Prof. Dr. Sinsi
|
Cemil Meriç (1916 - 1987) kimdir-Cemil Meriç (1916 - 1987) hayatı,biyografisi
Cemil Meriç (1916 - 1987) kimdir-Cemil Meriç hayatı,biyografisi

12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu Hatay Lisesini bitirdi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi Öğrenimini tamamlayamadan Hatay'a döndü Bir süre ilkokul öğretmenliği ve nâhiye müdürlüğü, Tercüme Kaleminde reis muâvinliği yaptı İstanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyâtı bölümünü bitirdi Elâzığ Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı (1942-45) İstanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı (1946) 1955'te gözleri görmez oldu Fakat talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü 1974 senesinde İstanbul Üniversitesinden emekli oldu 13 Haziran 1987 günü İstanbul'da vefât etti
Cemil Meriç'in ilk yazısı Hatay'da Yeni Gün Gazetesi'nde çıktı (1928) Sonra Yirminci Asır, Yeni İnsan, Hisar, Türk Edebiyâtı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı Cemil Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi Batı medeniyetinin temelini araştırdı Dil meseleleri üzerinde önemle durdu Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu Sansüre ve anarşik edebiyâta şiddetle çattı
Cemil Meriç 38 yaşında iken gözlerini kaybetti O dönemden itibaren de çalışmalarını sürdürdü doğrunun peşinde koşan bir cengaverdi sanki
Cemil Meriç, miskinler tekkesi olarak kabul ettiği fildişi kulelerin dışındaki aydın olacakken, fildişi kuleye sığınmak zorunda kalır Yıllarca fildişi kulesindedir, yıllarca yalnız Kavganın dışındadır, fikir ve sanat kavgasının Politikadan da, kurtarıcılığına inanmadığı için kaçar
Cemil Meriç’in yeri hep kütüphane oldu Kütüphanesinde Don Kişot'luk yapar sanki Argoya, arenaya, ateş hattına, politikaya hiç inmedi
70’li yıllarda fildişi kulesinden çıktı Makalelerinde, yayımladığı eserlerde Asya’nın Avrupa ile hesaplaşmasına tanık oluruz, 150 yıldır gölgeler aleminde yaşayan ve insanından kopan aydının trajedisini izleriz adım adım; kaypak, müphem, tarif edilmemiş, Avrupa’nın emellerini dile getiren ama bizim şuursuzca benimsediğimiz mefhumlar, ideolojiler, sloganlar  aydınlığa kavuşur tek tek gözlerimizin önünde
Eserleri: Umrandan Uygarlığa (1974), Kırk Ambar (1983) isimli eserleriyle iki defâ Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülünü kazandı Hint Edebiyâtı, Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Bir Dünyânın Eşiğinde, Bu Ülke, Mağaradakiler, Bir Fâciânın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir ve Kültürden İrfana başlıca eserleridir
Aldığı ödülleri: Kırk Ambar adlı eseriyle "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneğinin"Yılın Yazarı", Kayseri Sanatçılar Derneğince, "İnceleme", Kültürden İrfana adlı eseriyle, Türkiye Yazarlar Birliği "Yılın Fikir Eserleri" ödüllerini aldı
CEMİL MERİÇ KRONOLOJİSİ
1877 Babası Mahmut Niyazi Bey'in yaklaşık doğum tarihi
1912 Balkan Harbi sırasında ailesi Yunanistan/Dimetoka'dan Hatay'a göç eder
1916 12 Aralık günü Hatay'ın Reyhanlı kazasında Hüseyin Cemil dünyaya gelir İki de ablası vardır: Zehra ve Nadide Bir-yedi yaş çocukluğu Antakya'da geçer Babası aynı şehirde Ziraat Bankası müdürü, sonra da mahkeme reisidir
