Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ikrime

İkrime

Eski 07-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İkrime



HAKKINDA YAZILANLAR


Kutlu süvari Hazret-i İkrime

İrfan Özfatura bilgi@tgcomtr

Türkiye 30 Mart 2004


Hazret-i İkrime büyük bir aşk ile Müslüman olsa da çarşıda pazarda dolanmaktan kaçar Kimbilir belki de müminlerin, babası Ebu Cehil aleyhinde konuşacağını ve kinayeli kinayeli laf çarptıracaklarını sanar Doğrusu bunu olgunlukla karşılayacak kıvamdadır, lâkin Sahabe-i kiram onu samimiyetle kucaklar ve kalbini kırmaktan çok korkarlar Geçmişe sünger çekildiğini görmek onu çok duygulandırır, hizmet arzusu katlanarak artar

İkrime doğma büyüme Mekkeli olmasına rağmen Server-i Kâinat’a yakın olabilmek için Medine’ye yerleşir ve sabırsızlıkla vazife bekler Peygamber Efendimiz onu Beni Hevazin’in zekatını toplamakla görevlendirirler


Kılıç aynı el başka

Efendimizin vefatlarından sonra ne yazık ki irtidat edenler çıkar, bir başka deyişle münafıklar yüzlerindeki maskeleri atarlar İkrime Hazret-i Ebu Bekir’i yalnız bırakmaz Arabistanın dört bir yanına koşar, mürtedleri hizaya sokar

Yine Hazret-i Ebû Bekir devrinde, yalancı peygamberlik dâvâsına kalkışan Müseylemet-ül-Kezzâb üzerine gönderilir Ancak Müseyleme’nin taifesi beklenilenden de kalabalık çıkar, İkrime ölümüne dövüşmesine rağmen bu güruhu kazıyamaz Hâlid bin Velid komutasındaki kuvvetlerle birleşerek saldırıyı yeniler ve sapıkları sustururlar

Bir ara Umman taraflarında bulunan Hazret-i Huzeyfe’nin yardımına koşar, ardından sancağı Mehre’de açarlar Ahali topyekun Müslüman olunca Yemen’e gider, halkı mürtedlerin şerrinden korurlar Medîne’ye dönüp henüz nefes almıştır ki onları Suriye tarafına yollarlar

Halid bin Velid, Suriye Filistin taraflarını hallaç pamuğu gibi atarken amcaoğlu İkrime’yi yanından ayırmaz Nitekim bir taraftan İran ordularını bir taraftan Bizans ordularını yener, girdikleri her yerde İslâmı anlatırlar Halk fevc fevc gelip onlara katılır, dahası emirlerine girip kılıç kuşanırlar Nitekim Ecnadeyn’de Bizanslıları yener, kibirli generallerini evlerine yollarlar Ancak bu savaşta İkrime ağır bir yara alır ve tam üç ay yataktan kalkamaz İkrime ayakta durabildiği ve kılıcını tutabildiği gün gider, Halid bin Velid’in yanında saf tutar


Ah Yermük ah!

Zira o günlerde papazlar köy köy dolanmakta büyük bir ordu toplamaktadırlar Akılları sıra Müslümanları Filistin ve Suriyeden atmakla kalmayacak Arabistana yürüyüp Haremeyn’e saldıracaklardır Tehlike ciddiye alınmayacak gibi değildir, dile kolay, sayıları 240 bini aşar ki adamlar sahraya sığmazlar

Halid bin Velid’in muhacir ve ensardan 3 bin kişilik bir çekirdek gücü vardır, ki bunlar fevkalade eğitimli ve gözü karadırlar Yöre halkından da 40 bin civarında mümin onlara katılır, evet bunlar da gayretli ve ihlaslıdırlar ama cenk meydanlarının yabancısıdırlar


Su, suu N’olur suu!

Yermük Muharebesinin kaçıncı günüdür bilmiyoruz, güneş tam tepeye gelince çarpışmanın hızı azalır, iki taraf da toparlanma ihtiyacı duyar Hazret-i Huzeyfe çok yorgundur ama ufak tefek yaralarını umursamaz, arkadaşlarının yardımına koşar Bir o yana bir bu yana seyirtir, ter topuğundan akar Güneş adeta yere inmiş, kumlar yakıcı olmaya başlamıştır Nefesi daralır, dili dönmez olur, sanki önü sıra sarı sarı lekeler uçuşurlar Hele siz kan kaybeden birini düşünün, bu sıcakta değil ağzının içi, gözünün akı kurur Hazret-i Huzeyfe bir ara amcasının oğlunu görür gibi olur Evet evet, yüzü gözü kan içinde kalan mücahid Harisin ta kendisidir ve son anlarını yaşamaktadır Derhal kırbasını çıkarıp sorar: “Su ister misin?”

Suyu kim istemez? Haris kavrulan dudaklarıyla zoraki güler, “hâlimi görüyorsun” gibilerinden bakar Huzeyfe tam suyu ağzına akıtacakken, biraz öteden bir ses duyulur

- Su! Suu! N’olur, bir damla suu!


Kardeşime götür!

Bu, İkrime’dir, yetmişin üzerinde darbe almış, rengi solmuş, dermanı kalmamıştır Hâris, ağzını kapar, göz işaretiyle suyun İkrime’ye götürülmesini arzular Huzeyfe, İkrime’ye yetişir, tam kırbayı uzatmıştır ki Iyas’ın iniltisini duyarlar

- Allah rızâsı için bir damla su!

İkrime, çok ihtiyacı olmasına rağmen başını çevirir, suyu Iyas’a yollar

Hazret-i Huzeyfe bu kez Iyas’a yetişir, ancak kırbayı uzatamadan büyük sahabe Kelime-i şehâdet getirir ve son nefesini verir Hızla geri döner, heyhaaat İkrime’nin de dudaklarına tatlı bir tebessüm, gözlerine dolu dolu huzur oturmuştur Artık onun kırbalardaki suya ihtiyacı yoktur Bâri amcamın oğluna yetişeyim deyip fırlar Koşa koşa başına gelir, ne çâre ki, o mübarek de yanağını kızgın kumlara vermiş, gözlerini vecd ile yummuştur Hayret! Yaralıyken perişan halde görülen kutlu sahabe ölünce gençleşmiş, güzelleşmiş, nurlanmıştır Sanki kevser havuzunda yıkanmış, cennet ırmaklarından serin sular yudumlamıştır (Radıyallahü anhüm ecmain)

Hazret-i Huzeyfe bir kırbadaki suya, bir şanslı şehidlere bakar Oracığa çöker, içli içli ağlar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.