|  | Muhlis Akarsu ( 1948 |  | 
|  07-19-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Muhlis Akarsu ( 1948Özellikle 19  yüzyılın sonlarıyla 20  yüzyılın başlarından itibaren değişen bir karakterle karşımıza çıkan aşıklar, "aşık edebiyatı ve "aşık müziği" adıyla anılan kendilerine özgü müzik ve edebiyat türlerini oluşturabilmişlerdir  Türklerin en eski halk şairleri olan ozanlar( bugünkü aşıklar) ve onların kopuzla söyledikleri ezgiler her dönemde geniş halk kitleleri tarafından beğeniyle karşılanmıştır  Günümüzde de aşıklar mezhebi ve etnik farklılaşmaya rağmen aynı işlevleri sürdürüyorlar Bugün için köy-kasaba-kent üçgeninde sıkışmış, kimlik arayışında olan aşıklar sosyal, siyasal ve ticari oluşumlara karşı bir direniş içinde olamıyorlar  Çoğu köylü olan günümüz aşıklarının büyük bir bölümü kentlerde yaşıyor  Bu nedenle üretim tarzlarından, bunları tüketiş biçimlerine kadar hızlı bir değişim geçiriyorlar  Yakın geçmişten beri bu durumda olan aşıklardan Mahzuni Şerif, Nesimi Çimen, Davut Sulari, Muhlis Akarsu, Aşık Emrah bunlardan yanlızca birkaçıdır  1960'lı yılların sonlarından itibaren daha geniş kitlelere seslenmek üzere çaba sarfeden aşıklar yoğun bir biçimde plak piyasasına girdiler  Söylediği deyişlerle ve yumuşak ses karakterleriyle hemen dikkat çeken bu aşıklardan biri Muhlis Akarsu'ydu     Muhlis Akarsu, 1948 yılında Sivas'ın Kangal ilçesi Minarekaya köyünde doğdu  Küçük yaşlardan itibaren katıldığı muhabbetlerde ve cemlerde Alevi-Bektaşi kültürünü öğrendi;saz çalıp türkü söylemeye başladı  Kısa zamanda sesinin güzelliği ile fark edildi  Gençlik yıllarında geldiği İstanbul'da Mahzuni Şerif'in, Davut Sulari'nin deyişleriyle tanıştı  İlk söylediği deyişlerde gerek saz çalış gerekse okuyuş itibarıyla Davut Sulari'nin etkisi görülür  Davut Sulari'nin kendine özgü bol hançere hareketlerini içeren tavrından uzun süre kurtulamayan Akarsu, kendi deyişlerinde de bu tavrı-kısa bir süre de olsa- denemiştir  Daha sonraları deyişlerinde ve deyiş söyleme tavrında Sulari'nin etkisinden kurtulduğu görülür  1970'lerden itibaren dönemin etkili aşığı Mahzuni Şerif'in izleri belirir Akasu'da    Uzunca bir süre Mahzuni'nin deyişlerini çalar, okur  Bu arada Alevi-Bektaşi aşık geleneğinden de kopmaz  Pir Sultan, Kul Himmet gibi büyük ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan seslendirir   1980'li yıllarda ise Akarsu, artık kendi kimliğini bulur  O güne kadar usta malı deyişlerle kendini gösteren Akarsu, 80'lerin başından itibaren deyişlerindeki anlatımı güçlü, bağlamasına hakim ve sesini deyiş tavrında kullanabilen bir sanatçı görünümündedir  Bu yıllar adeta parladığı yıllardır Akarsu'nun    "Muhabbet" serisinin her yapıtında yer alır  Eserleri çeşitli türlerde şarkı söyleyen sanatçılar tarafından okunur  Ancak sanatının en verimli ve olgun döneminde yaşama veda eder( 2 Temmuz 1993, Sivas Madımak Oteli yangını) Ardında ise milyonlarca seveni ile birlikte 100'den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzunçalar, 20 kaset ve yüzlerce deyiş bırakır   Muhlis Akarsu'nun yapıtlarına şöyle bir bakıldığında, tümünün lirik bir ifadeyle yapıldığı ve söylendiği hemen fark edilir  Repertuarının büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür  Akarsu'nun yar üzerine söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü yüzlerce deyişi vardır  Deyişlerinde toplumsal konulara da kayıtsız kalmaz;ancak bu, sevgi üzerine söylediği deyişler kadar çok öne çıkmaz  Birkaç deyişinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür  Alevi-Bektaşi edebiyatının ve müziğinin deyiş türüyle ünlenen aşığı Muhlis Akarsu'nun Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan etkisindeki tavrını her zaman hissetmek mümkündür   Bu seçkide aşığın ses dokusunu, müzikal tavrını en iyi ifade eden örneklere yer vermeye çalıştık  Muhlis Akarsu'nun eserlerini dinledikçe gerçekten de akarsu gibi çağlayan sesini hissedecek ve onu sevgiyle anacağız  Ruhu şad olsun  Melih Duygulu | 
|   | 
|  | 
|  |