1920 Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarla 1936 arası, Suriye Fransa'nın mandası altındadır Misak-ı Milli dışında bırakılan Hatay'da da muhtar bir idare kurmuştur Fransa: Bağımsız İskenderun Sancağı
1923 Babasının memuriyetten ayrılması üzerine Reyhanlı'ya dönerler Aynı yıl Reyhanlı Rüştiyesi'nde okula başlar Bu ilkokulda, üçüncü sınıftan itibaren Fransızca dersleri de okutmaktadır
1928 İlkokulu bitirir, elindeki diplomanın adı: "Certificat d'études primaires"dir Aynı yıl Antakya'ya gider ve Antakya Sultanîsi'nde ortaokula başlar Eğitim Fransız kültürü ağırlıklıdır
1933 Çalışkan bir öğrenci olmasına rağmen cebirden ikmale kalır, gözleri zayıftır ve sınıftaki tahtayı iyi görmemektedir, altı numara miyobu olduğu anlaşılır Aynı yıl, yerel Yenigün gazetesinde ilk yazısı yayımlanır: "Geç kalmış bir muhasebe" (23 09 1933)
1934-1935 On birinci sınıfı, birinci bölüm bakaloryayı alarak bitirir; ama liseden mezun olamaz, çünkü aynı yıl, lise on iki sınıf olur ve ikinci bakalorya konur Yani bir yıl önce on birinci sınıfı bitirenler üniversiteye girebilirken, onun on ikinci sınıfı da bitirmesi gerekir
1935-36 On ikinci sınıf felsefe sınıfıdır, bu sınıftayken, milliyetçi tutumu, yayımlanan bir yazısı ve bu yazıda bazı hocalarına, onları yeteri kadar milliyetçi bulmadığı için sert çıkması ("Türk Genci", Yıldız, (5 7 1935), parlak bir talebe olmasına rağmen ve mezuniyetine pek az bir zaman kala, ikinci bölüm bakaloryayı alamadan okulu terk zorunda kalmasıyla sonuçlanır Okulu bitirdiğinde tahsiline Mülkiye'de devam edebilecekken, bu imkân da böylece ortadan kalkar
1936-37 İstanbul'a gelir Üniversiteye giremez Bir süre pertevniyal lisesi 12 sınıfına devam eder Hocaları, felsefede İhsan Kongar, tarihte Resat Ekrem Koçu, edebiyatta Keyise İdali, Fransızca'da Nurullah Ataç'tır Kumkapı ve kadırga talebe yurtlarında kalır Nazım Hikmet ve Kerem Sadi ile tanışır Onlar için kendi imzasını kullanmadan iki kitap çevirir Türkçe'ye: Gaston Jèze'in maliye ile ilgili 400 sayfalık bir kitabı ile Stalin'in "Pratik ve Teori" adlı kitabı Vaad edilen tercüme paralarını alamaz
1937 İstanbul'da geçinebilmesi zordur, Mayıs ayında vapurla İskenderun'a dönmek mecburiyetinde kalır Aynı yıl İskenderun'un Haymeseki adlı köyünde dokuz ay kadar ilkokul öğretmenliği yapar, hemen hiç öğrencisi yoktur Aynı yıl İskenderun Tercüme Bürosu'na sınavla reis muavini olur, Türkçe basını Fransızca'ya çeviren bir ekibin başındadır Beş altı ay kadar bu işte kalır
1938 Hatay bağımsız bir cumhuriyet olmaktadır Türkiye'nin sancaktaki idare amirlerinin Türk olması için Fransızlar nezdindeki girişimi sonucu, Fransızlar tarafından Aktepe'ye nahiye müdürü tayin edilir Sadece yirmi iki gün süren bir memuriyet İşine Hatay Valiliği'nden gelen bir telefonla son verilir Reyhanlı'ya dönüp Batı Ayrancı köyünde ilkokul öğretmenliğine başlar Türk Hava Kurumu'nda sekreterlik, Belediyede katiplik gibi geçici görevlerde de bulunur
1939 Nisan ayında tevkif edilir, üç yüz kadar kitabına ve dergi koleksiyonlarına el konur Antakya'ya götürülür, Hatay hükümetini devirmek suçundan idam talebiyle yargılanır, iki ay sonra beraat eder Aynı yıl 29 Haziran'da Hatay Türkiye'ye katılır
