![]() |
Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Donanması - Donanma-yı HümayunOSMANLI DONANMASI Osmanli denizciliginin temelinde, Anadolu Selçuklu Devleti, Aydinogullari ve Karesi Beyligi gibi komsu devlet ve beyliklerin teknik ve tesirleri bulunmaktadir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli donanmasinin ikinci ciddi çatismasi Çelebi Sultan Mehmed zamaninda meydana gelmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli harp gemileri, Gelibolu ile Istanbul tersanelerinden baska Karadeniz, Marmara ve Akdeniz sahillerindeki birçok iskele ve mevkide yapilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarin, kurulustan itibaren XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Donanması - Donanma-yı HümayunPreveze Deniz Savaşı Sürecinde Türk Denizciliği: Osmanlı Devleti'ne -denizlerdeki üstünlüğünün bir sonucu olarak- dünyanın çeşitli devletlerinden çeşitli gerekçelerle yardım talepleri geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadım Süleyman Paşa da 72 parçadan oluşan Donanma ile 1538 yılında Umman Denizi’ne açılarak Aden’i ele geçirdi ve leventleriyle Hindistan’a gidip Portekizliler'le mücadeleye girişti ![]() ![]() ![]() Preveze zaferinden bir yıl sonra Barbaros'un yardımcısı Hasan Reis ile Turgut Reis, Nova Kalesi'ni alarak Venedik'i barış yapmaya zorladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransa'ya Donanma Yardımı: İspanya'nın Avrupa'daki en büyük iki rakibinden biri olan Fransa, baş edemediği İspanya kuvvetlerine karşı Osmanlı Devleti'nden yardım talep edince 150 gemilik dev bir Osmanlı Filosu Fransa Seferi'ne gönderildi ![]() ![]() ![]() "Ben ki Sultanlar Sultanı, Hakanlar Hakanı, Hükümdarlara taç veren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah tarafından bu işle görevlendirilen Barbaros Hayreddin Paşa toplam mürettebatı 30 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Donanması - Donanma-yı HümayunAnadolu Beylikleri'nde Denizcilik ve İlk Türk Donanması: Medeniyetler'in buluşma havzası olan Akdeniz’e hakimiyet; cihangirlik davasının başlıca unsurlarından biriydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğuz Türkleri'nin Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etmeleri ve küçük Asya’da yerleşmeleri ile birlikte Türkler denizlerle ilk kez tanışmış, böylece açık denizlere doğru yelken açmaya, karşılarına ilk kez çıkan ve sonsuzluğu çağrıştıran bu uçsuz bucaksız mavi suların gizemli dünyasını adım adım keşfetmeye başlamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çaka Bey, Selçuklu Ordusu'nun gözü pek, akıncı liderlerinden birisi olarak, Türkler'in savaşa savaşa Batı’ya yönelik ilerlemeleri sürecinde, 1078 yılında Bizans’a esir düşmüş ve İstanbul’a gönderilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk Deniz Savaşı ve Koyun Adaları Zaferi: Çaka Bey'in komutasındaki Türk Donanması 17 çektiri ve 33 yelkenliden oluşan donanma gücü ile 1090 yılının Mayıs ayı başlarında İzmir’den Ege’ye açıldı ![]() ![]() ![]() 19 Mayıs 1090 tarihinde öğle üzeri her iki donanma, Koyun Adaları yakınlarında karşı karşıya geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Donanması’nın ilk deniz savaşı olan ve tarihe "Koyun Adaları Savaşı" adıyla geçen 19 Mayıs 1090 tarihli deniz savaşı Türk Donanması'nın büyük zaferiyle sonuçlandı ![]() ![]() ![]() 13 ve 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu Uç Beylikler, (Karesioğulları, Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Candaroğulları) Moğol