jak'e'nin göğsünü parçalayıp acı çektiriyor, ama gündüzleri ak bir güvercin gelip göğsünü gagası ile sıvazlıyor, Nesren-jak'e'nin acısını dindiriyor ve yarasını iyileştiriyor Nesren-jak'e (Sakallı Nesren) dudaklarını çatlatacak denli susuzluk çekiyor, ama yine de sabah çiyi ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor Hiçbir Nart kahramanı Pak'o ve kanatlarını gerdiğinde yeryüzünü karanlığa boğan azgın kartalı ile başa çıkamıyor ve Nesren-jak'e'yi kurtaramıyormuş Sonunda, Savsırıko'nun kuzeni (teyze oğlu) olan ve Savsırıko gibi vücuduna silah işlemeyen Nart Peterez, zorlu bir uğraştan sonra, attığı oklarla kartalın kanatlarını deliyor, kanat deliklerinden sızan ışıklarla ortalık aydılanıyor, son bir okla da kartalı kalbinden vuruyor Ardından Pak'o'nun celladını (Псэхэх) öldürüyor Bütün bunları gören Pak'o, tabana kuvvet kaçıyor Böylece Nesren-jak'e'yi kurtarıyor, Nart Kurultayı başkanını ve ateşi Nartlara geri getiriyor ve herkesi sevince boğuyor Nartlar şölenler düzenleyip şarkılar söylüyorlar, Peterez'i öven sözlerle bu büyük başarıyı kutluyorlar [3] Nart Şebatınıko'nun Nart Verzemeg'i kurtarmak için Nart ülkesine gelmesi Savsırıko'nun diğer bir kuzeni (teyze oğlu) olan Nart Şebatınıko (Шэбатынкъо;Kabartayca: Badınoko;Vıbıhça:Berdenıqua;Karaçayca:Badino ko, Böd ene;Abhazca:На-Шбатква/Na-Şbatkva;İnguşça:Batoko-Şertuko, Batoko-Şirtta;Çeçence:Batkiy, Şirtqa, Batkiyiy, Şirtqa, Batok o-Şertuko) ise, salt bir kahramanlık örneğidir, o, her davranışıyla örnek bir yiğittir Şebatınıko, Adigece olarak "Щe (0k)+ бэ(çok)+тын (veren)+ къo (oğul, oğlan) sözcüklerinden bileşik bir ad olup "Çok ok veren" ya da "Ok atan kişi" gibi anlamlar içermektedir (bk Проф Др A М Гадагатль, Память Нации, Республика Адыгея, Майкоп-2002, s 314-315) Destana göre, Nart Şebatınıko atına atlayıp Cırt ülkesinden (Джыртэ) Nart ülkesine (Нартэ) doğru yola çıkıyor, Don Irmağı (Тенэ) boyunca güneye doğru ilerleyerek, sonunda Kuban Irmağına ulaşıyor, Kuban'ı atının böğrüne bile değdirmeden ve onu yüzdürerek geçiyor Setenay-guaşe'nin çağrısı üzerine, onun kocamış erkeği Verzemeg'i (Орзэмэдж) öldürülmekten kurtarmak için, koca kılıcı belinde, bir orman görüntüsündeki kocaman okluğu ve okları sırtında, manda gönünden kırbacını atının boynunda dolandırarak ve her vuruşunda atının boynundan çıkarttığı tozlar, bir sütun gibi göğe yükselip bulutlara karışarak, Verzemeg'in öldürüleceği Nart Aleg'in (Алэдж) evine doğru olanca hızıyla geliyor;ilerleyişi sırasında atının burnundan saçılan soluklar otları kavuruyor, köpeği Ha'nın sürdüğü avları ise, atmacası Bğaşho (бгъашхъо) yakalıyor, sol omuzundan çiy yağarken, sağ omuzundan güneş doğuyor, delikanlı gururla eğerine kurulmuş Aleglerin evine doğru geliyor Şaşırtıcı görünümlü bir atlının gelmekte olduğunu oturduğu Aleglerin balkonundan gören Güzel Akonde (Акондэ-дахэ), kendi gibi güzel ve şuh bir kadın olan ve yemek hazırlamakta olan annesine sesleniyor:"Anne, öyle bir atlı geliyor ki, Cırt ülkesinden gelmiyorsa, öylesi Nart ülkesinde görülmüş şey değil", diyerek atlıyı ve geliş biçimini anlatıyor Anası da, "O, adını duyup kendini görmediğimiz Nart Şebatınıko olmalı Hemen karşılayalım onu ve ondan bir erkek kalça kemiği (oğlan çocuğu-"л1ыхъу копкъ хэтхынба!") kapmaya bakalım" der Ama o, kız, düğün dernek, eğlence ve yeme içme derdinde olan biri değildir; o, nerede bir haksızlık, nerede bir zulüm ve dara düşen varsa, orada olan biridir Onu gören herkes, dahası Aleglerin çobanı bile ağırlamak ve yolundan alıkoymak için çırpınıyor Ama o, o tür kişilerin aslında dost değil, yanıltıcılar olduklarını bir görüşte fark ediyor, öylelerine asla yüz vermiyor Dost gıpta ve gururla bakıyor ona , düşman da saygı göstermek zorunda kalıyor;kimi güzel kadınlarınsa derdi başka, onlar, ondan yiğit (pehlivan) bir bebek edinme ve aşk peşinde Ama o, o tür tuzaklara takılacak aptalın biri değildir, o şimdi yaşlı Verzemeg'i kurtarmak ve öteki umarsızlara da yardım etmek dışında hiçbir şeyi düşünmemektedir Yaşlıların öldürüldüğü Nart Aleg'in büyük evi ve Yaşlılar Dağı O dönemler kocadığına ve elden ayaktan düştüğüne, Nart Kurultayınca (Хасэ) karar verilen saygın yaşlılar, son ziyafetin verildiği Aleg'lerin 30 m boyunda ve her biri sekiz öküz tarafından çekilebilmiş çok sayıda iri sütunlar üzerinde yükselen kocaman evindeki Ölüm Kurultayı (Ук1 Хасэ) sırasında öldürülmektedirler Aleglerin evi kadın erkek yaşlıların, adından bile ürktüğü bir evdir (Bir örnek için bk Yaşlılar için beşik ninnisi, Circassiancanada, internet) Yaşlı Verzemeg de, o gün zehir içirilerek ya da içki kupasına gizlice konacak bir zehirli yılana sokturularak öldürüleceklerden biridir Verzemeg, kuşkusuz bunu biliyor, ama birşey yapamıyor, çünkü gelenek öyle;tek umudu Setenay-guaşe'nin "Git sen, gerisini merak etme!" demiş olması O dönemler, sıradan kişiler ve kocamış kadın ve erkekler, kışın, özellikle de en soğuk günlerde Jığeyıbg (Жъыгъэибг) denilen Yaşlılar Dağında (Kıyıboyu Şapsığya'da Kalej köyünde) kızaklara bindilip, üstten dik uçuruma doğru kaydırılmakta ya da yüksek yar ile Aşe Irmağı arasındaki kumsala bırakılarak ölüme terk edilmektedir Uçurum boyunca, sürüler halinde aç kargalar, vıyaklayarak uçuşmakta, gagalanacak yaşlıları beklemektedir Gelenek acımasızdır ve ondan kaçınmak olanaksızdır Ama Verzemeg, saygın ve ünlü bir Nart olduğundan, farklı, kendisine yaraşır bir eğlenti (джэгу) ve ağırlama sonunda, farkına bile vardırılmadan öldürülecektir Nart Şebatınıko Alegler'in evinde Şebatınıko, sonunda Alegler'in bahçe kapısına gelir, ana kız tarafından karşılanır Kız, kendisi ile görüşebilmek ve randevu alabilmek için günlerce bekleyen atlılar tarafından evinin önü bataklığa çevrilmiş olan, ama kolay kolay randevu vermeyen Güzel Akonda'dır Kendi de şuh ve alımlı bir kadın olan ana, güzel kızını öne sürer, ardından da:"Ooo, Şebatınıko" der, "Adını duyup kendini göremediğimiz yiğit, Cırt ülkesinden gelmiyorsan, Nart ülkesinde benzeri bulunmayan yiğit, gel, semiz danamız ve toklularımız seni bekliyor" der ve şu dizeleri sıralar:"Üzüm suyu fıçımız/Doldu taşıyor/Gelin odamız/Çoktan beridir boş/Bak, Güzel Akonde'ye/Okşattıralım başını sana" der (bk К1эрэщэ Тембот, Адыгэ орэдыжъхэр, s 11-12) Ama Şebatınıko, öyle şeyler peşinde koşan biri değildir Hevesleri kursaklarında kalan kadınlar gerisin geriye kaçarlar, korumaları da hemen kapıya kocaman bir ağaç sürgü çekerler Dört pehlivan kapının arkasına dikilir Şebatınıko, atı ile geri geri gider, ardından bahçe kapısını atının sert bir göğüs darbesiyle parçalar, iri kıyım korumaları da dört bir yana fırlatır, selamsız Aleglerin evinin içine dalar, herkes korkusundan bir köşeye siner, Verzemeg için hazırlanmış olan üzüm suyu dolu, geyik boynuzundan kupanın içindekini yere döker ve kıvrıla kıvrıla kaçmaya çalışan zehirli yılanı da ayakları ile ezer, Verzemeg'i atına bindirip evine yollar;ama kendi kalır, şölendekilere eğlencenin bölünmemesini söyler, ardından kocaman kamasını sap kısmından yere saplar, çalgılar ve türküler eşliğinde kamasının sivri ucu üzerinde dansa başlar, coştukça coşar, dönüş hızından kimileri pencere dışına, bahçeye fırlar, sonunda "Yeter, yeter Şebatınıko, iyi oynadın, ne olur bu viran haneyi başımıza geçirme" derler Çerkeslerce oynanan parmak ucu danslarının o günden kalıp yayıldığı anlatılır Şebatınıko, Verzemeg'in peşinden Setenay-guaşe'nin yanına gider Setenay-guaşe, Şebatınıko'yu uzaktan işaret ederek, "Verzemeg, bu delikanlıyı oğlun olarak mı, yoksa dostun olarak mı görmek istersin?" diye sorar "Oğlum olarak görmek isterim" der Verzemeg de "Eğer dostum olarak görmek isterim deseydin, seni ona öldürtecek, onu da erkeğim yapacaktım, yendin beni ihtiyar delikanlım" diyerek işi tatlıya bağlar sonunda Setenay-guaşe Destana göre, Şebatınıko yaşlıların öldürülmesi geleneğini, Nartları ikna ederek kaldırtır, Nartlara daha başka birçok iyi özellikler kazandırır Şimdiki insancıl Adıge geleneklerinin o günlerden, Nart Şebatınıko döneminden kaldığı Adıgeler ve diğer Kafkas halkları arasında hala anlatılır Nart tekstlerinin yayınlanması, destanın konusu ve içeriği Adıge Nartları ilkin 7 cilt (ikinci baskısı 8 cilt), 26 bölüm ve 700'den çok tekst halinde derlenip 1968-1971 yılları arasında Maykop'ta yayınlanmıştır Destan, değişik karakterdeki çok sayıda kadın ve erkek kahramanı, gök ve yer tanrılarını, yarı tanrıları, göğsü kılıçlı orman adamlarını (мэзыл1), hortlakları (хьадэджад) ve Ölüler Ülkesi (Хьадрыхэ) insanlarını, Yisp (Исп) denilen ve Nartlarca korunan cüceleri, büyücü (уды ve нэгъуч1ыцэ) ve kahinleri (усэрэжъ), devleri (иныжъ), perileri (тхьэ1офыд), ejderhaları (блaгъо;Şapsığca:шэгьыблэ), define bekçilerini (1этэт), vb gibi birbirinden farklı mitik yaratıkları konu edinmektedir Bu arada diğer Kafkas halklarının kendi dillerindeki destanlarının da derlenip yayınlandıklarını, bütün bunların bir bütünün değişik varyantları olduklarını bilmemiz gerekmektedir Nart destanı, çok eski dönemler insanının eğitimi, yaşama hazırlanması, model alınacak kişileri ve davranışları gösterme gibi öğretici görevleri yerine getiriyordu Bu nedenle örnek alınacak kahramanları ve dünya görüşünü sunuyor, kaçınılması gereken davranışları ve kötü örnekleri de sergileyip dışlatıyordu Destanda ünlü bir Nart kahramanının nasıl doğduğu, yaşam serüveni ve nasıl öldüğü bir bir anlatılmaktadır Nart kahramanları, genellikle gizleri ya da zayıf noktaları, büyücü ya da kahinlere danışılarak öğrenildikten sonra öldürülebilmektedirler Örneğin dizlerine silah işlediği öğrenildikten sonra Savsırıko, analığı Joko-nan'ın (Жъокъо-нан) sabahleyin ilk bakışı ile denk düşecek bir okun öldürücü olduğu öğrenildikten sonra da Peterez öldürülebilmiştir Nart Şıvjıy ile Nart Tatarşav ve Nartların ölüm uykusuna yatmaları Nartların yeryüzünden silinişi de şöyle olur: Thaşho (Тхьашхо;en büyük Tanrı), Nartlara, elçi olarak küçük bir kuş gönderir, "Uzun ömürlü ve çoğalan, ama geride bir ün bırakmamış Nartlar olarak mı yaşamayı istersiniz, ya da kısa ömürlü; ama ünü büyük Nartlar olarak mı anılmayı seçersiniz?" diye sordurur Nartlar, Kurultayı toplamaya ve karar almaya gerek bile duymadan, hemen oracıkta yanıtlarını bildirirler:" Hayvan gibi onursuzcasına çoğalarak yıllarca yaşamayı istemiyoruz:Ömrümüz kısa da olsa, ünümüz büyük olsun!" derler Bunun üzerine Thaşho, Nartların beslenme kaynaklarını yenilememeye (üretmemeye) başlar Nartlar, çevreyi tarayarak ve kalmış olan son avlarını da tüketerek, sonunda şimdiki Adigey Cumhuriyeti'nin en güneyinde bulunan Fişt Dağı (Фыштэ;2 867 