Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aptal, olmamıştım

Ben Hiç Bu Kadar Aptal Olmamıştım

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ben Hiç Bu Kadar Aptal Olmamıştım






Ben Hiç Bu Kadar Aptal Olmamıştım



Gözlerimi açmaya çalıştığımda, yine o lanet kokuyu duydum Allah kahretsin, olamaz! Bugün o-la-maz Maalesef olmuştu hem de bugün Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım Kafam sarılı, kolumda serum, burnum tamponlu Yavaş yavaş bu söz ettiğim yerlerdeki acıları hissetmeye de başlamıştım Ve anacığım ayak ucumda, gözlerimi açmama karşı duyduğu sevinçten üzerime kapanmıştı

Off şöför, of! Yol tarif edecek, iyilik yapacağının tutacağı zaman mıydı? Annemler yanımda olduğuna göre! Annem sorumu cevapladığında saat, yine çok geçmişti, hem de çok

İşgüzar şöför, indirdiği yolcuya yolu tarif ederken, hareket eden dolmuş diğer şeride kaymış ve soldan bizim dolmuşa bir kamyon bindirmiş Bir ben bir de Kocaelili bir yolcu ağır yara almış, kamyonun çarptığı tarafta olduğumuz için “Acaba onun da randevusu mu vardı?” merak etmiştim o esnada Merakımı vücudumdaki acılar bertaraf etti Ne Nurdan’ı aramak ne de polise olay anını anlatmak istiyordum o anda Neyseki hemşirenin vurduğu ağrı kesicinin tesiriyle o zaman için ikisinden de kurtulmuştum


Yeniden gözlerimi açtığımda; Salim, Vehbi, Müdürüm ve diğer arkadaşların odamda olduklarını gördüm “Geçmiş olsun Murat Allah şifa versin, inşallah tez zamanda dönersin aramıza Fazla kalmaz dedi doktorlar” Salim’in ağzından duyduğum bu cümlelere sadece “Sağolun, Allah hepinizden razı olsun” diyebildim Hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum kendimi Sağımda duran komodinin üzerinde Salimlerin getirdikleri kolonyanın yanında duran vazodaki gelbera çiçekleri arasındaki gül goncasını görünce epey zaman önce hatırlamam ve bir açıklama yapmam gerek nurum Nurdan geldi aklıma Değil dağları, dünyayı yıkabilecek bir of çekme arzusuyla doldu gönlüm Salimler kapıya doğru yönelirlerken Salimin ağzından o anda anlam veremediğim “Seni çapkın, konuşacağız seninle” cümlesini duydum sadece Annem, Salimleri yolcu ederken Nurdan’ı aramak için bulmaya çalıştığım telefona komodinin çekmecesinde ulaştım Derinden of çeker gibi geliyordu telefondaki dııııt sesi Karşıdan cevap gelmeyeceği korkusuyla ısrarla bekliyordum nurumun “Efendim canım” demesini Cevaplasa bile hiç de arzu ettiğim şekilde olacağını sanmıyorum Yanılmadım Nurumun “Evet, Murat! Açıklamanı bekliyorum Yine bir senaryo yazmayacaksın değil mi?” sözlerinin ardından öncelikle gönderdiğim gülü alıp almadığını sordum Cuma günü daireden izin alıp erken çıktığını ve kendi adına bir çiçek geldiğini telefondan, arkadaşından öğrendiğini söylediğinde sanki feleğin çarkında ezilmek için bugünleri yaşadığımı hissettim Diyecek bir şey bulamadım, hiçbir şey istediğim gibi gitmiyordu “Nurum ben şu an hastanedeyim, en iyisi seni daha sonra arayayım, hoşça kal nurum” diyerek cevap beklemeden telefonu kapattım


Nurum, “Olanları öğrendim, kendini yormana gerek yok Anlaşılan bu senaryoları yaşamak için yazıyorsun Şaka şaka, hemen kızma Ama işler hiç de yolunda gitmiyor” diye telefonda bana neredeyse hiç söz hakkı vermedi “Kendine gelince ayrıntılı konuşmamız gerekiyor Murat Şimdi istirahat et, ben ararım seni” sözleriyle telefonu kapatıvermişti

Beyin kanaması olabileceği ihtimali sebebiyle taburcu etmediler hastaneden, bu kokuya katlanmak zorundaydım Hastane yeni, gıcır gıcır, temiz, yanında özel hastanelerin esamesi okunmayacak güzellikte fakat bu koku! Her hastanede var ve beni çıldırtıyor Akşam ziyaretime gelen Çağlar’ın anlattıklarından sonra Salim’in hastaneden ayrılırken söylediği cümle anlam bulmuştu Çay ocağında bizimkiler sohbet ederken, söz Kocaeli’nden açılmış Salim, Nurdan’dan bahsederken Çağlar diline hakim olamamış ve “Aaa şu bizim Murat’ın takıldığı kız değil mi?” diye ağzından kaçırıvermişti O zamandan beri hem bizim dairede hem de Kocaeli’nde personel arasında, yaşadıklarımız dillere sakız olmuştu Olay hem buradaki ablasına hem de evinde kaldığı abisine intikal etmişti ben tahammül edemediğim kokunun içinde yatarken

