![]() |
modern kız çocuğu isimleri / modern kız isimleri anlamları ile beraber |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() modern kız çocuğu isimleri / modern kız isimleri anlamları ile beraberNACİYE : Kurtulmuş, selamete kavuşmuş NADİDE : Görülmemiş, görülmedik, ender bulunan NADİRE : Az bulunur, seyrek, ender bulunan NAFİA : Bir yeri güzelleştirmek için yapılan çalışmalar NAGEHAN : Ansızın NAĞME : Ezgi, uyumlu ses NAHİDE : Venüs - Ergenlik çağındaki kız NAİLE : İsteğine ulaşmış NALAN : İnleyen NAME : Mektup - Aşk mektubu NARİN : Zarif, ince yapılı NAŞİDE : Şiir okuyan , yazan NAZ : Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış NAZAN : Nazlanan, işve yapan, cilve yapan NAZENDE : Nazlanan - Sevgili NAZİFE : Zarif, kibar - Temiz NAZLI : Naz eden, cilveli, işveli NAZMİYE : Şiirle ilgili, düzenli NEBAHAT : Onur, şeref, ün NECLA : Çocuk, evlat, oğul, kuşak, sülale,nesil NECMİYE : Yıldızlarla ilgili, yıldızlara ait NEDİME : Hoş sohbet, kadın - Kadın arkadaş NEDRET : Az bulunan NEFİSE : Beğenilen, hoş, güzel NEHİR : Irmak, büyük akarsu NERGİS : Çiçekleri ayrı ayrı yada bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki NERİMAN : Pehlivan, yiğit NERMİN : Nazik, ince NESLİHAN : Han soyundan gelen NESLİŞAH : Şah soyundan gelen NESRİN : Bir tür yaban gülü NEŞE : Sevinç, gönül ferahlığı NEVAL : Talih - Bağış, ihsan NEVCAN : Yeni doğmuş NEVİN : Yeni NEVRA : Işıklı parlak, çiçek ,uzaktan gelen müjde ![]() NEZAHAT : İç temizliği, paklık NEZAKET : Naziklik, zariflik, incelik ç NEZİHE : Temiz, pak NİDA : Seslenme, çağırma, seslenen NİGAR : Resim, resim gibi güzel NİHAL : İnce ve düzgün vücutlu, fidan gibi NİHAN : Gizli, saklanmış, görünmeyen, sır, giz NİL : 1- Çivit otu ![]() NİLAY : Nil'e ışık saçan NİLGÜN : Mavi renkte, çivit rengi NİLSU : Nil NİLÜFER : Geniş yapraklı, durgun sularda yetişen bir su bitkisi NİMET : İyilik, iyi bir yaşantı için gerekli şeyler NİSA : Kadın NİSAN : Yılın dördüncü ayı NUR : Işık, parıltı aydınlık, Allah'ın gönderdiği ışık NURAL : Kutsal ışık NURAN : Işıklı, nurlu, aydın NURAY : Ay ışığı gibi nurlu NURCAN : Işık canlı, can ışığı NURÇİN : Işık derleyen NURDAN : Işıklı, parlak NURGÜL : Işıklı gül, gül gibi güzel ve aydınlık NURHAN : Aydın hükümdar NURİYE : Işıklı, ışıktan gelme NURPERİ : Peri kadar aydınlık, güzel NURSEL : Sel gibi ışık NURSELİ : Işık seli NURSEN : Işık gibi nurlu NURŞEN : Işık gibi şen ve güler yüzlü NURTEN : Teni ışık gibi beyaz olan OKŞAN : Sevil, sevgiye değer ol OLCA : Düşmandan ele geçirilen mal, ganimet OLCAY : Talih, baht, ikbal ORKİDE : Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek OYA : İpek ibrişim kullanılarak iğne, ince dantel ÖĞÜN : Kendini yücelt,gurur duy - Zaman - Kez, defa - Önde gelen ÖĞÜT : Birisine ne yapıp ne yapmaması gerektiğini belirten söz ÖMÜR : Yaşama süresi - Hayat ÖNGÜL : Direnen, inatçı - Kılavuz ÖVGÜ : Övmek için kullanılan söz ÖVGÜL : Övülmeye değer ÖVÜN : Başarılarınla, niteliklerinle yücel ÖYKÜ : Hikaye / Masal ÖZDEN : Özgür, özle ilgili ÖZGE : Başka, yabancı, iyi güzel ÖZGEN : Özü geniş, rahat ÖZGÜL : Bir türe ait olan - Özü gül gibi olan ÖZLEM : Hasret, birine yada bir yere duyulan görme arzusu ÖZLEN : Görülmek istenilen ol, hasreti çekilen ol ÖZNUR : Özü ışıklı, aydınlık ÖZÜN : Şiir - Hak edilmiş PAKİZE : Çok temiz, hoş ve güzel PAPATYA : Taç yaprakları beyaz, ortası sarı baharda açan bir kır çiçeği PARLA : Parlamak fiilinin emir kipi, 3 ![]() PELİN : Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki PELİNSU : Pelin + Su PEMBE : Açık kırmızı renk PERÇEM : Kakül - Mızrak, bayrak gibi şeylerin üzerine konulan püskül PEREN : Ülker yıldızı PERİ : Çok güzel, çekici, dişi cin PERİHAN : Peri padişahı, perilerin başı PERRAN : Uçan, uçucu PERVİN : Ülker yıldız takımı (Süreyya) PETEK : Arıların bal depoladığı yuvacık PINAR : Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer PIRILTI : Parıldayan şeylerin çıkardığı ışık PİRAYE : Süs, bezek PÜREN : Sarı, kırmızı renkte açan küçük yapraklı bir tür ot RABİA : Dördüncü RAHİME : Acıyan, esirgeyen RAHŞAN : Işıltı RANA : Güzel, hoş RAZİYE : Kabul eden, boyun eğen REBİA : Bahar REFAH : Bolluk, rahatlık