istilasıyla hızını kaybeden Türk Denizciliği’nin gelişim sürecine yeni bir ivme ve yeni bir heyecan kazandırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Kuruluş Dönemi Türk Denizciliği: Yeni kurulmakta olan Osmanlı Beyliği de ufkunu denizlere çevirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Beyliği, Doğu Marmara’da kesin bir hakimiyet sağlayınca, deniz gücünün kurumsallaşması için gerekli çalışmaları başlatmıştır ![]() ![]() Donanma hiyerarşik bir sistemle teşkilatlandırılarak, Donanma Komutanı’na "Derya Beyi" ünvanı verilmiştir ![]() ![]() Karamürsel’in fethinden sonra 1334 yılında Gemlik, 1337 yılında ise İzmit alınmış; böylelikle 1353 yılında Osmanlılar'ın Rumeli’ye geçişinde büyük kolaylık sağlanmıştır ![]() ![]() İstanbul'un Fethi ve Fatih-Yavuz Dönemi Türk Denizciliği: Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu genişledikçe, Anadolu’daki Türk Beylikleri’nin etkileri kaybolmuş ve bu beylikler Fatih Sultan Mehmet (1451-1481) döneminde tamamen İmparatorluk sınırlarına dahil olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Donanması, İstanbul’un fethi’nden sonra atağa kalkmış ve Türk Denizciliği, tarihinin en parlak dönemine girmiştir ![]() ![]() Bu konuda Katip Çelebi’nin yapmış olduğu değerlendirme, deniz stratejisi açısından tarihi belge niteliği taşımakta ve dönemin devlet adamlarının ileri görüşünü ve jeopolitik dehasını ortaya koymaktadır: "Gizli değildir ki bu Osmanlı Devleti’nin en büyük dayanağı olup şanına iş güç edinip, önem verilmek ön sırada bulunan deniz işleridir ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet'in 1453 baharında gemileri karadan yürüterek İstanbul’u fethetmesi aslında Osmanlı Devleti’nin stratejik açıdan Deniz Kuvvetleri'ne verdiği önemin de bir göstergesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet’in 1455 yılında Kasımpaşa’da kurmuş olduğu İstanbul Tersanesi (Tersane-i Amire) uzun yıllar dünyanın en büyük tersanelerinden birisi olarak tüm yabancı ülkelerin hayranlığını kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Piri Reis'in Dünya Denizcilik Tarihi’ne diğer bir hediyesi de 1521 ve 1525 yıllarında iki kez yayınladığı ünlü, "Kitab-ı Bahriye" adlı kılavuz kitabıdır ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethetmesi ile Kızıldeniz ve Hint Okyanusu da Türk Denizciliği'nin ilgi alanına girmiştir ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim denizlerde büyük bir güç olmadan Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da tutunamayacağını bildiğinden Veziri Piri Mehmet Paşa'ya şu emri vermiştir: "Hristiyan ülkeler denizi gemilerle örtüyor ve benim sularımda Papa’nın, Fransa ve İspanya Kralları’nın sancakları dalgalanıyorsa bunun sebebi senin tembelliğin ve benim de hoşgörümdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu söz, artık kabına sığmayan ve bütün dünyayı ilgi alanına almış bir Devlet'in denizcilik alanındaki fikri alt yapısının gelişmesinde ve çok güçlü bir deniz gücü oluşturulmasında kilit rol oynamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Türk Denizciliği: Kanuni Sultan Süleyman, Belgrad’ı fethettikten sonra Rodos’u da almaya karar verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sırada, 4 Eylül günü, İleki Adası'nın Kara Mahmud Reis tarafından zaptı haberi geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teslim şartları arasında; şövalyelerin eşya ve top dışındaki silahlarını alıp, on gün içinde Rodos’tan ayrılmaları; bu günler zarfında şehirdeki