![]() |
Ozanlarımız - Ali Ertekin |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız - Ali ErtekinAli Ertekin Felek ile şu cihanı bölüştük Saray aldı hanı bana bıraktı Yer yüzünü adım adım dolaştık Zevki aldı gamı bana bıraktı Ertekin der felek sen de yanasın Benim gibi aralarda kalasın Şu dünyanın bütün zevk ü safasın Kendi aldı derdi bana bıraktı 1929 yılında Başören köyünde doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İçi okuma aşkıyla dolu olan Ali, köylerinde okul olmadığı için Şahin köyüne gidip ilkokulu orada okumuş ve birincilikle mezun olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şiire ve saza küçük yaşlarda başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2004 yılı mart ayı sonunda vefat etmiştir ![]() Yrd ![]() ![]() ![]() Çamşık Ozanları Çamşık Hüseyin Abdal Derneği Yayınları Eserlerinden bazıları: KURTAR BENİ Ey Allah’ım bin bir ismin hakkı için Kurtar beni On ik’İmam aşkına Ben bir kulum çoktur günahım suçum Kurtar beni On ik’İmam aşkına Muhammed’i ismin ile yazdırdın Arş-a’lâda ceylan edip gezdirdin Derdi verdin beni candan bezdirdin Kurtar beni On ik’İmam aşkına Şah Ali’ye verdin bunca kuvveti Çoktur onun kerameti hizmeti Çok çektirdin bana derdi mihneti Kurtar beni On ik’İmam aşkına İmam Hasan buyurmuştur fermanı Şah Hüseyin Kerbelâ’nın kurbanı Yetmez midir gönder bana dermanı Kurtar beni On ik’İmam aşkına İmam Zeynel Kerbelâ’da ağladı Kâfir Yezit kollarını bağladı Bu dert benim yüreğimi dağladı Kurtar beni On ik’İmam aşkına İmam Bakır cananını bilirim Sabrederim daim şükür kılarım Çeke çeke ben bu dertten ölürüm Kurtar beni On ik’İmam aşkına İmam Cafer Musa Kâzım cânânı Asla sizden kesmiyorum gümanı Bitmedi mi bu çilemin zamanı Kurtar beni On ik’İmam aşkına İmam Rıza, Taki, Naki, Askeri Mehdi Resul cümlesinin serveri Derdi verdin ettin beni serseri Kurtar beni On ik’İmam aşkına Gözüm aldın dünya oldu bana dar Ben bir kulum yalvarmaya hakkım var Eyup muyum sabrederim bu kadar Kurtar beni On ik’İmam aşkına Ertekin der Yaradan’a sözlerim Gece gündüz sinek gibi sızlarım Medet Mürvet sizden derman gözlerim Kurtar beni On ik’İmam aşkına ÇAMŞIHI Issız gezdim Çamşıhı’nın köyleri Issız çöle dönmüş güzel Çamşıhı Hiç kimseye benzemezdi soyları Yaşlıların yurdu olmuş Çamşıhı Her ev köşesinde iki ihtiyar Oturmuşlar birbirine dert yanar Misafirle dolup taşan odalar Baykuşlara mesken olmuş Çamşıhı Fakir zengin çoğu köyü terk etmiş Ankara İstanbul her yere gitmiş Kimi evler bomboş kimisi çökmüş Yıkık viraneye dönmüş Çamşıhı Koyunsuz sığırsız kalmış yaylalar Ağaçlar kurumuş susuz çayırlar Ekilmemiş harıs kalmış tarlalar Her tarafın mera olmuş Çamşıhı Ertekin’im gören sana hayrandı Günlerimiz sanki düğün bayramdı Sende aydın ozan güzel kaynardı Nerde kaldı o günlerin Çamşıhı BENİM YARİM Hele bakın nazlı yare maşallah Selvi boylu bir incecik bel de var Şu cihanda benzeri yoktur billah Sarılmaya kulaç gibi kol da var Ok kirpiği kalem gibi kaşı var Elâ gözü inci gibi dişi var On sekize yeni değmiş yaşı var Sohbet için bülbül gibi dil de var Saçı benzer turnaların teline Kına yakmış tombul beyaz eline Aynı benzer has bahçenin gülüne Yanağında bir tomurcuk gül de var Âşık oldum sana inan sözüme Şöyle biraz başın koy da dizime Doya doya bakam güneş yüzüne İnkâr etme herhal sende bal da var Ertekin der yarim gayet sürmeli Bakın