m) eteklerine tırmanmaya başlarlar Ama açlıktan bitkin düşmüş olan Nartlar, daha ileriye gidemezler Yaşça da en küçükleri olan Şıvjıy'ı (Шыужъый), son kez toplu bir yemek yiyebilmek için, elde kalan tek anaç domuzu (къоныжъ) getirmeye, domuzun bulunduğu yere gönderirler Şıvjıy (Şıv [Atlı]+jıy [küçük]=Küçük Atlı), domuzu bir dere yatağında bulur, oku ile öldürüp atının üzerine koyar ve dönüş yoluna koyulur Dönerken geçtiği yerler, domuzun ağırlığı nedeniyle, karda ilerleyen kişinin açtığı yol gibi, oluk biçiminde açılır ve buralardan dağ suları dere olup akmaya başlarlar Yolda, adını duyduğu; ama görmediği insan soyundan genç ve küçük cüsseli biri ile karşılaşır: "Sen Kırım taraflarında yeni türediği söylenen küçük insan soyundan biri olmalısın, kimsin, neyle geçiniyorsun, nerede ve kiminle yaşıyorsun?"r "Adım Tаtаrşav, Pak'oko Tatarşav (Пак1окъо Тэтэршъау;Pak'o oğlu Tataroğlan)" der öteki de, "Sizin gibi avlanarak geçiniyorum, ileride bir kulübede annemle birlikte yaşıyorum, buyur " diye sözlerini tamamlar Tatarşav, daha genç olduğundan Şıvjıy'ın solundan ve omuz boyu gerisinden yürüyormuş Büyüğe saygıyı ifade eden ve şimdilere değin süren bu Adıge geleneğinin o dönemden kaldığı ve zamanla diğer insanlara da yayıldığı Adıgeler arasında anlatılır Ayrıca "Pak'oko Tatarşav'ı görenler Nart görmedim demesinler!" (Тэтэршъао зилъэгъугъэм нарт слъэгъугъэп ерэмы1у!) özdeyişi de o karşılaşmadan kalmıştır (Çünkü Nart görmüş son kişi olan Tatarşav, Nartlardan sonra, Nartlar gibi bir yiğit ve gerçekten Nart sayılan bir kahraman olmuştu) Yol ayrımına geldiklerinde, Şıvjıy: "Tatarşav, annene bir armağan göndermeden seni bırakamam, Nartlara yakışmaz bu, ama yoksul biriyim, değerli bir şeyim yok " der, bir meşe ağacını eğer, tepesini sivriltip ucuna götürmekte olduğu domuzun bir budunu takar, "Al bunu, azar azar götürürsün, kurutursanız kış boyunca ikinize de yeter " der ve yoluna devam eder Nartlar, son yemeklerini yer, müzik ve şarkılar eşliğinde son danslarını da oynarlar, ardından topluca derin bir uykuya yatarlar Onların Fişt Dağı eteğinde, bilinmeyen bir yerde, hala uyumakta oldukları yaşlılar arasında anlatılır diye sora Nart-Ortshoy Destanı Çeçen destanları, Nart-Ortshoy Destanı adını taşır ve farklıdır Çeçen destanlarına göre, Nartlar başka bir bölgeden Ortshoy ülkesine gelen ve Ortshoylarla karşılaşan, ama her biri birer yiğit olan başka bir diyarın kahramanlarıdır Ortshoylar, Ortshoy diyarını saldırganlardan ve devlerden korumaya çalışan yurtseverler ve yerel kahramanlardır Dağıstan halkları arasında ise, erken İslamlaşma nedeniyle Nart anlatıları çok azalmıştır Dağıstan halkları arasında Arap-İran çıkışlı İslami anlatılar ve destanlar daha yaygındır |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriTanrılarla savaşacak denli özgürlüğüne düşkün bir halkın destanı Nartlar Nart Destanı'nın pek az rastlanan bir biçimde, belirli bir ulusal kimlikle özdeşleştirilemez oluşu, onu Kuzey Kafkas halklarının ortak bir ürünü, bir 'Kafkas Mitolojisi' haline getiriyor Bozkırlardan sualtı uygarlıklarına, yeraltındaki 'Ölüler Ülkesi'nden Tanrıların gökyüzündeki mekânlarına uzanan bir coğrafya üzerinde Nartlar, yurtsever, savaşçı ve korkusuz ama bir çocuk saflığındaki sevgi dolu kahramanları; bilge ve güçlü kadınları; paylaşımcılığı, konukseverliği ve görkemli törenleriyle geçmiş bir zamanın özgün yaşanmışlığını günümüze yansıtıyor![]() KAYHAN YÜKSELER Nart kahramanlık destanları, Kuzey Kafkasya halklarından olan Adige (Çerkes), Abhaz, Abazin, Oset, Karaçay, Malkar, Çeçen ve İnguşlar'ın binlerce yıldan bu yana ürettikleri destanların genel adıdır Halkların dilinde, folklorunda, ezgilerinde ve yüreklerinde yaşayarak kuşaktan kuşağa aktarılmış, toplumsal ve tarihsel koşulların değişimiyle yeni biçimler almış, serpilip gelişerek günümüze ulaşmıştır![]() Nart destanı, birçok halkın ortak ürünü olması özelliğiyle etnik farklılıklar gösteren ve değişik diller konuşan halkların kültürlerinde birleştirici rol oynamıştır Asetinler, Hint-Avrupa, Karaçay-Malkarlar Türk dil kökenli, Kafkasya'nın otokton halkı olan Adige (Çerkes), Abhaz, Abazin halkları da aynı dil grubundandırlar Değerli araştırmacı yazar Yismeyil Özdemir Özbay Mitoloji ve Nartlar adlı yapıtında, ünlü nartolog ve akademisyen V İ Aheyev'den alıntı yaparak bu konuya şöyle açıklık getirmektedir: "Tüm bu diller binlerce yıldan bu yana birbirlerini etkileyerek yan yana yaşaya gelmişlerdir Oset dili her ne kadar Hint Avrupa dilleri ailesinden gelse de Kuzey Kafkasya özelliği göstererek gelişmiştir " Kuzey Kafkasya'da İran dili, kendi kökünden olmayan diller ve uygarlıklarca, bölgenin kültürüne yabancı bir kültür dili gibi yaşamıştır Ancak, kendini kuşatan dillerden ve kültürden alışveriş yaparak kendi biçimini ve dokusunu oluşturmuştur "Türkçeye yeni kazandırılan Nartlar destanı, bir Asetin versiyonudur Asetinlerin çok kısaca tarihlerine göz atacak olursak, Asetinler'in Kuzey Kafkasya halklarından farklı olarak Hint-Avrupa dil kökenli halklarının İrani koluna mensup olduklarını görürüz Kendilerini etnokültürel ve genetik bakımdan İskit, Sarmat ve Alanlar'ın soyundan kabul ederler Ancak binlerce yıldır birlikte aynı bölgede yaşadıkları Kuzey Kafkasya'nın otokton halklarından olan Çerkes boyları etnogenetik ve kültürel yapılanmalarını etkilemiştir İS IX, XI ve XV yüzyıllarda Asya bozkırlarından Kafkasya'ya akın eden Kıpçak, Poloveç, Peçenek ve Nogaylar'ın Asetinler'i etnokültürel açıdan etkilediği görülür Nart destanlarının ortaya çıkış tarihini tam tamına saptamak mümkün olmamakla birlikte, karşılaştırmalı olarak yapılan birçok analiz, destanların İÖ VIII yüzyıl ile İS XIV yüzyıl arasında geniş bir dönem içinde yaşadığını, biçimlendiğini ve zenginleştiğini göstermektedir Destan mitoloji ve efsane öğeleriyle dolu olmasına karşın, yaşanılan dönemlerin sosyokültürel özelliklerini gerçekçi ve güçlü bir anlatımla bizlere aktarır![]() Nart destanı, konularının özgünlüğü ve içerik zenginliği bakımından İlyada, Odysseia, Kalevala, Roland'ın Ezgisi, Şehname, Nibelungen, Ramayana gibi dünya mitolojisinde yerini almış destanlar kadar yetkindir ![]() Nart destanlarının araştırılması, derlenmesi ve yayımlanmasına 140-150 yıl kadar önce başlanmıştır 1870'li yıllarda V F Miller, V B Pfaf gibi bilim adamlarının XX yüzyılın ünlü nartologlarından Kuzey Kafkasyalı Hadagatle Asker, Şortan Askerbiy, Meremkul Vladimir, V İ Abayev ve Fransız dilbilimci Georges Dumesil Nart destanları üzerinde derin araştırmalar yaparak birçok destan metnini gün ışığına çıkarmış ve kendi yorumlarıyla süsleyerek bizlere çok değerli yapıtlar kazandırmışlardır![]() Nartlar tam anlamıyla tarihsel bir destan olarak nitelenebilir mi? ![]() ![]() Bu biraz güç ![]() ![]() Fin "Kalevala", Kırgız "Manas" destanlarında olduğu gibi tarihsel konular yerini Nartlar destanında, mitoloji ve efsane motiflerine bırakmaktadır Destanda yansıyan tarihsel olaylar yok denecek kadar azdır Totem kültünün Hıristiyan diniyle savaşı buna örnektir Destanın son bölümlerinde ünlü Nart kahramanları Sozrıko ve Batraz'ın tanrısal güçlerle savaşı, totem dünyasının yeni dinin temsilcileriyle savaşının simgesel bir anlatımıdır![]() "Geniş konu zenginliğine karşın, Nart destanları sanatsal biçim bakımından biraz kısırdır Basit cümle kuruluşları egemendir Eylem, sanatsal betimlemeler ve retorikten daha önemli bir yer tutar Kahramanların karakterleri derin değerlendirmelerde ve anlatımlarda değil, eylemde öne çıkmaktadır Ancak bu darlık destanın sanatsal değerini düşürmez Çimentosuz, yontulmamış kütlelerden yapılan dağlı savaş kulelerini mimari anlayışla zengin bir yapı olarak nitelemek mümkün mü? Ama çevresindeki doğanın sertliği ve köylerin uyumuyla bütünleşirken kendine özgü bir güzellik yaratır Nart destanları da her türlü süslemelerden uzak yapılar gibidir İçinde eski zamanın soluğu, gücü duyulur ve insanı büyüler " (1)Destanın lirik unsurlar bakımından yoksulluğu rastlantısal bir olgu değil kuşkusuz Bu özellik, destanın oluştuğu dönemlerde bilinen toplumsal biçimlenmelerin ilkelliğinden kaynaklanmaktadır Karl Marx'ın dediği gibi: "Genelde destanlar, gerçek halk edebiyatı kurallarıyla söylenmişlerdir Ölçüler bir düzene uymaktadır Bu tür sanat yapıtları halkın anonim malı olarak doğar Anonim sanat yapıtlarının halkın dışına çıkması olanak dışıdır Ancak bu yapıtların ortaya çıkışında sanat yapma çabası düşünülemez Zaten eski çağ insanının açıkladığımız anlamda bir sanat yapma anlayışı da yoktur Bu nedenle de destanlar doğdukları çağlardan yüzlerce yıl sonra gerçek değerine kavuşabilmektedirler (2)Destanda, tanrısal güçlerle Nartlar arasında yaşama biçimi açısından farklılık yok gibidir Nartlar gökyüzüne konukluğa gittikleri gibi, tanrısal güçler de yeryüzüne inerek düğünleri, şölenleri, ziyafetleri onurlandırırlar Wastırci, Kurdalegon, Wasilla, Felvera, Efşati, Safa, Tutır gibi tanrılarla, Bardwag, Jed ve Daveg gibi melekler Nartlar'ın sık sık yardımına koşarlar, onları güç durumdan kurtarırlar Ne var ki, zamanla tanrılar Nartlar'ın yeryüzündeki düşmanlarıyla bir olup Nartlar'a sırt çevirirler Nartlar da Batraz ve Sozrıko gibi çok sevdikleri yoldaşlarının tanrısal güçler tarafından öldürülmesi üzerine gökyüzüne karşı savaş açarlar Bu tanrılarla savaş motifi destanın son bölümlerinde çok çarpıcı biçimde anlatılır Ayrıca destanda, anaerkil düzeni çağrıştıran izler bulunmaktadır![]() Totemizm ve fetişizm destanda önemli bir yer tutar Gelmiş geçmiş tüm halkların destanında olduğu gibi Asetin folklorunda ve yaşam tarzında da var olan at kültü Nart destanlarında da izlenir At çok önemli bir varlıktır Nartlar için Tehlikelerle dolu yolculuklara, savaşlara güvenle ve korkusuzca giderler Atlarıyla konuşup akıl danışırlar Ölen kişiye at kurban edilmesi geleneği, Asetin gömü kültünde erkekler için bir zorunluluktur (3) Destanda sık sık bu tür kut törenlere rastlarız Atın yanında yılan kültü de birkaç olayda geçer Bazı kahramanların kurt, tilki, köpek, boğa, yılan vb gibi hayvanların bedenlerine girmeleri ve yeniden eski biçimlerine dönmeleri totemist anlayıştan kaynaklanan bir olgudur Fetişizme gelince, kılıç Nartlar için, vazgeçilmez kutsal bir nesnedir Kılıçları olağanüstü özelliklere ve güce sahiptir Nartlar, kılıç üzerine ant içerler (Dargavşer kızının önderliğindeki kadınlardan kurulu birliğin meşe ağacına sapladıkları kılıçların üzerine ant içmeleri gibi )Nartlar destanı ile diğer destanlar arasındaki benzerlikler ![]() ![]() ![]() Nartlar destanının diğer destanlarla karşılaştırılması gerekli