|
|
Konu Araçları |
biyografi, hayatıportishead, kimdirportishead, portisheadportishead |
Portishead-Portishead Kimdir-Portishead Hayatı-Portishead Biyografi |
06-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Portishead-Portishead Kimdir-Portishead Hayatı-Portishead BiyografiPortishead kimdir? Türkçe’de “Kara Film” adıyla da bilinen “Film Noir” hakkında herkes bir şeyler duymuştur Portishead’in de sinematik sound’unu en yerinde tanımlayacak kelimede, noir müzik olacaktır Grup, kendini belirli bir müzik tarzına ait edilmesini istemiyor Buna rağmen İngiliz basını onları; Trip – Hop kategorisine sokuyor Yaptıkları müziğin belirli bir kategoriye sokulmasından dolayı hissettikleri hoşnutsuzluğa rağmen, grubun yaptığı avan-gart pop hassasiyetli müzik tarzına bakacak olursak, Trip-Hop’un yaratıcıları sayabileceğimiz Tricky ve Massive Attack’in sounduna çok benzediğini görebiliriz Trip-Hop terimi 1994 yılında, Portishead’in de çıkış yaptığı İngiltere Bristol’da doğdu Portishead adını; gruptan Geoff Barrow’un yetiştiği, Bristol’daki bir Batı Yakası Gemi Banliyö’sünün adından aldı Barrow yetiştiği yer olan Bristol hakkındaki düşüncelerini Rolling Stone Dergisi’yle yaptığı bir röportajında şöyle açıklamıştı “Bristol, sevimli bir yer fakat yaşamak için bu sevimlilik yeterli olmuyor” Barrow, 17 yaşındayken, yaşadığı yer olan Portishead adındaki gemi banliyösünden, kendine Bristol’daki bir müzik şirketi olan Coach House’da iş bulunca ayrıldı Burada kayıt operatörü olarak çalıştı Aynı zamanda, müzik şirketinde bulunan stüdyolarda çalışan gruplara da çay servisi yapıyordu Gruplara çay getirip götürürken, günün birinde deneysel sample’ları bir araya getirip bütün gün duyduğu birbirinden hiç bir farkı olmayan soundlardan çok daha farklı bir müzik tarzı geliştireceğinin hayallerini kuruyordu Barrow, Coach House’da yapabileceğine inandığı her şeyi yaptıktan sonra, hayallerindeki müzik tarzına uygun bir ses bulabilmek için farklı vokalistleri dinlemeye başladı İlk başlarda bu konuda fazla bir şansı yoktu; 1991 yılında lokal bir işçi bulma kurumunda Beth Gibbons’la tanışıncaya kadar yaklaşık 50 vokalisti dinledi Gibbons, uzun bir süredir, Bristol’daki publardan birinde cover parçalar çalan grup başta olmak üzere, bir çok farklı grupta şarkı söylüyordu İkili, aynı müzikal ideallere sahip olduklarını farkedince, kısa bir sürede grubu oluşturmaya karar verdiler Böylece Jazz Messengers ve Big John Patton’un kurucularından olan jaz gitaristi Adrian Utley’inde yardımlarıyla şarkı sözlerini yazmaya başladılar Ve sonunda 1993 yılında İngiltere’de ki GO! Discs’le anlaşma imzaladılar Bu arada Barrow; Paul Weller, Depeche Mode, Primal Scream ve Ride gibi grupların parçalarının re-mixlerini yaparak stüdyo çalışmalarına da devam ediyordu Perküsyonist Dave McDonald’ında aralarına katılmasıyla grup, 1994 yılında ilk albümleri “Dummy”yi çıkardı Albümden çıkan ilk single ‘Sour Times’ (Nobody Loves Me) oldu Bu parça, Atlantik’in her iki tarafında hem radyo istasyonlarında hem de televizyonlarda gösterilmeye başladı Barrow ve plak şirketi, single için 10 dakikalık bir film olan “How To Kill A Dead Man”den sahneler kullanarak noir bir klip hazırladı Bu siyah- beyaz sürrealist filmde Barrow ve Gibbons, 60’larda yaşayan iki casusu canlandırıyordu Klipte kendilerinin rol alma sebebini ise “Bu rolü oynayacak başka kimseyi bulamadığımız için biz oynadık” diye açıkladılar Başarılı yükselişinden dolayı “Dummy” albümü; Melody Maker, Mixmag ve The Face tarafından 1994 yılının albümü seçildi Durum böyle olunca grup üyeleri zamanlarının büyük bir çoğunluğunu, dünyanın dört bir tarafından kendileriyle röportaj yapmaya gelen basın mensuplarına ayırdı Portishead’e göre işin promosyon amaçlı bu kısmı aynı zamanda da işin en