|  | Maupassant |  | 
|  06-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   MaupassantMaupassant Doğalcılık akımına bağlı Fransız öykü ve roman yazarıdır  Öykü alanında Fransa'nın en büyüklerindendir  Parisli bir borsa oyuncusunun oğlu olarak 5 Ağustos 1850'de Dieppe kenti yakınlarındaki Miromesnil şatosunda dünyaya geldi  Guy de Maupassant, burada Normandiya bölgesini ve köylülerinin yaşamını yakından tanımak fırsatını buldu  İlk eğitimini Kilise'den aldı  13 yaşında gönderildiği İlahiyat okulundaki yaşama ısınamadığı için kurallara aykırı davrandı  Böylece kendisini okuldan kovdurdu  Öğrenimini Rouen lisesinde tamamladı  1869'da Paris'te hukuk okumaya başladı  Fransa ile Almanya arasında savaş çıkması üzerine öğrenimine ara verdi  Gönüllü olarak savaşa katıldı  1870'de seyyar jandarma birliğinde asker oldu  Maupassant, o dönemde tanığı olduğu olayları, yaşadıklarını, gözlemlediklerini daha sonra kaleme aldığı birçok öyküsünde anlattı  1871'de terhis olduktan sonra Paris'te hukuk öğrenimini sürdürdü  Babasını yardımıyla Donanma Bakanlığı'nda bir iş buldu  Atlet yapılıydı, iyi yüzer ve kürek çekerdi; yalnız aklı denizcilikte değildi; yazar olmak istiyordu  1879'da da Eğitim Bakanlığı'na geçti  Canlı ve taşkın bir kişiliği olan Maupassant, hayatın zevklerine ve çalışmaya aynı coşkuyla sarılmıştı  Şair Louis Bouilhet, onun ilk şiir denemelerini teşvik etti  Yaşamını kazanmak için çalışmaya başladığı Bakanlıklarda bürokrasi dünyasını tanıdı  Böylece bürokratların bulunduğu ortamı gözlemlemek fırsatını buldu  Maupassant'ın yazarlık hayatı, 1871'den sonra başladı  Şiirler yazdı (Le Mur, Au Bord de l'Eau)  1871 ile 1880 arasında, özellikle, annesinin çocukluk arkadaşı romancı Gustave Flaubert'in etkisinde kaldı  Flaubert, Maupassant'ı iyi bir yazar olarak yetiştirmek için çok çalıştı  Ona gerçeği değişik bir bakışla gözlemlemeyi, yalnız gördüklerini ve duyduklarını yazmayı öğretti  İlk yazdıklarını okuyup düzeltti  Flaubert, onu Emile Zola, Ivan Turgenyev, Edmond de Goncurt ve Henry James gibi ünlü yazarlarla tanıştırdı  Flaubert'in 1880'de beklenmedik ölümü, Maupassant'ı çok derinden etkiledi  1880'de, Flaubert'in ölümünden bir ay önce, aralarında Emile Zola'nın da bulunduğu natüralist (doğalcı) bazı yazarların öykülerinin toplandığı "Les Soirées de Médan" (Médan Akşamları) adlı kitapta Maupassant'ın da bir öyküsü yer aldı (Boule de Suif - Kartopu - İs Yumağı)  Bu öykü, Maupassant'a ilk büyük başarısını getirdi ve onun öykü yazarlığına olan eğilimini ortaya çıkardı  Maupassant, 1880'den 1891'e kadar, 18 kitapta toplanan yaklaşık 300 öykü ile 6 roman yayımladı  Romanları şunlardır: Bir kadının yaşamı boyunca uğradığı hayal kırıklıklarını anlatan ve ilk romanı olan "Une Vie" (Bir Hayat - 1883), "Bel Ami" (Güzel Dost - 1885), "Mont Oriol" (Oriol Dağı - 1887), "Pierre et Jean" (Pierre ile Jean - 1888), "Fort Comme la Mort" (Ölüm Gibi Kuvvetli - 1889) ve "Notre Coeur" (Kalbimiz - 1890)  Maupassant, en güzel öykülerini, 1881 ile 1886 arasında yazdı  Elde ettiği başarılar, ona yüksek sosyetenin kapılarını açtı  Son romanlarında, yüksek sosyeteye ilişkin yaşantılarını anlattı  Bu romanlar, doğrudan doğruya, Maupassant'ın karşı cinsle olan ilişkilerinin verdiği sıkıntılardan esinlendi  Öykü kitaplarından elde ettiği gelirle "Bel Ami" adlı bir yata sahip oldu  Maupassant, bu yatla Akdeniz'de geziler yaptı ve yolculuk izlenimlerini 1884'te yayımlanan "Au Soleil" (Güneşte), "Sur l'Eau" (Denizde - 1888) ve "La Vie Errante" (Serseri Hayat - 1890) adlı öykülerinde anlattı  Maupassant, genç yaşında baş ağrılarından şikayet etmeye başladı  Hastalığı, 1884'ten itibaren, zihin yorgunluğunun ve gördüğü hallüsinasyonların etkisiyle gittikçe artıyordu  Sağlık durumu günden güne bozuluyordu  Ne olduğunu bilmediği ve kendisine düşman bellediği bir varlığı hep yanı başında hissediyor ve ölüm düşüncesi sürekli olarak aklını kurcalayıp duruyordu  Guy de Maupassant, 1887 yılında yayımlanan "Le Horla" adlı öyküsünde, delilik belirtilerinin nasıl başladığını ve insan üzerinde ne gibi değişiklikler meydana getirdiğini anlattı  Bu kitap yayımlandıktan sonra, iyileşmek ümidiyle, uzunca bir deniz yolculuğuna çıktı  Yolculuktan döndükten sonra "Pierre et