REFİKA : Eş, zevce REMZİYE : Sembolik, simgesel RENAN : İnleyen RENGİN : Parlak renkli - Hoş süslü REŞİDE : İyiyi, doğruyu seçebilen, ergin REVAN : Su gibi akan - Ruh, can REYHAN : Fesleğen, güzel kokulu bitki REZZAN : Ağır başlı, vakur, ciddi RUHAN : Güzel kokulu RUHSAR : Yüz, çehre RUHŞEN : Neşeli, canlı RÜYA : Düş RÜYET : Görme ![]() SAADET : Mutluluk SABAH : Günün başlangıcı SABAHAT : Güzellik SABİHA : Güzel, şirin SABİTE : Yerinde duran, kımıldamayan SABRİYE : Sabırlı, dayanıklı SACİDE : Secdeye varan, yere yüz süren SADRİYE : Göğüsle ilgili SAFİYE : Katıksız, katışıksız saf SAHİBA : Bir şeyi elde etmiş olan SAHURE : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad SAİME : Oruç tutan, oruçlu SAKİNE : Oynamayan, kımıldamayan, durgun SALİHA : İyi, yarar, yetkili, hakkı olan SALİME : Eksiksiz, sağ, sağlam SAMİME : Bir şeyin temeli, en köklü yeri SAMİYE : Yüksek, ulu SANAY : Ay gibi güzel SANEM : Put - Güzel kadın SANİA : Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan SANİYE : Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi SATI : Düğün alışverişi - Satış, alışveriş SEBLA : Uzun kirpikli göz SEÇİL : Beğenilen, seçilen SEDA : Yankı, ses SEDEF : Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu SEDEN : (Sedan) sesin, seslenişin SEHER : Tan ağartısı, ortalığın aydınlandığı an SELCAN : Hareketli, coşkulu SELDA : (Seldağ) Dağ seli, dağdan inensel SELEN : Haber, havadis, kulakla duyulan,işitilen SELİN : Senin Sel'in, Sana ait sel SELMA : Doğru ve iyi yolda, selamette olma SELVİ : Yaz kış yeşil kalan ince uzun bir ağaç SEMA : Gökyüzü SEMAHAT : Cömertlik, el açıklığı SEMİHA : Cömert gönüllü, eli bol SEMİN : Değerli, pahalı SEMİRAMİS : Asur kraliçesinin adı SEMRA : Esmer SENA : Övme, övüş - Şimşek parıltısı SENAY : Ay gibisin sen anlamında SENEM : Tapılacak kadar güzel kadın, sevgili SENİHA : Yüce, yüksek SERAP : Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı SERAY : Ay gibi güzel SEREN : Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç SERİN : Ilıkla soğuk arası SERPİL : Serpilmiş, gelişmiş SERRA : Rahatlık, kolaylık ,bolluk-bereket SERTAP : İnatçı SERVA : Masal SEVAL : Severek alınan SEVCAN : Sevgili insan SEVDA : Aşk, sevgi, tutku tutkunluk SEVGİ : Aşk, sevme duygusu SEVİL : Sevgiye değer, sevilen SEVİLAY : Ay gibi hep sevilen SEVİM : Birine yakınlık duymak, sempati SEVİN : Memnun ol, neşelen SEVİNÇ : Neşe, iç ferahlığı SEVTAP : Aşırı, tapacak kadar sevgi duyan SEYHAN : Kentten kente yolculuk SEYRAN : Gezinme SEYYAL : Akışkan, sıvı, yerinde duramayan SEZA : Uygun, yaraşan SEZAL : Sezgili SEZEN : Sezgisi güçlü olan SEZER : Sezgisi güçlü olan SEZGİ : Anlama, sezme yeteneği SEZGİN : Duygulu, anlayışlı SICAK : Sıcakkanlı, cana yakın SIDIKA : Çok içten ve doğru kimse SILA : Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer SIRMA : Altın yaldızlı, ya da yaldızsız ince gümüş tel SİBEL : Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı SİMA : Düz, çehre - İnsan, tip SİMGE : Alamet, sembol, bir şeyi anlatan imge SİNEM : Benim tenim, benim vücudum, göğsüm SOLMAZ : Güzelliğini, tazeliğini uzun süre koruyan SONAT : Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri SONAY : Yılın son ayı SONGÜL : Son açan gül SONNUR : Son ışık SU : Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde SULTAN : Hükümdar ailesinden, anne, kız kardeş SUNA : Boylu poslu, endamlı / Erkek ördek SUNAY : Ay sun, ay ışığı sun SUZAN : Adak ayı SÜHANDAN : Güzel konuşan SÜHEYLA : Güney yönünde görünen parlak yıldızlar ŞADİYE : Sevinç, neşe, mutluluk ŞAFAK : Gündoğumundan önceki aydınlık ŞAHİKA : Yüksek, yüce, dağın zirvesi ŞAZİMENT : Allah'ın adamı- Allah'a ait olan,onun yolundan giden kişi ŞAZİYE : Özellikleri kimseye benzemeyen ŞEBNEM : Çiğ, gece nemi, jale ŞEFİKA : Şefkatli, acıması, esirgemesi bol olan ŞEHNAZ : Doğu müziğinde bir makam / Çok nazlı ŞEHRAZAT : Özgür ŞEHRİBAN : Şehrin ileri geleni ŞELALE : Büyük çağlayan, çavlan, akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü ŞENAY : Mutlu geçen ay ŞENGÜL : İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek ŞENİZ : Mutlu, sevindiren iz, hatıra ŞENNUR : Işık saçan, neşe