istihkâmların 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 Ocak günü Aydın, Midilli, Karasi, Menteşe, Saruhan sancakbeylerine, Anadolu Beylerbeyi Kasım Paşanın nezaretinde Rodos’taki inşaat, imar ve iskân işleri bitinceye kadar adada kalmalarını emredip, İstanbul’a döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros'un Kaptan-ı Deryalığı: Barbaros'un Osmanlı Devleti'nin Kaptan-ı Derya’lığına atanması İspanya'da büyük korkuya sebep oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanuni Sultan Süleyman'ın Barbaros'u İstanbul'a çağıran emri Cezayir'e ulaşınca 3 gün büyük ziyafetler veren Barbaros Cezayir'den İstanbul'a hareket etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Denizciliği'nin Yavuz Sultan Selim'le başlayan atılım yüzyılı Kanuni Sultan Süleyman döneminde doruğa ulaşmış ve bütün dünyadaki rakiplerine kök söktürerek Akdeniz'den Ege'ye, Karadeniz'den Manş Denizi'ne, Kızıl Deniz'den Hindistan'a, Endonezya'dan Atlas Okyanusu'na kadar her yerde boy göstermiştir ![]() Denizcilikte elde edilen bu başarılarda Osmanlı Devleti'nin birçok liman şehrine kurduğu çok sayıdaki tersanelerin de büyük rolü vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Donanması - Donanma-yı HümayunÜnlü Osmanlı Denizcileri Oruç ve Hızır Reisler Bu iki kardeş aslen Ocakzâde yani babası ve ceddi tımarlı sipahi olan bir TürkFatih Sultan Mehmet zamanında Cenevizli bir âilenin elinden Midilli adası alınmış ve oraya tayin edilen tımarlı sipahiler arasında Oruç ve Hızır'ın babaları Yakup adındaki sipahi de bulunmuştu ![]() ![]() ![]() Oruç Reis'in Maceraları ![]() Bunlardan Oruç Reis Anadolu, Suriye ve Mısır sahilleri tarafından Hızır Reis ise Ege denizi ve Selanik sahillerinde faaliyete geçmişlerdi; bunların seferlerinin birinde Şam Trablusundan dönmekte olan Oruç, bir Rodos şövalyeleri gemisinin taarruzuna uğrayarak mücadele neticesinde kardeşi İlyas şehit ve kendisi yaralanarak esir olup şövalyelerin elindeki Bodrum kalesinde hapsedilmiş ve bir müddet sonra kardeşi Hızır Reis'in gayretiyle esirlikten kurtulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Oruç ve Hızır Reislerin Afrika sahillerindeki faaliyetleri ![]() Oruç Reis bundan sonra Garp Trablusu ile Afrika sahilleri arasında bulunan Gabis körfezindeki Cerbe adasına gelerek kardeşi Hızır Reis ile birleşip orasını kendisine merkez yapmıştır (916 H ![]() ![]() ![]() Afrika Sahilindeki Üs Temini ![]() Bundan sonra iki kardeş beraberce deizciliğe de başlamışlar ve Oruç Reis, kardeşine nisbetle daha tecrübeli olduğundan başkanlık ona verilmiş ve Türk leventlerinin Baba Oruç dedikleri bu değerli denizci bu suretle küçük bir filo kumandanı olarak daha geniş surette çalışmaya başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki Türk denizcisinin Afrikadaki mühim rolü ![]() Afrika sahillerindeki İslâm devletlerinin inhitatı Afrika ile karşı karşıya olan İspanya krallığını buralarda bazı yerleri zabta sevk etmişti ![]() ![]() ![]() Cezair'in işgali ve Oruç Reis'in hükümdarlığı ![]() Cezayir'in Oruç ve Hızır Reisler tarafından işgali mühim bir hâdise oldu; burada bulunan İspanyollar Cezayir'in karşısındaki Penon adasına iltica ederek derhal Şarlken'den yardım istediler; o tarihte henüz İspanya kralı bulunan Şarlken Cezayir'e, bir donanma gönderdiyse de Oruç Reis'i buradan çıkaramadılar ![]() ![]() ![]() ![]() Oruç Reis'in ölümü ![]() Oruç Reis Telemsan'da kalarak burayı müdafaa etti; fakat İspanyolların şiddetli muhasarası ve yerli ahalinin yardımı üzerine