Alman Tiyatrosu |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Alman TiyatrosuAlman Halk Tiyatrosu COMMEDİA DELL’ARTE • Rönesansın akademik edebi tiyatrosuna karşı canlı bir muhalif olarak ortaya çıktı • Dell’arte® zenaat®sanat anlamında • Commedia Dell’arte gelişim dönemini “Barok Çağ” da yaşadı • Komik doğaçlama sanatı ve mimik, müzikal ve koreografik buluşların eğlencesi,İtalyan tuluat tiyatrosunun dünya tiyatro tarihimne yansıyan en iyi oyun türü • Sokak tiyatrosu kültürü gibi, köken olarak aynı zamanda saraydan gelen Rönesans tiyatrosunun bir ürünü olan C Dell’arte, batışına kadar müstehcen kaba güldürü ve gelişmiş artistik kutuplar arasında gidip gelmiştir • XVI YY ikinci yarısında ortaya çıkmıştır ÖZELLİKLERİ • Açık Alan; Sokak tiyatrosu, ancak özel ve ünlü alanlar (Venedik-San Marco alanı) Alana sahne kurulu • Işık; doğal güneş ışığı,alanın süslü duvarlarına renk katıyor • Sahneye yakın yerlere imtiyazlı kişiler için sıralar konulmuş • Sıraların arkasında ayakta oyunun başlamasını bekleyen halk yer alıyor Arka tarfta ise içecek satan satıcılar • Dekor; arka düzeydeki boyalı panolar Gerekirse iskemle kullanılabiliyor • Kostümler; göz alıcı ve çok renkli,çok çeşitli • Oyuncuların gülünç olanları maske takıyor Ağız kısmı açıkta,genellikle yarım maskeler kullanılıyor Ancak aşıklar ve ciddi karakterler (tiplemeler)maske kullanmıyor • Kadın tiplemeler de maske kullanmıyor • Oyuncular için bir perde var Bu perdenin arkasını bir nevi kulis olarak kullanıyorlar • Oyunun en komik tipleri uşaklar Büyük bir açlık ve daimi parasızlık içindeki uşaklar, hile ve kurnazlıkla aşıkların mutlu sonuna yardımcı olsalar da genellikle egoist çıkarlar peşinde koşarlar Canbazlık,jonglörlük,türlü işlevleri • Çok oyunculu bir topluluk olmadan önce C Dell’arte’nin ilk evresi, bazı oyuncuların bir tiplemeyle halkı güldürmesidir Bunun ilk örneği Angelo Beolco Beolco, “Ruzzante” sahne adıyla oynuyordu • Ancelo Beolco kendine Padualı bir köylü tipini seçmişti 1530’da Alplere ve Fransa’ya ulaştı • “Ruzzante” (Angelo Beolco) kısa süre sonra yeni tipler yarattı ve Pedualı köylüyle aynı sahneye çıkardı Diğer tiplemeler için oyuncu tutuyordu • Ruzzante’nin ardından Andrea Calmo, dikkate değer tek isim oldu Ancak onun kadar başarılı değildi Calmo, kendine yaşlı ve cimri bir Venedik zenginini tip olarak seçti Bu daha sonra C Dell’arte’deki Pantolone tiplemesine dönüştü • XVI YY sonunda bütün Avrupa’da ün salmış topluluklar ortaya çıktı Bu topluluklardan, I Gelosi (Gayretli) anlamına geliyor,Fransa,Polonya ve Almanya’da o ülkelerin kendi komik tiplerini canlandırıyordu Almanya’da Hanswurst,Fransa’da Pierrot,İngiltere’de Punch halkın tuttuğu yöresel tipler oldu • Bu topluluklardan başka, I Confidenti,I Uniti,I Fedeli, I Accesi,I Deoiosi en başarılı topluluklar oldu Fransız yazar Molliere bu toplulukların birinde oyuncu olarak yetişmiştir BU OYUNLARIN KONULARI VE TİPLERİ 1 Ciddi Tipler 2 Komik Tipler 1 Ciddi Tipler: Türün önemsiz kişileri ; yardımcı tipler AŞIKLAR®(innomorati) EZGİCİLER®(cantarini) DANSÇILAR®(ballerini) Ciddi