|
|
Konu Araçları |
biyografihayali, hayâlîhayâlî, hayatıhayâlî, kimdirhayâlî |
Hayâlî-Hayâlî Kimdir-Hayâlî Hayatı-Hayâlî Biyografi-Hayali |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayâlî-Hayâlî Kimdir-Hayâlî Hayatı-Hayâlî Biyografi-HayaliHayâlî-Hayâlî Kimdir-Hayâlî Hayatı-Hayâlî Biyografi-Hayali Hayâlî (şair) Hayâlî (?-1557) Türk Divan edebiyatı şairi Eserleri zengin bir hayal gücüyle yazılmış, ince ve duyarlı bir üsluba sahiptir Vardar Yeniceli olduğu bilinen Hayali'nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 1494-1495 yılları civarında doğduğu tahmin edilmektedir Asıl ismi Mehmed'tir Çok genç yaşlarda şiire ilgi duymuş ve şiir yazmaya başlamıştır Bu sıralarda çeşitli batıni inançlara da ilgi duymuş ve bağlanmıştır İstanbul'a gelişiyle beraber hem şiir yeteneği, şiire olan bakış açısı hem de inançları büyük bir değişime uğramıştır İstanbul'da yeteneğini ilerletiyor, yüksek eğitim görmemiş olmasına rağmen yeteneği ile insanları cezbediyordu Ayrıca, İstanbul'a geldikten sonra tasavvufi bir akım olan kalenderiyye mezhebine bağlanmış, tasavvufu Baba Ali Mest-i Acem'den öğrenmiştir Yeteneği sayesinde kolayca ve hızlıca üne kavuşmuş, dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın himayesine girmiştir Divan edebiyatının bu önemli ismi, 1557 yılında Edirne'de vefat etmiştir Hayali divan edebiyatının olgunluk dönemi (16 yy - 18 yy) şairlerindendir Kuşkusuz Baki'ye kadar ki dönemin en önemli ve ünlü ismi Hayali'dir Hayali sade yaşayışını yazımına da aktarmış, ruhani anlamda zengin ama somutsal olarak sade bir dil ile yazmıştır Ona lakabını da veren şiirlerindeki en önemli özellik hayali, deruni imgeler ve eserlerinden yansıyan zengin hayal gücüdür Hayali'nin bu kadar ünlü olmasının en önemli nedenlerinden biri de yeteneğinin yanında sade yaşayışı, mala ve şöhrete önem vermeyişidir Eserlerinden Örnek İstiyorsan almağı hikmet kitâbından sebak Hâme-i kudret ne yazmış safha-i ruhsâra bak Cihân-ârâ cihân içindedür arayıbilmezler O mâhîler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler Hayali Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler Harâbât ehline dûzah azâbın anma iyi zâhid Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler Şafak-gûn kan içinde dâğını seyretse âşıklar Güneşte zerre görmezler felekte âyı bilmezler Hamîde kadlerîne rişte-i eşgi takub bunlar Atarlar tîr-i maksûdû nendendir yâyı bilmezler Hayâlî fakr şâlına çekenler cism-i uryânı Anınlâ fahrederler atlas ü dîbâyı bilmezler 1- Günümüz Türkçe'siyle: Cihanı bezeyen cihan içindedir aramayı bilmezler O balıklar ki derya içredir deryayı bilmezler Meyhane erbabına cehennem acısını anma ey yobaz Ki bunlar zamanın kendi oldu yarınki acıyı bilmezler Şafak renkli kan içinde yaralarını seyretse âşıklar Güneşte zerre görmezler gökte ayı bilmezler Eğri boylarına gözyaşı ipliklerini takıp bunlar Atarlar dilek oklarını nedendir yayı bilmezler Hayâlî dervişlik hırkasına öekenler çıplak vücutlarını Onunla övünürler atlası ipekli giysiyi bilmezler 2- Dünyayı süsleyen, en güzel şekilde tasarlayan Allah'ın eşsiz yaratma sanatına tanık olmak için, uzak hayallere dalmanın, başka alemleri düşünmenin bir manası yoktur Görmeyi bilen uyanık bir gönül, en küçük bir yaprağın yaradılış sanatında bile Allah'ın varlığını hissedebilir Hayali bu gazelinin ilk beytinde yer alan; "Cihanı bezeyen cihan içindedir aramayı bilmezler " mısrasında da bu gerçeğe dikkat çekerek oldukça sade bir şekilde, Allah'ın her an her yerde hazır ve nazır olduğunu dile getirerek, bulmak için sadece aramayı bilmenin önemine değinmektedir Bununla beraber anlam bütünlüğünü ve vurguyu güçlendirmek için Hayali, sadece zahir alemde yaşayan ve batın aleminden bigane olan insanları, tıpkı denizin içinde yaşayıp da denizde olduklarından habersiz olan balıklara benzetiyor: O balıklar ki derya içredir deryayı bilmezler Anlam, incelik ve sanat açısınsan oldukça güzel bir bütünlük gösteren bu ilk beyitin, hayalimizde canlandırdığı bir başka mana boyutu da belki şu şekilde şerh edilebilir kanaatindeyim: İnsanlar sahip oldukları güzelliklerin kadrini çoğu zaman bilmezler; içinde bulundukları nimet zenginliklerinin şükrünü eda etmek yerine hayatlarını nankörlük içinde harcarlar Kendilerine şah damarlarından daha yakın olan Allah'a yakınlaşmak, bütün bir hayatın sırrını idrak etmek ve bu güzellikle sonsuz mutluluk kapılarını aralamak yerine, bir çıkmaza dönüştürdükleri şüphe oyunlarıyla oyalanarak bilmeyenlerden olurlar Divan Edebiyatı'nda yer alan şiirlerin çoklu mana boyutlarını göz önüne alırsak, bu beyiti daha farklı bir mana ile de açıklayabiliriz Zira, şiir her okuyanına kendini, okuyanın dünyasına hitap edebilecek şekilde sunabilen farklı bir derinliğe sahiptir Şairlerö aşklarıyla yandıkları hayallerindeki sevgiliyi, her zaman dünyanın en güzel yaradılışına sahip olan bir güzellik meliki olarak tasvir ederler Bu beyitte de Hayali, zahir manaların tutkunu olanlara da hitap etmeyi ihmal etmeyerek şöyle diyor: Bu alemin en güzeli olan sevgili yalnızca hayalimde degil, yine bu dünyanın içindedir Aramayı bilen âşık, cihanı güzelliğiyle mest eden sevgiliyi bulabilir ancak Ama bu sırra eremeyenler, işte o âşıklar ki, bizzat aşkın içinde yaşarlar da aşktan habersizdirler Çetin Oral alıntı |
|