saçan ŞERİFE : Şerefli, kutsal ŞERMİN : Utangaç ŞEVKİYE : Neşeyle, istekle ilgili ŞEVVAL : Arap takviminin onuncu ayı ŞEYDA : Çılgın, deli divane ŞEYMA : Eski Türk adlarından ŞİİR : Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi ŞİRİN : Cana yakın, sevimli ŞÖLEN : Eğlence, kutlama, şenlik ŞULE : Alev, ateş alevi ŞÜKRAN : İyilik bilme, minnettarlık ŞÜKRİYE : Görülen iyiliğe karşı şükretmek , hoşnut olmak TAÇNUR : Mutluluk TAHİRE : Gün doğusundan esen rüzgar TAHSİNE : Günün başlangıcı TALHA : Güzellik TALİA : Güzel, şirin TAMAY : Sabırlı, dayanıklı TANAY : Secde eden TANSU : Şafak rengi vurmuş su TANYEL : Katıksız, arı - Seçilmiş TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad TAYYİBE : İyi, hoş, çok temiz TEKGÜL : Durgun - Kendi halinde sessiz TENAY : Uygun, yakışan - Dine uygun hareket eden TENDÜ : Öz, asıl TENNUR : Yüksek, ulu TEZER : Çabuk ve erken TİJEN : Ay gibi güzel TİLBE : Put - Güzel kadın TUBA : Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan TUĞÇE : Dakikanın altmışta biri TURNA : Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan göçmen kuş türü TUTAM : Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam TUTKU : İradeyi aşan güçlü coşku, ihtiras TÜLAY : İncelikle, düşünce ile ilgili TÜLİN : Uzun kirpikli göz TÜNAY / TUNAY : Mehtap, ay ışığı, gece görülen aydınlık TÜRKAN : Hakana saltanatta ortaklık eden eşi TÜRKÜ : Yankı, ses ULVİYE : Yüce, yüksek, gökle ilgili UMAY : Üzerinden geçtiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan uğurlu kuş, Devlet kuşu UMUR : Görgü, deneyim UMUT : Ümit, geleceğe güven duygusu UZAY : Bütün varlıkları kaplayan sonsuz boşluk UZEL : Usta, becerikli ÜLFER : Irmak, büyük su ÜLKER : Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı ÜLKÜ : Amaç, ideal ÜMMİYE : Okur yazar olmayan kadın ÜMRAN : Mutluluk bolluk bereket ÜNSEL : Ünü sel gibi aşan ÜNSELİ : Ünü sellere benzeyen ÜNZİLE : Gönderilmiş VAHİDE : Tek, bir VARİDE : Gelen, erişen VASFİYE : Nitelikli VEDİA : Korunması için bırakılan emanet VEFİKA : Uygun, aynı fikirde, yoldaş VELİDE : Yeni doğmuş çocuk VERDA : Verdane (merdane Osm ![]() ![]() VESİLE : Neden, sebep - Kavuşma VİCDAN : İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur, ahlak VİLDAN : Yeni doğmuş çocuklar VUSLAT : Kavuşma, yetişme, ulaşma YAĞMUR : Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı YAKUT : Yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş YANKI : Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi ile oluşan ikinci ses, ses yansıması YAPRAK : Ağaç ve bitkilerin yeşil kısımları YAREN : Dost, arkadaş YASEMİN : Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık YAŞAM : Hayat YAZGÜLÜ : Yaz ve Gül tamlaması / Yazın açan gül "şimdilerde bir de güz gülleri var" YELDA : Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi YELİZ : Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında YEŞİM : Yeşil renkli değerli taş YETER : Kafi, tamam YILDIZ : Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri YONCA : Birçok türü bulunan bitki YOSUN : Çiçeksiz bitkilerin, suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü YUDUM : Bir içimlik sıvı YURDAGÜL : Yurduna güller saçan, güzellik getiren YURDANUR : Yurduna nur getiren YÜKSEL : Özellikle manevi anlamda yüce ol ZAHİDE : Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan ZAMBAK : Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi ZARAFET : İncelik, güzellik ZEHRA : Beyaz ve parlak yüzlü olan ZEKİYE : Zeka sahibi, kavrayışlı ZELİHA : Züleyha, su perisi ZENNAN : Kadınlar ZENNUR : Zinnur, nurlu, ışıklı ZEREN : Anlayışlı, zeki ZERRİN : Altından yapılmış ,Bir cins çiçek - Fulya ZEYNEP : Değerli taşlar, mücevherler ZEYNO : Zeynep'in halk dilindeki söylenişi ZİNNUR : Nurlu, ışıklı ZİŞAN : Şanlı, ünlü, çok tanınmış ZİYNET : Süs, süs eşyası ZUHAL : Satürn ZÜBEYDE : Öz, asıl ZÜHAL : Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn) ZÜHRE : Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs) ZÜLAL : Berrak, saf, tatlı, soğuk su ZÜLEYHA : Hz ![]() ZÜLFİYE : Saçları çok güzel olan ZÜMRA : Güzel, iyi ahlaklı - Zeki, bilgili kadın ZÜMRÜT : Yeşil renkli bir değerli taş |