Jean" adlı romanını tamamladı  Daha sonra "Notre Coeur" adlı romanı kalemealdı  1890'da yayımlanan "La Vie Errante" adındaki yapıtından sonra da pek bir şey yazamadı  Sağlık durumu da adamakıllı bozulmuştu  Fazla ilâç almak yüzünden o iriyarı bedeni ve zihni yıpranmıştı  1892'nin Ocak ayında kendini öldürmeye kalkıştı  Ağır hasta olarak Paris'e getirildi ve bir sağlık yurduna yatırıldı  Maupassant, 1893 yılında iyileşemeden öldü  Paris'teki Montparnasse mezarlığına gömüldü  Sanatı Guy de Maupassant,"Les Soirées de Médan"' ve "Pierre et Jean"ın önsözlerinde yazma yöntemini anlatır  Yöntemi, kişisel olmayan nesnelliğin sürekli araştırılması üzerine kuruludur  Maupassant, öncelikle bu özelliğiyle, bütün dünyada kısa öykü türünün belli başlı birkaç ustasından biri haline geldi  Maupassant'ın öykülerinde her türlü ortam ve bu ortama uygun tipler görülebilir  Normandiya köylülerini, Normandiyalı ya da Parisli küçük burjuvaları, büyük mülk sahiplerini ve memurları öykülerinde büyük bir ustalıkla anlattı  Sıradan insanları güçlü bir yalınlıkla işledi  Dünya görüşü kötümser olan Maupassant'ın öykülerinin anlatım tekniği gittikçe gelişti  Sonunda natüralizmin aşırılıklarına karşı tepki göstermeye kadar vardı  Maupassant, hayatta güven uyandıran her şeye çatar; Tanrı'yı inkâr eder  Onu "yaptıklarını bilmez" olarak görür  Aldatmaca olarak kabul ettiği dine saldırır  Ona göre, evren, "kör ve bilinmez güçlerin zincirden boşanmasıdır"  İnsan, sadece "diğerlerinden üstün bir hayvandır"  Gelişme, gerçekleşmeyecek bir düştür  Dostluk bile, ona "iğrenç bir aldatmaca" olarak görünecektir; çünkü Maupassant'a göre, "insanların duygu ve düşünceleri anlaşılmazdır ve onlar yalnızlığa mahkûmdurlar"  Hastalığının ilerlemesine bağlı olarak Maupassant'ın yazarlık tarzı da değişime uğradı  "La Maison Tellier" (Madame Tellier'nin Evi - 1881), "Mademoiselle Fifi" (1882), "Les Contes de la Bécasse" (Çulluğun Öyküleri - 1883) gibi ilk öykülerinde, buruk ve alaylı bir konuşma gücünden kaynaklanan kuru bir anlatım görülür  Bu öykülerde, onun kavgacı niyetleri, dine, burjuva önyargılarına ve "kadına özgü kötü niyetliliğe" saldırma isteği sezilir  Hastalığının zararlarını görmeye başladığı günden itibaren Maupassant'ın anlatım yolu daha az yergici bir görünüm aldı  Yazarlık hayatının sonuna doğru "La Peur", "Lui?", "Solitude", "Le Horla", "L'endormeuse" gibilerinin de aralarında bulunduğu otuza yakın öyküsü, intihar düşüncesi, görünmez bir varlığın musallat olan fikri ile iç sıkıntısı ve korkulardan esinlendi  Guy de Maupassant, Flaubert ekolünde, "hiç kimse tarafından görülmemiş ve söylenmemiş bir görünüm" bulup ortaya çıkarmayı öğrenmişti  Öykülerinin özgünlüğü, bunların yapısından daha çok, memurların, burjuvaların ya da köylülerin yaşantılarının geçtiği birbirinden çok farklı ortamların, tiplerin ve geleneklerin "gerçek olarak tasvir edilmesi"nden ileri gelir  Öyküleri bir bütün olarak ele alındığında, 1870 - 1890 arası Fransız toplumunun zengin bir panoraması çıkar ortaya  Yapıtlarının kişisel yaşamından birçok iz taşıması, Maupassant'ın öykü ve romanlarını birer "otobiyografi" ya da "günlük"müş gibi ele alınmasına yol açmıştır  Maupassant'a olan ilgi, 20  yüzyılın ikinci yarısında azalmıştır  Ama Maupassant günümüzde de, her sınıftan okura seslenen ve hem belirli bir düzeyi tutturan, hem de belirli ölçüde popüler olabilen yeni bir öykü türünün yaratıcısı kabul edilir  Eserleri • Boule de Suif (1880) • La Maison Tellier (1881) • Une partie de campagne (1881) • Une vie (1883) • Mademoiselle Fifi (1882) • Contes de la Bécasse (1883) • Au soleil (1884) • Clair de Lune (1883) • Les soeurs Rondoli (1884) • Yvette (1884) • Miss Harriet (1884) • Monsieur Parent (1885) • Bel-Ami (1885) • Contes du jour et de la nuit (1885) • La Petite Roque (1886) • Toine (1886) • Mont-Oriol (1887) • Le Horla (1887) • Sur l’eau (1888) • Pierre et Jean (1888) • Le Rosier de madame Husson (1888) • L’héritage (1888) • Fort comme la mort (1889) • La Main gauche (1889) • Histoire d’une fille de ferme (1889) • La vie errante (1890) • Notre Coeur (1890) • L’Inutile beauté (1890) • Le père Millon (1899) • Le colporteur (1900) • Les dimanches d’un bourgeois de Paris (1900) | 
|   | 
|  | 
|  |