1940 Tekrar İstanbul'dadır Bir arkadaşından İstanbul'da Yabancı Diller Okulu'na burslu talebe alındığını, oraya girebileceğini öğrenmiştir Okula müracaat eder, giriş sınavını kazanıp iki yıl okur, iki yıl da Fransa'ya staja gönderilecektir Tarlabaşı'nda bir pansiyonda kalmaktadır Elit, Nisvaz gibi zamanın sanatçı ve aydınlarının bir araya geldiği kahvelere devam eder bir süre
1941 İstanbul'daki ilk yazısı "İnsan" dergisinde yayımlanır: "Honoré de Balzac"
1942 İkinci Dünya Savaşı yüzünden Yabanci Diller Okulu öğrencileri Avrupa'ya gönderilemez, mecburi hizmeti vardır, kurada şansına Elazığ çıkar Aynı yıl Elazığ'a gitmeden az önce tarih ve coğrafya ögretmeni olan Fevziye Menteşoğlu ile tanışır ve 19 Mart günü evlenir, eşi İstanbul'ludur Aynı yıl, Haziran ayında babası ölür Aynı yıl, 29 Ekim'de Elazığ Lisesi'nde Fransızca öğretmenliğine başlar
1942-43 "Ayın Bibliyografyası" adlı dergide tercüme tenkitleri yayımlanır
1943 Elazığ Askeri Hastanesi'nce düzenlenen bir kurul raporuna göre, her iki gözündeki yüksek ve 'müterakki' miyop askerlik yapmasına engeldir, askerlikten muaf tutulur Aynı yıl, ilk kitabi yayımlanır, Balzac'dan bir çeviridir bu: "Altın Gözlü Kız" (Üniversite Kitabevi), 189 sayfalık kitabın 74 sayfası Balzac'la ilgili bir incelemenin yer aldığı önsözdür
1944-47 arası, dönemin çeşitli dergilerinde ("Yurt ve Dünya", "Yücel", "Gün", "Amaç")özellikle Fransız edebiyatı ve düşüncesi üzerine incelemeler, daha da çok tercüme tenkitleri yazar
1945 Şubat, Elazığ'daki stajyer ögretmenlik görevinden, iki sene dört ay sonra ayrılır Eşinin Elazığ'a tayini çıkmadığı gibi, eşi burada iki de çocuk kaybetmiştir Ancak İstanbul'da doğum yapabileceğinin anlaşılması üzerine İstanbul'dadır ve yedi aylık hamiledir Tıp Fakültesi'nden gözlerinin yorgun olması nedeniyle aldığı rapora rağmen Bakanlıkça izinli de sayılmayınca istifa eder Aynı yıl, 1 Nisan'da bir oğlu dünyaya gelir, ismini Mahmut Ali koyar Aynı yıl, Balzac'dan iki çevirisi çıkar: "Otuzundaki Kadın" (A Bolat Yayınevi, 168 sayfa) ve "Onüçlerin Romanı (Ferragus)" (Yüksel Yayınevi), 157 sayfanın 28 sayfası önsöz
1946 16 Aralık, bir kızı gelir dünyaya: Ümit Aynı yıl bir çevirisi daha basılır, hep Balzac'tan: "Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti" (İnkilap Yayınevi), 471 sayfa, 17 sayfalık bir önsöz Aynı yıl, Aralık ayının son günlerinde sınavla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransızca okutmanı olur
1947 Bir yıl kadar "Yirminci Asır" dergisinde yazar 1947-53 yılları arasında makale yazmaya ara vermiş gibidir 1953'te aynı dergide bir kaç makalesi daha yayımlanacaktır
1948 Victor Hugo'nun "Hernani" adlı piyesinin manzum olarak tercümesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kendisine verilir 1949-50-51 tarihlerini taşıyan ve çeşitli okuma notlarından oluşan bir defter doldurur Aynı zamanda yogun bir dosyalama ve fişleme çalışması içindedir İlgisini çeken her konuda malzeme biriktirmektedir
1951 Muafiyet imtihanına girecek Hukuk Fakültesi ögrencileri için, F H Saymen ve Mösyö Louat ile 43 sayfalık bir Fransızca "Yardımcı Metinler" kitapçığı hazırlar (Yabancı Diller Okulu, Fakülteler Matbaası) Aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne doktora ögrencisi olarak kaydolur
1952-53 İstanbul Işık Lisesi'ne Fransızca öğretmeni olur
1952-54 arası aldığı okuma notlarıyla iki defter daha doldurur