gelir ne kadar da edalı Fiyatı da şu dünyanın bedeli Doğru söylen böyle güzel nerde var SEVGİLİ Sevgilimi anlatayım sizlere Selvi boyu ince gayet ince beli var Âşık oldum o sürmeli gözlere Tatlı sohbet bülbül gibi dili var Alnı vardır yaylalara benziyor Kalem kaşlar fermanları yazıyor Ok kirpikler bu sinemi eziyor Şöyle baksa acınacak hali var Kud(u)retten gözlerinin sürmesi Burnu vardır sanki Bağdat hurması Yanakları Gümüşhane elması Dudaklarda çok süzülmüş balı var Gerdanına inci mercan takıyor Ağ göğsünden ab-ı zemzem akıyor Şeftaliler burcu burcu kokuyor Meyve dolu bahçe bağı gülü var Saçı benzer turnaların teline Mor belikler inmiş ince beline Kına yakmış tombul beyaz eline Sarmak için çok kuvvetli kolu var Bahane yok bu sevgili yarime Yedi dağın çiçeğine gülüne Ertekin’i bıraksalar haline Bu yar için ölmenin de yolu var PİRELER Sanki heyet kurulmuştu bu gece Bu gün beni uyutmadı pireler Herhal çarktan yeni çıkmış iğneler Bu gün beni uyutmadı pireler Üç-beş tane ayağımda geziyor Biri der ki düztabana benziyor Bir tanesi hayır diye yazmıyor Bu gün beni uyutmadı pireler Bir grup da bacaklarda dolaşır Bir tanesi iğne dürter uğraşır Romatizma var mı diye çalışır Bugün beni uyutmadı pireler Biri geldi göbeğimde duruyor Ellerini her tarafa sürüyor Apandisit fıtık var mı arıyor Bu gün beni uyutmadı pireler Bir tanesi elin koydu nabıza Birkaç tane hemen çıktı omuza Sanki dersin modul dürter camıza Bu gün beni uyutmadı pireler Bir tanesi gelip baktı kalbime Beş-on tane oturdular sineme Biri gelir iğne dürttü çeneme Bu gün beni uyutmadı pireler Biri çıktı ince belde duruyor Tık tık vurup kulağını veriyor İçerimde hastalık mı arıyor Bu gün beni uyutmadı pireler Biri kodu koltuğuma derece Biri sıktı yanağımı kibarca Biri girdi kulağıma gizlice Bu gün beni uyutmadı pireler Biri tuttu bileğimden sıkıca Canım yandı enjektörü sokunca Başım döndü damardan kan çekince Bu gün beni uyutmadı pireler Ertekin der çaresini bilirdim Param olsa Diazonel alırdım Yatağıma birkaç pompa vururdum Daha bana dokunmazdı pireler DELİ GÖNÜL Ben de şaştım bu gönlüme Karakışta yaz istiyor Bir cura geçmez elime Dokuz telli saz istiyor Kimseler yüzüne bakmaz Evinden dışarı çıkmaz Yatağından asla kalkmaz Cemaatten söz istiyor Söz ediyor nazlı yarden Konuşmaya aciz dilden Güzel kızdan gelinlerden Cilve ile naz istiyor Sözlerimde garazım yok Bir dönümlük arazim yok Evimde bir horozum yok Meze ile kaz istiyor Ertekin’im gözüm görmez Kimse bana gönül vermez Deli gönül halden bilmez Bir kınalı kız istiyor BANA BIRAKTI Felek ile şu cihanı bölüştük Saray aldı hanı bana bıraktı Yer yüzünü adım adım dolaştık Zevki aldı gamı bana bıraktı Kendi aldı şehir yayla dağları Türlü meyve dolu bahçe bağları Davar buğday peynir sebze bağları Mısır darı unu bana bıraktı Bana verdi sonbaharı güzleri Kendi aldı ilkbaharı yazları “Vermem” dedi güzel gelin kızları Kızdı koca karı bana bıraktı Gelmiş idi hayat bölme sırası Sıhhat neşe mesut yuva safası “Bunlar” dedi “hep anamın mırası” Kendi aldı zârı bana bıraktı Ertekin der felek sen de yanasın Benim gibi aralarda kalasın Şu dünyanın bütün zevk ü safasın Kendi aldı derdi bana bıraktı HAYRET Aman dostlar nerde kaldı Bir ay oldu zam gelmedi Yoksa uykuya mı daldı Bir ay oldu zam gelmedi Hava deniz karada mı Kasap bakkal kirada mı Dolar markta dinarda mı Bir ay