06-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Unutulmaya Yüz Tutmuş Çocuk Oyunları / Unutulmaya Yüz Tutmuş Çocuk Oyunları hakkında
EDE EDE GÖNDÜRE
Yaz mevsiminin sıcak ve kurak geçtiği günlerde oynanan bir oyundur Buğdayların sararmaya, fasulye sırıklarının ve mısırların güneşe boyun eğmeye başladıkları günlerde, çocuklar düz, genişçe ve iki metre civarında bir tahta temin ederek; üzerine daire şeklinde çamurdan bir yuva yaparlar İçi su ile doldurulduktan sonra dereden bir kurbağa yakalanarak bu yuvanın içine yerleştirilir ve ağzı taş bir kapakla kapatılır Sonra çocuklar tahtayı omuzlarına alarak ev ev dolaşmaya başlarlar Bir yandan da aşağıdaki tekerlemeyi hep bir ağızdan avaz avaz bağırarak söylerler:
“Ede ede göndüre,
Dam üstünde boyunduruk,
Susuzluktan bayıldık
Teknede hamur,
Tarlada çamur,
Ver Allah’ım ver!
Sicim gibi yağmur”
Her evin önünden geçerkençıkartma (balkon)danüzerlerine su dökülür Çocuklar ıslanmamak için tahtanın altına sığınmaya çalışırlar Uğranılan her evden yumurta ve yağ alınır
Köydeki veya mahalledeki her ev ziyaret edildikten sonra istikamet dere kenarıdır Kurbağayı özgürlüğüne kavuşturan çocuklar deredeki gölcüklerde doyasıya “suya yunduktan” sonra topladıkları yumurtaları pişirerek afiyetle yerler
YEDİ KAYA OYUNU
Oyunun malzemesi yumruk büyüklüğünde bir top ve etrafı kırılarak daire şekline getirilmiş yedi adet küçük kayadır Bu oyunda kullanılan top, eski bir çorap içine kumaş parçaları doldurularak yapılır
Oyuna katılacak çocuklar eşit şekilde iki gruba ayrıldıktan sonra oyuna önce hangi tarafın başlayacağını belirlemek için sayışma yapılır Bu yörede en yaygın olarak söylenen sayışma tekerlemesi şöyledir:
“Birem birem
İkem ikem
Demir diken
Ayna kuran
Zurna çalan
Halp hulp
Altın top
Bundan başka
Oyun yok
Çıt mıt
Nerden geldin
Ordan çık ”
Sayışmayı kazanan taraf oyuna başlar Yedi adet kaya parçası yüksekçe bir yere üst üste dizilir Beş adım sayılarak uzaklaşılan mesafeye bir çizgi çizilir Sayışmayı kazanan taraf bu çizginin ardından topla atış yaparak kayaları devirmeye çalışır Gruptaki çocuklardan hiç kimse bunu başaramazsa atış sırası diğer gruba geçer Taşları devirmeyi başardıklarında ise oradan hızla uzaklaşırlar Diğer grubun lideri taşların dağıldığı yerden topu fırlatarak rakip oyuncuları vurmaya (yakmaya) çalışırken oyun arkadaşları da en kısa süre içinde topu tekrar ona ulaştırmanın mücadelesini verirler Vurulan (yanan) oyuncu oyun dışında kalır Yanmayanlarsa top geri dönene kadar hızla gelip devirdikleri kayaları yeniden dizmeye çalışırlar
Ekibin tamamı yanmadan dizme işlemini tamamlayabilirlerse bir oyun kazanmış olurlar Taşları hiç kimse deviremezse veya devirdikten sonra tekrar dizmeyi başaramadan ekibin tamamı yanarsa oyun hakkı diğer gruba geçer ve oyun böylece devam edip gider
ÇELİK ÇOMAK OYUNU
İki kişi ile veya iki grup oluşturularak oynanan bir oyundur Engül denilen bir metre uzunluğunda bir sopa ile bilik denilen yirmi cm uzunluğundaki bir çubuk bu oyunun araçlarıdır
Önce yere büyükçe bir daire çizilir, sonra oyuna önce kimin başlayacağını belirlemek için sayışma yapılır Oyuna önce başlama hakkını kazanan oyuncu biliği havaya atıp yere düşmeden engülle vurarak uzaklara fırlatır Diğer oyuncu biliği düştüğü yerden alıp eliyle fırlatarak dairenin içine sokmaya çalışır Dairenin yanındaki oyuncu ise engülle vurarak biliği daireye sokmamaya, uzaklaştırmaya çabalar Uzaklaştırdığında ise daire ile bilik arasını engülle ölçer
Oyun önçesinde kararlaştırılan sayı hedefine önce ulaşan oyuncu oyunu kazanır Oyuncu engülle biliğe vurup fırlatamazsa (ıskalarsa) ve diğer oyuncu geri fırlattığı zaman bilik dairenin içine düşürse oyun el değiştirir
KİBRİT (HIRSIZ-JANDARMA) OYUNU
Her ne kadar uzun kış gecelerinde oynanan bir çocuk oyunu olsa da çoğu zaman büyükler de bu oyuna katılmadan duramazlar
Oyun için bir masa (bu çoğunlukla yufka açmakta kullanılan sofradır), bir kutu kibrit ve en az dört oyuncu gereklidir Masanın etrafına oturan oyuncular, kenarı boşa çıkacak şekilde masaya konulan kibrit kutusuna alttan vurarak havaya fırlatırlar
Kutu masaya düştüğünde dik tarafı üzerine durursa atan kişi hâkim ünvanını alır Yan tarafı üzerine dik durursa o kişi jandarma görevini üstlenir Düz kısmının bir tarafı davacı, diğer tarafı suçlu olarak belirlenir Oyunculardan biri suçlu tarafı attığında jandarma onu hemen elinden yakalar ve hâkime“suçüstü yakaladım” der Davacı da şikâyetini dile getirir
Suçun ehemmiyetine göre hâkim bir cezaya hükmeder Bu ceza genellikle, ceviz kırarak oyunculara ikram etmek ve patates haşlayıp sofra kurmak şeklindedir
TOT OYUNU
Genellikle erkek çocukları arasında oynanan, biraz sertlik ve güç gerektiren bir oyundur
Her oyuncu kendine yemek tabağı büyüklüğünde bir taş bulur Sonra, irice bir muma benzeyen ve adına “tot” denilen bir taş, düz bir kaya üzerine dikilir Buradan beş adım uzaklıktaki bir noktaya çizgi çekilir Bütün oyuncular çizginin arkasından ellerindeki kaya parçası ile atış yaparak totu yıkmaya çalışırlar Totu yıkmayı başaran oyuncu devrilme mesafesi ile dikilme mesafesi arasındaki uzaklığı ayağı ile ölçer Bu ölçme işlemi esnasında -her ayağa bir kelime denk gelecek şekilde- şu sayma tekerlemesi söylenir:
Nal mıh
Kaysı saysi
40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49
Ne topuz?
Yaman topuz
Yarım elma, bütün elma
Harul hurul
Çık da gel kurtul
Bu saymayı önce tamamlayan oyuncu oyunu kazanır Bu oyunu oynarken dikkatli olmak gerektiğini hatırlatmakta fayda var Oyuncular ellerindeki taşlarla dikkatsiz atış yaptıklarında birbirlerini incitebilirler
|
|
|