tiplerin daha ön planda olanları aşıklar: • Comica innomorato; gözü dünyayı görmeyen , kör aşık Tek amacı sevgilisine kavuşmak olan genç erkek Çağdaş giysiler • Comica innomorata; ailesi tarafından baskı altında tutulan , aşığıyla gizli buluşmalar yapan eli yüzü düzgün bir aşık genç kız • Ezgiciler ve Dansçılar; bunlar oyunun asıl kişileri değil, sahne aralarında şarkı söyler ve dans ederlerdi 2 Komik Tipler: • YAŞLILAR • GENÇLER • UŞAKLAR YAŞLILAR: Yaşlıların başında Pantolone gelir Pantolone zengin bir Venedikli tüccar Attelan komedisindeki pappus’un devamı Bay Pantolone, cimri,kavgadan korkan,yeteneği olmadığı halde siyasete karışan,sık sık aldatılan, kızı tarafından aldatılan, yaşlı olmasına karşın sık sık aşık olup bu yüzden parasını kaptıran biri Kostüm; önceleri kırmızı, daha sonra kara pelerin giyen Pantolone, ayağına Türkiye’den ithal edilen çetik giyerdi Maskesi; koyu renkli,gag burunlu,ak saçlı ve uzun keçi sakallı Yaşlıların diğer önemli kişisi Polonyalı hukuk doktoru Sıfatı Dottore Roma komedyasındaki dosennusun devamı Oyunlarda genel olarak Pantolone’nin yakın dostu Karısı ya da metresi tarafından sık sık aldatılır Ya da uşaklar tarafından hileyle soyulur Hukuk doktoru olmasına karşın Dr Sıfatından yararlanıp ameliyat bile yapardı Şarlatan bir okumuş tipi Kostüm;o çağdaki üniversite profesörlerininki gibi geniş kenarlı bir şapkası var Kırmızı yanaklı, kara bir maskesi ve kısacık sakalı var GENÇLER: Genç olan komik tiplerin en önemlisi Capitano’ydu Bir asker, Roma komedyasındaki mileo gloriosus, yani palavracı asker tipinin devamı olarak doğdu Coşkun ve devamlı böbürlenen bir tavrı var Herkese meydan okuyan ancak kavga sırasında korkaklığı ve acemiliği ortaya çıkan bir tip Maskesi; uzun burunlu ve kaytan bıyıklı bir maske Görünüşü dehşet verici ancak hareketleri gülünç (gestus) Bir başka genç tip ise, Capitano’yu andıran ve daha sonraları kendi görünüşünü alan Scramuccia İyi gitar çalan,çirkin,oldukça iyi kılıç kullanan, ötekinden daha yürekli Bazen asker,bazen uşak olurdu Her zaman sarhoş dolaşırdı İlk zamanlar başında tüyle süslenmiş bere,belinde kılıç ve elinde gitar vardı Sonradan kılıç ve maskeyi kullanmamaya başladı UŞAKLAR: C Dell’arte’nin en ilgi çekici tipleri Bunların başında Arlecchino geliyor Sahneye takla atarak giren ve hiç umulmadık bir hareketle sahneden çıkan ,sevimli,hırsız bir dilenci Üzerinde çeşitli renkteki yamalarla kaplı kostümü,yıllar geçtikçe ekonomik durumu düzeltmiş olacak ki baklava biçimindeki renklerle bezendi Maskesi; budalalık ve kurnazlığı gösteren bir ifade taşırdı O aldattığı gibi başkaları tarafından da her an aldatılabilirdi Çoğu zaman oyunların baş kişisi Diğer uşak tipi; gaga burnu, kalın dudakları,kötü bakışlarıyla Brighella Arleccihino bunun yanında insan yanları olan bir kişiydi Karanlık sokakta bir kimseyi kıstırıp düşünmeden öldürebilirdi Arleccihino’nun kaması süs gibi dururken,Brighella kamasını sürekli kullanırdı Kostüm; geniş paçalı bir pantalonu, kalçalarına gelen bir pelerini ve başında bir beresi vardı Mandolin çalabiliyordu • Pulchinella; kabur,uzun burunlu bir uşak tipi Attelan komedyasındaki maccus’un devamı olup bucco’dan da bir şeyler almış Acımasız, kötü yürekli, bencil,çıkarcı bir tipti Sevimli yanları olmakla birlikte pek yanında bulunmak istenmeyecek bir tip • Kadın hizmetkar tiplerinin en ünlüsü; Colombina idi Uçarı,sevimli,çoğu zaman göz alıcı güzellikte Aynı zamanda şarkı söyleyip dans eden bir tip Bu ünlü C Dell’arte tiplerinden başka; Yaşlılardan, cassandro,claudio,cola,tartaglia vs gibi tipler vardı Uşaklardan, Scapino,Mezzetino,Pedrolino vs Kadın hizmetkarlardan; Berta, Rosetta,Pimpinella vs var • Commedia Dell’arte’nin çok sayıdaki İtalyan turne grupları, Avrupa panayırlarında izlerini miras bırakmışlar Yüksek hükümdarların misafirleri olarak şairlere ve sahneye duyulan saygının sembolü oldular • Commedia Dell’arte tiyatrosundan yüzden fazla tipleme günümüze ulaşmıştır Uşakların soytarı tiplemeleri ile İtalyan halk tiyatrosuna damgasını vurmuştur Üçyüz yıldan fazla Avrupa tiyatrosunu etkilemiştir • Molliere’in karakter komedileri Commedia Dell’arte’den etkilenmiştir İtalyan drama yazarı Goldoni en çok etkilenen yazarlardan biridir |
|
Alman Tiyatrosu |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Alman TiyatrosuAlman Tiyatrosu 1500’den 1800’e ALMANYA Rönesans Almanya’ya geç geldi Gerçek tiyatronun gelişiyse daha geç oldu On sekizinci yüzyıla kadar iyi kumpanyalar yoktu 1767’den önce doğru dürüst bir tiyatro da yoktu Alman oyun yazarlığının gelişmesi için Lessing(1729-1781),Goethe(1749-1832),Schiller(1759-1805) gibi yazarları beklemek gerekti Almanya’nın tiyatroda böylesine geri kalmasının nedeni, bir ulus niteliği kazanamamış olmasında aranabilir Küçük dükalıklar,ufak ufak prenslikler,bağımsız kentler,1870’de Bismarc Almanya’yı birleştirmeden önce,bu memleketin Paris,Londra,ya da Madrid gibi bir başkenti,bir kültür merkezi yoktu Avusturya’nın başkenti Viyana düşman kenti sayılıyordu;üstelik oradaki sahnelerde de on sekizinci yüzyıl sonuna kadar daha çok operalar,şarkılı halk komedileri oynanmıştı Gene de ayrı ayrı prensliklerde,ayrı ayrı kentlerde gelişen zengin,özellikleri belirmiş bir Alman kültürü vardı Leipzig, Hamburg, Mannheim, Frankfurt, Münih, Weimar, Berlin ayrı ayrı birer küçük kültür merkeziydiler Almanya’nın bir ulus olarak birleşmesini geciktiren nedenlerin başında savaşlar geliyordu:İç savaşlar,dinsel savaşlar,yabancı orduların memleketi yakıp yıkması Çok kan dökülen Köy Savaşı 1525’te sona ermeden Reformation kavgaları başlamıştı,bu çekişmeler ta 1648’e,Otuz Yıl Savaşları’nın sonuna kadar sürdü Dinsel savaşlar Almanya’da,İngiltere ile Fransa’dakilerden çok daha yıkıcı oldu Hapsburg,Fransız,İsveç orduları Almanya’yı yerle bir ettiler Otuz milyon Alman yirmi milyona indi Almanya’nın kendini toparlayabilmesi için bu acı olayların üzerinden bir yüzyıl geçmesi gerekti HANS SACHS’IN KISA SÜREN TİYATROSU On altıncı yüzyıl başlarında bir tiyatro kıpırdanması olmuştu Ortaçağın dinsel oyunlarıyla ilgisi bulunmayan yerli bir komedi çeşidi yaratan Alman halkı buna Fastnachtsspiel (karnaval