sıkıcı kısmıydı Böylece Barrow ve Gibbons işleri daha kolay bir hale sokmak için bir anlaşma yaptılar Barrow işin röportaj kısmını alacaktı çünkü insanlarla konuşmaktan büyük bir keyif alıyordu fakat fotografının çekilmesinden de bir o kadar rahatsız oluyordu Gibbons ise fotografının çekilmesinden çok hoşlanıyordu Fakat röportaj yapmaktan nefret ediyordu Çünkü ona göre yaptığı müzik zaten onun hakkında ki her şeyi anlatıyordu Böylece Gibbons’ta işin forograf kısmıyla ilgilenmeye başladı Portishead’in ünü daha önce hiç gitmemelerine rağmen albümlerinin 150000 kopya sattığı Amerika’ya kadar uzandı 1995 yılında Portishead, İngiltere’de düzenlenen “Mercury Music Prize” ödülünde; PJ Harvey, Blur, Elastica, Tricky ve Oasis’i geride bırakarak bir numaraya yerleşti Bu başarılı yükselişleri sırasında gruba, soundtrack teklifleri de geldi Teklif olarak gelen filmlerden iki tanesi az bütçeli filmlerken bir diğeriyse “Tank Girl”dü Bir an önce yeni albüm hazırlıkları için “Coach House” stüdyolarına girmek isteyen Portishead, albümün tanıtım turnesini kısa tuttu Barrow’a göre grubun, 10 yılda en az 10 albüm çıkarması gerekiyordu Fakat olaylar Barrow’un umduğu gibi gelişmedi ve Portishead’in ikinci albümü ilk albüm Dummy’den nerdeyse 3 yıl sonra, 1997 yılında çıktı Portishead, 1998 yılında ise içinde New York’ta verdiği konser kayıtlarının bulunduğu bir başka albüm çıkardı Canlı kayıtların yer aldığı bu albümün kayıtları sırasında gruba, Bristol’lu müzisyenler Clive Deamer(davul), Jim Barr (bas) ve John Baggot (keyboard) eşlik etti Bu arada, Geoff Barrow ve grubun DJ’yi Andy Smith klüplerde DJ olarak çalmaya devam etti Hatta 1998 yılında Smith, “The Document” adında bir DJ albüm çıkardı Portishead, 2001 yılının başında yeni albümlerinin kaydı için Sydney - Avustralya’ya gitti Albümün Avustralya’da kaydedilme fikri ise; gruptan Adrian Utley ve Geoff Barrow’un bir yıl önce Mart ayında, birlikte Oz’u ziyaret ettikleri zaman çıktı Adrian yaptığı açıklamada, “Gerçekten çok sevimli bir stüdyo Ayrıca çok da ucuz, yeni albümün kayıtları için pahalı bir stüdyo istemiyoruz, çünkü bizim zaten yeterince malzememiz var Geçen sefer albümü Ridge Farm’da kaydetmiştik Fakat gerçekten çok pahalı bir yerdi Ayrıca stüdyoda bulunan bir çok aleti de kullanmamıştık Böylece bir sonraki albümümüz için daha küçük, ucuz ve sevimli bir stüdyoda çalışmaya karar verdik” dedi Bristolsound muhabirlerinden birinin, “İngiltere’nin soğuk ve kasvetli havasından farklı olarak, güneşin her daim görüldüğü bir yerde son albümünüzün kayıtlarını yapmak sizce albümün müzikal içeriğinde bir değişiklik yaratacak mı?” sorusuna Adrian gülerek “Güzel olurdu aslında, ama bilmiyorum!” şeklinde cevap verdi Adrian son albüm hakkında, “Geçen sefer albüm tanıtımı için yaptığımız turnenin sonunda gerçekten çok yorulmuştuk ve Portishead için bu kadar yeter demiştik Fakat şimdi bakınca her şeye yeniden başlıyor olmak güzel bir şey aslında Geoff’la tekrar çalışmak için sabırsızlanıyorum İkimizin de farklı fikirleri var fakat sabitleşmiş değil hiç biri Gelecekte neler olacağını hep birlikte göreceğiz” dedi Portishead yeni albümleri için ellerini çabuk tutmaktan yana Son albümleri için iki sene hazırlık aşaması geçiren grup bu yılın sonunda yeni albümlerini çıkarmayı planlıyor Albümleri "Dummy" (1994) 1Mysterons 2Sour Times 3Strangers 4It Could Be Sweet 5Wandering Star 6Its A Fire 7Numb 8Roads 9Pedestal 10Biscuit 11Glory Box "Portishead" (1997) 1Cowboys 2All Mine 3Undenied 4Half Day Closing 5Over 6Humming 7Mourning Air 8Seven Months 9Only You 10Elysium 11Western Eyes "Roseland NYC Live" ( 1998 ) 1Humming 2Cowboys 3All Mine 4Mysterons 5Only You 6Half Day Closing 7Over 8Glory Box 9Sour Times 10Roads 11Strangers "Third" (2008) 1Silence 2Hunter 3Nylon Smile 4The Rip 5Plastic 6We Carry On 7Deep Water 8Machine Gun 9Small 10Magic Doors 11Threads alıntı |