1953-54 Yabancı dil okutmanlığına paralel olarak lise öğretmenliğini sürdürür
1954 İlkbahar aylarında gözlerini kaybeder Aynı yıl, yaz ayları boyunca İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi'nde yatar, birkaç başarısız göz ameliyatı geçirir Bir gözünde retina tabakası çatlamıştır, diğerine katarakt sonucu perde inmiştir Ameliyatlara yurt dışından devam edilmesinin uygun olacağı sonucuna varılır
1955 21 Ocak, Denizyollarının Tarsus vapuruyla, tek başına İstanbul'dan Marsilya'ya, oradan da Paris'e gider Fakülte tarafından "tetkikatta bulunmak üzere" Avrupa'ya seyahate gönderiliyor kabul edilerek, yola çıkabılmişse de amaç Paris'te ünlü "Quinze-Vingts" (Kenzven) Hastanesi'nde ameliyat olabilmektir Ocak sonuyla Temmuz ayı arasında birçok ameliyat geçirir, fakat gözdeki yüksek tansiyon ve kanama yüzünden son ameliyatlar yapılamaz, yurda dönmek mecburiyetinde kalır Bir daha ameliyat olmayacak ve artık hayatının sonuna kadar göremeyecektir 7 Temmuz günü uçakla Yeşilköy Havaalanı'na iner Aynı yıl, Hatay'da oturan annesi Zeynep Hanım vefat eder Aynı yıl jurnal tutmaya ve "Quinze-Vingts Geceleri" isimli bir roman yazmaya başlar, her ikisine de devam etmez
1956 V Hugo'nun "Sefiller" adlı eserini, sonra da H Taine'in "Sanatın Felsefesi" adlı kitabını Türkçe'ye çevirmek talebi Maarif Vekaleti'nce geri çevrilir Üç ay kadar sonra, Vekalaetten gelen bir yaziyla, J J Rousseau'nun "Emil" adlı eserini çevirmesi uygun görülür, çeviriye başlar Yaptigi çalisma yarim kalmis titiz bir çeviri örnegidir Aynı yılın Aralık ayında "Hernani" çevirisi, Maarif Vekaleti'nin "Klasikler" dizisi arasında yayımlanır
1957 O yılın tiyatro sezonu için İstanbul Şehir Tiyatroları'nda "Hernani"nin temsili uygun görülmüş ve sahne çalısmaları tamamlanmış gibiyken "mühim bir sebepten dolayi daha sonra sahneye konacaktır" gerekçesiyle eser, son anda programdan kaldırılır ve bir daha da temsili söz konusu olmaz
1959 Fransızca öğrenecekler için bir Fransız dili grameri hazırlar Yaklaşık 100 daktilo sayfası tutan bu çalışması basılmaz Aynı yıl, Hügo'nun "Sefiller" adlı eserini Türkçe'ye çevirmesi Bakanlıkça uygun görülür Ne var ki Hint düşünce si ve edebiyatiyla ilgili geniş kapsamlı bir çalışma bütün zamanını almaktadır, çeviriye başlar ama devam etmekten vazgeçer
1961 Eşi ağır bir rahatsızlık geçirse de hemen tamamen iyileşir
1963 "Hint Edebiyatı"nın yazılması biter, eser baskıya hazırdır Aynı yıl, yılbaşından itibaren düzenli olarak jurnal tutmaya başlar, "Jurnal"ine 64 ve 65 yıllarında da devam eder, bu dönemde "Mektuplar"la zenginleşen Jurnal, aralıklarla da olsa 1983 yılı ortalarına kadar sürecektir Aynı yıl, Antakya'da İngilizce ögretmeni Lamia Çataloglu ile tanışır Bu tanışma hayatının sonuna kadar sürecek bir dostluğa dönüşür Aynı yıl, Edebiyat Fakültesi sosyoloji bölümünde, hem sosyoloji öğrencilerine hem de çeşitli fakültelerden derslerini izlemeye gelen öğrencilere sosyoloji ve kültür tarihi dersleri verir, bu dersler çok düzenli olmasa da emekliliğine kadar sürecektir
1964 Bir yıl kadar bastırılamayan "Hint Edebiyati", sonunda yayımlanır (Dönem Yayınları, 266 s )
1965 1953 yılından sonra ilk kez "Dönem" ve "Çağrı" dergilerinde makaleleri çıkar
