Anlatım Biçimleri |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Anlatım BiçimleriDüşüncelerin aktarılmasında amaca göre anlatım biçimleri kullanılmaktadır Duygu ve düşünceler değişik amaçlarla aktarılır Anlatımdaki amaçları şöyle sıralayabiliriz: · Kavramları tanımlamak · Bir durum ya da karakteri incelemek · Bir düşünceyi aydınlatmak · Varlıkları belirgin özellikleriyle tanıtmak · Bir olayı aktarmak · Yerleşmiş duygu, düşünce, davranış ve kanıları değiştirmek · Gözlemlenen varlıkları başkalarının zihninde canlandırmak · Kişileri, tasarlanan olaylar içinde yaşatarak duygu ve izlenim kazandırmak Bu amaçlara bağlı olarak dört anlatım biçimi kullanılır: 1 Açıklayıcı Anlatım 2 Tartışmacı Anlatım 3 Betimleyici Anlatım 4 Öyküleyici Anlatım Bu anlatım biçimleri çoğu zaman tek başlarına kullanılmaz Birkaçı bir arada bulunabilir 1 AÇIKLAYICI ANLATIM Amaç bilgi vermek, herhangi bir düşünceyi aydınlatmaktır Bu bakımdan en çok kullanılan anlatım biçimidir Bilgilendirme amacıyla yazılan fikir yazılarında ve bilimsel eserlerde (ansiklopediler, ders kitapları, bilimsel yazılar… vb) kullanılan bir anlatım içimidir Bu tür yazılar bir konuda bilgi vermek; bir konuyu öğrenmek amacı güder Açıklayıcı anlatım, üzerinde durulan konuyla ilgili 'Niçin?, Nedir?, Nasıl?" gibi soruların yanıtını vermeye yarar Bu anlatım biçimiyle bir olay anlatılır, bir şeyin oluşu belirtilir, bir durum, davranış nedeniyle ortaya konur, kavramlar tanımlanır, varlıklar belirgin nitelikleriyle tanıtılır, düşünceler aydınlatılır Açıklama, bilgi verme amacı taşıdığı için ansiklopediler, ders kitapları, gazeteler, açıklamalı sözlükler, yemek tarifi kitapları bu anlatım biçimini kullanır Yine bir düşüncenin aydınlanması amaç edinildiğinde makale, fıkra, deneme, eleştiri, röportaj gibi yazı türlerinde bu anlatım biçimine diğerlerine oranla daha çok yer verilir Açıklamada bir konuyu berraklaştırmak, geliştirmek, anlaşılır duruma sokmak ön planda olduğu için sanatlı kullanımdan kaçınılır Açıklayıcı anlatım biçimi uygulanırken tanımlama, karşılaştırma, örnekleme gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanılabilir ÖRNEK: Memduh Şevket Esendal öykülerini sade ve temiz bir Türkçeyle yazmış,öykücülükte Çehov tarzını benimsemiştir Onun öykülerini okuyanlar eserin içinde kendilerini,çevrelerini ve hayatta karşılaştıkları kişileri bulur gibi olurlarEsendal,günlük hayatı iyimser bir hava içinde verir Öykülerindeki olaylar son derece basittir ÖRNEK: MÖ VI yüzyılda başlayıp yüzyılımızın başına dek etkisini yoğun biçimde sürdüren türler arasında tiyatro, felsefe ve tarih vardır İlkçağ tiyatrosu tragedya ve komedya diye ikiye ayrılır Tragedya, bağbozumu tanrısı Dionysos adına düzenlenen törenlerden doğmuştur Tragedyanın amacı, seyircide korku ve acıma duygusu uyandırmaktır Bu da gerilimlerle sağlanır Oyunun sonunda ise her şey çözüme kavuşur ÖRNEK 1 Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor, tiyatroya sinemaya gidiyor Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan Gerçek anlamda insan olmak istiyor Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor Bu paragrafta insanların kitap okuma, müzik dinleme, sinema ve tiyatroya gitme nedenleri açıklayıcı anlatım biçimiyle veriliyor Yazara göre bunların nedeni "insanın kendini aşma isteği, daha anlamlı bir dünyada yaşama arzusu" dur 2 TARTIŞMACI ANLATIM Bu anlatım biçimi, herhangi bir düşünceyi savunmak, okuyucuyu ya da dinleyiciyi bu düşünceye inandırmak amacıyla kullanılır Aslında tartışmacı anlatım, açıklayıcı anlatımın biçim değiştirmiş şeklidir Bu anlatım biçimini açıklamadan ayıran yön, okuyucunun ya da dinleyicinin yerleşmiş kanılarını, düşünce ve davranışlarını