06-23-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anneciğime ithafen.../ Anneciğime mektup, Annelerimiz Canlarımız, AnneFedakardır
Anneciğime ithafen  
Şimdi oturup düşününce anlıyorum ki; Renk cümbüşü halindeki geçmişin siyah-beyaz kareleriyiz biz Ve ebruli desenlerin tozpembe hayallerini yaşadık yıllarca… Saçları ak, alnı ak, gönlü berrak anneciğim Birgün gelecek yavrucağım, bir gün gelecek ve beni çok iyi anlayacaksın derdin ya, işte o gün, bu gün oldu ve şimdi ne demek istediğini gayet iyi anlıyorum  Aynı da senin gibi oldum desem inanır mısın? Aklımın ermediği zamanlarda bizler için taşıdığın endişeyi artık bana emanet edilen ufak bir beden için taşıyorum Şimdilik o da beni anlamıyor ama adı annelik ya daha ne olsun? Tüm duyguları aranjman etmedikten sonra ne anlamı kalır değil mi?
Sevgi emek ister, sabır ister, fedakarlık ister sözü bir aşkın tarifi değilmiş, öğrendim ve haykırıyorum tam tamına senin tarifin anneciğim  Nitekim senin yüreğinle büyük bir özveri ve sabırla suladığın tomurcuk iken, şimdi goncagül oluverdim de bende yüreğimin sızısı ile besliyorum tomurcuğumu
Sana göre en tatlısından dünya meyvesiyken ben, onu besleyen toprak ve deren bahçıvan oldun sen  Hayat seninle daha bir tatlı, daha bir güvenilir ve daha bir kolay oluyor annem Küçücük ama dört kişilik ailemize yeten evimizin belki de her bir santimetresine imzasını atan yalnızca sen oldun Oturma odamızın bir çekyatına birimiz, öbür çekyatına da diğerimiz kaygısızca uzanırken, senin halının üzerine kurulup kendine yer edinmelerin aklıma geliyor da; şimdi evime geldiğinde baş köşeleri göstermem belkide affettirme çabamdan olsa gerek  Bilmiyorum anne, evimin kapısından içeri girmenle anneciğim diye boynuna atılmam, elinden tutup odanın kapısına kadar sana refakat etmem misafirperverliğimin mi yoksa utancımın mı göstergesi  
Biliyor musun annem? Evladım için bir hatırat tutuyorum İlk yaşanmışlıklarını an be an kaydediyorum o deftere  İlk gülüşü, ilk emeklemesi, ilk adımları  hepsini ama hepsini kaydediyorum ki; yarın açıp okuduğunda benim onu nasılda sevgi ile ve yanımda olmasına rağmen nasıl büyük bir özlemle büyüttüğümü görsün diye  Ne garip değil mi? Bunu uman ben, anne olmadan senin bu gayret ve özverinin hiç farkına varamadım Oysa emekle dediğinde; sıcacık, anne kokan sinenden ayrılmak nasıl da ağır gelmişti kimbilir Bu ağırlıkla süründüm evvela, dahasın da emekledim  Her emeklememin sonu yine sana varsın istedim belki de  Ve bir gün yine, o kopmak istemediğim sineni gere gere kollarını açtın ve “hadi cennet kokulum gel annene” demenle, geri dönüş umuduyla ilk adımlarımı yine sana attım tekrar tekrar  O zamandan belliydi galiba nereye gidersem gideyim, bedenen olmasa dahi yüreğimin adımları sana dönüş yolundan vaz geçmiyor
Zaman akıp gitti, akrep yelkovanı, yelkovan zamanı kovaladı durdu da, ilk önlüğümü geçiriverdi sırtıma Sınıfıma bırakıp, kapıdan son defa el sallayışın geldi şimdi gözlerimin önüne Hayata atıldım güya  Ama ben öylesine alışmıştım ki senin hayatım olduğun fikrine ve sana atılmaya  İnsanoğluyuz ya annem, nelere alışmıyor bu yılların nasırlaştırdığı yürekler  Okudum, öğrendim  yazmaya ilk anne kelimesinden başladım ve çizdiğim ilk resim ellerimden tutmuş çiçekler arasında gülücükler saçan sendin 
|
|
|
|