midir, değil midir, ayrıca tartışılması gereken bir konu belki de ![]() ![]() Ancak şu birkaç örnek oldukça ilginç bir tablo çıkarmaktadır ortaya: Nart kahramanları Hemıts ve Sozrıko'nun öldürülmeleri motifi, antik Grek mitolojisindeki Akhilleus'un öldürülmesi motifine benzer Suda çeliklenirken Hemıts'ın ağız içinin, Sozrıko'nun da dizlerinin çeliklenememesi, bu bölgelerinin zayıf kalmasına neden olur ve bu noktalardan aldıkları darbelerle öldürülürler Nartlar destanında, Köroğlu destanındaki at kültüne benzer motifler vardır Karanlık yeraltı mahzeninde kendi haline terk edilmiş olan Hemıts'ın yıllardır günışığı görmemiş cılız atını, oğlu Batraz çıkarır ve deniz suyuyla yıkar At birden olağanüstü bir güce kavuşur Nartların efsanevi atı Evsurg'a dönüşür Albeg oğlu Totraz'ın atı da aynı biçimde olağanüstü güç kazanır![]() Batraz'ın doğar doğmaz buz yarıklarına bırakılması ve başkaları tarafından büyütülmesi motifi, diğer mitolojilerde ve masallarda sıkça görülmektedir Doğan çocukların bir sepete konarak ırmağa bırakılması gibi (Hz Musa örneği)Ulu Nart kahramanı Wrıjmeg'in tek gözlü dev ile çatışması, Odysseia destanında, Odysseus'la kiklop Poliphemos arasında geçen olaylara çok benzer ![]() Kayadan doğum motifine Grek mitolojisinde de rastlarız "Soslan'ın Doğuşu" bölümünden kısaca özetlersek![]() ![]() Wrıwmerg bir mağarada karşılaştığı peri kızıyla birlikte olmak isteyince, kız tarafından lanetlenir, gizemli bir güç onu kayaya çeker ve kayaya tohumlarını bırakır Zaman gelince kaya yarılır ve Soslan dünyaya gelir Grek mitolojisinde bu motif şöyledir: Frigya'da Agdos adlı bir kaya, Ana Tanrıça Kibele'yi simgelemektedir Zeus, Kibele'yi elde etmeyi başaramayınca tohumlarını bu kayaya bırakır ve kayadan Agdistis doğar (4) Grek mitolojisinin ünlü kiklopları da kayalardan doğarlar![]() Nart destanındaki "Altın Elma" öyküsü, Türk ve Önasya masallarında içerikleri farklı olsa da vardır (Zümrütüanka kuşu)Nart destanlarının derin bir biçimde araştırılması, derlenmesi ve yayımlanması üzülerek söylenebilir ki, Sovyetler Birliği ile sınırlı kalmış, dünya mitolojileri arasında hak ettiği yeri alamamıştır Kuşkusuz yurdumuzda da Nart destanları üzerinde araştırma ve derleme çalışmalarına önem verilmiş, Yısmeyil Özdemir Özbay gibi değerli yazarlar bizlere değerli yapıtlar kazandırmışlardır Altmış bir bölümden oluşan Nartlar, ünlü Asetin budunbilimci ve nartologlar olan V İ Abayev, N G Djusoyev, R A İvnev, B A Kaloyev tarafından derlenmiş ve yayıma hazırlanmıştır Türkçeye Rusça aslına uygun olarak çevrilmiştir Kaynaklar: 1 Vaso Abayev'in kitaba yazdığı önsözden![]() 2 Yismeyil Özdemir Özbay, Dünya Mitolojisi ve Nartlar, Kafkas Derneği Yayınları, Ankara, 1999![]() 3 A H Magometov, Obşestvennıy Story İ Bit Asetin (XVII-XIX yy) - XVII - XIX Yüzyıl Asetinlerin Toplumsal Düzeni ve Yaşam Tarzı, Orjonikidze, 1974![]() 4 Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1989![]() Açıklamalar Bardwag: Melek Daveg: Melek Efşati: Vahşi hayvanların koruyucusu Felvera: Küçükbaş hayvanların koruyucusu Jed: Melek Kurdalegon: Demirci tanrı Safa: Ev ocağının, ateşin ve ailenin koruyucusu Tutır: Kurtların koruyucusu, çobanı Wasilla: Fırtına ve ürün tanrısı Wastırcı: Erkeklerin, savaşçıların, yolcuların koruyucusu |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriEge Mitosları Üzerine Etkileri ve BenzerlikleriyleKuzey Kafkas Nart Mitolojileri Turabi Saltık Mitoloji nedir ? Tarihsel süreç içerisinde doğuşu ve gelişmesi nasıl başlamıştır ? İnsanın mitolojiyle ilişkisi nedir ? Bu ilişki hangi gereksinimlerden kaynaklanmıştır ? Yaşamın mitolojiyle bağı nedir ? Bu sorulara cevap vererek başlayalım Mitoloji sözcüğü, Antik Yunan dilinde 'söz' ya da 'öykü' anlamına gelen 'mythos' tan türetilmiştir Başlangıçta küçük ve kısa öyküler biçiminde şekillenen sözler hayal kurarak ve hayallerin süslenmesi özelliğine bürünerek geliştirilmiştir![]() Evrenin ve doğa olaylarının gizemli sorularının çözümlenemeyişi karşısında insan, korku ve paniğe kapılır Bu gizemlerin bir düzen içinde algılanması, yorumlanması ve ustaca anlatılması, mitolojinin, insan düşüncesinde, belli kalıplar içinde şekillenip doğmasını sağlamıştır Giderek şiirsel ifadelerle ezgilere dönüştürülmüş ve destanlaştırılmıştır İnsanoğlunun kollektif ürünü olan destanların doğuşunun kesin tarihini belirlemek zordur Bu zorluğa rağmen yine de, destanlardan, söylendikleri çağlara özgü bazı bilgileri edinmekteyiz![]() Doğanın şiddeti karşısında kalan insan; bu şiddetin kendisine yöneldiğini görünce, bundan kurtulmak için bir 'yakarı' ve 'dua' başlatır Doğasal şiddetin bir güç, bir kuvvet, bir Tanrı tarafından yönlendirildiğine inanır ve bu şiddetten zarar görmemek için yakarılarını şiirsel söylemlerle ifade etmeye başlar Bu şiirler de destanlaşarak kahramanların doğmasını sağlar![]() İnsandaki korkuyu doğasal şiddet doğurmuştur Korku ve panik korunmayı gerektirir Korunma çabası içindeki ilk insan, kahramanlarını, mitoslarını ve mitolojisini yaratmıştır Antik çağ insanında mitoloji böyle başlar Yunan mitoslarında, Roma mitoslarında veya diğer mitoslarda hep aynı süreç yaşanmıştır![]() Kuzey Kafkas Nart Mitolojilerinde o çağın insanı 'gök gürlemesi' ve 'yıldırım çarpması' gibi olaylar karşısında kalınca, Yıldırım Tanrısı "Şıble" yi doğurmuştur Yıldırımın verdiği zararları önleyebilmek için Yıldırım Tanrısına bir yakarı, bir dua zorunluluğu şiirsel bir anlatımla kendini gösterir![]() Şöyle ki; "Wua Yela Yela halkımıza vurma Yela Yela, yaşamımızı koru Yela Yela armut suyumuzu* serbestçe içir " İlkçağ insanının düşüncesinde doğruyla yanlış ayrılmamıştır Dağda, ormanda dolaşan genç kız, durgun akan suya bakınca Apollon'un yüzüyle karşılaştığını hayal eder Bu özlem ve hayal, şu şiirsel dizelerle yansır mitolojiye:"Bak nasıl yükseliyor Proteus denizden Dinle, yaşlı Tiriton borusunu çalıyor ![]() ![]() "Bu şiirsel ifadeyle anlatıldığı gibi, gerçek olmayan anlamlar ilk çağ mitolojisine ve insan düşüncesine yansıtılmıştır İnsan kendisine yönelen doğasal şiddet ve korkuyu yok etmek için çözümler arar Çözüm üretmekte zorlanınca, bu güçleri Tanrılaştırır Tanrılaştırdığı güçleri kızdırırsa, zarara uğrayacağına inanır Zarara uğrama tehlikesini ortadan kaldırabilmek için Tanrıların yanında yer alarak kurbanlar keser, tapınaklar kurar Kahinler, falcılar, büyücüler ve rahipler de insanın korkularının içerisinde ve mitoloji kültüründe yer alırlar Diğer taraftan, korku ve kötülükleri yok etmek için kahramanlar yaratır; bu defa da yarattığı kahramanları tanrılaştırır Tanrılarına kurbanlar adar Adadığı kurbanlar o duruma gelir ki, kendi cinsini bile kurban eder Bütün dünya kültürlerinde, halk destanlarında ve dinlerinde ortak bir özellik olarak 'kurban kesme' törenleri görülmektedir![]() Kurban kesme seremonisi, Nart Destanları ile Sümerlere ait 'Gılgamış Destanı'nda ortak özellikler taşır Kuzey Kafkas Nart Mitolojilerinin kadın kahramanı olan Seteney Guaşe ile Sümer Tanrıçası Nansuri benzeşmesi şöyledir: Nart kadını Seteney, oğlu Sosrikua'nın yiğit biri olarak savaşçıların yanında yer almasıyla bir kurban keser Kestiği kurbana Nart Tanrılarını davet eder Bu davete pek çok Tanrı katılır Sofradaki yemeğin yetmeyeceğini görünce;" Sineklerin kurban kanına çökmesi gibi Soframa saldırıp herşeyi silip süpürdünüz ![]() ![]() "der![]() Sümer Tanrıçası Nansuri de oğlu Gılgamış'ı korumak için en büyük Tanrı'ya kurban keser Kurban etinin tanrılara yetmediğini gören Nansuri;"Aman aman ! Tanrılar da sineklere benzemiş Kurban kanının kokusunu duyarak Hepsi gelivermiş ![]() ![]() " der![]() Görüldüğü gibi her iki mitolojide de şiirsel söylem, benzer özellikler taşımaktadır Tanrıların gönlünü almak için kurbanlar sunan ilk insan, böylelikle, onların gazabından kurtulacağına inanır ve yürütülen bu seremoniyi şiirsel bir yaklaşımla açıklar Böylece şiirin, destanın, ozanın dünya mitolojik kültüründeki görünümü ortaya çıkar Mitolojinin kaynağında yer alan bu sözlü edebiyat ürünleri, inançları ve yaşamı yansıtır![]() İnsanoğlunun yaşama mücadelesinin ve doğaya karşı sürdürdüğü savaşın tarihinde, düşüncenin sözle anlatılması ve inanç dizgeleri içerisindeki ana temalar oluşturmuştur mitolojiyi ![]() ![]() Anaerkil toplumdan ataerkil topluma, taş çağından maden çağına geçişin izlerini mitolojik kahramanların görev ve rolleri arasında bulmaktayız Yine, inanç dizgeleri içerisinde imgesel olan tanrıların çok tanrılı dinlere dönüşümünü mitolojiyle seçebiliriz İlk insanın yarattığı tanrılar arasında Gök Tanrısı, Güneş Tanrısı, Yıldırım Tanrısı, Orman Tanrısı gibi imgesel Tanrıları ve Demirciler Tanrısı, Ateş Tanrısı, Bereket Tanrısı, Aşk Tanrısı gibi bazı görsel Tanrıları mitolojinin bütünlüğü içinde kavramaktayız![]() İnsanlarla Tanrıların iç içe yaşadığı mitoloji tarihinin konuları oldukça kapsamlıdır İnsanın doğayla savaşımı; insanların birbirleriyle savaşımı; insanların Tanrılarla savaşımı başlıca konuları oluşturur Bunlar, insan yaşamındaki belirgin çelişkilerdir İnsan yaşamında yer alan bu derin ve düşsel zenginlikler, bir türlü bitirilemeyen kavgalar hep kaynak olmuştur mitolojiye![]() ![]() Diğer yandan mitoloji de insan yaşamındaki mutluluğu ve kavgayı, aşkı, sevdayı, şiiri ve müziği beslemiştir Binlerce yıl öncesinin dokuları; öyküler, masallar, efsaneler ve destanlar aracılığıyla dilden dile, kulaktan kulağa aktarılarak günümüze ulaşmış; pek çoğu da yazılı edebiyatla ürünleştirilip kalıcılaştırılmıştır Mitoloji, kendisini oluşturan halkların ilişkilerine, yaşam tarzlarına, düşlerine ve merak duygularına anahtar olmuştur hep![]() ![]() ![]() Toplumların destanları ortak özellikler taşır Kırgızlar'a ait Manaş Destanı, İranlılar'ın Şehname'si, Türkler'in Dede Korkut'u, İskitler'in Alper Tunga'sı, Yunanlılar'ın İlyada'sı, Çerkeslerin Nart Destanları; bunların tümü, yeryüzü halklarının destanları olarak birbirlerini etkilemiş ve içlerinde ortak özellikleri barındırmışlardır![]() Kuzey Kafkas Nart Destanları, halkın binlerce yıllık geçmişinden izler taşır Öyküleri, masalları ve efsaneleri henüz yazının bulunmadığı dönemlerde başlamış ve sözlerle ifade edilip günümüze ulaştırılmıştır Nart destanlarında; halkın yaşadığı sosyal kesitleri ve toplumsal sürecin izlerini, Nart kahramanlarının görev ve rolleri arasında buluyoruz Kahramanların aldıkları sorumluluklar destanlarda açıkça yansımıştır 'Nart destanları', Kuzey Kafkasya'nın otokton halklarından oluşan Çerkeslerin binlerce yıldan bu yana ürettikleri ulusal destanlar bütününün adıdır Ulusların belleğinde izler bırakan doğal