yedi ay müdafaadan sonra Cezayir'e dönmek üzere düşman muhasarasını yarıp dışarı çıktığı esnada iki yerinden vurularak şehit düştü (924 H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızır Reis'in Cezayir sultanlığı ![]() Baba Oruç'un şehadetinden sonra Frenklerin bu ismin muharrefi olarak söyledikleri Barbaros adı Hızır Reis'e de verildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızır Reis'in Osmanlılara müracatı ![]() Yavuz Sultan Selim bu müracaattan memnun olarak Cezayir sultanı, Hayreddin Hızır Reis'e bir hayli harp ve gemi levazımı gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() Hayrettin'in Cezayirden ayrılıp tekrar burayı işgali ![]() Bundan sonra Tunus hükümdarlarının teşvikiyle isyan eden İbnü'l Kadı mağlup edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Emir Hayreddin'in Andrea Dorya ile ilk mücadeleleri ![]() 1516 senesinde ve Oruç Reis zamanında Cezayir işgal edildiği halde şehrin önünde İspanyollara ait olup elde edilemeyen Penon veya mücadeleleri Adakaleyi Barbaros, 936 H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızır Reis'in Endülüs Müslümanlarını Afrika Sahiline nakli ![]() Barbaros bundan sonra Telemsan hükümdarı ile uğraşırken Andrea Dorya da bir donanma ile Mora sahillerine gitmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros'un Osmanlı Devleti Hizmetine Çağrılması ![]() Osmanlı ordusu Anadolu seferinde iken Andrea Dorya, Mora sahillerine hücum ile Koron kalesine baskın yapıp hile ve Rumlarla Arnavutların hıyanetiyle 1532 Ağustosunda burayı işgal etmiş ve daha sonra Patras ile İnebahtı'yı da almıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros'un İstanbul'a Nakli ![]() Barbaros, Cezayir'de îcabeden tertibatı aldıktan sonra yerme oğulluğu olan Hadım Hasan Ağa'yı vekil ve Ramazan Çelebi ile Hacı isminde birini ona müşavir bırakarak 1532 Ağustos ortalarında (939 Muharrem) on çektiriden mürekkep bir filo ile denize çıktı; deniz yolunda rastladığı Deli Yusuf kumandasındaki on altı çektiriyi de beraberine alıp Sardunya ile Korsika adaları arasındaki Bonifaçyo boğazından geçip Sicilya adasına buğday götüren on sekiz gemiyi zabt ile yükünü ve mürettebatını aldıktan sonra gemileri ateşledi; bu muharebede Deli Yusuf şehit düşmüş ve ele geçen esirlerden Andrea Dorya'nın elli parça gemi ile Korona gittiği öğrenilmiş ve sür'atle hareket olunup Preveze'ye gelindiği zaman Andrea Dorya'nın altı gün evvel İtalya'ya kaçtığı haber alınmıştı ![]() Barbaros Hayreddin'in Beylerbeylikte Kaptan-ı Derya Olması ![]() Barbaros, Preveze'den kırk dört gemi ile yola çıkıp içlerinden yirmi beş tanesi Cezayir'e yollanıp kendisi on dokuz gemi ile Koron kalesine geldi; orada kaptan Kemankeş Ahmet Bey ile buluşarak beraberce İstanbul'a gelip Ahmed Bey'in Atmeydanı'ndaki konağına misafir oldu (1533) ![]() ![]() ![]() Turgut Nasıl Yetişti ![]() Muğla'nın Serdaloz nahiyesi köylerinden birinde Veli adında bir köylünün oğlu olan Turgutça, gençliğinde ziraatle meşgul olmayarak ok atmak ve pehlivanlık etmek gibi spor hareketleriyle vakit geçirmiş ve sonra Ege mıntakasında âdet olduğu üzere gönüllü olarak bir Türk korsan (Levent) gemisine yazılmış ve orada iyice yetiştikten sonra kendi hesabına bir levent gemisi donatarak ona reis olmuştur ![]() ![]() Turgut Reis'in Esir Olması ![]() Turgut Reis 1540'ta Korsika adasında gemilerini yağlarken İspanyolların bir baskınına uğrayıp, kendisini toplamaya meydan kalmadan Türklerin Oğlan Kaptan dedikleri Janetino Dorya'nın adamları