Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dizilerdeki, isimler, tesadüfmü

Dizilerdeki İsimler Tesadüfmü?

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dizilerdeki İsimler Tesadüfmü?




“% 99’u Müslüman olan memleketimizde Müslüman kesimin zihninde dinî bir anlam ifade eden kutsal isimlerin tüm Türkiye’nin seyrettiği dizilerde küçük büyük herkesin beynine kötü imajlar kullanılarak gerçek mânâları dışında kötü bir biçimde yerleştirilmektedir Bunun tesadüf olduğunu söylemek saflık olur Bu dizilerin yapımcıları ve arkalarındaki güçler yetkililerce incelenmelidir Bu şekildeki farklı dizilerin birçoğunun yayınlandığı kanalın ortak adresinin ATV oluşu da dikkate değerdir

“Gafur: Kelime anlamı olarak, bağışlamada, merhamette sınır tanımayan anlamına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biridir Çarşamba günleri ATV’de yayınlanan Avrupa Yakası dizisinde psikopat, elinde bıçakla dolaşan, kendisinden her türlü kötülük beklenebilen, cinsel sapkınlıklar sergileyen, özürlü giyinen, komşunun karısına göz dikmiş tipleme

“Burhan: Sağlam delil mânâsına gelmekte olup Kur’ân-ı Kerim’in isimlerinden biridir Avrupa Yakası dizisinde ise psikopat, aptal, cinsel sapkınlıklar sergileyen, dedikoducu, salak tiplerden birinin adı

“Tacettin: Dinin tacı anlamına gelmekte olup Avrupa Yakası dizisinde en şapşal, salak, beyinsiz, herkesin arkasından dalga geçtiği, kolay işletilebilen cahil karakterin adı

“Aziz: En yüce, en üstün anlamına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biridir Aziz isimli karakter ise ATV’de yayınlanan Beyaz Gelincik dizisinde kadın pazarlayan, psikopat, katil, başkasının karısına göz dikmiş, aşağılık dizi karakterinin adı…

“Kadir: Her şeye gücü yeten mânâsına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biridir ATV’de yayınlanan En Son Babalar Duyar adlı dizide sahtekâr, yalancı, para için her türlü dalavereyi çevirebilen başrol oyuncusu…

“Amil: Amel eden, ibadet eden, iş ve aksiyon sahibi anlamına gelmekte olup Peygamberimiz’in isimleri arasında yer almaktadır Hayat Bilgisi adlı dizide ise aklı fikri para, sahtekâr, yalancı bir okul müdürünü canlandırmaktadır

“Mennan: Çok ihsan eden, lütufta bulunan anlamına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biridir Hayat Bilgisi adlı dizide ise üçkâğıtçı, düzenbaz, uyanık, yalancı, ikiyüzlü okul hizmetlisinin adıdır Dizide, müdür, “Mennan gel lan buraya hayvan” demekte, Allah’ın bu güzel isminin böyle aşağılayıcı bir cümlede kullanılması kesinlikle kabul edilebilir değildir

“Bu isimler toplumumuzda “Allah’ın kulu” mânâsına gelen Abdülkadir, Abdülmennan, Abdülaziz şeklinde kullanılırken veya kullanılması gerekirken bu dizilerde Abdül kısmının çıkarılıp direkt olarak Allah’ın 99 isminden biri olarak kullanılmaktadır Dizilerde öne çıkarılan, imrendirilen isimlerin neden yukarıda bahsedilen isimler gibi olmadığı da bir başka soru işaretini aklımıza getirmektedir

“Bu milletin başına ne geldi ise, bananecilikten geldi Dilerim sizler milletine ve değerlerine sahip çıkanlardan olursunuz Saygılar
Hababam Sınıfı zannımca piyasaya bilinçsiz sokulan bir ürün değil Son zamanlarda bunlara nostalji duyguları yüklenmeye çalışılsa da pek masum olmadığı bilinçli insanlar tarafından rahat bir şekilde fark ediliyor Bu filmlerin yönlendirici etkilerinin fazlasıyla gerçekleştiği kanaatindeyim
Kemal Sunal filimlerine gelince, bariz bir şekilde "din"e uzanan bie el, dil vardır Ramazan, Recep, Şaban isimlerine özellikle komik, saf, haşera rollerin yüklenmesiyle, bu isimlerin mübarek ayları oluşturması bir tesadüf olamaz
Üçkağıtçı, fitne, düzenbaz hacı-hoca rolleriyle toplum üzerinde suni bir kanaat oluşturulmaya çalışılmıştır
Talha Can

Hababam Sınıfı




Rıfat Ilgaz'ın sinemaya aktarılan eseri Hababam Sınıfı, Türkiye'de hakim olan 'eğitim' algısını çok net bir şekilde yansıtan öğelerle dolu Eğitim sistemimiz hakkında sürekli aynı şeylerden şikayet edilmesine rağmen, değişim konusunda sağlıklı adımlar atılamıyor olmasının nedeni de, söz konusu algının aslında farkında bile olmamamızdan kaynaklanıyor Yirmili yaşlarına gelmiş olmalarına rağmen hala liseye devam eden bir grup öğrencinin, 'Akşam sefası bitkisinin kalıtım şeması', 'Akdeniz Bölgesinin en büyük geçiti' gibi tamamen ansiklopedik olan data ve enformasyonu ezberlemedikleri için sınıfta kalıyor olmaları, lise mezunu olmanın aslında ne anlama geldiği konusunda epey fikir verici mahiyette