afetler, öldürücü salgın hastalıklar, işgaller halkın dilinde söylene söylene bu güne ulaşırlar![]() Kuzey Kafkas Nart Destanları'nın tüm kahramanları insana değer veren, insanı yücelten özellikler taşır Nart Destanları'nın kahramanları halkı koruyup yol gösteren, kötülük yapmayan, iyilik düşünen bilge kişilerdir![]() Sosyolojik olarak baktığımızda; Anaerkil ilişkileri yaşamış insanlık tarihi, kadına, dönemin özelliklerine göre roller biçmiştir Mitolojide kadın kahramanlar ya 'Koca-Ana' ya 'Bereket-Ana' ya da 'Tanrıça-Ana' dır Bu Koca-Analar'ın ortak özelliklerinden biri, kahraman olan çocuklarına aşık olmalarıdır Koca-Anaların çocukları babasız doğmuştur Genelde, Koca-Anaların üç özelliği vardır: Tanrıça olmaları, bakire olmaları ve kahraman oğul sahibi olmaları Anadolu'da Kybele Ana bakiredir Babasız doğan oğlu Attis, aynı zamanda da aşığıdır Babil ülkesinin Koca-Anası İştar'ın oğlu Demmuzi de babasız doğmuştur ve aynı zamanda annesinin aşığıdır Mısır'da İsis ve oğlu Osiris; Batı ve Güney Anadolu'da Artemis ve oğlu Adonis; Batı Ege'de Meryem-Ana ve oğlu Hz İsa; Sümerler'de Nansuri-Ana ve oğlu Gılgamış; Kuzey Kafkas Nartları'nın Anası Seteney ve oğlu Sosrikua![]() ![]() İşte tüm bu Koca-Analar ve oğulları arasındaki ilişkiler aynı özellikleri taşır![]() Anaerkil toplum ilişkilerinin egemen olduğu süreçte Nart Destanları'nın kadın kahramanı Seteney, Nart Kavminin başkanıdır Güzellikte, bilgelikte ve erdemde birincidir Bir 'güzellik' anasıdır Öncüdür Başı derde giren Nart toplumunun kurtarıcısıdır O, tek başına Nartlar'ın danışma organıdır Kuzey Kafkas Nart Destanlarındaki Seteney'in özellikleri ile Antik Yunan Destanlarındaki Aphrodite' in özellikleri benzeşim halindedir Nart destanlarında Seteney bilgelik ve erdemin yanında güzellikte de bir 'gül' gibidir Çerkes dillerinde Seteney'in sözcük anlamı 'gül-kırmızı gül'dür Bu isim Ç erkes kızlarına verilerek bugün de yaşatılmaktadır Nart destanlarında Seteney ile 'gül' ilişkisi şöyledir: Nart kadın kahramanı Seteney bir gün evinin bahçesinde oturmuş sırma işlerken uzakta, dağ yamacında oğlu genç Sosrikua'nın devlerle kavgaya tutuştuğunu, devlerin onu öldürmek için dizlerinden yaralamaya çalıştıklarını, bunun için de dağdan Sosrikua'nın üzerine demir tekerler yuvarladığını görür Oğlunun ölümle karşı karşıya olduğunu anlar, gergefindeki sırma işlemesini bir tarafa atarak oğlunu kurtarmaya koşar Bahçe çitinden atlarken ayağına beyaz güllerin dikenleri batar Ayağından damlayan kanlarla bir anda bütün güller kırmızıya dönüşür O günden bu yana Kuzey Kafkasyalılar kırmızı gül anlamına gelen Seteney ismini kız çocuklarına takarlar![]() Kuzey Kafkas Nart Destanları ile Grek Destanları arasında benzeşen söylencelere sıkça rastlanır Nart destanlarının M Ö 2500 yıllarına kadar uzanan tarihsel bir süreci vardır Antik Yunan, Venedik, Bizans ve Ceneviz ticaret kolonileri Karadeniz üzerinden Kuzey Kafkasya'ya girdiklerinde, Antik Yunanlıların çağdaşı ve bugünkü Ç erkeslerin ataları olan Sindler, Meotlar, Zikhler ve diğer halklarla karşılaştılar Karadeniz sahillerinde, bilinen en eski halk Sindler'dir Antik Yunan halkları Kuzey Kafkasya'ya geldiklerinde, beraberlerinde getirdikleri ünlü coğrafyacılarına, askeri komutanlarına, gezgincilerine ve uzmanlarına Kuzey Kafkasya'nın yerleşik halklarının dillerini, geleneklerini, yaşam tarzlarını incelettiler Sindler'e, Meotlar'a ait söylenceleri, mitosları ve toplayabildikleri bilgileri yazıya dönüştürdüler Bu mitolojilerden etkilendiler Antik Yunanlılar, Kuzey Kafkasya'nın sadece doğal zenginliklerini götürmekle kalmadılar, Çerkeslerin ataları olan Sind ve Meot halklarının mitolojilerini de beraberlerinde taşıdılar Nart halk destanlarının sözlü geleneklerini ve kültürel miraslarını üstlendiler![]() Antik Yunan mitolojisinde Aphrodite ile 'gül' ilişkisini anlatan destan ise şöyledir: Kıskançlık yüzünden, diğer Tanrılar, yakışıklı Adonis'in üzerine bir yaban domuzu salarlar Sevgilisinin yardımına koşan Aphrodite'nin ayağına beyaz gülün dikeni batar Yaradan akan bir damla kan Tanrıçanın çiçeği olan beyaz gülleri kırmızıya boyar Eski Yunanca'da 'kırmızı gül'ün karşılığının Aphrodite olmadığını da belirtmek gerekir Dolayısıyla bu mitolojik mirasın Nart destanlarına ait olduğu ve biçim değiştirerek Antik Yunan destanlarına geçtiği kuvvetli bir olasılıktır![]() Nart destanlarında anaerkil toplumun kadın kahramanı olan Seteney, tüm erkek Nartların akıl öğretmenidir Savaş ya da barışa Seteney karar verir Ekip biçmek için ürün bulmak, kıtlık ve hastalık gibi sorunlara çözüm aramak, yeni doğan çocuklara isim takmak gibi işler Seteney'e aittir![]() Mitolojilerin ana unsurlarından biri de insan sevgisidir; insanın daha huzurlu ve daha mutlu bir yaşam sürmesi arzusunu ifade ederler Nart Destanlarında yerleşik uygarlığa geçişin izlerini bulabiliriz Kahramanların tahtadan yapılmış araçlarla toprağı işlediklerini, meyve ve üzüm yetiştirdiklerini, şarap yaptıklarını yine destanlarda görüyoruz Madenleri işleyip orak aracı ve kelepten yapmak ve bu aşamada demir işçiliğini kullanmak Demirciler Tanrısı Nart Tlepş'in görevleri arasındadır Buna bakarak Nart toplumunun maden çağına girdiğini veya Nart kahramanı Sosrikua'nın görevlerine bakarak da ataerkil ilişkilerin özelliklerini, yine bu destanlardan öğreniyoruz Anlaşılacağı üzere, Nart kahramanlarının toplumsal görevleri sayesinde Nartlar'ın toplumsal yaşamları, savaşları, komşu halklarla-kabilelerle ilişkileri (Seteney'in komşu kabilelere esir düşmesi ve Yespi kalesinden kurtarılması), kıtlık ve kuraklıklar konularında pek çok bilgiye ulaşıyoruz Nartlar'ın bolluk ve bereketi simgeleyen 'Altın Elma Ağacı'nın devlerden korunması, dağın doruğuna suya giden genç kızların 'Seteney Ç içeği' ile karşılanması gibi olaylarda çeşitli toplumsal kesitlerin işlevlerini kavrıyoruz Demirciler Tanrısı Tlepş'in temel görevi Nart halkının demir işçiliğini kullanmasını; demirin eritilmesini ve yaygın olarak araç ve gereçlerin yapılmasını sağlamaktır Nart Tlepş; Nartlar'ın en ulularındandır Nart halkının tüm araç ve gereçlerini yapmak, yeni buluşlarıyla halkın yaşamını kolaylaştırmak onun görevidir Her türlü madeni işleyip olağanüstü güzellikte araçlar yapar Maden çağı uygarlığının ve Nart toplumunun yeni buluşlarının simgesidir Nart kahramanı Tlepş, iri ve güçlüdür Nart kadın kahramanı Steney Guaşe ile birlikte hareket ettiği ve sorunları, ondan aldığı destek ve güçle çözdüğü görülür Nart Seteney'in oğlu Sosrikua'nun sıcak taştan doğuş öyküsünde Nart Tlepş de görev alır Kızgın taşı çekiciyle vurarak kırar; kızgın taştan doğan Sosrikua'yı maşasıyla tutar ve suya daldırır Onun vücudunu çelikleştirir Sosrikua'ya, kılıç kullanmasını ve çeşitli savaş taktiklerini Tlepş öğretir Seteney, Sosrikua'nın iyi bir savaşçı olarak yetişmesi için, onu, Tlepş'in eğitmesini ve Sosrikua'nın kullanması için bir takım tılsımlı silahlar yapmasını ister Burada da Antik Yunan mitolojisinin bir kahramanı Hephaistos ile bir benzeşim kurmak mümkündür Hephaistos; çirkin, topal, aşağılık duygusuyla dolu ve demircilerin piri sayılan bir Antik Yunan Tanrısıdır Akhilleus, Troya savaşlarına giderken annesi Thetis, Hephaistos'a giderek efsunlu silahlar yapmasını ister Topal Hephaistos, Tanrıçaların en güzeli Aphrodite ile evlidir, ama Nart mitolojisinde adı geçen Seteney, Demirciler Tanrısı Nart Tlepş ile evli değildir Tlepş ve Seteney'in ilişkisi ile Hephaistos ve Aphrodite'in ilişkisi arasındaki benzeşim, görev ve roller bakımındandır Ayrıca, Demirciler Tanrısı Nart Tlepş, bulucusu olduğu araç ve gereçlerini, tılsımlı silahlarını Nart halkının çıkarına kullanıp, hep iyilik ve mutluluk için çalışır Oysa Hephaistos çirkin ve topal olduğundan olsa gerek, kötülük yapan, halkına zarar veren bir tanrıdır Diğer tanrılarla kavga eder Annesi Hera bile Hephaistos'un kötülüğünden kurtulamaz Şöyle ki, topal Tanrı Hephaistos zincirlerle sakladığı bir taht yaparak annesine götürür Hera tahta oturunca zincirlerle bağlanır ve bir daha kurtulamaz Görüldüğü gibi, Hephaistos kötülük yapmaktan kendini alamayan bir mitoloji kahramanıdır Nart Tlepş ise demirden tarım araçları ve silahlar yaparak bunları uygarlık gereksinimlerinde kullanır Faydalı buluşlarında en büyük desteği Nart Seteney'den görür Seteney ve Tlepş bir çok defa ortaklaşa kararlar alırlar Aphrodite güzellik Tanrıçasıdır; oysa Seteney, güzellik, bilgelik ve erdem özelliklerini kapsar Hephaistos da demirciler piridir ancak halkına hainlik ve kötülük eden bir Tanrıdır![]() Nart destanlarına göre Nart Tlepş'in bir dökümhanesi vardır Seteney sık sık dökümhaneye gider, Tlepş'in çalışmalarını gözler Örsü taştan, çekici ağaçtan olduğu için yoruluyor, diye kendi kendine söylenir Akıllı Nart kadını Seteney, Tlepş'in örsü ve çekici demirden olsa bu denli yorulmazdı, diyerek çözüm arar Ağaçtan çekiç ve örs modeli yapar Bunu kendisinin yaptığını, onuru incinmesin diye Tlepş'e söylemez Dökümhanede görülecek bir yere gizlice bırakır Tlepş gelip maketi gördüğünde, bunun demirden aslını yaparak, çekiç ve örsü icat etmiş olur Nart Tlepş, çalışmalarını sürdürürken ateşten aldığı kor halindeki demir parçaları elini yakar Seteney, nasıl etsem de Tlepş'in elini yanmaktan kurtarsam? diye düşünür Destanda görüldüğü üzere, o güne kadar henüz biri çıkıp da bir tutak aleti yapmamıştır Anlatıldığına göre, Seteney günün birinde suya giderken yolda iki küçük yılan yavrusuyla karşılaşır Boyunları birbirine sarılmış yılanları bir çubuğa takar ve bunları doğruca dökümhaneye, Nart Tlepş'e götürür Bunun gibi, demirden bir alet yap da ellerin ateşte yanmaktan kurtulsun, der Böylece, Nart Tlepş ilk kerpeten ve maşayı yaparak insanoğluna armağan eder![]() Nart Tlepş, demir işçiliğinin ilk kurucusu ve koruyucusudur Nart destanlarında görüldüğü gibi, Tlepş, demirden yaptığı pulluk, kazma gibi madeni araçlarla hep çiftçinin dostu olmuştur Yer yer Ateş Tanrısı olmuştur, yer yer Demirciler Tanrısı![]() ![]() Kendisinden önceki imgesel Nart Tanrılarından olan Yıldırım Tanrısı Şıble'nin biraz daha evrimleşmiş bir görsel tanrısıdır Nart Tlepş, M Ö 1 binin başlangıcıyla Ç erkesler'in ilk atları olan Sind ve Meot boylarının sosyo-ekonomik yapılarındaki değişmelere paralel olarak demir çağının, demir işçiliğinin başladığı dönemin Nart Tanrılarındandır![]() Destanlarda işlenen konular ve kahramanların görevleri her yüzyıl boyunca başka olay ve kahramanlara dönüştürülerek süre gelmiştir Bir çağın kahramanı diğer bir çağda başka bir kahraman rolüne büründürülmüştür Sonraki yüzyıllarda Nartlar arasında yeni