oyunları)adını vermişti İtişip kakışmadan, kaba sözlerden bol bol yararlanan bu kısa komediler halkı eğlendirmek amacını güdüyor,sık sık da baştakileri yerme yoluna gidiyordu En sevilen tip Narr denilen soytarıydı, eğlencesine düşkün,neşeli,biracı bir Alman tipi Karnaval oyunlarında çoğunca insanoğlunun kötü yanları ele alınır,sonunda da bir mahkeme kurulup yargıçlarla alay edilirdi Bu farsları halka açık binalara, kasaba alanlarına kurulan kaba sahnelerde amatör oyuncular oynarlardı;seyircilerden para toplanmazdı Sonradan işi loncalar ele alınca birçok şehirlerde mastersingers denilen kumpanyalar ortaya çıktı Karnaval oyunları yazanların en ünlüsü Hans Sachs(1494-1576) adlı bir ayakkabı tamircisidir Sachs yaşamı boyunca birçok uzun komedi,trajedi yazmış,ama asıl başarısını seksen beşi bulan karnaval oyunlarıyla sağlamıştır Çoğunlukla konularını, kişilerini yerli tiyatronun gereklerine uydurdu,ama tarihten,Kutsal Kitap’tan klasiklerden de yararlandığı olurdu 1550 yılında eski,boş bir kilisede ilk Alman tiyatrosunu kurup bir süre devamlı oyunlar oynadı OKULLARDA Okullardaki tiyatro çalışmaları hızlı bir gelişme göstermiyordu Katolik kilisesinin iki ünlü hümanizmacısı,Erasmus ile Melanchton Euripides’i Almanca’ya çevirdiler Ama onyedinci yüzyıla kadar Almanlar klasik kurallara uyarak, ya da klasik konuları ele alarak oyun yazmayı denemediler Andreas Gryphius çıktığı yolculuklarda hem Fransız hem İtalyan oyunlarını görmüştü; Almanca oyunlar yazmaya girişti Trajedilerinde ölçü kullanıyor, komedilerini düzyazıyla yazıyordu Yazdığı oyunların yalnız okullarda oynanmış olduğu anlaşılıyor Christian Weise basit,sağlam bir dille, düzyazı olarak çok değişik konularda oyunlar yazdı Farslarında ahlak kurallarına uydurulmuş bir Narr tipi yer alırdı İNGİLİZ KOMEDİ OYUNCULARI 1650 yılından önce Almanya’daki profesyonel kumpanyalar hep yabancı topluluklardı –ilkin İngilizler,sonra Fransızlarla İtalyanlar İngiliz Komedi Oyuncuları Almanya’da önemli bir etki yarattılarsa da bu etki kalıcı olamadı 1585’te Earl of Leicester Hollanda seferine çıktığı zaman yanına oyuncular da almıştı,bunlar arasında ünlü Shakspeare soytarısı William Kempe de bulunuyordu Leicester’in oyuncuları önce Danimarka Sarayında beş yıl sonra da Dresden’de oyunlar verdiler İngiliz Komedi oyuncularının repertuvarında Gammer Gurton’s Needle gibi komediler,jig’ler (danslı kısa oyun) interlude’lar, Kutsal Kitap’tan alınan oyunlar,Shakspeare ile Marlowe’dan kısaltılmış yapıtlar bulunurdu Önceleri oyunlar İngilizceydi,gülünç interlude’larda çatpa Almanca’da konuşulurdu Bu yüzden de oyunlarda daha çok harekete önem verilir,uzun konuşmalar,şiire ,felsefeye dayanan bölümler atılırdı Birkaç yıl sonra kumpanyalarda ,hem erkek,hem de kadın,yerli oyuncular yer almaya başlayınca, oyunların baştan sona Almanca oynanması sağlanmış oldu Corneille ile Racine’in Alman oyun yazarlığı üzerinde az bir etkisi oldu,buna karşılık Moliér’in hiç etkisi olmadı 1700 yılından sonra commedia dell’arte oyunları büyük bir ilgi gördüyse de 1767’ye Lessing’in Minna von Barnhhelm’ine kadar