|  | Aşık Edebiyatı |  | 
|  06-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Aşık EdebiyatıXV  yüzyıldan sonraki Türk halk edebiyatı geleneğinde, “âşık” diye adlandırılan sanatçıların meydana getirdikleri eserlerin bütününe verilen ad  Âşık edebiyatı XV  yüzyılın ortalarından günümüze kadar edebiyatımızın bir kolunu meydana getirir  Tarih : Eski Türklerde; Âşık edebiyatının yerini tutan iki gelenek vardı: Dinî mistik halk edebiyatı ve destan geleneği  Eski çağlarda, destanları anlatan â-şık'lara “ozan” denirdi  Ozanlar, göçebe hayatı yaşamakta olan Türk kavimleri arasında dolaşırlar, ellerindeki “kopuz” adlı sazlarını çalarak geçmiş kahramanların maceralarını anlatırlardı  Dede Korkut kitabı, destanî hikâyecilik sanatının son ürünlerinden biridir  Türklerin İslâmlığı kabul etmesinden sonra sözlü Âşık edebiyatı geleneği, dinî-mistik bir özellik kazanmıştır  Bu edebiyatın Anadolu'daki ilk zengin örnekleri Yunus Emre'nin şiirlerinde görülür  Bu iki gelenekten sonra asıl kendi özellikleriyle Âşık edebiyatı Anadolu'da XV  yüzyılın sonlarında gelişmeye başlamıştır  Bir taraftan din konularında cüretli tasavvuf görüşlerine dayanan mizahlı, nükteli Bektaşi şiirinin temeli kurulurken, bir taraftan da asıl karakteristik din dışı âşık edebiyatı da bu yüzyıllarda büyük bir gelişme kaydetmiştir  XVI  ve XVII  yüzyıllarda yetişen Kul Mehmet, Öksüz Dede, Köroğlu, Kul Mustafa, Gevheri  Âşık Ömer, Karacaoğlan gibi şairlerle Âşık edebiyatı Anadolu'da büyük bir gelişme göstermiş, hattâ bazı halk şairleri, Âşık geleneğinin çerçevelerini aşmışlar, Âşık edebiyatının temsilcisi olmakla beraber, Türk edebiyatının da büyük şairleri arasında sayılmağa hak kazanmışlardır  XVIII  yüzyıl Âşık edebiyatı, daha önceki yüzyıllardaki kadar kuvvetli şahsiyetler yetiştirmemesine rağmen, aynı özelliklerle devam etmiş XIX  yüzyılda ise Dertli, Seyranî, Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah gibi şairlerle geniş alanlara yayılan bir edebiyat olmuştur  Bu sanatçılar, Âşık edebiyatı geleneğinin daha da canlanmasını sağlamakla kalmamışlar, ölümlerinden sonra da kişilikleri unutulmayan ünlü sanatçılar olmuşlardır  XIX  yüzyılın sonlarından itibaren Âşık edebiyatı geleneği, İstanbul'da yerini başka bir geleneğe semaî kahveleri geleneğine bırakmıştır  Millî edebiyat akımı başlarken Âşık edebiyatı, aydın zümrenin şiir anlayışına etki yapmış  Rıza Tevfik,, Ziya Gökalp gibi şairler yeni konuları Âşık edebiyatının tekniği ile ifade etmeği denemişlerdir  Cumhuriyetin ilânından sonraki şiir akımlarında halk şiirinin, bu arada Âşık  edebiyatının pek çok etkisi olmuş, fakat halk şiirini taklit etmeye ve halk şiir dilinin ifade imkânları ile modern şiirin zenginleşmesine yol açan yeni şiir akımlarımız doğmuştur  Âşık edebiyatı geleneği zamanımızda eski özelliği kaybetmesine rağmen, bugün de orjinal eserler yaratanlara Taslıyoruz  Şarkışlalı Veysel, Yusufelili Huzûrî, Ali İzzet, Âşık İhsanı, Dursun Ceylânî gibi âşıklar  Özellikleri: Âşıkların yarattıkları ve çevrelerine naklettikleri eserler, hikâye ve şiir olmak üzere başlıca iki türe ayrılır  Halk hikâyeleri adı verilen âşıkların anlattıkları hikâyeler, nazım-nesir karışığı özel bir şekil gösterir  Kahramanlık hikâyeleri, âşık hikâyeleri, bazı halk şairlerinin hayatlarını anlatan hikâyeler bu çeşidin başlıca gruplarıdır  Bu hikâyelerde anlatma sanatının olduğu kadar, çalma hünerinin de önemli yeri vardır  Âşık edebiyatı şiiri konu bakımından a) Destanlar (tarihî önemi olan olayları, âşıkların çevresi için üzerinde durmağa değer sel, yangın gibi olayları konu edinen uzunca manzumeler), b) taşlamalar (yergi şiirleri), c) Güzellemeler (aşk şiirleri, tabiat tasvirleri), ç) Ağıtlar (bir ölüm sebebiyle söylenmiş şiirler), d) Koçaklamalar (kahramanlık ve savaş şiirleri), e) Muammalar (bilmeceye benzer şiirlerle bunların cevaplarından ibaret manzumeler), f) Ahlâkî konuları işleyen manzumeler gibi çeşitlere bölünür   Bu manzumeler, daha çok heceli şekiller içinde işlenmiştir  Her manzume çeşidine göre hece şekilleri değişmeler gösterirse de genel olarak durakları 6 + 5 ya da 4+4+3 olan 11 ili, ya da durakları 4+4 olan 8 li ve dörder mısralı kıtalar meydana gelen şekiller kullanılmıştır  Aslında bir sözlü gelenek olan gelecek nesillere ya sözlü kaynaklarla, ya da yazılı kaynaklarla geçen Âşık edebiyatı Türk şiirinin başlıca kıymetlerinden birini meydana getirmektedir   | 
|   | 
|  | 
|  |