değiştirmeye yönelmesi, savunulan düşüncenin doğruluğunu kanıtlamaya çalışmasıdır Tartışmacı anlatım biçiminin uygulanabilmesi için öne sürülen önermenin tartışmaya, delillerle kanıtlanmaya uygun olması gerekir Herkesin üzerinde anlaştığı bir düşünce bu yolla işlenmez Ancak böyle bir düşünce yerleşmiş anlayışlara aykırı bir taraf bulunduğu zaman tartışmacı anlatımla işlenebilir Bu anlatım biçiminde üzerinde durulan düşünce, yargı ya da öneri ortaya konur Sonra da düşüncenin neden doğru olmadığı, geçersiz olduğu tartışılır Doğal olarak tartışmanın amacı okurların belli bir konudaki kökleşmiş yargı ve kanılarını değiştirmek; onların da kendimiz gibi düşünmesini sağlamaktır Bu anlatımda önce, ele alınan, ispatlanmak veya çürütülmek istenen düşünce açıklanır Sonra bunun neden doğru olduğu veya olmadığı gerekçeleriyle tartışılır Yazar bunları yaptıktan sonra kendi görüşünün haklı olduğunu ispata çalışır Bazen sorular sorar ve bu sorulara cevaplar arar Tartışmada örneklendirme, karşılaştırma, tanımlama, tanık gösterme gibi yollara başvurulur Tartışmada “düşünce ve kanıları değiştirme” amacı güdüldüğü için bu anlatım biçimiyle fikirsel ağırlıklı yazı türleri (deneme, eleştiri, sohbet, fıkra, makale… vb) ele alınır ÖRNEKLER 1 Günümüzde yaygın bir yanlış vardır: Bilimin kesin olduğu inancı; çağdaş yaşayışın, çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan bilimsel kesinlik Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip ayakta tutan Bilim bilgi üretir; bilimsel doğrulardır bunlar Ancak bilim sonsuz bir yenilenme içindedir Bilimde öne sürülen her doğru, yanlış olduğu henüz kesinlikle belgelenmemiş olan doğrudur Birtakım koşutlardan ötürü doğru sayılan bilgilerdir bunlar Bu paragrafta yazar, mantık yoluyla bilimsel doğruların, henüz yanlışlığı belgelenmemiş doğrular olduğunu, her bilginin değişebileceğini kanıtlamaya çalışıyor 2 Kimi şair ve yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamasını, zorlanmasını isterler Bence bu, kendini beğenmişliktir Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına, onları anlatabilmek için ben zorlanmalıyım Bence okur bir kitabı, bir yazıyı okurken, salt anlamak için değil, okuyup anladıktan sonra birtakım sonuçlar çıkarabilmek için çaba harcamalıdır Bu paragrafta da yazar, "bir yazar, anlatacağını açık seçik anlatmalı", düşüncesini kabul ettirme çabasındadır İnandırıcı, etkileyici olmak için tartışmacı anlatım biçimini kullanmıştır 3 BETİMLEYİCİ ANLATIM (Tasvir etme) Betimleme, varlıkları sözcüklerle görünür kılmadır Şöyle söylemek gerekirse sözcükleri fırça gibi kullanarak yazıyla resim yapma sanatıdır bir bakıma Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir Varlıkların niteliklerini, bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir(Görme, işitme, tat alma, dokunma, duyuları ile ilgili aktarımların bulunması) Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır Bu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır Bu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir Gözlem sırasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına özen gösterilir Betimlemede varlıkların duyu organları ile algılanan nitelikleri belirtileceği gibi bu niteliklerin iç dünyamızda uyandırdığı izlenimleri de yansıtabilir Bu anlatım biçiminde amaç, varlığı belirgin nitelikleriyle tanıtmak, varlık hakkındaki izlenimlerimizi belirtmektir Ayrıntılar genelden özele ya da özelden genele doğru sıralanabilir Sözgelimi bir kentin genel görünümünü anlattıktan sonra özellik taşıyan bir yapısını (hastane, kışla, park, cami…) ele almak genelden özele doğru bir betimlemedir Bir hayvanın ilgiyi üstüne çeken gözlerinden başlayarak tüm