kahramanlar da yaratılmıştır hep![]() Kuzey Kafkas Nart Destanlarında ünü en yaygın olan erkek kahramanlardan biri Sosrikua'dır Tarih öncesi çağlardan beri anlatılarak günümüze ulaşan Nart kadını Seteney, Sosrikua'nın manevi annesidir Nart destanlarının kahramanlarının hepsinin ölmüş olmasına rağmen destan tekstlerinin hiçbirinde Seteney'in öldüğüne rastlanmamıştır Nart kahramanlarının hiçbiri Seteney'in ününü, güzelliğini, bilgeliğini ve erdemliliğini yok edememiştir Bu miras, kadına duyulan saygıya ve anneye duyulan övgüye dönüştürülerek günümüzde de yaşatılmaktadır![]() Destanda Nart Seteney, Bakhian ırmağı kıyısında çamaşır yıkarken, Nartlar'ın sığırtmacı onu görür ve güzelliğine vurulur Fırlayıveren aşk oku, karşı kıyıda üzerinde çamaşır yıkanan taşa çarpar Taş birden ısınmaya ve büyümeye başlar Seteney sıcak taşı eteğine sararak Nart Tlepş'in dökümhanesine götürür Tlepş, çekici ile taşı kırar İçinden kor halinde Sosrikua çıkar (Nart Sosrikua'nın doğuşu, Grek mitolojisindeki "Cyleop" motifi ile benzeşir ) Sosrikua'nın çelikten bir vücudu vardır Ateş saçarak doğar Nart Tlepş, onu diz kapaklarından maşa ile tutarak suya daldırdığı için, maşanın altında kalan dizleri etten ve kemikten, diğer organları ise çeliktendir Sosrikua'yı öldürmek isteyen düşmanları, onu, dizlerinden vurarak öldürmek isterler Grek mitolojisinde de Tanrıça Thetis, oğlu Akhiellus'u doğurduktan sonra yıkamak için Styks ırmağına batırmış, böylece onu silah işlemez hale getirmiştir Ancak annesinin elinin altında kalan topukları, suyla temas etmediği için et ve kemik olarak kalmışlardır Bilindiği gibi, Troya kuşatmasında Akhilleus, Hektor'un attığı okun topuğuna saplanması sonucu ölmüştür![]() Nart Destanlarındaki Sosrikua, ateşi devlerden çalarak insanlığa armağan etmiştir Bu söylence de, ateşi tanrılardan çalarak insanlara sunan Grek kahramanı Prometheus miti ile benzerlik taşır Nart erkek kahramanı Sosrikua, özellikleri ve rolleriyle Grek mitolojilerindeki Prometheus, Akhilleus ve Adonis ile benzerlikler taşımaktadır![]() Günümüz Kuzey Kafkas dillerinde Sosrikua ismi 'sıcak çocuk-ateş saçan erkek çocuk' anlamındadır Nart Destanlarında da Sosrikua'nın, sıcak taştan doğuşu öyküsü ile ismi arasında benzerlik vardır Erkek kahramanların en ünlülerinden olan Nart; atılgan, mert ve yiğit bir kişidir Ateşi devlerden çalarak insanlara sunmanın yanı sıra, bulduğu darı tohumuyla da insanlığı tarımsal döneme geçirmiştir Halkın düşmanı olan devlerle sürekli savaşmıştır Kuzey Kafkas Destanlarındaki kahramanlar çoğunlukla isimleriyle anılırken, Sosrikua'nın isminin önüne her zaman 'Nart' sözcüğü konur Sosrikua, 'Nart Sosrikua' biçiminde bir ayrıcalığa sahiptir![]() Savaşlara katılan Nart Sosrikua'ya, demirci Tlepş çok ünlü bir kılıç yapar Sosrikua, devlerle savaşırken bu kılıcı kullanır ve böylece ateşi alıp insanlara getirir![]() Ateşin devlerden çalınması öyküsü Nart Destanlarında şöyle geçer: Nartlar sefere çıkarlar Yol sürerken, Sosrikua atı Tığuj ile Nartların peşine düşer Ateşin yanında kıvrılmış yatan devi görür Sosrikua, ateş yığınının içinden bir parçayı alarak kaçar Nartların bulunduğu yere doğru sürer atını Ansızın, dev uyanır Yattığı yerden eliyle çevresini araştırır Pek uzaklaşmamış olan Sosrikua'yı yakalar Sosrikua tüm savaş oyunlarını bilmektedir Devi denize sokup dondurur Dev buzlarını kırıp çıkınca, Sosrikua devin üzerine daha fazla ayaz gönderir Artık dev buzları çatlatamayacak şekilde güçsüz kalmıştır Sosrikua, kılıcıyla devin kafasını kesmeyi dener ama başaramaz Dev kurnazlığa başvurur Ona kendi kılıcıyla kendi kafasına vurmasını söyler Devin kafasını devin kılıcıyla kesebilecektir Oysa devin kılıcına dokunursa ölecektir Sosrikua Atı Tığuj, devin kurnazlığını Sosrikua'nın kulağına fısıldar Bunun üzerine Sosrikua, Tlepş'in yaptığı maşayla devin kılıcını tutar ve kılıca dokunmadan uçurur devin kafasını Böylece Nartlara, ateşi götürebilecektir artık![]() Nart Sosrikua'nın atı Tığuj, kanatlı bir attır Kuzey Kafkasya'nın en yüksek tepesi olan Elbruz'a bir sıçrayışta çıkar Bu kanatlı at motifi Antik Grek mitolojisinde de yer alır Şöyle ki; büyük deniz yaratığı Keto'nın kızı Medusa'nın kafası Perseus tarafından kesilir Akan kandan kanatlı at (Pegasos) doğar Medusa, savaşçı bir kadındır; yani bir Amazon kadını Amazonlar ise İronya (İrilerin ülkesi)'dan göçebe topluluklar halinde Kuzey Kafkasya'ya yerleşen Alan, Sirakis ve Sarmat (İronca 'baş belası' anlamına gelir) kabilelerindendir "Kanatlı At" mitosu, Kuzey Kafkas Nart mitolojilerinden Antik Grek mitolojilerine geçmiştir![]() Antik Çağ kültürü içinde yer alan Nart Destanlarına ait kanatlı at motifi, Kuzey Kafkasya'da Maykop ve Kuban yöresinde yapılan kazılarda açığa çıkartılmıştır Bu kazılar sırasında bulunan 'altın ve gümüşten yapılmış kanatlı at' görünümündeki kupa Leningrad ve Ermirtaj müzelerinde koruma altına alınmıştır Bu buluntularda elde edilen ve öyküsü Proto-Ç erkes Nart Destanlarında anlatılan başka bir seramik kapta, ok atan avcının ters yönünde yayın arkasında duran resmin mitolojik anlamı ise şudur: Demirci Nart Tlepş, demirden bir ok yapar Bu okun ilginç bir özelliği vardır Ok, atıldığı yöne gitmez Kimler öldürülmek isteniyorsa, onların isimleri söylenir ve ok havaya atılır Ters yöne giden ok düşmanları bulur ve öldürür Üç düşmandan ikisi bu okla ölür Sosrikua, önceden haber alır ve kendini toprağa yatırır; ok, toprağa deyince tılsımı da kaybolur Böylece Nart Sosrikua ölümden kurtulur Bu olayın resimlerinin olduğu seramik kap, Maykop kazılarında açığa çıkarılmış ve koruma altına alınmıştır![]() Kuzey Kafkasya, doğudan gelen göçebe kabilelerin Avrupa'ya geçişlerini sağlayan bir bölgedir Avrupa'dan doğuya dağılan halklar da yine bu coğrafyadan geçmişlerdir Antik Yunan mitolojilerinde ateşi Tanrılardan çalan Prometheus, Kafkasya'da zincire vurulmuştur Zincire vurulmak için neden Yunanistan'ın Olympos dağı ya da Ege'nin İda dağı seçilmemiştir? Düşündürücü bir durum![]() ![]() Milattan 2500 yıl önce Grekler, Karadeniz sahillerine girdiklerinde, Ç erkeslerin ilk boyları olan Sind ve Meot'larla karşılaşırlar Kuzey Kafkas Nart halklarının mitolojilerinden etkilenirler Antik Maykop ve Kuban halklarının mitolojileri dünyanın en eski Nart mitolojileridir Antik Grek halkları bu mirastan etkilenmiş ve beraberlerinde taşımışlardır![]() Antik Nart mitolojilerinde anlatılan, Hayvancılık ve Tarım Takvimine dayalı totemlerin ve sembollerin Sind ve Meot halkının şenlik, bayram ve yortularındaki mitolojik anlamı şudur ki; Meot halkının Ceğafe (keçi ayaklı dansı) totemine göre halkı eğlendiren şenlikleri de Nart mitolojilerinde yer almaktadır Ceğafe olayını anlatan buluntular, yapılan kazılarda açığa çıkarılmış ve koruma altına alınmış bir Antik Kuban kültürüdür Günümüzde Çerkesler arasında, herhangi bir nedenle kavruk, çelimsiz, gelişmemiş tiplere kızıldığında, 'eğri-büğrü, keçi ayaklı' anlamında 'Ceğafe yapılı seni' şeklinde bir deyim kullanılmaktadır![]() Sind, Zikh, Meot halklarının Antik Ç ağ kültürü olan Nart Mitolojileri'nin bu bulgularla açıklanması, dünya mitolojileri arasında ender görülebilecek bir özelliktir ![]() Sonuç olarak, Mitolojiler, insanoğlunun dünyayı algılama ve olayları yorumlama tarzını, binlerce yıl öteden günümüze, dilden dile, kulaktan kulağa aktarmış ve her çağın insanına düşsel bir zenginlik, kültürel bir derinlik katarak bu günlere gelmiştir |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#4 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriABRİTSKİL Abritskil motifi, halk destanları topluluğu içerisinde tamamen bağımsız, yalnız Abhaz halkı tarafından çağımıza ulaştırılan bir destan motifidir Bu destanın derlenip gün ışığına çıkarılmasında ozan ve devlet adamı Bagrat Şınkuba'nın emeği büyüktür Prof Şalwa Yinalipa'nın deyimi ile "Şınkuba, çok eski bir altın vazo'nun parçalarını bir araya getirerek Abritskil öyküsünü yeniden canlandırmıştır "Abritskil öyküsü Nart destanlarında olduğu gibi müzik eşliğinde söylenmez Şarkı biçiminde söylendiğine şimdiye kadar rastlanmamıştır Nartlardan ayıran bu özelliği, belkide bu destanın Nart destanlarının doğduğu çağdan daha genç bir dönemde ortaya çıkmsından kaynaklanmaktadır Bu destan kahramanı, davranış biçimi olarak insanlara çok daha yakındır Tanrılara baş kaldıran bu tür kahramanlar Kafkas mitolojisinin diğerdillerde söylenmiş destanlarında da bulunmaktadır Abritskil her ne kadar Nart Ddestanlarından daha genç ve daha farklı bir motif isede, tanrılara baş kaldırma açısından Sosrıkua ve Nesren Jak'e motifleri ile büyük bir benzerlik gösterir Öte yandan Gürcü'lerin "Amiran" adlı destan kahramanına da benzer Amiran tanrı soyundan gelir Babası av tanrısıdır İri-yarı, son derece büyük bir vucudu vardır Öküz kadar güçlüdür Bastığı toprak bile onu zor taşır Hiç kimsenin yerinden kıpırdatamayacağı kadar iri silahları vardır Çift kanatlı bir köpeğe binerek uçan bir görünüm ile tanımlanır Abritskil gibi Amiran'da halkı korumak için tanrılarla savaşır Tanrıların karşısında çok kötü bir yenilgiye uğrar Tanrılar onu Kafkas dağlarına köpeği ile birlikte bağlarlar Yıllarca karlarla gömülü olarak yaşar, tam kurtulacağı sırada zincirler daha da derine saplanarak pekiştirilir![]() Eşitliğin, sosyal düzenin kaybolduğu bir ortam içinde doğan abritskil düzenli bir toplumuan kahramanı değildir Sosrıkua ile bu yönden çok farklıdır Bu düzensiz ortam onun kişiliğini politik açıdan oluşturur Henüz destansı devlerin kaybolmadığı bir ortamda, insanların devler ve tanrılar karşısında güçsüz ve ezik bir durumda bulunmaları, Abritskil'in halkı koruması olgusu düşünüldüğünde, onun kişiliğinin politik açıdan oluşmasının nedeni daha iyi bir şekilde açıklamaktadır![]() Yukarıda anlatılan kahramanlar ve tasvirler karşılaştırıldığında Adiğe ve Abazin destanlarındaki Sosrıkua, Nesren Jak'e, Abhazkahramanı Abritskil, Gürcü kahramanı Amiran çok benzeşir Bu kahramanların hepsinin Antik Grekteki paraleli Prometheus'tur Bu motif daha önceki tanımlamalarda da belirttiğimiz gibi Kafkasya'dan Antik Yunan'a geçmiştir Bu destantekstlerinin dağlıların öz malı olduğu Greklerin sonradan bu kültürü benimsediklerini savunanların başında V F Miller, Asker Şortanby, Şalwa Yinalipa, gibi bilim adamları bulunmaktadır Gürcü yazarı Akakiy Çereteli Yunan Mitolojisinde işlenen bu motifler için, "bunlar bizim tarafların, Kafkasların öz evladıdır" demektedir![]() Abhaz edebiyatında "Adritskil" motifi pek çok kez işlenmiştir Bu konuyu işleyen en ünlü yapıtlar 1910'da yayınlanan bir Dırmıt Gulya Şiiri ile Bagrat