oldu zam gelmedi Taşıtlarda petrolde mi Lokanta otel handa mı Yoksa çıktı da yolda mı Bir ay oldu zam gelmedi Peynir yağ sebze ette mi Mağaza etikette mi Bakanlıkta pakette mi Bir ay oldu zam gelmedi Ertekin’im buna şaştı Aradan çok zaman geçti Yoksa radara mı düştü Bir ay oldu zam gelmedi FELEK Felek bana bir ok vurdu Kırdı belimi belimi Bilmem bana düşman m’oldu Çekmez elini elini Gözyaşımı eyleyemem Figan edip ağlayamam Dertlerimi söyleyemem Tutar dilimi dilimi Yüreğimde yaram çoktur Bu vurduğun zehir oktur Merhamet insafın yoktur Görmez halimi halimi Dert elinden yandı canım Yaralardan akar kanım Sakatlandım perişanım Vermez ölümü ölümü Ertekin der nasıl edem Kanlı yaşlar doldu didem Gözüm görmez nere gidem Göster yolumu yolumu ÇALIŞ KARDEŞİM Birgün konuşmuştum amele beyle Dedim: “İşin nasıl?” Dedi ki: “Böyle ![]() Dedim: “Bir şey sorsam?” Dedi ki: “Söyle ![]() Dedim: “Tahsil var mı?” Dedi ki: “Yok yok ![]() Dedim: “Memleketin?” Dedi ki: “Zara ![]() Dedim: “Yevmiyen?” Dedi ki: “Yirmi lira ![]() Dedim: “Evin var mı?” Dedi ki: “Kira ![]() Dedim: “Bekar mısın?” Dedi ki: “Yok yok” Dedim: “Şehirde misin?” Dedi ki: “Köy” Dedim: “Zengin misin?” Dedi ki: “Ney?” Dedim: “Ağa mısın?” Dedi ki: “Vay!” Dedim: “Tarlan var mı?” Dedi ki: “Yok yok ![]() Dedim: “Kaç nüfussun?” Dedi ki: “On ![]() Dedim: “İşin çok mu?” Dedi ki: “Son ![]() Dedim: “Ne yiyeceksin?” Dedi ki: “Zam ![]() Dedim: “Sigortalı mısın?” Dedi ki: “Yok yok ![]() Dedim: “Almanya’ya…” Dedi ki: “Hıllet ![]() Dedim: “Yazılsana ![]() ![]() Dedim: “Darıldın mı?” Dedi ki: “Sen git ![]() Dedim: “Dayın var mı?” Dedi ki: “Yok yok ![]() Dedim: “Başka iş bul ![]() ![]() Dedim: “Torpil yaptır ![]() ![]() Dedim: “Patron nasıl?” Dedi ki: “Çok zalim ![]() Dedim: “Çaresi ne?” Dedi ki: “Yok yok ![]() Dedim: “Bu hayat mı?” Dedi ki: “Kahır ![]() Dedim: “Köyüne git ![]() ![]() Dedim: “Ertekin’in? ![]() ![]() ![]() Dedim: “Tanır mısın?” Dedi ki: “Yok yok ![]() EYVAH Ne hayaller kuruyordum Kocamışım haberim yok Kendimi genç sanıyordum Kocamışım haberim yok Öksürdükçe ağrır döşüm Tıkanır çıkmaz nefesim Nerde kaldı o gür sesim Kocamışım haberim yok Hep ağardı saçım başım Ağzımda kalmadı dişim Anca oldu elli yaşım Kocamışım haberim yok Rüzgâr esse üşüyorum Çabuk gitsem düşüyorum Baston gözlük taşıyorum Kocamışım haberim yok Güya Ali Ertekin’im Topraklar başıma benim Gencim diye öğünürüm Kocamışım haberim yok MİRASIM Öldüğümde baykuş dostum sorarsa Viran bağlar solmuş yaprak gül benim Varisimdir mirasıma konarsa Kuru ağaç boynu bükük dal benim Kurtulmadım şu kaderin kışından Anlatamam neler geçti başımdan Sel misali gözlerimin yaşından Coşan ırmak akan dere göl benim Dertli dertler dolaşırım dillerde Bütün ömrüm geçti gurbet ellerde Ağlayarak nice gezdim yollarda Göz yaşımdan çamur olan yol benim Ertekin der can tatlıdır bezilmez Anlımdaki kara yazı bozulmaz Çilem çoktur kalem ile yazılmaz Şu dünyada çok dert çeken kul benim BEN OLDUM Derdim çoktur dostlar beni kınaman Mansur gibi darda kalan ben oldum Duman çöktü gözlerime göremem Tipi boran karda kalan ben oldum Benim için yaratılmış dert çile Kimse bilmez neler çeker bu sine Ömrüm geçer bütün ahüzar ile Bülbül gibi zarda kalan ben oldum Ertekin’im çile akan pınarım Kışın akar Ağustosta donarım Ah çektikçe ateş saçar buharım Kerem gibi narda kalan ben oldum |
![]() |
![]() |
|