Alman oyun yazarları toplumsal komediye yanaşmadılar FREDERİKA CAROLİNA NEUBER Otuz Yıl Savaşları’nın sonuna kadar Almanya’da yerli kumpanyalar yoktu denilebilir Küçük oyuncu topluluklarıysa kent yöneticilerince hoş karşılanmaz,serserilerle,hırsızlarla bir tutulur,bir yere bağlanmalarına izin verilmezdi Oynadıkları çoğunlukla kaba farslarla Haupt-und Staaksaktionen diye anılan yerli oyunlardı Bu alanda ilk önemli adım Johann Velten adlı bir üniversite mezununun gezici kumpanyalardan birine girmesiyle atılmıştır 1669’da Velten,Corneille’in Polyeucte’ünden yapılmış kötü bir uyarlamada rol aldı; daha sonra da Moliére’in komedilerini,Hamlet’i oynadı Ama halk Hanswurst ile Harlequin’i seyretmek istiyordu Alman sahnesinin önem kazanması Frederika Carolina Neuber adlı bir kadının öncülüğüyle başladı Bir avukatın kızı olan Frederika, 1717’de evlenmek için evden kaçmış,sonra da kocasıyla beraber bir tiyatro kumpanyasına girmişti 1727’de kendi kumpanyasını kurarak Leipzig Pazarı’nda oyunlar verdi Leipzig Üniversitesi’nin estetik profesörü olan Johann Christoph Gottsched Frederika’nın kumpanyasına on yıl kadar yardım etti Gottsched, karısıyla,daha başka arkadaşlarıyla birlikte Frau Neuber’e klasik Fransız trajedilerini çevirdi,uyarladı Neuber, Alman tiyatrosunun gerçek bir öncüsüydü 1739’da Gottsched ile Neuber’in araları açıldı 1742’de Neuber, genç bir öğrencinin, Lessing’in ilk komedisi Der Junge Gelehrte’i(Genç Bilgin) oynadı Frederika’nın pahalı sahne düzenlerine,gösterişe düşkünlüğü,sonunda kumpanyanın dağılmasına yol açtı Çoğu oyuncular gibi o da yoksulluk içinde öldü Frederika Caroline Neuber oyuncularını dikkatle seçer, titizlikle prova yaptırırdı Onun kumpanyasından yetişen oyuncular Almanya’da bir oyunculuk geleneği kurulmasını sağladılar Johann Friedrich Schoenemann,Neuber Kumpanyası’ndan ayrıldıktan sonra Almanya’nın ikinci büyük tiyatro adamı oldu İki büyük oyuncu Konrad Ackermenn ile Konrad Ekhof onun kumpanyasındaydılar HAMBURG’DA TİYATRO Hamburg bağımsız bir kentti, geniş,zengin bir kent On altıncı,on yedinci yüzyıllarda Fransız Sarayı’nı taklit etme isteğiyle operalar yaptıran kimi Alman dükalıkları,prenslikleri gibi,Hamburg’da 1678 yılında bir opera yaptırmıştı Konrad Ackermenn Hamburg’a geldikten bir zaman sonra,1765’de kentin yöneticilerini kandırarak bu opera yapısının kusursuz bir tiyatro biçimine sokulmasını sağladı Böylece Almanya yalnızca iyi oyunları oynayan bir tiyatro kumpanyasına kavuşmuş oldu Hamburg Tiyatrosu kurulduktan sonra Viyana’daki tiyatroda da iyi yapıtlara yer verilmeye başlandı 1771’de Gotha’da açılan ilk saray tiyatrosu ile 1778’de Mannheim’de açılan Ulusal Tiyatro da Hamburg’da kazanılan başarıların etkisiyle yaptırılmış tiyatrolardır 1767’de Ekhof,Ackermann,Sophie Schroeder “Hamburg Ulusal Tiyatrosué nu kurdular İki yıl bile geçmeden başarısızlığa uğrayarak kumpanyayı dağıttıkları görüldü,ama birkaç yıl sonra yeniden kurdukları kumpanya çok büyük bir başarı kazandı Bu ünlü oyuncuların Hamburg’da ilk oynadıkları yapıtlar arasında Lessing’in Minna von Barnheim’i,Moliére’in , Voltaire,Goldoni’nin oyunları vardı 1771’de kumpanya yeniden canlandırılınca bunlara Goethe,Holberg,Calderon,Schiller,Shakspeare gibi yazarların oyunları da eklendi LESSİNG Lessing, ilk profesyonel dramaturgdur İkinci bir görevi de haftada iki kere oyunlar,oyuncular,oynanış üzerine düşüncelerini yazıp bir keç sayfalık bir kitapçık halinde yayımlamaktı Tiyatro bu işi yaparken yan tutmamasını,bir dergiye yazar gibi yazmasını istemişti Ama Lessing üç ay sonra oynanışı eleştirmeyip yalnızca oyunlar üzerinde durmak gereğini duydu Lessing’in yazdığı 104 eleştiri yazısı sonradan Die Hamburgische Dramaturgie adlı kitapta toplanmıştır Bu yazılar günümüzde de okunacak değerdedir Gençlik yapıtı Der Junge Gelehrte’den başka en az dört oyun yazmıştır Miss Sara Sampson orta tabaka yaşamını ele alan duygulu bir trajedidir Bu oyunda Alman sahnesine ilk olarak doğal dil çıkarılmış,düzyazı kullanılmıştı Lessing, Minna von Barnheim adlı komedisinden sonra,gene düzyazıya dönerek Emilia Galotti’yi yazdı Bu oyunda soyluların ahlak anlayışını yerer Ölçülü olarak yazdığı Nathan der Weise adlı oyununda ise dinsel hoşgörüyü savunmuştur SCHROEDER khof’u,Lessing’i olan “Hamburg Ulusal Tiyatrosu” ilk açıldığında başarısızlığa uğramaktan kurtulamamıştı Halk iyioyunlarla düzenlenmiş bir repertuvara hazırlıklı değildi,duygulu komediler,cici baleler seyretmek istiyordu Başarısızlık kumpanya içinde bir takım anlaşmazlıklar yarattı Sonradan Almanya’nın en büyük oyuncusu olan genç Friedrich Ludwig Schroeder çevirdiği dolaplarla Ekhof’un kumpanyadan ayrılmasına yol açtı,ama kısa bir süre sonra kendisi de çekilmek zorunda kaldı İki yıl kadar sonra ise, Schroeder dağılmış olan kumpanyayı yeniden canlandırmak isteğiyle iş başına geldi; oyunculuktaki ustalığı kadar, yöneticilikteki ustalığının da yardımıyla gerçek bir başarıya erdi Bir yandan duygulu komediler,müzikli,danslı oyunlar oynuyor,bir yandan da Shakspeare,Lessing,Goethe,Schiller gibi yazarların en güzel yapıtlarını sahneye koyuyordu Günün duygululuğa düşkün seyircilerine değil Shakspeare’i,Goethe ile Schiller’i seyrettirmek bile çok güç bir işti Goethe’nin Goetz von Berlichingen adlı oyunu hem Sturm und Drang( Fırtına ve Bunalım) diye anılan edebiyat hareketinin başlamasına yol açmış,hem de Shakspeare ile Alman seyircisi arasında bir köprü olmuştu Sturm und Drang hareketi içinde yazılan oyunların hepsi Shakspeare’in kural dinlemez davranışına uyuyordu; ama bu oyunlarda düzyazı kullanılmaktaydı Schroeder Sturm und Drang yazarlarının oyunlarını oynayan tek yönetmen değildi; buna karşılık Shakspeare’i Alman sahnesinde başarıya ulaştıran ilk tiyatro adamı olmak onuru yalnızca onundur GOETHE Johann Wolfgang von Goethe Almanya’nın en büyük şairiydi Oyun yazarlığı,tiyatro yönetmenliği alanlarında sağladığı başarılar şairliğinin, felsefe,doğa bilimleri üzerine geniş bilgisinin izlerini taşır Ayrıca,ressamlığı da vardı Daha yirmi dört yaşındayken yazdığı Goetz von Berlichingen adlı oyunuyla Sturm und Drang hareketinin öncüsü olmuştu Ertesi yıl ünlü romanı Genç Werther’in