1966 Victor Hugo'dan, Mahmut Sait Kılıççı ile beraber manzum olarak çevirdiği "Marion de Lorme" basılır (M E B Yayınları, 192 s ) Aynı yıl, Hugo'dan yapmış olduğu "Hernani" çevirisi ikinci kez basılır (M E B Yayınları, 184 s )
1967 Makale yazmayı "Yeni İnsan" ve "Hisar" dergilerinde sürdürür "Hisar"daki yazıları aralıklarla da olsa on yılı aşkın bir süre devam edecektir "Saint-Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist" bu yıl basılır (Çan Yayınları, 143 s ) Aynı yıl, A Meillet ile M Lejeune'ün Encyclopédie Française'deki bir yazısını "Dillerin Yapısı ve Gelişmesi" başlığı altında, talebesi Berke Vardar ile Türkçe'ye çevirirler (Dönem Yayınları, 86 s )
1969 "Sosyalizm ve Sosyoloji Tarihinde Pierre Joseph Proudhon" adlı bir çalışması Fakülteler Matbaası'nda basılır (Türkiye Harsi ve İctimai Araştırmalar Derneği, sayı 101, 23 s )
1970 1968'de İ Ü E F Sosyoloji dergisinde çıkan "İdeoloji" ile ilgili bir başka çalışması (sayı 21-22), bir kitapçık halinde yayımlanır (Fakülteler Matbaası, 23 s )
1973 Balzac'tan çevirmiş olduğu "Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti" adlı eser, ikinci defa, "İhtisam ve Sefalet (Vautrin)" adıyla gözden geçirilip basılır (Ötüken Yayınevi, 543 s )
1974 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca okutmanlığından emekli olur Görmemesine ve oldukça zor çalışma kosullarına ragmen hocalık görevini sonuna kadar sürdürmüştür Aynı yılın Nisan ayında bir erkek torunu dünyaya gelir, 58 yaşında dede olmuştur Aynı yıl, Bu Ülke yayımlanır (Ötüken Yayınevi, 170 s ) "Ümranlar Uygarlığa" adlı eseri de bu yil basılır (Ötüken Yayinevi, 371 s ) ve Türkiye Milli Kültür Vakfı'ndan "fikir dalında" ödül alır Aynı yıldan itibaren "Türk Edebiyatı", "Kubbealtı Akademi" ve "Orta Doğu" gazetesinde yazıları çıkmaya başlar
1975 "Bu Ülke" ikinci baskıyı yapar (Ötüken Yayınevi, 200 s ) Aynı yılın Haziran ayında bir erkek torun sahibi daha olur
1976 "Bu Ülke" ilavelerle üçüncü defa basılır (Ötüken Yayınevi, 244 s ) Aynı yıl, "Hint Edebiyatı" adlı eserı, "Hint ve Batı" başlıklı bir bölümün de eklenmesiyle "Bir Dünyanın Esiğinde" adıyla ikinci kez basılır (Ötüken Yayınevi, 344 s )
1977 "Pınar", "Köprü", "Gerçek" dergilerinde makaleleri çıkar, en çok da "Pınar"da yazar "Ümrandan Uygarlığa"nın ikinci baskısı yapılır (Ötüken Yayınevi, 366 s )
1978 "Mağaradakiler" adlı eseri yayımlanır (Ötüken Yayınevi, 352 s ) Aynı yıl Mart ayında televizyonun birinci kanalında roman üzerine bir söyleşisi yayımlanır 1978-84 yılları arasında, çoğu Kubbealtı Cemiyeti'nde olmak üzere yılda üç dört kere konferans verir
1979 "Bir Dünyanın Eşiğinde" üçüncü baskısını yapar (Ötüken Yayınevi, 352 s ) "Bu Ülke" yeni ilavelerle dördüncü kez basılır (Ötüken Yayinevi, 275 s ) Aynı yıl "Hareket" dergisinde de yazmaya başlar
1980 "Kırk Ambar"ı çıkarır Cemil Meriç (Ötüken Yayınevi, 487 s ) Aynı yıl eser, Türkiye Milli Kültür Vakfı Ödülü'ne layık görülür Aynı yıl "Magaradakiler" ikinci baskısını yapar (Ötüken Yayınevi, 326 s ) Uriel Heyd'den "Ziya Gökalp, Türk Milliyetçiliğinin Temelleri" isimli kitabı çevirir (Sebil Yayınevi, 134 s ) "Milli Eğitim ve Kültür" dergisinde ve "Yeni Devir" gazetesinde makaleleri yayımlanmaktadır
1981 "Bir Facianın Hikayesi" Ankara'da bir yayınevi tarafından basılır (Ümran Yayıınları, 167 s ) Thornton Wilder'in "Köprüden Düşenler" adlı kitabını Lamia Çataloğlu ile birlikte İngilizce'den Türkçe'ye çevirirler (Tur Yayınları, 112 s ) Aynı yıl, Ankara Yazarlar Birliği Derneği tarafından "yılın yazarı" seçilir
