Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ibrahim, kalkan

İbrahim Kalkan

Eski 07-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbrahim Kalkan



İbrahim Kalkan 1949 yılında Çorum Osmaniye Köyü’nde doğdu Düzenli bir eğitim alamadı, orta okuldan terki tahsil eylemek zorunda kaldı 1966 da İstanbul’a geldi Sanatın hemen her dalına olan merakı onu önce tiyatro sahnesine çıkardı Arada şiir yazmaya çalıştı Şiirleri bazı dergi ve gazetelerin eklerinde yayınlandı Bu arada kitapla olan arkadaşlığını aksatmadan devam ettirdi

Set Oyuncuları adıyla kurduğu tiyatro topluluğu ile Suçlu Kim, (askerde yazıp sahnelediği) Kızıl Azap, Mahallede Şenlik Var adıyla kendi yazdığı oyunlarını sahneledi ve tiyatro ile yetmiş civarında il ve her ilin üç beş ilçesinde temsiller verdi Bu arada Kızıl Azap, Suçlu kim? piyeslerini yayınladı 12 eylül askeri müdahalesinden sonra tiyatroya ara verdi Uzun süre bir süre sonra BESTE dergisini çıkarmaya başladı fakat devam ettiremedi

Bu arada Gönül Şarkıları, Suya Düşen Gölgeler, Ay Işığı Kan Kırmızı, isimli şiir kitapları birer yıl aralıklarla çıktı Ayrıca tamamıyla telif ve şekil itibariyle farklı olan KELOĞLAN MASALLARI serisini yayınladı Okullara yönelik, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından olan Malazgirt, Söğüt, Fetih, Çanakkale ve Ankara konulu piyesler yazdı İbrahim Kalkan özellikle çocuklarımızın önüne koyacağımız kitapların büyük sorumluluk gerektirdiğinin altını çizmektedir


Sinemada da Minyeli Abdullah, Hasret, Halvet, Süleyman Nazif Belgeseli, Baba Evi, Bayram gibi eserlerde önemli roller üstlendi Şark Kahvesi, Bizim Ev, Şengül konağı dizilerinde rol aldı Ayrıca şiirlerinden bir çoğu Türk Sanat Musıkîsi formunda ve çeşitle makamlarda bestelenmiştir

Şu günlerde Muhabbet Faslı adıyla çıkacak şiir kitabının hazırlıkları meşgul olan İbrahim kalkan Türk sanatında klasik üslubun hakim kılınması gayreti içindedir Tiyatro, edebiyat ve musıkîyi olmazsa olmaz sayan bunların doğru icra edilmesi halinde ülkenin huzur ve refaha kavuşabileceğine inanan bir anlayışla çalışmalarını devam ettirmektedir


İbrahim Kalkan iletişim:

mibrahimkalkan@gmailcom


xxx


İBRAHİM KALKAN’IN ŞİİRLERİ


Deniz ve Rüzgar


Mehtabın sulardaki aksi yüzerken toyda,

Şarkılar söylüyordu; dinledim, akşam koyda

Her gönül sevdasını kendince meşk ederken,

Birkaç martı uçuştu, her biri başka boyda


Önce hafiften esen meltemle saz sesleri,

Sahil boyunu sardı, keserek nefesleri,

Gecenin ıslığını sürükleyen rüzgârın,

Kollarında kabardı, denizin hevesleri


Rüzgârın temasını hissederek derinden,

Dev dalgalar savurdu, kükreyerek yerinden

Kar beyaz köpükleri saçılırken kıyıya,

İşaretler yayıldı, bir deniz fenerinden


Bir vaveyla koptu ki gecenin ortasında,

Sandallar sürüklendi, anafor kumpasında

Açıkta demir atmış gemiler, sarsılarak,

Çekildi limanlara, fırtına sırasında


Gökyüzünü kapladı, kurşundan bir tabaka,

Alevden oklarını savurdu, yaka yaka

Boşaldı birden bire her yana sağnak yağmur,

Sahil mahşer yerine döndü, beş on dakika


Simsiyah perdeleri çekilirken aradan,

Suya düştü gölgeler o loşlukta sonradan,

Uzaklaştı fırtına, sükûta erdi gece,

Toprak kokusu esti, buhur buhur karadan


Gökte gülümseyen ay, karşılarken şafağı,

Rüzgâr çoktan aşmıştı, yükselip karşı dağı

Yıldızlar selamladı, bir bir yakamozları,

Buseler kondururken, aşkı tattı dudağı


Bu rüzgârla denizin, ezeli bestesidir

Derunî muhabbetin aşka güldestesidir

Bu hayat iksirinin bir ilâhi terkibi,

Velhasıl fırtınanın belki bir zerresidir

X


Sabahsız Geceler


Kimse bilmez ağlayıp gözyaşı döktüğümü

Sabahsız gecelerin korkulu kucağında

O kanımı donduran yüzlerce kördüğümü

Dağlayıp tükettiğim ömrümü ocağında


Dört duvar arasında beni çığlık çığlığa

Cehennem azabıdır saatlerce inleten

Bu içine düştüğüm akıl almaz sığlığa

Ne çeker beni bilmem, hangi dertlerdir iten


Hafakanlar basıyor, taş kesiyor bedenim

Sanki devler geziyor beynimin damarında

Çaresizlik içinde yırtılıyorken tenim

Ruhum çetin savaşın, en büyük kumarında


Yüreğime zinciri takılmış esaretin

Leylâ'sını kaybetmiş, çölde mecnun gibiyim

Tek zerresi kalmamış, ruhumda cesaretin

Viran olmuş, boşalmış bir gönül sahibiyim


Kalkabilsem yataktan açabilsem perdeyi

Baksam âlem-i ervah menzilin neresinde

Atabilsem içimden uğursuz sergerdeyi

Yıksam taş duvarları kırsam bir keresinde


Girip kaynar sulara bedenimi arıtsam

Eritsem ateşlerde bu bendeki benliği

Ruhuma acı veren ne varsa söküp atsam

Belki içime düşer bir sabah serinliği


X

Sana geldim


Soyunup her türlü gâm-ı fenâdan,

Aşkın libasına büründüm geldim

Tevekkül dileyip yâr-ı senadan,

Dost ile düşmana göründüm geldim


Tutuldum doluya, yağmura, kara,

Bir zaman kavruldum hicran içinde,

İtilip kakıldım hep bir kenara,

Sabır taşlarıyla öründüm geldim


Kırık kanatları nice kuşların,

Sancısı fikrime düştükçe yandım

Hasretle savrulup yok oluşların,

Derdiyle ar edip süründüm geldim


Azap harmanında yele verildim,

Gezindim sıralı dağları, düzü

Elenip belendim, güle serildim,

Üst üste katlanıp düründüm geldim


Gözyaşına düştüm, sele katıldım,

Feryadımı boğdum ellere karşı

Sevda yollarında çöle atıldım,

Siyah gecelerden küründüm geldim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.