Acıları’nı yazdı Wilhelm Meister adlı yapıtıysa Alman romancılığını otuz yıl etkisi altında tuttu Elli yıldan sazla bir süre Goethe,Weimar Dükü’nün devlet işlerini yürütmesine yardım etmiş; ayrıca yirmi altı yıl dükalığın tiyatrosunu yönetmişti Önceleri Sarayın içindeki küçük bir tiyatroda amatörlerin oynadığı oyunları düzenlemekteydi Kısa bir zaman sonra hükümette önemli görevler aldı;işlerinin çokluğu yüzünden sanat çalışmalarından uzak kalmaya başladı Weimar’a 1775’te gitmişti;1786,1787 yıllarını İtalya’da geçirdi 1791’de Weimar Dükü’nün yeni yaptırılan tiyatrosuna yönetmen oldu Goethe Sturm und Drang çağında Shakspeare’in etkisindeydi Klasik tiyatro kurallarına uymak gereğini duymuyordu Başkaldırmak kaçınılmaz bir şeydi Kahramanlıkla trajedi yaşamda birbirinin ayrılmaz parçalarıydı İnsan,birey değerlendiriliyordu İtalya yolculuğu,Goethe’in düşüncelerinde de,oyun yazarlığında da önemli değişiklikler yarattı Klasik anlayışa yakınlaştığı görüldü İtalya’dayken bitirdiği Egmont gene düzyazıydı,eski yapıtlarındaki duygusallıktan büsbütün uzaklaşmış değildi Sonra Goethe düzyazıyı bıraktı,Iphigenia’yı ölçülü olarak yazdı Oyunlarının en ünlüsü Faust’u ise Sturm und Drang çağının ilk günlerinde yazmaya başlamıştı,ancak 1832’de ölümünden üç ay önce bitirebildi Böylece oyun iki ayrı sanat anlayışının ortak ürünü haline geldi Weimar Dükü,sarayındaki tiyatronun bir yangın sonunda kullanılamayacak kadar zarar görmesi üzerine,yeni bir tiyatro yaptırmış,bir de kumpanya kurmuştu Oyunların bir türlü başarılı olamadığını görünce, Goethe’den tiyatronun balına geçmesini istedi Bu göreve büyük bir coşkunlukla başlayan Goethe klasikleri,çağdaş oyunları Almanca’ya çevirdi,çevirtti,dekorlar çizdi,oyunculara tiyatro dersi verdi,dans etmeyi,eskrim yapmayı öğrenmelerini sağladı,pek çok oyun sahneye koydu Schroeder’in oyun anlayışı karşısında Goethe’in savunduğu kuramlar hayli eski kalıyordu ama ününün büyüklüğü Alman sahnesini uzun zaman etkisi altında tutmasını sağladı Bu iki büyük tiyatro adamı arasındaki görüş ayrılığının yarattığı çekişme,kendileri sahne yaşamından çekildikten sonra da uzun zaman sürdüyse de,sonunda Schroeder anlayışının tam bir üstünlük sağladığı görüldü Bir tiyatro yönetmeni olduğu halde Goethe’nin yazdığı oyunlar sahneye yatkın değildi Yapıtlarını sahneye kafaya tutar gibi yazmış olduğunu kendisi de söylemiştir SCHİLLER Schiller 1784’te Kabale und Liebe ile soyluların ahlak anlayışına saldırdı; 1787’de Don Carlos’la hoşgörüyü savundu 1798’de Goethe onu Weimar’a getirdi;1805’de veremden ölünceye kadar Schiller orada kalarak yeni oyunlar yazdı Wallenstein,Maria Stuart,Die Jungfrau von Orleans,Die Braut von Messina,Wilhelm Tell Schiller de Goethe gibi, ülküsel güzelliğe ulaşmak amacındaydı Oyunları Sturm und Drang’ın canlılığını,gücünü taşıyor,bireyi değerlendirme eğilimi toplumsallığa doğru gelişiyordu Oyun yazarlığı alanında Schiller’in Goethe’ye üstün olduğu bir gerçektir Bu iki Alman yazarın elli yıl sonra Fransız sahnesinde ortaya çıkacak romantik anlayışı önceden yaşadıkları söylenebilir![]() |
|
|
|