1982 Kayseri Sanatçılar Derneği'nden, inceleme dalında bir ödül alır Aynı yıl, 15 Ocak Nişantaşı Akademi Kitabevi'nde bir imza günü düzenlenir İlk kez okuyucusuyla buluşur Aynı yıl, 30 Ocak'ta "Cemil Meriç'le Türk kültüründeki değişmeler hakkında bir söyleşi" başlığını taşıyan bir televizyon programına katılır
1983 Maxime Rodinson'un "Batıyı Büyüleyen İslam" adlı eserini dilimize kazandırır (Pınar Yayınları, 233 s ) Aynı yıl İletişim Yayınları'nın çıkardığı "Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi'ne makaleler yazar 7 Mart günü 41 yıllık bir beraberlikten sonra eşini kaybeder Aynı yıl TÜYAP Kitap Fuarı'nda kitaplarını imzalar
1984 "Işık Dogudan Gelir" adlı kitabı yayımlanır (Pınar Yayınları, 233 s ) Aynı yılın Ağustos ayında bir beyin kanaması geçirir: sol hemipleji sonucu sol tarafına felç iner Cerrahpaşa Hastanesi'nde üç ay süren bir tedaviden sonra taburcu olur
1985 "Bu Ülke" Entelektüel Bir Otobiyografi ve Cemil Meriç Kronolojisini de içeren 63 sayfalık bir giriş bölümüyle beşinci kez basılır (İletişim Yayınları, 285 s ) "Kültürden İrfana" adlı eseri İnsan Yayınları arasında çıkar (405 s ) Aynı yayıneviyle bütün eserlerinin basılması konusunda imzalanan sözleşmeye rağmen diğer eserleri basılmaz
1986 İletisim Yayınları'nın bu kez de "Tanzimattan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi"nde makaleleri yer alır
1987 13 Haziran günü, kendisini yatağa mahkum eden uzunca bir hastalıktan sonra, 71 yaşında hayata gözlerini yumar Karacaahmet mezarlığına eşinin yanına defnedilir (Ada 8, No 890) Aynı yıl, ölümünden bir ay kadar önce, televizyonun birinci, kanalında, TRT tarafından hazırlatılan: "Sanatımızdan Portreler: Cemil Meriç" adlı bir belgesel yayımlanır Ölümü üzerine aynı belgesel bir kere daha ekrana gelecektir Aynı yıl, Dönemli Yayıncılık'la Cemil Meriç'in varisleri arasında, bütün eserlerinin basılması konusunda bir sözleşme imzalanır, iki eserinin yayına hazırlanıp baskıya verilmesi aşamasında, yayınevinin kapanması üzerine bu girişim sonuçsuz kalır
1989 Cemil Meriç için, 13 Haziran günü Cağaloğlu Basın Müzesi'nde düzenlenen ikinci ölüm yıldönümü anma toplantısında yapılan çesitli konuşmalar, Hüriyet Gösreti'nin Eylül ayı sayısıyla birlikte çıkan Cemil Meriç ekinde yayınlanır
1991 Dördüncü Ölüm yıldönümü dolayısıyla, Hatay Kültür Müdürlüğü ve İLESAM tarafından Antakya'da, "Türk Fikir Hayatında Cemil Meriç'in Yeri" konulu bir panel düzenlenir Paneldeki konuşmalar, Mehmet Tekin tarafından "Cemil Meriç: Şair, filozof, yazar" adını taşıyan bir kitapçıkta toplanır (Antakya, 94 s )
1992 Ocak ayında, Cemil Meriç'in bütün eserlerinin bir Külliyet halinde basılması konusunda, İletişim Yayınları ile Cemil Meriç'in varisleri olan çocukları arasında bir nesir sözleşmesi düzenlenir Bu sözleşmeye göre, Cemil Meriç'in basılmış bütün telif eserleri, basılmamış "Jurnal" ve "Mektuplar"ı, çeviri eserleri ve yine basılmamış ders notları,konferansları, diğer yazıları yayınevince yayımlanacaktır Cemil Meriç'in beşinci ölüm yıldönümünde "İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Öğrenci Kültür Merkezi Edebiyat Kulübü" tarafından bir anma günü düzenlenir
|