tarafından esir edilmiş ve bu kaptan tarafından hediye olarak amcası meşhur Andrea Dorya'ya verilmiştir ![]() ![]() ![]() Turgut'un Tekrar Faaliyeti ![]() Turgut Reis, Cerbe adasını kendisine hareket üssü yaptı; bütün Türk ve Arap korsanlarını etrafına topladı; yeni Tunus hükümdarı Mevlây Ahmed veya Hamid ile bir anlaşma yaparak erzak ve cephane temin etti ve buna mukabil Turgut da ganimet malından Tunus sultanına muayyen bir miktar verecekti ![]() ![]() ![]() ![]() Turgut ve Andrea Dorya ![]() Kuzey Afrika'nın mamur şehirlerinden olan Mehdiye'nin Turgut Reis tarafından zabtedilmesi güney Avrupa'da hayret uyandırdı ve hemen Andrea Dorya kumandasıyla o taraflara mühim bir donanma sevkedildi; İspanyol amirali evvela Turgut Reis'in eline geçen bazı kaleleri ve uzun bir tazyikten sonra da Mehdiye'yi aldı; Turgut, buranın muhasarası esnasında donanmayı buradan ayırmak için İtalya sahillerini vurup Mehdiye'ye yardımcı kuvvet sokmak istemişse de muvaffak olamamıştı ![]() ![]() Malta Adası'nın Birinci Muhasarası Ve Trablusgarp'ın Alınması ![]() 1551 senesinin ilkbaharında doksan kadırgadan mürekkep bir donanma Ağrıboz adasındaki Turgut Reis donanmasıyla birleşti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Turgut Reis'in Osmanlı Devleti Hizmetine Girmesi ![]() Turgut Reis'in büyük bir denizci olduğu ve yanında da Akdeniz'in en mahir denizcileri bulunduğu bu Malta ve Trablusgarp seferinde görüldüğünden Sinan Paşa'nın tavsiyesiyle Turgut Reis ve arkadaşları hizmete alınıp Turgut'a Karlıeli sancakbeyliği ve maiyetinde olan Gazi Mustafa, Uluç Ali, Hasan Kelle, Mehmed Reis, Sancaktar Reis, Deli Cafer ve Kara Kadı isimlerindeki reislere de yetmiş, seksen akçe ulufe ile fener taşımak hakkı yani Türk donanmasında gemi kumandanlığı (kadırga reisliği) etmek imtiyazı verilerek mirî gemilere reis tayin edilmişlerdir ![]() ![]() Kemal Reis ve Türk Denizciliğinin Gelişmesi Osmanlı donanması, Kemal Reis denilen meşhur Türk korsanının devlet hizmetine alınmasıyla yeni bir devreye girmiş ve bu değerli denizcinin tecrübelerinden çok istifade edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bize gönderdi geldi emr ü ferman Buyurmuş kim Kemal gelsün kapuma Deniz hizmetlerin elsün tapuma O emrin tarihi bû idi ey can Dokuz yüzde gelüben tuttuk evtan Kemal Reis derhal donanmada tadilât ve ıslâhat yaptı ve ölümüne kadar şerefle Türk gemiciliğini müdafaa etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() tarafından Memlûk sultanına gönderilmiş olan bir nâmede, tarafından istenilen Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın Faaliyeti XVIII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Donanması - Donanma-yı HümayunXVI ![]() Lepanto-İnebahtı muharebesi ile Osmanlı donanması hemen tamamıyla yok olmak derecesine geldi ise de devletin kuvvetli teşkilâtı ve Sokullu Mehmet Paşa'nın büyük faaliyeti neticesinde beş ay içinde yine evvelkisi gibi büyük bir donanma ile Akdeniz'e çıkılarak bu harikulade durum düşmanları şaşırtmış ve nihayet Venedik Cumhuriyeti galip iken mağlûp vaziyette bir sulh imzalamaya mecbur kalmıştır ![]() Osmanlı Denizciliğinin Ehemmiyetini Kaybetmesinin Sebepleri ![]() Barbaros Hayrettin Paşa'dan sonra yetişen Turgut, Kılıç Ali, Salih Paşalarla tecrübeli gemi reisleri (miri kaptanlar) ve sancak gemicileri Venedikli Uluç Hasan Paşa'nın kaptanlığından sonra (999 H ![]() ![]() ![]() Yukarıda gösterdiğimiz sebeplerden başka donanmanın eski ehemmiyetini kaybetmesinin bir ciheti de Akdeniz'deki hükümetlerin