![]() |
![]() |
![]() |
modern kız çocuğu isimleri / modern kız isimleri anlamları ile beraber |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() modern kız çocuğu isimleri / modern kız isimleri anlamları ile beraberFADİK : Fatma adının bir söyleniş biçimi FADİME : Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma) FADİŞ : Fatma adının bir söyleniş biçimi FAHİRE : Övünülecek, iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak, güzel, mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü FAHRİYE : Bir işi çıkar beklemeden yapan FAHRÜNİSSA : Övünülecek değerde kadın FATMA : Sütten kesme / Aslı Fatima FATMANUR : Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim FATOŞ : Fatma adının halk arasında bir başka söyleniş biçimi FAZİLET : Erdem / İyi huyların tümü FEHİME : Anlayışlı, çabuk kavrayan FERAH : Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren FERAY : Aydınlık, parlak FERAYE : Ay ışığı FERDA : Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet günü FERHAN : Sevinçli, mesut FERHUNDE : Mübarek, kutlu, uğurlu FERİDE : Tek eşsiz, benzeri olmayan FERİHA : Sevinçli, ferah FERZAN : Bilim FEVZİYE : Galip gelen üstün - Tanrının bereketiyle ilgili FEYMAN : Ahlaki olgunluk FEYZA : Başarılı, refah içinde, mutlu FEZA : Uzay, evrenin genişliği FİDAN : Ağaçların genç ve yeni yetişeni FİGEN : Çiçek demeti / Gölge yapan FİKRET : Fikir, düşünce - Amaç, niyet FİKRİYE : Düşünce ile fikir ile ilgili FİLİZ : Ağaçtan süren taze dalcıklar FİRDEVS : Cennetteki altıncı bahçenin adı FİRUZE : Mesut, mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş FULDEM : Her zaman geniş açık görüşlü FULDEN : Her zaman geniş açık görüşlü FULYA : Nergislerden soğan köklü bir bitki FUNDA : Küçük çalılık / Süpürge otu FÜREYYA : Parlak, ışıltılı günler FÜRUZAN : Çok parlak, aydınlık FÜSUN : Efsun / Büyü, sihir GAMZE : Çene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk GAYE : Amaç , erek, varılmak istenen hedef GAZAL : Ceylan, geyik iri göz GENCAY : Hilal GİZEM : Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik GONCA : Açılmamış, tomurcuk halinde gül GÖKBEN : Özü genç olan GÖKÇE : Sevimli güzel / Gök rengi, mavimsi GÖKÇEN : Mavi gözlü GÖKNİL : Gökyüzüne ait olan, Gök + Nil olarak da düşünülebilir GÖKNUR : Nurlu, ışıklı, aydınlık gökyüzü GÖKSU : Mavi su, akarsulara verilen ad GÖKŞİN : Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik GÖNÜL : Kalp, eğilim, sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer GÖRKEM : İhtişam, gösteriş GÖZDE : Göze girmiş, birince sevilip beğenilen GÜHER : İnci / Soy sop GÜL : Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği GÜLAY : Güllerin açtığı ay, mayıs GÜLBAHAR : Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı boya GÜLBEN : Ben, gül'üm anlamında GÜLBİN: (Fars ![]() GÜLBİZ : Bizim gülümüz GÜLCAN : Gül gibi güzel canlı GÜLÇİN : Gül derleyen, gül toplayan GÜLDEM : Hiç solmayan her dem gül, her dem gülen GÜLDEN : Gül gibi, güle ait, gülden yapılmış GÜLDEREN : Gül toplayan GÜLDESTE : Gül destesi GÜLEN : Güleç yüzlü GÜLENDAM : Gül gibi endamlı, zarif görünümlü GÜLER : Gülen, sevinçli GÜLFEM : Gül dudaklı, gül ağızlı GÜLFİDAN : Gül fidanı gibi endamlı GÜLGÜN : Gül renginde, kırmızı, pembe GÜLHANIM : Gül gibi güzel kadın GÜLİN : Güle ait olan, gülden gelen GÜLİSTAN : Gül bahçesi GÜLİZ : Gül gibi güzel iz bırakan GÜLİZAR : Gül yanaklı GÜLLÜ : Güzel kadın / Gülü olan GÜLNAZ : Gül gibi ince ve narin GÜLNİHAL : Gül fidanı GÜLNUR : Çevresini aydınlatan gül GÜLPEMBE : Gül pembesi / Gül gibi pembe yanaklı GÜLRİZ : Gül saçan GÜLSELİ : Gül seli GÜLSEN : Gül gibi güzel GÜLSEREN : Gül toplayan, dağıtan GÜLSOY : Gül gibi güzel bir soydan gelen GÜLSÜM : Yuvarlak yüzlü, güzel GÜLSÜN : Yaşam boyu yüzü hep gülsün anlamında GÜLŞAH : Gül dalı, güllerin kraliçesi GÜLŞEN : Gülistan / Gül bahçesi GÜLTEN : Gül gibi pembe tenli GÜLÜMSER : Her zaman gülümseyen GÜN : Gündüz vakti / Aydınlık GÜNAL : Gün al yaşa, kızıl renkli güneş GÜNER : Güneşin doğma zamanı - Fecr GÜNEŞ : Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi GÜNGÖR : İyi günler yaşa anlamında GÜNİZ : Günün başlangıcını belirleyen görüntü GÜNNUR : Güneş ışığının aydınlığı, nuru GÜNSEL : Günle ilgili güne ait GÜNSELİ : Işık seli, bol parlak ışık demeti GÜRCAN : Herkesi seven, özveride bulunan GÜVEN : Bir şeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak GÜZİDE : Seçkin, seçme, seçilmiş GÜZİN : Seçici, beğenici HABİBE : Seven, sevgili, dost HACER : Taş, kaya parçası, çakıl HAFİZE : Koruyucu, esirgeyici HALE : Ayın çevresinde görülen ışıklı halka HALENUR : Ayın ya da güneşin çevresindeki halkadan geçen ışık HALİDE : Sürüp gelen, sürekli, geç yaşlanan HALİME : Sakin, sessiz HAMİDE : Şükredici, hamd eden HAMİYET : İnsanın aile ve ülkesini koruma çabası, iyilik severlik HANDAN : Gülen, şen HANDE : Gülüş, gülme / alay etme, eğlenme HANIM : Soylu kadın, bayan HANİFE : Allah'ın birliğine inanan, iman eden HARİKA : Eşyanın tabiatı dışında, doğa üstü, garip şey, olağanüstü HASİBE : Kişisel değeri olan, ünlü soydan gelen HASRET : Ele geçirilemeyen bir şeye üzülmek - İç çekme, inleme HATIRA : Anı, andaç HATİCE : Erken doğan kız çocuğu HAVVA : Allah'ın yarattığı ilk kadın HAYAL : İnsanın beyninde kurduğu düşünceler , kesitler, olaylar HAYAT : Yaşam, doğumdan ölüme kadar geçen süre HAYRİYE : Hayr'la, iyilikle ilgili HAYRÜNİSSA : Kadınların hayırlısı HAZAL : Tad al anlamında HAZAN : Güz, sonbahar HAZER : Deniz, büyük su HEDİYE : Armağan, bahşiş HİCRAN : Ayrılık - Unutulmaz acı, keder HİLAL : Gül yanaklı HURİ : Cennet kızı, melek HURİYE : Melekle ilgili, melek gibi HÜLYA : Kuruntu, hayal HÜMEYRA : Aklık, beyazlık HÜNER : Marifet, beceri, herkesin yapamadığı şeyleri yapmak HÜRMÜZ : Zerdüşt dininde, iyilik ve hayır tanrısı HÜRREM : Sevinçli, hoş vakit geçiren HÜRRİYET : Özgürlük HÜSNİYE : Güzellikle ilgili ILGAZ : Hücum, akın - Bir dağ ILGIN : Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç türü IRMAK : En büyük akarsu, nehir IŞIK : Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke IŞIL : Aydınlık IŞILAY : Ay ışığı, mehtap IŞILTI : Parıltı, titrek ışık IŞIN : Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti ITIR : Güzel koku / Çiçek İCLAL : Azamet, büyüklük, ağırlama, ikram İDİL : Kır hayatını anlatan şiir, ya da yazı - İçten, saf aşk İFFET : Temizlik, namuslu olmak İKBAL : Baht açıklığı, işlerin doğru gitmesi İLAYDA : Su perisi İLCAN : Ülkenin canı, sevdiği İLGİN : Yabancı, gurbette yaşayan İLHAN : Moğol hükümdarı İLKAY : Ayın ilk hali İLKBEN : Ben ilk'im anlamında İLKCAN : İlk doğan çocuklara verilen ad İLKE : Temel düşünce, ana görüş ve inanış İLKİN : Önce, öncelikle İLKNUR : Ayın ilk hali İLKSEN : Önce sen anlamında İLKYAZ : Bahar sonu, Yaz başlangıcı İLSU :Bereketi İLTER : Yurdunu seven, koruyan İMGE : Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey İMRAN : Bayındırlık, mutluluk, bolluk,bereket İMREN : Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği İNCİ : İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi İNCİNUR : İnci gibi ışıklı, parlak İPEK : İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel İREM : Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe İSMİHAN : Hükümdar ismi İYEM : Güzellik İZEL : İz + El /El izi anlamında İZGİ : İyi, güzel, adaletli JALE : Kırağı, çiğ, şebnem JALENUR : Parlayan, ışıldayan çiy JÜLİDE : Karışık, dağınık saç KADER : Değişmez bir karar ile iyilik yada kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç KADRİYE : Değerle ilgili / İtibar, onur KAMELYA : Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki KAMİLE : Tam, eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin, bilgili KAMURAN : İstediğine ulaşmış, mutlu KARANFİL : Kokulu bir çiçek KARDELEN : Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem KARMEN : Parlak kırmızı KAYRA : Büyük birinden gelen iyilik - İhsan KERİMAN : Cömert - Ulu, büyük KERİME : Cömert - Ulu, büyük - Kız çocuk KEVSER : Cennette bir akarsuyun adı KEZBAN : Aslı Kedbanu - vekilharç kadın (evi çekip çeviren) KISMET : Talih, nasip, kader KIVILCIM : Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası KIYMET : Değer, paha (baha), bedel KİBARİYE : İnce, zarif - Cömert, asil KİRAZ : Gülgillerden bir meyve ağacının sulu KÖSEM : Sürülere rehberlik eden - Cildi temiz, pürüzsüz