Şınkuba'nın Poezyası'dır![]() Abritskil abhaz halkının belleğinde, sanatında, düşünde bugün bile en canlı hali ile yaşamaktadır ![]() Yismeyl Özdemir ÖZBAY Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır ![]() |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#5 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriHımış Oğlu Nart Peterez Kuzey Kafkasya Halk Destanlarında işlenen kahraman tiplerinin en korkusuzu, en güçlüsü olarak bilinen Nart Peterez'dir Onun doğuşunu anlatan destan textlerinden anlaşıldığı kadarı ile henüz anne karnında iken babası ölmüştür Textte onun için şöyle denir![]() "Eğer kız olarak doğarsa Dikiş sepeti ördürür, Oturtursunuz bir köşede ![]() ![]() ![]() Eğer erkek doğarsa, Engin denizlere Azgın dalgalara atarız ![]() ![]() ![]() Tanrı Peterz'i Erkek yaratır ![]() ![]() ![]() Sıkı bir kamışlığa bırakırlar ![]() ![]() ![]() Engin Denizlere ve Azgın dalgalara ulaşınca Engin deniz beşiğim, Giysimdir, der ![]() ![]() "Tl'ibiy Bleustan'ın söylediği bu dizleler Yewtıkh Askerbiy'in 1934 yılında derlemiş olduğu Hatukuey yöresine ait "Hımış oğlu Peterez" adlı destandan alınmıştır Büyük bir fırtına sonucu kıyıya vuran bebeği çobanlar alıp büyütürler ve adını "Peterez" koyarlar (Düzburun) Bu isimin etimolojik incelemesine geçmeden önce başta Tevrat olmak üzere İncil ve Kur'an'da da anlatılan, sepete konulup Nil Nehrine bırakılan Hazreti Musa motifi ile yukarıdaki olayın benzerliğinin vurgulanması gerekmektedir Kuzey Kafkasya'dan Orta Doğu'ya ve Akdeniz havzasına inen Kimmer, Meot, Fr,g, Trakhe, gibi Proto Çerkes boylarının Akdeniz kültürüne kazandırdıkları bu motif, giderek tek tanrılı semavi dinlerdeki anlatımlarda yerini almıştır Kuzey Kafkasyalılar insanları vucut yapılarına, yaradılış biçimlerine, ya da herhangi bir özelliklerine göre isimlendirirlerdi, bu usul yerleşmiş bir gelenekti ![]() Örneğin: Pakua= Küt burun, Naşhua= Gök gözlü gibi ![]() ![]() ![]() Pe= Burun, terez= düzgün, düz, doğru ![]() Bu iki sözcüğün birleşmesinden oluşan Peterez Adiğece de düzgün burunlu anlamına gelmektedir Adiğe dilinin kuban şivesinde "P" Kabardey şivesinde "B" şeklinde yerini almıştır "Piy, Biy=Düşman" sözcüğünde olduğu gibi![]() Bu değişiklikler konusunda, dil bilgini Prof G V Ragova'nın saptadığı kurala göre; Batı Kuban şivesindeki P ve T, Kabardey şivesinde "B" ve "D" şeklinde yumuşak söyleyişe dönüşmüştür Örneğin; "Pıte=Bıde" "Sert, kavi" sözcüğünde olduğu gibi![]() ![]() Kural işlerken sözcüğün anlamı düşünmeden isim ya da terim olarak kullanıldığında "Peterez" Kabardeyce de "Beterez" olmuştur![]() Aynı isim Abhaz destanlarında "Peterez" olarak geçmektedir Oset'ler Kabardey söyleyişine yakın biçimde "Batraz" sözcüğünü kullanmaktadırlar![]() Peterez ismi ile anılan, anlatılan kahramanımızın Antik Yunan'a ulaştığında Herakles adı ile başka bir kültürde karşımıza çıktığını görmekteyiz Grek mitolojisinde anlatıldığı biçimi ile Herakles, Tanrı Zeus ile Elektrion adlı hükümdarın kızı prenses Alkmaine'nin oğludur (Adiğe mitolojisinde ise Peterez Yıspi Prensesinin oğludur ) Kocası Zeus'u kıskanan Tanrıça Hera Prenses Alkmanie'den doğan bu çocuğu yok etmeye çalışır Önce yatağına yılan koyar, henüz sekiz aylık olan Herakles yılanı boğar Daha sonra Kithairon dağlarına gönderirler bebeği, dağda onu çobanlar yetiştirir (Peterez'i de çobanlar büyütmüştür ) Herakles' in Kaf-Dağı'na çivilenen Prometheus'u kartalı vurup kurtarışı motifi ile Nesren Jak'e'nin aynin şekilde Peterez tarafından kurtarılışı motifleri çakışmaktadır Bu yardımsever, korkusuz ve yiğit destan kahramanı Kuzey Kafkasyalıların dilinde, şarkısında ve şiirinde yüzlerce yıldan bu yana yaşamını sürdürmektedir ![]() Yismeyl Özdemir ÖZBAY Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#6 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriNart Nesren Jake Yardımseverliği yüzünden kayalara çivilenen Nart Kahramanıdır Geleceği bilebilen güçlü bir Nart Ulu'sudur Bir Thamade'dir Nart kurultaylarının değişmez başkanıdır![]() Bu Nart isminin etimolojik gelişimi çok ilginçtir Eski çağlarda Kafkasyalıların antik yunanistan'la kültür alışverişi yaptıkları dönemden günümüze ulaşan yazılı Grek belgeleri ve o çağın grek düşüncesi bizi bazı arayış ve düşüncelere itmektedir Dağlara zincirlenmiş Nesren, Kuzey Kafkasya ve Grek mitolojilerinin karşılaştırılmasından anlaşıldığı üzere Prometheus ile sanki akrabadır Hatta daha ileri gidilerek belki aynı destan kahramanıdır denilebilir Kuzey Kafkasya'da geleneklere karşı geleni topluma kötülükte bulunan kişilerin belirgin bir yere zincirlenerek cezalandırıldıklarını anlatan öykülere pek çok rastlanır Örneğin Yesımıkue Yeskot öyküsünde, bu yaşlı babanın kızlarını kaçıran Alreg Algoej'i yaptığı bu kötülüklerden dolayı yedi kat zincirle yere çakarlar Aynı şekilde güzel Yispı (Peterez'in annesi) ne kötülük yapan dev Şhobğo'nun oğlu, kötülük yapmaya, canlara kıymaya başlayınca, Nartlar onuda dağlara çivilerler Aynı motif Grek mitolojisinde de bulunmaktadır Zeus'un oğlu olan Tantalos Frigya Kralı Pelops'un babasıdır (Friglerin de Kuzey Kafkasya'dan Anadoluya gittikleri gerçeği karşısında motifin Grek Mitolojisine Kafkasya'dan gelip girdiği savı doğrulanmaktadır ) Çok varlıklı ve bütün tanrılarla dost olan bu destan kahramanı, tanrılara verdiği bir şölende, onların tanrılık kudretlerini anlamak için oğlu Pelops'u kesmiş, diğer etlere karıştırarak kızartmış ve diğer tanrılara sunmuştur Kızı Persofone'yi yeni kaybettiği için dalgın ve üzgün olan Demeter farketmeden Pelops'un bir omzunu yemiş ve bitirmiş olduğu sırada, en büyük tanrı zeus işin farkına varmış ve tanrılarda bunun üzerine Hermes'i çağırmışlar, ona çocuğun geri kalan kısımlarını sihirli kazana koymasını emretmişler, sihirli kazana konulan çocuk kader tanrıçası Klothos'un yardımıyla canlanarak kazandan çıkmıştır amcak bir omzu eksik kalmıştır Yenen bu omuz yerine Zeus fildişi bir omuz takmıştır Bu olaya sinirlenen tanrılar Tantalos'a şu cezayı vermişler; Tantalos susadığı zaman çenesine kadar suya batırılır, dudaklarını yaklaştırdığı zaman su dalgalanır içemez ve hemen su çekiliverir Yer kupkuru kalır![]() Kuzey Kafkasyalıların da Semghur-Kartall ilgil, benzeri öyküleri vardır Araştırmacı F İ Koçetev 1902 yılında yayınladığı "Jivoprisnaya Rusiya" dergisindeki bir makalesinde kartallarla ilgili öyküleri örnek vermektedir "Bundan binlerce yıl önce Kafkaslarda yeşil tüylü bir kuş yaşardı Adı Semghur idi Bir gözü ile yerde olup biteni, diğer gözü ile gelecekte olabilecekleri görebilirdi"kötülük yapanların veya cezalandırılanların çivilenmesi çok eski bir motif olup Kuzey KAfkasya Destanlarından, Nesren Jak'eyi işleyen destan texti, ağıt, şarkı ve öykülerin hepsinde bu motif bulunmaktadır Nesren ile ilgili destan parçaları ve öyküleri bağımsız bir kitap biçiminde Kabardey Bilim Araştırma Enstitüsü tarafından derlenip yayınlanmıştır![]() Kuzey Kafkasya Destanlarında çok sık rastlanan; "Nart kurultaylarının başkaı, Nesren Jak'e ![]() ![]() ![]() Ore-da, Ore-da ![]() ![]() ![]() Güçlü idi, cesurdu, Nesren Jak'e, Ore-da, Ore-da ![]() ![]() "şeklindeki şarkılardan da anlaşılacağı üzere bu destan kahramanımız, Nart kurultaylarına başkanlık eden ulu bir Thamade, bir liderd ![]() ![]() ![]() Bu düzen içinde, Nesren'in başkanlığında mutlu bir yaşam sürerken, kötü Pakue topluma bela getirir Onların ateşini çalıp dağlara, devlerin yurduna kaçırır Toplum ateşsiz kalınca lider Nesren Jak'e yollara düşer Pakue'yi bulup onunla konuşur:"Dur biraz, beni dinle ![]() ![]() ![]() İnsanlarda kalmadı erdem ![]() ![]() ![]() O-re-da ![]() ![]() ![]() Unutmayın payımı ![]() ![]() ![]() O-re-da ![]() ![]() ![]() Kaçırdığın ateşte de O-re-da ![]() ![]() " İnsanlara ateşi yeniden getirmek için uğraşır (Bu aşamada Nesren Jak'e, Sosrıkua ve Prometheus motiflerinin işlevleri karışmaktadır ) Nesren Jak'e tanrılara karşı gelmiştir Ateşi onların elinden almak istemiştir Tanrıların gazabından korkan insancıklar, tanrılara yaranmak için Oşhamhue (Elbruz) dağına çivilerler Bir kartalı da üzerine salarlar Sabahtan akşama kadar, Nesren'in ciğerlerini gagalar bu kartal, güneş batınca yaraları kapanır Ertesi gün yine aynı işkence sürer, gider Bu her gün böyle sürecektir Ancak diğer Nart kahramanlarında Hımış oğlu Nart Peterez, O'nun yardımına koşar, kartalı öldürür Ellerinde ateş ile dönerler![]() Bu destan tekxtinin ortaya çıkışı İsa'dan önce 4-5 binlere rastlamaktadır Belki de insanların ateşi henüz yeni tanıdıkları çağlara uzanmaktadır Kuzey Kafkasya'da Adiğe dilinde "Mef'ehu Apşi" (ateşin yansın![]() ![]() ), en değerli selam anlamında hala yaşamaktadır Abazincede de benzeri "Wulağua Yımçaraağat" dumanın sönmesin deyimi vardır Eve yeni ayak basan gelin için yapılan huahualarda, iyi dileklerde "Wunaş'aşha Mıtajı jeu Wuıtkhajeu Wupsoır" (Ocağın sönmeden huzur içinde yaşa![]() ![]() ) denirdi Ateşin sönmeden yanması en büyük dilekti Bu nedenledir ki (Leğuıne) gelin odasına kimi zaman (Maf'e Wuıne - ateş odası) denmiştir halde Greklerin Karadeniz kıyılarında görüldüğü çağlardan önce de Kuzey Kafkasyalılarda ateş, ateşi çalma, zincire vurma motifleri vardı M Ö V ve VI yüzyıllarda Kafkasya kıyılarında Grek kolonileri kurulduktan sonra, bu motifleri alıp kendi dil ve kültürlerine adapte etmişler, yazıya geçirmişlerdir![]() Bu destan textlerinin ve motiflerinin dağlıların öz malı olduğunu, Greklerin sonradan bu kültürü benimsediklerinin savunan V F Miller, Şoratn Askerbiy gibi bilim adamları bulunmaktadır Ünlü Gürcü yazarı Akakiy Çereteli, Antik Yunan mitolojisinde işlenen Prometheus ve Medea motifleri için "bunlar bizim tarafların, Kafkasların öz malıdır, öz Kafkas evlatlarıdır " demektedir![]() Prometheus da insanlar için tanrılardan ateş çalıp getirir Bunun için öfkelenen tanrı Zeus onu Kafkas dağlarına zincirler Ciğerlerini gagalayan kartal her gün gelmektedir Hımış oğlu Nart Peterez'in yaptığı gibi, Herkülüs de Prometheus'u özgürlüğüne kavuşturmaktadır Öte yandan, Aiskilus'un Trilojiya'sında Prometheus'un çakıldığı yer tarif edilmektedir:"Medya suyu kıyısında oturu ![]() ![]() ![]() Areyan'ın sevgilisi olan, Kafkasya'nın yüksek dağlarında ![]() ![]() ![]() Ve Geçit kentlerinde oturan Sarmatlar Sivri uçlu mızrakları ile korkusuzca Savaşıyorlar ![]() ![]() "Kuzey Kafkasya destanlarındaki motiflerle Antik Grek destanlarındaki motifler aynıdır Grek dilinde Prometheus'un anlamı "İlkgören, İlk yapan, İlk kalde ulaşan, Işığı gören" demektir Yunanlı Prometheus'la Kafkasyalı Nesren'in, bırakınız işlev benzerliklerini, isimlerin sözcük olarak