yaptıkları gibi denizcilikte yeniliğe doğru gidilmek istenmemesi ve denizci yetiştirilmemesi, on yedinci yüzyılda görülen başarısızlıkların başında gelmektedir; bu asırda kaptan paşaların her ilk baharda kanun üzere Akdeniz'e çıkıp dolaştıktan sonra Kasım'da avdet etmeleri ya bir, iki korsan gemisi yakalayıp getirmeye veya bir yeri yağmalamaya inhisar etmişti ![]() İç ve dış durumların fenalığı ve bunun az fasıla ile daha sonraları da (on yedinci yüzyılda) devamı esnasında Osmanlılardaki bu ihmâl ve atalete mukabil Akdeniz hâkimiyetini Türklere bırakmağa mecbur olan Venedikliler bundan istifade ile üstünlüğü tekrar elde etmeğe muvaffak olmuşlardı; hattâ küçük cumhuriyet olan Floransa ile Korsan olan Malta şövalyeleri on yedinci yüzyıl başlarında Akdenizde hâkim rol oynuyorlardı ![]() ![]() Bu on yedinci yüzyıl sonlarına yakın tarihlere kadar Osmanlı donanması esas itibariyle, çekdiri yani kürekli olup bundan başka donanma arasında bulunan kalyon ve burtonlar asker ve top ve mühimmat nakli için kullanılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() XVII ![]() Donanmanın Yelkenliye Çevrilmek İstenmesi ![]() Bu on yedinci yüzyıldaki deniz başarısızlıklarının sebeplerinden birinin kürekli gemilerle harp edilmesi olduğu fikrinin kabul olunması donanmada ona göre bir yenilik yapılmasına sebep oldu: Eski denizciler, kalyonlar aleyhinde bulunup donanmadan ön safın bunlara bırakılmasını istemedikleri halde Garp ocakları (Cezayir, Tunus, Trablusgarp) denizcileri düşmanla mütemadi çarpışma îcabı olarak yelkenli gemi kullanmayı Osmanlılardan evvel tatbike başlamışlardı ![]() Girit muharebesi başlayıncaya kadar Osmanlı donanması ile denizcilerinin zaafı bariz olarak bilinmiyordu; bu muharebe Girit adasına sahip olan Venediklilerin denizcilik bakımından üstün ve Osmanlı gemiciliğinin de âciz durumlarını gösterdi; Garp ocaklarının yardımları olmasa Osmanlı donanması için daha elim neticeler meydana gelebilirdi ![]() 1058 H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kalyon yapma usulü Fazıl Ahmet Paşa'nın sadareti zamanına kadar devam etti; fakat Kenan Paşa'nın boğazda Venediklilere karşı pek fena mağlûp olması kalyon aleyhtarlarına cesaret verdi ve nihayet kalyonculuk ikinci dereceye indirilerek çekdiri yine ön safa alındı ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yenilik üzerine mahir gemiciler yetiştirilip bu asır sonlarında Amcazade ve Mezomorto Hüseyin Paşalar tarafından Venediklilere ilk darbe vurularak Sakız adası geri alındı ![]() ![]() Osmanlı Donanmasının Çıkışı ![]() Osmanlı donanması, İstanbul'dan çıkan donanma ve kaptan paşa eyaletindeki sancaklarla bazı eyâlet ve adalardan çıkan bey gemileri, Mısır donanması ve bir de Garp ocakları donanması olarak dört kısımda İstanbul'da kaptan paşa kumandasında olarak hazırlanan donanma haliçten çıktıktan sonra evvela Beşiktaş önüne gelip bir iki gün sonra Yedikule'ye gider ve orada askeri yerleştirir ve oradan Akdeniz'e hareket ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Rodos beyi ile Kiklad adalarından Milos ve Santurin adaları gemileri, Sığacık (Sakız adasının karşısında Anadolu sahilinde) ve Menteşe (Muğla) sancak beyinin kadırgaları ki toplamı yedidir ![]() ![]() ![]() Donanmanın Akdeniz'de Harp Nizamı Üzere Hareketi ![]() Osmanlı donanması boğazdan çıkarken kırmızı yelkenli kaptan paşa kadırgası (baştarde) ortada bulunup diğer gemiler etrafında olarak harp nizamı üzere yürürler; bu donanmanın üç mil ilerisinde karakol kaliteleri gidip