![]() |
Ozanlarımız - Sururi (Süruri) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız - Sururi (Süruri)Sururi (Süruri) Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar Garip öksüz melil yarsız Süruri Gönül bahçesinde taze fidanlar Meyvası tükenmiş narsız Süruri Ezelden karımız bizim bu yanmak Mihnet şarabını nuş edüp kanmak Ehli aşka göre nolsun utanmak Ko desinler bana arsız Süruri Süruri, 19 uncu yüz yılının başlarında, Sillenin Karhane şimdiki «Subaşı» mahallesinde doğmuş; ilk tahsilini Sille medresesinde yapmış, 19 uncu asrın yarısında İstanbula gitmiş, Saraya intisap ve yüksek bir mevki işgal etmiştir ![]() Sururinin bu kudretini çekemiyen diğer halk şairleri onu genç yaşında zehirliyerek ve bu suretle daha önemli eserler vermesine mani olmuşlardır ![]() Zehirlendiğini anlayan Süruri : Süruriyim vatanım yok, Eğlenecek mekanım yok, Ölürsem bir nişanım yok, Mezarım gurbet illerde ![]() ![]() Feryadını kopararak 1272 hicri yılında gözlerini ebediyyen kapamıştır ![]() Sürurinin sülalesine Kurt Mehmet Oğulları denmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Süruri henüz medrese hayatında iken şiirlerini sazile terennüm ederdi ![]() ![]() Sürurinin kendi el yazısı ile yazılmış bir cönkünü, Silleli Abdülcelil efendiden merhum Babalık sahibi Mazhar bey almış geri vermemiştir ![]() ![]() Bu kıymetli şair hakkında değerli Folklorcularımızdan M ![]() ![]() Gerek M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben burada Sürurinin kendi el yazıları ile (1250) hicri yılında yazdığı divanında mevcut olan Koşma, Divan, Semai, Kalenderi şiirlerini ve şimdiye kadar müteaddit mecmua ve kitaplarda neşredilen şiirlerini bir araya toplayarak neşredeceğim ![]() ![]() ![]() ![]() (1) Yeni Fikir Mecmuası 27, 28, 29 sayılarında Sillenin Halk Şairleri A ![]() Konya 1940 Eserlerinden bazıları: -1- Düşürme sevdiğim beni dillere Sırrımı aleme ifşadan sakın Varupda meylini verme ellere Sevdalı başımı kavğadan sakın Derdü aşkın gibi bir müşkül beter Varmıdır dünyada ey kalbi hacer Hatıra gelmez mi ol havali mahşer? Huzuru divanda davadan sakın Bir ah etsem arşı alaye çıkar Korkarımki çarhı gerdunu yıkar Nari aşkım benim dünyayı yakar A kuzum kendini cefadan sakın Felekten başıma yağsa gam taşı Dutarım daima açarım başı Süruridir durmaz gözlerim yaşı Akar deryalanır dalgadan sakın -2- Yine allar geymiş şahi hubanım Günde yüzbin türlü elvan gösterir Mestane bakışlı ahu ceranım Gözleri bağdadı kalkan gösterir Geyme güzel geyme telli kumaşlar Aşıkın görürde fığana başlar Seyfi acem gibi ol siyah kaşlar Kalemdir katlime ferman gösterir Aklımı şaşırdı bir hüsnü melek Sarsılır yüzünü görse ne felek Sırmalı sim düğme ilikli yelek Geçer karşımızda pistan gösterir Süruri derdine nice dayasun Hicri firakınla game boyansun Layıkmıdır böyle kül olsun yansın Her bir edan günde bin kan gösterir -3- Selam eylen varın söylen o dosta Garip halim gelsin seyran eylesin Mihnet firaşında yatarım hasta Çaresiz dertliyim derman eylesin Feleğin sillesi eyledi sersem İflah olman derler her kime sorsam Beni bir ağlar yok eğer ölürsem Meğer nazlı yarim figan eylesin Bir nefri gam benim düştü tabrıme Görse Lokman tahsin eder sabrıma İhtimaldır bile gider kabrime Başıma taş deyü nişan eylesin Süruri der dilber konup göştükce Unutmasın beni gelüp geştikce Ziyaret etmiye yolu düştükce Ruhuma fatiha ihsan eylesin -4- Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar Garip öksüz melil yarsız Süruri Gönül bahçesinde taze fidanlar Meyvası tükenmiş narsız Süruri Temelden kurumuş olmuş tarumar Kabil olmaz yüzbin eylesen timar Zevalını bulmuş cümle hep eşcar Evi harap bağı yarsız Süruri Sırrını bildirme sakın namerde Başını uğradır onulmaz derde Olur olmaz elin erdiği yerde Niçün böyle gezen karsız Süruri Ezelden karımız bizim bu yanmak Mihnet şarabını nuş edüp kanmak Ehli aşka göre nolsun utanmak Ko desinler bana arsız Süruri -5- Nazar etsem güzel yüzünü örter Lebi mercan bana eylemez ülfet Beraber taşila zümrüdü tutar Cevahir incuye kalmadı rağbet Fakirlik ademe olursa hail Acep mümkünmüdür vuslata nail Zemane dilberi zengine mail Ederler itibar var ise devlet Siyah zülfün gölğesinde dolanmaz Safayı zevkedüp bir dem gülünmez Hakikatli civan şimdi bulunmaz Nafile kendine eyleme zahmet Süruri söylenir aşka gelince Arabi Farisi Yunan dilince Erenlerden destur izin olunca Benim sevdiğimi verirler elbet -6- Bu aşkın ateşi yaktı vücudum Düşürdüm gönlümü mahi tabane Bütün emlakimi yoluna koydum Dahi canım feda şahi hubane Bulandım bir zeman aktım duruldum Kuytulara geçüp şimdi dur oldum Yeni baştan bir huriye vuruldum Keman ebru gözü ahu cerane Cefakar okunu sıneme çaktı Çevirüp yüzünü kahrile baktı Derune göz koyup aşıkı yaktı Bıraktı akibet ahu süzane Camı fikrat beni eyledi berbat Heman bülbül ğibi eylerim feryat Süruri bendesin eylemez azad Kah hapse koyar kah zindane -7- Kadir mevlam beni düşürdün derde Bu derdime sen dermanı yetiştir Beni muhtaç etma olur bir derde İnayet et şol lokmanı yetiştir Bahri sevmekten ilacın gönder Dertli vücudumu sıhhata dönder Ayni hayat şerbetin sen bana sundur Hızır elidden şol peymanı gönder Ecelin hırhasın egnime aldım Ömrüm sefinesin engine saldım Girdabı gam içre firkatte kaldım Nuh gibi bir keşti bani yetiştir Haşa kudretinden bahsetmek mehal Bahri himmetinden olurmu süal Hazreti Eyyube olursa misal Süruriye sabrı ihsanı yetiştir -8- Dinlen hey ağalar derdimi bugün Sözü şeker lebi bale vuruldum Hatırımdan gitmez lalei gülgun Ruylarında olan ale vuruldum Eğnine geymiş mücevher diba Maarif sadelik mahbubi ziba Yaktı vücudumu kameti tuba Boyu servi gibi dale vuruldum Mecnun gibi daim gezerim sahra Cihane gelmemiş böyle dilara Kemandır ebruler ruhları hamra Zenehdinde olan hale vuruldum Süruri der aşkın bahrı boşandı Beyaz gerdanına benler döşendi Kırmızı levharı kuşak kuşandı İnce belde olan şale vuruldum |
![]() |
![]() |
|