ifade ettikleri anlamlar bie birbirine yakındır Hatta daha ileriye giderek, Adiğece "Prımıtha" (İlk Tanrı) veya "Perematha" (öncekilerin tanrısı) sözcüğü ile Prometheus sözünün aynı sözcük olduğu bile bir yerde iddia edilmektedir![]() Prometheus sözcüğünün Kafkas dillerine akrabalığı bununla da bitmemektedir Abazince ve Abhazca'da "Prı-Mı-tsa" (uçan ateş) sözcüğü düşünülürse, tanrılarda çaldığı ateşi uçarak insanlara ulaştıran mitoloji kahramanına bundan uygun bir isim herhalde düşünülemezdi![]() Yukarıda önceki çağlarda, Grekler Adiğe-abhaz grubu Kafkasyalılar ve Gürcülerle ilişki kurmuşlardır Karadeniz kıyılarında Grek ticari kolonileri oluşmuştur Bu ticari ve kültürel alışveriş içerisinde Proto-Çerkes döneminin "Meot" düzen ve geleneğini de Akdeniz havzasına, özelliklede Antik Yunanistan'a taşımışlardır Destan ve öykülerimiz, o tüm dünyanın tanıdığı Grek ve Latin mitolojisine kaynak olmuştur Bu kültür taşıma olayı dışında antik Kafkas halklarından "Akhaélar, veya "Akai"ler de Kuzey Kafkasya'dan Yunanistan yarınadasına yayılmışlardır Akha!lar bu günkü Çerkes kolarında Ubıkh'lerin atalarıdır Bu husus bilimsel olarak saptanmış bulunmaktadır![]() Uygarlık, ateş ile başlamıştır Uygarlığı, ateşi insanoğluna taşıyan ister Sosrıkua, Nesren veya Prometheus olsun, ister abritskil veya Amiran olsun, bu destan kahramanlarının hepsi Kafkasya'nın, tüm dünyanın "Kaf-Dağı" olarak bildikleri o cennet ve masal ülkesinin çocuklarıdır bu ülkede yaşayan ve tarihin bilinen çağlarından bu yana bu ülkenin gerçek sahibi olan Çerkeslerin ürettiği kültürdür![]() Yismeyl Özdemir ÖZBAY Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#7 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriNart BadiNokue Badinokue (Adiğey şivesinde Şebatniko) Kuzey Kafkasya mitoloji kahramanlarının en ilginç olanlarındandır Daha önce sözü edilen Sosrıkua Tlepş ve benzeri kahramanlar, iyi savaşçı olmak, toplumu yönetmek gibi özellikleri ile destanlarda iz bırakmışlardır Badinokue ise bu özelliklerinin yanı sıra müzik, şşir gibi sanat alanlarına yönelik davranışları ile Nart toplumunu estetik açıdan etkileyen bir destan kahramanıdır![]() Kabardey-Besleney-Abazin şivelerinde "Badinokue" olarak geçen bu kahramanın ismine Karadeniz'in doğusundaki mezar taşlarında rastlanıldığı açıklanmaktadır Gürcü bilimadamı Y A Çavaşvili'nin "Gürcü Tarihinin Problemleri" adlı yapıtında bu sav açıkça işlenmiştir![]() Prof G V Ragova'ya göre, bu denli karışık Adiğe isimlerinin yazıldığı ve kullanılmaya başlandığı tarih bilinmeyecek kadar eskidir![]() Şebetriko ismi el açoklığı anlamına gelmektedir Bolluğu içerir ve çok heceli bir sözcüktür Bu isim hece hece ayrıldığında "Şe-ben-rı-te-rer" oku çok veren anlamı çıkmaktadır Ok ve yayı çok kullanan Nart kahramanları için çok doğal bir isim olduğu görülmektedir Sözcüğün sonundaki "Rıt-re" bölümü Abazince'de de vermek mastarı ile çakışmaktadır![]() "Ko"=Oğul, "Yı-ko"=Oğlu anlamına geldiği tüm Adiğelerce bilinen basit bir dilbilgisi kuralıdır "Şebetniko" ismi ise "Çok silah verenin oğlu" anlamına gelmektedir Aynı kurallara uyan Adiğe isimleri pek çoktur "Kışoko, Aleciko, Ghıbıjko" gibi isimlerdeki 'ş' harfi Şapsığ söyleşinde ince, diğer Adiğe boylarının söyleyişlerinde kalın olarak kullanılır Şı (kalın), Şi (ince), aşe, "Şebetniko" sözcüklerinin etimolojik araştırmasını yaparken dikkatleri "be" sözcüğü çekmektedir Bu sözcük eski Adiğe dilinde bulunmakla beraber bu gün Kabardey söyleyişinde fazla kullanılmamaktadır O halde Adiğeler, Karadeniz, KErç, Azak ve Psıj kıyılarında topluca yaşarken ve aynı lehçe ile konuşurlarken "be" takısı da dilde yaşamakta idi Öyle ise "Şebetmiko" ismi de o çağlarda kullanılmaya başlanmıştır Hatta günümüzde Abazincede "Be ğue-re" şeklinde kullanılan ve çoğalmak, bollaşmak, üremek anlamına kullanılam sözcükte bile "be"=çok kökü hala yaşamaktadır Şebatnıko isminin Abhazlarda da pek değişmeden kullanıldığı (Nart Şabatnıko, Naşbatıkua) ortaya çıkmaktadır Adiğe Phonemlerinin (Na-ş-ba-tı-ko) hepsi Abhaz dilinde yaşamaktadır Hatta Adiğe telafuz kurallarına uygun biçimde Abhazca'da da kullanılmaktadır![]() Bugün Adiğey de, Karadeniz kıyısı Şapsığlarında, "Şebatın", "Şebatnıkua" denildiği halde, Çerkesk'te, Kabardey'de bu isim "Şebadınokua", "Badınokua" şeklinde kullanılmaktadır Bı isimdeki "T" phonemi, iç Adiğe (Kabardey-Besleney) dilinde kelime içinde "D" olmaktadır Bu konuda bir kaç örnek vermekte yarar vardır: "Tığuse-Diğuse, Thamate-Thamade" şekline dönüşmektedir Kabardey söyleyişindeki "Badınokue" ismi komşu Osetin ve Abazin söyleyişlerine Kabardey telaffuzu ile geçmiştir Bu dillerde de Badınokue şeklinde kullanılmaktadır![]() Bütün bu açıklamalardan ulaşılan sonuç şudur: "Şebat" "Şebatniko", Badınokue" sözcüklerinin ifade ettiği ad aynı addır İsa'dan önceki yüzyıllarda yazılmış, Grek Destanlarında da bu isme rastlanmaktadır Ayrıca Linguistik karakterlerde yukarıda sözü edilen özellikler de vardır O halde bu ünlü Nart isminin Adiğe-Abhaz grubu Kuzey Kafkasyalılara ait olduğu gerçeği aydınlığa kavuşmaktadır![]() Kahramanımızın isminin bu açıklama dışındaki özellikleri Hadağatle Asker'in "Nartlar" derlemesinde yeterince belirtilmiştir Bu yazıda biz Kafkasya dışında, özellikle Türkiye'nin belirli bir bölgesinde yaşayan Kuzey Kafkasyalılar arasında, bu kahramanın nasıl tanındığı ve Grek mitolojisindeki aynı tip motiflerle karşılaştırmasını yaparak kısa da olsa Hadağatle Asker'in bu konuya ilişkin derlemesinde haklı olarak açık bıraktığı bir cepheyi tamamlamak amacındayız![]() Badinokue mitolojimizde "Khamılepşine" (Kamıştan yapılan bir Kafkas flütü) çalan, kırlarda, ormanlarda sürülerini otlatan, doğaya aşık bir kahraman olarak tanımlanır Kafkasya'da yapılan derlemelere girmeyen bir öyküsü aynı zamanda Kafkas Folk danslarından "Kafe" veya "Zefako" veya "Guaşemahue"nin doğuşunuda anlatması bakımından ilginçtir:"Nart Babinokue yukarı Kuban yamaçlarında sürüsünün otlatmaktadır Çevredeki toprak ve yaylalar varlıklı bir prens'in yönetimidedir Prens'in kızı genç Guaşe uzun süredir melankolik bir hastalıktan kurtarılamamaktadır Yemeden içmeden kesilmiş, gülmez konuşmaz olmuştur Kızını bu hastalıktan kurtaramayan prens, uçan kuştan medet umar hale gelmiştir Her yana haber salarak, kızını bu beladan kurtaracak kişi ile evlendireceğini, bu kişiye mal ve mülkünün yarısını vereceğini duyurur Ülkenin dört bir yanından gelenler her konuda her türlü ustalıklarını gösterirler Şarkı söylerler, masal anlatırlar, prensesi güldürmek için her yola baçvururlar Ancak güzel kızı karanlık dünyasından kurtaramazlar![]() Nart Badinokue ise sürüsünü suya saldıktan sonra bir ağacın altına çekilerek Khamılepşine'sini dudağına götürür, bütün ustalığını göstererek çalmağa başlar Sesten sese melodiden melodiye geçerek hızlanır Sihirli borusundan o güne dek duyulmamış güzellikte eserler dökülmeye başlar![]() Badinokue'nin çaldığı hava o denli güzeldir ki, bahçeye çıkartılan hasta prensesin kulağına kadar gider Guaşe yıllar süren uykudan uyanır gibi gözlerinin açar, gülümsyerek yerinden kalkar, müzüğin çoşkusuna kendisini bırakarak o güne dek görülmemiş incelikte bir dansa başlar, kuş gibi, tüy gibi kayıp gider prenses![]() ![]() Durup dinlenmeden danseder danseder danseder![]() ![]() Görenler bu mutlu olayı prense duyurmak için koşarlar (Bu text Pınarbaşı ilçesinin Kazancık köyünde K'unip'at Kadir tarafından anlatılmıştır Y Özdemir çocukluğunda duyduğu şekli ile kaleme almıştır )Nart Badinokue güzel Guaşe ile evlenirmi bilmiyoruz, ancak "Kafe"nin bugün bile Çerkesler arasında en çok sevilen ve beğenilen danslardan biri olduğunu biliyoruz Sözü Kafe'ye getirmiş iken bu konuda kısada bir açıklama yapmayı faydalı buluyoruz Adiğe dilinde müzik eşliğinde oyun, dans genel anlamında kullanılır Kafe sözcüğü Özellikle Kabardey-Besleney gruplarında her türlü dans karşılığında kullanıldığı gibi bir erkek ve bir kız dansçının düo şeklinde oynadığı, karşılıklı uzun gidiş dönüş ve geçiş hareketleri ile oynanan ağır ve soylu bir dansın adı olarak da kullanılır Gerçekte bu dansın adı "Kafe" olmayıp "Guaşemahue veya Guaşemaf" (Prensesin günü veya uğuru anlamına)dır Nitekim Yukarı Kuban, bugünkü Karaçay-Çerkesk Özerk Bölgesi yöresinden ayrılıp Uzunyayla yöresine yerleşmiş olan Abazin köylerinde bu gün bile bu dansa Guaşemahue denmektedir![]() Bir Guaşeyi onulmaz hastalıklarından kurtaran bir melodinin, bir dansın bu tür adlandırılması anlamlı olduğu kadar Nart Badinokue'nin özelliklerini yansıtan destanların Çerkes halkının belleğinde ve zevkinde şimdilere dek yaşayan bir kanıtıdır da ![]() ![]() ![]() Nart Badinokue'yi müzikle ilişkisi bakımından Grek mitolojisindeki Tanrı "Pan", latin mitolojisindeki "Faunus" adlı kahramanlara benzetebiliriz Grek mitolojisinde tanrı Pan, küçükbaş hayvanların ve çobanların koruyucusudur Keçi ayaklı ve insan başlı olarak düşünülürdü Maykop kurganlarında yapılan kazılardan çıkarılan altın kaplama tabletlerde bu tasvire uyan kabartmalara rastlanması çok ilginçtir Bu anlatıma uyan başka kahraman daha vardır Çerkes mitolojisinde Keçi ayaklı olan ve düğün bayram töreni, hasat töreni gibi insanları toplayan olaylarda ortaya çıkan ve toplumu eğlendiren "Ceğafe" adlı bu kahraman özellikle Abazin Halk Destanların'da sık sık konu olur Tanrı Pan kavalını çok sever İnsanların ve hayvanların uykuya daldığı sıcak yaz günlerinde öğle vakti birden bire beklenmedik gürültüler koparır, çevreye korku saçarmış Maraton savaşlarında Persler'i bu şekilde bozguna uğrettığı için Atinalılar Tanrı Pan onuruna Akropol eteklerinde bir tapınak bile yaptırırlar Pan'ın bu özellikleri çağdaş edebiyatta ve sanatta bile etkisini göstermiştir Fransız bestecilerden Cladue Debussy, "La Mer" adlı yapıtında Tanrı Pan'ın gürültüsünü ve kavalını simgeleyen solo flüt partisini "Prelude de L1apremidie d'un Pan" (Bir Pan'ın Öğleden Sonrası Prelüdü) bir bölümde işlenmiştir![]() Bizim Mitolojimizde Nart Badinokua omuzları Kafkas Dağları genişliğinde, bir omzunda güneş doğarken, öbür omzunda gece karanlığının olduğu, bir omuzunda bahar başlarken, diğer omuzunda karakışın hüküm sürdüğü şeklinde tanıtılmaktadır Bu özellikleri ile günümüze dek şarkı ve destanları ile yaşaya gelmiştir![]() Yismeyl Özdemir ÖZBAY Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#8 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriNart Sosrıkua Kuzey Kafkasya Halk Destanlarının ünü en yaygın olan kahramanıdır Sosrıkua Her çağda, her dönemde Nart Destanlarının bilinen kahramanıdır Diğer kahramanlarından hiç biri Sosrıkua