Bizimkiler nasıl oldu, niye oldu konusunda az çok bir şeyler anlatmışlardı annemlere, neden hiçbirşey sormadıklarına şaşırmıştım oysa Sağolsunlar hiç yormadılar beni, herkes olan biten olaylardan haberdar olmuştu


“Murat! Sen var ya ne adamsın ya Saman altından su yürütüyormuşsun da haberimiz yok Biz söyleyince de itiraz ediyordun Hiç ummazdım senden ama helal olsun delikanlı adammışsın adını koymadan açıklamamak güzel fikirdi Gel gör ki işler düşündüğün gibi gitmedi Ne olacak şimdi? ” diye başımda vıd vıdı konuşuyordu Salim

“Şuradan çıkayım da duruma göre bakarız artık Nurdan’ın ailesi ne der, ne eder? Bu kadar dillere dolandıktan sonra yoldan dönülmez artık”

“Senden iyisini mi bulacaklar oğlum?”

Gülerek “ Elbette bulamazlar” diye cevapladım Salim’in sorusunu Madem benden iyisini bulamazlar o zaman vakit vermeleri gerekecek bize, her zaman söylerim pata küte olmuyor bu işler Salim’in ziyarete geldiği günün gecesi yaşadıklarımla değerlendirince pek de hayırlı denemeyecek bir rüya görmüştüm, dedim ya pek hayırlı denecek türden değil o yüzden ayrıntısına girmeyeceğim


“Efendim nurum!” diye açtım telefonu “Muratçım, bu hafta sonu seni ziyarete geleceğim haberin olsun Sen sıranı savdın sıra bende O güne kadar iyi bak kendine, hoşça kal”, diye sonlanmıştı konuşmamız Deliler gibi gülmek geliyordu içimden ama yapamıyordum zorla da olsa gülümsediğimi hissediyordum Trendeki pişmaniyecinin sesi çınlamaya başladı kulaklarımda sebebini bilmediğim bir şekilde Hatta bir de tren düdüğü duyuyordum ama bunu bu zamana kadar yaşadıklarıma verdim Taa dağın tepesindeki bu hastanede ne işi var trenin?


Nurdan oldukça gecikmişti, saat çok geçiyordu Annemlerde gelmişti, onlara Nurdan’ın geleceğinden söz etmemiştim, bu kadar geç kalacağını düşünmediğim için Hiç aramamıştı da, acaba uyurken falan mı aradı diye telefona baktım ama cevapsız çağrı görünmüyordu Sessizlikten içi geçen odada kapının vurulmasıyla annemlerle beraber irkilmiştik Annem kapıya doğru yönelip açmıştı kapıyı

Gözlerime inanamıyordum Nurdan, evet bu Nurdan’dı ve o kadar zaman sonra ilk defa görüşebilmiştik Yeşil gözlerinden odaya yayılan ışık büyülemişti beni Ablası ve eniştesi de yanındaydı Ve gerçekten gördüklerime inanmakta güçlük çekiyordum Nurdan’ın bir koltuğunda koltuk değeneği ve sol ayağı neredeyse dizine kadar alçı içerisindeydi

“Nurum bu ne hal?” dedikten sonra ablasını ve annemleri farkedince biraz ateş basmıştı yüzümü ama önemli değildi artık “Ne o benim senaryoları mı kıskandın?” diyince odayı, hastanedeki bütün hastalara şifa olacak bir kahkaha doldurmaya başlamıştı


Nurum gelip de yatağımın yamacına oturup olanları anlattı: Garda, trenden inerken trenin basamaklarında ayağı kaymış ve parmağının birisi kırılmıştı Oradan hemen taksiyle hastaneye ulaştırmışlar ablasıgil gelmiş Ayağı alçıya alınmış ama o başıma gelenleri ayrıntısıyla ablasına anlatmış zamanında, bu halde hastaneye gelmeye ikna etmiş ablasını Nurdan bunları anlattıktan sonra annemlerin ve Nurdan’ınkilerin odayı ağır ağır terkettiği farkettim Ve bu zor kavuşmanın ayırılışı artık kolay olmayacaktı hatta ayrılık mümkün olmayacaktı, söz verdik birbirimize; “Ne olursa olsun birbirimize sonuna kadar güveneceğiz




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.