Bilgi kavramından anlaşılan, ansiklopedilerde zaten yazılı olan şeyleri hıfzetme olunca da, 'Liselerarası Bilgi Yarışması'nda da 'Bir mil kaç metredir?' gibi sorular sorulmasına şaşırmamak gerekli Bu durum, sadece bu tür yarışmaları kazanmayı (ya da kaybetmeyi) değil, milli eğitim zihniyetinin verdiği diplomaları da anlamsız hale getiriyor Türk eğitim sistemi daha çok ezberci (ve dolayısıyla bilgi üretmeye uzak olan) yapısı nedeniyle eleştiriliyor olsa da, sorun elbette bununla sınırlı değil Öğrencilerin ve öğretmenlerin pek çok davranışı, okulda çarpık algılar ve etik kodları üzerine bina edilmiş tuhaf bir kültürün hakim olduğu anlamına geliyor ki, aslında bu durumu okulun da dışına çıkarak toplumun anlayışıyla ilişkilendirmek mümkün
Öğrencilerin kendi aralarındaki ilişkileri, birbirleriyle alay etmeye dayalı bir samimiyet(!) anlayışıyla şekilleniyor Hababam Sınıfı'nı izleyiciler nezdinde sevimli kılan da, bu görünüş itibariyle samimi ortamda gerçekleştirdikleri haylazlıklar Ancak film içerisinde kimi kabul edilemez davranışların bu alaylı samimiyet duygusu içerisinde eritilerek meşru ve sevimli kılınmaya çalışıldığı da bir gerçek Örneğin böyle bir samimiyet, Şaban'ın memleketinden gelen yiyecekleri arkadaşlarıyla paylaşmayıp gözleri önünde yemesine engel olmadığı gibi, arkadaşlarının buna tepki olarak dolabını açıp leblebilerini çalmaları da aynı samimiyet duygusu içerisinde değerlendirilebiliyor Dikkat edilecek olursa, insanları birbirine yaklaştıran değil, ilişkilerini bayağılaştıran bir samimiyet bu
Öğrencilerin kendi içlerindeki ilişkilerindeki laçkalığı mazur gösteren yalancı samimiyet duygusu, içlerinden birine yapılacak bir fedakarlık adına başkalarına karşı zorbaca tavırlar almalarına da sözde bir meşruiyet kazandırabiliyor Arkadaşlarının okul taksitini denkleştirebilmek için okuldaki diğer öğrencilerin paralarını (gerektiğinde döverek) gasp etmeleri bu duruma örnek gösterilebilir Mahmut Hoca'nın, okulda gerçekleştirilen gaspın nedenini öğrendiğinde bunu makul bir gerekçe olarak kabul etmesi de yine aynı hakim kültürün etkisi*
Hababam Sınıfı'nda öğrencilerin öğretmenleriyle olan ilişkileri de aynı ölçüde seviyesiz Ancak bu konuda daha çok öğrencilerin sınıfta sergiledikleri alaycı ve seviyesiz tavırlar eleştiri konusu olurken, öğrencileri döven, dövmekteyken de bir yandan 'Eşşek herif', 'Hayvan herif' gibi hakaretler savuran öğretmenlerin, söz konusu ilişkinin bayağılaşmasına olan etkileri genellikle göz ardı ediliyor Bu gibi davranışlarla öğrenciyle anlamsız bir şekilde yüzgöz olan öğretmenlerin, sınıf dışındaki tavırları da pek hoş değil
Birbirlerine 'siz' diye hitap eden öğretmenler, kendileri gibi o okulda çalışan bir insan olan müstahdem hanıma (Adile Naşit) 'sen' diye hitap ediyor ve kendisini 'Yemek biteli yarım saat oldu, nerede kaldı bu kahve?' gibi sözlerle fırçalamakta mahzur görmüyorlar
Öğrencilere 'kopya çektirmem' diyen Mahmut Hoca karakterinin Liselerarası Bilgi Yarışması'nda öğrencilerine mikrofonla kopya vermesi, olayın sonrasında da bunu 'Okulun şerefini kurtarmak için yaptım' gibi hiç de makul olmayan bir gerekçeyle bunu mazur göstermeye çalışması, filmde sergilenen çelişkili davranışlardan sadece bir diğeri
Gaspın, hırsızlığın, sahtekarlığın, tutarsızlığın film boyunca samimiyet, arkadaşlık, şeref gibi kavramların arkasına saklanılarak mazur gösteriliyor olması, bu tür yapımları izleyerek büyüyen körpe dimağların algılarının ne gibi çarpıklıklarla şekillendiği konusunda epey fikir verebilir
Filmin en temel sorunlarından biri de, yaşlı öğretmenlere ciddi ölçüde saygısızlık edilmesi Yaşı nedeniyle gözü iyi seçmeyen, kulağı iyi duymayan insanlar bazen gerçekten komik durumlara düşebiliyor olsalar da, bununla alay edilmesi pek de hoş bir şey değil*
İşin aslına bakılacak olursa, Mahmut Hoca, her haliyle, Cumhuriyet dönemi boyunca hakim kılınmaya çalışılan, adanmışlık duygusuna sahip, tamamen iyi niyetli olan ve görevini ciddi bir içtenlik ve fedakarlıkla yerine getiren öğretmen profilinin tipik bir temsilcisi Ancak adanmışlık, iyi niyet, içtenlik ya da fedakarlık, ne yazık ki vizyonsuzluğun acı sonuçlarını ortadan kaldıramıyor


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.