kadar ünlü değildir![]() Sosrıkua'nın doğuşu ile ilgili öykü çok ilginçtir Ünlü Nart kadın kahramanı Seteney Guaşe Bakhsan Irmağı kıyısında çamaşır yıkarken Nartların sığırtmacı onu görür ve güzelliğine vurulur Fırlayıveren aşk oku, karşı kıyıda üzerinde çamaşır yıkanan taşa çarpar Taş hemen ısınmaya ve büyümeye başlar Seteney sıcak taşı eteğine sararak Nart Tlepş in dökümhanesine götürür Tlepş büyük çekici ile taşı kırar, içinden ateş saçan, kor halindeki Sosrıkua çıkar bu nedenle Nart Tlepş ile Seteney Guaşe'nin oğlu sayılır Nart sosrıkua![]() ![]() ![]() Sosrıkua'nın bir kaya parçasından doğuşu Grek mitolojisindeki "Cyclop", ve Türk Destanlarındaki "Tepegöz"ün doğuşu motifi ile benzerlik taşır Bu üç destan kahramanının doğuşu taş orijinli bir motifte birleşmiştir![]() Sosrıkua isminin etmolojik araştırması da doğuşunu anlatan öyküyü tamamlamaktadır Kabardey - Besleney - Abazin şiveleri ile "SOSRIKUA", Abzekh, Şapsığı, Bjeduğ, Kemırguey, Hatıkuey vb batı adiğe gruplarının şivesi ile "SaWsıruk" olan ismin hece hece bölünerek incelenmesi yukarıdaki savımızıdoğrulamaktadır Şöyle ki;"So-sı-rı-kua" veya "Saw-sı-rı-ko" sözcüğünde; "Se", bıçak veya kılınç anlamındadır "Sır" veya "stır", sıcak anlamındadır "V(vo)" vvurmak veya ateş etmek anlamındadır![]() "Kue" yada "ko" oğul anlamındadır Kişi veya aile isminin sonunda kullanılan bir takıdır![]() Adiğe dilindeki "Sosrıkua" isminin anlamını bölmeye göre ele alırsak, "Saw-sır", "Şa-we-stır", sıcak çocuk, ateş saçan, yakan erkek çocuk anlamına gelir ![]() Nart kahramanlarının en ünlüsüdür demiştik Sosrıkua için Onsuz Nart öyküleri çok yavandır Bu destan kahramanımız öykülere o denli damgasını vurmuşturki, başta uluslarda Prometheus veya Akhilleus olmuştur, biraz da Adonis'tir Sosrıkua'mın Çerkes mitolojisinde![]() ![]() ![]() İnsanoğluna sunduğu yararlı buluşları nedeni ile çağ çağ, kuşakların gönlünde yüzyıllardır taht kurmuştur Ateşi, darı tohumunu halkına getirmiş, şarap mayalamasını onlara öğretmiştir Sosrıkua ile ilgili dizelerde Kuzey Kafkasya boyları söze "Sosrıkua Di Nekhu, Sosrıkua Di Khan", " Sosrıkua ışığımız, Sosrıkua oğlumuz, yiğidimiz" nitelemeleri ile başlar![]() Tanrılardan ateş çalarak insanlığın uygarlık aşamalarında yerine getirdiği görevi Greklerin Prometheus'una benzer ancak, ateşi insanlar için çalan bir kahramanın ismi daha geçer Nart Destanlarında,Nesren Jak'e ile Sosrıkua çoğu destanlarda aynı motiflerde birleşirler Çelikten vucudu, et ve kemikten diz kapakları ile bir yerde Akhilleus'un ta kendisidir Tlepş'in demirci çekici ile ateş saçarak doğan kahramanımız, dizinden maşa ile tutularak suya daldırılmış ve vucuduna su verilerek çelikleştirilmiştir Düşmanları onu insan özelliği gösteren dizlerinden vurmak isterler Maşanın altında kaldığı için su verilemeyen ve et kemik olarak kalmış dizlerinden![]() ![]() ![]() Aynı şekilde Akhilleus'un annesi Tanrıça Thetis oğlunu doğurunca yıkamak için Stys ırmağına batırmış, böylece onu silah işlemez hale getirmiştir Ancak annesinin eli altında kalan topukları su ile temas etmedikleri için et ve kemik olarak kalmıştır Troya kuşatmasında Hector'un attığı okun topuğuna saplanması üzerine ölmüştür![]() Çoğu destan textlerinde Sosrıkua, atılgan, gençliğinin verdiği coşku ile pervasızdır Ancak onun Sınırlayan temkinli Nart yaşlıları vardır Wezırmes, Tlepş gibi![]() ![]() annesi Seteney Guaşe genç sosrıkua'yı bu yaşlı nartlara teslim etmiştir ateşin Tanrılardan ya da devlerden kaçırılması, darı tohumunun halka verilmesi, şarap mayalamasının halka öğretilmesinden tutun da Nart Tlepş'in orağı bulmasına dek Nart halkının uygarlık aşamalarında Nart Sosrıkua'nın büyük katkıları vardır atı Tığujey, denizatı Tanrıçası Psıtha Guaşe tarafından Nart kahramanı Pice'ye armağan edilen kanatlı atın yavrusudur Grek Mitolojisinde Pegasus motifinde de bu kanatlı atı görmekteyiz Onunla bir sıçrayışta Kafkasların en yüksek doruklarına, Oşhamahue (Elbruz) tepesine ulaşır Savaşlarda Nartların önünde uçarak düşmana saldırır![]() Sosrıkua motifi şu veya bu isim altında, hangi adla olursa olsun, ilk çağ ozanlarından Homeros, Aişkilos'tan Tevfik fikret'e kadar ozanların şiirlerinde değişmeyen, eskimeyen bir kaynak olmuştur Başka bir deyişle uygarlığın ve yeniliklerin simgesi olmuştur Dünya mitolojisi ve Literatüründe günümüze dek yaşaya gelmiştir![]() Yismeyl Özdemir ÖZBAY Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır |
|
Nart Efsaneleri |
|
|
#9 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nart EfsaneleriNart Efsaneleri ve Efsane Kahramanları "Nart Destanları, Kuzey Kafkasya'nın otokton halklarından oluşan Çerkeslerin binlerce yıldan bu yana ürettikleri Ulusan Destanlar bütününün adıdır " Çerkes Mitolojisi'nin bütününü kapsayan Nart Destanları, İsadan önceki çağlardan bu güne, Kuzey Kafkasya halklarının dilinde, müziğinde, sanatında yer etmiştir Başlangıcını tarih çağları içerisinde tam olarak saptamak çok zordur, ancak doğanın çözülemeyen sırlarının dile getirilmesi olan mytkos'un, insan dilinin ve sözcüklerin ortaya çıkması ile başladığı dikkate alınırsa Nart Destanları'nın başlangıcı hakkında fikir sahibi olunacağı kanısındayız Nart Tlepş Nart Tlepş nartların en ulularındandır Nart halkının tüm araç ve çereçlerini yapmak, yeni buluşları ile halkın yaşamını kolaylaştırmak onun görevleri arasındadır Her türlü madeni işleyip olağanüstü güzellikte araçlar yapar Maden çağı uygarlığı aşamasının ve Nart toplumunun yeni buluşlarının simgesidir![]() Halkın gözünde çok güçlüdür Ünlü Seteney Guaşe ile kimi zaman yardımlaşarak, toplumsal sorunları çözerler Kimi zaman da birbirlerine ters düşerler Setney Guaşe kızgın taş parçasını Tlepş'e kırdırarak Sosrikua'nın doğmasını sağlar Sosrikua'yı maşası ile suya daldırarak çelikleştiren yine Nart Tlepş'tir![]() Sosrikua'nın bir kahramana yaraşır biçimde eğitilmesini, silah kullanmasını öğrenmesini Seteney'in önerisi üzerine yine Nart Tlepş üstlenir Bu manevi çocuğunun silah kullanma çağına geldiğini anlayan Seteney, Tlepş'e sihirli silahlar ısmarlar Kahramanımız bu yönü ile Grek Mitolojisinin topal ve çirkin tanrısı, ateş ve demircilerin piri Hephaistos'u anımsatır Akhilleus Troya savaşlarına giderken annesi Thetis Hephaistos'a giderek oğlu için efsunlu silahlar yapmasını ister![]() Topal Hephaistos tanrıçaların en güzeli Aphrodite ile evlidir Gerçi Tlepş ile Seteney Guaşe'nin evli oldukları pek anlatılmaz, ancak ilişkileri adı geçen Grek tanrılarını anımsatmaktadır Bu benzerliğe karşın Tlepş'in tüm buluşları toplumun yararınadır Hephaistos ise devamlı kin güden ve kötülük düşünen bir tanrı olarak tanımlanır Buluşlarını kendisi ile alay eden, kendisini küçümseyen diğer tanrılar aleyhine kullanır Hatta topal olduğu için oğlundan utanan annesi tanrıça Hera bile onun şerrinden kurtulamaz Topal tanrı, içine zincirler sakladığı bir taht yaparak annesine götürür Hera tahta oturunca zincirlerle bağlanır ve bir daha kurtulamaz Kısacası topal ve çirkin oluşundan aşağılık duygusuna kapılmış olan Hephaistos kötülük yapmaktan kendisini alamayan bir mitoloji kahramanıdır![]() Oysa Tlepş güçlüdür, cesurdur Tarım araçlarından döküm araçlarına, silah yapımına kadar tüm uygarlık gereksinimlerini toplum yararına yapar Buluşlarında en yakın danışmanı ve yardımcısı Seteney'dir Abazin Halk Destanlarından Türkçeleştirdiğimiz aşağıdaki text bunun en güzel örneğidir![]() "Nartlar güçlü ve insanüstü ırktı Sert mizaçlı idiler Büyük bir halk idi Nartlar![]() ![]() Çok güçlü atları vardı, alp (mitolojik olaylarda geçen, dağlara uçarak çıkan kanatlı at türü) soyundan gelen Toplumsal düzenleri vardı Sorunlarını yaşadıkları Guım (kuma) ırmağı kıyısında toplanan kurultayda çözümlerlerdi![]() Evlenmiş, çok güzel ve akıllı bir kadın yaşardı aralarında Seteney guaşe bilge idi, O nartların her derdine derman olurdu, felaketlerde, kıtlık yollarında, savaşlarda halkına yol gösterirdi, başı derde düşen ona koşardı![]() O çağlarda nartlar çok yaşarlardı; ikiyüz, üçyüz yıl kadar ![]() ![]() Uzun yaşamlı olurd Nart halkının bireyleri![]() ![]() Bu uzun yaşamlı halkın arasında Seteney'in belli bir yeri vardı Aynı çağlarda Nartlar'ın demirci ustası tlepş de yaşamaktaydı Seteney sık sık Tlepş'in dökümhanesine giderdi, "Örsü taştan, çekicide ağaçtan oldğu için yoruluyor" diye üzülürdü Bir gün "Tlepş'in örsü ve çekici demirden olsa bu kadar yorulmazdı" diye düşünen akıllı kadın bir ağaç parçasını yontarak bir takım örs ve çekiç maketi yapar, çekiç maketinin tam ortasını delerek sap takılacak yeride belirtir Onuru kırılmasın diye Tlepş'e söylemez, gizlice gidip yaptığı maketleri dökümhanenin penceresinden içeriye bırakır sabah olup Tlepş iş yerini açtığında ağaç maketlere bakar bir süre, nerden geldiğini anlayamaz ancak bunların örs ve çekiç modeli olduğunu kavrar hemen "Bu örs olmalı, bu da yanılmıyorsam çekiç" diye söylenir kendi kendine![]() ![]() Önce örsü döker demirden, sonra çekici şekillendirir makete uygun biçimde![]() ![]() Ortasına açtığı delikten de sap takar Böylece Tlepş'in takımı tamamlanmış olur Ama çalışırken yine zorluk çeker Ateşten aldığı kızgın demir parçaları ellerini yakmaktadır Bir tutacak yapmak gelmez aklına O güne dek bir akıllı çıkıp da bir kerpeden veya maşa yapmayı düşünmemiştir henüz![]() Dökümhaneye sık sık uğrayan Seteney durumu izler bir süre, fakat bir yolunu bulamaz, ne yapsa da Tlepş'in ellerini yanmaktan kurtarsa? ![]() ![]() ![]() Derken birgün, Seteney suya giderken yolda iki küçük yılan yavrusu görür Yılancıklar boyunlarını birbirinin üzerinden geçirmiş, uyumakta![]() ![]() Sarmaş dolaş yatan yılanlara bakarken Seteney'in aklına bir fikir gelir, bir dal parçasına taktığı yılanları, şekilleri bozulmadan Tlepş'e götürür: "Tlepş, Tlepş ilginç, çok ilginç bir şey buldum Örsün çekicin tamam, bunun gibi demirden bir şey yapda ellerin yanmaktan kurtulsun![]() "Tlepş boyunlarındanbirbirine çakılmış yılan ölülerine bakar, bakar da onların biçimlerini erimiş demirden biçimlendirir Maşa veya kerpetenin bulunuşu böylece seteney'in parlak zekasından doğar![]() Kahramanımız yararlı buluşları, gücü, haksızlıklara baş kaldırışı ile günümüze dek çeşitli ozanların ve yazarların esin kaynağı olmuştur Ömer Seyfettin'in "Diyet" öyküsündeki demirci kahramanından, Yaşar Kemal'in "Ağrı Dağı Efsanesi"ndeki Demirci Hüsso'ya değin çeşitli yazarlarca işlenen demirci motifi Nart Tlepş ve Greklerin Topal Hephaistos'unun edebiyata yansıması biçimidir bizce![]() ![]() ![]() Yismeyl Özdemir ÖZBAY Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır |
|
|
|