Prof. Dr. Sinsi
|
İbrahim Kafesoğlu ( 1914)- (18.08.1984)
1914 yılı Ocak ayında Burdur’da doğdu Babası Receb Bey, Iünya Savaşı'nda Erzurum cephesinde şehit düştü Annesi Hatice Hanım, oğlunu, büyük fedakarlıklarla yetiştirdi Okulunu her yıl birincilikle bitirdi Dedesi Hacı Ahmed Ağa’nın yanında Tefenni İlkokulu’nu, İzmir Muallim Mektebi’ni bitirdi 1936’da Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne girdi Burada da çok değerli hocaların yanında 1940’da yüksek tahsilini tamamladı Doktorasını Macaristan’da yaptı 1945 yılında yurda döndü
Üniversitelerimizin çeşitli kademelerinde binlerce öğrenci yetiştirdikten sonra, 18 Ağustos 1984’de İstanbul’a vefat etti
Türk Edebiyatı Cemiyeti (Şimdiki Türk Edebiyatı Vakfı) kurucusu
ESERLERİ:
1- Macaristan Tarihi,
2- Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu,
3- Selçuklu Ailesinin Menşei Hakkında,
4- Harzemşahlar Tarihi,
5- Türkler ve Medeniyet,
6- Malazgirt Meydan Muharebesi,
7- Türk Milliyetçiliğinin Meseleleri,
8- Eski Türk Dini,
9- Selçuklu Tarihi,
10- Sultan Melikşah
11- Türk Tarih ve Kültürü,
12- Tarih (Lise I ve II sınıfları için),
13- Türk Millî Kültürü
14- Kutadgu Bilik ve Kültür Tarihimizdeki Yeri
15- Atatürk İlkeleri ve Dayandığı Tarihî Temeller
16- Türk-İslâm Sentezi
Yayınlanacak pek çok eseri de henüz kitaplaşmamıştır “Türk Millî Kültürü” eserinden dolayı Türkiye Millî Kültür Vakfı’nın büyük armağanını kazandı Yine aynı vakıf tarafından verilen büyük kültür armağanını aldı
BAZI ESER DETAYLARI
TÜRK İSLAM SENTEZİ
"Devlet kuruculuk ve teşkilâtçılıkta kabiliyetli, bu itibarla da toleranslı, nizamperver, fütûhata yatkın fakat sömürücü değil, hakikatlere açık, gerçekçi bir millet olarak tanınan Türklerin bu özellikleri düşünce sistemlerinde temellenmektedir Türk ne herşeyi, insana sağladığı fayda derecesinde değerlendiren maddeci eski Grek gibi, ne de kâinatı meçhuller alemi sayıp çözemediği hadiseleri hemen "mucize"ye bağlayan Sâmî-İranlı-Hindli gibi düşünmektedir Türk'ün mevcut düşünce tarzları arasındaki yeri, mutedil ölçüde akılcı-maneviyatçı olmaktır Bu hususiyet İslâm felsefî tefekküründe mühim rol oynamış, dolayısıyla Türk kültür çevresine mensup şahsiyetler müsbet düşünce ve ilim sahasında büyük hizmetler ifa etmişlerdir Bu ortamda, iradeyi ön safa alan, ilahî emirleri akıl ve deliller ışığında kavrayan İslâmî düşünce tarzının gelişmesi, zaman ve mekân şartlarını gözeten bir hukuk nizamı, eski Bozkır Türk siyasî teşekküllerinde görülen devlet anlayışı, vicdan hürriyeti ve askerî geleneklerin İslâm'la terkibi, siyasetten ilme, sanata kadar hayatın her safhasında Türk üslûplu bir İslâm anlayışını ve uygulamasını meydana getirmiştir "Elinizdeki kitap, bu sentezin tarihî sürecini özetlemektedir
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN MESELELERİ
"Türk olmanın gerçekten mutluluk sayıldığı Cumhuriyetin ilk yıllarında, istiklâl, huzur ve emniyetin bahşettiği rahatlık içinde, albayrak gölgesindeki aziz Türk toprakları üzerine mes'ut bir tevekkülle eğilen Türk köylüsü; yurdu yeniden kurmak şevki ile tezgâhına ve makinasına sarılan işçisi; Türklüğü genç dimağlara aşılamak heyecanı ile gönlü dolu öğretmeni; vazife namustur şiarı ile çalışan memuru; milliyetçilik aşkı ile geleceğin bahtiyar Türkiye'sinde vazife alma nöbetine hazırlanan iradeli, vatanperver asil genci ile Türklük şuurunun çelikleştirdiği bir millet vardı Halbuki o zamanın parolası da, tıpkı şimdiki gibi, Batılı bir cemiyet olmak, "yurdu muasır medeniyet seviyesine ulaştırmak"tı Ancak, medeniyet yolunun millî kültürden geçtiği hakikatine erildiği için, eğitim ve öğretim Türk tarih ve kültürüne yöneltilmiş, ilk ve orta öğretim programları bu maksada göre düzenlenmiş, üniversite kürsülerinde Türklük bahisleri ana mevzu haline getirilmişti Türk milletinin zihninde iftihara değer tarihî ve zengin kültürü ile Türklük şuurunun yerleştirilmesine çalışılırdı Medenî´eşmede hareket noktasının millî kültürü geliştirme olduğunun idrak edildiği o heyecan çağında Türkiye'nin kültürel panoraması böyle olduğu için başarı kazanılmıştı Fakat sonra durum değişti "
TÜRK MİLLİ KÜLTÜRÜ
Her millet maddî imkânları ve manevî değerleri ile bir kültür bütünüdür Bir millet yaşamakta ise, onun bir kültürü olacaktır Biz de takriben 4000 yıllık tarihe sahip Türk milletinin kültürünü araştırdık Asya bozkırlarında gerçekleştirilen bu kültürü çeşitli cepheleri ile belirtmeğe çalıştık Kültür unsurlarının da zamanın ve çevrenin şartlarına uygun bazı değişiklikler gösterdiği, fakat ana vasıflarını daima koruduğu gerçeğinden hareket ederek yaptığımız iş, bütün yönleri ile Türk milletince ortaya konup geliştirilmiş kültürün çatısını kurmak ve onun yüzyıllarca karakterini muhafaza eden özelliklerini tesbit etmek gayretinden ibarettir
|