gördüklerini donanmaya haber verirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVIII ![]() Karlofça antlaşmasından sonra Amcazâde ve Mezomorto Hüseyin Paşa'ların gayretleriyle ıslah edilen Osmanlı donanması, Akdeniz'in en kuvvetli donanmasına sahip olan Venediklilere karşı üstün vaziyet almış olup bu sayede Akdeniz sahil ve adalarında sükûn ve emniyet oluşturmuştu; bu sükûn 1769 senesine kadar devam etmiş ve Osmanlı-Rus savaşı esnasında Baltık denizi'ndeki Rus donanmasının Akdeniz'e, geçerek Çeşme limanında Osmanlı donanmasını yakması üzerine vaziyet nazikleşmiş ve Cezayirli Hasan Paşa'nın kaptan-ı derya tâyini üzerine Rusların Çanakkale boğazına taarruzları önlenmiş ise de Doğu Akdeniz ve Adaları barışa kadar Rus donanmasının nüfuzu altında kalmıştı ![]() Osmanlı donanmasının Çeşme limanında batması üzerine mümkün mertebe yeniden donanma vücuda getirildi ise de bu donanma Akdeniz'de Ruslarla boy ölçüşecek vaziyette değildi; bununla beraber muharebe sonuna kadar şöyle böyle hizmet etti ve Kaynarca antlaşmasından sonra donanmaya önem verildi; fakat Kaynarca antlaşmasına kadar Karadeniz, Türkiye'nin bir iç denizi halinde iken bu antlaşma ile Rusların bu denize inmeleri, Azak denizi'nden başka Kırım sahillerinde Avlita (Sivastopol)'da gemi inşaat tezgâhları vücuda getirmeleri ve Gersore'da faaliyetleri, Osmanlı hükümetini aynı zamanda Akdeniz'den başka Karadeniz'de de meşgul ediyordu; bundan dolayı Osmanlı donanmasının evvelki mevcuduna nazaran her iki denize ait donanmasının iki misli olması gerekiyordu ![]() 1787 seferinde yalnız Karadeniz'de Rus donanmasına karşı Osmanlı donanmasıKaradeniz boğazına karşı yapmaları muhtemel bir donanma hücumunu önlemek için tedbir almaya çalışmış boğazdaki bazı kaleleri tamir ve tahkim etmeğe mecbur olmuş ve bu sırada mütareke ve antlaşma imzalalandığı için muhtemel tehlike önlenmişti ![]() ![]() XVIII ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Donanması - Donanma-yı HümayunOsmanlı Devleti’nde ilk donanma Karesi Beyliğinin alınmasıyla başlamıştır ![]() * İlk Osmanlı tersanesi (gemi inşa ve tamir etme yeri) Yıldırım Bayezıt devrinde Gelibolu’da açılmıştır ![]() * Osmanlı Devleti ilk deniz savaşını Çelebi Mehmet zamanında Venediklilerle yapmıştır ![]() * Osmanlı denizciliği Fatih zamanında büyük gelişmeler göstermiştir ![]() * Osmanlı denizciliği Kanuni zamanında altın çağını yaşamıştır ![]() ![]() * Osmanlı donanmasında Kalyon, Kadırga ve Fırkateyn adı verilen gemiler bulunurdu ![]() * Donanma komutanına Kaptan-ı Derya denirdi ![]() ![]() Bazı Osmanlı Gemileri ![]() ![]() ![]() Osmanlı donanmasında kullanılmış olan gemiler ilk devirlerde kürekli iken daha sonraki tarihlerde yani on altıncı asırdan itibaren aralarına az miktarda da olsa nakliyat için yelkenli gemiler karışmış ve on yedinci yüzyıl sonlarında yelkenliler esas olmuştur ![]() Osmanlı donanmasının kürekli kısmı en başta kadırga olarak belli başlı kalite, firkate, kırlangıç vesaire gibi türleri vardı; bunlar tek anbarlı idi ![]() ![]() Kadırgalar gayet uzun ve ensiz olup boyları kırk beş ile elli metre arasında idi ![]() ![]() ![]() Yine kadırga envaından olup fakat ondan daha büyük olan Baştarde nin oturağı yirmi altı ile otuzdu; kürekçisi beş ilâ yedi kat yani beş ile yedi arasında idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kürekli gemilerden olan kalite kadırgadan küçük olup on dokuz ile yirmi dört arasında oturağı vardı; boyu otuz üç zira yani vasati olarak yirmi beş metre kadardı ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı donanmasının hafif kısmından bir de kırlangıç denilen ve firkateden küçük olan bir gemi vardı ;bunlar muharebede karakol hizmetlerinde ve sığ yerlere ihraç hareketinde, muhabere işlerinde kullanılırdı; bütün mürettebatı mevcudu yüz kadardı ![]() Osmanlı donanmasında mavna denilen kadırgadan yüksek ve daha geniş iki katlı bir gemi daha vardı ![]() ![]() ![]() Bütün bu kürekli gemilerin hepsine birden çekdiri ismi verilip bu saydıklarımızdan daha küçük olarak çok sayıda çeşitleri vardı ![]() Osmanlı donanmasında yelkenli yürüyen büyük küçük anbarlı gemilerin çeşitleri ve faaliyetleri asıl on sekizinci asırda başlamakta ise de on altıncı asır başlarından itibaren tedrici surette artmış olan kalyondan da kısaca bahsetmek îcabetmektedir ![]() Kalyon, üç direkli büyük, iki ve üç anbarlı harp gemilerindendi ![]() ![]() olarak kullanmamışlardır; bunun boyu takriben yirmi üç metre kadardı ![]() ![]() II ![]() Sultan Mehmed devrinde ehemmiyet kesbetmeye başlayan Osmanlı donanmasıAkdeniz'de en kuvvetli donanması olan Venedik cumhuriyeti donanmasından fazla ise de henüz onlar kadar üstün denizcileri yoktu ; fakat on beşinci asır sonuyla on altıncı asır baştanlarında Venediklilerle başa baş gelmeğe başlamışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() tarzında arasında XVI ![]() Osmanlı devletinin ilk zamanlarında İzmit, Gemlik taraflarının ve daha sonra Karesi ili'nin elde edilmesi bu küçük beyliği tabii olarak denizle alâkadar etmiş, mükemmel bir donanmaya malik olan Karesi beyliği gemilerinden de istifade edilerek Rumeli'ye geçilmiş ve daha sonra da yani XIV ![]() ![]() Bu ilk devirler Osmanlı denizciliğinin acemilik zamanı olup denizde pek kuvvetli ve yetenekli olan Venediklilerle boy ölçüşecek kudrette değildi; bununla beraber bazı başarısızlıklara rağmen günden güne tecrübeli bir Osmanlı denizciliği vücuda gelmekteydi; çünkü boğazlara ve Rumeli'ye de sahip olan Osmanlıların bu tarafa geçmek için düşmandan emin olacak bir donanmaya sahip olmaları zarurî idi; nitekim Varna muharebesine geldiği sırada Boğaz tarafının düşman donanması tarafından kapandığını duyan II ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmed İstaubul'u aldıktan sonra burayı Akdeniz'den gelecek bir tehlikeye karşı muhafaza için Çanakkale boğazını tahkim etmekle beraber donanmaya da ehemmiyet verdi, ve bu sayede imroz, Limni, Taşoz, Semadirek, Midilli, Ağrıboz adaları alındı, Sakız ve Sisam vergiye bağlandı ![]() ![]() ![]() ![]() Akdeniz'de korsanlık eden Türk levendleri reislerinden meşhur Kemal Reis'in Osmanlı devleti hizmetine girmesi donanmada yeni bir canlılık vücuda getirdi; Akdeniz'de İspanya sahillerine kadar gidildi ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı hükümeti karada olduğu gibi denizde de yardım etmek suretiyle Fransa krallığını büyük bir tehlikeden kurtardı; bu yardım Fransa kralı I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlılar gemi levazımatı olan yelken, halat, zift, kürek, tel, gemi demiri vesaireyi tedarik için ocaklık olarak teşkilâta sahip olduklarından gerek gemi yapmak ve gerek bunların eşyasını tedarik hususunda asla sıkıntı çekmezlerdi ![]() Başlangıçtan XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaptan paşanın bindiği daha büyük kadırgaya baştarde adı verilirdi; kaptan paşa denize çıktığı vakit 36 oturaklı olan bu kadırgaya binerdi; her oturağında 5 ilâ 7 kürekçisi vardı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|