Portishead-Portishead Kimdir-Portishead Hayatı-Portishead Biyografi |
06-23-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Portishead-Portishead Kimdir-Portishead Hayatı-Portishead BiyografiPortishead-Portishead Kimdir-Portishead Hayatı-Portishead Biyografi Portishead ismi, İngiltere'nin güney batı kıyılarında bulunan ve Geoff Barrow'un gençlik yıllarını geçirdiği, tenha bir gümrük (ing port) limanından geliyor Grubu kurarkenki niyeti kolay anlaşılır ve sadeydi: "Sadece 'ilginç müzik' yapmak istemiştim İnsanların koleksiyonlarına girebilecek türden 'uygun' parçalar, ihtiyacı karşılayacak derecede " Barrow kayıt işleriyle uğraşarak başladı Massive Attack ve Neneh Cherry ile birlikte çalışıyorlardı Cherry için şarkılar da yazdı ("Somedays" onun 1992 toplama albümünde de yer aldı) Enterprise Allowance'ın da yardımı ile caz gitaristi ve müzisyen Adrian Utley, davulcu/programcı Dave MacDonald ve İngiliz vokalist Beth Gibbons -ki onunla ilk tanışması bir barda onu Janis Joplin'den parçalar seslendirirkenişitmesiyle oldu- ile biraraya gelebildi Birlikte bir film çekip müziklerini yaptılar: "To Kill A Dead Man" Aktörler de onlardı Neden mi? "İşleri yapabilecek kimseyi bulamadık" Bu noktada A&R çalışanı Ferdy Unger-Hamilton'ın Go! Beat birlikteliğinde dikkatini çektiler Barrow'un Gabrielle'in "Dreams" parçasını yeniden düzenlemesi de böyle oldu Sonuçlardan etkilenen Ferdy fazla beklemedi ve grubu şirkete dahil etmek için ihtiyacı olduğu imzaya da hemen kavuştu, onlarla ilgilenen daha bir çok şirkete rağmen 45'likler "Numb" ve "Sour Times" basın-yayın kuruluşlarının ilgisini topladı, oysa ilk albümleri listelerde şöyle bir dolanmış ve fazla bir etki yapmamıştı Pazarlama işindeki sorunlar topluluğun ve arkasındakilerin başını bir hayli ağrıttı Barrow da, Gibbons da tanınmaya karşı isteksizdiler, basın-yayın kuruluşlarının röportaj isteklerini geri çeviriyorlardı; canlı müzik yapmaya gelince, her ikisi de canlı çalmayı reddediyorlardı Yazılı ve görsel basında çıkmayacağından emin olacak şekilde Londra'nın uygun yerlerine plastik mankenler dağıtılıp yerleştirilerek değişik bir tanıtım yaptılar Fısıltı gazetesi çok iş yaptı, bilinen bir radyo desteği de olmadan topluluğun reklamı her yere yayıldı Üçüncü 45'likleri "Glory Box" Ocak 1995'te on üç numaradan İngiltere listelerine giriverdi Topluluk üyelerinin kontrolü altında yapılan, cinsellik kokan bir klip yardımıyla daha çok yere ulaştılar Aralarında Mixmag, ID, The Face ve Melody Maker gibi dergilerin de bulunduğu bir çok kuruluş Yılın Albümü seçimini "Dummy"den yana yaptı Hareketli şarkıları blues, caz ve hip-hop ile birarada sunarak yaptıkları bu müzik "trip-hop" ismini aldı Bir kere bile gitmedikleri halde albümlerinin 150 binden fazla sattığı Amerika'da yoğunilgi görüyorlardı Mercury Müzik Ödüllerinde 1995'in En İyi Albümü yine Portishead'a aitti Bu başarılarının ardından onlarca film müziği teklifi çalışmalarına katılma teklifi geldi "Dummy"den sonraki çalışmaları çok gecikti Barrow, mükemmelciliği nedeniyle topluluğu neredeyse bitiriyordu İçine düştüğü bir yaratıcılık çıkmazı, bütün çalışmalarına sekte vurmuştu Sonunda yıkıcı kararlılığını biraz olsun yenebildiğinde çıkardıkları "Portishead" Eylül 1997'de çok beğenildi, son derece olumlu eleştiriler aldı Albümden ilk 45'likleri "All Mine" Portishead tarzında bazı değişiklere işaret ediyor gibiyse de, diğer parçalar hayranların değişmesini istemeyeceği o etkileyici Portishead tadındaydı 1998'de bir canlı kayıt geldi Çok ses getiren ve Portishead'ın, 2000'lerin müziği dendiğinde akla ilk gelen topluluklardan olmasını pekiştiren bu canlı kayıttan sonra çalışmalar yavaşladı alıntı |
|