gövdesini tanıtmak da özelden genele doğru bir betimlemedir Konuları Bakımından Betimleme Türleri İnsan betimlemesi (Ruhsal Portre-Fiziksel Portre) Hayvan betimlemesi Eşya betimlemesi Manzara betimlemesi Olay betimlemesi Amaçları Bakımından Betimleme Türleri Açıklayıcı – teknik betimleme Sanatsal – izlenimsel betimleme Sanatsal Betimleme - Açıklayıcı Betimleme Sanatsal Betimleme: 1İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır 2Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur 3Ayrıntılar sübjektif olarak verilir 4Amaç sanat yapmaktır Örnek metinler:s91-92”İnce Memed” ve “Çarşı” Açıklayıcı Betimleme: 1Bilgi vermek amacıyla yazılır 2Genel ayrıntılar üzerinde durulur 3 Ayrıntılar objektif (olduğu gibi)olarak verilir 4Amaç sanat yapmak için değil, bir konu hakkında bilgi vermektir 5 Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulmaz 6Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz A)İZLENİMSEL (SANATSAL) BETİMLEME Yazar, gördüklerini duygularının, düşüncelerinin etkisiyle betimler Bu bakımdan kişisel kanı ve beğenileri ön plandadır Yazarın amacı, varlıkların kendisinde bıraktığı kişisel izlenimleri duyurmak, başkalarının zihninde de aynı izlenimleri yaratmaktır Bundan dolayı roman, öykü gibi sanatsal türlerde bu anlatım biçimi ağırlık kazanırDuyguların, öznelliğin ağır bastığı betimleme türüdür Anlatılanlar kişiye göre değişen nitelikler ve ayrıntılardır "Sınıfın insanın içini karartan bir havası vardı" cümlesinde kişiden kişiye değişen bir yargı söz konusudur Aynı sınıfı bir başkası farklı biçimde algılayabilir Yukarıda S Ali'den alınan parça da bir izlenimsel betimleme örneğidir Edebi yazılardaki betimlemeler genellikle izlenimsel betimleme örneğidir Çünkü yazar gördüklerini duygularına bağlı olarak anlatır, anlatıma duygularını da katar Bu anlatım türünde yazar, varlığın nitelikleri arasında seçme yaparak en belirleyici olanları verir Bunları ise üzerinde bıraktığı etkiye göre görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularından birine ya da birkaçına diğerlerinden daha çok yer vererek anlatır "Yeşil, yumuşak çimenlerin üzerine oturmuş, gözlerinden birbiri ardı sıra yuvarlanan gözyaşları arasından bana bakıyor Oturduğu yerdeki çimenlerin sarı, yeşil parıltısı gözlerimi kamaştırdı Gerideki bahçe duvarını gözden saklayan mor leylaklardan etrafa hafif, serin bir koku yayılıyordu" (Tektaş AĞAOĞLU) ÖRNEK 1 Kenar mahalleler Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kiminin balkonu biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir Hepsi hastadır; onları seviyorum; çünkü onlarda kendimi buluyorum 2 Turna katarları geçiyordu gölün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek Van Gölü, günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arınıyordu Bir bakmışsın, göl bir anda som turuncuya kesmiş Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği girmiş, bütün gölü som mora boyayarak öteki ucundan Çıkmış, ak köpüklü dalgalarla bütün gölü süsleyerek B) AÇIKLAYICI BETİMLEME Bu betimlemede yazar nesnel bir bakış açısıyla Varlığa ait nitelikleri sıralar Yazarın, anlatıma duygularını katmadan gözlemlerini nesnel biçimde anlattığı betimleme türüdür Burada amaç, varlığı tanıtmak, okura bilgi vermektir Yazarın varlıklar karşısındaki kanı ve beğenileri yer almayacağından dolayı bu betimleme yalnız görüneni belirleyen bir fotoğraftan farksızdır Açıklayıcı betimleme daha çok ders kitaplarında kullanılır (Coğrafya kitaplarında) Açıklayıcı betimlemenin örneği olan yazılarda yazar, alabildiğine nesnel davranır, gözlemlerini anlatırken kendinden bir şeyler katmamaya özen gösterir ÖRNEK "Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunduğu meydana çıkıyordu Hükümet konağı en azından yüz yıllık bir taş yapı idi Onun tam karşısında, hükümet konağına göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu Belediye binası ile Şehir Parkı birbirine bitişikti Parkın içinde, yaz - kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı İlçedeki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu" Akdeniz Bölgesinin çatısı, Toros dağları tarafından oluşturulmaktadır Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sıraları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer Betimleme bir yazı türü değil, anlatım biçimidir Ancak betimlediği varlıklara göre bazı gruplara ayrılmaktadır: 1 Kişi Betimlemeleri 2 Hayvan Betimlemeleri 3 Cansız Varlık (eşya) Betimlemeleri 4 Doğa Betimlemeleri Bütün bu varlıklar izlenimsel ya da açıklayıcı betimleme ile verilebilir Sınavlarda, çoğunlukla kişilerin karakter özellikleriyle ilgili sorular verilmektedir Biz bu betimleme çeşitlerinden yalnızca kişi betimlemelerini işleyeceğiz KİŞİ BETİMLEMELERİ (PORTRE) Kişilerin dış görünüşlerini (fiziksel) ve karakterlerini (ruhsal durum) tanıtan betimlemedir Kişi betimlemelerine portre denir Portre; fiziksel portre ve ruhsal portre olarak ikiye ayrılır 1 Fiziksel portre: Kişilerin dış görünüşlerinin anlatıldığı betimlemedir Betimlemede kişiyi, diğer kişilerden ayıran fiziksel özellikler belirtilir Portresi çizilen kişi hakkında özel görüş ve izlenimler de verilebilir 2 Ruhsal portre: Kişilerin karakter özelliklerinin anlatıldığı betimlemedir öRNEK 1 Sinema perdesinde dünyayı gülmekten katıltan bu adamın, aslında ne dokunaklı, ne derin, ne acılarla dolu bir ruhu ve bu ruhun o yüze ne hazin bir yansıması vardı Milyonlarca insanın kim bilir ne kadar şen şakrak diye tanıdığı bu adam, özel yaşamında karamsar, mutsuz bir felsefe taşıyan, insanoğlunun trajedisini ta içinde duyan, "sonsuz bir üzgün"den başkası değildi 2 Yazılarımı bin bir güçlükle yazarım Yazıp bitirdikten sonra hiçbir ferahlık duymam Zira, o kadar sıkıntıyla, zahmetle meydana getirdiğim yazı, benim yazmak istediklerimin soluk bir gölgesi gibidir, Onun için çok defa bunları nefretle bir yana atarım Şunu da itiraf edeyim ki, eserlerim, kitap hâlinde ya da parça parça yayımlandığında büyük bir pişmanlık duyarım Ama yazma gücümü ve daha iyiye ulaşma umudumu da asla yitirmem 4 ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM Öyküleyici anlatımda düşünceler, olaylar aracılığıyla anlatılır Bu anlatım biçiminde amaç, olmuş ya da olabilecek bir olayı oluşuyla, gelişmesiyle vermek okuyucunun da gözünde canlandırmaktır Öyküleyici anlatımda olaylar oluş haline uygun olarak bir dizi halinde verilirse birbirine bağlanır Öyküleme, tasarlanan ya da yaşanan bir olayın anlatımıdır Roman, hikâye ve masalların anlatımı öyküleyici anlatım biçimindedir Nasıl bir eylemin bir ortaya çıkış, bir gelişim, bir de sona eriş durumu varsa öyküleyici anlatımda da öyle bir akış görülür Bir durumdan bir duruma geçme, bir aşamadan bir aşamaya dönüşme bu tür anlatımın belirleyici özelliklerindendir Bu özelliğinden ötürü okuyucu eylem içinde yaşar, sürekli bir devinim içinde bulur kendini Çünkü belirli zaman dilimi içinde olay ve olgular ya birbirinin uzantısı olarak ya da geriye ve ileriye sıçrayışlar yapılarak verilir Ancak bu olay ve olgular dizisi birbirine bağlantılı anlamlı bir bütün oluşturur Bunun yanı sıra şu iki soru anlatımın dokusuna egemen olur; “Ne oldu?”, “Nasıl oldu?” Bundan dolayı bir olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak, varlıkların başından geçenleri aktarma amacı güdüldüğü zaman öyküleyici anlatıma başvurulur Bu anlatımda okuyucuyu olay içinde yaşatmak amaçlanır |
|