Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cezmi, ersöz, hayatıcezmi, kimdirbiyografisi

Cezmi Ersöz hayatı-Cezmi Ersöz kimdir-biyografisi

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cezmi Ersöz hayatı-Cezmi Ersöz kimdir-biyografisi



Cezmi Ersöz hayatı-Cezmi Ersöz kimdir-biyografisi



" BEN YAZARKEN KENDİ YÜZÜME TÜKÜRÜYORUM "

Geriye Doğru Baktığımda

Geriye doğru baktığımda, çünkü ancak böyle anlaşılıyor bazı şeyler, ben aslında ilkokul 4-5 sınıftan itibaren yazar olmayı kafama koymuşum Ama bu ciddi, planlı projeli bir düşünce halinde değil Tabi babamdan gelen Kuvay-ı Milliye, Kemalistlik, subaylık da var Bu yüzden iyi, yardımsever, dürüst, çevresinde sayılan sevilen adam yani bir tür kahraman olmak üzere yetiştirildik biz Çok küçük olanaklarla zengin çocuklarının önüne geçme projesiKemalizm biraz da böyle bir proje Hadi bakalım kendinizi gösterin projesi, romantik bir proje bu Öte yandan korkunç bir oyun bu Baştan aşağı yanlış hesaplarla dolu Belli olanaklar babanın maaşı belli, makarna yumurta yiyorsun, hadi bakalım benim çocuğum nasıl geçecek sizi projesi, üstelik iyi adam olacak ve onları da geçeceksiniz Okuduğun okul belli,mahalle devlet okulları


Kemalizm'e gönül bağlamış

Kemalizm’e gönül bağlamış ve kaybetmiş bir aile benim ailem Danslar, tangolar, radyo piyeslerine ağlamalar, arkası yarın’lar üzerine sohbetler Bir ütopya yaşamışlar, ama ütopya duvara çarpmış Benim babam o ütopyanın duvara çarptığını Özal’la anladı Kemalizm’in kaybettiğini, Kemalizm’e gönülden bağlanan o samimi insanların kaybettiğini babamda gördüm Babamla beraber ben de yenildim Çünkü ben o tarihe ne, o insanların yenilmişliğine tanığım

İnsanlara Bakıyorum

İnsanlara bakıyorum, inanılmaz bir tutarlılık çizgisi izliyorlar O insanlar kendi oyunlarını asla bozamazlar Benim binlerce okurum var Fakat hiçbir basın organı Cezmi Ersöz’den bahsetmiyor Ben bunu kendim yaptım 28 yaşımda egemen medyaya tavır aldım Yani tabancayı masaya koydum, gemileri yaktım Onlar da benim ve benim gibilerin onların hamurundan olmadığımızı anladılar Bugün paraya ihtiyacım olur, anlaşma yaparım, üç gün sonra herşeyi yazar çeker giderim, ellerinde patlarım yani Ciddi bir misyonun sahibiyiz bu anlamda

Açık Konuşayım

Bazı şeyler giderek netleşiyor Eurogold bütün gazetelere tam sayfa, yarım sayfa ilanlar verdi Açık konuşayım, Öküz ve Leman dergisi Eurogold’un ilanını alsaydı, ben bir daha oraya imzamı atmazdım İnsan yazar arkadaşından da bu kadar dürüstlüğü bekliyor Ama zaten holdingçiler bıçaklamadı bizi, en büyük darbeyi sağımızdan solumuzdan en yakın arkadaşlarımızdan yedik Benim çok sevdiğim insanlar acı çekerek öldüler Hayatlarını örnek aldığım, beslendiğim, gönül bağı kurduğum insanlar çok düşük maaşlarla, köşelerinde, hayattan istifa etmiş vaziyette çığlık çığlığa öldüler Şimdi benim onların anılarına sadık olmak gibi bir misyonum var Eğer ben Eurogold’un ilanını basan bir yerde yazarsam onlara haksızlık etmiş olurum Bu dürüstlük anlayışına bugün aptallık gibi bakılıyor




AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili
İnsan bir başka ışığa teslim olur
Aşkta yarın yoktur sevgili Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye

Aşk çok eski bir şeydir sevgili
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu

Birazdan sabah olacak
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili Birbirimizi kandırmayalım

Hadi güne hazırlan Yaşadıklarımızı unutmaya çalış
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak

Aşkta yarın yoktur sevgili

Cezmi Ersöz


YÜZÜNÜ ARADIN SEN HEP

Yüzünü aradın sen hep
en çok sevmek isterken bile
Bir bulsan yüzünü
bir bulsan insanlara dağıtılmış hasretini
İstediğin gibi sevecektin

Oysa utandın, utandın kendin oldukça
en çok severken bile
Sevdiğinin kişiliğine girdin bu yüzden
Ne söylesen hep eksik kaldı
Shaipsiz utancın gibi eksik kaldı

Delice sevmeyi istedin aslında sen hep
ama ne zaman böyle sevsen
deli sevgini senden çaldılar
Ne zaman söylesen sevgini, seni seninle böyle
yüzünü araken bıraktılar

kıstın ateşini, küçülttün kanatlarını
çekildin en arka odana
Gölgelerini bıraktın pencerelere
Ah bu hayattan sana kalan
sadece deli sevgini özlemekti
Sana kalan,
bu hayatta kendini delice özlemekti

Cezmi Ersöz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.