KUMRU : Güvercinden küçük boz renkli kuş KÜBRA : En büyük LALE : Yaprakları uzun, çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi LALEHAN : Lalelerin sultanı LAMİA : Parlak, parlayan LATİFE : Yumuşak, hoş,güzel,nazik - Güldüren güzel söz LEMAN : Parlama, parıltı LEMİDE : Parlak, parıldayan LERZAN : Titreyiş, titrek LETAFET : Latiflik, hoşluk - Güzellik LEYLA : Uzun ve karanlık gece LÜTFİYE : İyi muamele, güzellik ve hoşlukla ilgili LÜTUF : İyilik, güzellik, hoşluk - İhsan, bağış MACİDE : Şan ve şeref sahibi MAHİNUR : Ay ışığı - Ay yüzlü güzel MAHMURE : Uyku basmış, yarı baygın göz MAKBULE : Alınan, kabul olunan, beğenilen MANOLYA : Beyaz, güzel kokulu ağaç ve çiçekleri MARAL : Dişi geyik, ceylan, karaca MEDİHA : Övülmeye neden olan MEFHARET : Övünç, övünme, kıvanç MEFKURE : Ulaşılmak istenilen en yüce amaç MEFTUN : Gönül vermiş, tutkun MEHPARE : Ay parçası MEHTAP : Ay ışığı, Dolunay MEHVEŞ : Ay yüzlü güzel MELAHAT : Güzellik, güzel yüzlülük, yüzünde tatlı ifade olmak MELDA : İnce ve taze vücutlu MELEK : Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık MELİHA : Güzel, Şirin MELİKE : Kadın hükümdar, hükümdarın karısı MELİS : Bal arısı MELİSA : Baklagillerden, kokulu bir bitki MELODİ : Ezgi, müzik parçası MELTEM : Yazın, karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı MENEKŞE : İnce saplı, ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki MENGÜ : Ebedi, ölümsüz MERİÇ : Bulgaristan'la olan sınırımızda bulunan bir nehir MERİH : Dokuz gezegenden biri (Mars) MERVE : Mekke yakınlarında bir dağ MERYEM : Dinine bağlı kadın MESUDE : Mutlu, bahtiyar MISRA : Şiirin bir satırı MİHRİBAN : Seven, şefkatli MİMOZA : İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi MİNE : Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası MİRAY : Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan MUALLA : Makam ve rütbece yüksek olan MUAZZEZ : Saygı uyandıran, kıymetli - İzzet, şeref sahibi MUHTEREM : Saygın, saygıdeğer MUKADDER : Tanrı hükmü, kader, alın yazısı MUKADDES : Kutsal olan , mübarek olan Mukaddes Kutsal olan , mübarek olan MUNİSE : Sıcak kanlı, sevimli MUZAFFER : Zafer kazanan, üstün gelen MÜBERRA : Aklanmış, temize çıkarılmış MÜCELLA : Parlak, cilalanmış MÜESSER : Eser bırakan, eser sahibi MÜGE : İnci çiçeği, MÜJDE : İyi haber, sevinçli haber MÜJGAN : Kirpik MÜKRİME : İkramı bol olan MÜNEVVER : Aydınlatılmış, parlak ışıklı, bilgili MÜNİRE : Işık veren, aydınlatan MÜRÜVVET : Kişilik, şahsiyet, insanlık MÜŞERREF : Onurlandırılmış, şerefli kılınmış MÜYESSER : Kolaylıkla yapılan MÜZEYYEN : Süslü, süslenmiş, bezenmiş |
![]() |
![]() |
![]() |
modern kız çocuğu isimleri / modern kız isimleri anlamları ile beraber |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() modern kız çocuğu isimleri / modern kız isimleri anlamları ile beraberABİDE : Anıt - Değerli eser AÇELYA : Fundagiller familyasından, kokusuz ama güzel renkli çiçek ![]() ADALET : Hak , hakkı gözetmek ![]() ADİLE : Adaletli olan, doğruluktan ayrılmayan ![]() AFET : İnsanlığın önleyemediği büyük doğal felaket AFİFE : Namuslu, iffetli, temiz ve dürüst AFİTAP : Güneş - Çok güzel AFŞAR : Atak, uyumlu, Oğuz boylarından birinin adı (Avşar) AHSEN : En güzel, Çok güzel AHU : Ceylan, karaca, maral - Güzel kadın AJDA : Filiz, sürgün - Üzeri çentik çentik olan şey AKASYA : Küçük sıra yapraklı, süs için yetiştirilen bir ağaç ![]() AKGÜL : Beyaz gül, gül gibi AKGÜN : Aydınlık gün AKİFE : Sebatlı, kararlı - İbadet eden ALARA : Al + ara ![]() ALARCIN : Güzelliğini ateşin kırmızılığından alan ALÇİN : Kırmızı renkli küçük bir kuş türü ALEV : Ateşin çıkardığı yalım ALEYNA : Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan ALİYE : Yüce, yüksek ALTAN : Kızıl Şafak ALTIN : Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken) ANDAÇ : Bir kimseyi hatırlamak için saklanan şey, hatıra ARİFE : Tecrübeli, bilgili, sezgi ve anlayışa sahip ARZU : İstek, özlem eğilim ASENA : Türk Mitolojisinde Ergenekon destanında adı geçen dişi kurt ASİYE : Acılı kadın / Direk ASLI : Kök, köken - Aşık Kerem'in sevgilisi ASLIHAN : Kökeni soylu han soyundan ASRIN : Çağdaş, bu asıra ait olan ASU : Asi, ehlileşmeyen huysuz at - İsyankar ASUDE : Sessiz, sakin dinlendirici ASUMAN : Gök, gök kubbe, sema ASYA : Yeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı AŞKIN : Aşmış, ileri, üstün/ Senin aşkın ATEŞ : Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması ATIFET : Karşılık beklemeden gösterilen sevgi, iyilik sever ATİKE : Özgür - Soylu - Güzel, genç kız AYBEL : Ay gibi dikkat çeken, aya benzeyen güzelliğiyle farkedilen, seçilen AYBEN : Ay gibi ![]() AYBÜKE : Ay gibi parlak, aynı zamanda zeki, akıllı AYCA : Ay gibi parlak ve aydınlık AYCAN : İçi aydınlık AYÇA : Ayın ilk günlerde aldığı biçim, hilal AYÇİN : Ayçın, ay gibi, aya benzer AYDA : Dere kıyılarında yetişen bir bitki - Parmakları, endamı güzel kadın AYDAN : Aya benzer ay gibi AYDİL : Güzel, parlak, aydınlık gönül AYFER : Ay ışığı AYGEN : Gönül dostu AYGÜL : Ay gibi güzel ve parlak renkli AYLA : Kadın, eş zevce /Ayın çevresindeki ışıklı daire AYLİN : Ayın çevresinde görülen ışıklı daire AYNUR : Ay gibi ışıklı, pırıl pırıl AYPARE : Ay parçası AYSEL : Ay gibi parlak ve güzel AYSEN : Aydan farksız, ayın yerdeki benzeri, güzel sevimli AYSU : Ay gibi parlak, berrak su AYSUN : Ay gibi güzel ve parlaksın AYŞAN : Şanı ay gibi parlak olan AYŞE : Yaşam, dirlik, AYŞEGÜL : Güleç, güler yüzlü AYŞEM : Ay ışığı AYŞEN : Ay gibi neşeli, parlak ve aydınlık AYŞENUR : Nur gibi parlak, pırıl pırıl, ay gibi güzel AYŞİN : Ay gibi, aya benzeyen AYTAÇ : Ay gibi taçlı AYTEN : Ay gibi beyaz tenli AYTÜL : Tül gibi şeffaf ve ince ay ışığı gibi parlak AZİME : Azmeden, yapmak için kesin kararlı / iri, kemikli yapılı AZİZE : Kutsal, ermiş kadın - Sevgi hitabı AZMİYE : Niyetli, kararlı AZRA : Bakire, el değmemiş BAHAR : Doğanın canlandığı mevsim BAHRİYE : Donanma ve denizle ilgili BALCA : Bal damlası, bal gibi BALIM : Tatlım - Çok sevgili, samimi arkadaş BANU : Ev kadını , bayan BARAN : Yağmur BAŞAK : Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım BAŞAR : Başarılı ol anlamında BEDİA : Güzellik, üstün değerli olan BEDİHE : Başlangıç - Güzel söz BEDRİYE : Ayın on dördüncü geceki haliyle ilgili BEGÜM : Saygıdeğer kadın, hanımefendi - Hint prenseslerine verilen san BEHİCE : Şen güler yüzlü BEHİRE : Güzel, asil BEHİYE : Güzel ve alımlı kadın BELGİN : Açık ![]() BELİN : Şaşkınlık, hayret BELKIS : Yunanca asıllı olup Arapçaya geçen tarihi bir isim BELMA : Sakin, yumuşak BENAN : Parmakla gösterilecek kadar güzel BENGİ : Sonsuz, sonsuzluk BENGİSU : İnsana ölmezlik verdiğine inanılan su / Abıhayat BENGÜ : Sonu olmayan, ebedi BENGÜL : Üzerinde benekler bulunan gül BENİAN : Beni-an ![]() BENSU : Su gibi aziz benlik BERAY : Ayın en ışıltılı, en parlak hali BERFİN : Kar toplayan BERİA : Güzellik ve olgunlukta akranlarından üstün olan BERİL : Mücevher olarak da kullanılan bir tür maden BERİN : Manen çok yüksek BERNA : Genç, delikanlı BERRA : Bereketli olan BERRAK : Temiz, saf, arınmış BERRİN : Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı BERŞAN : Bir peygamberin din ve kitabını kabul eden BESTE : Ezgilerin özgün dizimi, BESTEGÜL : Gül demeti BETİGÜN : Beti:Yüz (Bet benizdeki gibi) Gün: Aydınlık, Aydınlık yüz BETİL : Temiz, iffetli BETÜL : Ayrı kök salmış fidan - Hz ![]() BEYHAN : Bey soyundan BEYZA : En beyaz, en ak - Günahtan kaçınmış BİHTER : En iyi BİKE / BİKEM : Kadın, hanım BİLGE : Çok bilen ve bildiklerini başkalarının yararına sunan BİLLUR : Pek duru ve temiz cam BİLUN : Yarım Ay BİNGÜL : Bin gülün güzelliğinde BİNNAZ : Çok nazlı BİNNUR : Çok nurlu BİRCAN : Herkesçe sevilen, candan BİRCE: Biricik, bir tane BİRGÜL : Tek ve benzersiz gül BİRİCİK : Tek, bir tane, emsalsiz BİRSEN : Yalnız Sen anlamında BİRSU : Özel bir su biricik su gibi BUCAK : Genellikle, geniş verimli bakımlı alanlara verilen ad (Köşe bucaktaki anlamı gibi) BUKET : Çiçek demeti BURCU : Güzel ve etkileyici kokunun salgılanışı BURÇAK : Tohumları kullanılan bir bitki türü BURÇİN : Dişi geyik BUSE : Öpmek, öpüşmek, öpücük BÜŞRA : İyi haber CAHİDE : Çalışan, çaba gösteren CANAN : Sevgili, yar CANDAN : Yürekten, içten CANEL : İçten CANKAT : Yaşamına can ekle, sevinçle dol CANSEL : Cana dair, canla ilgili CANSIN : İçten, gönüldensin CANSU : Cana benzer değerde CAVİDAN : Ebedi, sonsuz CELİLE : Büyük, ulu CEMİLE : Hoşa giden davranış CEMRE : Önce havada, sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi CENNET : Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer CEREN : Ceylan, ahu CEVHER : Bir şeyin özü - Güç, enerji - Değerli taşlar CEVRİYE : Eziyet, cefa, sıkıntı CEYDA : Yararlı, herkese iyilik yapan CEYLA : Farsça kökenli bir kelime insan soyu demek ![]() ![]() CEYLAN : Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan CEYLİN : Farsça kökenli ![]() CİHAN : Evren, alem CİHANNUR : Alemi aydınlatan nurlu ışık CİLVENAZ : Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı bir arada bulunduran ÇAĞLA : Badem, erik ve Kayısı gibi meyvelerin ham hali ÇAĞLAYAN: Şelale ÇAĞRI : Davet ÇİÇEK : Bitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü ÇİĞDEM : Zambakgillerden bir tür kır bitkisi ÇİLAY : Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler ÇİLER : Güzel öten, güzel ötüşlü ÇİSEM : Çiseleyen yağmur ÇOLPAN : Gözleri uzağı iyi gören DAMLA : Bir sıvının küçük parçacığı DEFNE : Yaprakları güzel kokulu, yaz kış yeşil olan bir ağaç türü DELFİN : Yunus balığı DEMET : Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek DENİZ : Yeryüzünün 3/4'ünü oluşturan tuzlu su tabakası DEREN : Derleyen, toplayan DERİN : Yüzeyi, tabanından uzak olan DERYA : Deniz, çok bol, gönül DESTAN : Kahramanlık olaylarını konu alan şiir DESTE : Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin bir arada bağlanması DEVRAN : Talih, kader DİBA : Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü DİCLE : Güneydoğu bölgemizde bir nehir DİCLEHAN : Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim DİDE : Göz (Arapça) DİDEM : Gözüm DİLAN : Gönül dostu, gönüldaş DİLARA : Gönül alıcı, sevgili DİLAY : Gönlü ay gibi parlak, ışıklı olan DİLBERAN : Dilberler, güzeller DİLBERAY : Ay gibi güzel kadın DİLDAR : Birinin gönlünü almış, sevgili DİLEK : İstek, arzu DİLER : İsteyen, dileyen DİLHAN : İçten, samimi söylenen DİLRUBA : Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan DİLŞAD : Gönlü hoş DOLUNAY : Ayın tam olarak görünen biçimi, DÖNDÜ : Henüz evlenmemiş kız DURU : Saf, berrak DUYGU : His, gönülde uyanan yankı ya da tepki DÜNYA : Yeryüzü DÜRDANE : İnci tanesi DÜRRİYE : İnci gibi parlayan EBRU : Hare gibi dalgalı kumaş ECE : Ulu / İleri gelen ECEHAN : Yönetici konumundaki ece,kraliçe ECEM : Kraliçem, benim sultanım EDA : Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali EDİBE : Edepli, terbiyeli - Edebiyatla uğraşan, yazar EDİS : Benzerlerinden üstün, yüce EFSER : Taç EFTALYA : Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan EGE : Bir çocuğu koruyan, ondan sorumlu olan - Bir deniz EKİM : Ekme, yetiştirme - Yılın onuncu ayı EKİN : Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür ELA : Sarıya çalar kestane rengi ELÇİN : Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne ELİF : Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız ELMAS : Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş ELVAN : Renkli, renk renk / güzel kokuların yayılması EMEL : Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey EMİNE : Güvenilir, inanılır kimse ENGİN : Uçsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bölümü ENİSE : Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş ERDEN : Bakire - El sürülmemiş yer ERGÜL : Erler içinde seçkinleşen, erlerin gülü ERTAÇ : Erkeklerin baş tacı olmuş güzel ESEN : Sağ salim, rahat, mutlu sağlıklı ESER : Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt ESİN : Rüzgar / İlham /İçe doğan duygu ve düşünce ESMA : Adlar , isimler ESMERAY : Ay güzelliğinde esmerlik ESRA : Arapça seri kelimesinden (ard arda sıralanan)'den esra EVREN : Var olan şeylerin tümü - Felek, cihan EVRİM : Değişim ve gelişmeler dizisi EVŞEN : Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir EYLEM : Değişiklik doğuran davranış, iş EYLÜL : Yılın 30 gün süren 9 ![]() EYŞAN : Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü EZGİ : Belli bir kuralla yaratılan, duygu meydana getiren ses dizisi, şarkı, türkü EZRA : Sözü, konuşması düzgün |
![]() |
![]() |
|